va amayenı-amayış rüzgar esmek

va ameyê rüzgar esiyordu

va amyayenı-amyayış rüzgar esmek

va biyayenı-biyayış 1-yelenmek, savrulmak, 2-pahalı olmak

va dayenı-dayış savurmak

va dekerdenı-dekerdış şişirmek, rüzgar doldurmak

va dekewt rüzgar girdi, romatizma oldu

va ez nina dedi ben gelmem

va şo söyledi git

va guna pıro 1-rüzgar vurdu, 2-romatizma oldu

va gurayenı-gurayış rüzgarın gürlemesi, şidetli esmeyi

va ma şırê dedi biz gidelim

va u varan rüzgar ve yağmur

va u vırüsıkı rüzgar ve şimşek

va vızayê rüzgar uçuyordu, vızıldiyordu

va 1-yel, rüzgar, 2-dedisöyledi, peki

vac-vacı (vajı) söyle, de

vaca diyeyim, söylüyeyim?

vacayenı-vacayış söylemek

vacê çı derdê şıma esto söyleyin ne derdiniz var?

vacê söyleyin, söyleseler

vacêna söyleniyor (dişil)

vacêno söyleniyor (eril)

vacêr biyê aşağiya doğru iniyordu

vacêr aşağı, aşağiya doğru

vaciyê söylendi

vacib (vacıb) vacip, yapılması gerekli olan

vaciyayenı-vaciyayış (kendi kendine) söylenmek, konuşmak

vaco söylese, söylesin?

vacor biyê yukariya doğru tırmaniyordu

vacor yukarı, yukariya doğru

vacı söyle

vacı bê söyle gel

vacıyayê söyleniyordu, kendi kendine konuşuyordu

vacıyaye söylenmiş olan

vacıyayenı-vacıyayış kendi kendine söylenmek

vacıyêno söyleniyor

vadê cınan ver gêj bı cin çarpmasından sersemleşti

vaş bıçinı ot biç

vaş çinayenı-çinayış ot biçmek

vaş karıtenı-karıtış ot ekmek

vaş patili kerdenı-kerdış otu burma yapmak

vaş rêstenı-rêstış otu burma yapmak

vaş ot

vaşdahri orak, kalın otları biçen orak

vaşdırü Büyük orak

vaşê maran yılan otu

vaşê mıriçıkan kuş otu

vaşê bir ot

vaşek otcuk, küçük ot

vaşi 1-otu, 2-otlar, otları

vaştüra orak

vaştüriye orak

vaşturü orak

vaştıri (qalüçı) orak

vaşın otlu

vagonı vagon

vaj-vajı söyle

vaja şori desem git

vaja meşo desem gitme

vaja söylüyeyim?

vajê söyleyin

vajêna söyleniyor (dişil)

vajênê söyleniyorlar

vajêno söyleniyor (eril)

vajiyayenı-vajiyayış 1-söylenmek, konuşulmak, bahs olunmak, 2-ismi çıkmak, dedikodusu yapılmak

vajiyêno söyleniyor, bahsediliyor

vajo söylese, söylesin?

vajyayenı-vajyayış 1-söylenmek, konuşulmak, bahs olunmak, 2-ismi çıkmak, dedikodusu yapılmak

vajyeno 1-söyleniyor, 2-kendi kendine konuşuyor

vajı kı söyleki

vajı tı lacê kê yê söyle sen kimin oğlusun?

vajı söyle

vajımı söylüyelimmi?

vajıyayê 1-söyleniyordu, 2-kendi kendine konuşuyordu

vajıyaye söylenmiş olan

vajıyayenı-vajıyayış 1-söylenmek, konuşulmak, bahs olunmak, 2-ismi çıkmak, dedikodusu yapılmak

vajıyêno söyleniyor

vake söyledi

vakür kuzey, kuzey rüzgarı

vakı 1-söyledıki, 2-savur, rüzgarın önüne ver

vala bayrak

valığey pahalılık

vam-vamı badem

vamê heşa ayı bademi

vamê ra heşa ayı bademinin ağacı

vamek masayenı-masayış bademcik şişmesi

vamek tewatenı-tewatış bademciklerin ağrıması

vamek-vamıki bademcik-bademcikler

vamêr-vamêrı badem ağacı

vami bademler

vampir kan emici, vampir

vamye bamya

vamı badem

vamın bademlili

van ci eki gibi bazı kelimelerin sonuna gelip onları pekiştirir (mesela: deşt-van (terzi), cıl-van (çılci), baqır-van, komır-van, helaw-van)

vana söylerim, söylüyor (dişil), söylüyorum

vanê ma jewbê bir olmamız gerekir

vanê 1-gerekir, yapılması lazım olan şey, 2-söylüyorlar

vanki bir cins üzüm

vano söylüyor (eril)

vanü söylüyor

vapor-vaporı vapur

vaporın vapurlu

vapür-vapürı vapur

vapürın vapurlu

vara 1-kuzu, 2-yağdı

vara bı yağmıştı

varaşani akşama doğru, akşam üzeri

varan (yaxer) yağmur

varan dı (yaxer dı) yağmurda

varan varayenı-varayış yağmur yağmak

varan vareno yağmur yağiyor

varani (yaxeri) yağmurlar

varani bındı mend yağmurun altında kaldı

varani da pıro yağmur vurdu, yağmura tutulmak

varano çılki keno yağmur damliyor, çiseliyor

varano şenık şenık vareno yağmur hafif hafif yağiyor

varano yağmurdur

varanı yağmur

varanın yağmurlu

varara şı pıra kucakladı, kucaklaştı

varara vêreyını göbekli kucak

vararı dı gırd bı kucağında büyüdü

vararı keno kucakliyor

vararı kerdenı-kerdış kucaklamak

vararı kerdı kucakladı

vararı kucak

varaye yağmış olan

varayenı-varayış yağmak

varayo yağmış

vardiye vardiye, nöbetle çalışma

varek kuzucuk, bir yaşını doldurmamış kuzu

vareno yağiyor

varete yağmur

varig-varigı piliç

varis varis hastalığı

variyaşon (Fr) 1-çeşitleme, 2-değişim

varna yağdırdı

varnay yağdırdılar

varnayenı-varnayış yağdırma, yağdırmak

varnayoğ yağdıran       

varneno yağdıriyor

varneyayê yağdırıliyordu

varsü şimşek

varsük şimşek

varsı rüzgarın esmesiyle oluşan kar kümeleri, kar dalgası

varte yağmur

vartivare Haziran ayı

varü varan

varüg piliç

varün yağmur

varışnayenı-varışnayış yarmak, yarılıp parçalara ayrılmak

varışyayenı-varışyayış yarılmak, iki parçaya bölünmek

varık tipi

varıkı piliç

varıkın 1-tipili, 2-piliçli

varıt yağmur, yağış

varıte yağmur

vas (vaş) ot

vas çinayenı-çinayış ot biçmek

vas karıtenı-karıtış ot bişmek

vas patili kerdenı-kerdış otu burma yapmak

vasın otlu

vat bı söylemişti, söylemişmiydi?

vate söylentı, söyleyiş, deyiş, söylenmiş olan

vatê söylüyordu

vaten (ameyo vatenı) söylenmiş

vatenı-vatış söylenti, dedikodu

vatena peyênı son söz

vatena peyni son söz

vatena raştı doğru söz

vatena tarixi tarihi konuşma

vatena to çıçiya diyecağın nedir?

vatena to 1-diyeceğin, 2-söylüyeceğin, 3-lafın

vatena verênı 1-ata sözü, eskilerin sözü, 2-ilk söz

vatena 1-söylemeyle, 2-söylentidir

vatename takma isim

vatenan gore söylentilere göre

vatenan ra gore söylenenlere göre

vatenan ra 1-söylenenlere, 2-söylentilere

vatenan söylentileri

vatenandê cı dı söylentilerinde

vatenanê xo söylediklerini

vatenbend sözlük

vatenda cı dı söylemesinde

vatenda to ra lafından, söyleyişinden

vatendê cı dı söylemesinde

vatenê cı söyledikleri

vatenê verênan ata sözleri, eskilerin söyledikleri sözler, deyişlerı

vatenê züri yalan sözler

vateno söyleme, diyeceği

vatenxızne sözlük

vatenı-vatış diyeceğı, söylemek, konuşmak, söylenti, lafı, dedikodu, rivayet, söyleyiş vb

vateqıse interyu

vatiz kerd ad takmak

vato vato dedikodu

vato söylemış

vatowan türkücü

vatoğ söyleyen, laf eden, söyleyici

vatoğ söyleyen

vatışan ra söylenenlere

vatışara söylenenlere

vatışiyo söylemenindir

vatışo söylemedir

vatışverben rivayet

vawıt bı örmüştü

vawıte örülü

vawıtenı-vawıtış örgünün söküğünü örmek, yamalamak, 2-kazak, çorap vb örmek

vawıto örmüş

vay biyayenı-biyayış pahalı olmak, fiatlanmak

vay bıyayenı-bıyayış pahalı olmak

vay cınan da pıro cinlerin rüzgarı çarptı

vay cınan vazda sere cin çarpması başına çıktı

vay cınan cinlerin yeli

vay cınıkan cinlerin yeli

vay da pıro rüzgar vurdu

vay dayenı-dayış savurmak, yabalamak

vay gıroto pahalı almış

vay kerdenı-kerdış pahalılaştırmak

vay mı da pıro ahım tutu

vay serdê koyan dağ başlarında esen rüzgar

vay ver şı akıntıya kapıldı, rüzgara kapıldı

vay vero vaydayenı-vaydayış rüzgarın önünde savurmak

vay xover berd rüzgar önünde götürdü

vay 1-su arkı, su kanalı, 2-pahalı, 3-rüzgar, rüzgarı

vaya awı su arkı

vaya dolı göl arkı

vaya ini çeşmenin arkı

vayda savurdu

vayda bı savurmuştu

vaydano savuruyor

vaydayenı-vaydayış savurmak, harman savurmak, rüzgarın önüne katmak

vaydayo savurmuş

vaydayoğ savuran, savurucu

vaydeya savruldu

vaydeyayenı-vaydeyayış savrulmak

vaydeyayo savrulmuş

vaydiyo savrula, savrulma

vaydı savur

vaydıyayenı-vaydıyayış savrulmak

vayê amnani yaz yüzgarı

vayê cınan cin çarpması

vayê şewray sabah rüzgarı

vayê helda şani akşam özeri rüzgarı

vayê helda şewray sabah özeri rüzgarı

vayêri daha pahalı

vayey u ercaney pahalılık ve ucuzluk

vayey pahalılık

vaymedı savurma

vayo siya kara yel

vayo vaydano rüzgar savuruyor, rüzgar yeliyor

vayo yeno rüzgar esiyor

vayo 1-pahalıdır, 2-rüzgardır

vayın 1-rüzgarlı, 2-romatizmalı

vaz-vazı 1-söyle, 2-koşu, koşma

vaza (vaja) söylüyeyim?, söylesem

vazd hayvanın iç yağı

vazd-vazdı koş

vazda koştu, kaçtı

vazda bı koşmuştu, kaçmıştı

vazdana koşuyor (dişil)

vazdanê 1-koşuyorlar, 2-kaçiyorlar

vazdano koşuyor, kaçiyor (eril)

vazdanı-vazdış koşu, koşmak, kaçış

vazdayenı-vazdayış kaçmak, koşmak, koşuşturmak

vazdayoğ koşan, koşucu

vazdê koşun, kaçın

vazdnayenı-vazdnayış koşturmak

vazdok çay veya derelerde taşlardan oluşturulan ilkel geçit

vazdoki suyun içindeki taşlar

vazdı koş

vazdın iç yağlı

vazê söyleyin, deyin, deseler

vazelin (Fr) petroldan çıkarılan bir tür minarel yağ

vazêno söyleniyor, konuşuyor

vaziyayenı-vaziyayış 1-söylenmek, konuşulmak, bahs olunmak, 2-ismi çıkmak, dedikodusu yapılmak

vazo söylese, söylesın

vazor bıyayenı-bıyayış söylenti olmak

vazor kerdenı-kerdış söyletmek

vazor söylenti, söylenen

vazya bı söylenmişti

vazyayenı-vazyayış konuşmak, konuşulmak, söylenmek

vazyena (vajêna) söyleşiyor (dişil)

vazyeno 1-söyleniyor, 2-kendi kendine konuşuyor (eril)

vazı söyle

vazıya bı söylenmişti

vecayenı-vecayış çıkarmak

vecê cor yukarı çıkarın

vecê meydan meydana çıkarın

vecê piyase piyasaya çıkarın

vecê teber dışarı çıkarın

vecê çıkarın

vecena çıkariyor (dişil)

vecêna çıkiyor (dişil)

veceno çıkariyor (eril)

vecêno çıkiyor

vecina çıkiyor

veciya çıktı, çıkarıldı

veciyayenı-veciyayış çıkmak

veco çıkarsa, çıkarsın

vecoğ çıkaran, çıkarıcı

vecyayenı-vecyayış çıkmak

vecı teber dışarı çıkar

vecı çıkar

vecı cor yukarı çıkar

vecıqnayenı-vecıqnayış 1-ürkütmek, korkutmak, 2-ezmek, posasını çıkarmak

vecıqyayenı-vecıqyayış 1-ürkmek, irkilmek, korkmak, 2-posası çıkmış olmak, ezilmek

vecıya hemver 1-huzuruna çıktı, 2-karşı geldi

vecıyay (vıjiyay) çıktılar

vecıyaye çıkmış olan

vecıyayenı-vecıyayış çıkmak

vecıyayoğ çıkmış olan

veda a cı yükledı, bindirdı

veşa yandı

veşa bı yanmıştı

veşan bıyayenı-bıyayış acıkmak

veşan verdayenı-verdayış aç bırakmak

veşaney açlık

veşaninı açlık

veşate yanmış, yanık, yangın, tutkun

veşatena zeri yürek yanması, yürek acısı

veşatenı-veşatış yanmak, tutuşmak

veşaye yanmış olan, yanık

veşayenı-veşayış 1-yanmak, sızlamak, ağrımak, acımak, 2-sevdadan tutuşmak

veşaynayenı-veşaynayış yakmak, tutuşturmak

veşena yaniyor, sızliyor (dişil)

veşeno cı rê kendisine aciyor

veşeno yaniyor, sızliyor, aciyor (eril)

veşeynayenı-veşeynayış yakmak, tutuşturmak

veşna yaktı, yandırdı, tutuşturdu

veşna bı yakmıştı

veşnaye yanmış olan, yanık

veşnayenê dewan köylerin yakılışı

veşnayenı-veşnayış yakmak, tutuşturmak

veşnayoğ yakan, yakıcı

veşnena yakiyor, yandıriyor (dişil)

veşneno yakiyor, yandıriyor (eril)

vegrotenı-vegrotış taşımak

veişan 

veja çıkarayım

vejê cor yukarı çıkarın

vejê meydan meydana çıkarın

vejê piyase piyasaya çıkarın

vejê teber dışarı çıkarın

vejê çıkarın

vejena çıkariyor (dişil)

vejêna çıkiyor (dişil)

vejenê çıkariyorlar

vejeno çıkariyor (eril)

veji çıkarayım?

vejiya çıktı (eril), çıkarıldı

vejiyayenı-vejiyayış çıkmak

vejiyê çıktı (dişil)

vejo çıkarsa, çıkarsın

vejoğ çıkaran, çıkarıcı

vejya çıktı (eril)

vejyayenı-vezyayış çıkma, çıkmak

vejyê çıktı (dişil)

vejı teber dışarı çıkar

vejı cor yukarı çıkar

vejı çıkar

vejıya hemver 1-huzuruna çıktı, 2-karşı geldi

vejıyaye çıkmış olan

vejıyayenı-vejıyayış çıkmak

vejıyayoğ çıkmış olan

vek (fek) ağız

vek çewt eğri ağızlı

vekerat bı teslim oldu

vekerat teslim

veleybol-veleybolı (‹ng) voleybol

velg bırnayenı-bırnayış hayvan yem olarak vermek için ağacı dal ve yapraklariyle kesmek

velg cınayenı-cınayış ağaçtan dallarla birlikte yaprak koparmak

velg kırêşenê dallı yaprak taşiyorlar

velg 1-hayvanlar için kesilen dalı yapraklı ağaç yaprağı, 2-meşe ağacının dallı yaprakları

velgdêzı hayvanlar için kesilip kışa kaldırılan dalı yapraklı yaprak

velgdêzı kerdenı-kerdış dalariyle yaprakları lodalamak 

velgê mazêran mazı ağacının dallı yaprakları 

velgi dallı budaklı yapraklar

velgın yapraklı budaklı dal

velk böbrek

velke böbrek

velkek böbrek, böbrekcik

veli yapraklar, sayfalar

velê kıtabı kitabın yaprakları

velo yaprak, sayfa

velo gırd büyük yaprak

velzınya 1-piç, 2-yaramaz, kudurgan

velık böbrek

venda (veynda) çağırdı

venda cı çağırdı

vendayenı-vendayış çağırmak, çağırış

venderdenı-venderdış beklemek, durmak

vendı cı çağır

venêr meşelerde olan bir ağaç türü

venêri venêr ağaçları

veng a cı kerdenı seslenmek

veng ageyra keye eli boş eve döndü

veng amyayenı-amyayış ses gelmek

veng antênê goşan kulakların ses çekme anteni

veng berz kerdenı-kerdış sesini yükseltmek

veng berz yüksek sesli

veng berzinı yüksek seslilik

veng bırnayenı-bırnayış sesi kesmek, sesini kısmak

veng bıryaye sesi kesilmiş olan

veng bıryayenı-bıryayış sesi kesilmek

veng canqi kerdenı yankılama, ses çıkarma, ses yankısı

veng cı ra vetenı-vetış ses çıkarmak, olay çıkarmak

veng da ses verdi, nam saldı

veng dayena ses vermeyle

veng dayenı-dayış 1-nam vermek, nam salmak, 2-ses vermek, 3-boş vermek

veng dekewtenı-dekewtış 1-sesi kısılmak, sesi düşmek, 2-konuşmaya başlamak

veng dekewtinı ses kısıklılığı

veng do berza yüksek sesle

veng do weşa güzel sesle, kibarca

veng dı 1-seste, 2-boşta

veng gêryayenı-gêryayış sesi kapanmak, kısılmak

veng hemveri kerdenı-kerdış karşısındakine seslenmek

veng kena acı seslenirim

veng kerd acı seslendi, çağırdı

veng kerdenı-kerdış 1-konuşmak, seslenmek, 2-boşaltmak

veng kewt acı 1-seslendi, 2-yeni konuşmaya başladı

veng mekı 1-ses etme, 2-boşaltma

veng nêdayenı-nêdayış ses vermemek, duyuramamak

veng nêkerdenı-nêkerdış 1-ses etmemek, konuşmamak, 2-boşaltmamak

veng nêvındeno boş durmuyor

veng nımz alçak sesli

veng nımzey alçak seslilik

veng nızm alçak sesli

veng nızminı alçak seslilik

veng ra 1-sesten, 2-boştan

veng ser vıstenı-vıstış bağırtmak, bağırmasına neden olmak

veng u bêveng sesli ve sessiz

veng u hes ses seda

veng u pırr boş ve dolu

veng u va bomboş

veng u val boş, bomboş, boşuna

veng u vaz 1-ses, haber, durum, haberler, 2-ne var ne yok

veng vetenı-vetış 1-ses çıkarmak, 2-nam salmak, 3-kızıp bağırmak

veng vılla kerdenı-kerdış bir meseleyi yaymak

veng 1-ses, seda, seslenme, avaz, 2-boş, nafile

venga veynda yüksek sesle seslendı, çağırdı

venga 1-yüksek sesle, 2-boştur (dişil)

vengan ra 1-seslerden, 2-boşlardan

vengan 1-boşları, 2-sesleri

vengane vetenı-vetış bildiri çıkarmak

vengane 1-duyuru, bildiri, 2-seslı

vengbari ince sesli

vengberz yüksek sesli

vengberzey yüksek seslilik

vengbırnayena ses kesmeyle

vengdan, vengnişan, tedbir ünlem

vengdan ses verme, bildiri, bildirme

vengdana ses veririm

vengdane bildiri

vengdari sesliler, sesli harfler

vengdayena ses vermeyle

vengdayeney ses vermek

vengdayenı-dayış ses vermek, yankı yapmak

vengdayey sesliler, sesli harfler

vengdayoği ses verenler, nam salanlar, ünlüler, şöhretliler

vengde 1-çağır, seslen, 2-seste

vengdo berza bürayenı-bürayış yüksek sesle nara atmak

vengê cı bırna sesini kestı

vengê cı bırnayenı-bırnayış susturmak, sesini kesmek

vengê cı tay kerd sesini kısaltı, azaltı

vengê cı sesi

vengê to sesin

vengê xo berz kerdenı-kerdış sesini yükseltmek

vengê xo bırnayenı-bırnayış sesini kesmek, konuşmamak

vengê xo mekı sesini çıkarma

vengê xo vetenı-vetış sesini çıkarmak, seslenmek, kendisine kızmak

vengê 1-bir ses, 2-boşturlar

vengey boşluk

vengeya cı boşluğu

vengi 1-sesler, 2-boşlar

venginı 1-boş olma durumu, 2-seslilik

veng kı boşalt

vengkılmı kısa sesli

vengmekı boşaltma

vengna bir ses daha

vengnişan-vengdan ünlem

vengnişanana ünlemlerle

vengnişanê cı ünlemleri

vengnişanê veyndayenı çağırma ünlemleri

vengnişani ünlemler

vengnişaniya ünlemlerle

vengnızmey alçak seslilik

vengnızmkerdenı sesini alçatmak, sesinin tonunu azaltmak, kısmak

vengo nızm alçak ses

vengo 1-boştur, bomboştur, nafiledir, 2-sestir

vengqalın kalın sesli

vengtenık ince sesli

vengüawaz haber, haberler, aktuell durum, bağırış çağırış

vengüvar bomboş

vengüvaz haber, haberler, aktuell durum, bağırış çağırış

vengvetenı-vetış ses çıkarmak, ses vermek

vengvıjyayenda cı ra ses çıkarmasından

vengweş güzel ses, güzel sesli

vengın 1-sesli, 2-boş olma durumu

vengıni 1-boşlar, 2-sesliler

vengınno seslidir

venik kerdenı-kerdış verniklemek

venng ses

venıka cı yena uykusu geliyor, daliyor

venıkêno dalıp uyaniyor, uyuyup uyaniyor

venıkı amyayenı-amyayış uykusu gelmek, hafif hafif uyuklamak

venıkı uykusu gelmek, hafif hafif dalmak, kestirmek, uyuklamak

veqeet (Ar) vukuat, olanlar, olan bitenler, polislik olay

ver a pê kerdenı-kerdış birbirine karşı koymak, karşı gelmek

ver acı kerdenı-kerdış baş kaldırmak, karşı koymak

ver azıknı yasla

ver bani ser damın üstüne çıkardı

ver berdenı-berdış ilerletmek, ileriye götürmek

ver bırnayenı-bırnayış eninden kesmek

ver çarnayenı-çarnayış yalvatırmak, önünde gezdirmek

ver eşt hayvanlarda düşük yapma

ver eştenı-eştış 1-dokuma eşyalarında önden sökülmek, 2-önüne atmak, 3-düşük yapmak

ver finayenı-finayış önüne katmak, önüne düşürmek

ver şanayenı-şanayış dayamak, önüne destek etmek, yaslamak

ver şanı önüne daya, destek yap

ver şiyayenı-şiyayış 1-düşük yapmak, 2-önden gitmek, 3-isal olmak, amelı gitmek

ver şo önde git

ver şı 1-düşük yaptı, 2-önde gitti

ver şıyayenı-şıyayış 1-düşük yapmak, 2-önde gitmek, 3-ameli gitmek, isal olmak

ver geyrayenı-geyrayış yalvarmak

ver hera kerdenı-kerdış enini genişletmek

ver kerd a cı yöneldı, karşı çıktı, karşı koydu

ver kerdenı-kerdış 1-el kaldırmak, karşı gelmek, 2-önüne koymak, 3-eklemek, 4-götürmesi için teslim etmek

ver kewtenı-kewtış 1-öne düşmek, 2-kendisine üzülmek, 3-bir şeye çok üzülmek, hayıflanmak

ver kewı öne düş

ver mekewtenı-mekewtış 1-önüne düşmemek, 2-ikna etmemek

ver nayenı-nayış önüne koymak

ver pey ileri geri, ön arka

ver ra önden

ver ramıtenı-ramıtış önde sürmek

ver remayenı-remayış önünden kaçmak

ver tada caydı, yüzünü çevırdı, yardım etmedı

ver u anver ön ve yukarı

ver u kenver enli ve ensiz

ver u pey ön ve arka

ver u peyê cı önü ve arkası

ver vıjiya karşı çıktı, karşı koydu

ver vıstenı-vıstış 1-alıştırmak, yol göstermek, 2-önüne katmak, 3-ilerletmek, ileriye götürmek

ver vızyayenı-vızyayış 1-önüne çıkmak, 2-karşı koymak

ver 1-ön, önce, önde, 2-eni, 3-kenar, kenarında

vera antenı-antış önünden çekmek, sükmek

vera azmin göğe doğru, göğe taraf

vera çarnayenı-çarnayış 1-önünde gezdirmek, önünde dolaştırmak, gezdirmek, yalvarır gibi davranmak, 2-buyur etmek

vera cêr aşağiya doğru

vera cor yukariya doğru

vera cı amyayenı-amyayış karşılamaya gelmek

vera cı da 1-onun yerine verdi, 2-kovaladı

vera cı dayenı-dayış 1-kovalamak, 2-onun yerine vermek

vera cı şiyayenı-şiyayış karşılamaya gitmek

vera cı şı karşılamaya gitti

vera cı kerdenı-kerdış kendisine doğrultmak

vera cı remayenı-remayış kendisine doğru kaçmak

vera cı werdenı-werdış yerine yemek

vera cı wıjadıro onun yerine ordadır

vera cı 1-kendisine doğru, 2-yerine

vera çıma göze doğru

vera dewı şı köye doğru gitti

vera ey şı kar onun yerine işe gitti

vera şiyayenı-şiyayış 1-önünden gitmek, önünden geçmek, 2-karşılamaya gitmek

vera geyrayenı-geyrayış yalvarmak, ricada bulunmak, rica etmek

vera gırotenı-gırotış önünden almak, yerine almak

vera koti nereye doğru

vera koy raya xo ramıtı dağlara doğru yolunu sürdü

vera nayenı-nayış siper etmek, önüne koymak

vera pê ardenı-ardış toparlamak, işini yoluna koymak

vera pê da 1-birbirini kovaladılar, 2-birbirine sıktılar

vera pê danê birbirlerini kovaliyorlar

vera pê dayenı-dayış 1-birbirini kovalamak, 2-birbirine saldırmak, 3-birbirine bırakmak, kışkırtmak, 4-birbirine sıkmak

vera pê şi birbirini karşılamaya gittiler, birbirine doğru gittiler

vera pey 1-arkaya doğru, 2-önden arkaya

vera ver 1-karşı karşiya, 2-öne doğru

vera vera 1-git gide, 2-önden önden

vera werdenı-werdış önünden yemek

vera 1-doğru, yön, yönü, 2-karşıya, karşılamaya, 3-öne, önden, önünden, 4-karşılık, mukabil, 4-kuzu, 5-yerine, 6-karşıdan

veracêr bı aşağiya doğru indi

veracêr aşağiya doğru

veracor yukariya doğru

verada koy dağ yamacı, dağ sırtı

verada bıraktı, salıverdı

veradaye 1-bırakılmış, terk edilmiş, başıboş, 2-serseri, başıboş gezen, aylaz

veradayenı-veradayış 1-bırakmak, salıvermek, 2-birbirine bırakmak, döğüştürmek, 3-yerine vermek, ödemek

veradeyayo bırakılmış

veradeyêno bırakılır

veraş yarma, ağaç parçası

veraşnayenı-veraşnayış yarmak

veraşyayenı-veraşyayış yarılmak

veraj yokuş

veramyaye ileri gelen, hatırı sayılan, önden gelen

veramyayey ileri gelenler

veran (vıran) çıplak, giyinmemiş

verane bi harabe oldu

verane biyo harabe olmuş

verane bıyayenı-bıyayış harabe olmak

verane kerd harabe etti

verane kerdenı-kerdış harabe etmek

verane viran, harabe

veranver 1-karşı karşiya, karşılaşma, 2-enine boyuna, 3-ileriye

verapê birbirine doğru, birbirine karşı

verapêdayenı-dayış birbirini kovalamak

verapêdayoği birbirini kovaliyanlar

verapêser dayenı-dayış birbirinin üzerine bırakmak, birbirinin içine dökmek

verapey arkaya doğru, geriye

verara xo akerdı kucağını açtı

verarda xo dı ca da cı kucağında yer verdı

verarê bir kucak dolusu

veraroc güneşleme yeri, güneşlik, güneşin önü

verarocek (vıllıka verarocekı) ayçiçeği

veraroj (veraroz) 1-güney, 2-güneşleme yeri, güneşlik, güneşin önü

verarojek (vıllıka verarojekı) ayçiçeği

veraroz 1-güney, 2-güneşleme yeri, güneşlik, güneşin önü

verarı kerdenı-kerdış kucaklamak

verarı kucak

veratiji güneşe doğru

veraver 1-enine boyuna, 2-önden, karşıdan, karşıdan karşiya, 3-ileriye

verayey ser genişliğine

verba cı şı karşılamaya gitti

verba ey 1-ona karşı, 2-onun yerine

verba 1-karşı, karşıdan, 2-yerine

verbend semerin çulunu boyun kısmında tuturan ip

verbendık-verbendıkı ünlük, peştemal, iş yaparken önüne bağlarlar, ünlük

verber (hetı): taraftar, yanında

verberbangı peştemal, iş yaparken önene bağlarlar, önlük

verberdenı-berdış önde götürmek, öncülük yapmak

verbi 1-hayvanlarda düşük yapma, 2-iltihaplı yaranın, iltihabın dışarı akması

verbırnayenı-bırnayış 1-önünü kesmek, eninden kesmek

vercêr iniş

vercor yokuş

verçıle (kanün) aralık ayı

verçım (gozlıg) gözlük

verçımkı gözle, gözden geçır

verd 1-geçti (su vb yerlerden geçmek), 2-boşa, 3-bırak

verda 1-boşadı, 2-bıraktı

verda pê birbirine bıraktı

verdana 1-bırakiyor, 2-boşaliyor (dişil)

verdano 1-bırakiyor, 2-boşiyor (eril)

verday bın altına, dibine bıraktı (su vb)

verday pê birbirine bıraktı

verday pêyo birbirine bıraktılar

verday po kendisine bıraktı (köpek vb)

verday ser özerine bıraktı

verday 1-boşadılar, 2-bıraktılar, salıverdiler

verdayê bırakılmış olan

verdayenı-verdayış 1-boşamak, eşinden ayrılmak, 2-bırakmak, salıvermek

verdayey bırakılmış olanlar

verdê 1-boşadı, 2-bıraktı, 3-bırakın

verdenı-verdış 1-bırakmak, 2-boşamak

verdewam sürmekte olan, sürüp giden, berdevam

verdeyay bırakıldılar

verdeyayenı-verdeyayış 1-bırakılmak, 2-boşanmak

verdıyayenı-verdıyayış 1-bırakılmak, 2-boşanmak, 3-boşatılmak

verdim bı yüzü koyu oldu

verdim bıkewı yüzü koyu yat

verdim bıyaye yüzü kulu olma durumu

verdim bıyayenı-bıyayış 1-yüzü kulu olmak, 2-ters dönmek

verdim kerde yüzü kulu yatırılmış olan

verdim kerdenı-kerdış 1-yüzükoyun etmek, yüzü kulu yapmak, yüz üstü yatırmak, 2-ağzını aşağiya getirmek, ters veya yüzü kulu çevirmek, devirmek

verdim kewt yüzükoyun düştü

verdim kewte yüzü kulu yatmış olan

verdim kewtenı-kewtış yüzü kulu yatmak, uzamak

verdim ters, ters çevirmek, yüzü kulu

verdindayenı-dindayış 1-yüzü ters çevirmek, 2-önünden dökmek

verdo 1-bıraksın, bıraksa, 2-boşasa

verdı berdenı-berdış 1-ilerletmek, 2-önde götürmek

verdı mendenı-mendış 1-önünde kalmak, 2-makineye kapılmak

verdı rona önünde indirdi

verdı önünde, önde

verê coy eskiden, ondan önce, önceden

verê cı bol herayo önü çok geniştir

verê cı gırotenı-gırotış önünü kapatmak

verê cı 1-eni, genişliği, 2-önü, 3-ondan önce

verê çıman gözlerin önü

verê ey ondan önce

verê şani akşamdan evel, önce

verê hemını hepsinden önce

verê islamiyetey islamlıktan önce

verê ma 1-bizden önce, 2-yönümüz, istikametimiz

verê mı 1-önüm, 2-benden önce

verê roy fratın kenarı

verê xo azıkna erd yüzünü yere dayatı

verê xo berı sere önünü başa götür, işini bitir (çalışrken)

verê xo 1-önünü, 2-kendinden önce

vere 1-kuzu, kar (kar yağışı)

verê 1-genişliği, eni, 2-önce, ilk, ilk önce

vere gunapıro amel oldu, isal oldu anlamında

vere vara kar yağdı

vere cıbiya kuzu kesildi

verek kuzu, kuzucuk

vereki kuzular

verên 1-eski, eskisi, eskilerden, 2-önceki, 3-öndeki

verêna çina sıradan biçti

verêna kewt mıyan sıradan iöine girdi

verêna 1-eskilerdendir (dişil), 2-ayırım yapmadan, sıradan, bir enden

verênan dı eskilerde

verênan 1-eskilerı, 2-enlileri

verênanê ma vatê eskilerimiz söylüyordu

verênanê ma eskilerimiz, atalarımız

verênê cı 1-öndeki, 2-eskisi

verêni eskiler, eski insanlar anlamında

verêniyê eskilerdendirler

verênı öndeki (dişil)

veresti-verestı gülge

verestiya darda gozêrı ceviz ağacının gelgesi

verestoğ gülgelik

verestıya darı ağacın gülgesi

verey 1-enine, enlilik, 2-öncülük

verfek 1-dalkavuk, 2-tercüman, 3-ağız önü

verfekek 1-dalkavuk, 2-tercüman

verfekekey 1-dalkavukluk, 2-tercümanlık

verşahtınayenı-şahtınayış bozmak, birinin işine taş koymak

verşanayenı-verşanayış 1-önüne düşmek, önden gitmek, 2-önüne katmak, 4-önüne destek yapmak

verşaneyay destek oldular, yüklendiler

verş 1-yarık, 2-kusma

verşi önde gittı

verşiyayeney öncülük, önde gitme durumu

verşiyayenı-şiyayış önde gitmek, öncülük yapmak

verşiyayoğ öncü, önden giden

verşnaye 1-yarılmış olan, 2-kusmuş olan

verşnayenı-verşnayış 1-yarmak, 2-kusturmak

verşya 1-yarıldı, 2-kustu

verşyaye 1-yarık, 2-kusmuş olan

verşyayenı-verşyayış 1-yarılmak (odun vb şeyler), 2-kusmak

verşı 1-amelı gitti, amele düştü, 2-döşük yaptı, 3-önde gitti

verşınaye 1-yarılmış olan, 2-kusmuş olan

verşınayenı-verşnayış 1-yarmak, 2-kusturmak

verşıyaye 1-yarık, 2-kuşmuş olan, 3-döşük yapma hali

verg u şıwane çoban ve kurt

verg u mi kurt ve koyun

verg kurt

vergan kurtları

verge (istiqamet) ileriye doğru, ileri istikamet

vergê bir kurt, herhangi bir kurt

verge istikamet

vergek kurt, kurtcuk

vergekan kurtları

vergekê herhangi bir kurt, kurtcuk

vergeki kurtlar, kurtcuklar

vergekı dişi kurt

vergey (istiqameti) istikametler

vergi 1-vergi, 2-Kurtlar

vergo fek gonın ağzı kanlı kurt

vergo sıpe beyaz kurt

vergo veyşan aç kurt

vergolım bacakla karnın birleştiği yer, kasık

vergı dişi kurt

vergırotenı-gırotış önünü almak, önünü kesmek

verhawa 1-havaya verilmiş, uçurulmuş, 2-yararsız boş

verheramkerdenı-kerdış önünde haramlamak, ziyan etmek

veri ma pêra heskerdê eskide bir birbirimizi severdik

veri 1-önce, önceleri 2-eskiden

verin 1-öndeki, baştaki, önceki, 2-eski, eskiler

verindera önceden

verira mende önceden kalan

verira mendenı-mendış önceden kalmak

verira nıka eskiden şimdi

verira 1-önceden, 2-eskiden

verirê 1-enine, 2-öncesine

veriser dindeya erd yüz üstü yere düştü

veriser kewtenı-kewtış yüz üstü düşmek, yüz üstü uzanmak

veriser 1-enine, 2-ağız üstü, 3-ileriye

veriyên daha eski

verkewte bir şeye özülme

verkewteney bir şeye özülme durumu

verkewtenı-verkewtış bir şeye özülmek, kahırlanmak

verkewtoğ bir şeye özülen kimse

vermalı ünlük, mutfakta giyilen ünlük

verna 1-bir ön daha, 2-değiştirdi

vername ad, isim

vernayenı-vernayış 1-değiştirmek, 2-önüne koymak

vernayo değiştirmiş

vernazname öneri

vernêşaneyay direnmediler, yüklenmediler, destek olmadılar

vernêvıjyayeney karşı koymamak, karşı çıkmamak

verneyin birinci, ilki, baştaki, önceki

verni bancı önü çek, öncülük yap

verni bıgi önü kes, önü sar, önü tut

verni dı bê önde gel, önce gel

verni dı şiyayenı-şiyayış önden gitmek, başta gitmek

verni dı vazdayenı-vazdayış önden kaçmak

verni dı 1-önde, 2-ileride

verni dıyayenı-diyayış ilerisini görmek, önünü görmek

verni gırotenı-gırotış önünü almak, ünlemek

verni gırotı önünü kesti, önünü aldı

verni hesabkerdoğ ileriyi hasaplayan, ileriyi düşünen

verni kewtenı-kewtış önüne düşmek

verni ra u peyni ra önden ve arkadan

verni u peyni ön ve arka, mecazi: eni sonu

verni u peyniya cı belli nêbena önü ve arkası belli olmuyor

verni u peyniya cı belli niya önü ve arkası belli değildir

verni u peyniya cı gırotenı-gırotış önünü ve arkasını sarmak

verni 1-ön, ön taraf, 2-ileri

vernida cı dı en önde, önünde

vernidiyayoğ ileriyi gören kimse, önünü gören

vernihesabkerdoğ ileriyi hasaplayan

vernik (Yün) vernik

vernik sawıtenı-sawıtış vernik sürmek

vernikın vernikli

vernira peyni önden arkaya

vernira önden

verniya cı bırnayenı-bırnayış önünü, yolunu kesmek

verniya cı gırotenı-gırotış önünü kapatmak, önünü kesmek

verniya cı önünü

verniya xo bıfıkıri ilerini düşün, geleceğini düşün

verniya xo önünü, geleceğini

verniyerı bıgirê önünü kesin, önünü alın, yollunu kesin

vero bê yanısıra gel

vero bend biyayenı-biyayış önünde engel olmak

vero bı kelem (bend) önünde engel oldu  

vero bıyayenı-bıyayış 1-önde olmak, 2-beklemek

vero dayenı-dayış yüksek bir yerden aşağiya düşürmek

vero derg biyayenı-biyayış önünde uzanmak, yanında uzanmak

vero dest hewada karşısında el kaldırdı

vero dikbiyayenı-dikbiyayış önünde dikleşmek, karşı koymak

vero şanayenı-şanayış önünde sallamak

vero şiyayenı-şiyayış 1-boyu boyuna önünden gitmek, yanısıra gitmek, 2-karşısında direnmek

vero şo yanısıra git

vero geyrayenı-geyrayış yalvarmak, ricada bulunmak, gönlünü almaya çalışmak, ikna etmeye çalışmak

vero kerdenı-kerdış 1-mecazi: soymak, çıplak etmek, 2-yanına sokuşturmak, beline takmak (silah vb)

vero kewtenı-kewtış yanı başına düşmek, önünde düşmek, yanında uzanmak

vero naye önüne koyulmuş olan

vero nayenı-nayış önüne koymak

vero ronayenı-ronayış önünde indirmek, önüne indirmek

vero ronıştenı-ronıştış önünde oturmak

vero vıjiya karşı çıktı

vero vıjyayenı-vıjyayış karşı çıkmak, karşı koymak, dikleşmek

vero vındena önünde duruyor (dişil)

vero vındenê önünde duruyorlar

vero vındeno önünde duruyor (eril)

vero vınderdenı-vınderdış 1-önünde durmak, 2-karşı koymak, baş kaldırmak, 3-beklemek, göz kulak olmak

vero vıraştenı-vıraştış 1-önünde yapmak, yanıbaşında yapmak, 2-bakarak aynısını, kopyasını yapmak

vero vızyayenı-vızyayış karşı çıkmak, karşı koymak

vero werıştenı-werıştış karşı gelmek, önünde ayağa kalkmak

vero 1-önünde, 2-karşısında, 3-yanında, yanısıra, yanıbaşında

veroc 1-güneşleme yeri, güneşlik, 2-dağ yamacı

veroj 1-güneşleme yeri, güneşlik, 2-dağ yamacı

veror amyayenı-amyayış önceden gelmek

veror bıgi önce, önceden al

veror bıwazı önce, önceden iste

veror şıyayenı-şıyayış önceden gitmek

veror kar kerdenı-kerdış önceden iş yapmak

veror karıtenı-karıtış önceden ekmek

veror lünayenı-lünayış önce, önceden terpetmek, kıpırdatmak

veror pırodayenı-dayış önceden vurmak

veror remayenı-remayış önceden kaçmak

veror rotenı-rotış önceden satmak

veror tedbir gırotenı-gırotış önceden tedbir almak

veror vajı önceden söyle

veror vatenı-vatış önceden söylemek

veror vazı önceden söyle

veror veng dayenı-dayış önceden ses vermek

veror veyndayenı-veyndayış önceden çağırmak

veror vıraştenı-vıraştış önceden yapmak

veror waştenı-waştış önce, önceden istemek

veror wendenı-wendış önceden okumak

veror werdenı-werdış önceden yemek

veror wınyayenı-wınyayış önceden bakmak

veror peşin, ilk önce, önceden

veroyo önündedir

veroz 1-güneşleme yeri, güneşlik, 2-dağ yamacı

verpoçıki biyayenı-biyayış bel kayması olmak, beli düşmek

verqısey önsöz, ön konuşma

verra antenı-antış önünden çekmek

verra cı şiyayenı-şiyayış karşılamaya gitmek

verra cı gırotenı-gırotış yerine almak

verra cı wınyayenı-wınyayış kendisine taraf bakmak

verra cı 1-yerine, 2-karşılamaya

verra goşi kulak zarı

verra kerdenı-kerdış önden yapmak

verra mari yılan gömleği

verra piyazi soğanın ince zarı

verra 1-önden, önünden, 2-zar, ince deri

verramıtenı-ramıtış karşısında direnmek, konuşmasını sürdürmek

verras eştenı-eştış yarılmak

verras yarık

verroc 1-güneşleme yeri, güneşlik, 2-dağ yamacı

verroj 1-güneşleme yeri, güneşlik, 2-dağ yamacı

verroz 1-güneşleme yeri, güneşlik, 2-dağ yamacı

verrı vırnayenı-vırnayış deri değiştirmek

verrı zar, ince kabuk, ince deri

verrışyayenı-verrışyayış 1-yarılmak, çatlayıp yarılmak, 2-kusmak

verrıjnayenı-rıjnayış önünde devirmek, dükmek

versênan 1-cevaplarını, 2-peştemalları

versêne (cewab) dayenı cevap vermek

versêne 1-cevap, 2-küçük çocukların boynuna takılan yaka, muşanba

versêney ê persan dayenı-dayış soruların cevabını vermek

versêney cevaplar

verser 1-yüz üstü, 2-genişliğine

verücü (verê cı) ondan önce

verva cı şiyayenı-şiyayış karşılamaya gitmek, kendisine doğru gitmek

verva cı şı karşılamaya gitti

verva cı 1-kendisine doğru, 2-kendisinin yerine

verva 1-karşısında, karşı, karşılama, 2-kendisine doğru, kendisine yönelik, 3-kendi önünden, 4-yerine

vervaten önsöz

vervatenan önsözleri

vervatenı dı önsözde

vervatenı ra önsözden

vervatenı-vervatış önsöz

vervazdan müsabaka

verver pêser kerdenı-kerdış eni enine birbirine eklemek

verver eni enine

vervıciya karşı çıktı

vervıcyayeney karşı çıkma durumu

vervıcyayenı-vervıjyayış karşı çıkmak, karşı koymak

vervıcyêno karşı çıkiyor

vervıjiya karşı çıktı

vervıjyayeney karşı çıkma durumu

vervıjyayenı-vervıjyayış karşı çıkmak, karşı koymak

vervıjyêno karşı çıkiyor

vervıziya karşı çıktı

vervızyayeney karşı çıkma durumu

vervızyayenı-vervıjyayış karşı çıkmak, karşı koymak

vervızyêno karşı çıkiyor

vervıstenı-vıstış 1-önüne katmak, ilerletmek

verwerdenı-werdış önünde yemek

verxerpınayenı-xerpınayış önünde bozmak, engel olmak

veryan kerdenı-kerdış verip veriştirmek

verışiya 1-yarıldı, 2-kustu

verışiyayenı-verışiyayış 1-kusmak, 2-yarılmak

verışna 1-yardı, 2-kusturdu

verışnayenı-verışnayış 1-yarmak, 2-kusturmak

verışneno 1-yariyor, 2-kopariyor

verışyayenı-verışyayış 1-kusmak, 2-yarılmak

verışıyayenı-verışiyayış 1-yarılmak (odun vb şeyler), 2-kusmak

verıc karşıyakalı

verıj karşıyakalı

verız karşıyakalı

verın bıyayenı-bıyayış enli olmak

verın vıraştenı-vıraştış enli yapmak, geniş yapmak

verın enli, geniş

verınêni 1-enliler, 2-eskiler

verınêr daha geniş, daha enli

verınêri daha enli

verıney genişlik, enlilik

verıni enliler

verıno enlidir

verının enli

vesa yandı

vesaneno yıkiyor

vesate vıjya yangın çıktı

vesate yanmış, yanık, yangın, tutkun

vesaye yanmış olan, yanık

vesayenı-veşayış 1-yanmak, tutuşmak,  2-sızlamak, ağrımak, acımak

vesayenı yanıp kül olmak, sevdadan tutuşmak

vesayo yanmış

veselam veselam

veseno cı rê kendisine aciyor

veseno 1-aciyor, 2-yaniyor

vesna bı yakmıştı

vesna yaktı, yandırdı

vesnaye yakılmış olan

vesnayenı-vesnayış yakmak

vesnayoğ yakan, yakıcı

vesneno yakiyor, yandıriyor

vesneyayo yakılmış

vesvese gırotenı-gırotış kuşkuya kapılmak, endişelenmek

vesvese kerdenı-kerdış kuşkulanmak

vesvese tepıştenı-tepıştış kuşku sarmak

vesvese kuşku, endişe

vet cor yukariya çıkardı

vet darı ser ağacın üstüne çıkardı

vet meydan meydana çıkardı

vet roşnayi aydınlığa çıkardı

vet teber dışarı çıkardı

vet tever dışarı çıkardı

vet werte ortaya çıkardı

vet çıkardı

veta çıkarmış (dişil)

vet bı çıkarmıştı

vetê 1-çıkarmışlar, 2-çıkariyorlardı

vete çıkarılmış olan

vetenda cı dı çıkarmasında

vetenı dayenı-dayış çıkartılmaya vermek

vetenı-vetış çıkarmak

vetey çıkarılmış olanlar

vetis çıkarma, yayınlama

vetiskar çıkaran, yayan

veto (Fr) veto, bir kararın, yasanın yürürlüğe girmesine karşı çıkmak

veto bıyayenı-bıyayış veto olmak

veto kerdenı-kerdış veto etmek

veto teber dışarı çıkarmış

veto çıkarmış (eril)

vetoğ çıkaran, yayan

vetpersok bulmaca

vetı teber dışarı çıkardı (dişil)

vevo arêkerdenı-arêkerdış reçine toplamak

vevo reçine, ağaç reçinesi vb

vevoy vamêran badem ağacının reçinesi

vevoyın reçineli

vewr u varan kar ve yağmur

vewr-vewrı kar

vewra kutkan köpeklerin karı

vewra sürı kırmızı kar

vewra tozlanı serpintili kar

vewra wellekını ince kar, kül gibi olan kar

vewra kar ile, kardır

vewrgudı kartopu

vewrrês çığ

vewrris çığ

vewrrıb kar ile pekmez karışımı

vewrvılê tipi

vewrı dı karda

vewrı eştenı-eştış kar atmak

vewrı mendenı-mendış kara benzemek, kar gibi beyaz olmak

vewrı ra kardan

vewrı sero xij kerdenı-kerdış karda kaymak, kayak yapmak

vewrı varayenı-varayış kar yağmak

vewrı varê kar yağdı

vewrın u pükın karlı ve tipili

vewrın karlı

vewrıno karlıdır

vey pahalı

veya cı karıştı, dokundu

veyayenı-veyayış karışmak, dokunmak, kızdırmak

veyenê dokunuyorlar, karışiyorlar

veyeyo pahalıdır

veyşan biyayenı-biyayış acıkmak, aç olmak

veyşan bı 1-açtı, 2-acıkmıştı

veyşan bıyayenı-bıyayış acıkmak, aç olmak

veyşan kerdenı-kerdış acıktırmak, aç bırakmak

veyşan kewtenı-kewtış aç düşmek

veyşan mende aç kalmış olan

veyşan mendenı-mendış aç kalmak

veyşan u teyşan aç susuz

veyşan verdayenı-verdayış aç bırakmak

veyşan 

veyşaney ra merd açlıktan öldü

veyşaney açlık

veyşaninı açlık

veyşano açtır

veyşayenı-veyşayış açlık, acıkmak

veyn vetenı-vetış ses çıkarmak

veyn ses

veyna 1-gördü, 2-baktı, 3-çağırdı, seslendi

veyna bı 1-görmüştü, 2-bakmıştı

veynayenı-veynayış 1-görmek, 2-bakmak

veynda bı çağırmıştı

veynda çağırdı, seslendi

veyndana 1-çağıriyor (dişil), 2-çağırırım

veyndanê pê birbirini çağıriyorlar

veyndano cı kendisini çağıriyor

veyndano çağıriyor, sesleniyor (eril)

veyndaye çağrılmış, davetli

veyndayenandê xo dı çağırdıklarının içinde

veyndayenı-veyndayış çağırmak, seslenmek, seslenış, çağırış

veyndayoğ çağıran

veyndı çağır

veynena 1-bakiyor, 2-görüyor (dişil)

veyneno 1-bakiyor, 2-görüyor (eril)

veysan biyayenı-biyayış acıkmak, aç olmak

veysan u teysan aç susuz

veysan verdayenı-verdayış aç bırakmak

veysan aç, acıkmış

veysana açtır (dişil)

veysaney ra keno bımoro açlıktan ölmek üzeredir

veysaney açlık

veysaninı açlık

veysano açtır (eril)

veysayenı-veysayış açlık, acıkmak

veyson u teyson aç susuz

veyson verdayenı-verdayış aç bırakmak

veyson 

veysona açtır (dişil)

veysoney açlık

veysoninı açlık

veysono açtır (eril)

veyv biyayenı-biyayış gelin olmak

veyv gelin

veyve kerdenı-kerdış düğün yapmak

veyve ronayenı-ronayış düğün kurmak, düğün yapmak

veyve saz kerdenı-kerdış düğün kurmak, düğün oluşturmak

veyve düğün

veyvek-veyvekı 1-gelin, gelincik, 2-gözde çıkan kabarcık, gelincik, 3-naylon bebek

veyveki gelinler

veyvekı 1-gelin, gelincik, 2-göz kapaklarında çıkan gelincik, arpacık

veyvey cınan cinlerin düğünü

veyveyın düğünlü

veyvı bo gelin olacak, gelin olsa

veyvı u veyve gelin ve düğün

veyvı gelin

veyvık gelincik

veyvıka wesari gelincik çiçeği

veyvıki gelinler

veyvıkı gelin

veywe düğün

vez gırêdayo bez bağlamış, iç yağı bağlamış

vez iç yağı, kuyruk yağı

veza çıkarayım

veza cor yukariya çıkarayım

vezd gırêdayenı-gırêdayış iç yağı bağlamak

vezd gırêdayo iç yağı bağlamış

vezd iç yağı

vezdenê kaçiyorlar, kaçıp gidiyorlar

vezdın yağlı (iç yağı)

vezdıno yağlıdır

vezê meydan ortaya çıkarın

vezeno çıkariyor

vezi çıkarayım?

veziya çıktı (eril)

veziyê çıktı (dişil)

vezon çıkariyor

vezya çıktı (eril)

vezyayenı-vezyayış çıkma, çıkmak

vezyê çıktı (dişil)

vezyeno çıkiyor

vezı teber dışarı çıkar

vezı çıkar

vezın iç yağlı

 

vêba veba, veba hastalığı

vêbal günah

vêbalê mı to mıl günahım senin boynuna

vêcimi çıkalım

vêcnayenı-vêjnayış çıkarmak

vêcyaye çıkmış olan

vêcyayenı-vêjyayış çıkmak

vêşan bıyaye acıkmış olan

vêşan bıyayeney açlık

vêşan bıyayenı-bıyayış acıkmak

vêşan kerdenı-kerdış acıktırmak, aç bırakmak, yormak

vêşan mendenı-mendış aç kalmak

vêşan u têşan aç ve susuz

vêşan verdayenı-verdayış aç bırakmak

vêşan 1-aç, 2-fazlalarını

vêşana 1-açtır (dişil), 2-acım

vêşanê 1-açtırlar, 2-açsın?

vêşaney amyayenı-amyayış açlık, kıtlık gelmek

vêşaney antenı-antış açlık çekmek, açlık görmek

vêşaney ardenı-ardış açlık, kıtlık getirmek

vêşaney diyayenı-diyayış açlık görmek

vêşaney açlık

vêşaninı amyayenı-amyayış açlık, kıtlık gelmek

vêşaninı antenı-antış açlık çekmek

vêşaninı ardenı-ardış açlık, kıtlık getirmek

vêşaninı diyayenı-diyayış açlık görmek, açlık çekmek

vêşaninı açlı

vêşano açtır (eril)

vêşayenı-vêsayış 1-yanmak, ateşe verilmek, köz olmak, 2-acıkmak

vêşena yaniyor, sızliyor (dişil)

vêşeno yaniyor, sızliyor (eril)

vêşêr daha fazla

vêşêri daha fazla, daha çok

vêşêriyo ondan fazladır

vêşey ra fazladan

vêşey u boley fazlalık ve çokluk

vêşey çokluk, fazlalık

vêşê 1-fazladırlar, 2-yandı

vêşi ardenı-ardış çok getirmek, fazla getirmek

vêşi barkerdenı-barkerdış çok yüklemek

vêşi berz kerdenı-kerdış çok yükseltmek

vêşi biyayenı-biyayış çoğalmak, artmak

vêşi day pıro çok vurdular, çok dövdüler

vêşi degrotenı-degrotış çok doldurup sıkıştırmak

vêşi eştenı-eştış 1-çok atmak, 2-çok sıkmak, yalan söylemek

vêşi erzeno fazla atiyor, mecazi: yalan söyliyor

vêşi şımıtenı-şımıtış çok içmek, fazla içmek

vêşi gırd kerdenı-kerdış çok büyütmek, çok abartmak

vêşi gırotenı-gırotış çok almak, fazla almak

vêşi hewadayenı-hewadayış çok kaldırmak

vêşi karıtenı-karıtış çok ekmek, fazla ekmek

vêşi kerdenı-kerdış artırmak, çoğaltmak, fazlalaştırmak, fazla etmek

vêşi koteki verdi çok dayak yediler

vêşi medı fazla verme

vêşi mekı fazla etme

vêşi mende fazla kalmış olan

vêşi mendenı-mendış 1-çok kalmak, 2-arta kalma, fazla kalma, geriye kalma

vêşi mendoğ fazla kalan, kalmış olan

vêşi mevaci fazla söyleşme

vêşi mevaji fazla söyleşme

vêşi mevazi fazla söyleşme

vêşi nêwerdenı-nêwerdış çok yememek

vêşi pırkerdenı-pırkerdış çok doldurmak

vêşi rakerdenı-rakerdış çok sermek

vêşi rakewtenı-rakewtış çok veya fazla yatmak

vêşi rotenı-rotış çok satmak, fazla satmak

vêşi u kemi fazla ve eksik

vêşi vatenı-vatış çok konuşmak, çok söylenmek

vêşi vêşi fazladan, fazla fazla

vêşi wegrotenı-wegrotış çok taşımak

vêşi wendenı-wendış çok okumak

vêşi werde çok yemiş olan

vêşi werdenı-werdış çok yemek

vêşi werdoğ çok yiyen

vêşi xo tewna kendini fazla incitti

vêşi züri kerdenı-kerdış çok yalan söylemek

vêşi çok, fazla, aşırı

vêşiyê çokturlar, fazladırlar

vêşiya fazladır (dişil)

vêşiyo fazladır (eril)

vêşnaye yakılmış olan

vêşnaye yanmış olan

vêşnayeni yakıcılık, yatma işi

vêşnayenı-vêsnayış yakmak, yaktırmak, ateşe vermek

vêşnayinı yanma, yakma durumu

vêşnayoğ yakan, ateşe veren

vêşon mendenı-mendış aç kalmak

vêşon verdayenı-verdayış aç bırakmak

vêşon 

vêşoney açlık

vêşoninı açlık, kıtlık

vêşyayenı-vêşyayış yakılmak

vêşyê 1-fazladırlar, 2-yandı, yakıldı

vêjimi çıkalım

vêjnayenı-vêjnayış çıkarmak

vêjyaye çıkmış olan

vêjyayenı-vêjyayış çıkmak

vêzimi çıkalım

vêznayenı-vêjnayış çıkarmak

vêzyaye çıkmış olan

vêzyayenı-vêjyayış çıkmak

vêjyayoğ çıkan

vêki meyve

vênaye bulunmuş, görülmüş olan

vênayenı-vênayış 1-bulmak, 2-görmek

vênayoğ bulan, gören

vêndano çağıriyor

vêndayenı-vêndayış seslenmek, çağırmak

vêne boyun

vêng dayenı-dayış ses vermek, ses çıkarmak

vêng keno acı sesleniyor, çağıriyor

vêng vetenı-vetış ses çıkarmak, olay çıkmak

vêng 1-ses, 2-boş

vênginı boşluk

vêngo 1-boştur, 2-sestir

vêr da geçit verdi

vêr dabı geçit vermişti

vêr dana geçit veriyor

vêr dayenı-dayış geçit vermek

vêr dayoğ geçit veren, geçiren

vêr nêdana geçit vermiyor

vêr nêdanayenı-nêdanayış geçit vermemek

vêr nêdano geçit vermiyor

vêr nêdayenı-nêdayış geçit vermemek

vêr 1-geçme, geçiş, geçit, geçiş verme (su vb yerlerden geçiş), 2-kendinden geçmek, bayılmak

vêraye geçmiş olan

vêrayenı-vêrayış geçmek

vêrayoğ geçen, geçmiş olan

vêrd geçti

vêrda cı kendisine bıraktı

vêrda 1-yüzerek geçmiş (dişil), 2-geçmiş, olgunlaşıp geçmiş (karpuz vs)

vêrdane geçit

verday pê birbirine bıraktı

vêrdayenı-vêrdayış bırakmak, boşamak

vêrde geçmiş olan

vêrdenı-vêrdış 1-su, köprü vb şeylerden geçmek, 2-hakkından vaz geçmek, 3-içi geçmek, 4-bayılmak, kendinden geçmek, mest olmak, 5-meyve ve sebzelerde çok olmak, yenilemez hale gelmek

vêrdeyay pê birbirine bırakıldılar

vêrdeyênê pê birbirine bırakıliyorlar

vêrdi soldı, soldular, geçtiler

vêrdim bı yüzü koyu oldu

vêrdim bıkewı yüzü koyu yat

vêrdim bıyaye yüzü kulu olma durumu

vêrdim bıyayenı-bıyayış 1-yüzü kulu olmak, 2-ters dönmek

vêrdim kerde yüzü kulu yatırılmış olan

vêrdim kerdenı-kerdış 1-yüzü kulu yapmak, 2-ters veya yüzü kulu çevirmek, 3-yüz üstü yatırmak, 4-ağzını aşağiya getirmek, 5-devirmek

vêrdim kewt yüzükoyun düştü

vêrdim kewte yüzü kulu yatmış olan

vêrdim kewtenı-kewtış yüzü kulu yatmak, uzamak

vêrdim ters, ters çevirmek, yüzü kulu, yüzükoyun

vêrdnaye geçirilmiş olan

vêrdnayenı-vêrdnayı geçirmek

vêrdnayoğ geçiren

vêrdo geçmiş (eril)

vêrdoğ geçen

vêre gırd göbekli, karsı büyük

vêre gırd kerdenı-kerdış göbek büyütmek

vêre gırêdayenı-gırêdayış öbekleşmek, göbek bağlamak

vêre kewtser göbeklendi

vêre ra karnından, midesinden

vêre ser kewtenı-kewtış göbeklenmek, göbek kaplamak

vêre teqayenı-teqayış 1-çok yiyip şişmek, patlamak, 2-mecazi: korkudan ödü kopmak

vêre u loqrey karın ve bağırsaklar

vêre 1-mide, 2-işkembe, karın, karın ve bağırsaklar, 3-göbek

vêredê cı dı karnında, midesinde

vêrem bıyaye verem olmuş olan

vêrem bıyayenı-bıyayış verem olmak

vêrem kerde verem edilmiş olan

vêrem kerdenı-kerdış verem etmek, kızıştırmek, çatlatmak

vêrem kerdoğ verem eden, çatlatan

vêrem kewtenı-kewtış verem olmak, vereme yakalanmak

vêrem verem

vêreno over öbür tarafa geçiyor

vêreno 1-geçiyor, su vb şeylerden geçme, 2-zaman geçirme, vakit geçirme, 3-kendinden geçmek, bayılmak

vêrêri daha daha iyi

vêreyın göbekli, işkembeli

vêreyıninı göbeklilik

vêrêzeno kusuyor

vêrêzyayenı-vêrêzyayış kusmak

vêrgi bırnayenı-bırnayış vergi kesmek

vêrgi dayenı-dayış vergi vermek

vêrgi gırotenı-gırotış vergi almak

vêrgi vergi

vêrgicinı vergicilik

vêrgiyın vergili

vêrgü bırnayenı-bırnayış vergi kesmek

vêrgü dayenı-dayış vergi vermek

vêrgü gırotenı-gırotış vergi almak

vêrgü vergi

vêrgücinı vergicilik

vêrgüyın vergili

vêrgı bırnayenı-bırnayış vergi kesmek

vêrgı dayenı-dayış vergi vermek

vêrgı gırotenı-gırotış vergi almak

vêrgı vergi

vêrgıcinı vergicilik

vêrgıyın vergili

vêri 1-iyi, daha iyi, güzel (ey vêri

ondan iyi), 2-den, dan eklerinin yerini de alır

vêriardenı-vêriardış hatırlatmak, aklına gelmek

vêrira önceden, eskiden

vêriser derg bı yüzü koyu uzandı

vêrna bı sudan geçirmişti

vêrna geçirdi, sudan geçirdi

vêrnay over öbür tarafa geçirdiler

vêrnaye geçmiş olan

vêrnayenı-vêrnayış su, köprü vb şeylerden geçirmek

vêrnayo geçirmiş

vêrnayoğ geçiren

vêrnena geçiriyor (dişil)

vêrnenê sudan geçirirler, geçiriyorlar

vêrneno geçiriyor (eril)

vêrıcıya kustu (eril)

vêrıcıyê kustu (dişil)

vêrıcıyayenı-vêrıcıyayış kusmak

vêrıcyayenı-vêrıcyayış kusmak

vêsan (veysan) 

vêsan bıyaye acıkmış olan

vêsan bıyayeney açlık

vêsan bıyayenı-bıyayış acıkmak

vêsan kerdenı-kerdış acıktırmak, aç bırakmak, yormak

vêsan mendenı-mendış aç kalmak

vêsan u têsan aç ve susuz

vêsan verdayenı-verdayış aç bırakmak

vêsana açtır (dişil)

vêsanê 1-açtırlar, 2-açsın?

vêsaney amyayenı-amyayış açlık, kıtlık gelmek

vêsaney antenı-antış açlık çekmek, açlık görmek

vêsaney ardenı-ardış açlık, kıtlık getirmek

vêsaney diyayenı-diyayış açlık görmek

vêsaney açlık

vêsaninı amyayenı-amyayış açlık, kıtlık gelmek

vêsaninı antenı-antış açlık çekmek

vêsaninı ardenı-ardış açlık, kıtlık getirmek

vêsaninı diyayenı-diyayış açlık görmek, açlık çekmek

vêsaninı açlı

vêsano açtır (eril)

vêsaya 1-yanmış (dişil), 2-yandım

vêsayenı-vêsayış 1-yanma, yanmak, ateşe verilmek, köz olmak, 2-açlık, acıkmak

vêseno yaniyor, sızliyor

vêsey çokluk, fazlalık

vêsi ardenı-ardış çok getirmek, fazla getirmek

vêsi barkerdenı-barkerdış çok yüklemek

vêsi berz kerdenı-kerdış çok yükseltmek

vêsi degrotenı-degrotış çok doldurup sıkıştırmak

vêsi eştenı-eştış 1-çok atmak, 2-çok sıkmak, yalan söylemek

vêsi şımıtenı-şımıtış çok içmek, fazla içmek

vêsi gırd kerdenı-kerdış çok büyütmek, çok abartmak

vêsi gırotenı-gırotış çok almak, fazla almak

vêsi hewadayenı-hewadayış çok kaldırmak

vêsi karıtenı-karıtış çok ekmek, fazla ekmek

vêsi kerdenı-kerdış fazlalaştırmak, fazla etmek

vêsi medı fazla verme

vêsi mekı fazla etme

vêsi mende fazla kalmış olan

vêsi mendenı-mendış 1-çok kalmak, 2-arta kalma, fazla kalma, geriye kalma

vêsi mendoğ fazla kalan, kalmış olan

vêsi mevazi fazla söyleşme

vêsi nêwerdenı-nêwerdış çok yememek

vêsi pırkerdenı-pırkerdış çok doldurmak

vêsi rakerdenı-rakerdış çok sermek

vêsi rakewtenı-rakewtış çok veya fazla yatmak

vêsi rotenı-rotış çok satmak, fazla satmak

vêsi vatenı-vatış çok konuşmak, çok söylenmek

vêsi wegrotenı-wegrotış çok taşımak

vêsi wendenı-wendış çok okumak

vêsi werde çok yemiş olan

vêsi werdenı-werdış çok yemek

vêsi werdoğ çok yiyen

vêsi züri kerdenı-kerdış çok yalan söylemek

vêsi fazla, çok

vêsiyê çokturlar, fazladırlar

vêsnaye yakılmış olan, yanmış olan

vêsnayeni yakıcılık, yakma işi

vêsnayenı-vêsnayış yakmak, yaktırmak, ateşe vermek

vêsnayinı yanma, yakma durumu

vêsnayoğ yakan, ateşe veren

vêsneno yakiyor

vêson mendenı-mendış aç kalmak

vêson verdayenı-verdayış aç bırakmak

vêson 

vêsoney açlık

vêsoninı açlık, kıtlık

vêsyayenı-vêsyayış yakılmak

vêtenı-vêtış çıkarmak

vêv-vêvı gelin

vêvê cınan cinlerin düğünü

vêvê lüwan tilkilerin düğünü

vêve (veyve) düğün

vêve bıyayenı-bıyayış düğün olmak, düğün yapılmak

vêve keno düğün yapiyor

vêve kerdenı-kerdış düğün yapmak

vêvecinı düğüncülük

vêvekı gelin, gelincik

vêvekı göz kapaklarında çıkan gelincik, arpacık

vêvinı kerdenı-kerdış gelinlik yapmak, konuşmamak

vêvinı gelinlik

vêvı ardenı-ardış gelin getirmek

vêvı berdenı-berdış gelin götürmek

vêvı gelin

vêyarnayenı-vêyarnayış sudan geçirmek

vêyarna a kıştı öbür tarafa geçirdi

vıç vıç ikide bir burnunu çekmek, tükürmek

vıcênê ray yolla çıkiyorlar

vıcêno ray yolla çıkiyor

vıcêno çıkiyor

vıciya verni önüne çıktı, yolunu kesti

vıciyayenı-vıciyayış çıkmak

vıço 1-homoseksuel olan, 2-ikide bir burnunu vıç vıç eden

vıco kısa ve zayıf olana derler

vıcya çıktı

vıcyayenı-vecyayış çıkmak

vıçı-vıçı hıç hıç

vıcıyay çıktılar

vıcıyayenı-vecyayış çıkmak

vışiyaye 1-kopmuş olan, 2-korkmuş olan

vışiyayenı-vışiyayış 1-kopmak, 2-korkmak, ödü kopmak

vışiyayo pêro korkmuş, ödü kopmuş

vışiyayo 1-kopmuş, 2-korkmuş

vışiyayoğ 1-kopan, 2-korkan

vışt mezat satlığa çıkardı

vışt 1-birden kayan, 2-basınçla fışkıran sıvının sesi

vıştenı-vıştış 1-düşürmek, 2-vurmak, dövmek, 3-çarpmak

vışt erd yere düşürdü

vışt cı vurdu, dövdü

vıjêna çıkiyor (dişil)

vıjênê çıkiyorlar

vıjêno çıkiyor (eril)

vıjêr merd dün öldü

vıjêr dün

vıjiya çıktı

vıjiyay siyerı ser taşın üstüne çıktılar

vıjiyay çıktılar

vıjiyayê çıkmışlar

vıjiyayenı-vıjiyayış çıkmak

vıjiyayo çıkmış

vıjiyê çıktı (dişil)

vıjj birden veya basınçla fışkıran sıvaların çıkardığı ses

vıjjt 1-balık vb kaygan hayvanların birden elden kayması, 2-birden fışkıran sıvının çıkardığı ses

vıjya werte ortaya çıktı

vıjya çıktı

vıjyayê kamci keri ser hangi kayanın özerine çıkmışlar?

vıjyaye çıkmış olan

vıjyayena cı çıkışı

vıjyayenı dı çıkışında

vıjyayenı-vıjyayış çıkmak

vıjyayey çıkmış olanlar

vıjyê çıktı

vıjıkı isal olma neticesinde gelen cıvık dışkı

vıjıya çıktı

vıjıyay çıktılar

vıjıyayenı-vıjıyayış çıkmak

vıl çewt bıyayenı-bıyayış boynu bükülmek

vıl çewt eğri boyunlu, boynu bükük

vıl çewtinı boynu büküklük

vıl kewtenı-kewtış 1-boynuna düşmek, 2-çiçek tutmak

vıl ronayenı-ronayış boyun eğmek, teslim olmak

vıl-vılı 1-çiçek, yeni açılmış çiçek tomurcuğu, 2-açık kahve rengi, 3-boyun

vıla vamêrı badem ağacının çiçeği

vıla devi devenin boynu

vıla bi dağıldılar

vıla biyaye dağınık

vıla biyayenı-biyayış dağılmak, yayılmak

vıla bıyaye dağılmış olan

vıla bıyayenı-bıyayış dağınık olmak, dağılmak

vıla keno dağıtiyor

vıla kerd dağıtı

vıla kerde dağılmış olan, dağıtılan

vıla kerdenı-kerdış dağıtmak, yaymak

vıla kerdoğ dağıtan, dağıtıcı

vıla kewtenı-kewtış dağılmak, yayılmak, ayrı yerlere düşmek

vıla kı dağıt

vıla sayan elma çiçeği

vıla verroci ayçiçeği

vıla verroji ayçiçeği

vıla wesari bıhar çiçeği

vıla dağınık, yaygın, dağılmış

vılaêr söğüt ağacı

vılayêr-vılayêrı söğüt ağacı

vılayêri söğüt ağaçları

vılayrek tarlalarda olur ve çevresine dağılan bir ot cinsıdır

vılayın dağınıklılık

vılç ikide bir tükürmek, hapşırmak, burnunu çekmek

vılçı-vılçı ikide bir burun çekmek, hepşırmek

vılê xo çewt kerdenı-kerdış boynunu bükmek

vıle çewt eğri boyunlu, boynu bükük

vıle çewtinı boynu büküklük

vıle qalın ensesi kalın,

vıle ver cınaye boynu öne eğik, mecazi: düşünceli, işi bozuk

vılê 1-boynunu, 2-bir çiçeği

vıle boyun, ense kısmı

vılebari ince boyunlu, ince enseli

vıleçewt boynu eğri, boynu bükük, mecazi: işi kırık, işi bozuk

vılederg uzun boyunlu

vıledergı zürafa

vılêşiya eridi

vılêşiyaye erimiş olan

vılêşiyayenı-vılêşiyayış erimek

vılêşiyayoğ eriyen

vılêşna eriti

vılêşnaye eritilmiş olan

vılêşnayenı-vılêşnayış eritmek

vılêşnena eritiyor (dişil)

vılêşneno eritiyor (eril)

vılêşyaye erimiş olan

vılêşyayenı-vılêşyayış erimek

vılêna bı ufalamıştı, ellemişti

vılêna ovaladı, okşadı

vılênayê okşuyordu, ovaliyordu

vılênaye ovalanmış, ovulmuş

vılênayê ufaliyordu, ovaliyordu, okşuyordu

vılênayenı-vılênayış ovalamak, okşamak, masaj yapmak

vılence sakız

vılêncık salıncak, salanılan yer

vılênê okşadı, ovaladı (dişil)

vılênena okşuyor, ovaliyor (dişil)

vılênenê okşuyorlar, ovaliyorlar

vılêneno okşuyor, ovaliyor (eril)

vılêneyayenı-vılêneyayış ovulmuş olmak, ovalanmak, okşanmak

vıleqalın kalın boyunlu, qalın enselı

vıley dewlemendan bol qalıno zenginlerin ensesı çok kalındır

vıleynayenı-vıleynayış ovmak, masaj yapmak, okşamak

vıleyneyayenı-vıleyneyayış ovulmuş olmak, ovalanmak, okşanmak

vıli akerdenı-akerdış çiçek açmak

vıli dayenı-dayış çiçek vermek, çiçek açmak

vıli çiçekler

vılinayenı-vılinayış okşamak, ovalamak

vılince sakız

vılla beno dağıliyor

vılla bi dağıldılar

vılla biyaye dağınık

vılla biyayenı-biyayış dağılmak, yayılmak

vılla bıyaye dağılmış olan

vılla bıyayenı-bıyayış dağınık olmak, dağılmak

vılla keno dağıtiyor

vılla kerd dağıtı

vılla kerde dağılmış olan, dağıtılan

vılla kerdenı-kerdış dağıtmak, yaymak, paylaşmak

vılla kerdoğ dağıtan, dağıtıcı, paylaştıran

vılla kewtenı-kewtış dağılmak, yayılmak, ayrı yerlere düşmek

vılla kı dağıt

vılla mekı dağıtma

vılla xo çewt mekı boynunu bökme

vılla xo boynunu

vılla dağınık, yaygın, dağılmış

vıllayrek tarlalarda olur ve çevresine dağılan bir ot cinsıdır

vıllayın dağınık, dağınıklılık

vıllêna bı 1-ellemişti, 2-ufalamıştı, 3-okşamıştı

vıllêna elledi, elle dokundu, okşadı

vıllênaye 1-ellenmiş olan, 2-ufalanan, ufalanmış olan

vıllênayenı-vılênayış 1-ellemek, elle dokunmak, 2-ufalamak

vıllêneno okşuyor, ovaliyor

vılleyna bı 1-ellemişti, 2-ufalamıştı, 3-okşamıştı

vılleyna 1-elledi, elle dokundu, 2-ufaladı

vılleynaye 1-ellenmiş olan, 2-ufalanan, ufalanmış olan

vılleynayenı-vılleynayış 1-ellemek, elle dokunmak, 2-ufalamak

vılleyneno 1-elliyor, 2-ufaliyor

vıllı kewtenı-kewtış çiçek tutmak, çiçek vermeye başlamak

vıllı çiçek

vıllık 1-böbrek, 2-çiçek

vıllıka iro ‹ro çiçeği

vıllıkê awrêşa Tavşan çiçeği

vıllıkê awrêşan tavşan çiçekleri

vıllıkê daran ağaçların çiçekleri

vıllıkê Heşa Ayı çiçeği

vıllıkê heşan ayı çiçekleri

vıllıki akerdenı-akerdış çiçek açmak

vıllıki 1-çiçekler, 2-bir üzüm cinsı

vıllıkın çiçekli

vıllıkıno çiçeklidir

vılna göz bebeği, göz merceği, göz nuru

vılna çımi göz merceği

vılnerm ılık (su vb şeyler için)

vıloçık egri yüzlü, hep dargın, bir şeye razı olmayan

vıloşiya eridi

vıloşiyayenı-vıloşiyayış erimek

vıloşiyayoğ eriyen

vıloşnayenı-vıloşnayış eritmek

vılı akerdenı-akerdış çiçek açmak

vılı dayenı-dayış çiçek vermek, çiçek açmak

vılı kewtenı-kewtış çiçek açmak, çiçek vermeye başlamak

vılı çiçek

vılık-vılıkı çiçek, çiçek yumurcuğu

vılıka mastêrını sarmasık çiçeği

vılıka miyandê cemati cemaatın çiçeği

vılıki 1-çiçekler, 2-bir üzüm cinsi

vılıkı çiçek

vılıkın çiçekli

vına xo boynunu

vınayenı-vınayış uyuklama, uyku basma, vınlama

vıncew kerdenı-kerdış karışlamak

vıncew karış

vıncewê dergo bir karış uzundur

vındana durdurdu, bekletti

vındanayenı-vındanayış durdurmak, bekletmek

vındanê 1-durdurun, bekletin, 2-durdurdu, bekletti (dişil)

vındaneyay durduruldular

vındano durdursa, durdursun

vındanı durdur, beklet

vındardayenı-vındardayış durdurmak, bekletmek

vındarna 1-durdurdu, 2-bekletti, 3-susturdu, 4-sakinleştirdi (eril)

vındarnaye durdurulmuş, bekletilmiş olan

vındarnayenı-vındarnayış 1-durdurmak, 2-bekletmek, 3-sakinleştirmek, 4-susturmak

vındarnayoğ durduran, bekleten

vındarnê 1-durdurdu, durdurun, 2-bekletti, beklettin, 3-susturdu, susturun, 4-sakinleştirdi, sakinleştirin (dişil)

vındarnı 1-durdur, 2-beklet, 3-sustur, 4-sakinleştir

vındena duruyor (dişil)

vındenê duruyorlar (çoğul)

vındeno duruyor (eril)

vındera durayım

vınderd 1-durdu, 2-bekledi, 3-sustu, 4-sakinleşti

vınderdê 1-durmuş, 2-durmuşlar

vınderde durmuş olan

vınderdena durdurmakla, durdurmayla

vınderdenı-vınderdış 1-durmak, 2-beklemek, 3-susmak, 4-sakinleşmek

vınderdeyo durmuş vaziyete

vınderdo durmuş

vınderdoğ duran, durucu

vınderê 1-durun, 2-bekleyin, 3-susun, 4-sakinleşin

vınderêna 1-duruyor (dişil), 2-dururum

vınderêno duruyor

vınderiyê durun

vındero dursun, dursa

vınderya durdu, durakladı

vınderyayenı-vınderyayış durmak, duraklamak, beklemek

vınderyena duruyor (dişil)

vınderyenê duruyorlar

vınderyeno duruyor (eril)

vındi kaybolma

vındi bı kayboldu

vındi biyayenı-biyayış kaybolmak

vındi kerdenı kerdış kaybetmek

vındı la dur ulan

vındı mı 1-bekliyelimmi, duralımmı?, 2-beni bekle

vındı 1-dur, 2-bekle, 3-sus, 4-sakinleş, 5-kal

vınêr bir çeşit meşe ağacı

vınêrkêr çitlembik ağacı

vınert durdu, kaldı, bekledi

vınet (vınderd) durdu

vıneyayenı-vıneyayış uyku tutmak, uyku basmak, uyumak

vıng vızıltı sesi, esinti sesi, arı vb hayvanların vızıltısı

vıngi 1-vınlama, vızıldama, vızıltı sesi, 2-şidetli rüzgarın esinti sesi vb, 3-arı vb hayvanların uçuş sesi

vıngini vınlama, vızıltı sesi

vıngnayenı-vıngnayış vızıldatmak

vıngı vıngı kerdenı-kerdış vınlamak, vızıldamak

vıngı-vıngı vıng vıng, vızıltı

vıngı balarısı

vıni biyayenı-biyayış kaybolmak

vıni biyo kaybolmuş

vıni bı kayboldu

vıni bıyaye kaybolmuş olan

vıni bıyayenı-bıyayış kaybolmak

vıni bıyayoğ kaybolan

vıni kerde kaybolmuş olan

vıni kerdenı-kerdış kaybetmek

vıni kerdo kaybetmiş

vıni kerdoğ kaybeden

vıni nêbo kaybolmasın

vıni 1-kaybolma, kayıp, 2-göz nuru, göz ışığı

vıni biyaye kaybolmuş olan

vıni biyayena xo kayboluşunu

vıni nêkerdenı-nêkerdış kaybetmemek

vıniya to bıvıjiyo göz nurun çıksın

vınvın itirazcı, mızmız, nazlı, hiç bir şeyi kabullenmeyen

vınvını kerdenı-kerdış mızmızlanma

vınvınık mızmızık, her şeye nazlanan, itiraz eden

vını-vına to burun çekme durumu

vını-vını burun çekme sesi

vını boyun

vınık amyayenı-amyayış uykusu gelmek, uyuklar gibi olmak

vınık 1-uyuklama gibi olmak, uykusu gelmek, 2-burun, burun çekmesi, 3-içi geçme, canı bir şeyi isteme, ağzının suyu akma

vınıke uykusu gelmek, uyuklamak, kestirmek

vınıkêna 1-uyukluyor, daliyor (dişil), 2-canı bir şey çekiyor anlamında

vınıkêno 1-uyukluyor (eril), 2-canı bir şey çekiyor anlamında

vınıki kewtenı-kewtış uyuklama durumu

vıq sesizliğe bürünme, çıt çıkarmama, gık

vıq nêva gık demedi, sesini çıkarmadı

vıqı-vıqı aralarında sırıtarak konuşmak

vır kerdenı-kerdış 1-osurmak, 2-fırlatmak, 3-yuvarlatmak, 4-döndermek

vır vır vırseno pırıl pırıl parliyor

vır vır 1-pırıl pırıl, 2-usandırıcı konuşma, sinirlendirici bir biçimde durmadan konuşup anlatma, 3-atıp tutma, abartmak, bol keseden atmak, yalan söylemek vb, 4-osuruk, 5-fırlatma

vıracena yapiyor (dişil)

vıracenê yapiyorlar

vıraceno yapiyor (eril)

vıracyayenı-vıracyayış yapılmak

vıracıya yapıldı

vıracıyayenı-vıracıyayış yapılmak

vıractenı-vıractış yapmak, yaptırmak

vırada bıraktı, salıverdi

vırada bı bırakmıştı, salıvermişti

vıradana 1-bırakiyor (dişil), 2-bırakırım

vıradano bırakiyor, salıveriyor (eril)

vıraday cêr aşağiya bıraktılar, sarktılar

vıradayê 1-bırakmışlar, 2-bırakiyorlardı

vıradaye 1-bırakılmış, terkedilmiş olan, 2-boşanmış olan, serseri, berduş

vıradayenı-vıradayış 1-bırakmak, sallıvermek, 2-boşamak

vıradayo bırakmışlar

vıradayoğ bırakan, sallıveren

vıradê cêr aşağiya bırakın, aşağiya sarkıtın

vıradê 1-bıraktı, bırakın, 2-boşadı

vıradeyayenı-vıradeyayış bırakılmak, sallıverilmek

vıradeyêno 1-bırakıliyor, 2-bırakılırmı?

vıradeyı bırakıl

vıradı bırak

vıraşt bı yapmıştı

vıraşt yaptı, kurdu, inşa etti

vıraştan yapılı olanları

vıraştê yapiyordu

vıraşte yapılı, yapılmış, inşa edilmiş olan

vıraştena cı yapılışı

vıraştena rıstan cümlelerin yapılışı

vıraştenda cı dı yapılışında

vıraştenı dayenı-dayış yaptırmak, yapılmaya vermek

vıraştenı-vıraştış yapmak, onarıp tamir etmek, oluşturmak, inşa etmek

vıraştey yapılı olanlar

vıraşteyo yapılıdır

vıraşto yapmış

vıraştoğ yapan, tamir eden kimse

vırajiyaye yapılmış, inşa edilmiş, tamir edilmiş olan

vırajiyayenı-vırajiyayış yapılmak, inşa edilmek, tamir edilmek

vırajyayenı-vırajyayış yapılmak, inşa edilmek, tamir edilmek

vıran biyayenı-biyayış çıplak olmak

vıran bıyaye çıplak olan, soyunmuş olan

vıran kerd soydu, çıplak etti

vıran kerde çıplak edilmiş olan

vıran kerdenı-kerdış soymak, çıplak etmek, çıplaklaştırmak

vıran kerdoğ soyan, soyucu, soyguncu

vıran kı soy, çıplak et

vıran mekı soyma, çıplak etme

vıran mende çıplak kalmış olan

vıran mendenı-mendış çıplak kalmak, açıkta kalmak

vıran rakewtenı-rakewtış çıplak yatmak

vıran çıplak

vırana çıplaktır (dişil)

vıran bı 1-çıplaktı, 2-soyundu

vıraney çıplaklık

vıraninı çıplaklık, çıplak olma durumu

vırano çıplaktır (eril)

vırar dı mendenı-mendış kucağında kalmak

vırar kerdenı-kerdış kucaklamak

vırar kerdoğ kucaklayan, kucaklayıcı

vırar-vırarı kucak

vırarê bir kucak

vırarêk-vırarêkı bir yüzme şekli

vırarı akerdenı-akerdış kucak açmak

vırarı dı bıyayenı-bıyayış kucağında olmak

vırarı dı rakewtenı-rakewtış kucakta yatmak

vırarı dı kucakta

vırarı kerdenı-kerdış kucaklamak

vırarı kewtenı-kewtış yatağına girmek, kucağına girmek, koynuna girmek

vırarı kewtoğ kucağa, yatağa girmiş olan

vırarı ra kucaktan

vıraste yapılı, yapılmış, inşa edilmiş

vırastenı dayenı-dayış yapılmaya vermek

vırastenı-vırastış yapmak, onarıp tamir etmek, oluşturmak, inşa etmek

vırastoğ yapan, kuran, yapıcı

vırazêna yapılır, yapiyor (dişil)

vırazênê yapılırlar, yapiyorlar

vırazeno yapiyor (eril)

vırazeyayenı-vırazeyayış yapılmak

vırazeyayo yapılmış

vırazi yapıldı

vıraziya yapıldı

vıraziyay yapıldılar

vıraziyaya yapılı

vıraziyayê yapıliyordu

vıraziyayenı-vıraziyayış yapılmak

vıraziyayo yapılmış

vıraziyê yapıldı, yapılsalar

vırazo 1-yapsa, 2-yapsın?

vırazte yapılmış olan

vıraztenı-vıraztış yapma, yapmak

vırazya yapıldı

vırazyaye yapılmış olan

vırazyayenı-vırazyayış yapılmak

vırazı yap, onar

vırazımı yapalım, yapalımmı?

vırazıya yapıldı

vırazıyaye yapılmış olan

vırazıyayenı-vırazıyayış yapılmak, oluşmak

vırazıyayo yapılmış, inşa edilmış

vırêcayenı-vırêcayış kusmak

vırêciyayenı-vırêciyayış kusmak

vırêcena kusuyor (dişil)

vırêceno kusuyor (eril)

vırêcnayenı-vırêcnayış kusturmak

vırêjnayenı-vırêjnayış kusturmak

vırêznayenı-vırêznayış kusturmak

vırêcyayenı-vırêcyayış kusmak

vırêjena kusuyor (dişil)

vırêjeno kusuyor (eril)

vırêjiya kustu

vırêjiyayenı-vırêjiyayış kusmak

vırêjyayenı-vırêjyayış kusmak

vırek bıyayenı-bıyayış 1-korkak olmak, 2-yalancı olmak

vırek bol keseden atan, övünen, yalan söyleyen, korkak

vırekın 1-korkak, 2-yalancı, 3-boklu

vırêna değişiyor (dişil)

vırende ez şiya ilk önce ben gittim

vırende başta, ilk, ilk önce, ilkin

vırênê değişiyorlar

vırêno değişiyor (eril)

vırêtenı-vırêtış kusmak

vırêzena kusuyor (dişil)

vırêzeno kusuyor (eril)

vırêziya kustu

vırêziyayenı-vırêziyayış kusmak

vırêzyayenı-vırêzyayış kusmak

vıri erzeno atıp tutiyor

vırna cı ra kendisine fırlatı

vırna dêsra duvara fırlatı

vırna erd ra yere fırlatı

vırna pıra kendisine fırlatı

vırna değiştirdi

vırnabı cı ra kendisine fırlatmıştı

vırnabı değiştirmişti

vırnay pêra birbirine fırlatılar

vırnay pıra 1-taşladı, 2-kendisine fırlatı

vırnay değiştirdiler

vırnayabı değiştirilmişti, değişmişti

vırnayebı değişikti, değişmişti

vırnaye değiştirilmiş olan

vırnayenı-vırnayış 1-değiştirmek, 2-fırlatmak

vırnaya değiştirmiş (dişil)

vırnayo değiştirmiş (eril)

vırnayoğ değiştiren, değiştirici

vırnê değiştirdi

vırnena değiştiriyor (dişil)

vırnenê pê ra birbirine fırlatiyorlar, birbirine atiyorlar

vırnenê pêra birbirine fırlatiyorlar

vırnenê değişiyorlar, değiştiriyorlar

vırneno değişiyor, değiştiriyor (eril)

vırneyaya değişmiş (dişil)

vırneyayo değişmiş (eril)

vırni şo önde git

vırniye ön, önde

vırnık nêdana to zıkkım vermem sana

vırnık zıkkım, hiçbir şey

vıro ame pıro yıldırım vurdu, çarptı

vıro 1-yıldırım, 2-korkak, çok atıp tuturan kimseye derler

vıronde hiza, yan yana dizilme

vırr vırrı çok konuşmak, atıp tuturmak, dırdır etmek

vırr yalan söylemek, övünmek, bol keseden atmak

vırran biyayenı-biyayış çıplak olmak

vırran bıyaye çıplak olan, soyunmuş olan

vırran kerd soydu, çıplak etti

vırran kerde çıplak edilmiş olan

vırran kerdenı-kerdış soymak, çıplak etmek, çıplaklaştırmak

vırran kerdoğ soyan, soyucu, soyguncu

vırran mende çıplak kalmış olan

vırran mendenı-mendış çıplak kalmak, açıkta kalmak

vırran rakewtenı-rakewtış çıplak yatmak

vırran çıplak

vırran bı 1-çıplaktı, 2-soyundu

vırraney çıplaklık

vırraninı çıplaklık, çıplak olma durumu

vırrana çıplaktır (dişil)

vırano çıplaktır (eril)

vırri yalan söyleme, bol keseden atma durumu

vırro yalan söyleyen, yaramak, kalpak, çok övünen

vırrı vırrı kerdenı-kerdış dırdır etmek

vırrık ishal

vırrıkı gunê pıro ishal oldu

vırrıkı kerdenı-kerdış ishal yapmak

vırrıkı cıvık haldeki hayvan dışkısı

vırrıkın ishallı

vırsa parladı

vırsayenı-vırsayış parlama, parlamak

vırsena parliyor, ışıldiyor (dişil)

vırseno 1-parliyor, 2-ışıldiyor (eril)

vırsayê parliyordu, ışıldiyordu

vırso ame erd ro şimşek yere çaktı

vırso şimşek, yıldırım

vırsoy da pıro şimşek vurdu, şimşek çarptı

vırsık-vırsıkı şimşek, yıldırım

vırsıki adayenı-adayış şimşek çakmak

vırsıki akewtenı-akewtış şimşek çakmak

vırt bı kusmuştu

vırt u vılla tarumar

vırt u vıran çırılçıplak

vırt u zırt vırt ve zırt, sık sık, ikide bir

vırt zırt sık sık, ikide bir

vırt 1-aniden çıkma, konuşma, kendisine düşmeyen olaylara katılma, 2-kustu

vırte kusulan şey, kusmalık

vırtenı-vırtış kusmak

vırıtenı-vırıtış kusmak

vırto 1-kusmuş, 2-korkak, yalancı, atıp tuturan

vırtoğ kusan kimse, kusucu

vırtoğ kusan

vırtüvıran çırılçıplak

vırtık cıvık

vırtıkın cıvıklı

vırüsık-vırüsıkı 1-şimşek, 2-bir erkek ismi

vırüsıki adayenı-adayış şimşek çakmak

vırüsıki akewtenı-akewtış şimşek çakmak

vırvırok çok konuşan, atıp tuturan, dırdır eden, dırdırcı

vırvırı keno dırdır ediyor

vırvırı mekı dırdır etme

vırvırı dırdır

vıryaye değişmiş olan

vıryayenı-vıryayış değişmek

vıryayoğ değişmiş olan

vırı vırı çok konuşma, atıp tuturma

vırıkı amê erd ro yıldırım yere çarptı

vırıkın cıvık, hayvan dışkısının sulu hali

vırıkıno vırıklıdır, suludur, cıvıktır

vırın çok atan, yalan söyleyen

vırıng davarları kırpmakta kullanılan büyük makas

vırısnayoğ parlatan, parlatıcı

vırısiyayenı-vırısiyayış parlamak, ışıldamak

vırısyayenı-vırısyayış parlamak, ışıldamak

vırısık amyayenı-amyayış şimşek çakmak

vırısıknayenı-vırısıknayış çırpmak, didiklemek, tiftiklemek (pamuk vb)

vırısıkyayenı-vırısıkyayış şimşeklenmek

vırıt bı kusmuştu

vırıt kustu

vırıte kusmalık, kusulan şey

vırıtê kusuyordu

vırıtenı-vırıtış kusmak

vırıto kusmuş

vırıtoğ kusan kimse, kusucu

vısaye kopmuş olan, korkmuş olan

vısayenı-vısayış kopmak, korkmak

vısênayenı-vısênayış korkutmak, korkaklık

vısêno pêro ödü kopuyor korkuyor

vısiya pêro çok korktu, ödü koptu

vısiya 1-koptı, 2-korktu

vısiyay koptular, korktular

vısiyaye 1-kopmuş olan, 2-korkmuş olan

vısiyayenı-vısiyayış 1-kopmak, 2-korkmak

vısiyayo pêro korkmuş, ödü kopmuş

vısiyayo 1-kopmuş, 2-korkmuş

vısiyayoğ 1-kopan, 2-korkan

vısiyê 1-korktu, 2-koptu

vısiyêno 1-kopiyor, 2-korkuyor

vısna bı koparmıştı

vısna pêro korkuttu, ödünü kopardı

vısna 1-kopardı, 2-korkuttu

vısnaye koparılmış olan, kopuk, kopmuş

vısnayenı-vısnayış 1-koparmak, 2-korkutmak, ödünü koparmak

vısnayo koparmış

vısnayoğ koparan

vısnena kopariyor (dişil)

vısneno kopariyor (eril)

vısonek 1-korkak, 2-osurukçu

vısonekinı 1-korkaklık, osurukluluk

vıst a cı tutuşturdu, yaktı

vıst a diyar yukarı çıkardı

vıst bani ser damın üstüne çıkardı, düşürdü

vıst cı dövdü, tokatladı, vurdu

vıst de içine düşürdü

vıst destan bın el altına düşürdü, başkasının eğemenliği altına soktu

vıst erd yere düşürdü, yere düşürmek, çarpmak

vıst mezat satlığa çıkardı, mazata çıkardı

vıst miyan içine düşürdü, içine vurdu, içine koydu

vıst pê birbirine vurdu

vıst piyase ortaya attı

vıst ray 1-yoluna koydu, 2-hal etti

vıst werte ortasına vurdu

vıst xo bın altına aldı, altına düşürdü

vıst xo dest 1-eline geçirdi, fethetti, 2-eline vurdu

vıst xo pey arkasına düşürdü, ardı sıra gitti

vıst düşürdü

vıstê cı dövüyordu, vuruyordu

vıstê pê ser oyunda bir birini çekme veya alt etme

vıstê pê birbirini dövüyorlardı

vıstê sere başa vuruyorlardı, kafaya vuruyorlardı

vıste düşük

vıstena vurmayla

vıstenda cı dı vurmasında

vısteney dövme veya vurma işi

vıstenı-vıstış 1-düşürme, düşürmek, 2-dövmek

vıstewre u vıstırü kayın baba ve kaynana

vıstewre 1-kayın baba, 2-kayın birader

vısti düri uzaklaştırdılar

vısto cı dövmüş, vurmuş

vısto düşürmüş

vıstore kayın baba, kayın birader

vıstorey mı kayınlarım, kaynım

vıstoğ 1-düşüren, 2-vuran, döven, dayak atan

vıstrü kaynana

vıstüri kaynana

vıstıri kaynana

vıstırü kaynana

vısya bı kopmuştu

vısya koptu

vısyate 1-kopuk, kopmuş olan, 2-ödü kopan, korkak

vısyay mı pêro ödümüz koptu

vısyaye kopmuş olan

vısyayenı-vısyayış 1-kopmak, 2-korkmak

vısyayoğ korkak, ödü kopan

vısıya pêro ödü koptu, çok korktu

vısıya koptu

vısıyayenı-vısıyayış 1-kopmak, 2-korkmak, ödü kopmak

vıt vıtok çok konuşan, lafazan

vıt vıtı kerdenı-kerdış boş laf etmek

vıt vıtı 1-dedikodu, 2-söylenti, 3-boş konuşma

vıtvıtok çok konuşan, konuşkan, çenesi durmayan

vıtvıtoko çok konuşkandır

vıtvıtı kerdenı-kerdış çok konuşmak, kendi kendine dırdır etmek

vıtvıtı çok konuşan, kendi kendine söylenen

vıtı vıtı yerli yersiz konuşmak, çok konuşmayı huy edinmek, dırdır etmek

vıv çocuklara dokunma anlamında bir sözcük

vıya dul

vıyarna over öbür tarafa geçirdi

vıyarnayenı-vıyarnayış geçirmek, öbür tarafa geçirmek

vıyarnenê geçiriyorlar, öbür tarafa geçiriyorlar

vıyarnena geçiriyor (dişil)

vıyarneno geçıriyor (eril)

vıyertê geçmiş

vız va u perê vız dedi uçtu

vız vız vız vız, vız vız sesi, vızıltı

vız vızıltı, vızıltı sesi

vızayenı-vızayış vızıldamak

vızdewre sulak yerlerde olup yenilen bir ot çeşidi

vızdı (gurguzi) ıslık

vızdı cınayenı-cınayış ıslık çalmak

vızdı cıneno ıslık çaliyor

vızênê çıkiyorlar

vızêna çıkiyor (dişil)

vızêno çıkiyor (eril)

vızêr berd dün götürdü

vızêr çina dün biçti

vızêr do biyameyê dün gelecekti

vızêr mı o di dün ben onu gördüm

vızêr ra ewro dünden bu güne

vızêr ra mendo dünden kalmış

vızêr ra dünden

vızêr dün

vızêrên dünden kalma, dününki, dünün, dünkü

vızêrên bı dününkiydi

vızêrêno dününkidir

vızêrna dünden

vızêrrayo dündendir

vızi kerdenı-kerdış vızıldamak

vızi vetenı-vetış vızıldamak, vızıltı sesini çıkarmak

vızi sinek vızıltısı

vıznayenı-vıznayış vızıldatmak

vızvız vızıltı, vızıldama (arı vb çıkardığı ses)

vızvıza ciya vızıltısıdır

vızvızênê vızıldiyorlar

vızya bı 1-korkmuştu, ödü kopmuştu, 2-kopmuştu, salıverilmişti

vızyaye çıkmış olan

vızyayenı-vızyayış çıkmak

vızyaya çıkmış (dişil)

vızyayo çıkmış (eril)

vızyayoğ çıkan, çıkmış olan

vızyêna çıkiyor (dişil)

vızyeno çıkiyor (eril)

vızz va u mı seri sera ravêrd vız dedi ve başucumdan geçti

vızz vızz vızıldama sesi

vızz 1-böcekler uçarken çıkardıkları ses, 2-sıkılan kurşunun hız anında çıkardığı ses

vızzi xo ra vetı vızıltı kendinden çıkardı

vızzi vızıltı sesi

vızzılti vızıldama sesi

vızı vızı bıyayenı-bıyayış vızıltı sesi çıkmak, vızıldanmak

vızı vızı kerdenı-kerdış vızıldamak, vız vız sesini çıkarmak

vızı vızı vızıldama sesi

vızık 1-çöl, 2-sivrisinek, küçük bir sinek cinsı

vızıki dana xo zikzaklı koşuyor, hoplamak

vızıki koşup zikzak çizmek, hoplamak

vızıldüman rüzgarlı, sisli ve yağmurlu hava (kötü hava)

vızır vızır ara vermeksizin, aralıksız, sürekli, çabuk

vızıyay çıktılar

vızıyayenı-vızıyayış çıkmak

via dul

vicdan vicdan

viçê ardi bir avuç un, azıcık un

viçê azıcık, birazcık, az miktarda, bir avuç

viçıkê az miktarda, azıcık, bir avuçcuk

vida (‹ta) vida, döndürerek bir yere sokulan burmalı çivi

vida bıyayenı-bıyayış vidalanmış olmak

vida kerdenı-kerdış vidalamak

vidacinı vidacılık

vidali vidalı

vidayın vidalı

videyo (‹ng) video

videyoteyb (‹ng) videoteyp

vido video

vidon su doldurma ve taşımaya yarayan ağzı geniş kap

vişan 

vişan biyayenı-biyayış acıkmak

vişaney açlık

vişaninı açlık

vişkaye sökük, sökülmüş

vişkayenı-vişkayış sökülmek

vişknayenı-vişknayış sökmek

vişne (Sl) vişne, kiraza benzer kırmızı renkli, ekşimsi bir meyve

vişney vişneler

vişneyêr vişne ağacı         

viştra dana, tosun

viştıra dana, boğa

vijdan vicdan

vijdanê cı vicdanı

vijdaney vicdani

vijdani vicdani

vijdansızlığey vicdansızlık

vijık 1-sulu, cıvık, 2-ishal olma durumu, hayvanların sulu dışkısı

vilalor söğüt ağacı

vilayêr söğüt ağacı

vilayet (Ar) vilayet

villa (‹t) villa, bahçeli, güzel ve müstakil ev

vilnayenı-vilnayış 1-savurmak, 2-ufalamak, okşamak

vilyayenı-vilyayış 1-savrulmak, 2-ufalanmak, okşanmak

vilık çiçek

vina bı 1-görmüştü, 2-bulmuştu

vina to vezena göz merceğini çıkarırım

vina 1-gözün nuru, gözün içi, gözün görme merceği, 2-gördü, buldu

vina bı görmüştü, bulmuştu

vinay çıman gözün nuru, ışığı, görme kısmı

vinay 1-gördüler, 2-buldular, 3-gördüm, buldum

vinayan görülenleri

vinaye 1-görülen, görülmüş olan, 2-bulunan, bulunmuş olan

vinayena cı görüşü

vinayena xo görüşünü

vinayena görmeyle, bulmayla

vinayenanê xo görüşlerini

vinayenda cı dı görüşünde

vinayenı-vinayış 1-bulmak, buluş, icat, 2-görmek, 3-türetmek

vinayo görmüş, bulmuş

vinayoğ gören, görücü

vinç (‹ng) vinç, ağır yük kaldırmaya yarayan araç

vind bi kayboldu

vind biyayenı-biyayış kaybolmak

vind biyo kaybolmuş

vind kerdenı-kerdış kaybetmek

vind kerdo kaybetmiş

vind kaybolma, kaybolmak

vindi bı kayboldu

vindi kerdenı-kerdış kaybetmek

vindi kaybolma, kaybetme

vinem-vinemı 1-buluyoruz, görüyoruz, 2-buluruz, görürüz

vinena 1-görüyor, buluyor (dişil), 2-görürüm, bulurum

vinenê görüyorlar

vineno görüyor, buluyor (eril)

vineyayenı-vineyayış 1-bulunmak, 2-görünmek

vineyênê bulunurlar, görülürler

vineyêna bulunur, görülür (dişil)

vineyêno bulunur, görülür (eril)

vini biyayenı-biyayış kaybolmak

vini bıyayenı-bıyayış kaybolmak

vini biyo kaybolmuş

vini kerdenı-kerdış kaybetmek

vini kerdo kaybetmiş

vini nêkerdenı-nêkerdış kaybetmemek

vini kaybetme, kaybolma

vinikêna canı bir şey çekme, aşerme

vinikyayenı-vinikyayış canı bir şeyi çekmek, aşerme vb

viniyo kayıptır

vinıkyayenı-vinıkyayış uyuklama, uyku basma, sersemleşme

vir vıstenı-vıstış aklına getirmek, hatırlatmak

vir 1-hatırlama, aklına getirme, 2-anma, 3-hafıza, belek

vira ardenı-ardış hatırlama, hatırlatmak

vira ardoğ hatırlatan

vira bıyayenı-bıyayış unutulmak, hatırdan çıkmak

vira şiyayenı-şiyayış unutulmak, hatırlanmamak, anılmamak

vira şıyayenı-şıyayış unutmak, unutulmak

vira kenê unutuyorlar

vira kerde unutulmuş olan

vira kerdenı-kerdış unutmak, hatırlamamak

vira kı unut

vira mekı unutma

vira nêbenê unutulmazlar

vira nêkena unutmam, hatırlarım

vira nêkerê unutmuyasın

vira unutma

viraj (Fr) bir yolun kıvrıldığı yer, dönemeç

virajın virajlı

viran bıyayenı-bıyayış viran olmak, harabe olmak

viran kerdenı-kerdış viran etmek

viran yıkık, harap, viran

virane yıkılmış veya çok harabe olmuş yapı

viraney viranelik

viranlıx viran yer

virard bir erkek ismi

virdê cı dı ro aklındadır, hatırındadır

virdê cı ra şiyayenı-şiyayış aklından, hatırından gitmek

virdê cı vıstenı-vıstış aklına düşürmek, hatırlatmak

virdê mı dı ro aklımdadır, hatırımdadır

virdê mı ra nêşı aklımdan gitmedi, hatırımdan çıkmadı

virdê mı ra nêvıjêno aklımdan çıkmiyor, hatırımdan çıkmiyor

virdê to dı bo aklında olsun

virdê xo ra çekı aklından at, hatırından çıkar

viren geçen

virgul (Fr) virgül, cümlede duraklama işareti, kıvrıklı ve kuyruklu işaret

viri ame hatırladı

viri amyayenı-amyayış aklına gelmek, hatırlamak

viri ard hatırladı, andı

viri ardeni hatırlamalar, anılar, anmalar

viri ardenı-ardış anımsatmak, hatırlamak, aklında olmak

viri ardey hatırlananlar

viri ardoğ hatırlatan

viri ardışi hatırlamalar

viri dı bıyayenı-bıyayış aklında, hatırında olmak

viri finayenı-finayış aklına düşürmek, hatırlatmak

viri kewtenı-kewtış hatırına düşmek, özlemek

viri nêkerdo unutmamış

viri niyard hatırlamadı, anmadı

viri hatırlama, unutmama, hafıza, şuur

viri dı mendenı-mendış hatırında kalmak

viridıro hatırındadır, aklındadır

vir kotena hatırlamayla

viri kotenı-kotış aklına düşmek, hatırlamak

virtık-virtıkı sulu dışkı

virus (Fr) virüs, bulaşıcı hastalıklara yol açan mikrop

virık-virıkı sulu dışkı

viski (‹ng) viski, alkollü bir içki

visol u bêtam tuzsuz ve tadsız

visol tuzsuz

visoley tuzsuz olma durumu

visolinı kerdenı-kerdış yediğini tepmek, iyiliği bilmemek

visolinı tuzsuzluk

visolo tuzsuzdur

visolın tuzsuz olma durumu

vist (20) yirmi 

vist bı vist yirmişer yirmişer, yirmi yirmi

vist dı yirmide

vist fın yirmi defa

vist lete yirmi parça

vist ra hewt 20/7 yirmide yedi

vist ra vist yirmiden yirmiye

vist ra yirmiden

vist u panc (25) yirmibeş

vist vist yirmi yirmi

vist vist yirmişer yirmişer

vistan yirmisini, yirminci

vistek an, kısa süre de, anlık, hemen, çabucak vb

vistekê sayımlık an, az bir zaman, kısa bir zaman

vistekna bê ma şırê biraz sonra gel gidelim

vistekna biraz sonra

vistêra destanê xo bılünı çabuk elerini terpet

vistêra şına yena çabuk gider gelirim

vistêra ma şırê çabuk gidelim

vistêra çabuk, anında

vistêra hemen, çabuk, alalacele

visthezar (20 000) yirmibin

vistlete yirmi parça

vistna 1-birazdan, biraz sonra, 2-yirmi daha

vistok bir ot çeşidı

vistqat yirmi kat

vistüçıhar (24) yirmidört 

vistüdıdı (22) yirmi iki

vistüşeş  (26)   

vistüşeş bı vistüşeş yirmialtışar yirmialtışar

vistüheşt  (28) yirmisekiz

vistühewt (27) yirmiyedi

vistühirê (23) yirmiüç

vistüjew  (21) yirmibir

vistünew  (29) yirmidokuz

vistüpanc (25) yirmibeş

vistık an, kısa süre de, anlık, hemen, çabucak vb

vistıkê vındı bir an bekle

vistıkna yeno biraz sonra gelir

vistıkna biraz sonra, birazdan

vistın-vistını yirminci

vistıra destanê xo bılünı çabuk elerini terpet

vistıra şına yena çabuk gider gelirim

vistıra ma şırê çabuk gidelim

vistıra çabuk, acele, 2-yirmiden, 3-birazdan

vit hayvanlarda kullaklarını dikleştirmek, sezinti, dikkat çekme hali

vitamin (Fr) vitamin

vites (Fr) vites, otomobillerin çekiş ve hızını ayarlayan dişliler düzeni

vitrin (Fr) vitrin, sergen

vitır (Ar) vitir, yatsı namazından sonra kılınan üç rekat namaz

viya bıyayenı-bıyayış dul olmak, dul olan

viya mendenı-mendış dul kalmak

viya verdayenı-verdayış dul bırakmak

viya dul

viyale söğüt

viyalêr söğüt ağacı

viyari kerdenı-kerdış geçitcilik yapmak, su vb şeylerden geçirmek

viyari geçitcilik

viyarna geçirdi

viyardenı-viyardış geçirmek

viyarnayenı-viyarnayış geçirmek

viyaryayenı-viyaryayış geçmek

viyarnenê geçiriyorlar

viyayey dul olma durumu, dulluk

viye bırnayenı-bırayış boynunu kesmek, koparmak

viye çewt biyayenı-biyayış boynu eğilmek

viye nıştenı-nıştış boynuna binmek

viye boyun, ense

viyerd geçti

viyerdenı-viyerdış geçmek

viyeryayenı-viyeryayış geçmek

viyey cı da pıro boynunu vurdurdu, kestı

viz va ravêrd viz dedi geçti

viz viz 1-yılan sesi, yılan bağırması, 2-rüzgar sesi

viz hızlı giden veya uçan şeylerin aniden geçmesi ve sesi

vizayenı-vizayış vızıldama, vınlama, viz sesini çıkarma

vize (Fr) vize, resmi kağıtlara "görülmüştür" anlamında konulan işaret

vizini esen rüzgarın sesi

vizite (‹t) vizite

vizon (Fr) kürkü çok beğenilen memeli bir hayvan

vizı vizı kerdenı-kerdış 1-mızmızlanma, nazlanma, 2-vızıldamak

vizıki antenı-antış kendini germek

vizıki germe, gerilme

 

 

vojo söylese

voleybolı (‹ng) voleybol

volkan (Fr) volkan, yanardağ

volkanik (Fr) 1-volkanla ilgili, 2-içinde volkan bulunan arazi

volt (Fr) elektromotor gücün veya gerilimin birimi

volta (‹t) zincirin birbirine dolaşması

volta eştenı-eştış volta atmak

volta gezinme, bir aşağı bir yukarı, bir o yana bir bu yana gidip gelme

voltaj (Fr) voltaj, gerilim

vomêr badem ağacı

vomi bademler

vomı badem

von (vano) söylüyor

vonê (vanê) söylüyorlar

vono (vano) söylüyor

vor kar

vorayenı-vorayış yağmak

vordı wınyayenı-wınyayış yukardan aşağiya doğru bakmak

vordı yukardan aşağiya doğru

vorek kuzu

vorena yağiyor

vorgudı kartopu

vornayenı-vornayış 1-yağdırmak, 2-değiştirmek, 3-fırlatmak

vorna 1-değiştirdi, 2-yağdırdı, 3-fırlatı

vorna pêrâ birbirine fırlattı

vorı varayenı-varayış kar yağmak

vorı vorayenı-vorayış kar yağmak

vorı kar

vorın karlı

votka (Rüs) alkollu bir içki

vowrrês çığ

vowrrıb kar ile pekmez karışımı

vowrı kar

vozd gırêdayenı-gırêdayış yağ bağlamak, şişmanlamak

vozd gırotenı-gırotış yağ bağlamak, şişmanlamak

vozd tepıştenı-tepıştış yağ bağlamak, şişmanlamak

vozd yag, iç yağı

vozda kaçtı, koştu

vozdana kaçiyor, koşuyor (dişil)

vozdano kaçiyor, koşuyor (eril)

vozdanı kaçma, koşma

vozdayenı-vozdayış 1-kaçmak, 2-koşmak

vozdayoğ kaçan, koşan

vozdı kaç, koş

vozdın yağlı

vurna 1-değiştirdi, 2-fırlatı

vürna pıra kendisine fırlatı

vurnaye değişmiş olan, değiştirilmiş olan

vurnayenı-vürnayış değiştirmek

vurnayoğ değiştiren

vuriyaye değişmiş olan

vuriyayenı-vüryayış değişmek

vuriyayoğ değişen

vucüd (Ar) vücut, beden, var olma

vurna değiştirdi

vurnaye 1-kaşınmış olan, 2-değişmiş olan

vurnayenı-vurnayış 1-kaşımak, 2-değiştirmek

vurnayoğ 1-değiştiren, 2-kaşiyan

vuryaye 1-değişmiş olan, 2-kaşınmış olan

vuryayenı-vüryayış değişmek

vuryayoğ değişen