la bê de gel, ulan gel
la eştenı-eştış ip atlama
la şori bewni kardê xo lan git işine gücüne bak
la gırêdayenı-gırêdayış ip, ipi bağlamak
la gırekerdenı-gırekerdış ipi döğümlemek
la hadê, bê ma şırê de haydi gel biz gidelim
la illahe ilallah ezanın içinde geçen bir cümle (tanrıdan başka tanrı yoktur)
la kı şıro tı do se kerê şayet gitse sen ne yapacaksın?
la kı eger, şayet, peki vb
la la aman etme anlamında kullanılır
la meşo to kışenê ulan gitme seni öldürürler
la oğıl lan evlat
la ra 1-çaydan, 2-ipten
la rakerdenı-rakerdış ip germek
la rıhat vındı ulan rahat dur
la tı fına birê ez zana se kena to eger sen bir daha gelirsen, ben bilirim ne yaparım sana
la tı seni wıni vanê lan sen nasıl öyle söylersin?
la u dere çay ve dere
la u derzıni ip ve iğne
la wıllı taqetê mı çıniyo vellahi takatım yoktur
la züri mekı, eybo ulan yalan söyleme, ayıptır
la 1-bir hitap sözcüğüdür, birine hitap yada ikaz ederken kullanılır, 2-eski geleneklere göre karısının ismini kulanmiyanlar karısına "la" diye hitap ederler, 3-ip, iplik, sicim, 4-küçük nehir, çay, 5-lan, ulan, yahu, hey, de, eger, ya, yahu vb
labada (Yün) buğdaygilerden bir bitki
labaş (nanê tirı) yufka ekmeği
labaratüwar (Fr) labaratuar
labayê inliyordu, şikayetleniyordu, sızliyordu
labayenı-labayış inlemek, sızlanmak, şikayetlenmek
labayoğ inleyen, şikayetlenen
labelê (labırê, labrê) fakat, ama, lakin, yinede, ancak vs
labrê (labelê, labırê) fakat, şayet, ama, lakin, yinede, ancak vs
labüde bir demir veya deyneğin başına takılıp toprak kazmak ve karıştırmak için kullanılan ucu sivri ve yassı demir parçası
labırê çiyê bellı nêbı fakat hiçbir şey belli olmadı
labırê zey to niyo fakat senin gibi değildir
labıre (labelê, labrê) fakat, ama, lakin, yinede, ancak vs
labırê fakat, ama, lakin, yinede, ancak vs
lac (laj, laz) oğul, erkek çocuk
lacê ay onun oğlu (dişil)
lacê bıray kardeşin çocuğu
lacê camêrdan yiğitlerin, mertlerin oğlu
lacê dedê mı amcamın oğlu
lacê ey onun oğlu (eril)
lacê şêran Aslanların oğlu
lacê şıthelalan Süthalalların oğlu
lacê keleşan keleşlerin oğlu
lacê way bacının çocuğu, bacının oğlu
lacek (lajek, lazek) erkek çocuk
lacek do şıro çocuk gidecek?
lacekan erkek çocukları
lacekê bir erkek çocuk
laceki erkek çocuklar
laci oğullar, erkek çocuklar
laciwert (Far) lacivert, kuyu mavi renk
laco, ti yê çırê ninê a xo çocuk, sen niye kendine gelmiyorsun?
laco 1-çocuk veya erkek çocuğa hitapta kullanılır, 2-oğlandır, erkek çocuktur
lades (Far) tavuğun lades kemiğini iki kişinin birer ucundan tutarak kırması
ladin (Tr) bir çam türünün adı
laf (Far) söz, lakırdı vs
lafazan (Far) geveze
lafazaninı gevezelik, lafazanlık
lafazanlıxey lafazanlık, gevezelik
lafci lafçı
lafcılıxey lafçılık
laş (las, leş, naş) ceset, gövde, vucut, beden
laşê cı bedeni, vucudu, cesedi
laşer 1-sel, 2-akım
laşqa (‹t) laçka, gevşemiş, düzeni bozulmuş, verimsiz hale gelmiş
laşqa bıyayenı-bıyayış laçkalaşmak, laçka olmak
laşqa kerdenı-kerdış gevşetmek, laşka etmek
lahana (Yün) lahana
lahewle (Ar) sabrın tükendiğini, kalmadığını belirten sözcük
lahid (Ar) düz, süslü veya oymalı mezar taşı
lahmecün (Ar) üstüne kıyma, kıyılmış soğan ve baharat konularak pişirilen et yemeği
lahne lahana
lahnet kerdenı-kerdış lanetlemek
lahnet lanet
lahnetın lanetlenmiş olan
lahza (Ar) zamanın kısa bir parçası, an
lahzadı anında, bir anda, çarçabuk, hemen
laillaheillala laillaheillala
lain (Ar) lanetlenmiş, melun
lainey melunluk
laiq (Fr) laik, din işleri ile devlet işlerini karıştırmayan, devlet işlerini dinden ayrı tutan
laiq laik, uyma, hak etme
laiqa laikdir (dişil)
laiqê cı niyo laikı değildir
laiqey laiklik
laiqinı laik olma durumu
laiqlıxey laiklik
laiqo laikdir (eril)
laisizm (Fr) laiklik
laj (laz, lac) oğul, erkek çocuk
laj u keyna oğlan ve kız
lajê ay onun oğlu (dişil)
lajê camêrdan yiğitlerin, mertlerin oğlu
lajê dedê mı amcamın oğlu
lajê ey onun oğlu (eril)
lajê şêran Aslanların oğlu
lajê şıthelalan Süthalalların oğlu
lajê keleşan keleşlerin oğlu
lajek (lacek, lazek) erkek çocuk
lajek do şıro çocuk gidecek?
lajek u keynekı erkek ve kız
lajekan erkek çocukları
lajekê bir erkek çocuk
lajeki erkek çocuklar
laji erkek çocuklar, oğullar
lajo 1-erkek çocuğa hitap sözcüğü, 2-oğlandır, erkek çocuktur
lak ip, ince organ, sicim, ipcik
laka (‹t) boyacılıkta kullanılan bir madde
laka kerdenı-kerdış lakalamak, cilalamak
lakaci lakacı, laka veya vernik süren işçi
lakayinı lakacılık
lakayın lakalı
lake (Fr) laka ile cilalanmış
laki kerdenı-kerdış nazlanmak
laki 1-iplikler, 2-yalvarma, 3-naz
lakin (Ar) ama, fakat
lakım lakin, fakat, ama vb
lakın nazlı
lal bıyayenı-bıyayaış dilsiz olmak, dilsizleşmek, kekeç olmak, konuşamamak
lal kerdenı-kerdış dilsizleştirmek
lal u kerr dilsiz ve sağır
lal u kor dilsiz ve kör
lal dili tutulmuş, konuşamaz hale gelmiş, dilsiz, kekeç, düzgün konuşmayan, dili tutukluk yapan
lal dilsiz, laltır
daha dilsiz, laltırın daha daha dilsiz
lala (Far) çocuk bakım, eğitim ve öğretimiyle görevli kimse
lala 1-dilsiz, dilsizdir (dişil), 2-şahzedelerin özel eğitmenleri, 3-ulan, sen, siz, seni
lalalıxey lalalık
lalayinı lalalık, lalacılık
lale (Far) zambakgilerden bir çeşit süs bitkisi
lalek dilsiz, kekeç, düzgün konuşamiyan (eril)
lalekı dilsiz, kekeç, düzgün konuşamiyan (dişil)
lalettayin (Ar) sıradan, gelişigüzel, ayırt etmeksizin
laley dilsizlik, dilsiz olma durumu
lalezar (Far) lale bahçesi, lale yetiştirilen yer
lali dilsizler, kekeçler, dili tutulanlar
lalo dilsiz, dilsizdir (eril)
laltırınêri yani tam dilsiz olan kimse
lalı dilsiz (dişil)
lam (Fr) mikroskopta incelenecek maddelerin özerine konulan cam parçası
lam u cim ık mık yok, fazla laf yok, söylenecek şey yok gibisinde
lama (‹ng) keçi cinsinden boynu uzun bir hayvan
lamba (Yün) lamba, çıra, ışık veren alet, aydınlatma aracı
lamba veşnayenı-veşnayış lamba yakmak
lambalıx lambalık, lamba konulan yer
lambayinı lambacılık
lambayın lamnalı
lami bir erkek ismi
lan-lanı delik (fare, köstebek vb deliği veya ağzı dar, içi geniş olan delik)
lan hitap ve ikaz, uyarma ve tehdit anında kulanılan bir söz, ulan, behey
lana meran fare deliği
lancinı delikcilik
lanê bir delik
lane lahana
lanekı 1-delikcik, 2-daha doğum yapmamış genç inek
lanet (Ar) tanrı´nın sevgi ve ilgisinden mahrum olma, bedua, 2-berbat, kötü
lanet kerdenı-kerdış lanetlemek, bedua etmek, kötülemek
lanet varnayenı-varnayış lanetlemek, lanet yağdırmak
lanet varnayoğ lanet yağdıran
lanet wend lanet okudu
lanet wendenı-wendış lanet okumak
lanetwend lanet okuyan, lanet okudu
lanetwendoğ lanet okuyan
lanetın lanetlı, lanetlenmiş
laninı delikçilik
lanse (Fr) öne sürmek, ortaya çıkarmak, deşifre etmek
lanse bıyayenı-bıyayış deşifre olmak, lanse olmak
lanse kerdenı-kerdış lanse etmek, tanıtarak ortaya çıkarmak
lanı akerdenı-akerdış delik açmak
lanı kerdenı-kerdış delmek, delik açmak
lanı verdayenı-verdayış delik bırakmak
lanın delikli
lap kerdenı-kerdış avuçlamak
lap pençe, avuç içi
lapa (Tr) lapa, bulamaç
lapat tokat
lapê bir avuç
lapp düşen yumuşak bir şeyin çıkardığı ses
lapık (lepık) eldiven
laq kerdenı-kerdış şaka yapmak
laq 1-şaka, 2-alaka
laqab (Ar) lakap, takma ad, aile kökünden gelen ad vs
laqab dayenı-dayış lakap vermek, lakaplandırmak
laqabdê xo ya yeno sınasnayenı lakabiyle tanıniyor
laqabê cı lakabı
laqabın lakaplı
laqayd (Ar) ilgisiz, aldırmaz, umursamaz, kayıtsız
laqaydey lakaytlık
laqê cı alakası
laqe (alaqe) alaka, ilgi, yakınlık vb
laqerdi (laqırdi) lakırdı, söz, konuşma vb
laqi kerdenı-kerdış 1-kur yapma, naz yapma, 2-şaka yapmak
laqi 1-şakalar, 2-kur, naz, 3-lakırdı
laqlaq kerdenı-kerdış lakırdı etmek
laqlaq leyleklerin gagasından çıkan çağırış sesi
laqlaqı lakırdı, kahkahalı konuşma
laqırdi söz, dedikodu, lakırdı, lafazanlık vs
laqırdı (laqerdi) lakırdı, söz, konuşma vb
laqırdı kerdenı-kerdış lakırdı etmek
laqırdıci lakırdıcı
las (laş, naş, leş) ceset, gövde, beden
lase biçilmiş ot sırası
laser (sêl) sel
laser (‹ng) güçlü ışık pırıltıları oluşturan ışık kaynağı
laser amyayenı-amyayış sel gelmek
laser werıştenı-werıştış sel kalkmak
lasêr 1-sel, 2-akım
lasêri 1-seller, 2-akımlar
lasê cı ceseti
laseri seller
laserın selli
lasser sel
lastik (Fr) lastik, kauçuktan yapılmış esnek bir madde
lastık (Fr) lastik, kauçuktan yapılmış esnek bir madde
lastıka lastikle
lastıkcinı lastikcilik
lastıkinı lastikcilik
lastıkli lastikli
lastıkın lastikli
lastıkıno lastiklidir
lata (Alm) dar ve kalın tahta
latif (Ar) yumuşak, hoş, ince ve güzelliği olan
latife (Ar) şaka, şaka etme
latifeci şakacı
latifeyinı şakacılık
latin (‹t) latin, latinle ilgili olan
latinan latinlerini
latini latince
latiniyê latindirler
latiniyo latincedir
latinki latince
latık-latıki bir incir çeşidi
laübali (Ar) senli benli, aşırı samimiyet, teklifsiz girişme
laübali mebı senli benli olma
laübalinı lauballilik
laübalıyey laubalilik
lav (‹t) lav, yanardağdan fışkıran kızgın, erimiş maddeler
lavay 1-su olukları, 2-sulama için kullanılan su kanalları
law (‹t) lav, yanardağdan fışkıran kızgın, erimiş maddeler
law 1-erkek çocuk, oğul, 2-hükümsüz kılma, feshetme, 3-yahu, behey, lan vb
lawa havladı (eril)
lawabo (‹t) lavabo, el, yüz, bulaşık vb yıkamaya yarar yer
lawaj (Fr) bir organa veya metala su vererek yıkayıp temizlemek
lawanta (‹t) lavanta, esans
lawantaci lavanta yapan veya satan kimse
lawantacılıxey lavanta yapma veya satma işi
lawantayinı lavantacılık
lawantayın lavantalı
laway havladılar
lawayê havluyordu, uluyordu
lawayenı-lawayış havlamak, hır cır etmek
lawayoğ uluyan, havlayan, her lafa karışan
lawayoği havlayanlar
lawazımci lavazımcı
lawazımcılıxey levazımcılık
lawbıyayenı-bıyayış lağvolmak, lağvedilmek
lawdayenı-lawdayış emzirmek
lawena havliyor (köpek gibi) (dişil)
lawenê havliyorlar
laweno havliyor (köpek gibi) (eril)
lawê havladı (dişil)
lawin kar kayması, çığ düşmesi
lawkerdenı-kerdış feshetmek, hükümsüz kılmak, dağıtmak, iptal etmek
lawna emzirdi (eril)
lawnaya emzirmiş (dişil)
lawnaye emzirilmiş
lawnayê emziriyordu
lawnayenı-lawnayış emzirmek, süt vermek
lawnayo emzirmiş (eril)
lawnê emzirdi (dişil)
lawnena emziriyor (dişil)
lawo hitap, ikaz ve küçük düşürme mahiyetinde çağrılır
lawuke (lawıki) ezgi, mani, türkü, ağıt vb
lawık şarkı
lawıki (lawuke) ezgi, türkü, ağıt, mani vb
lawıki şarkılar
lawıtenı-lawıtış emmek, emzirilmek
lax şaka
lax kerdenı-kerdış şaka yapmak
lax kerdene şakalaşma
laxw (Ar) hükümsüz kılma, feshetme
laxwbıyayenı-bıyayış lağvolmak, lağvedilmek
laxwkerdenı-kerdış feshetmek, hükümsüz kılmak
lay bırisımi ipekli ipler
lay heremi yünden yapılan iplikler
lay qınabi kendir ve kenevirden yapılan ipler
lay türi pamuktan yapılan ince ipler
lay 1-çaylar, ırmaklar, 2-iplikler
laya dewda ma köyümüzün ırmağı
laya çaydır, ırmaktır
layan feko ırmakların kenarında
layan 1-çayları, ırmakları, 2-iplikleri
laycinı iplikcilik
layê 1-bir çay, bir ırmak, 2-bir ip
layek 1-ipcik, 2-çaycık, küçük çay
layekı küçük çay, çaycik
layik 1-erkek çocuk, 2-laik
layiqa laikdir (dişil)
layiqo laikdir (eril)
layo ipliktir, iptir
layın ipli
layıq (Ar) laik, layik, değer, bir kimseye uygun olan, yaraşan
layıq bıyayenı-bıyayış laik olmak
layıq diyayenı-diyayış laik görmek
layıqa laikdir (dişil)
layıqê ciyo layıktır
layıqê cı niyo laikı değildır
layıqey laik olma durumu, laiklik
layıqinı laik olma durumu
layıqlıxey laiklik
layıqo laikdir (eril)
layıqın laik olma durumu
laz (laj, lac) oğul, erkek çocuk
laz karadeniz bölgesinde yaşiyan bir halk topluluğu
lazanya (‹t) bir çeşit italyan makarnası
lazê ay onun oğlu (dişil)
lazê bıray kardeş çocuğu
lazê camêrdan yiğitlerin, mertlerin oğlu
lazê dedê mı şiyo Stanbol Amcamın oğlu ‹stanbula gitmiş
lazê ey onun oğlu (eril)
lazê şêran Aslanların oğlu
lazê şıthelalan Süthalalların oğlu
lazê keleşan keleşlerin oğlu
lazê kerway kirve çocuğu
lazê mı oğlum
lazê way bacı çocuğu
lazê bir erkek çocuk
lazek (lacek, lajek) erkek çocuk
lazek do şıro çocuk gidecek?
lazekan erkek çocukları
lazekê bir erkek çocuk
lazeki erkek çocuklar
Lazi 1-oğullar, oğlanlar, 2-Lazlar
Lazistan Laz halkının yaşamış olduğu karadeniz bölgesi
lazki lazca, lazların konuştuğu dil
lazo 1-erkek çocuğa hitap sözcüğü, 2-oğlandır, erkek çocuktur
lazüt mısır darısı
lazım (Ar) gerek, gerekli, ihtiyaç
lazım beno xo rê berı lazım olursa kendine götür
lazım bo to haydar kena gerekirse seni uyarırım
lazım bo lazım olursa
lazım bıyayenı-bıyayış lazım olmak, gerekli olmak
lazım diyayenı-diyayış gerekli bulmak
lazım nêkeno gerekmez
lazım niyo gerekmez, lazım değildir
lazıma gereklidir (dişil)
lazımê gereklidirler
lazımey gereklilik
lazımeya cı gerekliliği
lazımeya cı gerekliliği
lazımeya ma bı şardê ma esta ihtiyacımız halkımıza vardır
lazımlıx oturak, çocuk dışkı tualet kabı
lazımo tı heta mı bıgirê benim tarafımı tutman gerekir
lazımo tı zi birê seninde gelmen gerekir
lazımo gereklidir (eril)
lebayê inliyordu, şikayetleniyordu, sızliyordu
lebayenı-lebayış sızlanmak, yakınmak, şikayetlenmek, acı çekmek, inlemek
lebayoğ inleyen, şikayetlenen, acı çeken, sızlayan
lebeleb (Far) ağzına kadar dolmuş, silme
leblebi kabuğu soyulup fırında kavrulan eylencelik nohut, kavrulmuş nohut
leblebicı leblebici
leblebiy leblebiler
leblebiyın leblebilı
leblebıcinı leblebicilik
leblebıcılıxey leblebicilik
lebüdı sap ve saman karıştırmaya, diken taşımaya yarayan çatalı araç
lec (lej, lez) kavga, döğüş, itişme kalkışma
lec kerdenı-kerdış kavga etmek, dögüşmek
lec kerdoğ kavgacı, kavga eden
lec vetenı-vetış kavga çıkarmak
lec werte kewtenı-kewtış aralarına kavga girmek, kavgalı olmak
lecê eşiran aşiretlerin kavgası
leçeg-leçegı bir çeşit kadın baş örtüsü
leçegın başörtülü
leçek-leçekı ince tülbenten yapılmış bir çeşit kadın baş örtüsü
leçekın başörtülü, leçekli
lecın kavgalı
leş (laş, naş, las) 1-ceset, gövde, beden, vucut, 2--kokmuş hayvan ölüsü, 2-çok kötü kokan şey, pis koku, küf kokusu, çörüme ve bozulma kokusu vs
leş werdey leş yiyenler
leşa ay onun cesedi, onun vucudu, bedeni (dişil)
leşa ey onun cesedi, onun vucudu, bedeni (eril)
leşa insanan insan vucudu, nsan cesedi
leşa kutıki köpek leşı
leşın vücutlu, iri yarı
legal (Fr) kanuni, yasal, meşru
legal bıyayenı-bıyayış yasal olmak, yasallaşmak
legal kerdenı-kerdış legallaştırmak
legaley yasal olma durumu
legan bir tabanca ismi, markası
legen-legenı leğen, metal veya plastikten yapılmış yayvan kap
legeni leğenler
legenın leğenli
legleg-leglegı leylek, gagası uzun bir göçmen kuşu
leglegi leylekler
lehçe (Ar) lehçe, diyalekt
lehçey zazaki Zazaçanın lehçeleri
lehçey lehçeler
leheyf (werxan, lıheyf) yorgan
lehim (Ar) kalay ve kurşun alışımlarının genel adı
lehim kerde lehimlenmiş
lehim kerdenı-kerdış lehimlemek
lehim kerdoğ lehim yapan kimse
lehimci lehimci
lehimcılıxey lehimcilik
lehiminı lehimcilik
lehimxane lehim atelyesi
lehimın lehimli
lej (lec, lez) kavga, döğüş, itişme kalkışma
lej kerdenı-kerdış kavga etmek, dögüşmek, hır çıkarmak
lej kerdoğ kavgacı, kavga eden, hır çıkaran
lej nêkerdenı-nêkerdış kavga etmemek, hır çıkarmamak
lej têrakerdenı-kerdış kavga çıkarmak, kavgaya sebep olmak
lej vetenı-vetış kavga çıkarmak
lej werte kewtenı-kewtış aralarına kavga girmek, kavgalı olmak
lejê eşiran aşiretlerin kavgası
lejg (ley) dal, aynı kök özerindeki dallar
lejgê xo vıradayê cêr dallarını aşağiya sarkmış
lejhesnêkerdoğ kavga sevmeyen, kavgadan hoşlanmayan
leji miyan kewtenı-kewtış kavganın içine girmek
leji kavgalar
lejker tım lej keno kavgacı her zaman kavga eder
lejker 1-döğüşçü, kavgacı, 2-asker, 3-devrimci, militan, gerila
lejkerdoğ kavga eden, kavgacı
lejkerê ma yê resmi çıniyê resmi askerimiz yoktur
lejkerey 1-askerlik, 2-kavgacılık
lejkeri 1-askerler, 2-gerilalar, militanlar, 3-devrimciler
lejkerkom ordu
lejkero 1-kavgacıdır, döğüşçüdür, 2-askerdir
lejnêkerdoğ kavga etmeyen, melayim olan, hır çıkarmiyan
lejwan bıyayenı-bıyayış savaşçı olmak, kavgacı olmak
lejwan 1-döğüşçü, kavgacı, savaşçı, 2-asker, 3-devrimci, militan
lejwanê şari mezbütiyê elin kavgacıları yamandır
lejwaney militanlık, devrimcilik, kavgacılık
lejwani militanlar, devrimciler, savaşçılar
lejın kavgalı
lekaş-lekaşi arkası, topuğu kırık, eğik veya yırtık ayakabı, çok eskimiş olan ayakabı
lekaşın lekaşlı
lekan kar üstünde yürümeye yariyan ayak giyeceği, kar ayakabısı, karda giyilen ayak giyeceği, kara batmama ayakabısı
lekas-lekasi arkası, topuğu kırık, eğik veya yırtık ayakabı
lekasın lekaşlı
leke bı leke oldu
leke bıyayenı-bıyayış lekelenmek
leke guna pıro leke değdi
leke gırotenı-gırotış lekelenmek
leke kerdenı-kerdış lekelemek
leke ra lekeden
leke 1-leke, kirliliği gösteren iz, 2-yüz kızartacak durum, namusuzluk, şaibe
lekeci lekeci
lekecinı lekecilik
lekeyini lekeliler
lekeyinı lekecilik
lekeyın 1-lekeli, kirli, 2-lekelenmiş, karalanmış, namusuz damgası yemiş
lekeyına lekelidir (dişil)
lekeyıno lekelidir (eril)
leksikograf (Fr) sözlük yazarı
leksikografi (Fr) sözlük yazarlığı, sözlükçülük
leksikolog (Fr) sözlük bilimcisi
leksikoloji (Fr) sözlük bilimi
leksolojik-leksografik lengolistik
lektor (Fr) üniversitelerde okutman
lel bıyayenı-bıyayış havanın karanlık olması
lel kerdenı-kerdış karaltmak
lel havanın kararması, karanlık olması
lele kerdenı-kerdış birisine dil çıkarıp, göstermek, kendisiyle alay etmek
lele 1-birine dil çıkarma, 2-lala
lem küwek yenilen, yenilebilen bir ot çeşidi
lem u limın kir içerisinde depişen, pasaklı
lem-lemi fide, fidan, ağaçcık, bitkilerin kök ve dalları, saçaklar
lem-lemı 1-fidan, ağaçcık, 2-sebze bitkisinin fidanı
lem sebze dalı, fidan
lema bancanan patlican fidesi
lema zebeşan karpuz fidesi
lemandê ciya qılaynay kök ve dallariyle söktüler
lemay bir ot ismi ve bu ot yönlere renk vermede kullanılır, yani yün boyamasında kullanılan bir bitki adı
lemê bancanan patlıcan bitkileri
leme ağıtlarda söylenen sözcük
lemekê bir sebze, fidan vb ağacı
lemeki fide, fidan, fidecik, fidancık, fidanlar
lemekı fidancik
lemet (lome) sitem etmek, yakınmak, yakınma, yerme, beklediğini alamayınca şikayetlenme
lemet bıyayenı-bıyayış sitem olmak, sitemlenmek
lemet kerde sitem etmiş olan
lemet kerdenı-kerdış sitem etmek, yakınmak
lemet kerdoğ sitem eden
lemet mekı yeno to zi sere dı sitem etme seninde başına gelir
lemetey sitemler, yakınmalar
lemeteya sitemle
lemetın sutemli
lemküwek yabanda yeşeren bir ot çeşidi ve yenilir
lemlimın kirli, kir içerisinde yoğrulmuş vaziyete
lemın 1-aman, vay, vay halime, vay bana anlamında bir sözcük, 2-fidanlı, dal, kök ve saçaklı
lemınê türkülerde çağrılır ve söylenir
leng aksak, topal, aksamak
lengayê aksiyordu, topalliyordu
lengayenı-lengayış aksama, aksamak, topallanmak, sekmek
lengena aksiyor, topalliyor (dişil)
lengenê aksiyorlar, topalliyorlar
lengeno aksiyor, topalliyor (eril)
lengeri fötörlü şapka
lengeri toplu yemek yemede kullanılan, geniş, yayvan büyük bakır kap
lengi (nengi) sövme, sövmek, hakarette bulunma, küfür, küfretme
lengi çinayenı-çinayış sövmek, küfretmek, hakarette bulunmak
lengo tek ayak üzerinde yürüme
lengok topal, aksayan
lengri büyük tabak, tepsi
lengro seksek, tek ayak üstünde yürümek
lengüistik (Fr) dil bilimi
lengın 1-ayaklı, 2-topal olma durumu
lens (‹ng) mercek
leobali hadini bilmeden hareket etme, samimi olma durumu
leopar (Fr) yırtıcı ve vahşi bir hayvan
lep bı lep avuç avuç
lep kerdenı-kerdış avuçlamak
lep u tep birine eliyle vurma
lep 1-el, 2-avuç, 3-lapa
lepa 1-avuçla, 2-lapa, lapadır
lepan avuçları
lepê bir avuç
leperi kocaman, iri ve uzun
lepi avuçlar
lepo avuçtur
leppük (lepık) eldiven
leppüki mündenı-mündış eldiven örmek
leppüki vıraştenı-vıraştış eldiven yapmak
leppüki eldivenler
leppükın eldivenli
lepsere daima yenilen, daima başkalarından dayak yiyen, elli kalkmayan, pısırık, ellinden birşey gelmeyen, korkak
lepüçıki dı mend balçıkta, çamurda kaldı
lepüçıki 1-balçık, karışık çamur, 2-çorap şeklinde örülmüş eldiven
lepük (lepık) eldiven
lepüki mündenı-mündış eldiven örmek
lepüki vıraştenı-vıraştış eldiven yapmak
lepüki eldivenler
lepükın eldivenli
lepık (lapık, leppük) eldiven
lepıki mündenı-mündış eldiven örmek
lepıki vıraştenı-vıraştış eldiven yapmak
lepıki eldivenler
lepıkın eldivenli
lepın lapalı
leq 1-depretme, kıpırdatma, yerinden oynatma, yuvarlatma, 2-şaka, sohbet
leqa kıpırdadı
leqab (Ar) lakap, takma ad, aile kökünden gelen ad vs
leqab dayenı-dayış lakap vermek, lakaplandırmak
leqab pa nayenı-pa nayış ad takmak, lakap takmak
leqab lakap, ad
leqabdê xo ya yeno sınasnayenı lakabiyle tanıniyor
leqabê cı lakabı
leqabın lakaplı
leqat kerdenı-kerdış tohum serpmek
leqat hatlara, saban izine, sürülen yere tohum serpme
leqaye depreniyordu, deprenmiş olan
leqayenı-leqayış deprenme, deprenmek, hareket etmek, kıpırdamak, yerinden oynamak, teprenmek, kımıldatmak
leqayo laşkalaşmış, yerinden oynamış, terpenmiş
leqem lakap
leqi kerdenı-kerdış 1-şaka yapmak, 2-lakırdı etmek, 3-depretmek, yuvarlatmak
leqi 1-lakırdı, 2-şaka, latife
leqiyaye kıpırdamış olan
leqiyayenı-leqiyayış kıpırdamak, yerinden oynamak
leqleq kerdenı-kerdış lakırdı etmek
leqleq leyleklerin gagasından çıkan çağırış sesi
leqleqı kenê sohbet ediyorlar, konuşup gülüyorlar
leqleqı lakırdı, kahkahalı konuşma
leqlewi oklava
leqmatık panayenı-panayış lakap takmak
leqmatık lakap
leqna oynatı, kafayı üşütü
leqnay oynatılar, yerinden depretiler,
leqnaye kıpırdatılmış, tepretilmiş, yerinden oynatılmış, kafayı üşütmüş
leqnayenı-leqnayış 1-yerinden oynatmak, tepretmek, kımıldatmak, hareket etirmek, 2-mec: kafayı oynatmak, kafayı üşütmek, hafif delirmek, aklını yitirmek
leqnayo 1-oynatmış, kafayı yemiş, kafayı üşütmüş, delirmiş, 2-yerinden depretmiş, yerinden oynatmış
leqnayoğ 1-tepreten, kımıldatan, 2-kafayı üşüten
leqnê yerinden terpetı, yerinden oynatı
leqneno 1-kıpırdatiyor, yerinden oynatiyor, tepretiyor, 2-üşütür, delirir (pek yakında anlamında)
lerz dekewtenı-dekewtış titreme düşmek
lerz titreme, titreşim, titreyiş, sallantı
lerza 1-titredi, 2-sarstı, sarsıldı
lerzana titretı, sarstı
lerzanaye titretilmiş olan, sarsıntı geçiren
lerzanayenı-lerzanayış titretmek, sallamak, sarsıtmak, kıpırdatmak vb
lerzanayoğ titreten, sarsan
lerzanena titretiyor (dişil)
lerzaneno titretiyor (eril)
lerzay titrediler, sarstılar
lerzaya 1-titremiş (dişil), 2-titredim
lerzayenı-lerzayış titremek, titretmek, sallanmak, sarsılmak vb
lerze 1-titremiş olan, 2-acele
lerzena titriyor (dişil)
lerzeno titriyor (eril)
lerzi kewtenı-kewtış titremek, titreme hastalığına yakalanmak
lerzi pize kewtenı-kewtış titreme içine düşmek
lerzinı acelecilik
lerznayenı-lerznayış titretmek, sallamak, yerinden oynatmak, sarsmak
lerzyayenı-lerzyayış titremek, sarsmak, sallanmak
les (laş, naş, las) 1-ceset, gövde, beden, vucut, ölü vucudu, 2-kokmuş hayvan ölüsü, 3-çok kötü kokan şey, pis koku, küf kokusu, çörüme ve bozulma kokusu vs
les werdey leş yiyenler
lesa ay onun cesedi, onun vucudu, bedeni (dişil)
lesa ey onun cesedi, onun vucudu, bedeni (eril)
lesa insanan insan vucudu, nsan cesedi
lesa kutıki köpek leşı
lesê cı cesedi
lesın vücutlu, iri yarı
letandê cı dı parçalarında
lete bı lete parça parça
lete bı parçalandı
lete bıyaye parçalanmış olan
lete bıyayenı-bıyayış parçalanmak, dağılmak
lete dı parçada
lete kerde parçalanmış, parçalara ayrılmış olan
lete kerdenı-letekerdış parçalamak, parçalara ayırmak, dilimlemek
lete kerdoğ 1-parçalayan, parçalayıcı, 2-bölen, bölücü
lete lete parça parça, bölüm bölüm
lete ra bare param parça
lete ra parçadan
lete parça, bölüm, kısım
letek parça, yarım, parçacık
letekarinı 1-parçacılık, 2-bölücülük
letekı parçala
letekın 1-parçalı, 2-tevkeli
letena bir parça daha
letey çıhari dördüncü parça
letey kı parçala, dilimle
letey parçalar
leteya parçayla
leteyê bini öbür parçayı
leteyê bir parça
leteyo jew yarısı, bir parçası
leteyo parçadır
leva (Bül) bulgar para birimi
lew çewt eğri dudaklı (eril)
lew çewta eğri dudaklıdır (dişil)
lew çewto eğri dudaklıdır (eril)
lew çewtı eğri dudaklı (dişil)
lew desta nayenı-nayış elini öpmek
lew dolmeyın kalın dudaklı, dolma dudaklı
lew dı dudakta
lew dıratê yırtık ağızlı
lew kerde küsmüş olan, dudak bükmüş olan
lew kerdenı-kerdış küsmek, darılmak, ağliyacakmış gibi dudak bükmek, kızmak, somurtmak
lew kerdoğ küsen, darılan, dudak büken
lew na pa öptü
lew nermı yumuşak dudaklı
lew pamenı öpme
lew panayenı-panayış öpmek
lew panı öp
lew pırüzını küskün dudaklı
lew qalın kalın dudaklı
lew qalını kalın dudaklı (dişil)
lew qırmıçnayenı-qırmıçnayış yüzünü ekşitmek, dudaklarını buruşturmak, dudak bükmek
lew ra dudaktan
lew tenık ince dudaklı (eril)
lew tenıkı ince dudaklı (dişil)
lew tırşkerdenı-kerdış dudak bökmek, darılmak, küsmek
lew tırşkerdoğ dudağını ekşiten, darılan
lew vıradaye küsmüş olan, dudak bükmüş olan
lew vıradayenı-vıradayış küsmek, kızmak, darılmak, konuşmak istememek
lew vıradayoğ dudak bırakan, darılan, küsen, dudak büken
lew 1-dudak, 2-öpücük, 3-kıyı, kenar
lewa 1-dudakla, 2-kımıldadı
lewabo (‹t) lavabo, el, yüz, bulaşık vb yıkamaya yarar yer
lewanta (‹t) lavanta, esans, parfüm, güzel koku
lewantaci lavanta yapan veya satan kimse
lewantacılıxey lavanta yapma veya satma işi
lewantayinı esanscılık
lewayenı-lewayış 1-kımıldamak, terpenmek, 2-sızlanmak, acı çekmek, 3-havlamak
lewazım (Ar) gerekli olan şeyler, gereçler ve onları sağlayan kurum
lewçe bir şeyin ağzındaki çıkıntılı yer
lewçürr 1-dudağın yarılması, 2-yarık dudak
lewê cêri alt dudak
lewê cori üst dudak
lewê cı dı 1-yanı başında, 2-dudağında
lewê mı dı 1-yanı başımda, 2-dudağımda
lewê xo gaz kerd dudağını ısırdı
lewê xo gazkerdenı-gazkerdış dudağını ısırmak
lewe şiyayenı-şiyayış baş ucuna gitmek, yanına gitmek
lewe 1-yanı başı, baş ucu, bitişiği, 2-uç, en uç, uç kenar, kıyı, 3-üst, tepe, yan
lewê 1-yanında, yanıbaşında, 2-uçta, uç kısımda, 3-bir dudak, 4-bir öpücük
lewedê cı dı yanı başında, yanında
lewedê mı dı yanı başımda
lewedê siya taşın ucunda, uc kısmında
lewekê 1-bir öpücük, 2-bir dudak
leweno kımıldiyor, yerinden oynuyor
leweya mendı en uçtaki ucta kaldı
leweya vınderd uçta durdu, tepede durdu
lewha (Ar) levha, bir yere asılmak için yazılmış yazı, safiha, tabela
lewhacinı levhacılık
lewhacılıxey levhacılık
lewhayinı levhacılık
lewhayın levhalı
lewhe levha
lewheci levha yapan kimse
lewhecinı levhacılık yapma işi
lewhecılıxey levhacılık
lewheyinı levhacılık
lewheyın levhalı
lewi vıradayenı-vıradayış dudak bırakmak, küsmek
lewi 1-dudaklar, 2-öpücükler
lewinayenı-lewinayış sallandırmak, terpetmek
lewiya sallandı
lewiyayenı-lewiyayış sallanmak, titrenmek, sarsılmak, yerinden oynamak
lewkerdoğ dudak büken, darılan
lewmor mor dudaklı
lewna bı emzirmişti
lewna 1-bir dudak daha, 2-bir öpücük daha, 3-emzirdi
lewnaya emzirmiş (dişil)
lewnaye emzirilmiş olan
lewnayê emziriyordu
lewnayenı-lewnayış emzirmek, süt vermek
lewnayo emzirmiş (eril)
lewnayoğı emziren
lewnena emziriyor
lewnenê emzıriyorlar
lewr-lewra onun için
lewr emzirme
lewra ez nêşiya onun için gitmedim
lewra to nêva onun için sen söylemedin?
lewra 1-onun için, 2-dudaktan
lewrek (Yün) bir balık çeşidi
lewrna bı emzirmişti, süt vermişti
lewrna emzirdi
lewrnayenı-lewrnayış emzirmek, süt vermek
lewrnayoğ emziren, süt veren
lewsür-lewsürı kırmızı dudaklı
lewtenı-lewtış emmek, süt emmek
lewtenık ince dudaklı
lewtırşkerdoğ dudak ekşiten, kızan, darılan, kösen
lewvıradayoğ dudak ekşiten, kızan, darılan, kösen
lewye (Fr) bir mekanizmanın kumanda kolu
lewye 1-bir şeyi oynatmak, kaldırmak için kulanılan kaldıraca benzer araç, 2-halatın, sabanın vb şeylerin toprağını veya çamurunu temizleyen ucu yassı demirli çubuk
lewıdı bel temizleyıcı bir nevi mala
lewın 1-dudaklı, 2-hep kızıp dudak ekşitene derler
lexem (Yün) pis suların akıp gitmesi için yer altında açılmış kanal, keriz, tuvalet kanalı
lexemci lâğımcı
lexemcinı lağamcılık
lexemcılıxey lağımcılık
lexemın lağamlı
lexenı leğen, metal veya plastikten yapılmış yayvan kap
ley (Rüm) rumen para birimi
ley 1-fidan, agaç fidanı, bitki fidanı vb, 2-sırık, ince direk, ağaç dalı, destelık, saplık, dal, aynı kök özerindeki dallar, 3-yan, yanıbaşı, bitişiği, tepe vb
leya sayêrı elma ağacının dalı
leydê ciya peri estê dalında yapraklar var
leyê daran ağaçların daları
leyê mı dı yanı başımda
leye dı yanıbaşında, yanında
leye baş ucu, yanı başı
leyedê cı dı baş ucunda, yanı başında
leyedê mı dı baş ucumda
leyedı uçta, uç kenarda
leyek 1-fidan, fidancık, 2-ince dal yada ince direk, sırık, saplık, destelık vb
leyêr fidan
leyir (leyr) yavru, yeni doğmuş canlı yavrusu, civciv vs
leyiri vetê yavru çıkarmışlar
leyirı bewranı güvercin yavrusu
leyla u mecnün birbirlerini seven iki aşık
leyla kadın ismi
leylan 1-hayvan veya dişilerde seçkin, 2-boylu poslu, iri yarı olma durumu, 3-sıcak dalgası
leylaq (Ar) 1-bir ağaç ismi, 2-bu ağacın çiçekleri, 3-bir renk
leylê kadın ismi
leylegi leylekler
leylegı leylek, gagası uzun bir göçmen kuşu
LeyletulQadir Kadir gecesi
leyletulqedir kadir gecesi
leyli bayramlarda kurulan bayram yeri ve salıncağı
leym 1-irin, pırtılaşmış kan, mikrop bağlamış yara iltihabı, 2-kir, pislik
leymon (limon, leymün) limon
leymonata (limonata) limonata
leymün (leymon, limon) limon
leymünata (limonata) limonata
leymın (limın) kirli, pis, pasaklı vb
leymın bıyaye kirlenmiş olan
leymın bıyayenı-bıyayış kirlenmek
leymın kerde kirletilmiş olan
leymın kerdenı-kerdış kirletmek
leymın kerdoğ kirleten
leymın u çılmın kirli ve sümüklü
leymın u gılêşkın kirli ve salyalı
leymınek kirli, kirli olma durumu
leymıney pislik, kirlilik
leymının kirli, pislik içinde
leyr (leyir) yavru, civciv, yeni doğmuş canlı yavrusu
leyr u lür yavru-mavru, yerli ve yabani
leyr u may yavru ve anne
leyr vetenı-vetış yavru çıkarmak, civciv çıkarmak
leyr-leyrek Kanatlanmamış yavru civciv
leyr bir ağın kökünde aynı ağaçtan ağaçların yeşermesi ve bu yeşeren ağaçlara ağacın yavruları denilir
leyra yavru, yavrudur (dişil)
leyran yavruları
leyrandê cı ra jew mend yavrularından bir tanesi kaldı
leyranê cı yavrularını
leyrê bewranan güvercin yavruları
leyrê kutıki köpek yavrusu
leyrek yavru, yavrucuk, civciv vb
leyrekan yavruları
leyrekê bir yavru
leyreki yavrular, civcivler vb
leyrekı dişi yavru
leyrêmari yılan yavrusu
leyrey çocukluk, yavruluk
leyri bı yuvarlandı
leyri bıyayenı-bıyayış yuvarlanmak
leyri kerd yuvarlatı
leyri kerdenı-kerdış 1-yavru yapmak, yavru çıkarmak, 2-yuvarlamak, yuvarlatmak
leyri mebı yuvarlanma
leyri mekı 1-yuvarlatma, 2-yavru çıkarma
leyri nêbı yuvarlanmadı
leyri nêkerd yuvarlatmadı
leyri vetenı-vetış yavru çıkarmak, civciv çıkarmak
leyri veti yavru çıkardı
leyri 1-yuvarlanma, yuvarlama, yuvarlatmak, 2-yavru, yavrular
leyrikı yuvarlat
leyro yavru, yavrudur (eril)
leyrı dişi yavru
leyrıkı 1-yuvarlat, 2-yavrucuk
leyı dal, yaş değnek, yaş dal, yeni yetişen fidan
lez (lec, lej) 1-kavga, döğüş, itişme kalkışma, 2-çabuk, acele, süratlı, tez, ivedi vb
lez amyayenı-amyayış çabuk gelmek
lez bıkerê 1-kavga etmek, 2-kavga edin
lez bıluwı çabuk terpen
lez şiyayenı-şiyayış çabuk gitmek
lez hereket kerdenı-kerdış çabuk davranmak
lez kerd kavga etti
lez kerdenı-kerdış kavga etmek, dögüşmek
lez kerdoğ kavgacı, kavga eden
lez lez çabuk çabuk, tez tez, acele acele
lez luwayenı-luwayış çabuk terpenmek, hareket etmek
lez ray şiyayenı-şiyayış çabuk yol yürümek
lez u bez çarçabuk, hiç durmadan, tez elden
lez u beza şo u bê çarçabuk git ve gel
lez u beza xo resna cı çarçabuk gitti yetişti
lez vet kavga çıkardı
lez vetenı-vetış kavga çıkarmak
lez werte kewtenı-kewtış aralarına kavga girmek, kavgalı olmak
lez-leztır-leztırın çabuk, daha çabuk, ondan daha çabuk
lezê eşiran aşiretlerin kavgası
lezê ma 1-kavgamız, 2-acelemiz
lezê to kêdıro kavgan kiminledir?
leze to çıçiyo acelen nedi?
lezey çabukluk, acelelik, acelecilik
lezeya çabuklukla
leziz (Ar) tadı güzel, lezzetli
leziz u eziz leziz ve aziz
lezker kavgacı, döğüşçü
lezkerey kavga etme durumu, döğüşçülük
lezwan kavgacı, döğüşken, savaşçı
lezwaninı kavgacılık, devrimcilik, döğüşçülük
lezzed (Ar) 1-ağız yoluyla alınan tat, 2-bir şey karşısında duyulan zevk, haz
lezzet (Ar) 1-ağız yoluyla alınan tat, 2-bir şey karşısında duyulan zevk, haz
lezzetey lezzetlik, lezzetlilik
lezzetliyo lezzetlidir
lezzetın lezzetli
lezın 1-kavgalı, 2-acelesi olan, aceleci
lê a bejna to le o senin boyun
lê dayê kız ana
lê hadê bêri ma şırê de haydi gel gidelim, kız haydi gel gidelim
lê hebê destanê xo bılünı de biraz elerini çabuk tut, kız biraz elerini çabuk tut
lê vajı de söyle
lê 1-bayanlara hitap edilirken kullanılır, kadın veya kıza seslenirken hey yerine kulanılan bir sözcük, 2-de, oy, ulan, lan vb, 3-kazan
lêşkın (gılêşkın) salyalı
lêj bı süzüldü
lêj bıyayenı-bıyayış süzülmek
lêj kerdenı-kerdış süzmek
lêj süzülme
lêl bıyayenı-bıyayış berraklaşmak, durulaşmak
lêl kerdenı-kerdış durulaştırmak, berraklaştırmak
lêl 1-berak olmayan, bulanık, kirli, 2-hafif karanlık
lêlê türkülerde, ağıtlarda girişte ve sonlarında söylenen sözcük
lêlek imsak, nefsine hakim olma, perhiz
lêm (lim, leym) 1-irin, iltihap, pırtılaşmış kan, 2-kir, kirlenme, pislik
lêm bı yaranın iltihabının akması
lêm gırotenı-gırotış 1-iltihap bağlamak, 2-kirlenmek
lêm gıroto 1-irin bağlamış, 2-kir tutmuş
lêm kerdenı-kerdış yaranın iltihabını akıtmak
lêmonata limonate
lêmonatın limonatlı
lêmın 1-iltihaplı, irinli, 2-kirli, pis vb
lêmına kirlidir (dişil)
lêmıno kirlidir (eril)
lêmının kirli, kirli olma durumu
lêmınına kirlidir (dişil)
lêmınıno kirlidir (eril)
lên büyük tencere, kazan
lênê şami yemek pişirme kazanı
lênê kergi pekmez veya bulgur kaynatma kazanı
lêng aksama, topallama
lêngenı-lêngış aksamak, topallanmak
lêni kazanlar
lêno gırd büyük kazan, lêno werdi
küçük kazan
lêr (leyr) yavru, yeni doşmuş hayvan yavrusu
lêr beno yuvarlaniyor
lêr bı yuvarlandı
lêr yuvarlanmak
lêsena yaliyor (dişil)
lêseno yaliyor (eril)
lêsker asker, ordu
lêstenı-lêstış yallamak
lêsyayenı-lêsyayış yallanmış olmak, yallanmak
lêw yanı, yanı başı
lêwê mı dı yanı başımda
lêwê to dı yanı başında, yanında
lêwe kavak
lêwey kavaklar
lêwi kavaklar
lêxendür bir ot çeşidi
lêxındır (lexındır) bir ot çeşidıdır ve yenilmez
lêyr hayvan yavrusu
lêyrê bewranı güvercin yavrusu
lêzım taraftar
lêzımê ma bizim taraftarlar
llınccinı kerdenı-kerdış çamurculuk yapmak, çamur yoğurmak
llınccinı çamurculuk
llınci alawıtenı-alawıtış çamur yoğurmak
llınci dı çamurda
llınci eştenı-eştış 1-çamur atmak, 2-iftira etmek
llınci ra çamurdan
llınci vıraştenı-vıraştış çamur yapmak, yoğurmak
llınci çamur
llıncidı alawıtenı-alawıtış çamurda yoğurmak, çamurda bırakmak
llıncın bıyayenı-bıyayış çamurlu olmak
llıncın çamurlu
llıncına çamurludur (dişil)
llıncıno çamurludur (eril)
lıboye kıllı bez vb şeylerin yanınca çıkardıkları koku
lıbüd keçeci
Lıce Diyarbakırın Lice ilçesi
lıfık bir yıllık kuzuların yünü
lıheyf (leheyf, werxan) yorgan
lıhim (lehim) lehim
lıhim kerdenı-kerdış lehimlemek
lıhimcinı lehimcilik
lıhimger lehimcı
lıhiminı lehimcilik
lıhimın lehimli
lıl u lêl kapkaranlık, göz gözü görmez vaziyet
lıl karanlık, akşam karanlığı
lılo karanlıktır
lılın karanlıklı
lımba cı vıstenı-vıstış lamba yakmak
lımba vıstı acı lamba yaktı
lımba lamba
lımıte saklı, saklanmış olan
lımıtenı-lımıtış (nımıten-nımıtış) saklamak, görünmez yere koymak, gizlemek
lımıto saklamış
lınccinı kerdenı-kerdış çamurculuk yapmak, çamur yoğurmak
lınccinı çamurculuk
lınci alawıtenı-alawıtış çamur yoğurmak
lınci dı çamurda
lınci eştenı-eştış 1-çamur atmak, 2-iftira etmek
lınci ra çamurdan
lınci vıraştenı-vıraştış çamur yapmak, yoğurmak
lınci çamur
lıncidı alawıtenı-alawıtış çamurda yoğurmak, çamurda bırakmak
lıncın bıyayenı-bıyayış çamurlu olmak
lıncın çamurlu
lıncına çamurludur (dişil)
lıncıno çamurludur (eril)
lından divan
lıng derg uzun ayaklı
lıng kılm kısa ayaklı
lıng tadayenı-tadayış ayak burkulması, ayak bökülmesi
lıng u beden ayak ve vücut
lıng u dest ayak ve el
lıng zerezek bir ot çeşidi, yumuşak ve ekili tarlarlarda olur ve yenilir
lıng-lıngı ayak
lınga çepı sol ayak
lınga raştı sağ ayak
lınga xo hendê werxandê xo derg kı ayağını yorganına göre uzat
lıngan bındı helısiya ayaklar altında ezildi
lıngan derg kerdenı-kerdış ayaklarını uzatmak
lıngan dı ayaklarda
lıngan pêser eştenı-eştış ayak ayak üstüne atmak
lıngan ra ayaklardan
lıngan ser kewt war ayak üstü aşağiya düştü
lıngan ser 1-ayak üstü, 2-ayakta
lıngan seroyo ayaktadır, gezebiliyor anlamında
lıngan ver berd ayaklarının ününde götürdüler, tepelediler anlamında
lıngan ver şı ayaklar önünde gitti
lıngan ayakları
lıngana ayaklarla
lınganê xo rew lünayenı-lünayış ayaklarını çabuk tutmak, acele etmek
lıngê bir ayak
lıngi ayaklar
lıngna bir ayak daha
lıngo çepı sol ayak
lıngo raştı sağ ayak
lıngon (lıngan) ayakları
lıngon bındı helısiya ayaklar altında ezildi
lıngon derg kerdenı-kerdış ayaklarını uzatmak
lıngon dı ayaklarda
lıngon pêser eştenı-eştış ayak ayak üstüne atmak
lıngon ra ayaklardan
lıngon ser kewt war ayak üstü aşağiya düştü
lıngon ser 1-ayak üstü, 2-ayakta
lıngon seroyo ayaktadır, gezebiliyor anlamında
lıngon ver berd ayaklarının ününde götürdüler, tepelediler anlamında
lıngon ver şı ayaklar önünde gitti
lıngona ayaklarla
lıngonê xo rew lünayenı-lünayış ayaklarını çabuk tutmak, acele etmek
lıngwarway yalın ayak
lıngı eştenı-eştış 1-adım atmak, ayak atmak, 2-yeni yürümeye başlamak
lıngı eştı ver çerme taktı, ayak atı önüne
lıngı eştı adım atı
lıngı pıro dayenı-dayış ayak vurmak, tekmiklemek
lıngı tadayenı-tadayış ayağı burkulmak
lıngı ver eştenı-eştış ününe ayak atmak, çerme takmak
lıngı vereştenı-eştış ayak takmak, ayak önüne atmak
lıngın ayaklı
lıngıro guna ayağa değdi
lıqüm lokum
lıqümcinı lokumculuk
lıqümın lokumlu
lır beno (leyri beno) yuvarlaniyor
lır bıyayenı-bıyayış yuvarlatmak
lır kerdenı-kerdış yuvarlatmak
lır vetenı-vetış yavru çıkarmak
lır 1-yavru, 2-yuvarlanma, yuvarlanmak, 3-iri fare, cirdon
lırê bewranan güvercin yavrusu
lıri yavrular, civcivler
lıst bı yalamıştı
lıst yaladı
lısta yalamış (dişil)
lıstenı-lıstış yalama, yalamak
lıstenı-lıstıs yalama, yalamak
lısto yalamış (eril)
lıt bı emmişti
lıt u dıt emdi ve sağdı
lıt emme, süt emme
lıte emmilmiş olan
lıtê emmiyordu
lıtenı-lıtış 1-emmek, hayvanların süt emmesi, 2-yalamak
lıto emmiş
lıtoğ emmen kimse
lıva yün, kuzu yünü
lıvin (ca) yatak
lıvıkı yünün örülmeye hazır hali
lıwayenı-lıwayış teprenmek, yerinden oynamak, kımıldamak, kıpırdamak
lıx bazı kelimelerin sonuna gelip onları belirli hale sokar
lıx mesela: çaydan-lıx, kufte-lıx, qima-lıx, qı-lıx, qurban-lıx)
lıyatenı-lıyatış emmek, emdirmek
lızg-lızgê dal
lızgê tıwêrı dut ağacının dalları
lızgêy dallar
lızgi dallar
libas (Ar) giysi
liberal (Fr) serbest ekonomiden yana olan kimse, serbestlikle ilgili
liberaley liberal olma durumu
liberalizım (Fr) serbestlik
liberasyon (Fr) ithalatı serbest bırakma
libre (Fr) yarım kilogramlık ağırlık ölçü birimi
liç kuşların ve kümes hayvanlarının pisliği, boku, tavuk, kuş vb hayvanların cıvık dışkısı
liçık tavuk, kuş vb hayvanların cıvık dışkısı
lider (‹ng) 1-önder, şef, 2-üst düzeyde yönetici, öncü
lidera liderdir (dişil)
liderey liderlik, lider olma durumu
liderinı kerdenı-kerdış liderlik yapmak
liderinı liderlik
lidero liderdir (eril)
lif (Ar) çok ince ve uzun parça
lif dı lifde
lif kerdenı-kerdış liflemek
lif ra lifden
lif 1-gözenekli örgü, 2-kese, yıkanırken keselemede kullanılan bitki telleri veya iplikten yapılmış örgü
lifna bir lif daha
lifın lifli
lig (Fr) küme
likor (Fr) bir çeşit meyvelı ve şekerlı alkol
lilık dı xo diyayenı-diyayış aynada kendini görmek
lilık rotenı-rotış ayna satmak
lilık vıraştenı-vıraştış ayna yapmak
lilık wınyayenı-wınyayış aynaya bakmak
lilık ayna
lilıkci aynacı
lilıkcinı kerdenı-kerdış aynacılık yapmak
lilıkcinı aynacılık
lilıkinı aynacılık
lilıkna bir ayna daha
lilıkın aynalı
lim gırotenı-gırotış 1-iltihap tutmak, irin bağlamak, 2-kirlenmek
lim gıroto 1-iltihap almış, irin tutmuş, 2-kir tutmuş olan
lim 1-kir, pislik, 2-iltihap, irin
liman (Yün) gemilerin yanaşıp yolcu ve yük alıp boşatıkları yer, kıyı
lime lime 1-dop dolu, 2-parça parça, dilim dilim
lime 1-kalas vb şeyleri ortadan ikiye bölme, 2-parça, parçalara ayrılmış yırtık, yarma, yarmak
limited (‹ng) sermaye ile sınırlı bulunan ortaklık
limlimın kirli kirli
limon (Yün) turunçgillerden bir ağaç ve meyvesi
limonata (‹t) su, şeker ve limon suyundan yapılan şerbet
limonataci limonata yapan veya satan kimse
limonatacılıxey limonatacılık
limonlıx limon sıkacağı veya limon tozu konulan kap
limonın limonlu
limın bıyayenı-bıyayış kirlenmek
limın kerdenı-kerdış kirletmek
limın 1-kirli, pis, 2-iltihaplı
limınê kirlidirler
limınek kirli
limıney kirlilik, kirli olma durumu
limıni kirliler
limıniyê kirlidirler
limıno 1-kirlidir, 2-iltihaplıdır
limının kirli
linç (‹ng) birini yasa dışı ve yargılamasız olarak taş, sopa araçlarla döverek öldürmesi, ayaklar altında ezilmek
linç bıyayenı-bıyayış linç olmak, ayaklar altında ezilmek
linç kerdenı-kerdış linç etmek
lingoistik dil bilimi
linyit (Fr) bir çeşit taş kömürü
liq kerdenı-kerdış dışkı yapmak (kuş, tavuk vb)
liq kuş boku, kuş, tavuk vb hayvanların pisliği, dışkısı
liqliq kahkahalı gülme, lakırdı
liqın dışkılı (kuş, tavuk vb kanatlıların dışkısı)
liqıni boklu, kuş boklu
lira (‹t) yüz kuruş değerinde para birimi
lirdenı-lirdış zılgıt çekmek
liret (‹t) italyan para birimi
lirik (Fr) coşkulu ve kişisel duyguları dile getiren edebiyat
lirlir kadınların zılgıt sesi
lirnayenı-lirnayış zılgıt çekmek
lisan (Ar) dil
lisans (Fr) 1-diploma, belge, sporcuların kimliği vs, 2-dört yıl süren üniversite veya yüksek okul öğrenimi
lisansın lisanslı
lise (Fr) orta okuldan sonraki üç yıllık öğrenim
lise wendenı-wendış liseyi okumak
liseli liseli
lista dı listede
lista ra listeden
lista liste
listana 1-bir liste daha, 2-listelerle
listayan listeleri
listayın listeli
liste (‹t) alt alta yazılmış şeylerin bütünü
liste kerdenı-kerdış listelemek, alt alta sıralamak
liste vıraştenı-vıraştış liste yapmak
listeyan listeleri
listeyın listeli
liter (litre) 1-litre, batman, 2-halk arasında kullanılan sekiz kilolık ölçü
literatür (Fr) edebiyat, yazın
literê awı şımıtı bir litre su içti
literê bir batman
literna bir litre daha
literın litreli
litre (Yün) sıvı ölçü birimi
litrelıx bir litrelik (kap vb)
litreyê 840 gıramo bir litre 840 gramdır
litreyê bir litre
litreyın litreli
liyaqat (Ar) layık olma, yaraşırlık
liz dayenı-dayış filiz vermek, filizlenmek
liz kerdenı-kerdış filizlenmek
liz filiz
lizan nisan ayı
llim dırbetı kewtenı yaraya iltihap girmiş
llim iltihap
lo bê de gel
lo bêri ma ray kewê u şırê lo gel biz yola düşüp gidelim
lo bırayêno ey kardeşler!
lo bırayo mı bol beriya to kerda ey kardeşim ben seni çok özlemışım
lo şo de git
lo mı to rê nêva lo ben sana demedim
lo ti yê wıja dı se kenê lo sen orada ne yapiyorsun?
lo wıni qe beno lo öyle olurmu?
lo 1-"de, ey, hey, oy" eklerinin yerini alır (eril), 2-erkeklere, erkek çocuklara seslenirken hey yerine kulanırlar
lobasi bezelye, fasulye cinsinden bir bitki
lobi (‹ng) lobi
lobi-lobıki fasulyenin bir çeşidı, acıbek
lobık fasulyenin bir çeşidi, acıbek
lobıkan acıbeklerı
lobıki 1-acıbekler, 2-çalı fasulyesi
loca (‹t) tiyatro, sinema ve parlomento gibi yerlerde özel bölümler
locın-locını (lüjını) duman çekme ve aydınlatma bacası, ocak
locına bani evin duman çekme bacası
lod 1-saman vb şeyler konulan çukur, 2-evin bir gözü, penceresiz oda
loda üzeri toprak veya otla örtülmüş saman veya kar yığını
lodos (Yün) güney ve güney batıdan esen rüzgar, ak yel
lodı kış için hazırlanmış ot, saman vb şeylerin yığını
lofık yuvarlak ve uzun hamur, kir vb şeylerin rulosı
lofıke limi kir zereleri, yuvarlarları
lofıki 1-hamuru parmaklariyle şehriye gibi yuvarlatma, yuvarlatıp şehriye yapılış şekline denir, 2-keselenirken çıkan yuvarlak kir parçalarına denir
logisk (Yün) lojistik
logistik (Yün) lojistik
lojistik (Fr) lojistik, moder mantık
lojman (Fr) devlet tarafından yapılan konut
lojın duman bacası, ateş bacası
lojını (locını) duman çekme ve aydınlatma bacası, ocak
lok lok küme küme
lok 1-devenin hürgüçü, 2-devenin eyeri, 3-yuvarlak ve büyük soğan, 4-biçerin biçme alanını kaplayan ekin vb, 5-aslan, yiğit, kahraman, mert, güçlü kuvvetli, korkusuz, cömert, cesaretli, cesur anlamında, 6-bir tür erkek deve, 7-plastik, naylon, 8-küme, sebze, meyve, tahıl vb şeylerin kümesi
lok 1-seçkin, 2-cesur, mert, 3-plastik, 4-naylon, 5-erkek deve, eril
lokal (Fr) belli bir yerle, bölgeyle ilgili, yerel, dernek oturma yeri
lokan bıvinı aslanları gör, yiğitleri gör
lokê xeli buğday kümesi
lokê bir küme
loki kerdenı-kerdış kümelemek
loki mendenı-mendış küme kalmak
loki kahramanlar, yiğitler, aslanlar
loko lok kahramanların kahramanı
loko kahramandır, cömerttır, mertir, cesurdur, korkusuzdur vs
lokomotif (Fr) vagonları çeken, termik motorlu havalı makine
loküm vıraştenı-vıraştış lokum yapmak
loküm werdenı-werdış lokum yemek
loküm lokum
lokümcinı lokumculuk
loküminı lokumculuk
lokümın lokumlu
lokın 1-kümeli, 2-naylonın
lokısa roşn kerdenı-kerdış panusla aydınlatmak
lokısa panusla
lokısı panus, lüks lambası
lokısın panuslu
lokıza roşn kerdenı-kerdış panusla aydınlatmak
lokıza panusla
lokızı panus, lüks lambası
lokızın panuslu
lola kerdenı-kerdış çocuk dilinde uyumak
lola-lolo çocuğu uyutmaya çalışırken söylenen sözcük
lolo 1-argoda, bizede olurmu anlamında bir sözcük, 2-çocuk dilinde uyuma, 3-türkülerin başlarında yada sonlarında lolo sözcüğü söylenir (aman aman anlamında)
lolıb yayıkın, tuluğun her iki yandaki delikli tahtalar
lolıbi söğüt ağacının püskülü çiçekleri
lolık kurt, kurtcuk, tırtıl, böcek
lolıkê çılmıni sümüklü böcek
lolıkê vaşi ot kurdu
lolıki pize kewtenı-kewtış kurt karnına girmek
lolıkın kurtlu
lom-lome sitem etmek, yakınmak, yakınma, yerme, beklediğini alamayınca şikayetlenme
lome bıyayenı-bıyayış sitem olmak, sitemlenmek
lome kerde sitem etmiş olan
lome kerdenı-lome kerdış sitem etmek, yakınmak
lome kerdoğ sitem eden
lome mekı yeno to zi sere dı sitem etme seninde başına gelir
lome yakınma, şikayetlenme, serzeniş, umma, birinden bir şey bekleme
lomey sitemler, yakınmalar
lomeya sitemle
lomeyın sutemli
lon kerdoğ delik açan
lona makı düğme deliği
lona mari yılan deliği
lonna bir delik daha
lonı akerdenı-akerdış delik açmak
lonı bıyayenı-bıyayış delinmek, delik açılmak
lonı dekerdenı-dekerdış hava deliği veya baca bırakmak
lonı dı delikde
lonı kerde delinmiş olan
lonı kerdenı-kerdış delmek, delik açmak
lonı ra delikten
lonı delik, delikli yer, fare, yılan vb hayvanların deliği
lonıkı delikcik, küçük delik
lonıkın delikli
lonıkıno deliklidir
lonın delikli
lonıno deliklidir
lop (lep) el, avuç
lop kerdenı-kerdış hemen ağzına atıp yutmak, lokmalamak
lop emek verilmeden hazır ağıza atılan lokma
loq kerden-kerdış debelenmek, takla atıp çöplükte yuvarlanmak
loq 1-birini iteleyip, yuvarlatıp top şeklinde takla atırmak, 2-çifte atmak, tekmiklemek, 3-çöplükte debelenmek, yuvarlayip çevirmek, 4-deve yürüyüşü, loq loq ve dengesiz koşmak, 5-devenin sırtındaki tümsek, 6-düz yürümemek, bir aşağı bir yukarı inip kalkmak, tırıs
loq hayvanlara veya deveye verilen, sındırık, arpa, nohut vb şeylerden yapılan hamur topağı
loqal (Fr) belli bir yerle, bölgeyle ilgili, yerel, dernek oturma yeri
loqanta (‹t) aş evi, restoran, yemek yapılıp satılıp yenilen yer
loqantaci lokantacı
loqantacılıxey lokantacılık
loqantayinı lokantacılık
Loqman Hekim dert babası, dertlere derman bulup iyileştiren kişi
Loqman Hekimi hetıro dermanê derdê to Lokman Hekimin yanındadır derdının dermanı
Loqman Hekimi rê derdê xo vajı Lokman Hekime derdini söyle
loqman bir erkek ismi
loqme (Ar) lokma
loqme dekerdenı-dekerdış lokmalamak
loqme kerdenı-kerdış lokmalamak, lokma lokma yemek
loqme qıra mendenı-mendış boğazında lokma kalmak
loqme qırıra war nêşyayenı-nêşyayış boğazından lokma inmemek
loqmena bir lokma daha
loqmey lokmalar
loqmeyê bir lokma
loqmeyo gırd büyük lokma
loqmeyın lokmalı
loqra bari ince barsak
loqra pilı kalın bağırsak
loqra qalını kalın bağırsak
loqra qıjı küçük bağırsak, ince bağırsak
loqra bağırsak
loqran bağırsakları
loqrana-mend bağırsaklarında kaldı
loqrana 1-bir barsak daha, 2-barsaklarla
loqrandê to ya bımano bağırsaklarında kalsın
loqrey bari ince bağırsaklar
loqrey cı vetenı-vetış bağırsaklarını çıkarmak
loqrey cı veti bağırsaklarını çıkardı
loqrey qalıni kalın bağırsaklar
loqrey to teber bê bağırsakların dışarı çıksın
loqrey bağırsaklar
loqreyê bir bağırsak
loqreyın bağırsaklı
loqüm (Ar) şekerli nişata eriyiğinden yapılan dörgen biçiminde şeker
loqüm ra lokumdan
loqümê bir lokum
loqümna bir lokum daha
loqümın lokumlu
loqım (Ar) şekerli nişata eriyiğinden yapılan dörgen biçiminde şeker
loqım ra lokumdan
loqımê bir lokum
loqımna bir lokum daha
loqımın lokumlu
lor (Kur) bir tür taze, yumuşak ve tuzsuz beyaz peynir
lor soğuk ve ayazlı havada deride, el ve ayaklarda çıkan kabarıklar
lori kerdenı-kerdış nini söylemek
lori kerdoğ nini söyleyen, ağıt yakan
lori lori ninninin tekrarlama sözcüğü
lori vatenı-vatış nini söylemek
lori nini, ninilerde, yaslarda, ağıtlarda, ağlamalarda kulanılan bir sözcük
lorinayenı-lorinayış ağıt söylemek, yakmak, nini söylemek
lorini ağıt, ninni
loriyana ninilerle
lornayenı-lornayış ağıt çekmek, ağıt yakmak, ağliyarak ağıt söylemek
lort (‹ng) ingilterede babadan oğula geçen soyluluk unvanı
lorık peynir suyundan elde edilen çökelek
lorıki vatenı-vatış ağıtlar yakmak, ninniler söylemek
lorıki vatoğ ağıtlar yakan, ninniler söyleyen
lorıki ninniler, ağıtlar
lorıkın ağıtlı, ninnili
lorıri ekmeğin içine peynir vb konullarak yuvarlak şekle sokulmak
losyon (Fr) deri ve saç bakımında kulanılan sıvı
loter ağır hareketli
lotık hoplamak, zıplamak, tepinmek, zevkten dört köşe olmak
lotıki day xo sevinçten hoplayıp zıplamak, sevinme ve keyiflenme
lotıki xo dayenı-dayış göbek atmak, zirtık atmak
lotıki 1-kuru ve yılan şeklinde bok, 2-zevkten zıplayıp oynamak, sevinçten hoplayıp zıplamak
lovık-lovıki çalı fasulyesi
lovıkı kuyruk, kuyruk kemiği
loğ çarnayenı-çarnayış damı loğlamak
loğ kerdenı-kerdış 1-loğlamak, 2-kendini yerden yuvarlamak
loğ kerdı xaliya xo u hewadê halısını yuvarlatıp katladı ve kaldırdı
loğ-loğı damı loğlamakta kulanılan silindir gibi yuvarlak taş
loğ 1-kağıt, halı, çul, yatak vs yuvarlatıp katlamak, 2-topragı düzleme ve basmada kulanılan taş silindir
loğa ban loğ kerd loz ile damı loğladı
loğê pêser kerd yuvarlatıp üst üste katladı
loğek-loğekı 1-silindir, silindircik, 2-yuvarlak, yuvarlakcık
loğli bir çeşit tabanca
loğme loğme lokma lokma
loğme warkerdenı-warkerdış lokma yutmak
loğme lokma
loğmey dekerdenı-dekerdış lokmalamak
loğmeyê bir lokma
loğo 1-kalın ve kısa, kütük gibi, 2-köpeğe takılan bir ad
loğı kumaş vb şeylerin topı, loğı
loz damı loğlamakta kulanılan silindir gibi yuvarlak taş
lozını duman çıkma bacası, duman çekme bacası, ateş ocağının bacası
lü tilki
lügat (Ar) 1-kelime, söz, sözcük, 2-sözlük
lügatci lügatçi
lüjın (locın) duman çıkan ocak, duman çıkma bacası
lük bê bir araya toplanın
lük bıyayenı-bıyayış bir araya gelmek, toplanmak
lük toplanmak, bir araya gelmek
lükın toplu
lül bıyayenı-bıyayış ağaçlarda göz aşısı olmak
lül kerdenı-kerdış ağaçlarda göz aşısı yapmak
lül aşı yapımında kullanılan canlı ince yeşil ağaç dalı
lüla boru, içi boş kemik borusu vb
lüle ağaç aşısına derler
lüli vıjyê deliklı silah çıktı
lüli 1-her iki ucu açık olan boru, 2-kaval, 3-namlu
lüli 1-kaval, 2-düdük
lülibend kavalcı, kaval ustası, kaval çalan
lüliwan kavalcı, kaval çalan, kavalı konuşturan
lüliya estedê lıngı ayak kemiğinin borusu
lüliya nanwerdenı yemek borusu
lüliya pêrdê to bir sövme sözcüğüdür (babanı bilmen neyapayım)
lüliya tıfıngı tüfek namlusu
lülıci 1-kavalcı, 2-borucu
lülık 1-boru, boru şeklinde olma durumu, 2-böcek, kurt, kurtcuk
lülık delikli demir boru, çaydanlık vb şeylerin dökme borusu
lülıka esti kemik borusu
lülıyinı 1-boruculuk, 2-kavalcılık
lüna 1-terpetı, kımıldatı, kımıldadı, kıpırdattı, 2-bir tilki daha
lünaye tepretilmiş, kıpırdatılmış olan
lünayenı-lünayış kıpırdatmak, tepretmek, kımıldamak, kımıldatmak, yerinden oynatmak
lünayoğ tepreten, kımıldatan, kıpırdatan kimse
lünê depreti, kıpırdattı, kımıldattı
lünena terpetiyor, kımıldatiyor, kıpırdatiyor (dişil)
lünenê terpetiyorlar, kıpırdatiyorlar
lüneno terpetiyor, kımıldatiyor, kıpırdatiyor (eril)
lür vetenı-vetış yavru çıkarmak
lür kordon, 1-ipek vb şeylerden yapılan kalın ip, 2-saat vb şeylere takılan ince zincir, 3-yavru
lürê seatı saatın zinciri
lüri vetenı-vetış yavru çıkarmak
lüri 1-büyük tarla faresi, 2-yavrular
lüwa terpendi, kımıldadı, kıpırdadı
lüway terpendiler, kıpırdadılar
lüwaye teprenmiş olan, teprenen
lüwayê terpeniyordu, kıpırdiyordu
lüwayenı-lüwayış teprenmek, yerinden oynamak, kımıldamak, kıpırdamak
lüwena kımıldiyor, terpeniyor, kıpırdiyor ( dişil)
lüweno kımıldiyor, terpeniyor, kıpırdiyor ( eril)
lüwey (lewi) dudaklar, dudak
lüxat (Ar) 1-kelime, söz, sözcük, 2-sözlük
lüxat vıraştenı-vıraştış lugat yapmak
lüxatci lügatçi
lüxatcılıxey lügatçilik
lüy tilkiler
lüye tilki
lüyê bir tilki
lüz ilkbaharda açan, tek yapraklı olan ve o yaprağının içinde zil olan bir nevi bitki, mec: olarakta tilki sikıde derler
lüz kuzu kulağı otu derler ve zehirlıdır
lüzın özgün, düşünceli, dalmış vaziyete
lüzına özgündür, düşüncelidir ( dişil)
lüzıno özgündür, düşüncelidir ( eril)
lu tilki
lufer (Yün) bir balık cinsi
lugat (Ar) 1-kelime, söz, sözcük, 2-sözlük
lugatci lügatçi
luks (Fr) konfor
lul kerdenı-kerdış aşı yapmak, aşılamak
lul aşı
lule bükülmüş, dürülmüş şey
lum vinayenı-vinayış dava görmek
lum dava
lusemi (Fr) kan kanseri
lutfen (Ar) birinden bir şey isterken, rica ederken kulanılır
lutüf (Ar) sayılan birinden gelen iyilik, ihsan, inayet
lutüfkar (Ar) iyilik sever
lutüfkarey lütufkarlık
luva kuzu kılı
luwa terpendi, kımıldadı, kıpırdadı
luwayenı-luwayış teprenmek, yerinden oynamak, kımıldamak, kıpırdamak
luwena terpeniyor, hareket ediyor, kıpırdiyor (dişil)
luweno terpeniyor, hareket ediyor, kıpırdiyor (eril)
luxat (Ar) 1-kelime, söz, sözcük, 2-sözlük
luxatci lügatçi
luxatcılıxey lügatçilik
luy-luyi tilkiler
luye tilki
luyê bir tilki
luzüm (Ar) gerek, gereklilik, icap
luzüm diyayenı-diyayış gerek görmek, gerekli görmek
luzümey lüzumluluk
luzum (lazım) lüzum, gereklilik
luzım (Ar) gerek, gereklilik, icap
luzım kerdenı-kerdış lüzum etmek, gerekli olmak