ga dayenı-dayış ineğin öküz veya boğa ile çifleştirilmesi
ga dayenı başlarına bir çok iş getirmek, bella sarmak, rezil etmek
ga dayenı mecazi manada; Anneni çektireyim gibisinde
ga u golık öküz ve dana
ga u manga öküz ve inek
ga galyumun simgesi
ga öküz
gaban ra dar geçitten, patika yoldan
gaban 1-geçilmesi güç yer, 2-dar geçit, patika yol
gabanın dar geçitli, patikalı
gada mec; çektirdi, öküze çektirdi, çiftleştirdi
gadaye kaba sövme, çektirme, öküz veya boğa ile çektirilmiş, eşleştirilmiş
gadayenı-gadayış 1-çiftleştirmek, sikiştirmek, çektirmek, 2-kaba bir sövgü sözü
gadayoğ 1-çektiren, eşleştiren, çiftleştiren, 2-kaba sövme; sikiştiren
gaddar (Ar) acımasız, insafsız, başkalarına haksızlık eden
gaddar bı gaddardı (eril)
gaddara gaddardır (dişil)
gaddarey gadarlık, gaddar olma durumu
gaddareya gaddarca
gaddarinı kerdenı-kerdış gaddarlık yapmak
gaddarinı gaddarlık
gaddaro gaddardır (eril)
gaddarı bi gaddardı (dişil)
gadê 1-çiftleştirdi, 2-çiftleştirin
gaf werdenı-werdış tehdit etmek
gaf tehdit etme, korkutma
gafi cı werdenı-werdış tehdit etmek, tehditvari laflar etmek
gafi werdi cı tehdit etti
gafil (Ar) çevresindeki gerçekleri görmeyen, sezmeyen, dalgın kimse
gafil bı gafildi (eril)
gafil tepışt gafil avladı, yakaladı
gafila gafildir (dişil)
gafiley gafil olma durumu
gafilinı gafil olma durumu
gafilo gafildir (eril)
gafilı bi gafildi (dişil)
gaflet (Ar) dalgınlık, dikkatsizlik
gagrogi bir çiçek adı
gagıro lale
gah wına va kah böyle dedi
gah kah
gaile (Ar) 1-sıkıntı, dert, keder, üzüntü, 2-uğraştırıcı, pürüzlü iş, yük
gaileyın gaileli, başında derdi olan
gaj-gajı yün veya iplik yumağı, büyük iplik çilesi, büyük iplik yumağı
gaja rêsi yün yumağı
gajın 1-çileli, yumaklı, 2-dikenli çalı çırpıdan oluşmuk toparlak
gakovi boynuzlu ve iri yarı bir geyik cinsi
gala (İt) gala
gale kerdenı-kerdış büyük heybeye koymak
gale ra büyük heybeden
gale heybe şeklinde olup heybeden büyük olan eşya koyma heybesi, hurç, büyük heybe
galeri (Fr) galeri
galeri dı galaride
galerici bı galericiydi (eril)
galerici galeri işleten kimse
galericinı kerdenı-kerdış galericilik yapmak
galericinı galericilik
galericiya galecidir (dişil)
galericiyo galericidir (eril)
galerinı galericilik
galerıci bi galericiydi (dişil)
galerıciya galericidir (dişil)
galerıciyo galecidir (eril)
galeya büyük heybeyle
galeyın büyük heybeli
galib (Ar) yenen, üstün gelen
galib amyayenı-amyayış galip gelmek
galib ardenı-ardış galip getirmek
galib bı galipti (eril)
galiba (Ar) görünüşe göre, sanılır ki, anlaşılan
galiba do niro sanırım gelmeyecek
galiba mı şaşay kerdı galiba ben yanlışlık yaptım
galiba galiptir (dişil)
galibey galib olma durumu
galibinı galip gelme durumu
galibiyet (Ar) yenme, yengi
galibiyetey galibiyetlik
galibo galiptir (eril)
galibı bi galiptı (dişil)
galücı ekin tarlalarında yeşeren ve tohumu acı olan zararlı bir yaban bitkisi
galüj (bencere) tarlalarda yetişen ve bitkilere zarar veren bir ot
galyan (Ar) coşturma, heyecana getirme
galyan amyaye galyana gelmiş olan
galyan amyayenı-amyayış galyana gelmek, çoşmak
galyan ardenı-ardış coşturmak, galeyana getirmek
galyan ardoğ çoşturan, galyana getiren
galyüm (Fr) bir element adı
galı büyük heybe
galık yünden örülen kalın kış çorabı
gam (Ar) tasa, kaygı, üzüntü, keder
gam (Fr) müzik notalarının sese göre sıralanışı
gam bı gam adım adım, an be an, dakika dakika
gam bı gamı kewt düri adım adım uzaklaştı
gam çekerdenı-çekerdış adım atmak
gam çekerdoğ adım atan veya ilerleyen kimse,
gam gam adım adım
gam mewı gam yeme
gam na gama tam sırasıdır, mec; gün bugündür
gam nêwerdenı-nêwerdış gam yememek
gam 1-adım, 2-o an veya o ana yakın, 3-biraz, az zaman
gama binı biraz önce
gama kı tı amey geldiğin zaman
gama xo adımını
gaman dı 1-adımlarda, 2-notalarda
gaman 1-adımları, 2-notalarla
gamana peymıtenı-peymıtış adımlarla ölçmek
gamana 1-adımla, adımlarla, 2-notalarla
gamanê xo derg berzı adımlarını geniş at, uzun at
gamanê xo weş berzı adımlarını iyi at
gamderg uzun adımlı
gamê bê ravey bir adım ileriye gel
gamê ca bir adımlık yer, yakın yer
gamê cı adımları
gamê kekoy hetı menda biran kekonın yanında kaldım
gamê mend bir adım kaldı
gamê ravey şiyayenı-şiyayış bir adım ileri gitmek, ilerlemek
gamê ravey şo bir adım ileriye git, ileriye adım at
gamê ravey bir an önce
gamê rıhat vındı biraz rahat dur
gamê veror bir an önce
gamê xo hera eşti adımlarını geniş attı
gamê 1-bir adım, 2-bir an, bir süre, biraz
gamêş-gamêşı 1-mandanın erkeği, camus, manda, 2-sığırlara konan iri bir sinek cinsi, sığır sineği
gamêş 1-büyük baş hayvanlara konan büyük bir sinek, 2-camus
gamêşi davarlara konan iri sinekler
gami kerde adımlanmış olan
gami kerdenı-kerdış adımlamak
gami kerdoğ adımlayan
gami adımlar
gamlılıxey gamlı olma durumu
gammaz (Ar) söz getirip götüren, arkadan çekiştiren, fitneci
gammaz bı fitneydi (eril)
gammaza fitnedir (dişil)
gammazey kerdenı-kerdış fitnelik yapmak
gammazey kerdoğ fitnelik yapan
gammazey fitnecilik
gammazinı fitnelik
gammazo fitnedir (eril)
gammazı bi fitneydi (dişil)
gamna tepeya birazdan, bir an sonra
gamna yena 1-birazdan gelirim, 2-birazdan gelir (dişil)
gamna yeno birazdan gelir
gamna 1-biraz sonra, birazdan, 2-bir adım daha
gamwerd hücum etme, saldırma
gamwerdenı-werdış hücuma geçmek, saldırmak
gamze (Ar) gamze
gamı dı adımda
gamı eşte adım atmış olan
gamı eştenı-eştış adım atmak, bir işe giriş yapmak, girişmek
gamı eştoğ adım atan
gamı kerde adımlanmış olan
gamı kerdenı-kerdış 1-adımlamak, 2-üstünden atlamak
gamı kerdoğ adımlayan
gamı ra gamı adımdan adıma
gamı ra adımdan
gamı ravey eştenı-eştış ileriye adım atmak, ilerlemek
gamı rê gamı adıma adım
gamı ser werdenı-werdış hücum etmek, saldıriya geçmek
gamı 1-adım, 2-an
gamışqıran 1-cebrenin yere düşmesi, dokuz mart, bir cins camus hastalığı
gamıka binı biraz önce
gamıka verênı biraz önce
gamıkna yena biraz sonra gelirim
gamıkna biraz sonra
gamın 1-adımlı, 2-kaygılı, tasalı
Gan u gandan
gan antenı-antış can çekişmek
gan bürı ser hücum et, saldıriya geç
gan bıdê cı can verin, canlandırın, ruh verin
gan bıdo cı can verse, ruh verse, canlandırsa
gan da bı can vermişti
gan da cı ruh verdi, canlandırdı
gan da can verdi
gan daye can vermiş, ölmüş olan
gan dayenı-dayış bir şeye düşkün olup onu elde etmek için canını vermek
gan dayoğ can veren, ölen
gan dekewt 1-canlandı, dirildı, 2-meyve vs için yenilir hale geldi
gan dekewtenı-dekewtış canlanmak, can girmek
gan dekewtoğ can girmiş olan, canlanmış olan
gan devıstenı-devıstış canlandırmak, can girmek
gan devıstoğ canlandıran, can koyan, veren
gan fida canını feda eden, fedai
gan u gandan can ve candan
gan weş bıyayenı-bıyayış sağlıklı olmak
gan weş kerdenı-kerdış sağlığına kavuşturmak
gan weşey can sağlığı
gan weno ser hücum ediyor üstüne, saldıriyor
gan werd ser hücum etti, saldırdı
gan can, ruh
ganan canlar, canları
gancıl 1-deri, post, 2-hayalet, 3-akbaba
gandê xo dı kewt canının derdıne düştü
gandê xo dı canında
gandê xo ra bêzar bı canından bıktı
gandê xo ra bı canından oldu
ganê mı reyna canımı kurtardı
ganê mıno bol teweno canım çok ağriyor
ganê xo da a ray canını o yola verdi
ganê xo dano canını verir, canını veriyor
ganê xo feda kerd canını feda etti
gane gane canlı canlı
gane canlı
ganfidayê şardê mayo halkımızın fedaisidır
gangêr (gongêr) Ezrail, canları veya ruhları alan feleke derler, can alan, can alıcı, Azrail, felek, can almak meleği
gangêr fına werışt can alıcı yine kaltı
gangêr ganê ma bıgiro can alıcı canımızı alsın
gangêr ganê to bıgiro can alıcı canını alsın
gangêr werıştenı-werıştış can alıcının kalkması, canları alması
gangêster (İng) gangster, yasa dışı işler yapan çete üyesi
gangêstera gangsterdir (dişil)
gangêsterey kerdenı-kerdış gangsterlik yapmak
gangêsterey gangsterlik
gangêstereya gangsterlikle
gangêsteri gangsterler
gangêsterinı kerdenı-kerdış gangsterlik yapmak
gangêsterinı gangsterlik
gangêstero gangsterdir (eril)
gangêsteryinı gangsterlik
gangıran 1-ağır hareket eden, yavaş davranan, hantal, tembel, üşenen, 2-hiç bir şeyi umursamiyan, umrunda olmayan, duyarsız
gangırana 1-hamiledir, 2-can ağırdır, tembeldir (dişil)
gangıraney kerde tembellik etmiş olan, üşenmiş olan
gangıraney kerdenı-kerdış tembellik etmek, üşenmek
gangıraney kerdoğ tembellik yapan, üşenen
gangıraney 1-ağır canlılık, yavaş davranma durumu, 2-hantallık, 3-umursamamazlık, duyarsızlık
gangıraneya cı tembelliği,, üşenmezliği, hantallığı
gangırano tembeldir, can ağırdır (eril)
gangırot can aldı, can alıcı
gangıroy (gagolıki) yabani bir bitki, yabanda olur, renk-renk çiçek açar
gani verdı bıyayenı-bıyayış can vermek özere olmak
gani verdı can çekişmek, ölüm döşeğinde olmak
gani verdıro can çekişiyor, ölmek özeredir
gani 1-canlar, 2-gerek, icap
ganimet (Ar) savaşta ele geçirilen mal
ganimet komkerdenı-komkerdış ganimet toplamak
gano can, cano, canım
ganweş u kêfweş sağlıklı ve neşeli
ganweşey rê sıhatine, şerefine, sağlığına
ganweşey sağlıklı olma durumu, sıhatlı olma
ganweşeya can sağlığiyle
ganweşeyrê sıhatına
ganwerd Eli ser Alinin özerine hucum etti
ganwerd ser östüne, özerine saldırdı, atağa geçti, hücum etti
ganwerde saldırıya geçmiş olan, atağa geçmiş olan
ganwerdenı-ganwerdış saldırmak, hücum etmek, hücuma geçmek
ganwerdo (hêrış berdo) saldırmış, hücum etmiş
ganın ganın diri diri
ganın canlı, diri olma durumu
ganına canlıdır (dişil)
ganıno canlıdır (eril)
ganını canlı (dişil)
gaqıl kuru otun samanlaştırılmış hali
gar (Fr) gar (otobus garı)
garaj (Fr) garaj
garaj kewtenı-kewtış garaja girmek
garaj ra vızyayenı-vızyayış garajdan çıkmak
garajê Enqeri Ankara garajı
garajın garajlı
garan (naxır) küçük ve büyük baş hayvanlardan oluşan köy sığır sürüsü
garan sığır sürüsü
garanê dewı köyün sığırı, sığır sürüsü
garanê sığır sürüsünün su başlarındaki dinlenme yeri
garani sığır sürüsünün su başlarındaki dinlenme yeri
garanti (Fr) garanti, güvence, teminat vs
garanti bın gırotenı-gırotış garanti altına almak
garanti cı esto garantisi varmıdır?
garanti kerdenı-kerdış garantilemek
gardiyan gardiyan
gardiyana gardiyandır (dişil)
gardiyaney kerdenı-kerdış gardiyanlık yapmak
gardiyaney gardiyanlık
gardiyani gardiyanlar
gardiyaninı gardiyanlık
gardiyanlıxey gardiyanlık
gardiyano gardiyandır (eril)
gardırob (Fr) gardırop, giysi dolabı veya yeri
gardırob kerdenı-kerdış gardıropa koymak
gardırob ra gardıroptan
gardırobê bir gardırop
gardırobna bir gardırop daha
gardırobın gardıroplu
garib (Ar) 1-kimsesiz, zavallı, 2-acayip, tuhaf
gariban (Ar+Far) kimsesiz, zavallı, garip
gariban bı garibandı (eril)
garibana garibandır (dişil)
garibaney garibanlık
garibaninı garibanlık
garibano garibandır (eril)
garibanı bi garibandı (dişil)
garibey gariplik
garibinı gariplik
garig da mı benim keseme, benim tarafıma
garig-garigı kese, kesesinden, kesesine, tarafa, tarafından
garson (Fr) garson
garson bıyayenı-bıyayış garson olmak
garsona garsondur (dişil)
garsoney kerdenı-kerdış garsonluk yapmak
garsoney ra garsonluktan
garsoney garsonluk
garsoni garsonlar
garsoninı kerdenı-kerdış garsonluk yapmak
garsoninı garsonluk
garsoniyer (Fr) garsoniyer
garsono garsondur (eril)
garz şifon
gasar (gastar) sicimin ucuna takılıp yüklenen yükü bağlamak için kulanılan bir karış uzunluğunda ucu çatılı ağaç parçası
gasar bıyayenı-bıyayış yükün ucu çatalı ağaç ila bağlanmış olması
gasar kerdenı-kerdış yükü ucu çatalı ağaç parçasiyle bağlamak
gasar kerdoğ yükü ucu çatalı ağaç ila bağlayan kimse
gasb (Ar) bir malı sahibinin izni ve haberi olmadan zorla ve hile ile alma
gasb bıyayenı-bıyayış gasp olmak
gasb kerdenı-kerdış gaspetmek
gasb kerdoğ gaspeden kimse
gasbci gaspçı
gasbcinı kerdenı-kerdış gaspçılık yapmak
gasbcinı gaspçılık
gasbinı gaspçılık
gastar (gasar) sicimin ucuna takılıp yüklenen yükü bağlamak için kullanılan bir karış uzunluğunda ucu çatılı ağaç parçası, kanca, çengel, örken çengeli
gastar bıyayenı-bıyayış yükün ucu çatalı ağaç ila bağlanmış olması
gastar kerdenı-kerdış yükü ucu çatalı ağaç parçasiyle bağlamak
gastar kerdoğ yükü ucu çatalı ağaç ila bağlayan kimse
gastarekê qoli ellin dirsek kısmı ve kemiği
gastarın gastarlı
gastrit (Fr) mide iltihabı
gav-gavı kil, kilı toprak
gavan 1-altı deşilmiş topraklı uçurum yer, 2-kil, kireç, toprak vb şeylerin çıkarıldığı ocak, 3-sarp yamaçlı tek geçitli yol
gavanın killi
gavar bir tarlayı sulamak için bırakılan su miktarı
gavı killi ve küllü toprak
gavılgaj adımları çok uzun olan va adımlıyarak yürüyene derler
gavın killi
gavının killi olma durumu
gawan köy sığır çobanı
gawana sığır çobanıdır (dişil)
gawanê dewda ma köyümüzün sığır çobanı
gawaney kerdenı-kerdış sığır çobanlığını yapmak
gawaney kerdoğ sığır çobanlığını yapan kimse
gawaney köy sığır çobanlığı yapma işi
gawaninı şığır çobanlığı
gawano sığır çobanıdır (eril)
gawün sığır çobanı
gawür (gawır) (Ar) müslümanlar kendi dinlerinden olmayanlara derler
gawüra gavurdur (dişil)
gawürey gavurluk, dinsizlik
gawürinı gavurluk
gawüro gavurdur (eril)
gawır (gawür) müslümanlar müslüman olmayana (gavur) gawır derler, 2-dinsiz imansız anlamındada kullanılır
gawıra gavurdur (dişil)
gawırê gavurdurlar (çoğul)
gawırey kerdenı-kerdış gavurluk yapmak, acımasız davranmak
gawırey gavurluk, dinsizlik, müslüman dininden olmayan
gawıri sere dı niro gavurun başına gelmesin
gawırinı gavurluk
gawırki gavurca, gavurvari, gavurane
gawıro xuli gawır gavur oğlu gavur
gawıro gavurdur (eril)
gawırı gavur (dişil)
gağan arêdayenı yılbaşıda ev ev dolaşarek yemiş toplamak
gağan-gağanı 1-onikinci ay, aralık ayı, 2-yılın son ayı, 3-kışın ortası, noel baba
gay cıtı çift sürme öküzü, öküzleri
gay dayenı-dayış 1-ineği öküzle çiftleştirmek 2-sikmek 3-siktirmek
gay debestenı-debestış öküzleri çifte koşmak, sürmek
gay öküzler
gayan öküzleri
gayana öküzlerle
gayê cı xırabo gayesi kötüdür
gayê cıtı çift sürme öküzleri
gayê to mı fahm kerd gayeni anladım
gayê to 1-gayen, 2-öküzün
gayê xo mı rê vazı amacını bana söyle
gaye (Ar) amaç, hedef, istek
gayê her hangi bir öküz
gayek öküz, öküzcük
gayekê bir öküz, öküzcük
gayeki öküzler, öküzcükler
gayet (Ar) pek, çok, pek çok
gayet nêweşo gayet hastadır
gayet normalo gayet normaldır
gayet tabiyo kı gayet tabidir ki
gayeyo xırab kötü amaç
gayle (Ar) 1-sıkıntı, dert, keder, üzüntü, 2-uğraştırıcı, pürüzlü iş, yük
gayleyo kı tiyê tey içinde bulunduğun gaye
gayleyın bı sıkıntıliydi, üzüntülüydü (eril)
gayleyın gaileli, başında derdi olan, sıkıntılı, üzüntülü
gayleyına sıkıntılıdır, dertlidir, üzüntülüdür (dişil)
gayleyıno sıkıntılıdır, dertlidir, üzüntülüdür (eril)
gayleyını bi sıkıntıliydi, üzüntülüydü (dişil)
gayo qelp kelp öküz
gayo zexel zeğel öküz, çifte gitmeyen, çöken öküze derler
gayo öküzdür
gayret (Ar) gayret, çaba, çalışma isteği vs
gayret bıyayenı-bıyayış çaba harcanmak
gayret kerdenı-kerdış gayret etmek, çaba harcamak
gayret kerdoğ çaba harcayan kimse
gayretey gayretlik, çaba gösterme durumu
gayreteyda xoya gayretiyle, çabasiyle
gayretinı gayret etme durumu
gayretkar gayret eden, çaba harcayan
gayretın bı gayretliydi (eril)
gayretın gayretli
gayretına gayretlidir (dişil)
gayretıno gayretlidir (eril)
gayretını bi gayretliydi (dişil)
gayri (Ar) 1-başka, diğer, 2-artık, bundan sonra
gayri çıçi wazenê artık ne istiyorsun?
gayri ma pê nêsınasnenê artık biz birbirimizi tanımiyoruz
gayri meşrü peyda biyo gayri meşru peydah olmuş
gayri meşrü gayri meşru
gayri no wına nêbeno artık bu böyle olmaz
gaz (Lat) gaz
gaz bı pıro dişledi, ısırdı
gaz bıkı dışle, ısır anlamında kulanılır
gaz bıyaye dişlenmiş olan
gaz bıyayenı-bıyayış dişlenmiş olan, dişlenen
gaz kerd bı dişlemişti, ısırmıştı
gaz kerd dişledi, ısırdı
gaz kerde dişlenmiş olan
gaz kerdenı-kerdış 1-ısırmak, dişlemek, 2-ölçmek
gaz kerdoğ dişleyen, ısıran kimse
gaz kerdoğa dişleyicidir (dişil)
gaz kerdoğo dişleyicidir (eril)
gaz kı dişle
gaz mekı dişleme
gaz 1-1-dişleme, dişlemek, ısırma, ısırmak, 2-diş çeken kelpeten, 3-ip vb şeyleri ölçmede yariyan karışlık ölçü birimi
gaza (Ar) kutsal savaş
gazab (Ar) öfke, kızgınlık, hiddet
gazabdê to ra gazabından, hiddetinden
gazabın hiddetli, öfkeli
gazal (Ar) ceylan
gazay to bımbarek bo gazan mübarek olsun
gazê neoni neon gazı
gazê bir diş vurma
gazel (Ar) gazel
gazel wendenı-wendış gazel okumak
gazelın gazelli, uzun havalı
gazete (İt) gazete
gazeteci bi gazeteciydi (dişil)
gazeteci bı gazeteciydi (eril)
gazeteci gazeteci
gazetecinı kerdenı-kerdış gazetecilik yapmak
gazetecinı gazetecilik
gazeteciya gazetecidir (dişil)
gazeteciyinı gazetecilik
gazeteciyo gazetecidir (eril)
gazetecılıxey kerdenı-kerdış gazetecilik yapmak
gazetecılıxey gazetecilik
gazetevan gazeteci
gazi (Ar) gazi
gazi biyayeney gazi olma durumu
gazi bı gazi oldu
gazi bıkı şardê xo halkından ümit bekle, halkını çağır yardım iste
gazi bıyaye gazi olmuş olan
gazi bıyayenı-bıyayış 1-gazi olmak, 2-yardıma, imdada çağrılmak
gazi kerdenı-kerdış 1-dişlemek, 2-yardıma çağırmak, imdat ummak
gazi ra amyayenı-amyayış imdada, yardıma gelmek
gazi ra şiyayenı-şiyayış imdadına koşmak, yardıma gitmek
gazi imdat, medet ummak, yardım için seslenmek, şikayetletmek, yardıma çağırma, yardım bekleme
gazibiyayeney imdada çağrılmış olma
gazilıxey gazilik
gazino (İt) gazino
gazino dı kar kerdenı-kerdış gazinoda çalışmak
gazinocinı kerdenı-kerdış gazinoculuk yapmak
gazinocinı gazinoculuk
gazinocı gazinocu
gazinocılıxey gazinoculuk
gazinocılıxinı gazinoculuk
gazinoyıcinı gazinoculuk
gazinoyın gazinolu
gaziya gazidir (dişil)
gaziye kötü habar
gaziyey gazi olma durumu
gaziyinı 1-gazilik, 2-umut umma, yardım bekleme durumu
gaziyo gazidir (eril)
gazlig-gazligı küçük çakı bıçağı
gazok dişleyen, dişleyici
gazoz (Fr) meyveli ve şekerli alkolsuz içecek
gazoz dı gazozda
gazoz şımıtenı-şımıtış gazoz içmek
gazoza gazozla
gazozci gazozcu
gazozcinı kerdenı-kerdış gazozculuk yapmak
gazozcinı gazozculuk
gazozciyinı gazozculuk
gazozcılıxey gazozculuk
gazozinı gazozculuk
gazozxane gazoz imalat edilen veya satılan yer
gazozın gazozlu
gazozıno gazozludur
gazxane (Ar+Far) gazhane
gazz bıyaye dişlenmiş olan
gazz bıyayenı-bıyayış dişlenmiş olmak
gazz kerde dişlenmiş olan
gazz kerdo dişlemiş, ısırmış
gazz kerdoğ dişleyen, ısıran kimse
gazz dişleme
gazzın dişlenmiş olan
gazı iplik yumağı, yün yumağı
gazın kerdenı-kerdış şikayetlenmek
gazın mekı şikayetlenme
gazın şikayetlenme, birinden bir şey bekleme, medet umma, yardım bekleme, 2-gazlı
gazınan şikayetleri
gazınanê cı şikayetlerini
gazınanê xo şikayetlerini
gazınc keno minnet ediyor
gazınc kerdenı-kerdış minnet etmek, şikayetlenmek
gazınc 1-minnet, 2-şikayetlenme, yakınma, serzeniş
gazıncanê xo şikayetlerini
gazıncey minnet etme durumu
gazınceya minnetle
gazınci kerdenı-kerdış minnet etmek, umut beklemek
gazıncina minnet olmayla
gazınco şikayetlenmedir
gazıncyayenı-gazıncyayış minnet etmek, umut beklemek
gazınê to şikayetlerin, şikayetlenmelerin
gazıno gazlıdır
gazının hep şikayetlenen (eril)
gazınını hep şikayetlenen (dişil)
ge şı, ge ame bir gitti, bir geldı
ge kewt bın, ge kewt ser bir altına girdi, bir üstüne çıktı
ge na kışta, ge a kışta xo lüna bir, bu tarafa, bir o tarafa kendini kıpırdatı
ge wend, ge nüşna bir okudu, bir yazdı
ge werd, ge vınderd bir yedi, bir durdu
ge wına şi, ge wına ame bir böyle gitti, bir böyle geldi
ge bazen, bazı zamanlar, arasıra, yine, bir, bu vb
geber biyo gebermiş, ölmüş, defolmuş
geber bı şori def ol git
geber bı mı çıman vera gözlerimin önünde defol
geber bı mec; 1-öl anlamında, öl, 2-def ol, 3-öldü, geberdı
geber bıyaye gebermiş olan
geber bıyayenı-bıyayış gebermek, ölmek
geber kerd, kışt gebertı, öldürdü
geber kerd gebertı
geber kerdenı-kerdış 1-gebertmek, 2-öldürmek
geber kerdoğ geberten
geber öl anlamında bir sözcük, geber, öl, defol
gecekondü (Tr) gecekondu, yasa dışı yapılan konut
gecekondü vıraştenı-vıraştış gecekondu yapmak
gecekondüyın gecekondulu
geçid dayenı-dayış geçit vermek
geçid nêdano geçit vermiyor
geçid nêdayenı-nêdayış geçit vermemek
geçid geçit
geda dişi kart ve yaşlı manda (dişil)
gede (doman, qeç) çocuk
gede ard çocuk getirdı
gedegı dişi manda (dişil)
gedek erkek genç manda (eril)
gedena bir çocuk daha
gedey çocuklar
gedeyê kuçedı kay kenê çocuklar sokakta oynuyorlar
gedeyê top kaykenê çocuklar top oynuyorlar
gedeyê bir çocuk
gedeyinı çocukluk
gedo erkek kart ve yaşlı manda (eril)
gedüg-gedügı 1-iki kaya arasında, dağ yamaçlarında, dağ aralarındaki dar geçitli yol, gedik, 2-musluklu çeşme
gedügın 1-musluklu, 2-gedikli, dar geçirli
gedıg-gedıgı 1-iki kaya arasında, dağ yamaçlarında, dağ aralarındaki dar geçitli yol, gedik, 2-musluklu çeşme
gedıgın 1-musluklu, 2-gedikli, dar geçirli
gef u lanet kin ve lanet
gef werdenı-werdış tehdit etmek, korkutmaya çalışmak
gef-gefi tehdit etme durumu, övünerek veya zorbalık ederek başkasını tehdit etmek, korkutmak
gef 1-tehdit, 2-lanet etme, yapılanları unutmayıp içine koyma, 3-aht, canına kast etme
gefşeg bıyayenı-bıyayış gevşek olmak
gefşeg 1-hafif bağlanan, hafif sarılan, her an açılabilen şeylerin bağlanmasına denilir, 2-yumuşak olup rahatlıkla eşilip kazılabilen yer, toprak
gefşeg gevşek, korkak, direnemiyen, el kaldıramiyan, cimri, pısırık vb
gefşega gevşektir, korkaktır (dişil)
gefşega korkaktır, gevşektir, mec: eli kalkmaz, korkak (dişil)
gefşegey kerdenı-kerdış gevşeklik etmek
gefşegey gevşeklik, korkaklık, cimrilik vb
gefşeginı kerdenı-kerdış gevşeklik yapmak
gefşeginı korkaklık, cimrilik, gevşeklik
gefşego 1-iyi veya sıkı sarılmamış, 2-korkaktır, cimridir, gevşektir, mec: eli kalkmaz, korkak (eril)
gefşex bıyayenı-bıyayış gevşek olmak
gefşex 1-gevşek, korkak, direnemiyen, el kaldıramiyan, cimri, pısırık vb, 2-hafif bağlanan, hafif sarılan, her an açılabilen şeylerin bağlanmasına denilir, 3-yumuşak olup rahatlıkla eşilip kazılabilen yer, toprak
gefşexa korkaktır, gevşektir, mec: eli kalkmaz, korkak (dişil)
gefşexey kerdenı-kerdış gevşeklik etmek
gefşexey gevşeklik, korkaklık, cimrilik vb
gefşexinı kerdenı-kerdış gevşeklik yapmak
gefşexinı korkaklık, cimrilik, gevşeklik
gefşexo 1-iyi veya sıkı sarılmamış, 2-korkaktır, cimridir, gevşektir, mec: eli kalkmaz, korkak (eril)
gefi dayenı-dayış tehditte bulunmak
gefi kerdenı-kerdış tehdit etmek
gefi mewı tehdit etme, korkutma?
gefi wendi cı tehdit etti
gefi werdenı-werdış tehdit etmek, tehditte bulunmak, yapacağım demek, kin bağlamak vb
gefi werdenı-werdış tehdit etmek
gefi werdi pêser birbirlerini tehdit ettiler
gefi tehdit etmeler
gefseg bıyayenı-bıyayış gevşek olmak
gefseg gevşek
gefsegey kerdenı-kerdış gevşeklik etmek
gefsegey gevşeklik
gefsego gevşektir, korkaktır (eril)
gefwerd 1-saldıriya teşebüs etti, 2-tehdit etti, 3-canına kast etti
gefın tehditli
geşkerdenı-geşkerdış şenlendirmek, gürleştirmek
gegane 1-bazen, arasıra, 2-yegane
geh (ge) bir, bu, geh, bazen, arasıra, bazı zamanlar vb
geh weneno, geh nüşneno bir okuyor, bir yaziyor
geh werışt, geh ronışt bir oturdu, bir kalktı
gejjı sarımtırak, sariya çalan renk
gejjını sarımtırak olma durumu
gejı (gezı) süpürge
gelan gidan gelen giden
gelan gidanê cı zahfo gelen gidenı çoktır, fazladır
gelek (xeylê) epey, hayli, çok, fazla
gelek düri kewt hayli uzaklaştı
gelek şar amebı epey halk gelmiştı
gelenek (Tr) gelenek
gelenekan dı geleneklerde
gelenekan ra geleneklerden
gelenekdê cı ra geleneklerinden
gem bıyaye gemlenmiş olan
gem bıyayenı-bıyayış gemlenmek
gem kerd estorı fek atın ağzına gem koydu
gem kerde gemlenmiş olan
gem kerdenı-kerdış gem vurmak, gemlemek, gem takmak
gem kerdoğ gemleyen, gem vuran
gem kewtoğ yabana düşen, deliren
gem-gemı yaban
gem atları yönetmek ve yönlendirmek için ağızlarına takılan araç, gem
gema bı yabandaydı
gema mende yabanda kalmış olan
gema mendenı-mendış yabanda kalmak
gema mendoğ yabanda kalan
gema verdaye yabanda bırakılmış olan
gema verdayenı-verdayış yabanda bırakmak
gema yabanda
gemar bıyaye kirletilmiş, tozıtılmış olan
gemar bıyayenı-bıyayış kirlenmiş olmak, toza batmak
gemar kerd kirleti, pis etti
gemar kerde kirletilmiş olan
gemar kerdenı-kerdış kirletmek, tozda bırakmak
gemar kerdoğ kirleten, tozıtan
gemar nêkerdenı-nêkerdış kirletmemek, pis etmemek
gemar kir, toz, pislik
gemarey kirli, pis olma durumu
gemarinı kirli olma durumu, pis olma durumu
gemarı dı mendenı-mendış kirde, toz toprakta kalmak
gemarı dı verdayenı-verdayış tozda, kirde, pislikte bırakmak
gemarı ra kirden, pislikten
gemarın bı kirliydi, tozluydu
gemarın kirli, tozlu, pislik içinde olma durumu
gemarına kirlidir, pistir (dişil)
gemarıno kirlidir, pistir (eril)
gemê cı şıdênayenı-şıdênayış gemini sıkmak
gemê cı xo dest vıstenı-vıstış gemini eline geçirmek, fırsatı kendisinden almak
gemê estorı atın gemi
geme 1-sık ormanlık, 2-yaban, yabani
Gemi u awı
gemi dı bi gemideydi (dişil)
gemi dı bı gemideydi (eril)
gemi dı gemide
gemi ra 1-gemiden, kayıktan, 2-gemden
gemi u awı kayık ve su
gemi 1-gemler gemleri, 2-insan ve yük taşımaya yarayan büyük su taşıtı
gemicinı kerdenı-kerdış gemicilik yapmak
gemicinı gemicilik
gemicılıxey kena gemicilik yapiyor (dişil)
gemicılıxey keno gemicilik yapiyor (eril)
gemicılıxey kerdenı-kerdış gemicilik yapmak
gemicılıxey gemicilik
gemivan gemici
gemixane gemi yapılan yer
gemiya dewda ma köyümüzün kayığı, gemisi
gemiya gemiyle, kayıkla
gemiyinı gemicilik
gemiyın gemili
gemmar (gammar) kirli, tozlu topraklı, tahıl ve benzeri şeylerin içinde yabancı şeylerin bulunması, karışık
gemmar bıyayenı-bıyayış kirlenmek, pasaklanmak
gemmarı xeledê ma miyan dı bola buğdamızın içinde kir çoktır
gemmarın pasaklı, kirli, içinde cinsinden başka cinsten maddeler bulunan
gemmarıno kirlidir, tozlu ve topraklıdır
gemı dı yabanda
gemı kewtenı-kewtış yabana düşmek
gemı kewtoğ yabana düşen kimse
gemı ra ame yabnadan geldi
gemı ra yabandan
gemı 1-alırız, 2-yaban, ısız yer
gemıci gemici
gemıcinı kerdenı-kerdış gemicilik yapmak
gemıcinı gemicilik
gemıciyey gemicilik
gemıciyinı kerdenı-kerdış gemicilik yapmak
gemıciyinı gemicilik
gemıcılıxey kerdenı-kerdış gemicilik yapmak
gemıcılıxey gemicilik
gemıj yabani, yabanda kalan veya yaşiyan kimse
gemıjo yabanidir
gemın gemli, gem olma durumu
gemıvan gemici
gemız yabani
gen aliyor
gena aliyor (dişil)
genc (cenc) genç, delikanlı
genc bı gençti (eril)
genc bıyayenı-bıyayış gençleşmek, genç olmak
genca gençtir (dişil)
gencê gençtirler (çoğul)
gencey (cencey) gençlik
gencey bol weşa gençlik çok hoştır
gencey dı gençlikte
gencey kesi dest nêkewna gençlik kimsenin elline düşmez
gencey ra gençlikten
gencinı gençlik
genco gençtir (eril)
gencı bi gençti (dişil)
gend kerdenı-kerdış yellenmek
gend yellenme
gene kene
genel (Tr) genel, umumi
genelge genelge, talimat
general (Alm) general
generaley generallik
generalinı generallık
genetik (Alm) bitki, hayvan ve insanlarda kalıtım olaylarını inceleyen biyoloji dalı
gengaz bıyayenı-bıyayış kolay olmak
gengaz kerde kolaylaştırılmış olan
gengaz kerdenı-kerdış kolaylaştırmak
gengaz kerdoğ kolaylaştıran
gengaz kolay
gengazey kolaylık
gengazeya kolaylıkla
gengazinı kolaylık
gengazo 1-kolaydır, 2-kolaymıdır?
gengez kerdenı-kerdış kolaylaştırmak
gengez kolay
gengezey kolaylık
gengezeya kolaylıkla
gengezinı kolay olma durumu
gengola (hêlıkı) salıncak
geno aliyor (eril)
gensori (Tr) gensoru
gensori dayenı-dayış gensoru vermek
genım (genem, xele)(Kur) buğday
genımok 1-karışık buğday, buğdaya benzer bir ot çeşidi
genımyayê kokmuş olan
genımyaye kokmuş, bozulmuş olan
genımyayenı-genımyayış kokmak, bozulmak, çürümek
geometri (Fr) geometri, matematik dalı
geometri ra geometriden
geometrik (Fr) geometri ile ilgili
geometriko geometriktir
geometriyın geometrili
gepe bir avuç
gepeyê bir avuç dolusu
ger bı uyuz oldu
ger bıyayenı-bıyayış uyuz olmak
ger dekewtenı-dekewtış uyuz olmak, kaşıntı girmek
ger dı uyuzda
ger gırotenı-gırotış uyuz olmak, uyuza yakalanmak
ger ra uyuzdan
ger tı birê 1-gelmen gerekli, 2-şayet gelirsen
ger tı şırê eger gidersen
ger vetenı-vetış uyuz çıkarmak, uyuz olmak
ger vetenı-vetış uyuz olmak, uyuz çıkarmak, teni kırmızılaşmak, uyuzdan dolayı vücudu kırmızı kızarıklar çıkarmak
ger vetoğ uyuz olan, uyuz çıkaran
ger 1-uyuz, kaşıntı, 2-eger, şayet, yahut, veya
geranê xo uyuzlarını
gerçek (Tr) gerçek
gerçek bıyayenı-bıyayış gerçek olmak
gerçek kerdenı-kerdış gerçekleştirmek
gerçekcılıxey gerçekçilik
gerçekinı gerçek olma durumu
gerçex bıyayenı-bıyayış gerçek olmak
gerçex kerdenı-kerdış gerçekleştirmek
gerçex gerçek
gerçexa gerçektir (dişil)
gerçexê cı vazı gerçeğini söyle
gerçexê cı gerçeği
gerçexey ra düri gerçeklikten uzak
gerçexey vatenı-vatış gerçeğini söylemek
gerçexey gerçeklik
gerçexinı gerçek olma durumu
gerçexo gerçektir (eril), gerçekmidir?
gerçi (Far) her ne kadar, ise de
gerçi her ne kadar
gerdan (Kur) 1-gerdan, gerdanlık, 2-çene altı
gerdan sıpê beyaz gerdanlı
gerdanlıx gerdanlık
gerdeg kewtenı-kewtış gerdeğe girmek
gerdeg ra vızyayenı-vızyayış gerdekten çıkmak
gerdeg vıstenı-vıstış gerdeğe koymak
gerdeg gerdek, zifaf gecesi
gerdek kewtenı-kewtış gerdeğe girmek
gerdek ra vızyayenı-vızyayış gerdekten çıkmak
gerdek vıstenı-vıstış gerdeğe koymak
gerdek zifaf gecesi
gerden (gerdan) 1-çene altı, 2-takı, gerdan
gerden 1-gerdan, boyun takısı, 2-boyun kısmı
gerdenê xo akerdo gerdanını açmış
gerdenını gerdanlı
gerdex kewtenı-kewtış gerdeğe girmek
gerdex ra vızyayenı-vızyayış gerdekten çıkmak
gerdex vıstenı-vıstış gerdeğe koymak
gerdex gerdek, zifaf gecesi
gerê ma tım beno şikayetimiz daima oluyor
gere bıyayenı-bıyayış şikayet olmak
gere kerd şikayet etti
gere kerde şikayet etmiş olan
gere kerdenı-kerdış şikayet etmek
gere kerdoğ şikayetçi, şikayet eden
gere ma şırê gitmemiz lazım
gere u gazi şikayetlenme, şikayet etme
gere şikayet etmek, ihbar etmek, davacı olmak
gere lazım, gerekli, gereklilik
gereç (Tr) gereç, malzeme, materyal
gereci şikayet eden kimse
gereg gerek, lazım, ihtiyaç
gerek (lazım) gerek, icab eden
gerek biyameyê gelmesi lazımdı
gerek ma şırê sükı şehre gitmemiz gerekli
gerek ma şırê gitmemiz lazım
gerek ma jewbê bir olmamız lazım
gerek lazım, gerek, gereksinme
gerekbı gerekti?
gerekerdenı bol eybo şikayet etmek çok ayıptır
gereko lazımdır, gerekli, gereklidir
gerekın gerekli
gerey cı bıyayenı-bıyayış şikayeti yapılmak
gerey cı kerdenı-kerdış şikayetini yapmak
gerey pê kerdenı-kerdış birbirini şikayet etmek
gerey pê mekerê birbirinizi şikayet etmeyin
gerey pê nêkerdenı-nêkerdış birbirini şikayet etmemek
gerey xo kerd şikayetini yaptı
gerey xo kerdenı-kerdış şikayetini yapmak
gerez kerdenı-kerdış 1-kin götmek, 2-idaaya girmek, yarışmak
gerez kewtenı-kewtış idaaya girmak, rakabete girmek, yarışmak
gerez 1-kin, 2-idaaya girme, yarışma
gerezdar kindar
gergedan-gergedanı (Far) burnunun üzerinde iki boynuzu olan hayvan
gergef (Kur) gergef
gergefey gergef işleme durumu
gergefinı gergefcilik
gergefın gergeflı
Gerger Adıyamanın ilçesi
Gergerıc Gergerli
Gergerıj Gergerli
Gergerız Gergerli
gergin gergin
gerginey gerginlik
gergininı gerginlik
gerilim (Tr) gerilim
gerilla (Fr) gerilla, eylemlere girişen birlik
gerillaci gerilla savaşı veren kimse
gerillacinı gerilacılık
gerillacılıxey gerillacılık
gerillaya gerilladır (dişil)
gerillayinı gerilacılık
gerillayo gerilladır (eril)
geriz lağım, keriz
germ bi 1-sıcak oldu, 2-sıcaktı
germ bı sıcaktı
germ bıyaye sıcak olan, ısınmış olan
germ bıyayenı-bıyayış sıcak olmak, ısınmak
germ dı sıcakta
germ germ sıcak sıcak, sıcağı sıcağına
germ kerde ısıtılmış olan
germ kerdenı-kerdış ısıtmak, sıcağ etmek
germ kerdey ısıtılmış olan, ısıtılanlar
germ kerdoğ 1-ısıtan, 2-ısıtıcı
germ ra germ sıcağı sıcağına, sıcaktan sıcağa
germ ra sıcaktan
germ u honık sıcak ve soğuk
germ sıcak, germtır
daha sıcak, germtırın daha daha sıcak
germ sıcak, sıcaklık
germa sıcaktır (dişil)
germagermı sıcağı sıcağına
german ver ma veşay sıcağın ellinden yandık
germanist (Fr) germen (cermen) dilleri uzmanı
germanyüm (Fr) bir element adı
germawı ılıca, sıcak su, çermik
germayey sıcaklık
germdê amnani dı yazın sıcağında
germê amnani yaz sıcağı
germê cı sıcaklığı
germe sıcak, sıcaklık
germeni Alman dili
germenki Alman dili
germey sıcaklık
germi (germe, şorba) çorba, sıcak içecek
germi çorba vb şeyler
germini 1-sıcaklık, 2-kaplıca, 3-plaj
germo sıcaktır (eril)
germoğ 1-kaplıca, 2-plaj
germıc bıyayenı-bıyayış kızarıp kırmızılaşmak
germıc vetenı-vetış sıcaklardan dolayı kırmızı kabarıklar çıkarmak
germıc veto kızmızı kabarıklar çıkarmış
germıc sıcaktan dolayı vucuta çıkan kırmızı kırmızı kızarıklar
germıj bıyayenı-bıyayış kızarıp kırmızılaşmak
germıj vetenı-vetış sıcaklardan dolayı kırmızı kabarıklar çıkarmak
germıj vetenı-vetış sıcaklardan dolayı vucutta sivilce çıkarmak
germıj veto kızmızı kabarıklar çıkarmış
germıj sıcaktan dolayı vucuta çıkan kırmızı kırmızı kızarıklar
germıj sıcaktan dolayı vucutta çıkan ufak sıvilceler
germıke ılıca, kaplıca, hamam, Çermik hamamı
germıke ılıca, kaynarca
germıki plaj, güneş özerinde eksik olmayan yer
germıkini 1-günün her saatı güneşi eksik olmayan yer, 2-plaj, 3-sıcak ve kumsal yer, plaj, 4-ılıca
germıkı kaplıca
germın sıcak, sıcak olma durumu
germıxiya sıcaktan bozulan yemekler için söylerler
germız bıyayenı-bıyayış kızarıp kırmızılaşmak
germız vetenı-vetış sıcaklardan dolayı kırmızı kabarıklar çıkarmak
germız veto kızmızı kabarıklar çıkarmış
germız sıcaktan dolayı vucuta çıkan kırmızı kırmızı kızarıklar
gerna dolaştırdı, gezdirdi
gernayenı-gernayış dolaştırmak, gezdirmek
gernena dolaştıriyor (dişil)
gerneno dolaştıriyor (eril)
gerok gezginci
gerr bı uyuz oldu
gerr bıyayenı-bıyayış uyuz olmak
gerr gırotenı-gırotış uyuz olmak, uyuza yakalanmak
gerr vetenı-vetış uyuz olmak, uyuz çıkarmak, uyuzdan dolayı vücudu kırmızı kızarıklar çıkarmak
gerr vetoğ uyuz olmuş olan
gerr uyuz, kaşıntı
gerrayenı-gerrayış gezmek, dolaşmak
gerrayoğ gezginci, gezen
gerrê ma tım beno şikayetimiz daima oluyor
gerre bıyayenı-bıyayış şikayet olmak
gerre kerd şikayet etti
gerre kerde şikayet etmiş olan
gerre kerdenı-kerdış şikayet etmek
gerre kerdoğ şikayetçi
gerre u gazi şikayetlenme, şikayet etme
gerre şikayet, şikayet etmek, ihbar etmek, davacı olmak
gerrey cı bıyayenı-bıyayış şikayeti yapılmak
gerrey cı kerdenı-kerdış şikayetini yapmak
gerrey xo kerd şikayetini yaptı
gerrey xo kerdenı-kerdış şikayetini yapmak
gerrın uyuzlu
gerrına uyuzludur (dişil)
gerrıno uyuzludur (eril)
gerwe çorap
gerwey çoraplar
gerın bıyayenı-bıyayış uyuz olmak, vücudu kaşınmak
gerın uyuzlu
gerına uyuzdur (dişil)
gerıney uyuzluk
gerıneya cı uyuzluğu
gerıno uyuzludur (eril)
gese bıyayenı-bıyayış 1-süpürülmüş olmak, 2-keselenmiş olmak
gese kerdenı-kerdış 1-süpürmek, 2-keselemek
gese 1-süpürme, 2-keseleme
gesexinı kerdenı-kerdış gevşeklik yapmak
gest mendenı-mendış 1-mest düşmek, 2-aç kalmak
gest verdayenı-verdayış aç bırakmak
gest vıstenı-vıstış 1-mest etmek, mest düşürmek, 2-aç bırakmak
gest 1-açlık, aç olma hali, 2-mest, mest olma durumu
gestapo (Alm) hitler döneminde kurulan siyasi polis örgütü
gestı bımırı açlıktan öl
gestı kıştenı-kıştış açlıktan öldürmek
gestı memırı açlıktan ölme
gestı mendenı-mendış aç kalmak
gestı merd açlıktan öldü
gestı merda 1-acıktım, açlıktan öldüm, 2-açlıktan ölmüş (dişil)
gestı merde çok acıkan, açlıktan ölmüş olan
gestı merdenı-merdış çok acıkmak, açlıktan ölmek
gestı merdo açlıktan ölmüş (eril)
gestı merdoğ açlıktan ölen, çok acıkan
gestı verda bı aç bırakmıştı
gestı verda aç bıraktı
gestı verdayenı-verdayış aç bırakmak
gestı açlık
gestıra merdenı-merdış açlıktan ölmek
gesı bıyayenı-bıyayış 1-süpürülmüş olmak, 2-keselenmiş olmak
gesı kerdenı-kerdış 1-süpürmek, 2-keselemek
gesı kerdoğ 1-süpüren, 2-keseleyen
gesı 1-süpürge, 2-kese
gever biyo ölmüş, gebermiş
gever bı gever geverden gevere, kanaldan kanala
gever bı öldü, geberdi
gever bıyayenı-bıyayış gebermek
gever vıradayenı-vıradayış sulama miktarı kadar su bırakmak
gever 1-tarlaları sulamak için bırakılan suyun miktarı ve kanalı, 2-ölme, geberme
geverdê awo sulama geveridir
geves (gewşeg) gevşek
geves bıyayenı-bıyayış gevşek olmak
geves kerdenı-kerdış gevşetmek
gevesey gevşeklik
gevesın gevşek olma durumu
gevesını gevşeklik
geveze geveze
gevezey mekı gevezelik etme
gevezey gevezelik
gevezinı kerdenı-kerdış gevezelik yapmak
gevezinı mekı gevezelik etme
gevezinı gevezelik
geveznayış (maqley) tozun içinde, çamurlu yerde debeleme, batıp çıkma
gevşeg bıyayenı-bıyayış gevşek olmak
gevşeg gırêdayenı-gırêdayış gevşek bağlamak
gevşeg gevşek
gevşega gevşektir, dayanıksızdır (dişil)
gevşegey gevşeklik
gevşeginı kerdenı-kerdış gevşeklik yapmak
gevşeginı gevşeklik
gevşego gevşektir, dayanıksızdır (eril)
gevşek bıyayenı-bıyayış gevşek olmak
gevşek gırêdayenı-gırêdayış gevşek bağlamak
gevşek gevşek
gevşeka gevşektir, dayanıksızdır (dişil)
gevşekey gevşeklik
gevşekinı kerdenı-kerdış gevşeklik yapmak
gevşekinı gevşeklik
gevşeko gevşektir, dayanıksızdır (eril)
gevşex bıyayenı-bıyayış gevşek olmak
gevşex gırêdayenı-gırêdayış gevşek bağlamak
gevşex gevşek
gevşexa gevşektir, dayanıksızdır (dişil)
gevşexey gevşeklik
gevşexinı kerdenı-kerdış gevşeklik yapmak
gevşexinı gevşeklik
gevşexo gevşektir, dayanıksızdır (eril)
gevseg bıyayenı-bıyayış gevşek olmak
gevseg gırêdayenı-gırêdayış gevşek bağlamak
gevseg gevşek
gevsega gevşektir, dayanıksızdır (dişil)
gevsegey gevşeklik
gevseginı kerdenı-kerdış gevşeklik yapmak
gevseginı gevşeklik
gevsego gevşektir, dayanıksızdır (eril)
gevsek bıyayenı-bıyayış gevşek olmak
gevsek gırêdayenı-gırêdayış gevşek bağlamak
gevsek gevşek
gevseka gevşektir, dayanıksızdır (dişil)
gevsekey gevşeklik
gevsekinı kerdenı-kerdış gevşeklik yapmak
gevsekinı gevşeklik
gevseko gevşektir, dayanıksızdır (eril)
gevsex bıyayenı-bıyayış gevşek olmak
gevsex gırêdayenı-gırêdayış gevşek bağlamak
gevsex gevşek
gevsexa gevşektir, dayanıksızdır (dişil)
gevsexey gevşeklik
gevsexinı gevşeklik
gevsexo gevşektir, dayanıksızdır (eril)
gevıjênê 1-çırpıniyorlar, 2-yoğruluyorlar
gevıziya 1-boğuldu, 2-bir şeyde yoğruldu
gevızyayenı-gevızyayış bir şeye batmak, bir şeyde yoğrulmak
gew bı gewı çukur çukur
gew-gewı 1-sağmak için veya yazın hayvanları içine koydukları üstü açık etrafı çit, kamış, çalı vb şeylerle çevrili ahır, barınak, 2-dağlar arasındaki çukur ve boşluk yer
gewa çarwan çitle çevrili davar axırı
gewad bıyayenı-bıyayış pezevenk olmak
gewad dümbük, dalkavuk, pezevenk
gewada pezevenktir, dalkavuktur (dişil)
gewadey pezevenklik, dalkavukluk, namusuzluk
gewadinı kerdenı-kerdış pezevenklik yapmak
gewadinı pezevenklik, dalkavukluk, namusuzluk
gewado pezevenktir, dalkavuktur (eril)
gewat dümbük, dalkavuk, pezevenk, namusuz
gewata pezevenktir, dalkavuktur (dişil)
gewatey pezevenklik, dalkavukluk, namusuzluk
gewateya pezevenklikle
gewatinı kerdenı-kerdış pezevenklik yapmak
gewatinı pezevenklik, dalkavukluk, namusuzluk
gewato pezevenktir, dalkavuktur, namusuzdur (eril)
gewê wışki Mahtele köyünün yukarısındaki dağ arasındaki boşluk, susuz çukurlar
gewê üstü açık ve etrafı çevrili bir ahır
gewen 1-saz çalıp para toplayan kimse, 2-geven, 3-tavanların üstünü kapatmada kullanılan bir çeşit saplı ot
gewende 1-çingene, dilenen kimse, bayram ve düğünlerde saz çalıp oynayan, dilenip para toplayan, 2-asalak, başı boş gezen, bir iş yapmayıp bunun onun sırtından geçinmeye çalışanlara derler
gewendey gevendeler
gewendeyey çingene olma durumu, dilencilik, serserilik
gewendinı çingenelik yapmak, bundan ondan dilenmek, serserlik yapmak
gewes bıyayenı-bıyayış gevşek olmak
gewes kerdenı-kerdış gevşetmek
gewes gevşek
gewesey gevşeklik
gewesın gevşek olma durumu
gewesını gevşeklik
geweze geveze, şımarık, çok konuşan, çenesi düşük, lafazan, boşboğaz
gewezelıxey gevezelik
gewezey 1-gevezeler, 2-gevezelik
gewezeya gevezedir (dişil)
gewezeyê gevezedirler
gewezeyinı gevezelik
gewezeyo gevezedir (eril)
gewezinı kerdenı-kerdış gevezelik yapmak
gewezinı gevezelik
gewşeg bıyaye gevşek olma durmu
gewşeg bıyayenı-bıyayış gevşek olmak
gewşeg 1-gevşek, 2-korkak, yumuşak
gewşeg gevşek, korkak, direnemiyen, el kaldıramiyan, cimri, pısırık vb
gewşeg hafif bağlanan, hafif sarılan, her an açılabilen şeylerin bağlanmasına denilir
gewşeg yumuşak olup rahatlıkla eşilip kazılabilen yer, toprak
gewşega korkaktır, gevşektir, mec: eli kalkmaz, korkak (dişil)
gewşegey kerdenı-kerdış gevşeklik etmek, korkak olmak
gewşegey 1-korkaklık, 2-zaiflik, 3-gevşeklik, 4-cimrilik vb
gewşegeya cı belli bi gevşekliği belli oldu
gewşegeya korkaklıkla, gevşeklikle
gewşeginı kerdenı-kerdış gevşeklik yapmak
gewşeginı mekı gevşeklik, korkaklık etme
gewşeginı korkaklık, cimrilik, gevşeklik
gewşego korkaktır, cimridir, gevşektir, mec: eli kalkmaz, korkak (eril)
gewşek bıyaye gevşek olma durmu
gewşek bıyayenı-bıyayış gevşek olmak
gewşek 1-gevşek, korkak, direnemiyen, el kaldıramiyan, cimri, pısırık vb, 2-hafif bağlanan, hafif sarılan, her an açılabilen şeylerin bağlanmasına denilir, 3-yumuşak olup rahatlıkla eşilip kazılabilen yer, toprak
gewşeka korkaktır, gevşektir, mec: eli kalkmaz, korkak (dişil)
gewşekey kerdenı-kerdış gevşeklik etmek, korkak olmak
gewşekey gevşeklik, korkaklık, cimrilik vb
gewşekeya cı belli bi gevşekliği belli oldu
gewşekeya korkaklıkla, gevşeklikle
gewşekinı kerdenı-kerdış gevşeklik yapmak
gewşekinı mekı gevşeklik, korkaklık etme
gewşekinı korkaklık, cimrilik, gevşeklik
gewşeko korkaktır, cimridir, gevşektir, mec: eli kalkmaz, korkak (eril)
gewşex bıyaye gevşek olma durmu
gewşex bıyayenı-bıyayış gevşek olmak
gewşex 1-gevşek, 2-korkak, direnemiyen, el kaldıramiyan, cimri, pısırık vb, 3-hafif bağlanan, hafif sarılan, her an açılabilen şeylerin bağlanmasına denilir, 4-yumuşak olup rahatlıkla eşilip kazılabilen yer, toprak
gewşexa korkaktır, gevşektir, mec: eli kalkmaz, korkak (dişil)
gewşexey kerdenı-kerdış gevşeklik etmek, korkak olmak
gewşexey mekı gevşeklik etme
gewşexey gevşeklik, korkaklık, cimrilik vb
gewşexeya cı belli bi gevşekliği belli oldu
gewşexeya to ridê to ra belliya gevşekliğin yüzünden bellidir
gewşexeya korkaklıkla, gevşeklikle
gewşexina nêbeno gevşeklikle olmaz
gewşexinı kerdenı-kerdış gevşeklik yapmak
gewşexinı mekı gevşeklik, korkaklık etme
gewşexinı gevşeklik, korkaklık, cimrilik
gewşexo korkaktır, cimridir, gevşektir, mec: eli kalkmaz, korkak (eril)
gewher (Kur) cevher
gewherın cevherli
gewiş (Tr) geviş, çiğneme
gewr 1-beyazımsı bir balık cinsı, 2-beyazımsı, kül rengi, beyazımtırak, boz, gri, gri renginden
gewre 1-iri, büyük, güzel, 2-çorap
gewreg gevrek, çabuk kırılan şey
gewregın gevrekli
gewrek 1-gevrek, çabuk kırılabilen, kolayca ufalanan, 2-yumuşak, 3-beyazımsı, beyazımtırak, boz rengi
gewrekın gevrekli
gewrı bir bayan ismi
gewrın beyazımtrak
gewrına beyazımsıdır, bozdır (dişil)
gewrıno beyazımsıdır, bozdır (eril)
gewseg bıyaye gevşek olma durmu
gewseg bıyayenı-bıyayış gevşek olmak
gewseg 1-gevşek, korkak, direnemiyen, el kaldıramiyan, cimri, pısırık vb, 2-hafif bağlanan, hafif sarılan, her an açılabilen şeylerin bağlanmasına denilir, 3-yumuşak olup rahatlıkla eşilip kazılabilen yer, toprak
gewsega korkaktır, gevşektir, mec: eli kalkmaz, korkak (dişil)
gewsegey kerdenı-kerdış gevşeklik etmek
gewsegey gevşeklik, korkaklık, cimrilik vb
gewsegeya cı belli bi gevşekliği belli oldu
gewsegeya korkaklıkla, gevşeklikle
gewseginı kerdenı-kerdış gevşeklik yapmak
gewseginı mekı gevşeklik, korkaklık etme
gewseginı korkaklık, cimrilik, gevşeklik
gewsego korkaktır, cimridir, gevşektir, mec: eli kalkmaz, korkak (eril)
gewsek bıyayenı-bıyayış gevşek olmak, dayanamamak
gewsek 1-gevşek, 2-korkak, direnemiyen, el kaldıramiyan, cimri, pısırık vb, 3-hafif bağlanan, hafif sarılan, her an açılabilen şeylerin bağlanmasına denilir, 4-yumuşak olup rahatlıkla eşilip kazılabilen yer, toprak
gewseka korkaktır, gevşektir, mec: eli kalkmaz, korkak (dişil)
gewsekey kerdenı-kerdış gevşeklik etmek
gewsekey mekı gevşeklik etme
gewsekey gevşeklik, korkaklık, cimrilik vb
gewsekeya to ridê to ra belliya gevşekliğin yüzünden bellidir
gewsekina nêbeno gevşeklikle olmaz
gewsekinı kerdenı-kerdış gevşeklik yapmak, korkmak
gewsekinı mekı gevşeklik etme
gewsekinı gevşeklik, korkaklık, cimrilik, korkaklık,
gewseko korkaktır, cimridir, gevşektir, mec: eli kalkmaz, korkak (eril)
gewsex bıyayenı-bıyayış gevşek olmak, dayanamamak
gewsex 1-gevşek, 2-korkak, direnemiyen, el kaldıramiyan, cimri, pısırık vb, 3-hafif bağlanan, hafif sarılan, her an açılabilen şeylerin bağlanmasına denilir, 4-yumuşak olup rahatlıkla eşilip kazılabilen yer, toprak
gewsexa korkaktır, gevşektir, mec: eli kalkmaz, korkak (dişil)
gewsexey kerdenı-kerdış gevşeklik etmek
gewsexey mekı gevşeklik etme
gewsexey gevşeklik, korkaklık, cimrilik vb
gewsexeya to ridê to ra belliya gevşekliğin yüzünden bellidir
gewsexina nêbeno gevşeklikle olmaz
gewsexinı kerdenı-kerdış gevşeklik yapmak, korkmak
gewsexinı mekı gevşeklik etme
gewsexinı gevşeklik, korkaklık, cimrilik, korkaklık,
gewsexo korkaktır, cimridir, gevşektir, mec: eli kalkmaz, korkak (eril)
gewz taze ve yeşil
gewzın taze ve yeşil olma durumu, tazelik ve yeşillik
gewzına taze ve yeşildir (dişil)
gewzıno taze ve yeşildir (eril)
gewı çitle çevrili üstü açık hayvan ahırı, ini
gewıjênê 1-çırpıniyorlar, 2-yoğruluyorlar
gewın çitle çevrili yer
gewıziya 1-boğuldu, 2-bir şeyde yoğruldu
gewızyayenı-gewızyayış bir şeye batmak, bir şeyde yoğrulmak
gex benê yanarsın (çocuk dilinde)
gex çocuk dilinte "kötü, pis veya yanarsın" anlamında kullanılır
geylan 1-geyik, 2-yakışıklı, ince boylu
geylani seçkin, güzel, iyi, yakışıklı, temiz, kibar, efendi, hürmetkar, ince ve zarif boylu anlamında
geylaninı güzel, yakışıklı, kibar, efendi vs olma durumu
geylaniyo kibardır, ince ve zarif boyludur
geyra bı gezmişti
geyra 1-dolaştı, gezdi, 2-aradı (eril)
geyra cı aradı
geyray cı aradılar
geyray name isim aradılar
geyray 1-gezdiler, dolaştılar, 2-aradılar
geyraya 1-gezmiş, dolaşmış, 2-bulmaya çalışmış (dişil)
geyrayê cı ariyordular
geyrayê geziyordu
geyraye gezmiş, gezginci
geyrayena cı araması, gezmesi, dolaşması
geyrayena raştê cı ame gezmeyle rastladı
geyrayenı ra gezmeden, tozmadan, dolaşmadan
geyrayenı-geyrayış 1-gezme, gezinti, gezip dolaşmak, tozmak, 2-arama, aramak, bulmaya çalışmak
geyrayo 1-gezmiş, gezmişti, 2-bulmaya çalışmış (eril)
geyrayoğ gezip dolaşan kimse, gezginci, gezici
geyrayoği gezginciler, geziciler
geyrê 1-dolaştı, 2-aradı (dişil)
geyrena cı ariyor (dişil)
geyrena dolaşiyor (dişil)
geyrenê geziyorlar
geyreno cı ariyor (eril)
geyreno dolaşiyor, geziyor (eril)
geyret kerdenı-kerdış gayret etmek, çaba harcamak
geyret gayret, çaba
geyretkar geyret eden
geyretkara gayretkardır (dişil)
geyretkaro gayretkardır (eril)
geyrnayenı-geyrnayış gezdirmek, dolaştırmak
geyroğ gezginci, gezici
gez-gezo bağ, bahçe vb şeylerin ağaçlarına gelen, sarıya çalan ve meyvelerde külleme ve zenk oluşturan bir hastalık
gezbırr süpürge yapımında kullanılan ve fazla büyümeyen bir çeşit bitki
gezegen (Tr) gezegen, planet
gezegenın gezegenli
gezêk süpürge
gezi kerdenı-kerdış süpürmek
gezi süpürge
geziwan-geziwanı buğdaylar içinde yeşeren ve taneleri acı olan bir ot
geziyın süpürgeli
gezo pırodayenı-pırodayış zenkleme ve külleme olmak
gezo-gezok 1-ısırgan otu, 2-zenklenme hastalığı
gezok bitkileri kökten kırpan bir böcek çeşidi
gezoki da pıro zenk vurdu
gezokı tarlalarda olup ağaç ve bitkilere dolanan bir bitki
gezokın zenkli
gezı kena süpürüyor (dişil)
gezı keno süpürüyor (eril)
gezı kerde süpürmüş olan
gezı kerdenı-kerdış süpürmek
gezı kerdo süpürmüş
gezı kı süpür
gezı mekı süpürme
gezı nêkerdenı-nêkerdış süpürmemek
gezı süpürge
gezıci süpürgeci
gezıcinı süpürgecilik
gezıkı tarlalarda olup ağaç ve bitkilere dolanan bir bitki
gezılwan-gezılwanı yenilen bir ot çeşidi
gezılwani bu ot bağırsaklara iyi gelir, mide ve barsaklardaki kılları temizler, onun için bu otu pişirip yerler
gezılwani mide ve barsaklardaki kılların temizlenmesinde kullanılan bir ot
gezılıx süpürgelik
gezıwan-gezıwanı buğdaylar içinde yeşeren ve taneleri acı olan bir ot
gezıyinı süpürgecilik
gezıyın süpürgeli
gêc şaşkın, aptal, sersem
gêca şaşkındır, sersemdir (dişil)
gêcinı şaşkınlık, sersemlik
gêco şaşkındır, sersemdir (eril)
gêçıt dayenı-dayış yol vermek, geçit vermek
gêçıt dayoğ yol veren, geçit veren
gêçıt ra geçitten
gêçıt geçit
gêçıtê serdê koyan dağ geçiti
gêçıto teng dar geçit
gêçıtın geçitli
gêdüg dar geçit, patika yol
gêgane ma pê diyê arasıra birbirimizi görüyorduk
gêgane ara sıra, bazen
gêj biyo sersemleşmiş, aptallaşmış, şapşallaşmış
gêj bı sersemleşti, aptallaştı, şaşırdı
gêj bıyaye sersemleşmiş olan
gêj bıyayenı-bıyayış sersemleşmek, şaşırmak
gêj kerde sersemleştirilmiş olan
gêj kerdenı-kerdış aptallaştırmak, sersemleştirmek, şaşırtmak
gêj kerdoğ sersemleştiren
gêj sersem, ahmak, şaşkın, bunalıp bir meselenin içinden çıkamaz duruma gelmek
gêja sersemdir, şaşırmış (dişil)
gêjê sersemdirler, şaşırmışlar (çoğul)
gêjey şapşallık, sersemlik, aptallık
gêjinı xo nayenı-nayış kendini sersemliğe vurmak
gêjinı sersemlik, şaşkınlık
gêjo sersemdir, şaşırmış (eril)
gêjok sersem, aptal veya şapşal olan kimse
gêl (gıl) dal
gêlê sayêrı elma ağacının dalı
gêm kerdenı-kerdış gemlemek, gem vurmak
gêm pıro dayenı-dayış gem vurmak
gêm gem, atın başına takılan, atı yönlerdirme ve durdurmaya yarayan araç
gêmın gemli
gêna bena alıp götürüyor (dişil)
gêna 1-aliyor, 2-kapatiyor (dişil)
gênc bıyaye gençleşmiş olan
gênc bıyayenı-bıyayış genç olmak
gênc genç
gênca gençtir (dişil)
gêncey gençlik
genceyda xo dı gençliğinde
gêncinda xo dı gençliğinde
gêncinı gençlik, gençlik dönemi
gênco gençtir (eril)
gênê benê alıp götürüyorlar
gênê aliyorlar (çoğul)
gêno beno alıp götürüyor (eril)
gêno u peyni dano cı aliyor ve geri kendisine veriyor
gêno xo ser üstüne aliyor
gêno 1-aliyor, 2-kapatiyor (eril)
gêpe yanak
gêpey süri kırmızı yanaklar
gêpeyın yanaklı
gêray cı aradılar
gêrayê to seni ariyorlardı
gêraye bı kapaliydi
gêrayê 1-geziyordu, dolaşiyordu, 2-ariyordu
gêrayenı-gêrayış 1-gezmek, dolaşmak, 2-aramak, 3-kapanmak
gêre kerdenı-kerdış şikayet etmek
gêre şikayet
gêrena 1-dolaşiyor, 2-ariyor
gêrênê 1-kapaniyorlar, 2-alıniyorlar
gêreno 1-geziyor, 2-ariyor, 3-kapaniyor, 4-alıniyor
gêriya bı 1-kapanmıştı, 2-alınmıştı
gêriya 1-kapandı, 2-alındı
gêriyayo 1-kapanmış, tıkanmış, 2-alınmış
gêrm 1-çorba, 2-sıcak, sıcaklık
gêroto kapatmış
gêrwe çorap
gêrwey çorap, çoraplar
gêrya bı kapanmıştı, tıkanmıştı
gêryaye 1-kapalı, tıkalı, 2-alınmış olan
gêryayenı-gêryayış kapanmak, tutulmak
gêryayo 1-kapanmış, tıkanmış, 2-alınmış
gêrıya 1-kapandı, tıkandı, 2-alındı
gêrıyay bi kapanmıştılar
gêrıyay kapandı, kapandılar
gêrıyayê 1-kapanmışlar, 2-alınmışlar
gêrıyayenı-gêrıyayış kapanma, kapanmak
gêrıyayo 1-kapanmış, 2-alınmış
gês örgük, saç örgüsü
gêw keçi, koyun vb hayvanların konulduğu üstü açık ağıl
gêwezê bi gevezeydi (dişil)
gêweze bı gevezeydi (eril)
gêweze geveze
gêwezey gevezeler
gêwezeya gevezedir (dişil)
gêwezeyinı kerdenı-kerdış gevezelik yapmak
gêwezeyinı gevezelik
gêwezeyo gevezedir (eril)
gêwezinı kerdenı-kerdış gevezelik yapmak
gêwezinı gevezelik
gêz biya sersemleşmiş, aptallaşmış, şapşallaşmış (dişil)
gêz biyo sersemleşmiş, aptallaşmış, şapşallaşmış (eril)
gêz bı sersemleşti, aptallaştı, şaşırdı
gêz bıyaye sersemleşmiş olan
gêz bıyayenı-bıyayış şaşırmak, sersemleşmek
gêz kerd sersemleştirdi, aptallaştırdı
gêz kerde sersemleştirilmiş olan
gêz kerdenı-kerdış aptallaştırmak, sersemleştirmek, şaşırtmak
gêz kerdoğ sersemleştiren
gêz şaşkın, uyuşuk, avanak, sersem, bunalıp bir meselenin içinden çıkamaz duruma gelmek
gêza sersemdir, şaşırmış (dişil)
gêzê sersemdirler, şaşırmışlar (çoğul)
gêzey şapşallık, sersemlik, aptallık
gêzeya sersemlikle, şaşkınlıkla, şapşallıkla
gêzinı sersemlik, şaşkınlık, aptallık
gêzo sersemdir, şaşırmış (eril)
gêzok sersem, aptal veya şapşal olan kimse
gêzın sersemli, uyuşuklu, şaşkın
gıcık (qıçıx) kıcık
gıcıka kıcıktır (dişil)
gıcıkcinı kerdenı-kerdış kıcıkçılık yapmak
gıcıkcinı kıcıkçılık
gıcıkinı kıcıkçılık
gıcıko kıcıktır (eril)
gıcıx (qıçıx) kıcık
gıcıxa kıcıktır (dişil)
gıcıxcinı kerdenı-kerdış kıcıkçılık yapmak
gıcıxcinı kıcıkçılık
gıcıxinı kıcıkçılık
gıcıxo kıcıktır (eril)
gıda (Ar) besin
gıda daye gıda vermiş olan
gıda dayenı-dayış gıda vermek, beslemek
gıda dayoğ gıda veren
gıda dı gıdada
gıda gırote gıda almaış olan
gıda gırotenı-gırotış gıda almak
gıda gırotoğ gıda alan
gıda ra gıdadan
gıdaya gıdayla
gıdayın besinli
gıdi biyo zayıflanmış
gıdi bıyaye zayıflanmış olan
gıdi bıyayenı-bıyayış zayıflanmak
gıdi bıyayoğ zayıflayan
gıdi kerd 1-zayıflatı, 2-gevşeti, 3-kavgada yenik düşürdü
gıdi kerde zayıflatılmış olan
gıdi kerdenı-kerdış zayıflatmak, mec; yenik düşürmek
gıdi kerdoğ zayıflatan
gıdi to rê vana behey sana söylüyorum
gıdi 1-zaif, 2-gevşek, 3-korkak
gıdi 1-zayif, cılız, gevşek, 2-kavgada dayanamiyan, 3-korkak, eli kalkmayan, 4-"behey, aman, hey, seni, sizleri" sözleri anlamında bir ünlem
gıdiş bıyaye biçilip üst üste kümelenip yığılmış olan
gıdiş bıyayenı-bıyayış biçilip üst üste kümelenip yığılma
gıdiş kerde üst üste konulup istif edilmiş olan (tahıl vb)
gıdiş kerdenı-kerdış düzenli bir şekilde üst üste yığmak, lodalamak
gıdiş kerdoğ üst üste istifleyen (tahıl vb)
gıdiş vıraştenı-vıraştış düzenli bir şekilde üst üste yığmak (tahıl vb)
gıdiş vıraştoğ üst üste koyup istifleyen kimse (tahıl vb şeyleri)
gıdiş 1-biçilen ekinin tarlada üst üste toplanıp lodalanması, istiflenmesi, biçilip bir araya getirilip üst üste dizilen ekin yığınına, kümesine derler, 2-durum, vaziyet
gıdiş biçilmiş buğday vb tahılların bir araya getirilip kümelenmesi hali
gıdino hey sizleri hey!
gıdiyo 1-zayıftır, 2-elli kalkmiyor, korkaktır
gıdı gıdı çocukları gıdıklarken veya güldürürken söylenir
gışta eşhedı şahadet parmağı
gışta şehadet ardenı şahadet parmağı
gışta gıştani yüzük parmağı
gışta işaretkerdenı işaret parmağı
gışta nişandayenı işaret parmağı
gışta pilı (gışta ê seri, gışta gırdı) baş parmak
gışta qelancık serçe parmağı
gışta qıjı (gışta werdi) serçe parmağı, küçük parmak
gışta qıjı, a en werdi serçe parmağı
gışta to senin parmağın
gışta werti, a en dergı orta parmak, en uzun parmak
gışta werti orta parmak
gışta xo her qulı kerdenı-kerdış parmağını her deliğe sokmak
gışta xo pa nênê parmağını değdirmiyesin, fiske vurmiyasın?
gıştan dı parmaklarda
gıştan ra parmaklardan
gıştana parmaklarla
gıştbellü bir üzüm cinsi
gıştê destan ellerin parmakları
gıştê lıngan ayak parmakları
gıştêna bir parmakla
gışti parmaklar
gıştna bir parmak daha
gıştı antenı-antış parmak çekmek
gıştı bın ra kerdenı-kerdış 1-harman edip savurmak, dağıtmak, 2-altan altan kışkırtmak, birbirine bırakmak
gıştı bıyayenı-bıyayış parmaklanmış olmak
gıştı şıkiyê parmak kırıldı
gıştı herünı ra vıziyê parmak yerinden çıktı
gıştı hewadayenı-hewadayış parmak kaldırmak
gıştı kerdenı-kerdış 1-parmaklamak, 2-parmağa takmak
gıştı kerdoğ 1-parmaklayan, 2-parmağa takan
gıştı kırpnayenı-kırpnayış parmak kırpmak
gıştı panayenı-panayış parmak vurmak, parmak basmak
gıştı panı parmak bas
gıştı pıloznayenı-pıloznayış parmak basmak
gıştı ser nayenı-nayış parmak basmak
gıştı parmak
gıştın parmaklı
gıj (gaz) bıkı dişle, ısır anlamında kullanılır
gıj bi ser üstüne saldırdı, hücum etti
gıj biyê ser üstüne hücum ediyordu
gıj gıj birisine köpek gibi saldırıp elleriyle onu parçalamaya çalışmak
gıj 1-dağınık, kıvırcık vb (saçlarda), 2-tüyleri diken diken olma
gıj dökülme, sulu şeylerin dökümüne derler
gıj iki koç veya tekeyi birbirine bırakmak için sarfedilen tahrik sözü
gıjê erdi bı yere döküldü
gıjê pêser kena birbirine saldırmaya teşfik ediyor
gıjê ser kerdenı-kerdış saldırmak, saldırıya geçmek
gıjgelek rüzgar hortumu
gıjgeleke rüzgar hortumu
gıjgıj yanan kuru sapların çıkardığı ses
gıjj bı ser saldırdı, hücum etti
gıjj kerdenı-kerdış boğayı çiftleşmeye tahrik etmek
gıjj kerdoğ tahrik eden
gıjj boğayı kızdırma, çiftleşmeye tahrik etme sözcüğü
gıjj saldırı, (hucum ederek el, ayak ve vucut ile saldırmak)
gıjjê cı bı elleriyle saldırdı
gıjok saldırgan, elleriyle insanları parçaliyan
gıjı gıjo saldırgan, kızıp saldırma şekli
gıjık bir ağın bir ağaca sarılmasına yada özerine eğilmesine derler
gıjık içiçe girmiş şeylere, ağaç dal ve budaklarına derler
gıjık iki tekenın, iki koçun birbirleriyle dövüşmesine, saldırmasına derler
gıjık kara diken dalarına derler
gıjık kıvırcık ve karma karışık saçlara derler
gıjıkêna saldıriyor (dişil)
gıjıkiyê mı ser elleriyle bana saldırdı
gıjıkna saçlarını yoldu
gıjıknayenı-gıjıknayış saçlarını yolmak, çekmek
gıjıkı çocuk dilinde dişle
gıjıkın 1-dağınık, kıvırcık, karmakarışık, 2-saldırgan
gıjıkın 1-daları çok olan yada içiçe girmiş diken ve ağaçların o halinede derler, 2-kıvırcık veya karma karışık saçlı olanlara derler, 3-kıvırcık, lülelı, kıvırcıklı, halkalı
gıjıkın kıvırcıklı, darma dağınık
gıjıkına kıvırcık saçlıdır (dişil)
gıjıkıno kıvırcık saçlıdır (eril)
gıl (gêl) 1-dal, 2-ağaç vb şeylerde en yüksek uç, tepe
gıl daye dallanmış, dal vermiş olan
gıl dayenı-dayış dallanmak, dal vermek, dallanıp budaklanmak, yeşermek
gıl dayoğ dallanan, budaklanan, dal veren
gıl kerde dalları kesilmiş, budanmış olan
gıl kerdenı-kerdış dalları kesmek, budamak
gıl kerdoğ dalları kesen, budayan kimse
gıl pernayenı-pernayış dalını kesmek
gıl ra pera daldan düştü
gıl ağaçların dalı
gıla (por gılakerdenı) saç örgüsü
gıla darda mend ağaca asılı kaldı
gıla kerd saçı ördü
gıla kerde saçı örülmüş olan
gıla kerdenı-kerdış saçı örmek
gıla kerdoğ saçları ören, lüleleyen
gıla 1-saç örüğü, örgüsü, 2-ağaç dalı
gıla saç örgüsü
gıladiyator (Roma) kılıç kullanan kimse, savaşçı
gıladiyator bıyaye gladiyatör olmuş olan
gıladiyator bıyayenı-bıyayış gladiyatör olmak
gıladiyatora gladiyatördür (dişil)
gıladiyatorey kerdenı-kerdış gladiyatörlük yapmak
gıladiyatorey kerdoğ gladiyatörlük yapan kimse
gıladiyatorey gladiyatörlük
gıladiyatori gladiyatörler
gıladiyatorinı kerdenı-kerdış gladiyatörlük yapmak
gıladiyatorinı gladiyatörlük
gıladiyatoro galadiyatördür (eril)
gılan ra 1-dallardan, 2-saç örgülerinden
gılana 1-dallarla, 2-saç örgüleriyle
gılanc ufak örken
gılandê cı ya 1-dallariyle, 2-saç örgüleriyle
gılanê cı cıkerdenı 1-saç örgüsünü kesmek, 2-dallarını kesmek
gılang saç örgüsü
gılare keçi çenesinin altındaki kıllar
gılayın örgülü lüleli
gılbe salkım (üzüm salkımı vb)
gılbe salkım
gılbey engürı üzüm salkımı
gılçık kadın organının orta dili
gılê daran ağaç dalları
gıle kı döğümle
gılê bir dal
gıle döğüm
gılêşk-gılêşki salya
gılêşki fek ra amyayenı-amyayış ağzından salya akmak
gılêşki salya
gılêşkın
gılêşkın (lêşkın) salyalı, ağzında daima salya ve su akana denilir
gılêşkın salyalı
gılêşkına salyalıdır (dişil)
gılêşkıno salyalıdır (eril)
gılendıke yumak
gılêr kı yuvarlat
gılêr 1-yuvarlanma, 2-dal, dalcık
gılêr yabani bir meyve çeşidi
gılêski salya
gılêskın salyalı
gılêskına salyalıdır (dişil)
gılêskıno salyalıdır (eril)
gıley 1-saç örgüleri, 2-ağaç dalları
gılgamêş boynuzlu boğa
gılgezi başından süpürge yapılan bir darı çeşidi
gılgıl darı
gılgılgezi darı cinsiden olup başından süpürge yapılan bir bitki
gıli bıyayenı-bıyayış 1-dallanmış olmak, dalları kesilmek, 2-üzüm salkımından tane koparılmış olmak
gıli dayenı-dayış 1-dallanmak, dal vermek, 2-üzüm vb meyvelerin tanelerine su girmek, yenilir hale gelmek
gıli dekewtenı-dekewtış üzüm tanelerinin yenilir duruma gelmesi
gıli engürı üzüm habesi
gıli kerdenı-kerdış 1-bir ağacın dallarını kesmek, 2-üzüm salkımından tane tane üzüm koparmak
gıli kerdoğ üzüm salkımından habe koparan, taneleyen
gıli 1-dallar, 2-göz bebeği, 3-üzüm tanesi, habesi
gıli üzüm vb meyvelerin hebesi
gıliçık en uç nokta, doruk noktası, ağaçın en uç dalı
gıliçık kadın organının orta dili
gıliya çımi göz bebeği, göz yuvarlağı
gıliya engürı üzüm habesi, tanesi
gılli bıvıjiyo göz bebeği çıksın
gılli dekewtı üzüm tanelerinin yavaş yavaş oluşmaya başlamsı, suyun girmesi ve yenilir hale gelmesine derler
gılli kerdenı-kerdış üzüm salkımından tane tane koparıp yemesine denilir
gılli koribê gözleri kör olsun, göz bebeği kör olsun
gılli ra bıbê göz bebeğinden olasın
gılli 1-göz bebeği, 2-üzüm habesi, tanesi
gılliya engürda tahnebê tahnebi üzümünün tanesi
gılliya engürı üzüm habesi, tanesi
gılliya gırdı büyük üzüm tanesi
gıllık (çıllık) kadın üreme organının içi, iç kısmı, kesimı, klitoris
gıllık nayenı-nayış cinsel ilişkide bulunmak, kaba sövgü
gıllık vatenı-vatış kadın iç organa, klitorisine sövmek
gıllık klitoris, kadının cinsel organı
gılok kerdenı-kerdış yumak yapmak
gılok yumak
gılon (gılan) dalları
gılonc kerdenı-kerdış yullarla bağlamak
gılonc kerdoğ yullarla bağlayan
gılonc kısa yullar, ince urgan
gılonca gırêdayenı-gırêdayış yullarla bağlamak
gıloncın kısa yullarlı, ince urganlı
gıloncıno 1-yullarlıdır, 2-urganlıdır
gılor (qılor) 1-yuvarlak, güle yada top şeklinde olan, 2-daire, 3-kıvırık
gılor bıyaye kıvrılmış olmuş olan, daire şeklini almış olan
gılor bıyayenı-bıyayış yuvarlak olmak, kıvrılmak, daire olmak
gılor kerdenı-kerdış yuvarlatmak, yuvarlaklaştırmak, yuvarlak hale sokmak, kıvrıtmak, daire şekline sokmak
gılorek yuvarlak olma durumu, kıvrılma durumu
gılorekın yuvarlakça olma durumu
gılorver bıyaye kıvrılmış olmuş olan, daire şeklini almış olan
gılorver bıyayenı-bıyayış yuvarlak olmak, kıvrılmak, daire olmak
gılorver kerdenı-kerdış yuvarlatmak, yuvarlaklaştırmak, yuvarlak hale sokmak, kıvrıtmak, daire şekline sokmak
gılorın 1-yuvarlak olma durumu, yuvarlakça, 2-kıvrımlı
gılover (qılover) yuvarlak, yuvarlakça
gıloverek yuvarlak olma durumu, kıvrılma durumu
gıloverekın yuvarlakça olma durumu
gıloverın yuvarlak olma durumu
gılze (gırze) çalı çırpı yada buğday vb şeylerin saplarını toplayıp üst üste koyarak onları bir sicim ile bağlaması ve bir seferde taşımasına derler
gılze bıyaye toplanıp demetlenmiş olan
gılze bıyayenı-bıyayış toplanıp demetlenmiş olmak
gılze kerde toplanıp demetlenmiş olan
gılze kerdenı-kerdış çalı, çırpı, ekin vb şeyleri demetleyip bağlamak
gılze kerdoğ toplayıp demetleyen
gılze büyük demet
gılzek dal, budak
gılzekın dallı budaklı
gılzey çaran çalı çırpı omuz yükü
gılzeyın demetli olan
gılıg dı zilde, dilde (kadın organının)
gılıg ra zilden, dilden (kadın organının)
gılıg vatenı-vatış kadın organına sövmek
gılıg kadın organının orta kısmı, orta dili, zili
gılıgê cı dili, zili (kadın organı)
gılıgın dilli, zilli (kadın organının)
gılık nayenı-nayış cinsel ilişkide bulunmak, kaba sövgü
gılık kadın iç organının iç kısmı, klitoris
gılın dallı
gım gım gırênayenı-gırênayış güm güm kaynamak
gım gım kerdenı-kerdış güm güm etmek
gım gım veşayenı-veşayış güm güm yanmak
gım gım veşeno güm güm yaniyor
gım gım bir suyun veya bir şeyin kaynatmasına derler
gım-gım gıreyêno gım gım kayniyor
gım gümbürtü, gürleme, bir şeyin yere düşme patırtı sesi
gımar bıyaye kirletilmiş, tozıtılmış olan
gımar bıyayenı-bıyayış kirlenmiş olmak, toza batmak
gımar kerd kirleti, pis etti
gımar kerde kirletilmiş olan
gımar kerdenı-kerdış kirletmek, tozda bırakmak
gımar kerdoğ kirleten, tozıtan
gımar kir, toz, pislik
gımarey kirli, pis olma durumu
gımarinı pis, kirli olma durumu
gımarı dı mendenı-mendış kirde, toz toprakta kalmak
gımarı dı verdayenı-verdayış tozda, kirde, pislikte bırakmak
gımarı ra kirden, pislikten
gımarın bı kirliydi, tozluydu
gımarın kirli, tozlu, pislik içinde olma durumu
gımarına kirlidir, pistir (dişil)
gımarıno kirlidir, pistir (eril)
gımgım uğultu
gımgıma hıngan arıların uğultusu
gımı gımı kerdenı-kerdış gümbürtü yapmak, gürlemek
gımı gımı gümbürtü, gürleme sesi
gına cı deydi, isabet etti, çarptı
gına dêsro duvara deydi, çarptı
gına erd ro yere düştü
gına ero yere düştü
gına pêro 1-birbirine karışmak, 2-çükmek, yıkılmak, 3-değmek
gına pıro 1-içine düştü, 2-değdi, 3-çüktü
gına war ro 1-aşağiya düştü, 2-çüktü
gına 1-değdi, 2-günah
gınakar günahkar
gınakara günahkardır (dişil)
gınakarey günahkarlık
gınakarinı günahkarlık
gınakaro günahkardır (eril)
gınay cı cı ame yazığı kendisine geldi
gınayê (gunayê) cı günahı
gınayê 1-karışmış, 2-değmiş
gınayenı-gınayış 1-değmek, 2-düşmek, 3-çükmek
gınayo pıro 1-deymiş, isabet etmiş, 2-ricada bulunmuş
gınayo günahtır
gınc 1-eski bezler, 2-ağaç veya birkaç ağacın köklerinin birbirine karışması
gınci hayvanlarda isal anında yününe yapışıp kuruyan dışkı
gıncın 1-ağaç köklerinin yosun gibi iç içe girme durumu, 2-yamalı, yamaklı, dilenci kılıklı
gında bıyaye yumaklanmış olan
gında bıyayenı-bıyayış yumak olmak, yumaklanmak
gında kerde yumaklanmış olan
gında kerdenı-kerdış yumak yapmak
gında kerdenı-kerdış yumak yapmak
gında kerdoğ yumaklayan
gında resi yün yumağı, yün çilesi
gında küçük iplik yumağı, küçük iplik çilesi
gında yumak
gınday rêsi yün yumakları
gındey kerdenı-kerdış yumak yapmak, çile yapmak
gındeyın yumak edilmiş olan
gındor dibek
gındık-gındıkı yumak
gındıki yumaklar
gındır beno yuvarlaniyor
gındır bıyayenı-bıyayış yuvarlanmış olmak
gındır kerdenı-kerdış yuvarlatmak
gındır vıraştenı-vıraştış yuvarlatmak, çile yumağı yapmak
gındır-gındırı 1-yuvarlakça, 2-yuvarlanma, 3-yuvarlak çile yumağı
gındırı karnı şiş ve yuvarlak bir örümcek cinsi
gındırık-gındırıkı 1-yuvarlak bir örümcek çeşidı, 2-yuvarlak, yuvarlakça
gındırık 1-yuvarlatma, 2-teker şeklinde olan, 3-yuvarlak yumak topağı
gındırıkı kerdenı-kerdış yuvarlatmak, yuvarlak olarak sarmak
gındırıkı örümcek cinsinden küçük bir hayvan
gınen (guneno) değiyor
gınena war yere düşüyor
gıneno erd ro yere değiyor, yere düşüyor
gıneno pêro birbirine değiyor
gıneno pıro kendisine değiyor
gıneno war ro yere düşüyor
gıpta (Ar) imrenme, imrenti
gıpta kerdeney gıpta etme durumu
gıpta kerdenı-kerdış imrenmek, gıpta etmek
gıpta kerdoğ gıpta eden
gıpta nêkerdenı-nêkerdış gıpta etmemek
gıpte kerdenı-kerdış imrenmek
gıpte imrenme
gıptinı kerdenı-kerdış imrenmek, gıpta etmek
gıptinı imrenmek, gıpta, gıpta etme durumu
gır bi yuvarlandı
gır bıyaye yuvarlanmış olan
gır bıyayenı-bıyayış yuvarlanmak
gır kerd yuvarlattı
gır kerde yuvarlatılmış olan
gır kerdenı-kerdış yuvarlatmak
gır kerdoğ yuvarlatan
gır kerdı yuvarlatı
gır kı yuvarlat
gır mekı yuvarlatma
gır nêkerdenı-nêkerdış yuvarlatmamak
gır 1-tepe, yüksek yer, yuvarlak tepe, 2-yuvarlatma
gıra amê po kaynar geldi
gıra 1-kaynar, kaynayan suyun kaynar damlası, 2-düğüm
gıram gram
gıramatik dı gramatikde
gıramatik nüşnayenı-nüşnayış gramatik yazmak
gıramatik Gramatik
gıramatika gramatikle
gıramatikcinı gramatikcilik
gıramatikdê cı dı Gramatiğinde
gıramatikê cı Gramatiği
gıramatikın gramatikli
gıran
gıran
gıran bı 1-ağır ol, 2-ağırdı
gıran bıyaye ağır olmuş olan, ağırlaşmış olan
gıran bıyayenı-bıyayış ağır olmak, ağırlaşmak
gıran bıyo 1-ağır olmuş, ağırlaşmış, 2-hareketlerini düzeltmiş
gıran gıran ağır ağır, yavaş yavaş
gıran kerd ağırlaştırdı
gıran kerde ağırlaştırılmış olan
gıran kerdenı-kerdış ağırlaştırmak
gıran kerdoğ ağırlaştıran
gıran tım cadê xo dı ro ağır her zaman yerindedir
gıran
gıran 1-ağır, 2-ağır başlı, sesiz, terbiyelı vs
gıran ağır, gırantır
daha ağır, gırantırın daha daha ağır
gırana 1-ağırdır, ağırbaşlıdır (dişil), 2-düğümlerle
gıranê ağırdırlar (çoğul)
gırane yaka (gömlek vb yakası)
gıranêr ağırdan biraz ağır
gıranêri daha ağır
gıraney cı tepışt yakasını tuttu
gıraney dı ağırlıkta
gıraney ra ağırlıktan
gıraney xo da dest yakasını ele verdi
gıraney xo dırna yakasını yırtı
gıraney xo dırna yakasını yırtı
gıraney xo medı dest yakanı ele verme
gıraney xo weşana yakasını sirkeledı
gıraney 1-ağırlık, 2-yakalar
gıraney 1-ağırlık, ağırbaşlılık, 2-yakalar
gıraney birim
gıraneya cı ağırlığı
gıraneyê cı yakası
gırangır 1-bir ailenin, aşiretin, kabilenin, toplumun veya civarın en büyüğü, hatırı sayılır kişisı ve ileri gelenı, kodamanı, 2-büyüğün büyüğü
gırangırd büyüklerin en büyüğü, reis, başkan vs
gıraninı ağırlık
gırano gıran ağırın ağırı
gırano ağırdır, ağırbaşlıdır (eril)
gırayenı-gırayış 1-hırlamak, alçak sesle ağlamak, 2-kaynamak
gırayna kaynatı
gıraynayenı-gıraynayış kaynatmak
gıraynena kaynatiyor (dişil)
gırayneno kaynatiyor (eril)
gırbest 1-kör döğüm, 2-çözümü zor mesele, 3-birbirine dollama, 4-para cüzdanı
gırbesta cı kör düğümü
gırbesta kör düğüm
gırbeste bıyayenı-bıyayış 1-kör düğüm olmak, 2-çözümü zorlaşmak, 3-cüzdana konulmak
gırbeste kerdenı-kerdış 1-kör düğüm yapmak, 2-cüzdana koymak
gırbeste kör döğüm
gırbestenı-bestış kör döğüm yapmak
gırçık 1-dalı budaklı, 2-dalların en uç kısmı, tepesi
gırçıkê darı ağacın en uç tepesi
gırçıkın 1-dallı budaklı, 2-düğümlü, girintili çıkıntılı
Gırd u werdi
gırd bı 1-büyüdü, 2-büyüktü
gırd bıyaye büyümüş olan
gırd bıyayenı-bıyayış büyümek
gırd bıyo büyümüş
gırd eştenı-eştış büyük atmak, büyük yalan söylemek
gırd kerde büyütülmüş olan
gırd kerdenı-kerdış büyütmek
gırd kerdoğ büyüten
gırd nüşnayenı-nüşnayış büyük yazmak
gırd nüşneyayo büyük yazılmış
gırd u werdi büyük ve küçük
gırd büyük, gırdtır
daha büyük, gırdtırın daha daha büyük
gırd büyük, gırdır (gırdêr)
daha büyük, gırdêri daha daha büyük
gırda büyüktür, yaşlıdır (dişil)
gırdan ra büyüklerden, yaşlılardan
gırdandê ma ra büyüklerimizden
gırdandê xo ra büyüklerinden, yaşlılarından
gırdaw girdap
gırdê ma yo büyüğümüzdür
gırdê ma büyüklerimiz
gırdê büyüktürler, yaşlıdırlar (çoğul)
gırdêri ondan daha büyük
gırdey kerdenı-kerdış büyüklük tasarlamak, yapmak
gırdey mekı büyüklük yapma, tasarlama
gırdey 1-büyüklük, 2-yaşlı olma durumu, 3-irilik
gırdeya xo bızanı büyüklüğünü bil
gırdeya büyüklükle
gırdina xo bızanı büyüklüğünü bil
gırdinı kerdenı-kerdış büyüklük yapmak, tasarlamak
gırdinı büyüklük
gırdo gırd büyüğün büyüğü
gırdo büyüktür, yaşlıdır (eril)
gırdyêr daha büyük
gırdı bi 1-büyüktü, 2-büyüdü (dişil)
gıre (hokı) ilmik, düğüm, bağlam
gıre beno 1-düğümlenir, 2-düğümleniyor
gıre bıyaye düğümlenmiş olan
gıre bıyayenı-bıyayış düğümlenmek
gıre kerd bı düğümlemişti
gıre kerd u akerd düğümledi ve açtı
gıre kerd düğümledi
gıre kerdenı-kerdış düğümlemek, bağlamak
gıre kerdoğ düğümleyen
gıre nêkerd düğümlemedi
gıre nêkerdenı-nêkerdış düğümlememek
gıre pıro dayenı-dayış düğüm vurmak, düğümlemek
gıre pırodayenı-pırodayış döğüm vurmak, döğümlemek
gıre ağaçların budaklı kısmı
gıre döğüm
gırêda bı bağlamıştı
gırêda bağladı, düğümledi
gırêdabi bağlamıştı, düğümlemişti
gırêdana bağliyor, düğümlüyor (dişil)
gırêdanê bağliyorlar (çoğul)
gırêdanek, gırêdayen bağlaç
gırêdanek bağlama işareti, baglaç
gırêdaneki bağlaçlar
gırêdano bağliyor, düğümlüyor (eril)
gırêdaya bağlamış, düğümlemiş (dişil)
gırêdaye bı bağliydi, düğümlüydü
gırêdaye 1-bağlı, 2-düğümlü
gırêdayenê cı ilişkisi, bağlantısı
gırêdayenı-gırêdayış
gırêdayenı-gırêdayış
gırêdayenı-gırêdayış 1-bağlamak, bağlılık, 2-düğümlemek
gırêdayenı-gırêdayış bağlamak
gırêdayey 1-bağlaçlar, 2-bağlanmış olanlar
gırêdayeyê bağlıdırlar
gırêdayeyo bağlıdır
gırêdayoğ bağlayan, düğümleyen
gırêdekan bağlayanları
gırêdenê bağliyorlar
gırêdeyaya bağlanmış (dişil)
gırêdeyayê bağlanmışlar
gırêdeyêna bağlaniyor (dişil)
gırêdeyêno bağlaniyor (eril)
gırêdeyi
gırêdiyayenı-gırêdiyayış
gırêdı
gırêdı
gırêdı bağla
gırêdıyayenı-gırêdıyayış
gıregır yuvarlak ve girintili çıkıntılı tepe
gıregırs uzun uzadiye
gırek 1-tepe, tepecik, 2-düğüm, düğümcük
gırek döğümcük
Gırekerd u akerd
gırekerd
gırekerd bağladı, düğümledi
gıreko kor kör düğüm
gırêna bı kaynatmıştı
gırêna
gırena bir düğüm daha
gırêna kaynatı
gırênayê 1-kaynatiyordu, 2-kayniyordu, 3-kaynadı
gırênaye kaynamış, kaynatılmış olan
gırênayê kaynatiyordu
gırênayenı-gırênayış
gırênayenı-gırênayış
gırênayenı-gırênayış kaynatmak
gırênayenı-gırênayış kaynatmak
gırênayeyo kaynamış, kaynatılmıştır
gırênayo kaynatmış
gırênayoğ kaynatan, kaynatıcı
gırêndo bir düğüm
gırenêkerd
gırenêkerd düğümlemedi, bağlamadı
gırenêkerdenı-nêkerdış bağlamamak, düğümlememek
gırênena kaynatiyor (dişil)
gırênenê kaynatiyorlar
gırêneno kaynatiyor (eril)
gırêneyêno kayniyor
gırêno kayniyor
gırew vazife, ödev
gırewê vêşaney açlık görevi
gırewê veyşaney açlık görevi
gırewtenı-gırewtış almak
gırewto berdo almış götürmüş
gırewto almış
gırey (zıqlıki) hıklamak, geğirmek
gırey 1-düğümler, 2-ağaçta bulunan küçük küçük budaklar
gıreya kaynadı
gırêyaye kaynamış olan
gıreyaye kaynar, kaynamış olan
gıreyayê kayniyordu, kaynar, kaynatılmış olan
gırêyayenı-gırêyayış
gıreyayenı-gıreyayış
gıreyayenı-gıreyayış kaynamak
gırêyayo kaynamış
gırêyê bir kaynar
gıreyêna kayniyor (dişil)
gıreyêno kayniyor (eril)
gıreynayenı-gırênayış
gıreynayenı-gıreynayış kaynatmak
gıreyo kor kör düğüm
gıreyyayenı-gırêyayış
gıreyın 1-düğümlü, 2-budaklı
gıreyıno düğümlüdür, budaklıdır
Gırfe bir erkek ismi
gırgıl gezı süpürge darısı
gırgıl darı
gırgır (Tr) usanç veren sürekli ve kaba konuşma
gıriya kaynadı
gıriyayenı-gıriyayış kaynamak
gıriyayo kaynamış
gırmık kerdenı-kerdış 1-yumruklamak, 2-topak yapmak
gırmık-gırmıkı (nüncık, kulmık) yumruk
gırmıkê dê pıro bir yumruk vurdu
gırmıke yumruk
gırmıki eştenı-eştış yumruk atmak
gırmıki eştenı-eştış yumruk atmak
gırmıki kerdenı-kerdış yumruklamak
gırmıkı pıro dayenı-dayış yumruk vurmak, yumruklamak
gırmıkı pırodayenı-pırodayış yumruk vurmak, yumruklamak
gırmıkı yumruk
gırnaw kedilerin birbirlerini çifleşmeye çağırma sesi
gıron bıyayenı-bıyayış ağır olmak, ağırlaşmak
gıron kerdenı-kerdış ağırlaştırmak
gıron ağır
gırona ağırdır (dişil)
gırono ağırdır (eril)
gırot berd nêweşxane aldı götürdü hastahaneye
gırot berd alıp götürdü
gırot bı 1-almıştı, 2-kapatmıştı
gırot çıman bın göz altına aldı, gözetime aldı
gırot xo ser üstüne aldı
gırot
gırot aldı
gırota almış (dişil)
gırotanê xo alacaklarını
gırote bı kapaliydi
gırote
gırote 1-kapalı, 2-alınmış, alınan, 3-üstü örtülü, 4-ellerinde esir olmak
gırotê üstü kapalı, üstü örtülü, kapalı
gırotena cı alışı
gırotena 1-almakla, kapatmakla
gırotenê cı 1-alması, 2-kapatması
gırotenı-gırotış
gırotenı-gırotış 1-almak, 2-kapatmak
gırotenı-gırotış 1-almak, 2-kapatmak
gıroteyê mıno esirimdir, tutuklumdur
gıroteyê kapalıdırlar
gıroto xo dest eline almış
gıroto almış (eril)
gırotoğ 1-alan, alıcı, 2-kapatan, kapatıcı
gırotoğana alıcılarla
gırotoği satın alıcılar
gırotoğxane tutuk evi, göz altı, karakol
gırotoğxanedı maneno tutuk evinde, göz altında, karakolda kaliyor
gırotı aldı (dişil)
gırozê (gorozê) on iki adetten oluşan deste (bir deste)
gırr bı yuvarlandı
gırr bıyayenı-bıyayış yuvarlanmak
gırr kerdenı-kerdış yuvarlatmak
gırr yuvarlanmak, yukarıdan aşağiya yuvarlanarak inmek
gırri gök gürlemesi, şimşek çakma sesi vb
gırs (gırd) iri, büyük, kocaman
gırs büyük, gırstır
daha büyük, gırstırın daha daha büyük
gırsêri daha büyük
gırsey büyüklük, büyükçe
gırsı büyük
gırsın büyükçe
gırün bıyayenı-bıyayaış ağır olmak, ağırlaşmak
gırün kerdenı-kerdış ağırlaştırmak
gırün ağır
gırüna ağırdır (dişil)
gırüney ağırlık
gırüninı ağırlık
gırüno ağırdır (eril)
gırvazdi kewtenı-kewtış bademcik hastalığına yakalanmak
gırvazdi 1-bademcik, besili, besili olma durumu
gırwê xo vazifesini
gırwe bıyayenı-bıyayış 1-iş olmak, iş yapılmak, 2-ilişkide bulunulmak, kötü iş yapılmak
gırwe diyayenı-diyayış vazife görmek, iş bitirmek
gırwe diyayoğ iş gören, iş bitiren
gırwe kerdenı-kerdış 1-iş yapmak, 2-kabahat işlemek
gırwe kerdenı-kerdış 1-iş yapmak, çalışmak, 2-ilişkide bulunmak, kötü iş yapmak
gırwe vetenı-vetış iş çıkarmak, iş görmek, iş bitirmek, işini görmek
gırwe vetoğ 1-iş çıkaran, iş bitiren, iş gören, 2-mesele çıkaran, bella açan
gırwe iş, vazife, görev
gırwera işten, vazifeden, görevden
gırwey cı kewt cı işi düştü
gırwey dewletı devlet işi
gırwey to çıçiyo işin nedir?
gırwey xo işini, vazifesini, görevini
gırwey vazifeler, görevler
gırweya bı çalışmıştı
gırweya
gırweya 1-çalıştı, 2-işledi
gırweyaya çalışmış (dişil)
gırweyayê çalışiyordu
gırweyaye çalışmış olan
gırweyayenı-gırweyayış
gırweyayenı-gırweyayış
gırweyayenı-gırweyayış çalışmak, iş yapmak
gırweyayo çalışmış (eril)
gırweyayoğ çalışan kimse
gırweyê kerdenı-kerdış bir iş yapmak, çalışmak
gırweyê nêkeno bir iş yapmiyor
gırweyê nêkerdenı-nêkerdış bir iş yapmamak, çalışmamak
gırweyê to çıçiyo işin, vazifen, görevin nedir?
gırweyê bir iş, bir görev
gırweyêna çalışiyor (dişil)
gırweyêno çalışiyor (eril)
gırweynayenı-gırweynayış
gırweynayenı-gırweynayış
gırweynayenı-gırweynayış çalıştırmak, iş yaptırmak
gırweynayoğ çalıştırıcı, çalıştıran kimse
gırweynena çalıştıriyor (dişil)
gırweyneno çalıştıriyor (eril)
gırweyo xırab keno kötü iş yapiyor
gırweyo xırab kerdenı-kerdış kötü iş yapmak, ilişkide bulunmak
gırweyo vazifedir, iştir
gıryane yaka
gıryaney cı vıst xo dest yakasını elle geçirdi
gıryaney xo da dest yakasını elle verdi
gıryaneyê xo dırna yakasını yırtı
gıryaneyın yakalı
gıryazêr kiraz ağacı
gıryazi kiraz
gırz toplanıp sarılmış, bağlanmış çalı çırpı demeti
gırze (gılze) çalı çırpı yada buğday vb şeylerin saplarını toplayıp üst üste koyarak onları bir sicim ile bağlaması ve bir seferde taşımasına derler
gırze bıyaye toplanıp demetlenmiş olan
gırze bıyayenı-bıyayış toplanıp demetlenmiş olmak
gırze kerde toplanıp demetlenmiş olan
gırze kerdenı-kerdış çalı, çırpı, ekin vb şeyleri demetleyip bağlamak
gırze kerdoğ toplayıp demetleyen
gırze büyük demet, insan sırt veya omuz yükü
gırze sırta taşınabilen insan yükü
gırzey çaran çalı çırpı omuz yükü
gırzeyın demetli olan
gırzık dal, budak
gırzıkın dallı budaklı
gırı gırı hırlam, alçak sesle ağlama
gırık 1-bulgurun ufağından yapılan ve haşlanan küfte, 2-tepecik, 3-döğüm
gırık tepecik
gırıkı çocukların ayakta durmasını ve yürümesini sağlayan tekerlekli araba
gısta cı parmağı
gısta qıjı küçük parmak
gıstan dı parmaklarda
gıstan ra parmaklardan
gıstane yüzük
gıstı bıyayenı-bıyayış parmaklanmış olmak, parmak çekilmek
gıstı kerdenı-kerdış parmaklamak, parmak çekmek
gıstı parmak
gıstın parmaklı
gıvışna bı sıkmıştı
gıvışna sıktı, suyunu çıkardı
gıvışnaye sıkılmış, posası çıkartılmış olma durumu
gıvışnayê sıkıyordu
gıvışnayenı-gıvışnayış sıkmak, avuç içinde sıkmak, posasını çıkarmak
gıvışnena sıkıyor (dişil)
gıvışnenê sıkıyorlar
gıvışneno sıkıyor (eril)
gıvışyayenı-gıvışyayış avuç içinde sıkmak, sıkılmak
gıx bıkı çocuklara yediği pis bir şeyi ağzından atması için denir
gıx 1-küçük çocuklara dokunma iyi değildir anlamında bir sözcük, 2-küçük çocukların yeni yeni konuşmaya, bir şey istemeye ve sevincini belli etmeye çalıştıkları an, çıkardıkları ses
gıxa öksürdü
gıxayenı-gıxayış öksürmek
gıxi (kıxi) öksürük, öksürmek
gıxx bıkı çocuklara yediği pis bir şeyi ağzından atması için denir
gıxx küçük çocuklara dokunma iyi değildir anlamında bir sözcük
gıxıki hıçkırık, hıçkırıklar
gıyabdê cı dı ceza da cı gıyabında ceza verdiler
gıyabi (Ar) bulunmadığı sırada yapılan, verilen
gıybet (Ar) çekiştirme, yerme, kötüleme
gız (gaz) bıkı dişle, ısır anlamında kulanılır
gız çocuk dilinde dişle anlamında
gızgız yanan kuru sapların çıkardığı ses
gızgıziya ser pençelerle üstüne saldırdı
gızgızna 1-tutup sarsmak, 2-kızdırmak, kışkırtmak
gızgıznayenı-gızgıznayış tahrik etmek, saldıriya kışkırtmak
gızgızyayenı-gızgızyayış pençelerle saldıriya teşebüs etme
gızgızıya ser yakından saldırmak
gızz kerdenı-kerdış boğayı çiftleşmeye tahrik etmek
gızz boğayı çiftleşmeye tahrik etme sözcüğü
gızık 1-kıvırcık, kıvırcık ve karma karışık, karışık ve dolaşık saç vb, 2-darmadağınık, 3-karmakarışık (saç vb), 4-dikenli
gızıkın 1-saçı başı dağınık olma durumu, 2-dikenli, 3-kıvırcık ve karışık saçlı
gi cı boku, pisliği
gi dekerdenı-dekerdış içine sıçmak
gi dı bokta
gi estaran yıldızların boku
gi goşan kulak kiri, pisliği
gi kerde sıçmış olan
gi kerdenı-kerdış sıçmak
gi kerdoğ sıçan, bok eden
gi meran farelerin pisliği
gi ra boktan
gi verda xo altına bok bıraktı
gi werd bok yedi
gi werdaye bok yiyesiye
gi werdenı-werdış 1-bok yemek, 2-ortalığı karıştırmak
gi xo dekerdenı-dekerdış içine sıçmak
gi xo verdayenı-verdayış boklamak, altına bok sıçmak
gi insan dışkısı, pisliği
gişe (Fr) gişe, bilet vs satılan küçük pencere veya yer
gişe dı gişede
gişe ra gişeden
gişecinı kerdenı-kerdış gişecilik yapmak
gişecinı kerdoğ gişecilik yapan
gişecinı gişecilik
gişeciya gişecidir (dişil)
gişeciyo gişecidir (eril)
gişey sinema sinemanın gişesi
gişeyinı gişecilik
gişeyın gişeli
gimere fare pisliği, fare boku
gina bena alıp götürüyor (dişil)
gina 1-alır, aliyor, 2-kapatır, kaplar (dişil)
ginê 1-alırlar, 2-kapatırlar
gino beno alıp götürüyor (eril)
gino 1-alır, aliyor, 2-kapatiyor, kapatır, kaplar (eril)
girdab (Far) ters akıntıların oluşturduğu dönme, burgaç
girdabi girdaplar
girdabın girdaplı
gitar (Fr) telli bir çalgı
gitarci gitar çalan kimse
gitarcinı kerdenı-kerdış gitarcılık yapmak
gitarcinı gitarcılık
gitarist (Fr) gitarcı
gitarın gitarlı
giya bokla
giyê qırêncılan 1-kurbağa boku, 2-su yosunu
giyotin (Fr) başı kesmek için kulanılan araç
giyotin ro dayenı-dayış giyotine vurmak
giyotinın giyotinli
giyın boklu
giyına bokludur (dişil)
giyıno bokludur (eril)
gladiyator (Roma) kılıç kullanan kimse, savaşçı
gladiyator bıyaye gladiyatör olmuş olan
gladiyator bıyayenı-bıyayış gladiyatör olmak
gladiyatora gladiyatördür (dişil)
gladiyatorey kerdenı-kerdış gladiyatörlük yapmak
gladiyatorey kerdoğ gladiyatörlük yapan kimse
gladiyatorey gladiyatörlük
gladiyatori gladiyatörler
gladiyatorinı kerdenı-kerdış gladiyatörlük yapmak
gladiyatorinı gladiyatörlük
gladiyatoro galadiyatördür (eril)
gladyator (Roma) gladyatör
glikoz (Fr) hidrojen ve oksijenden oluşan şeker, üzüm şekeri
gliserin (Fr) şurup kıvamındaki sıvı
global (Fr) toptan, toplam
goç dayenı-dayış göç ettirmek
goç kena göç ediyor (dişil)
goç keno göç ediyor (eril)
goç kerd göç etti
goç kerde göç etmiş olan
goç kerdenı-kerdış göç etmek
goç kerdoğ göç eden
goç kerdoğ göç eden
goç göç
gocag düğme
goçan-goçanı makbuz
goçani ateş ocakların kenarına konulan taş
goçê ma göçümüz
goçerey kerdenı-kerdış göçebelik yapmak
goçerey göçerlik
goçeri (koçeri) göçebe, köçer, göçer
goçerinı göçerlik
goçerı göçer (dişil)
goçina deştenı-deştış çuvalduzle dikmek
goçini kerdenı-kerdış çuvalduzlamak, çuvalduz sokmak
goçinı pedekuwatenı-kuwatış çuvalduz sokmak
goçinı çuvalduz
goçinın çuvalduzlu
gocıx (Bülg) gocuk, postlu veya kürklü kalın ceket
gocıx xoradayenı-xoradayış gocuk giymak
gocıxın gocuklu
goflet (Fr) bisküviye benzer tatlı ve hafif bir yiyecek
gofletê bir goflet
gofletna bir goflet daha
gofletın gofletli
goş (gos) kulak
goş a mını bana kulak as
goş amyayenı-amyayış kulağına gelmek, duymak, işitmek
goş antenı-antış kulağını çekmek, ikaz etmek
goş antoğ kulağını çeken, ikaz eden kimse
goş cı nayenı-nayış kulak asmak
goş çıringayenı-çıringayış kulakları çınlamak
goş dayenı-dayış kulak vermek, dinlemek
goş dayoğ kulak asan, dinleyen kimse
goş derg uzun kulaklı
goş dı kulağında
goş gıran ağır işiten
goş gıraney 1-ağır işitme durumu, sağırlık, 2-umursamamak, kulak asmamak
goş hera 1-geniş kulaklı, 2-her şeye kulak asmayan
goş herayinı kerdenı-kerdış her şeye kulak asmamak, boş vermek
goş herayinı her şeye kulak asmama, boş verme
goş kaxı düz kulak
goş lüwaye 1-mecazi olarak evlenmek isteyenlere denir, 2-açıkgöz
goş lüwayenı-lüwayış kulakları oynamak (kız peşinde gezen gençlere derler)
goş mekü pa kulak asma
goş mere fare kulaklı, küçük kulaklı
goş mı nêna bana kulak asmadı
goş na ser kulak verdi, dinledi
goş na to sana kulak astı?
goş nano şari başkasına kulak asiyor
goş nano mı bana kulak asiyor
goş nayenı-nayış kulak asmak, dinlemek, kulak vermek
goş nênayenı-nênayış kulak asmamak, dinlememek
goş ontenı-ontış kulağını çekmek, ikaz etmek
goş pa küwatenı-küwatış kulak asmak, aldırmak
goş pa küyenı-küyış kulak asmak
goş pa kuwatenı-kuwatış kulak asmak
goş pa mekü kulak asma
goş pa nayenı-nayış kulak asmak, kulak vermek, dinlemek
goş pa nêküwatenı-nêküwatış kulak asmamak
goş pa nêküwayenı-nêküwayış kulak asmamak, aldırmamak
goş pa nêkuwatenı-nêkuwatış kulak asmamak
goş perr geniş kulaklı, düz kulaklı
goş ra kulaktan
goş ser nayenı-nayış kulak vermek
goş tadayenı-tadayış kulağını bökmek, uyarmak
goş u zınci kulak ve burun
goşa çıknayenı-çıknayış kulağına çınlatmak
goşan dı kulaklarda kulaklarında
goşan gırotenı-gırotış kulağını kapatmak, işitmek istememek
goşan ra kulaklardan
goşan kulakları
goşana kulaklarla
goşanê xo akı kulaklarını aç, ayık ol
goşare küpe
goşarey xo goş kerdenı-kerdış kulağına küpe takmak
goşarey küpeler
goşareyın köpeli
goşdar kulak veren, itaat eden, söz dinleyen
goşdarinı kerdenı-kerdış kulak vermek, dinlemek
goşdarinı kulak verme, dinleme
goşdaroğ dinleyen, dinleyici, kulak asan, kulak veren, dinleyen
goşdayenı-dayış kulak vermek, kulak asmak, dinlemek
goşdayoğ kulak asan, kulak veren, dinleyen
goşdegrotê dolgun etli (dişil)
goşê cı anti kulaklarını çekti
goşê cı bıçıringê kulakları çınlasın
goşê cı lüwenê kulakları terpeniyor, oyniyor
goşê cı rehatê kulağı rahattır
goşê cı kulağı, kulakları
goşê cıyo lüweno kulağı oynuyor
goşê xo ser nayenı-nayış göz kulak olmak, kollamak
goşe (çenge) kapı ve pencereler özerine konulan uzun taş, lahit
goşe (koşe, çenge) köşe
goşe ra salkımdan
goşe salkım, üzüm salkımı
goşedar kulak verme, dinleme
goşena bir salkım daha
goşey engürı üzüm salkımı
goşeyê bir salkım
goşeyêdê cı 1-bir köşesi, 2-bir salkımı
goşeyo veng 1-boş köşe, 2-boş üzüm salkımı
goşeyın salkımlı
goşgıran bıyayenı-bıyayış ağır işitmiş olmak
goşgıran ağır işiten
goşgırana ağır işitiyor (dişil)
goşgıraninı kerdenı-kerdış kendini ağıra almak, tembellik yapmak
goşgıraninı 1-ağır işitme hali, 2-kendini duymamazlığa vurmak
goşgırano ağır işitiyor (eril)
goşhare küpe
goşi dik kerdenı-dik kerdış kulaklarını dikleştirmek, evlenmek istemek
goşi gêryayê kulakları kapanmış, ağır işitiyor anlamında
goşi gıran aşnawenê kulakları ağır işitiyor
goşi hewadayenı-hewadayış kulakları dikleştirmek, evlenmek istemek
goşi pey eştenı-eştış ardırış etmemek, kulağının arkasına atmak
goşi peyra goni gırota duymamazlıktan gelme, aldırış etmemek
goşi peyra kulağın arkasından
goşi kulaklar
goşkar (koşkar) ayakabı dikicisi ve tamircisi, yemenici
goşkarey ayakabı dikiciliği ve tamirciliği
goşkarinı ayakabı tamirciliği
goşmase 1-bulanık sularda veya göllerde bulunan sinekten az büyük balıklar, 2-böcek büyüklüğünde kuyruğu ince ve uzun bir su hayvanı
goşmase midye
goşmasey midyeler
goşneno 1-dinliyor, 2-kulak asiyor
goşra kulaktan
goşt (gost) et
goşt antenı-antış et çekmek
goşt dayenı-dayış 1-et vermek, 2-kilo kaybetmek, zayıflanmak
goşt dı ette
goşt gırotenı-gırotış 1-et almak, 2-kilolanmak, kilo almak
goşt kuwatenı-kuwatış et dövmek
goşt ontenı-ontış et çekmek
goşt ra etten
goşt u este et ve kemik
goşt u nengü et ve tırnak
goşt werdi kerdenı-kerdış etı ufaltmak, et kesmek
goştarey kerdenı-kerdış dinlemek, kulak vermek
goştarey kerdoğ 1-dinleyen, dinleyici, 2-kulak asan, kulak veren
goştarey mekı dinleme, kulak verme
goştarey nêkerdenı-nêkerdış dinlememek, kulak vermemek
goştarey dinleme, kulak verme
goştareya mı bıkı beni dinle, bana kulak ver
goştarıtoğ dinleyici
goştayoğ dinleyici, dinleyen, kulak veren kimse
goştdegrote dolgun etli (eril)
goştê cı eti
goştê dındanan diş etleri
goştê gandê xo werd canının etinı yedi
goştê qawırmi kavurma eti
goştgıran dolgun vucutlu, ağır etli
goştiya et ile
goştın (qelaw) etli, etli butlu, şişman
goştına etlidir (dişil)
goştıno etlidir (eril)
goşın kulaklı
goşına kulaklıdır (dişil)
goşıno kulaklıdır (eril
gog sopalarla vurulup bir çukura koymaya çalışılan yuvarlak taş
gogê sopalarla taşı yerden sürüklemeyle oynanan bir oyun (isoki)
gogebaxan (maşella, vıllıka verdê roji) ayçiçeği
gogerçin güvercin
gogi sopalarla taşı yerden sürüklemeyle oynanan bir oyun (isoki)
gogı gogi oyununda kullanılan yuvarlak taş veya top
goj kerde meme emmeye alıştırılmış olan
goj kerdenı-kerdış (lawnayenı u dıtena) süt hayvanlarını emmek ve sağmak işi, süt hayvalarını süt vermek için alıştırma yapmak
goj 1-malak (manda yavrusu), 2-sağma, sağmak
gol (Fr) topun sokulmasiyle kazanılan sayı
gol eştenı-eştış gol atmak
gol u mergi göl ve yaylalar
gol werdenı-werdış gol yemek
gol-golı 1-göl, 2-bir yerde birikme, 3-çukur bir yer
gola verdê dewı köyün ünündeki göl
golal 1-bir çeşit böcek, 2-durgun yağmur suyu
golala gi bok böceği
golat hayvan pisliğini toplayıp top-top yapan bir böcek
golbız (kolbız) mart ayında olan bir çiçek ve Zazalar bu çiçeğe Kormışkan çiçeği derler
golci çok gol atan oyuncu
golekı küçük göl
golf (Fr) açık havada oynanıp topu çukurlara atan bir oyun
golf kaykerdenı-kaykerdış golf oynamak
golmastık bulamaç, lapa
golık buzağ
golıkan buzağları
golıkci buzağlara bakan kimse
golıkê bir buzağ
golıkek buzağcık
golıkekê her hangi bir buzağ, buzağcık
golıkeki buzağcıklar
golıki buzağlar
golıko sawa süt buzağı
golıko saway süt buzağı
golıkvan buzağlara bakan kimse, bakıcı
golıkı dişi buzağ
golım kalça
golımê cı kalçası
golımın kalçalı
gom biya batım
gom bı batı
gom eştenı-eştış adım atmak, ilerlemek
gom kerdenı-kerdış bir araya toplamak
gom nêbı batmadı
gom 1-bir araya toplanma, 2-küçük baş hayvanların konulduğu üstü açık ağıl, mandıra, 3-küme, 4-suya batırma, 5-adım, 6-koyun ve keçilerin korkarak, örkerek birden bir araya gelmelerine ve toplanmalarına derler
gombi pêser birden bir araya geldiler, bir arada toplandılar
gomê goni kan gölü, kan birikimi
gomê qeçkan çocuk topluluğu
gome bıyayenı-bıyayış bir araya toplanmak
gome kerdenı-kerdış hayvanları barınağa koymak
gome 1-üstü açık, etrafı duvar, çalı çırpı, sırık, direk, çit vs ile örtülü veya çevrili hayvan barınağı, ahırı, 2-topluluk, toplanma, 3-hayvanlarda bir araya gelme, kümeleme
gomo şişman olan kimseye derler
gon (gan) 1-can, 2-kan
gon dayenı-dayış 1-can vermek, canlandırmak, 2-kan vermek
gon gırotenı-gırotış 1-can almak, 2-kan almak
gon kewtenı-kewtış 1-can düşmek, canlanmak, 2-kanlanmak
gonawer kan içen, kan emmen, vampir
gonca (Far) henüz açılmamış veya açılmak üzere olan çiçek
gone geven otu
gonewer kan içici, vampir
goneweri kan içenler, kan içiciler
gongêr (gangêr) Ezrail, canları yada ruhları alan feleke derler
gongerm 1-cana yakın, 2-kanı sıcak, kan çeken, sıcak kanlılık
goni (güni) kan
goni amyayenı-amyayış kan akmak, kanamak
goni bı kanadı
goni bırnayenı-bırnayış akan kanı durdurmak, kesmek
goni çım kewtenı-kewtış gözü bir şeyi görmemek, kan dökmeyi arzulamak
goni dayenı-dayış kan vermek
goni dê cı kan verdi
goni dı mendenı-mendış kanda kalmak
goni dı kanda
goni şirın cana yakın, şirin kanlı
goni şiyayenı-şiyayış kan gitmek
goni şımıtenı-şımıtış kan içmek, vampir olmak
goni goni (gani gani) canlı canlı
goni gırotenı-gırotış kan almak
goni helısiyaye korkak, pısırık
goni hıngılêsiyayenı-hıngılêsiyayış kanı uyuşmak
goni kerd kanatı
goni kerdenı-kerdış kanatmak
goni kewta çım gözüne kan girmiş, kan fırlamış
goni pede şıyayenı-şıyayış kan akmak
goni pılosyayenı-pılosyayış kanı pırtılaşmak
goni pızıkıyayenı-pızıkıyayış kanı pırtılaşmak
goni qesyayenı-qesyayış kan pırtılaşması
goni ra kandan
goni rıjnayenı-rıjnayış kan dökmek, adam öldürmek
goni ser eştenı-eştış birini cinayetle suçlamak, katil yapmak
goni ver dayenı-dayış kan bedelini vermek
goni ver gırotenı-gırotış kan yerine almak
goni vındanayenı-vındanayış kanı durdurmak
goni vırıtenı-vırıtış kan kusmak
gonidaş kandaş, aynı kanı taşiyan
gonin kanlı
goniwer kan içicı, vampir
goniya 1-kandır, 2-kan ile
goniyın kanlı
gonwer kan içici, vampir, zalim
gonwerey kan içicilik
gonın (günın) kanlı
gopal u topal baston ve topal
gopal-gopalı 1-asa, baston, ucu yuvarlak elde taşıma sopası, 2-virgül
gopalek 1-baston gibi kulanılan deynek, 2-gramatikte virgül
gopalekê her hangi bir baston, koltuk altı deyneği
gopaleki bastonlar, koltuk altı deynekleri
gopalekı (kılawekı, İşareta boya xo gırotenı) virgül
gopalekı ra virgülden
gopalın topallanan
gopık ucu toparlak
gor (gorn, tırbı) mezar, kagir, kabir
gor hayvanları koymak için çiten yapılan üstü açık axır
gora bızan keçileri koymak için çiten örülen üstü açık ahır
gorcali topak olup elbise veya başka yere yapışan dikenler, pıtrak
gorcalın yapışkan dikenli
gorde büyük kılıç
gore 1-iş, vazife, 2-göre, yeteri kadar, 3-çorap, 4-hayvanları koymak için çalı çırpıdan yapılan üstü açık ahır, çit
gorey cı 1-ona göre, 2-çorapları
gorey ey no dıha şenıko ona göre bu daha hafiftir
gorey ey ona göre
gorey mı bana göre
gorey çoraplar
goril (Fr) büyük bir maymun türü
goristan mezarlık
gorn mezar
goroz (desteyê): bir deste, demet, tomar, düzine, on iki adetten oluşan
gorı 1-arazide veya dışarda yapılan hayvan ağıllı, 2-mezar, kabir
gorım-gorımı 1-görümce, 2-iki kardeş karıları, elti
gorıstan mezarlık
gos (goş) kulak
gos a mını bana kulak as
gos amyayenı-amyayış kulağına gelmek, duymak, işitmek
gos antenı-antış kulağını çekmek, ikaz etmek
gos antoğ kulağını çeken, ikaz eden kimse
gos cı nayenı-nayış kulak asmak
gos çıringayenı-çıringayış kulakları çınlamak
gos dayenı-dayış kulak vermek, kulak asmak, dinlemek
gos dayoğ kulak asan, dinleyen kimse
gos derg uzun kulaklı
gos dı kulağında
gos gıran ağır işiten
gos gıraney 1-ağır işitme durumu, sağırlık, 2-umursamamak, kulak asmamak
gos hera 1-geniş kulaklı, 2-her şeye kulak asmayan
gos herayinı kerdenı-kerdış her şeye kulak asmamak, boş vermek
gos herayinı her şeye kulak asmama, boş verme
gos kaxı düz kulak
gos lüwaye 1-mecazi olarak evlenmek isteyenlere denir, 2-açıkgöz
gos lüwayenı-lüwayış kulakları oynamak (kız peşinde gezen gençlere derler)
gos mekü pa kulak asma
gos mere fare kulaklı, küçük kulaklı
gos mı nêna bana kulak asmadı
gos na ser kulak verdi, dinledi
gos na to sana kulak astı?
gos nano şari başkasına kulak asiyor
gos nano mı bana kulak asiyor
gos nayenı-nayış kulak asmak, dinlemek, kulak vermek
gos nênayenı-nênayış kulak asmamak, dinlememek
gos ontenı-ontış kulağını çekmek, ikaz etmek
gos pa küwatenı-küwatış kulak asmak, aldırmak
gos pa küyenı-küyış kulak asmak
gos pa kuwatenı-kuwatış kulak asmak
gos pa mekü kulak asma
gos pa nayenı-nayış kulak asmak, kulak vermek, dinlemek
gos pa nêküwatenı-nêküwatış kulak asmamak
gos pa nêküwayenı-nêküwayış kulak asmamak, aldırmamak
gos pa nêkuwatenı-nêkuwatış kulak asmamak
gos perr geniş kulaklı, düz kulaklı
gos ra kulaktan
gos ser nayenı-nayış kulak vermek
gos tadayenı-tadayış kulağını bökmek, uyarmak
gos u zınci kulak ve burun
gosa çıknayenı-çıknayış kulağına çınlatmak
gosan dı kulaklarda kulaklarında
gosan gırotenı-gırotış kulağını kapatmak, işitmek istememek
gosan ra kulaklardan
gosan kulakları
gosana kulaklarla
gosanê xo akı kulaklarını aç, ayık ol
gosare küpe
gosarey xo goş kerdenı-kerdış kulağına küpe takmak
gosarey küpeler
gosareyın köpeli
gosdar kulak veren, itaat eden, söz dinleyen
gosdarinı kerdenı-kerdış kulak vermek, dinlemek
gosdarinı kulak verme, dinleme
gosdaroğ dinleyen, dinleyici, kulak asan, kulak veren, dinleyen
gosdayenı-dayış kulak vermek, kulak asmak, dinlemek
gosdayoğ kulak asan, kulak veren, dinleyen
gosdegrotê dolgun etli (dişil)
gosê cı anti kulaklarını çekti
gosê cı bıçıringê kulakları çınlasın
gosê cı lüwenê kulakları terpeniyor, oyniyor
gosê cı rehatê kulağı rahattır
gosê cı kulağı, kulakları
gosê cıyo lüweno kulağı oynuyor
gosê xo ser nayenı-nayış göz kulak olmak, kollamak
gose (çenge, köşe) 1-kapı ve pencereler özerine konulan uzun taş, lahit, 2-köşe
gose ra salkımdan
gose salkım, üzüm salkımı
gosedar kulak verme, dinleme
gosena bir salkım daha
gosey engürı üzüm salkımı
goseyê bir salkım
goseyêdê cı 1-bir köşesi, 2-bir salkımı
goseyo veng 1-boş köşe, 2-boş üzüm salkımı
goseyın salkımlı
gosgıran bıyayenı-bıyayış ağır işitmiş olmak
gosgıran ağır işiten
gosgırana ağır işitiyor (dişil)
gosgıraninı kerdenı-kerdış kendini ağıra almak, tembellik yapmak
gosgıraninı 1-ağır işitme hali, 2-kendini duymamazlığa vurmak
gosgırano ağır işitiyor (eril)
goshare küpe
gosi dik kerdenı-dik kerdış kulaklarını dikleştirmek, evlenmek istemek
gosi gêryayê kulakları kapanmış, ağır işitiyor anlamında
gosi gıran aşnawenê kulakları ağır işitiyor
gosi hewadayenı-hewadayış kulakları dikleştirmek, evlenmek istemek
gosi pey eştenı-eştış ardırış etmemek, kulağının arkasına atmak
gosi peyra goni gırota duymamazlıktan gelme, aldırış etmemek
gosi peyra kulağın arkasından
gosi kulaklar
goskar (koşkar) ayakabı dikicisi ve tamircisi
goskarey ayakabı dikiciliği ve tamirciliği
goskarinı ayakabı tamirciliği
gosmase 1-midye, 2-bulanık sularda veya göllerde bulunan sinekten az büyük balıklar, 3-böcek büyüklüğünde kuyruğu ince ve uzun bir su hayvanı
gosmasey midyeler
gosneno 1-dinliyor, 2-kulak asiyor
gosra kulaktan
gost (goşt) et
gost antenı-antış et çekmek
gost dayenı-dayış 1-et vermek, 2-kilo kaybetmek, zayıflanmak
gost dı ette
gost gırotenı-gırotış 1-et almak, 2-kilolanmak, kilo almak
gost kuwatenı-kuwatış et dövmek
gost ontenı-ontış et çekmek
gost ra etten
gost u este et ve kemik
gost u nengü et ve tırnak
gost werdi kerdenı-kerdış etı ufaltmak, et kesmek
gostarey kerdenı-kerdış dinlemek, kulak vermek
gostarey kerdoğ 1-dinleyen, dinleyici, 2-kulak asan, kulak veren
gostarey mekı dinleme, kulak verme
gostarey nêkerdenı-nêkerdış dinlememek, kulak vermemek
gostarey dinleme, kulak verme
gostareya mı bıkı beni dinle, bana kulak ver
gostarıtoğ dinleyici
gostayoğ dinleyici, dinleyen, kulak veren kimse
gostdegrote dolgun etli (eril)
gostê cı eti
gostê dındanan diş etleri
gostê gandê xo werd canının etinı yedi
gostê qawırmi kavurma eti
gostgıran dolgun vucutlu, ağır etli
gostiya et ile
gostra etten
gostın (qelaw) etli, etli butlu, şişman
gostına etlidir (dişil)
gostıno etlidir (eril)
gosın kulaklı
gosına kulaklıdır (dişil)
gosıno kulaklıdır (eril
govend-govendı halay, halay çekme, toplumla birlikte oynanan oyun
govendan dı halaylarda
govendan ra halaylardan
govendvan halay çeken, halaycı
govendwan halay çeken, halaycı
govendı gırêdayenı-gırêdayış halay bağlamak, halay tutmak
govendı gırêdê halay bağladı
govendı bele sarılan bir nevi kuşak
goverıkı 1-yuvarlak şeyleri yuvarlatmayla oynanan bir oyun, 2-yılan vb şeylerin daire olup yatmaları, daire
govleg-govlegı (kufkarıkı) mantar
govlegi mantarlar
govlegın mantarlı
goğük 1-mısır unundan yapılan börek, katma, 2-öksürük
goya to va ez do bira hani sen dedin ben geleceğim
goya 1-güya, 2-hani
goye düve, portakal renginde bir düve
goyey düveler
goz açık (çım akerde) şeytan, gözaçık, uyanık, şit
goz gıre kerdenı-kerdış kör düğüm yapmak
goz gıre kör düğüm
goza pemi pamuk kozası
goza koza
gozag kerdenı-kerdış düğmelemek
gozage düğme
gozagi düğmeler
gozçal çevizleri çukura atmayla oynanan bir oyun
goze bor tarla, sürülmemiş tarla
gozek-gozekı aşık kemiği
gozeka lıngı ayak aşık kemiği
gozekê lıngan ayakların topalak kemiği
gozekı ayak bileğinin toparlak kemiği, ayak bilek kemiği
gozelek dünemeç
gozêr-gozêrı ceviz ağacı
gozêri ceviz ağaçları
gozi cevizler
gozlıg (verçım) gözlük
gozlıgê bir gözlük
gozlıgi xo çıman kerdenı-kerdış gözlük takmak
gozlıgın gözlüklü
gozlıngi gözlük
gozlıngın gözlüklü
goznayenı-goznayış sağma, sağmak
gozyayenı-gozyayış sağılmış olmak
gozı ceviz
grafik (Fr) grafik, çizgilerden oluşmuş şekil
grafolog (Fr) yazı uzmanı
grafoloji (Fr) yazı bilgisi
gram (Fr) gram (gr), kilogramın binde biri
gramaj (Fr) ağırlık ölçüsü, gram
gramer (Fr) dil bilgisi
gramerci gramerci, dil bilgisi uzmanı
gramofon (Fr) gramofon, fonograf
grew (Fr) iş bırakımı
grewci grevci
greyfort (İng) greypfrut, turunçgilerden bir meyve ve ağacı
gri (Fr) kül rengi, boz
grib (Fr) grip, enflüanza, bulaşıcı ve salgın bir hastalık
gril (Fr) ızgara
grosa (İt) on iki düzine
grüb (Fr) grup, küme
gücıgı şubat ayı
güd 1-topak, 2-kötlü, pamuk, kötlü
güdê miri hamur topacı, hamur topu
güdê vewrı kar topacı, kar topu
güşare küpe
güşareyın küpeli
gügük (Keko-pepo) guguk kuşu
Güjıgı-güjıgê şubat ayı
gük buzağ (eril)
güki buzağlar
gükı buzağ (dişil)
gülan-gülanı mayıs ayı
gülêrı gül ağacı
güli güller
gülistan gül bahçesi
gülp suya düşen bir şeyin çıkardığı ses
gülı gül
güm kerdenı-kerdış 1-suya batırmak, 2-gümbürtü etmek
güm kerdoğ 1-suya batıran, 2-gümbürtü eden
güm 1-adım, 2-yanak, 3-suya batırma
gümê süri kırmızı yanaklar
gümi yanaklar
gümın yanaklı
gün 1-can, 2-kan, 3-daşak
güna nüşnayenı-nüşnayış günah yazmak
güna pıro deydi
güna günah
günayo günahtır
gündaş kandaş, aynı kanı taşiyan
gündê (wextê, zamandê) zamanında, bir zamanlar
günewer kan içici, vampir
güneweri kan içenler, kan içiciler
günger ezrail, can alan melek, felek
güni dı kanda
güni şımıtoği kan içiciler, kan dökücüler, vampirler
güni ra kandan
güni rıjnayenı-rıjnayış kan dökmek
güni rıjnayoğ kan döken, kan dökücü
güni rıjyayenı-rıjyayış kan dökülmek
güni rıznayenı-rıjnayış kan dökmek
güni rıznayoğ kan döken kimse
güni rızyayenı-rıjyayış kan dökülmek
güni ver dayenı-dayış kan bedelini vermek, ödemek
güni 1-kan, 2-daşaklar
günwerey kan içicilik
günı deve sakızı
günın 1-kanlı, 2-daşaklı
güra gürledi
gürabiye kurabiye
gürabiyecinı kurabiyecilik
gürabiyeyinı kurabiyecilik
gürayenı-gürayış 1-çalışmak, iş yapmak, 2-gürlemek
gürayayenı-gürayayış çalışmak
gürayo 1-çalışmış, 2-gürlemiş
gürbet (Ar) doğup yaşanılmış olan yerden uzak yer
gürbetci gurbetçi
gürbetcinı gurbetcilik
gürbetcılıxey gurbetçilik
gürbetey gurbetçilik
gürbetinı gurbetcilik
güre güra 1-güm güm, gürleme, 2-bağırıp nara atma
güre iş, vazife, görev
gürena çalışiyor (dişil)
güreno 1-çalışiyor, 2-gürliyor (eril)
güret şı aldı gitti
güret aldı
güreta almış
güretene-güretenış almak
güretene almak
güretenı-güretış almak, işkal etmek, el koymak
güreto almış
gürey mı vazifem, işim
güreyaya çalışmış (dişil)
güreyayenı-güreyayış çalışmak
güreyayo çalışmış (eril)
güreyeno çalışiyor
güreynayenı-güreynayış çalıştırmak, iş yaptırmak
gürnigı tohumu yuvarlak dikenli bir ot
gürür (Ar) 1-kendini beğenme, büyüklenme, kibir, 2-onur, şan, şeref
gürürê cı gururu
gürürey gururlu olma durumu
gürürinı gururluluk
gürürın bıyayenı-bıyayış gururlu olmak
gürürın gururlu
gürürına gururludur (dişil)
gürürıno gururludur (eril)
gürweyayenı-gürweyayış çalışmak, iş yapmak
gürweynayenı-gürweynayış çalıştırmak
gürınayenı-gürınayış çalıştırmak
gürıneno çalıştıriyor
gürıyaya çalışmış (dişil)
gürıyayenı-gürıyayış çalışmak, iş yapmak
gürıyayo çalışmış (eril)
güsül (Ar) boy aptesti
güsül gırotenı-gırotış gusul almak
güük-güük baykuş veya guguk kuşunun ötüş sesi
güwan 1-hayvanların memeleri, süt toplama yeri, 2-hayvanların döl yeri
güz ame zor geldi
güz bıyayenı-bıyayış sürüklenmek
güz kerdenı-kerdış sürüklemek
güz kerdoğ sürükleyen
güz 1-zor, çetin, 2-sürükleme
güzın acı, acı olma durumu, biber acısı, ağız yakıcı
gucigı şubat ayı
guda lınci çamur topağı
guda miri hamur topağı
guda vewrı eştı kar topu atı
guda vewrı kar topu, kar topağı
gudê kuftan küfte, küfte topağı
gudê miri hamur topacı, hamur topu
gudê vewrı kar topacı, kar topu
gudi bıyayenı-bıyayış topak olmak
gudi kaykerdenı-kaykerdış topak oynamak
gudi kerdenı-kerdış topaç haline sokmak, topak yapmak
gudi kerdi yuvarlatıp topak yaptı
gudi pê estenı-eştış topak birbirine atmak
gudi topak hamur topu
gudlıki küfte, yuvarlak küfte topağı
gudı 1-topak, 2-yuvarlak, 3-ele avuca sığacak kadar topak, topaç, top vb
gudıki kerdenı-kerdış topak yapmak
gudıki yuvarlak ve küçük topaklar
gudıkın topaklı, yuvarlak
gudın topaklı
gufte (Far) müzik eserlerinin yazılı metni, söz
gufte vıraştenı-vıraştış güfte yapmak, müzik sözlerini yazmak
guftevan güfte yazan kimse, söz yazarı
guftewan güfte yazan kimse, söz yazarı
guhan hayvanların süt memesi
guhare otlaklık yamak, küçük vadi
guj guj dökülen sulu bir şeyin çıkardığı ses (akıcılığı ifade eder)
guj dökülen su vb şeylerin çıkardığı ses, su vb şeylerin dökülme sesi
gujj kerdenı-kerdış su vb şeyleri birden dökmek
gujjini akma sesi, yağmur sesi, su sesi
gujjj birden dökülmek, ses çıkarmak
gujna birden döktü
gukdelen (Tr) çok katlı yapı, bina
gul u teli gül ve diken
gul-gulı (Far) gül, kokulu ve değişik renkli bir çiçek
gula sürı kırmızı gül
gula verrozi ay çiçeği
gulaş ( têmane) güreş, düğüş
gulaş kerdenı-kerdış güreş yapmak, güreşmek
gulaş göreş
gulaşa güreşle
gulan akerdo güller açmış
gulan ra boya weşı yena güllerden güzel koku gelir
gulan-gulanı mayıs ayı
gulan gülleri
gulane mayıs ayı
gulanı dı güllerde
gulanı mayıs ayı
gulanık tarlalarda ve sulu yerlerde yeşeren ve haşlatılıp kavrulup yenilen bir ot çeşidı
gulban topakları
gulbang insan vb şeylerin bir arada toplanması
gulbaxe bağ, çile bağı, tesbih, boncuk vs için kulanılan çile bağı
gulbe bı gulbe küme küme
gulbe gulbe 1-küme küme, 2-lapa lapa
gulbe kerdenı-kerdış yığınlamak, destelemek
gulbe 1-kuş, arı vb şeylerin topluca bulunması, 2-kütle, topak, 3-topluluk, sürü
gulbeşeker (Far) gül çiçeği ve şeker ile yapılan bir çeşit reçel
gulbend gül vb şeylerin demeti
gulbey mıriçıkan kuş sürüsü, kuş topluluğu
gulbey 1-demetler, 2-sürüler, 3-topluluklar
gulbeyê hewran bulutların kümesi
gulbız (golbız, kolbız) mart ayında olan Kormışkan çiçeği
gulcani ateş ocağının taşı
gulçık (vıllık) böbrek
gulçıka böbrekle
gulçıkın böbrekli
guldesta güldeste
guldeste (Far) antoloji
gulê Kutkan Köpeklerin gülü
gulê Pêxemberi Peygamber gülü
gulê süri kırmızı güller
gule kaykerdenı-kaykerdış misket oynamak
gule 1-küle, kula, gülle, bilye, misket, 2-mermi, kerşun güllesi
gulê bir gül
gulêr-gulêrı gül ağacı
gulêri gül ağaçları
gulêrlıx gül yetiştirilen veya gül bahçesi
gulevaran kurşun yağmuru
gulşeker 1-gülbeşekeri, 2-tatlı, çiçek gibi
guli cıkerdi gülleri kopardı
guli güller
gulilıka çıman göz bebeği, gözlerin merceği
gulilıkı 1-göz bebeği, mercek, göz merceği, 2-yumurtanın sarısı, 3-sariya çalma durumu
gulistan gül bahçesi
gullan fek nayenı-nayış kurşunlamak, kurşun yağmuruna tutmak
gullan ra güllerden
gullana güllerden
gulle kaykenê gülle oynuyorlar
gulle kerdenı-kerdış 1-kurşunlamak, 2-güle oynamak
gulle 1-mermi, top mermisi, 2-küle, misket
gulleyın küleli, misketli
gullın güllü
gulna bir gül daha
gulover yuvarlak, yuvarlak yapılı, topak, top şeklinde
gulsosını sümbül
gulı boykeno gülü kokluyor
gulı 1-bir bayan ismi, 2-gül
gulık 1-örgük, perçem, 2-ipekten vb şeylerden örülüp saç yerine fese takılan bir nevi örgü (Zaza kadınları takarlar)
gulın güllü
gum bıyayenı-bıyayış suya batmak
gum kerdenı-kerdış 1-suya batırmak, 2-gürlemek
gum kerdoğ 1-batıran kimse, suya batıran, 2-gürleyen
gum va u dindeya güm dedi ve devrildi
gum-gum kuru şeylerin yanıp onların o gür ateşinin çıkardığı ses
gum-gumı yanak
gum 1-batma, suya batırma, 2-gümbürtü sesi, silah ve buna benzer şeylerin patlama sesi, gümbürtüsü, 3-yere düşen sert cisimlerin çıkardığı ses, 4-yanak
guman bıyayenı-bıyayış kuşkulanma
guman kerdenı-kerdış 1-ümit etmek, 2-kuşkulanmak
guman kerdoğ 1-kuşkulanan, 2-ümit eden
guman 1-şüphe, kuşku, 2-ihtimal, ümit, 3-yanakları
gumana yanaklarla
gumayenı-gumayış gürlemek, gümbürtü çıkarmak
gumê pıri dolu yanaklar
gumê süri kırmızı yanaklar
gumeno gürlüyor
gumgumok (qumqumok) kertenkelenin bir çeşidı ve kertenkeleden büyük
gumi 1-yanaklar, 2-gümbürtü sesi, uğultu, patırtı, ses çıkarmak
gumini cı ra amê gümbürtü sesi kendisinden geldi
gumini vetenı-vetış gümbürtü sesini çıkarmak
gumini güm sesi
guminiya tıfıngan tüfeklerim gümbürtüsü
gumman bıyayenı-bıyayış kuşkulanma
gumman kerdenı-kerdış 1-ümit etmek, 2-kuşkulanmak
gumman kerdoğ 1-kuşkulanan, 2-ümit eden
gumman nêkerdê ümit etmezdim, ummazdım
gumman şüphe, ümit, şık, kuşku, ummak vb
gummastık bıyayenı-bıyayış kabakulak olmak
gummastık kabakulak
gummi gümbürtü, patırtı sesi
gumnayenı-gumnayış gümbürdetme, gürletme, patlatmak, gümbürtü etmek, gümürdatmak
gumruk (Yün) gümrük
gumruk dı mendenı-mendış gümrükde kalmak
gumruk dı gümrükde
gumruk ra ravêrnayenı-ravêrnayış gümrükten geçirmek
gumruk ra gümrükten
gumrukci gümrükçü
gumrukcinı kerdenı-kerdış gümrükçülük yapmak
gumrukcinı gümrükçülük
gumrukcılıxey gümrükçülük
gumrukxane gümrük teşkilatının kurulu olduğu yer
gumsürı al yanaklı, kırmızı yanaklı
gumu-guma gümü gümdür
gumyayenı-gumyayış gürlemek, gümbürtü sesini çıkarmak
gumı guma adırdê koliyana odun ateşinin güm-gümüdür
gumı gumı güm güm, gümbür gümbür, gümbürtü gürültü, gürleme
gumı-guma gümü gümdür
gumı yanak
gumın yanaklılı
gun-guni daşak, erkeğin erkeklik organlarının torbası
guna bı 1-günahtı, 2-yazıl oldu
guna bıyayenı-bıyayış günah olmak, yazık olmak
guna kerdenı-kerdış günah işlemek
guna kerdoğ günah işleyen
guna pıro değdi, isabet etti, 2-gidip ricada bulundu
guna warro aşagiya düştü
guna 1-günah, acıma, yazık, 2-değmek, isabet etmek
gunah günah, dince yapılması suç sayılan iş ve davranış
gunahkar bıyayenı-bıyayış günahkar olmak
gunahkar kerdenı-kerdış günahkar etmek
gunahkarinı kerdenı-kerdış günahkarlık yapmak, günaha girmek
gunaka yazıktır (dişil)
gunakar bı günahkar oldu (eril)
gunakar bıyayenı-bıyayış 1-utanmak, 2-günahkar olmak, yazık olmak
gunakar kerdenı-kerdış 1-utandırmak, 2-yazık etmek
gunakar günah işlemiş, günahlı, günahkar
gunakara günahkardır (dişil)
gunakarey kerdı günahkarlık mi ettik
gunakarey günah işleme, suç işleme durumu, günahkar olma durumu, günahkarlık, suçluluk
gunakarinı günahkarlık
gunakaro günahkardır (eril)
gunakarı bi günahkar oldu (dişil)
gunako yazıktır (eril)
gunay cı gırotenı-gırotış günahını almak
gunay cı kewno şıma mıl günahı sizin boynunuza girer
gunay cı pey amyayenı-amyayış kendisine acımak, günahı gelmek
gunay cı wegrot günahını aldı
gunay cı wegrotenı-wegrotış 1-günahını taşımak, 2-günahını almak
gunay cı günahı
gunay mı ame cı günahım geldi
gunay mı ê laceki ame günahım o çocuğa geldi
gunay to çıniyo 1-senin günahın yoktur, 2-senin günahın yokmu?
gunay to yazığın, günahın
gunaya 1-değmiş, 2-günah, günahtır (dişil)
gunayenı-gunayış 1-değmek, 2-dokunmak, 3-isabet etmek
gunayo pıro deymiş, isabet etmiş
gunayo warro yere düşmüş, aşağiya düşmüş
gunayo yazıktır, günahtır (eril)
gune kewtenı-kewtış günaha girmek
gunek keklik otu
guneki daşak, daşakcık
guni 1-daşak, daşaklar, 2-kan
guno 1-deysin, 2-daşaktır
gunsencık Atmaca
gunye (Yün) dik açıları ölçmeye ve çizmeye yarayan araç
gunın daşaklı
gupık ucu yuvarlak olma
gupıkê çıwi sopanın yuvarlak ucu
gupıkın ucu yuvarlak olma durumu
gur-gur 1-birden ve aniden gelen yağmurun sesi, 2-gök gürlemesinin çıkardığı ses, 3-hüngür hüngür ağliyandan dökülen gözyaşlarına derler, 4-koyun yada keçilerin bir şeyden korkup bir yere kaçmasının sesi
gura 1-gürledi, 2-çalıştı
gurayenı-gurayış 1-gürlemek, 2-çalışmak, iş yapmak
guraynayenı-guraynayış çalıştırmak
gurayo çalışmış, iş yapmış
gurc tompuz, gürz
gurê cı kewt cı işi kendisine düştü
gurê mı esto işim vardır
gurê pêser bi koşuşup bir yere toplandılar
gure (gırwe) vezife, iş
gure dı işte, vazifede
gure kerdenı-kerdış iş yapmak
gure kerdoğ iş yapan, çalışan
gure ra işten, vazifeden
gureci 1-işçi, gündelikçi, 2-küreci
gurecinı 1-kürecilik, 2-işçilik
gurêna çalışiyor (dişil)
gurênabı çalıştırmıştı
gurênayenı-gurênayış çalıştırmak, çalışmak
gurenê 1-gürliyorlar, 2-çalışiyorlar
gurênê 1-gürliyorlar, 2-çalışiyorlar
gurênenê çalıştırıyorlar
gurêno çalışiyor (eril)
gureno gürlüyor
gurev (Tr) görev
gurêx ağzı çok büyük olana derler
gurêxiya mı ser üstüme horladı
gurêxyayenı-gurêxyayış horlamak (köpek vb hayvanların horlaması)
gurey cı işi, vazifesi
gureyayenı-gureyayış
gureynayenı-gureynayış çalıştırmak, iş yaptırmak
gureyo rınd iyi iş
gureyo xırab kötü iş
gureyoğ çalışan, çalışkan, iş yapan
gurgen (Tr) bir ağaç adı ve bu ağacın kerestesi
gurgur gök görleme sesi
gurgurı gürleme, gümbürtü
gurguzi (fitık) ıslık, ıslık çalmak
guri kerdenı-kerdış gürlemek, gümbürdemek
guri gürleme sesi
guricini işçilik
guriyayenı-guriyayış çalışmak, iş yapmak
gurm gümbürtü sesi, yumruk sesi, patlama sesi vs
gurmi 1-gümbürdeme, gümbürtü, patırtı, yüksek ses, çınlamak, 2-patlayan bir şeyin ses ve yankısı, çınlama, 3-yakılan şeylerin çıkardığı ses
gurmık 1-büyük budak, 2-düzün zıtı, alçaklı tepelı, düzlü çukurlü, 3-küçük ve yuvarlak tepe, 4-yumru, yuvarlak, bir şeyin ısırmasından doğan şişkinlik
gurmıkê bir yumruk
gurmıki eştenı-eştış yumruk atmak
gurmıki kerdenı-kerdış yumruk atmak, yumruklamak
gurmıkna bir yumruk daha
gurmıkı (kulmıkı, nüncıkı) yumruk
gurmıkın düz olmayan, alçaklı tümseklı, kertlı çukurlu yer
gurnayenı-gurnayış çalıştırmak
gurnigı tahılların içinde olan, kozası küçük, yuvarlak ve dikenli bir ot
gurnigı tohumu yuvarlak dikenli bir ot
gurnigın gürnigli
gurot xo bın altına aldı
gurot xo mıyan içine aldı
gurot xo ser üstüne aldı
gurot zere içeri aldı
gurote 1-kapanmış olan, 2-alınmış olan
gurotenı-gurotış 1-almak, 2-kapatmak, 3-tıkamak
gurotoğ 1-alan, alıcı, 2-kapatan, 3-tıkayan
gurp birden düşerken çıkarılan ses
gurr 1-gür, sık, 2-kalın, güçlü
gurr gürleme sesi, bir yere koşuşma ve bir araya toplanma
gurrayenı-gurrayış gürlemek, ses vermek
gurrayin-gurrayış gürlemek
gurrayoğ gürleyen
gurreno gürliyor
gurri (keçel) kel hastalığı, saç dökülme hastalığı
gurri gürleme sesi
gurwe têmıyan bıyayenı-bıyayış işin karışmış olması durumu
gurwe iş, vazife, görev
gurwey cı cı kewtenı-kewtış işi düşmek
gurwey cı diyayenı-diyayış işini görmek
gurwey cı vetenı-vetış işini görmek, işini çıkarmak
gurweyayenı-gurweyayış çalışmak, iş yapmak
gurweyayoğ çalışan, iş yapan
gurweynaye çalıştırılmış olan
gurweynayenı-gurweynayış
gurweynayenı-gurweynayış çalıştırmak, çalışmak
gurweynayoğ çalıştıran, iş yaptıran
gurweynena çalıştıriyor (dişil)
gurweyneno çalıştıriyor (eril)
gurweyo rınd iyi iş, iyi vazife
gurweyo xırab kötü iş, kötü vazife
gurweyoğ işçi, çalışan
guru gura hewran bulutların gürlemesi
guryayenı-guryayış çalışmak, iş yapmak
guryayoğ çalışan, iş yapan
guruş (Tr) görüş
gurz 1-deste, demet, bağ, 2-tompuz
gurz gürz, yuvarlak demir parçası, savaşta kavga için kullanılır, tompuz
gurza gürz ile, tompuz ile
gurzi 1-ıslık, 2-gürzi mezhebinden olan kimse
gurzın gürzlü
gurı gurı gök görlemesi, bulutların çıkardığı gürleme sesine derler
gurınayenı-gurınayış çalıştırmak
gurıyayenı-gurıyayış çalışmak
gurıxiya mı ser üstüme tırmandı, saldırdı, çüktü
guvvi vınlamak, rüzgar sesinin vınlaması
guvvı-guvva ciya rüzgarın vınlamasıdır
guvışna sıktı
guvışnayenı-guvışnayış sıkmak, ezmek, posasını çıkarmak
guvışnena sıkiyor (dişil)
guvışneno sıkiyor (eril)
guwan memeli hayvanların süt verme organı, süt memesi, döl yeri, memeler
guwanê manga ineğin süt memesi
guweç bir yemek çeşidi
guwence (Tr) güvence
guwerte (İt) gemide ambar ve kamaraların üstü
guwışnayenı-guwışnayış sıkmak
guxx-guuxx güvercinlerin çıkarmış olduğu ses
guya (Far) sözde, sanki
guz birden dökülme veya su vb şeylerin dökülme sesi
guzergah (Far) yol boyu
guzide (Far) seçkin, seçilmiş, seçme
guzlem (Tr) gözlem
guzlux (Tr) gözlük
guznayenı-guznayış dökmek, yere boşatmak
kütlü, pamuk ve kar gülbeleri gibi, top top, 3-lapa lapa kar taneleri, 4-toplu, toplu olarak, bir araya toplanmak, 5-salkım halinde, küme, 6-yüğın, sürü, deste, topak