(Kuzey Zazacasında Ü; Merkez ve Güney Zazacasında uzun U diye okunur. Ortak bir alfabe konusunda bu harf üzerine henüz tam net bir hemfikirlilik sağlanmadığından ötürü iki harfi de gösterme gereği duyuyoruz. www.zazaki.de)
u va ve söyledı
u vano u vano ve söylüyor ve söylüyor
u wıni va u wıni zi nêkerd ve öyle söyledı ve öylede yapmadı
u ve
üca ora, orası, orda, oada, o yer
üca dı orada
üca ra oradan
üca u naca orada burada, orası burası
üca u noca orada burada, orası burası
üçaksavar (Tr) hava hedeflerine karşı kulanılan silahlara verilen ad
ücax ocak
ücaxê cı kor bo körocak olsun, ocağı kör olsun
ücaxkor bıyayenı-bıyayış körocak olmak
ücaxkor verdayenı-verdayış körocak bırakmak
ücaxkor körocak
ücret dayenı-dayış ücret vermek
ücret ücret
ücreta ücretle
üçırma uçurtma
üçırtma uçurtma
üd (Ar) mızrapla çalınan iri karınlı, kirişli bir çalgı
üdi (Ar) ud çalan çalgıcı
üff, ganê mı no çend veşeno uff, canım ne kadar yaniyor
üff, o yo bol teweno uff, çok ağriyor
üff acı, sızı duyunca, kızınca, sıkılınca veya yorulunca söylenir
üfüned (Ar) 1-pis koku, 2-irin, cerahat
üfüq-üfq (Ar) düz arazide veya açık denizde gökle yerin birleşir gibi göründüğü yer, göz erimi
üşş utanma ve heyecan belirten bir sözcük
üşire ince yaş çubuk
üşirkı çubukla sopala
üşk (wışk) kuru
üşk biyayenı-üşk biyayış kurumak
üşk kerdenı-üşk kerdış kurutmak
üşko kurudır
üja (üca) ora, orası, orda, o yer
üjadı orada
üjara oradan
üjdan (wijdan, vijdan, wüjdan) vicdan
üjdanê to vicdanın
üjdansız (bêüjdan) vicdansız
üka okka, bir buçuk kilo, oniki litre
ükêri 1-yatak konulan yer, 2-ayran tuluğunu dik tutan tahta çubuk
ülan kaba ey, öfke ve nefretı anlatır
üle ulan, lan
ülema (Ar) 1-bilginler, 2-sarıklı din bilginleri
ülemalığey bilginlik, alimlik
ülemayinı bilginlik, alimlik
üli ulu
ültimatom (Fr) 1-isteklerin yerine getirilmesini isteyen nota, 2-uyarı, emir, savaş uyarı vb
ültimatom dayenı-dayış ultimatom vermak
üluhiyet (Ar) tanrılık sıfatı, Allahlık vasfı
ülvi (Ar) 1-yüce, 2-gökle ilgili olan, semavi
ülviyet (ar) yücelik
ümacinı öcücülük
ümacı (Tr) çocukları korkutmak için uydurulmuş hayali yaratık, öcü
ümbaz ardenı-ardış arkadaş getirmek
ümbaz bıyayenı-bıyayış arkadaş olmak
ümbaz kerdenı-kerdış arkadaş etmek, arkadaş yapmak
ümbaz arkadaş, dost
ümbazey arkadaşlık
ümbazinı kerdenı-kerdış arkadaşlık yapmak
ümbazinı arkadaşlık
ümde (Ar) ilke, prensip
ümiş uyma
ümiş biyayenı-ümiş biyayış 1-uymak, yakışmak, 2-barışmak
ümiş kerdenı-kerdış uydurmak
ümişê cı beno kendisine uyuyor
ümman (Ar) ana deniz, okyanus
ümüd (umid) umut, umma, beklenti, ümit
ümüd bıyayenı-bıyayış umut edilme, ümit edilme
ümüd cı dayenı-dayış kendisine umut, ümit vermek
ümüd dayenı-dayış ümit vermek, umut vermek
ümüd kerdenı-kerdış umut etmek, ümit etmek
ümüd kewtenı-kewtış umuda kapılmak, ümitlenmek
ümüd nêbıyayenı-nêbıyayış umudu, ümidı olmamamak
ümüdê xo bırnayenı-bırnayış umudunu kesmet, ümitsizleşmek
ümüdey umutluk, ümitlik
ümüdinı ümit etme durumu, umut etme durumu
ümüm (Ar) bütün, hep, tüm, kamu, genel, umum
ümümê cı geneli, umumı, hepsi
ümümi (Ar) genel, umumi, her zaman
ümümi bê her zaman gel
ümümiyet (Ar) genellik
ümümiyetê cı geneli
ümümiyetle (Ar) genellikle
ümümxane genel ev, özel ev
ümür (Ar) 1-aldırış etme, önem verme
ümür mekı aldırma
ümüt 1-ummaktan doğan güven duygusu, ümit, 2-bu duyguyu veren kimse
ümıd (umid) umut, umma, beklenti, ümit
ümıd bıyayenı-bıyayış umut edilme, ümit edilme
ümıd cı dayenı-dayış kendisine umut, ümit vermek
ümıd dayenı-dayış ümit vermek, umut vermek
ümıd kerdenı-kerdış umut etmek, ümit etmek
ümıd kewtenı-kewtış umuda kapılmak, ümitlenmek
ümıd nêbıyayenı-nêbıyayış umudu, ümidı olmamamak
ümıdê xo bırnayenı-bırnayış umudunu kesmet, ümitsizleşmek
ümıdey umutluk, ümitlik
ümıdinı ümit etme durumu, umut etme durumu
ümış uymak, yakışmak
ümış biyayenı karê do bol rındo barışmak iyi bir iştir
ümış bıyayenı-ümış bıyayış 1-yakışmak, 2-barışmak
ümışê pê bi 1-barıştılar, 2-birbirine uydular
ümış kerdenı-ümış kerdış 1-uydurmak, yakıştırmak, 2-barıştırmak
üna (wına) böyle, şöyle
üna bo se böyle olsa
üna bo 1-böyle olsa, 2-böyle olsun
üna böyle
ünabı 1-böyleydi, 2-böyle oldu
ünadır böyledir, bundan ibarettir
ünaya böylelikle
ünayo böyledir
ünca 1-o kadar, 2-yine
üncaki ancak
ünce yonca
üniversiteyê cıwatiyê berzi yüksek toplum üniversitesi
ünsür (Ar) öge, eleman, ilke
ünt çekti
üntenı-üntış çekmek
ünto çekmiş
ünvard yokuş, yukarı doğru
ünwan (Ar) ad, şan, şöhret
üpaya ame ayaklariyle geldi, yayan geldi
üpaya ayakla, ayaklariyle, yayan
üqala (Ar) kendini akıllı ve bilgili sanan, bilgiçlik taslayan (kimse), ukalâ
üqalalığey ukala olma durumu, ukalalık
üqalaya ukaladır (dişil)
üqalayey ukalalık
üqalayinı ukalalık
üqalayo ukaladır (eril)
ür kırpıntı
üra ra bugünden
üra tepeya bundan sonra
üra 1-daha sonra, 2-bugün
üranüs (Yün) bir gezegen adı
üranyüm (Fr) bir element adı
ürba (‹t) giysi
ürban (Ar) çöl arapları
ürê nani ekmek kırpıntıları
ürê qumaşi kumaşın kırpıntıları
ürfayıji bol tün wenê urfalılar çok acı yerler
ürr ur
ürüp (Ar) arşının sekizde biri uzunluğundaki ölçü
Ürüs Rus
Ürüsya Rusya
ürzê ra kalk, kalkın
ürzê ürzê kalkın kalkın
ürzê xoser ayağa kalkın
ürzê kalkın
ürzna kaldırdı
ürznayenı-ürznayış kaldırmak, yerinden etmek
ürznayo kaldırmış
ürzyaye kalkmış olan
ürzyayenı-ürzyayış kalkmak, kalkmış olmak, kalkılmak
ürzı kalk
ürzına kaldırdı
Ürıs Rus
Ürıski Rusça
üs (Ar) akıl
üsar (wesar) 1-bahar, ilkbahar, 2-yular
üsare (Ar) öz su
üsari 1-baharda, 2-yularlar
üsarın yularlı
üsk kuru
üsk biyayenı-biyayış kurumak
üsk kerdenı-kerdış kurutmak
üska 1-orası, 2-kurudur
üskera tastan büyük ve geniş kap, geniş ve büyük tas
üskey kuraklık
üskırigı bardak
üst kalktı
üst ra 1-ayağa kalktı, 2-yolla düştü
üslüb (Ar) üslüp, oluş, deyiş veya yapış biçimi, tarz, stil, biçim
üslübêna üslüple
üslub (Ar) üslüp, oluş, deyiş veya yapış biçimi, tarz, stil, biçim
Üsmanli Osmanlı, osmanlılar
üsta 1-bir zanatı gereği gibi öğrenmiş olup kendi başına yapabilen kimse, 2-sanat öğreticisi, 3-zanatçılar için san, 4-işinin eri, becerikli
üstad (Far) bilim veya sanat alanında üstün bilgisi ve yeteneği olan kimse
üstadey üstatlık
üstalığey ustalık
üstayeya ustalıkla
üstayinı ustalık
üstünı sütun, orta direk
üstüra (Far) traş için kulanılan, açılıp kapanan çok keskin bıçak
üstıne damlarda dam üstüne atılan direklerin altına konulan destek direk, sütun
üstını direk, evin orta direği
üstıra ustura
üsül (Ar) 1-bir amaca erişebilmek için izlenen, tutulan yol, 2-metot, 3-yol, yöntem, 4-yavaş
üsül üsül şo yavaş yavaş git, usul usul git
üsül üsül yavaş yavaş, usul usul
üsülêdê cı esto bir yöntemi vardır
üsülêna yavaşça, usulca
üsxan bir erkek ismi
üsıl bıyayenı-bıyayış adet olmak
üsıl kerdenı-kerdış usül haline getirmek, usül etmek
üsıl üsıl uslu uslu
üsıl usül
üsılêna usüllü, güzel bir şekilde
üta (ita) burası, bura, bu taraf
ütarit (Ar) bir gezegen adı
ütêl otel
ütel otel
ütêlci otelci
ütêlcinı otelcilik
ütêli oteller
ütiya burası
üüy vay
üxrewi (Ar) öbür dünya ile ilgili, ahret ile ilgili
üza (wıja,wıca) ora, orası, orada
üza bı oraydı, oradaydı
üza do oradadır
üza dı bı oradaydı
üza dı ro oradadır
üza dı orada
üza ra tepeya ondan sonra
üza ra oradan
üzadeyo oradadır
üzay ser o taraf üstü
üzaya orayla
üzayrê orasına
üzha orası
üzha ra oradan
üzha dı orada
üzlet (Ar) toplum yaşayışından kaçıp tek başına yaşama
üzw (Ar) organ, üye
üzwi (Ar) organik
üzwiyet (Ar) organizma
uca dı orada
uca ra oradan
ucax ocak
ucaxê cı kor bo körocak olsun, ocağı kör olsun
ucaxkor bıyayenı-bıyayış körocak olmak
ucaxkor verdayenı-verdayış körocak bırakmak
ucaxkor körocak
ucret (Ar) 1-iş gücünün karşılığı olan para ve mal, 2-kiralanan veya satın alınan bir şey işin ödenen para
ucreta ücretle
ucretê cı ücreti
ucretê xo ya ücretiyle
ucretkar ücretle çalışan kimse
udew ödev
udul (Tr) ödül
uf usanç, bezginlik, tiksinti gibi duyguları anlatır
uff kerden-uff kerdış of etmek, sızlayarak of çekmek
uff of, insanın bir yerine birşey batarken "üff" der
uffayen-kuffayen oflamak puflamak
uffayen-puffayen oflamak puflamak
uffayenı-uffayış of etmek, oflamak, of çekmek
uffeno kuffeno ofliyor kufliyor
uffeno puffeno ofliyor pufliyor
ufuned (Ar) 1-pis koku, 2-irin, cerahat
uşur (Ar) öşür
uşır öşür vergisi
uge (Tr) öğe
ugretim (Tr) öğretim
uhrewi (Ar) öbür dünya ile ilgili, ahret ile ilgili
ukêri 1-yatak konulan yer, 2-ayran tuluğunu dik tutan tahta çubuk
ulçex ölçek
ulema (Ar) alim, bilginler, sarıklı din bilginleri
ulfet (Ar) 1-alışma, kaynaşma, 2-tanışma, görüşme
ulm pey bıyayenı-bıyayış bilgisi olmak
ulm bilgi
ulmın bilgili
ulq nefes, sabır, sabretme
ulqê to çırê hend tengo nefesin niye o kadar dardır?
ulser (Fr) mide veya bağırsaklarda görülen yara
ultimatom (Fr) isteklerin yerine getirilmesi için verilen nota
umacinı öcücülük
umacı (Tr) çocukları korkutmak için uydurulmuş hayali yaratık, öcü
umbaz ardenı-ardış arkadaş getirmek
umbaz bıyayenı-bıyayış arkadaş olmak
umbaz kerdenı-kerdış arkadaş etmek, arkadaş yapmak
umbaz arkadaş, dost
umbazey arkadaşlık
umbazinı kerdenı-kerdış arkadaşlık yapmak
umbazinı arkadaşlık
umde (Ar) ilke, prensip
umer bir erkek ismi
umet (Ar) Hz Muhammed'in çevresinde toplanan müslümanların tümü
umet u tomet halklığı inkar edilen halk
umeta ma umetêda vıllabıyayêya bizim ümmetimiz dağınık bir ümmettir
umetı ümmet
umid umma, beklenti, ümit, umut
umidey umutluk, ümitlik
umman (Ar) ana deniz, okyanus
ummet (Ar) Hz Muhammed'in çevresinde toplanan müslümanların tümü
ummetçi ümmetçilik yanlısı olan (kimse)
ummi (Ar) okuma yazması olmayan
umran (Ar) bayındırlık
umrê mı ömrüm
umre (Ar) Hac mevsimi dışında Kabe ve öbür kutsal yerleri ziyaret etmek
umüd (umid) umut, umma, beklenti, ümit
umüd bıyayenı-bıyayış umut edilme, ümit edilme
umüd cı dayenı-dayış kendisine umut, ümit vermek
umüd dayenı-dayış ümit vermek, umut vermek
umüd kerdenı-kerdış umut etmek, ummak
umüd kewtenı-kewtış umuda kapılmak, ümitlenmek
umüd nêbıyayenı-nêbıyayış umudu, ümidı olmamamak
umüdê xo bırnayenı-bırnayış umudunu kesmet, ümitsizleşmek
umüdey umutluk, ümitlik
umüdinı ümit etme durumu, umut etme durumu
umüm (Ar) bütün, hep, tüm, kamu, genel, umum
umümê cı geneli, umumı, hepsi
umümi (Ar) genel, umumi, her zaman
umümi bê her zaman gel
umümi genel, umumi
umümiyet (Ar) genellik
umümiyetê cı geneli
umümiyetle (Ar) genellikle
umümxane genel ev, özel ev
umümxene genel ev
umür (Ar) 1-aldırış etme, önem verme
umüt 1-ummaktan doğan güven duygusu, ümit, 2-bu duyguyu veren kimse
umur ömür
umıd (umid) umut, ümit
umır ömür, yaş, yaşam
under (Tr) önder
underlığey önderlik
underinı liderlik, önderlik
uneri öneri
uni öyle, öyle mi, öylemidir
uniforma (Fr) 1-tüzükle belirtilmiş bir örnek giysi, 2-silahlı kuvvetlerin resmi giysisi
uniformali üniformalı
unik (Fr) tek, eşi olmayan
unite (Fr) 1-birlik, birleşmiş olma durumu, 2-birim
universal (Fr) evrensel
universite (Fr) üniversite, fakülte, enstitü, yüksek okul
unlem (Tr) önlem
unlem gırotenı-gırotış ünlem almak
unlemana ünlemlerle
unlemiya ünlem ile, ünlemle
unlug (Tr) önlük
unwan (Ar) bir kimsenin işi, mesleği veya toplum içindeki durumu ile ilgili olrak kullanılan ad, san, unvan
urb çok karabalık
urbın karabalık olma durumu
ure (Fr) azotlu besinlerin vucutta yanmasiyle oluşan, erimiş bir durumda idrarla dışarı atılan azotlu madde
uremi (Fr) ürenin kanda birikmesi sonucu ortaya çıkan hastalık
ureteteç (Tr) jeneratör
urf örf
urgut (Tr) örgüt
urgut kerdenı-kerdış örgütlemek
urgut ronayenı-ronayış örgüt kurmak
urgutçılığey örgütçülük
urnek (Tr) örnek
uroloji (Fr) tıbbın idrar yolu hastalıklarını inceliyen dalı, bevliye
uroloğ (Fr) idrar yolu hastalıkları hekimi, bevliyeci
urs örs
urzna kaldırdı
urznayenı-ürznayış kaldırmak, yerinden etmek
urznayo kaldırmış
urzyaye kalkmış olan
urzyayenı-ürzyayış kalklmak
urzına kaldırdı
us (Ar) akıl
usar (wesar) 1-ilkbahar, 2-yular
usare (Ar) 1-esirler, köleler, 2-öz su
usari 1-baharda, 2-yularlar
usarın yularlı
uslüb (Ar) üslüp, oluş, deyiş veya yapış biçimi, tarz, stil, biçim
uslübêna üslüple
uslub (Ar) üslüp, oluş, deyiş veya yapış biçimi, tarz, stil, biçim
uss (Ar) bazı görevleri yürütebilmek amacıyla kurulup donatılan konaklama yeri, üs
ustad (Far) bilim ve sanat alanında üstün bilgisi ve yeteneği olan kimse
ustor (estor, hestor) at
ustünı orta direk, sütun
usıl bıyayenı-bıyayış adet olmak
usıl kerdenı-kerdış usül haline getirmek, usül etmek
usıl üsıl uslu uslu
usıl usül
usılêna usüllü, güzel bir şekilde
utêl otel
utêlci otelci
utêlcinı otelcilik
utêli oteller
uti kerden-kerdış ütülemek, ütü etmek
uti ötü
utı bıyaye ötülenmiş olan
utı bıyayenı-bıyayış ötülenmiş olmak
utı kerde ötülenmiş olan
utı kerdoğ ötüleyen
utı ötü
utıcinı ötücülük
utıcılığey ötücülük
utıyey ötücülük
utıyın ötülü
uvv beno çocuk dilinde dokunma üvv olursun anlamında
uvv çocuk dilinde yanmak, ağrımak, acımak vs
uvv biyayen-uvv biyayış çocuk dilinde yanmak, yaralanmak, acımak vs
uxrewi (Ar) öbür dünya ile ilgili, ahret ile ilgili
uz eleştiri (Tr) öz eleştiri
uz öz
uza ora, orası
uza dı orada
uza ra oradan
uzê cı özü
uzel (Tr) özel
uzelığey özelik
uzellik (Tr) özellik
uzerk özerk
uzet (Tr) özet
uzgur (Tr) özgür
uzgurlığey özgürlük
uzne (Tr) özne
uzrê xo waşt özür diledı
uzur (Ar) özür, kusur
uzur bir eşyanın bir tarafında çürük, yırtık, delik vs olması