ga dayenı-dayış ineğin öküz veya boğa ile çifleştirilmesi

ga dayenı başlarına bir çok iş getirmek, bella sarmak, rezil etmek

ga dayenı mecazi manada; Anneni çektireyim gibisinde

ga u golık öküz ve dana

ga u manga öküz ve inek

ga galyumun simgesi

ga öküz

gaban ra dar geçitten, patika yoldan

gaban 1-geçilmesi güç yer, 2-dar geçit, patika yol

gabanın dar geçitli, patikalı

gada mec; çektirdi, öküze çektirdi, çiftleştirdi

gadaye kaba sövme, çektirme, öküz veya boğa ile çektirilmiş, eşleştirilmiş

gadayenı-gadayış 1-çiftleştirmek, sikiştirmek, çektirmek, 2-kaba bir sövgü sözü

gadayoğ 1-çektiren, eşleştiren, çiftleştiren, 2-kaba sövme; sikiştiren

gaddar (Ar) acımasız, insafsız, başkalarına haksızlık eden

gaddar bı gaddardı (eril)

gaddara gaddardır (dişil)

gaddarey gadarlık, gaddar olma durumu

gaddareya gaddarca

gaddarinı kerdenı-kerdış gaddarlık yapmak

gaddarinı gaddarlık

gaddaro gaddardır (eril)

gaddarı bi gaddardı (dişil)

gadê 1-çiftleştirdi, 2-çiftleştirin

gaf werdenı-werdış tehdit etmek

gaf tehdit etme, korkutma

gafi cı werdenı-werdış tehdit etmek, tehditvari laflar etmek

gafi werdi cı tehdit etti

gafil (Ar) çevresindeki gerçekleri görmeyen, sezmeyen, dalgın kimse

gafil bı gafildi (eril)

gafil tepışt gafil avladı, yakaladı

gafila gafildir (dişil)

gafiley gafil olma durumu

gafilinı gafil olma durumu

gafilo gafildir (eril)

gafilı bi gafildi (dişil)

gaflet (Ar) dalgınlık, dikkatsizlik

gagrogi bir çiçek adı

gagıro lale

gah wına va kah böyle dedi

gah kah

gaile (Ar) 1-sıkıntı, dert, keder, üzüntü, 2-uğraştırıcı, pürüzlü iş, yük

gaileyın gaileli, başında derdi olan

gaj-gajı yün veya iplik yumağı, büyük iplik çilesi, büyük iplik yumağı

gaja rêsi yün yumağı

gajın 1-çileli, yumaklı, 2-dikenli çalı çırpıdan oluşmuk toparlak

gakovi boynuzlu ve iri yarı bir geyik cinsi

gala (İt) gala

gale kerdenı-kerdış büyük heybeye koymak

gale ra büyük heybeden

gale heybe şeklinde olup heybeden büyük olan eşya koyma heybesi, hurç, büyük heybe

galeri (Fr) galeri

galeri dı galaride

galerici bı galericiydi (eril)

galerici galeri işleten kimse

galericinı kerdenı-kerdış galericilik yapmak

galericinı galericilik

galericiya galecidir (dişil)

galericiyo galericidir (eril)

galerinı galericilik

galerıci bi galericiydi (dişil)

galerıciya galericidir (dişil)

galerıciyo galecidir (eril)

galeya büyük heybeyle

galeyın büyük heybeli

galib (Ar) yenen, üstün gelen

galib amyayenı-amyayış galip gelmek

galib ardenı-ardış galip getirmek

galib bı galipti (eril)

galiba (Ar) görünüşe göre, sanılır ki, anlaşılan

galiba do niro sanırım gelmeyecek

galiba mı şaşay kerdı galiba ben yanlışlık yaptım

galiba galiptir (dişil)

galibey galib olma durumu

galibinı galip gelme durumu

galibiyet (Ar) yenme, yengi

galibiyetey galibiyetlik

galibo galiptir (eril)

galibı bi galiptı (dişil)

galücı ekin tarlalarında yeşeren ve tohumu acı olan zararlı bir yaban bitkisi

galüj (bencere) tarlalarda yetişen ve bitkilere zarar veren bir ot

galyan (Ar) coşturma, heyecana getirme

galyan amyaye galyana gelmiş olan

galyan amyayenı-amyayış galyana gelmek, çoşmak

galyan ardenı-ardış coşturmak, galeyana getirmek

galyan ardoğ çoşturan, galyana getiren

galyüm (Fr) bir element adı

galı büyük heybe

galık yünden örülen kalın kış çorabı

gam (Ar) tasa, kaygı, üzüntü, keder

gam (Fr) müzik notalarının sese göre sıralanışı

gam bı gam adım adım, an be an, dakika dakika

gam bı gamı kewt düri adım adım uzaklaştı

gam çekerdenı-çekerdış adım atmak

gam çekerdoğ adım atan veya ilerleyen kimse,

gam gam adım adım

gam mewı gam yeme

gam na gama tam sırasıdır, mec; gün bugündür

gam nêwerdenı-nêwerdış gam yememek

gam 1-adım, 2-o an veya o ana yakın, 3-biraz, az zaman

gama binı biraz önce

gama kı tı amey geldiğin zaman

gama xo adımını

gaman dı 1-adımlarda, 2-notalarda

gaman 1-adımları, 2-notalarla

gamana peymıtenı-peymıtış adımlarla ölçmek

gamana 1-adımla, adımlarla, 2-notalarla

gamanê xo derg berzı adımlarını geniş at, uzun at

gamanê xo weş berzı adımlarını iyi at

gamderg uzun adımlı

gamê bê ravey bir adım ileriye gel

gamê ca bir adımlık yer, yakın yer

gamê cı adımları

gamê kekoy hetı menda biran kekonın yanında kaldım

gamê mend bir adım kaldı

gamê ravey şiyayenı-şiyayış bir adım ileri gitmek, ilerlemek

gamê ravey şo  bir adım ileriye git, ileriye adım at

gamê ravey bir an önce

gamê rıhat vındı biraz rahat dur

gamê veror bir an önce

gamê xo hera eşti adımlarını geniş attı

gamê 1-bir adım, 2-bir an, bir süre, biraz

gamêş-gamêşı 1-mandanın erkeği, camus, manda, 2-sığırlara konan iri bir sinek cinsi, sığır sineği

gamêş 1-büyük baş hayvanlara konan büyük bir sinek, 2-camus

gamêşi davarlara konan iri sinekler

gami kerde adımlanmış olan

gami kerdenı-kerdış adımlamak

gami kerdoğ adımlayan

gami adımlar

gamlılıxey gamlı olma durumu

gammaz (Ar) söz getirip götüren, arkadan çekiştiren, fitneci

gammaz bı fitneydi (eril)

gammaza fitnedir (dişil)

gammazey kerdenı-kerdış fitnelik yapmak

gammazey kerdoğ fitnelik yapan

gammazey fitnecilik

gammazinı fitnelik

gammazo fitnedir (eril)

gammazı bi fitneydi (dişil)

gamna tepeya birazdan, bir an sonra

gamna yena 1-birazdan gelirim, 2-birazdan gelir (dişil)

gamna yeno birazdan gelir

gamna 1-biraz sonra, birazdan, 2-bir adım daha

gamwerd hücum etme, saldırma

gamwerdenı-werdış hücuma geçmek, saldırmak

gamze (Ar) gamze

gamı dı adımda

gamı eşte adım atmış olan

gamı eştenı-eştış adım atmak, bir işe giriş yapmak, girişmek

gamı eştoğ adım atan

gamı kerde adımlanmış olan

gamı kerdenı-kerdış 1-adımlamak, 2-üstünden atlamak

gamı kerdoğ adımlayan

gamı ra gamı adımdan adıma

gamı ra adımdan

gamı ravey eştenı-eştış ileriye adım atmak, ilerlemek

gamı rê gamı adıma adım

gamı ser werdenı-werdış hücum etmek, saldıriya geçmek

gamı 1-adım, 2-an

gamışqıran 1-cebrenin yere düşmesi, dokuz mart, bir cins camus hastalığı

gamıka binı biraz önce

gamıka verênı biraz önce

gamıkna yena biraz sonra gelirim

gamıkna biraz sonra

gamın 1-adımlı, 2-kaygılı, tasalı

Gan u gandan

gan antenı-antış can çekişmek

gan bürı ser hücum et, saldıriya geç

gan bıdê cı can verin, canlandırın, ruh verin

gan bıdo cı can verse, ruh verse, canlandırsa

gan da bı can vermişti

gan da cı ruh verdi, canlandırdı

gan da can verdi

gan daye can vermiş, ölmüş olan

gan dayenı-dayış bir şeye düşkün olup onu elde etmek için canını vermek

gan dayoğ can veren, ölen

gan dekewt 1-canlandı, dirildı, 2-meyve vs için yenilir hale geldi

gan dekewtenı-dekewtış canlanmak, can girmek

gan dekewtoğ can girmiş olan, canlanmış olan

gan devıstenı-devıstış canlandırmak, can girmek

gan devıstoğ canlandıran, can koyan, veren

gan fida canını feda eden, fedai

gan u gandan can ve candan

gan weş bıyayenı-bıyayış sağlıklı olmak

gan weş kerdenı-kerdış sağlığına kavuşturmak

gan weşey can sağlığı

gan weno ser hücum ediyor üstüne, saldıriyor

gan werd ser hücum etti, saldırdı

gan can, ruh

ganan canlar, canları

gancıl 1-deri, post, 2-hayalet, 3-akbaba

gandê xo dı kewt canının derdıne düştü

gandê xo dı canında

gandê xo ra bêzar bı canından bıktı

gandê xo ra bı canından oldu

ganê mı reyna canımı kurtardı

ganê mıno bol teweno canım çok ağriyor

ganê xo da a ray canını o yola verdi

ganê xo dano canını verir, canını veriyor

ganê xo feda kerd canını feda etti

gane gane canlı canlı

gane canlı

ganfidayê şardê mayo halkımızın fedaisidır

gangêr (gongêr) Ezrail, canları veya ruhları alan feleke derler, can alan, can alıcı, Azrail, felek, can almak meleği

gangêr fına werışt can alıcı yine kaltı

gangêr ganê ma bıgiro can alıcı canımızı alsın

gangêr ganê to bıgiro can alıcı canını alsın

gangêr werıştenı-werıştış can alıcının kalkması, canları alması

gangêster (İng) gangster, yasa dışı işler yapan çete üyesi

gangêstera gangsterdir (dişil)

gangêsterey kerdenı-kerdış gangsterlik yapmak

gangêsterey gangsterlik

gangêstereya gangsterlikle

gangêsteri gangsterler

gangêsterinı kerdenı-kerdış gangsterlik yapmak

gangêsterinı gangsterlik

gangêstero gangsterdir (eril)

gangêsteryinı gangsterlik

gangıran 1-ağır hareket eden, yavaş davranan, hantal, tembel, üşenen, 2-hiç bir şeyi umursamiyan, umrunda olmayan, duyarsız

gangırana 1-hamiledir, 2-can ağırdır, tembeldir (dişil)

gangıraney kerde tembellik etmiş olan, üşenmiş olan

gangıraney kerdenı-kerdış tembellik etmek, üşenmek

gangıraney kerdoğ tembellik yapan, üşenen

gangıraney 1-ağır canlılık, yavaş davranma durumu, 2-hantallık, 3-umursamamazlık, duyarsızlık

gangıraneya cı tembelliği,, üşenmezliği, hantallığı

gangırano tembeldir, can ağırdır (eril)

gangırot can aldı, can alıcı

gangıroy (gagolıki) yabani bir bitki, yabanda olur, renk-renk çiçek açar

gani verdı bıyayenı-bıyayış can vermek özere olmak

gani verdı can çekişmek, ölüm döşeğinde olmak

gani verdıro can çekişiyor, ölmek özeredir

gani 1-canlar, 2-gerek, icap

ganimet (Ar) savaşta ele geçirilen mal

ganimet komkerdenı-komkerdış ganimet toplamak

gano can, cano, canım

ganweş u kêfweş sağlıklı ve neşeli

ganweşey rê sıhatine, şerefine, sağlığına

ganweşey sağlıklı olma durumu, sıhatlı olma

ganweşeya can sağlığiyle

ganweşeyrê sıhatına

ganwerd Eli ser Alinin özerine hucum etti

ganwerd ser östüne, özerine saldırdı, atağa geçti, hücum etti

ganwerde saldırıya geçmiş olan, atağa geçmiş olan

ganwerdenı-ganwerdış saldırmak, hücum etmek, hücuma geçmek

ganwerdo (hêrış berdo) saldırmış, hücum etmiş

ganın ganın diri diri

ganın canlı, diri olma durumu

ganına canlıdır (dişil)

ganıno canlıdır (eril)

ganını canlı (dişil)

gaqıl kuru otun samanlaştırılmış hali

gar (Fr) gar (otobus garı)

garaj (Fr) garaj

garaj kewtenı-kewtış garaja girmek

garaj ra vızyayenı-vızyayış garajdan çıkmak

garajê Enqeri Ankara garajı

garajın garajlı

garan (naxır) küçük ve büyük baş hayvanlardan oluşan köy sığır sürüsü

garan sığır sürüsü

garanê dewı köyün sığırı, sığır sürüsü

garanê sığır sürüsünün su başlarındaki dinlenme yeri

garani sığır sürüsünün su başlarındaki dinlenme yeri

garanti (Fr) garanti, güvence, teminat vs

garanti bın gırotenı-gırotış garanti altına almak

garanti cı esto garantisi varmıdır?

garanti kerdenı-kerdış garantilemek

gardiyan gardiyan

gardiyana gardiyandır (dişil)

gardiyaney kerdenı-kerdış gardiyanlık yapmak

gardiyaney gardiyanlık

gardiyani gardiyanlar

gardiyaninı gardiyanlık

gardiyanlıxey gardiyanlık

gardiyano gardiyandır (eril)

gardırob (Fr) gardırop, giysi dolabı veya yeri

gardırob kerdenı-kerdış gardıropa koymak

gardırob ra gardıroptan

gardırobê bir gardırop

gardırobna bir gardırop daha

gardırobın gardıroplu

garib (Ar) 1-kimsesiz, zavallı, 2-acayip, tuhaf

gariban (Ar+Far) kimsesiz, zavallı, garip

gariban bı garibandı (eril)

garibana garibandır (dişil)

garibaney garibanlık

garibaninı garibanlık

garibano garibandır (eril)

garibanı bi garibandı (dişil)

garibey gariplik

garibinı gariplik

garig da mı benim keseme, benim tarafıma

garig-garigı kese, kesesinden, kesesine, tarafa, tarafından

garson (Fr) garson

garson bıyayenı-bıyayış garson olmak

garsona garsondur (dişil)

garsoney kerdenı-kerdış garsonluk yapmak

garsoney ra garsonluktan

garsoney garsonluk

garsoni garsonlar

garsoninı kerdenı-kerdış garsonluk yapmak

garsoninı garsonluk

garsoniyer (Fr) garsoniyer

garsono garsondur (eril)

garz şifon

gasar (gastar) sicimin ucuna takılıp yüklenen yükü bağlamak için kulanılan bir karış uzunluğunda ucu çatılı ağaç parçası

gasar bıyayenı-bıyayış yükün ucu çatalı ağaç ila bağlanmış olması

gasar kerdenı-kerdış yükü ucu çatalı ağaç parçasiyle bağlamak

gasar kerdoğ yükü ucu çatalı ağaç ila bağlayan kimse

gasb (Ar) bir malı sahibinin izni ve haberi olmadan zorla ve hile ile alma

gasb bıyayenı-bıyayış gasp olmak

gasb kerdenı-kerdış gaspetmek

gasb kerdoğ gaspeden kimse

gasbci gaspçı

gasbcinı kerdenı-kerdış gaspçılık yapmak

gasbcinı gaspçılık

gasbinı gaspçılık

gastar (gasar) sicimin ucuna takılıp yüklenen yükü bağlamak için kullanılan bir karış uzunluğunda ucu çatılı ağaç parçası, kanca, çengel, örken çengeli

gastar bıyayenı-bıyayış yükün ucu çatalı ağaç ila bağlanmış olması

gastar kerdenı-kerdış yükü ucu çatalı ağaç parçasiyle bağlamak

gastar kerdoğ yükü ucu çatalı ağaç ila bağlayan kimse

gastarekê qoli ellin dirsek kısmı ve kemiği

gastarın gastarlı

gastrit (Fr) mide iltihabı

gav-gavı kil, kilı toprak

gavan 1-altı deşilmiş topraklı uçurum yer, 2-kil, kireç, toprak vb şeylerin çıkarıldığı ocak, 3-sarp yamaçlı tek geçitli yol

gavanın killi

gavar bir tarlayı sulamak için bırakılan su miktarı

gavı killi ve küllü toprak

gavılgaj adımları çok uzun olan va adımlıyarak yürüyene derler

gavın killi

gavının killi olma durumu

gawan köy sığır çobanı

gawana sığır çobanıdır (dişil)

gawanê dewda ma köyümüzün sığır çobanı

gawaney kerdenı-kerdış sığır çobanlığını yapmak

gawaney kerdoğ sığır çobanlığını yapan kimse

gawaney köy sığır çobanlığı yapma işi

gawaninı şığır çobanlığı

gawano sığır çobanıdır (eril)

gawün sığır çobanı

gawür (gawır) (Ar) müslümanlar kendi dinlerinden olmayanlara derler

gawüra gavurdur (dişil)

gawürey gavurluk, dinsizlik

gawürinı gavurluk

gawüro gavurdur (eril)

gawır (gawür) müslümanlar müslüman olmayana (gavur) gawır derler, 2-dinsiz imansız anlamındada kullanılır

gawıra gavurdur (dişil)

gawırê gavurdurlar (çoğul)

gawırey kerdenı-kerdış gavurluk yapmak, acımasız davranmak

gawırey gavurluk, dinsizlik, müslüman dininden olmayan

gawıri sere dı niro gavurun başına gelmesin

gawırinı gavurluk

gawırki gavurca, gavurvari, gavurane

gawıro xuli gawır gavur oğlu gavur

gawıro gavurdur (eril)

gawırı gavur (dişil)

gağan arêdayenı yılbaşıda ev ev dolaşarek yemiş toplamak

gağan-gağanı 1-onikinci ay, aralık ayı, 2-yılın son ayı, 3-kışın ortası, noel baba

gay cıtı çift sürme öküzü, öküzleri

gay dayenı-dayış 1-ineği öküzle çiftleştirmek 2-sikmek 3-siktirmek

gay debestenı-debestış öküzleri çifte koşmak, sürmek

gay öküzler

gayan öküzleri

gayana öküzlerle

gayê cı xırabo gayesi kötüdür

gayê cıtı çift sürme öküzleri

gayê to mı fahm kerd gayeni anladım

gayê to 1-gayen, 2-öküzün

gayê xo mı rê vazı amacını bana söyle

gaye (Ar) amaç, hedef, istek

gayê her hangi bir öküz

gayek öküz, öküzcük

gayekê bir öküz, öküzcük

gayeki öküzler, öküzcükler

gayet (Ar) pek, çok, pek çok

gayet nêweşo gayet hastadır

gayet normalo gayet normaldır

gayet tabiyo kı gayet tabidir ki

gayeyo xırab kötü amaç

gayle (Ar) 1-sıkıntı, dert, keder, üzüntü, 2-uğraştırıcı, pürüzlü iş, yük

gayleyo kı tiyê tey içinde bulunduğun gaye

gayleyın bı sıkıntıliydi, üzüntülüydü (eril)

gayleyın gaileli, başında derdi olan, sıkıntılı, üzüntülü

gayleyına sıkıntılıdır, dertlidir, üzüntülüdür (dişil)

gayleyıno sıkıntılıdır, dertlidir, üzüntülüdür (eril)

gayleyını bi sıkıntıliydi, üzüntülüydü (dişil)

gayo qelp kelp öküz

gayo zexel zeğel öküz, çifte gitmeyen, çöken öküze derler

gayo öküzdür

gayret (Ar) gayret, çaba, çalışma isteği vs

gayret bıyayenı-bıyayış çaba harcanmak

gayret kerdenı-kerdış gayret etmek, çaba harcamak

gayret kerdoğ çaba harcayan kimse

gayretey gayretlik, çaba gösterme durumu

gayreteyda xoya gayretiyle, çabasiyle

gayretinı gayret etme durumu

gayretkar gayret eden, çaba harcayan

gayretın bı gayretliydi (eril)

gayretın gayretli

gayretına gayretlidir (dişil)

gayretıno gayretlidir (eril)

gayretını bi gayretliydi (dişil)

gayri (Ar) 1-başka, diğer, 2-artık, bundan sonra

gayri çıçi wazenê artık ne istiyorsun?

gayri ma pê nêsınasnenê artık biz birbirimizi tanımiyoruz

gayri meşrü peyda biyo gayri meşru peydah olmuş

gayri meşrü gayri meşru

gayri no wına nêbeno artık bu böyle olmaz

gaz (Lat) gaz

gaz bı pıro dişledi, ısırdı

gaz bıkı dışle, ısır anlamında kulanılır

gaz bıyaye dişlenmiş olan

gaz bıyayenı-bıyayış dişlenmiş olan, dişlenen

gaz kerd bı dişlemişti, ısırmıştı

gaz kerd dişledi, ısırdı

gaz kerde dişlenmiş olan

gaz kerdenı-kerdış 1-ısırmak, dişlemek, 2-ölçmek

gaz kerdoğ dişleyen, ısıran kimse

gaz kerdoğa dişleyicidir (dişil)

gaz kerdoğo dişleyicidir (eril)

gaz kı dişle

gaz mekı dişleme

gaz 1-1-dişleme, dişlemek, ısırma, ısırmak, 2-diş çeken kelpeten, 3-ip vb şeyleri ölçmede yariyan karışlık ölçü birimi

gaza (Ar) kutsal savaş

gazab (Ar) öfke, kızgınlık, hiddet

gazabdê to ra gazabından, hiddetinden

gazabın hiddetli, öfkeli

gazal (Ar) ceylan

gazay to bımbarek bo gazan mübarek olsun

gazê neoni neon gazı

gazê bir diş vurma

gazel (Ar) gazel

gazel wendenı-wendış gazel okumak

gazelın gazelli, uzun havalı

gazete (İt) gazete

gazeteci bi gazeteciydi (dişil)

gazeteci bı gazeteciydi (eril)

gazeteci gazeteci

gazetecinı kerdenı-kerdış gazetecilik yapmak

gazetecinı gazetecilik

gazeteciya gazetecidir (dişil)

gazeteciyinı gazetecilik

gazeteciyo gazetecidir (eril)

gazetecılıxey kerdenı-kerdış gazetecilik yapmak

gazetecılıxey gazetecilik

gazetevan gazeteci

gazi (Ar) gazi

gazi biyayeney gazi olma durumu

gazi bı gazi oldu

gazi bıkı şardê xo halkından ümit bekle, halkını çağır yardım iste

gazi bıyaye gazi olmuş olan

gazi bıyayenı-bıyayış 1-gazi olmak, 2-yardıma, imdada çağrılmak

gazi kerdenı-kerdış 1-dişlemek, 2-yardıma çağırmak, imdat ummak

gazi ra amyayenı-amyayış imdada, yardıma gelmek

gazi ra şiyayenı-şiyayış imdadına koşmak, yardıma gitmek

gazi imdat, medet ummak, yardım için seslenmek, şikayetletmek, yardıma çağırma, yardım bekleme

gazibiyayeney imdada çağrılmış olma

gazilıxey gazilik

gazino (İt) gazino

gazino dı kar kerdenı-kerdış gazinoda çalışmak

gazinocinı kerdenı-kerdış gazinoculuk yapmak

gazinocinı gazinoculuk

gazinocı gazinocu

gazinocılıxey gazinoculuk

gazinocılıxinı gazinoculuk

gazinoyıcinı gazinoculuk

gazinoyın gazinolu

gaziya gazidir (dişil)

gaziye kötü habar

gaziyey gazi olma durumu

gaziyinı 1-gazilik, 2-umut umma, yardım bekleme durumu

gaziyo gazidir (eril)

gazlig-gazligı küçük çakı bıçağı

gazok dişleyen, dişleyici

gazoz (Fr) meyveli ve şekerli alkolsuz içecek

gazoz dı gazozda

gazoz şımıtenı-şımıtış gazoz içmek

gazoza gazozla

gazozci gazozcu

gazozcinı kerdenı-kerdış gazozculuk yapmak

gazozcinı gazozculuk

gazozciyinı gazozculuk

gazozcılıxey gazozculuk

gazozinı gazozculuk

gazozxane gazoz imalat edilen veya satılan yer

gazozın gazozlu

gazozıno gazozludur

gazxane (Ar+Far) gazhane

gazz bıyaye dişlenmiş olan

gazz bıyayenı-bıyayış dişlenmiş olmak

gazz kerde dişlenmiş olan

gazz kerdo dişlemiş, ısırmış

gazz kerdoğ dişleyen, ısıran kimse

gazz dişleme

gazzın dişlenmiş olan

gazı iplik yumağı, yün yumağı

gazın kerdenı-kerdış şikayetlenmek

gazın mekı şikayetlenme

gazın şikayetlenme, birinden bir şey bekleme, medet umma, yardım bekleme, 2-gazlı

gazınan şikayetleri

gazınanê cı şikayetlerini

gazınanê xo şikayetlerini

gazınc keno minnet ediyor

gazınc kerdenı-kerdış minnet etmek, şikayetlenmek

gazınc 1-minnet, 2-şikayetlenme, yakınma, serzeniş

gazıncanê xo şikayetlerini

gazıncey minnet etme durumu

gazınceya minnetle

gazınci kerdenı-kerdış minnet etmek, umut beklemek

gazıncina minnet olmayla

gazınco şikayetlenmedir

gazıncyayenı-gazıncyayış minnet etmek, umut beklemek

gazınê to şikayetlerin, şikayetlenmelerin

gazıno gazlıdır

gazının hep şikayetlenen (eril)

gazınını hep şikayetlenen (dişil)

 

 

ge şı, ge ame bir gitti, bir geldı

ge kewt bın, ge kewt ser bir altına girdi, bir üstüne çıktı

ge na kışta, ge a kışta xo lüna bir, bu tarafa, bir o tarafa kendini kıpırdatı

ge wend, ge nüşna bir okudu, bir yazdı

ge werd, ge vınderd bir yedi, bir durdu

ge wına şi, ge wına ame bir böyle gitti, bir böyle geldi

ge bazen, bazı zamanlar, arasıra, yine, bir, bu vb

geber biyo gebermiş, ölmüş, defolmuş

geber bı şori def ol git

geber bı mı çıman vera gözlerimin önünde defol

geber bı mec; 1-öl anlamında, öl, 2-def ol, 3-öldü, geberdı

geber bıyaye gebermiş olan

geber bıyayenı-bıyayış gebermek, ölmek

geber kerd, kışt gebertı, öldürdü

geber kerd gebertı

geber kerdenı-kerdış 1-gebertmek, 2-öldürmek

geber kerdoğ geberten

geber öl anlamında bir sözcük, geber, öl, defol

gecekondü (Tr) gecekondu, yasa dışı yapılan konut

gecekondü vıraştenı-vıraştış gecekondu yapmak

gecekondüyın gecekondulu

geçid dayenı-dayış geçit vermek

geçid nêdano geçit vermiyor

geçid nêdayenı-nêdayış geçit vermemek

geçid geçit

geda dişi kart ve yaşlı manda (dişil)

gede (doman, qeç) çocuk

gede ard çocuk getirdı

gedegı dişi manda (dişil)

gedek erkek genç manda (eril)

gedena bir çocuk daha

gedey çocuklar

gedeyê kuçedı kay kenê çocuklar sokakta oynuyorlar

gedeyê top kaykenê çocuklar top oynuyorlar

gedeyê bir çocuk

gedeyinı çocukluk

gedo erkek kart ve yaşlı manda (eril)

gedüg-gedügı 1-iki kaya arasında, dağ yamaçlarında, dağ aralarındaki dar geçitli yol, gedik, 2-musluklu çeşme

gedügın 1-musluklu, 2-gedikli, dar geçirli

gedıg-gedıgı 1-iki kaya arasında, dağ yamaçlarında, dağ aralarındaki dar geçitli yol, gedik, 2-musluklu çeşme

gedıgın 1-musluklu, 2-gedikli, dar geçirli

gef u lanet kin ve lanet

gef werdenı-werdış tehdit etmek, korkutmaya çalışmak

gef-gefi tehdit etme durumu, övünerek veya zorbalık ederek başkasını tehdit etmek, korkutmak

gef 1-tehdit, 2-lanet etme, yapılanları unutmayıp içine koyma, 3-aht, canına kast etme

gefşeg bıyayenı-bıyayış gevşek olmak

gefşeg 1-hafif bağlanan, hafif sarılan, her an açılabilen şeylerin bağlanmasına denilir, 2-yumuşak olup rahatlıkla eşilip kazılabilen yer, toprak

gefşeg gevşek, korkak, direnemiyen, el kaldıramiyan, cimri, pısırık vb

gefşega gevşektir, korkaktır (dişil)

gefşega korkaktır, gevşektir, mec: eli kalkmaz, korkak (dişil)

gefşegey kerdenı-kerdış gevşeklik etmek

gefşegey gevşeklik, korkaklık, cimrilik vb

gefşeginı kerdenı-kerdış gevşeklik yapmak

gefşeginı korkaklık, cimrilik, gevşeklik

gefşego 1-iyi veya sıkı sarılmamış, 2-korkaktır, cimridir, gevşektir, mec: eli kalkmaz, korkak (eril)

gefşex bıyayenı-bıyayış gevşek olmak

gefşex 1-gevşek, korkak, direnemiyen, el kaldıramiyan, cimri, pısırık vb, 2-hafif bağlanan, hafif sarılan, her an açılabilen şeylerin bağlanmasına denilir, 3-yumuşak olup rahatlıkla eşilip kazılabilen yer, toprak

gefşexa korkaktır, gevşektir, mec: eli kalkmaz, korkak (dişil)

gefşexey kerdenı-kerdış gevşeklik etmek

gefşexey gevşeklik, korkaklık, cimrilik vb

gefşexinı kerdenı-kerdış gevşeklik yapmak

gefşexinı korkaklık, cimrilik, gevşeklik

gefşexo 1-iyi veya sıkı sarılmamış, 2-korkaktır, cimridir, gevşektir, mec: eli kalkmaz, korkak (eril)

gefi dayenı-dayış tehditte bulunmak

gefi kerdenı-kerdış tehdit etmek

gefi mewı tehdit etme, korkutma?

gefi wendi cı tehdit etti

gefi werdenı-werdış tehdit etmek, tehditte bulunmak, yapacağım demek, kin bağlamak vb

gefi werdenı-werdış tehdit etmek

gefi werdi pêser birbirlerini tehdit ettiler

gefi tehdit etmeler

gefseg bıyayenı-bıyayış gevşek olmak

gefseg gevşek

gefsegey kerdenı-kerdış gevşeklik etmek

gefsegey gevşeklik

gefsego gevşektir, korkaktır (eril)

gefwerd 1-saldıriya teşebüs etti, 2-tehdit etti, 3-canına kast etti

gefın tehditli

geşkerdenı-geşkerdış şenlendirmek, gürleştirmek

gegane 1-bazen, arasıra, 2-yegane

geh (ge) bir, bu, geh, bazen, arasıra, bazı zamanlar vb

geh weneno, geh nüşneno bir okuyor, bir yaziyor

geh werışt, geh ronışt bir oturdu, bir kalktı

gejjı sarımtırak, sariya çalan renk

gejjını sarımtırak olma durumu

gejı (gezı) süpürge

gelan gidan gelen giden

gelan gidanê cı zahfo gelen gidenı çoktır, fazladır

gelek (xeylê) epey, hayli, çok, fazla

gelek düri kewt hayli uzaklaştı

gelek şar amebı epey halk gelmiştı

gelenek (Tr) gelenek

gelenekan dı geleneklerde

gelenekan ra geleneklerden

gelenekdê cı ra geleneklerinden

gem bıyaye gemlenmiş olan

gem bıyayenı-bıyayış gemlenmek

gem kerd estorı fek atın ağzına gem koydu

gem kerde gemlenmiş olan

gem kerdenı-kerdış gem vurmak, gemlemek, gem takmak

gem kerdoğ gemleyen, gem vuran

gem kewtoğ yabana düşen, deliren

gem-gemı yaban

gem atları yönetmek ve yönlendirmek için ağızlarına takılan araç, gem

gema bı yabandaydı

gema mende yabanda kalmış olan

gema mendenı-mendış yabanda kalmak

gema mendoğ yabanda kalan

gema verdaye yabanda bırakılmış olan

gema verdayenı-verdayış yabanda bırakmak

gema yabanda

gemar bıyaye kirletilmiş, tozıtılmış olan

gemar bıyayenı-bıyayış kirlenmiş olmak, toza batmak

gemar kerd kirleti, pis etti

gemar kerde kirletilmiş olan

gemar kerdenı-kerdış kirletmek, tozda bırakmak

gemar kerdoğ kirleten, tozıtan

gemar nêkerdenı-nêkerdış kirletmemek, pis etmemek

gemar kir, toz, pislik

gemarey kirli, pis olma durumu

gemarinı kirli olma durumu, pis olma durumu

gemarı dı mendenı-mendış kirde, toz toprakta kalmak

gemarı dı verdayenı-verdayış tozda, kirde, pislikte bırakmak

gemarı ra kirden, pislikten

gemarın bı kirliydi, tozluydu

gemarın kirli, tozlu, pislik içinde olma durumu

gemarına kirlidir, pistir (dişil)

gemarıno kirlidir, pistir (eril)

gemê cı şıdênayenı-şıdênayış gemini sıkmak

gemê cı xo dest vıstenı-vıstış gemini eline geçirmek, fırsatı kendisinden almak

gemê estorı atın gemi

geme 1-sık ormanlık, 2-yaban, yabani

Gemi u awı

gemi dı bi gemideydi (dişil)

gemi dı bı gemideydi (eril)

gemi dı gemide

gemi ra 1-gemiden, kayıktan, 2-gemden

gemi u awı kayık ve su

gemi 1-gemler gemleri, 2-insan ve yük taşımaya yarayan büyük su taşıtı

gemicinı kerdenı-kerdış gemicilik yapmak

gemicinı gemicilik

gemicılıxey kena gemicilik yapiyor (dişil)

gemicılıxey keno gemicilik yapiyor (eril)

gemicılıxey kerdenı-kerdış gemicilik yapmak

gemicılıxey gemicilik

gemivan gemici

gemixane gemi yapılan yer

gemiya dewda ma köyümüzün kayığı, gemisi

gemiya gemiyle, kayıkla

gemiyinı gemicilik

gemiyın gemili

gemmar (gammar) kirli, tozlu topraklı, tahıl ve benzeri şeylerin içinde yabancı şeylerin bulunması, karışık

gemmar bıyayenı-bıyayış kirlenmek, pasaklanmak

gemmarı xeledê ma miyan dı bola buğdamızın içinde kir çoktır

gemmarın pasaklı, kirli, içinde cinsinden başka cinsten maddeler bulunan

gemmarıno kirlidir, tozlu ve topraklıdır

gemı dı yabanda

gemı kewtenı-kewtış yabana düşmek

gemı kewtoğ yabana düşen kimse

gemı ra ame yabnadan geldi

gemı ra yabandan

gemı 1-alırız, 2-yaban, ısız yer

gemıci gemici

gemıcinı kerdenı-kerdış gemicilik yapmak

gemıcinı gemicilik

gemıciyey gemicilik

gemıciyinı kerdenı-kerdış gemicilik yapmak

gemıciyinı gemicilik

gemıcılıxey kerdenı-kerdış gemicilik yapmak

gemıcılıxey gemicilik

gemıj yabani, yabanda kalan veya yaşiyan kimse

gemıjo yabanidir

gemın gemli, gem olma durumu

gemıvan gemici

gemız yabani

gen aliyor

gena aliyor (dişil)

genc (cenc) genç, delikanlı

genc bı gençti (eril)

genc bıyayenı-bıyayış gençleşmek, genç olmak

genca gençtir (dişil)

gencê gençtirler (çoğul)

gencey (cencey) gençlik

gencey bol weşa gençlik çok hoştır

gencey dı gençlikte

gencey kesi dest nêkewna gençlik kimsenin elline düşmez

gencey ra gençlikten

gencinı gençlik

genco gençtir (eril)  

gencı bi gençti (dişil)

gend kerdenı-kerdış yellenmek

gend yellenme

gene kene

genel (Tr) genel, umumi

genelge genelge, talimat

general (Alm) general

generaley generallik

generalinı generallık

genetik (Alm) bitki, hayvan ve insanlarda kalıtım olaylarını inceleyen biyoloji dalı

gengaz bıyayenı-bıyayış kolay olmak

gengaz kerde kolaylaştırılmış olan

gengaz kerdenı-kerdış kolaylaştırmak

gengaz kerdoğ kolaylaştıran

gengaz kolay

gengazey kolaylık

gengazeya kolaylıkla

gengazinı kolaylık

gengazo 1-kolaydır, 2-kolaymıdır?

gengez kerdenı-kerdış kolaylaştırmak

gengez kolay

gengezey kolaylık

gengezeya kolaylıkla

gengezinı kolay olma durumu

gengola (hêlıkı) salıncak

geno aliyor (eril)

gensori (Tr) gensoru

gensori dayenı-dayış gensoru vermek

genım (genem, xele)(Kur) buğday

genımok 1-karışık buğday, buğdaya benzer bir ot çeşidi

genımyayê kokmuş olan

genımyaye kokmuş, bozulmuş olan

genımyayenı-genımyayış kokmak, bozulmak, çürümek

geometri (Fr) geometri, matematik dalı

geometri ra geometriden

geometrik (Fr) geometri ile ilgili

geometriko geometriktir

geometriyın geometrili

gepe bir avuç

gepeyê bir avuç dolusu

ger bı uyuz oldu

ger bıyayenı-bıyayış uyuz olmak

ger dekewtenı-dekewtış uyuz olmak, kaşıntı girmek

ger dı uyuzda

ger gırotenı-gırotış uyuz olmak, uyuza yakalanmak

ger ra uyuzdan

ger tı birê 1-gelmen gerekli, 2-şayet gelirsen

ger tı şırê eger gidersen

ger vetenı-vetış uyuz çıkarmak, uyuz olmak

ger vetenı-vetış uyuz olmak, uyuz çıkarmak, teni kırmızılaşmak, uyuzdan dolayı vücudu kırmızı kızarıklar çıkarmak

ger vetoğ uyuz olan, uyuz çıkaran

ger 1-uyuz, kaşıntı, 2-eger, şayet, yahut, veya

geranê xo uyuzlarını

gerçek (Tr) gerçek

gerçek bıyayenı-bıyayış gerçek olmak

gerçek kerdenı-kerdış gerçekleştirmek

gerçekcılıxey gerçekçilik

gerçekinı gerçek olma durumu

gerçex bıyayenı-bıyayış gerçek olmak

gerçex kerdenı-kerdış gerçekleştirmek

gerçex gerçek

gerçexa gerçektir (dişil)

gerçexê cı vazı gerçeğini söyle

gerçexê cı gerçeği

gerçexey ra düri gerçeklikten uzak

gerçexey vatenı-vatış gerçeğini söylemek

gerçexey gerçeklik

gerçexinı gerçek olma durumu

gerçexo gerçektir (eril), gerçekmidir?

gerçi (Far) her ne kadar, ise de

gerçi her ne kadar

gerdan (Kur) 1-gerdan, gerdanlık, 2-çene altı

gerdan sıpê beyaz gerdanlı

gerdanlıx gerdanlık

gerdeg kewtenı-kewtış gerdeğe girmek

gerdeg ra vızyayenı-vızyayış gerdekten çıkmak

gerdeg vıstenı-vıstış gerdeğe koymak

gerdeg gerdek, zifaf gecesi

gerdek kewtenı-kewtış gerdeğe girmek

gerdek ra vızyayenı-vızyayış gerdekten çıkmak

gerdek vıstenı-vıstış gerdeğe koymak

gerdek zifaf gecesi

gerden (gerdan) 1-çene altı, 2-takı, gerdan

gerden 1-gerdan, boyun takısı, 2-boyun kısmı

gerdenê xo akerdo gerdanını açmış

gerdenını gerdanlı

gerdex kewtenı-kewtış gerdeğe girmek

gerdex ra vızyayenı-vızyayış gerdekten çıkmak

gerdex vıstenı-vıstış gerdeğe koymak

gerdex gerdek, zifaf gecesi

gerê ma tım beno şikayetimiz daima oluyor

gere bıyayenı-bıyayış şikayet olmak

gere kerd şikayet etti

gere kerde şikayet etmiş olan

gere kerdenı-kerdış şikayet etmek

gere kerdoğ şikayetçi, şikayet eden

gere ma şırê gitmemiz lazım

gere u gazi şikayetlenme, şikayet etme

gere şikayet etmek, ihbar etmek, davacı olmak

gere lazım, gerekli, gereklilik

gereç (Tr) gereç, malzeme, materyal

gereci şikayet eden kimse

gereg gerek, lazım, ihtiyaç

gerek (lazım) gerek, icab eden

gerek biyameyê gelmesi lazımdı

gerek ma şırê sükı şehre gitmemiz gerekli

gerek ma şırê gitmemiz lazım

gerek ma jewbê bir olmamız lazım

gerek lazım, gerek, gereksinme

gerekbı gerekti?

gerekerdenı bol eybo şikayet etmek çok ayıptır

gereko lazımdır, gerekli, gereklidir

gerekın gerekli

gerey cı bıyayenı-bıyayış şikayeti yapılmak

gerey cı kerdenı-kerdış şikayetini yapmak

gerey pê kerdenı-kerdış birbirini şikayet etmek

gerey pê mekerê birbirinizi şikayet etmeyin

gerey pê nêkerdenı-nêkerdış birbirini şikayet etmemek

gerey xo kerd şikayetini yaptı

gerey xo kerdenı-kerdış şikayetini yapmak

gerez kerdenı-kerdış 1-kin götmek, 2-idaaya girmek, yarışmak

gerez kewtenı-kewtış idaaya girmak, rakabete girmek, yarışmak

gerez 1-kin, 2-idaaya girme, yarışma

gerezdar kindar

gergedan-gergedanı (Far) burnunun üzerinde iki boynuzu olan hayvan

gergef (Kur) gergef

gergefey gergef işleme durumu

gergefinı gergefcilik

gergefın gergeflı

Gerger Adıyamanın ilçesi

Gergerıc Gergerli

Gergerıj Gergerli

Gergerız Gergerli

gergin gergin

gerginey gerginlik

gergininı gerginlik

gerilim (Tr) gerilim

gerilla (Fr) gerilla, eylemlere girişen birlik

gerillaci gerilla savaşı veren kimse

gerillacinı gerilacılık

gerillacılıxey gerillacılık

gerillaya gerilladır (dişil)

gerillayinı gerilacılık

gerillayo gerilladır (eril)

geriz lağım, keriz

germ bi 1-sıcak oldu, 2-sıcaktı

germ bı sıcaktı

germ bıyaye sıcak olan, ısınmış olan

germ bıyayenı-bıyayış sıcak olmak, ısınmak

germ dı sıcakta

germ germ sıcak sıcak, sıcağı sıcağına

germ kerde ısıtılmış olan

germ kerdenı-kerdış ısıtmak, sıcağ etmek

germ kerdey ısıtılmış olan, ısıtılanlar

germ kerdoğ 1-ısıtan, 2-ısıtıcı

germ ra germ sıcağı sıcağına, sıcaktan sıcağa

germ ra sıcaktan

germ u honık sıcak ve soğuk

germ sıcak, germtır

daha sıcak, germtırın daha daha sıcak

germ sıcak, sıcaklık

germa sıcaktır (dişil)

germagermı sıcağı sıcağına

german ver ma veşay sıcağın ellinden yandık

germanist (Fr) germen (cermen) dilleri uzmanı

germanyüm (Fr) bir element adı

germawı ılıca, sıcak su, çermik

germayey sıcaklık

germdê amnani dı yazın sıcağında

germê amnani yaz sıcağı

germê cı sıcaklığı

germe sıcak, sıcaklık

germeni Alman dili

germenki Alman dili

germey sıcaklık

germi (germe, şorba) çorba, sıcak içecek

germi çorba vb şeyler

germini 1-sıcaklık, 2-kaplıca, 3-plaj

germo sıcaktır (eril)

germoğ 1-kaplıca, 2-plaj

germıc bıyayenı-bıyayış kızarıp kırmızılaşmak

germıc vetenı-vetış sıcaklardan dolayı kırmızı kabarıklar çıkarmak

germıc veto kızmızı kabarıklar çıkarmış

germıc sıcaktan dolayı vucuta çıkan kırmızı kırmızı kızarıklar

germıj bıyayenı-bıyayış kızarıp kırmızılaşmak

germıj vetenı-vetış sıcaklardan dolayı kırmızı kabarıklar çıkarmak

germıj vetenı-vetış sıcaklardan dolayı vucutta sivilce çıkarmak

germıj veto kızmızı kabarıklar çıkarmış

germıj sıcaktan dolayı vucuta çıkan kırmızı kırmızı kızarıklar

germıj sıcaktan dolayı vucutta çıkan ufak sıvilceler

germıke ılıca, kaplıca, hamam, Çermik hamamı

germıke ılıca, kaynarca

germıki plaj, güneş özerinde eksik olmayan yer

germıkini 1-günün her saatı güneşi eksik olmayan yer, 2-plaj, 3-sıcak ve kumsal yer, plaj, 4-ılıca

germıkı kaplıca

germın sıcak, sıcak olma durumu

germıxiya sıcaktan bozulan yemekler için söylerler

germız bıyayenı-bıyayış kızarıp kırmızılaşmak

germız vetenı-vetış sıcaklardan dolayı kırmızı kabarıklar çıkarmak

germız veto kızmızı kabarıklar çıkarmış

germız sıcaktan dolayı vucuta çıkan kırmızı kırmızı kızarıklar

gerna dolaştırdı, gezdirdi

gernayenı-gernayış dolaştırmak, gezdirmek

gernena dolaştıriyor (dişil)

gerneno dolaştıriyor (eril)

gerok gezginci

gerr bı uyuz oldu

gerr bıyayenı-bıyayış uyuz olmak

gerr gırotenı-gırotış uyuz olmak, uyuza yakalanmak

gerr vetenı-vetış uyuz olmak, uyuz çıkarmak, uyuzdan dolayı vücudu kırmızı kızarıklar çıkarmak

gerr vetoğ uyuz olmuş olan

gerr uyuz, kaşıntı

gerrayenı-gerrayış gezmek, dolaşmak

gerrayoğ gezginci, gezen

gerrê ma tım beno şikayetimiz daima oluyor

gerre bıyayenı-bıyayış şikayet olmak

gerre kerd şikayet etti

gerre kerde şikayet etmiş olan

gerre kerdenı-kerdış şikayet etmek

gerre kerdoğ şikayetçi

gerre u gazi şikayetlenme, şikayet etme

gerre şikayet, şikayet etmek, ihbar etmek, davacı olmak

gerrey cı bıyayenı-bıyayış şikayeti yapılmak

gerrey cı kerdenı-kerdış şikayetini yapmak

gerrey xo kerd şikayetini yaptı

gerrey xo kerdenı-kerdış şikayetini yapmak

gerrın uyuzlu

gerrına uyuzludur (dişil)

gerrıno uyuzludur (eril)

gerwe çorap

gerwey çoraplar

gerın bıyayenı-bıyayış uyuz olmak, vücudu kaşınmak

gerın uyuzlu

gerına uyuzdur (dişil)

gerıney uyuzluk

gerıneya cı uyuzluğu

gerıno uyuzludur (eril)

gese bıyayenı-bıyayış 1-süpürülmüş olmak, 2-keselenmiş olmak

gese kerdenı-kerdış 1-süpürmek, 2-keselemek

gese 1-süpürme, 2-keseleme

gesexinı kerdenı-kerdış gevşeklik yapmak

gest mendenı-mendış 1-mest düşmek, 2-aç kalmak

gest verdayenı-verdayış aç bırakmak

gest vıstenı-vıstış 1-mest etmek, mest düşürmek, 2-aç bırakmak

gest 1-açlık, aç olma hali, 2-mest, mest olma durumu

gestapo (Alm) hitler döneminde kurulan siyasi polis örgütü

gestı bımırı açlıktan öl

gestı kıştenı-kıştış açlıktan öldürmek

gestı memırı açlıktan ölme

gestı mendenı-mendış aç kalmak

gestı merd açlıktan öldü

gestı merda 1-acıktım, açlıktan öldüm, 2-açlıktan ölmüş (dişil)

gestı merde çok acıkan, açlıktan ölmüş olan

gestı merdenı-merdış çok acıkmak, açlıktan ölmek

gestı merdo açlıktan ölmüş (eril)

gestı merdoğ açlıktan ölen, çok acıkan

gestı verda bı aç bırakmıştı

gestı verda aç bıraktı

gestı verdayenı-verdayış aç bırakmak

gestı açlık

gestıra merdenı-merdış açlıktan ölmek

gesı bıyayenı-bıyayış 1-süpürülmüş olmak, 2-keselenmiş olmak

gesı kerdenı-kerdış 1-süpürmek, 2-keselemek

gesı kerdoğ 1-süpüren, 2-keseleyen

gesı 1-süpürge, 2-kese

gever biyo ölmüş, gebermiş

gever bı gever geverden gevere, kanaldan kanala

gever bı öldü, geberdi

gever bıyayenı-bıyayış gebermek

gever vıradayenı-vıradayış sulama miktarı kadar su bırakmak

gever 1-tarlaları sulamak için bırakılan suyun miktarı ve kanalı, 2-ölme, geberme

geverdê awo sulama geveridir

geves (gewşeg) gevşek

geves bıyayenı-bıyayış gevşek olmak

geves kerdenı-kerdış gevşetmek

gevesey gevşeklik

gevesın gevşek olma durumu

gevesını gevşeklik

geveze geveze

gevezey mekı gevezelik etme

gevezey gevezelik

gevezinı kerdenı-kerdış gevezelik yapmak

gevezinı mekı gevezelik etme

gevezinı gevezelik

geveznayış (maqley) tozun içinde, çamurlu yerde debeleme, batıp çıkma

gevşeg bıyayenı-bıyayış gevşek olmak

gevşeg gırêdayenı-gırêdayış gevşek bağlamak

gevşeg gevşek

gevşega gevşektir, dayanıksızdır (dişil)

gevşegey gevşeklik

gevşeginı kerdenı-kerdış gevşeklik yapmak

gevşeginı gevşeklik

gevşego gevşektir, dayanıksızdır (eril)

gevşek bıyayenı-bıyayış gevşek olmak

gevşek gırêdayenı-gırêdayış gevşek bağlamak

gevşek gevşek

gevşeka gevşektir, dayanıksızdır (dişil)

gevşekey gevşeklik

gevşekinı kerdenı-kerdış gevşeklik yapmak

gevşekinı gevşeklik

gevşeko gevşektir, dayanıksızdır (eril)

gevşex bıyayenı-bıyayış gevşek olmak

gevşex gırêdayenı-gırêdayış gevşek bağlamak

gevşex gevşek

gevşexa gevşektir, dayanıksızdır (dişil)

gevşexey gevşeklik

gevşexinı kerdenı-kerdış gevşeklik yapmak

gevşexinı gevşeklik

gevşexo gevşektir, dayanıksızdır (eril)

gevseg bıyayenı-bıyayış gevşek olmak

gevseg gırêdayenı-gırêdayış gevşek bağlamak

gevseg gevşek

gevsega gevşektir, dayanıksızdır (dişil)

gevsegey gevşeklik

gevseginı kerdenı-kerdış gevşeklik yapmak

gevseginı gevşeklik

gevsego gevşektir, dayanıksızdır (eril)

gevsek bıyayenı-bıyayış gevşek olmak

gevsek gırêdayenı-gırêdayış gevşek bağlamak

gevsek gevşek

gevseka gevşektir, dayanıksızdır (dişil)

gevsekey gevşeklik

gevsekinı kerdenı-kerdış gevşeklik yapmak

gevsekinı gevşeklik

gevseko gevşektir, dayanıksızdır (eril)

gevsex bıyayenı-bıyayış gevşek olmak

gevsex gırêdayenı-gırêdayış gevşek bağlamak

gevsex gevşek

gevsexa gevşektir, dayanıksızdır (dişil)

gevsexey gevşeklik

gevsexinı gevşeklik

gevsexo gevşektir, dayanıksızdır (eril)

gevıjênê 1-çırpıniyorlar, 2-yoğruluyorlar

gevıziya 1-boğuldu, 2-bir şeyde yoğruldu

gevızyayenı-gevızyayış bir şeye batmak, bir şeyde yoğrulmak

gew bı gewı çukur çukur

gew-gewı 1-sağmak için veya yazın hayvanları içine koydukları üstü açık etrafı çit, kamış, çalı vb şeylerle çevrili ahır, barınak, 2-dağlar arasındaki çukur ve boşluk yer

gewa çarwan çitle çevrili davar axırı

gewad bıyayenı-bıyayış pezevenk olmak

gewad dümbük, dalkavuk, pezevenk

gewada pezevenktir, dalkavuktur (dişil)

gewadey pezevenklik, dalkavukluk, namusuzluk

gewadinı kerdenı-kerdış pezevenklik yapmak

gewadinı pezevenklik, dalkavukluk, namusuzluk

gewado pezevenktir, dalkavuktur (eril)

gewat dümbük, dalkavuk, pezevenk, namusuz

gewata pezevenktir, dalkavuktur (dişil)

gewatey pezevenklik, dalkavukluk, namusuzluk

gewateya pezevenklikle

gewatinı kerdenı-kerdış pezevenklik yapmak

gewatinı pezevenklik, dalkavukluk, namusuzluk

gewato pezevenktir, dalkavuktur, namusuzdur (eril)

gewê wışki Mahtele köyünün yukarısındaki dağ arasındaki boşluk, susuz çukurlar 

gewê üstü açık ve etrafı çevrili bir ahır

gewen 1-saz çalıp para toplayan kimse, 2-geven, 3-tavanların üstünü kapatmada kullanılan bir çeşit saplı ot

gewende 1-çingene, dilenen kimse, bayram ve düğünlerde saz çalıp oynayan, dilenip para toplayan, 2-asalak, başı boş gezen, bir iş yapmayıp bunun onun sırtından geçinmeye çalışanlara derler

gewendey gevendeler

gewendeyey çingene olma durumu, dilencilik, serserilik

gewendinı çingenelik yapmak, bundan ondan dilenmek, serserlik yapmak

gewes bıyayenı-bıyayış gevşek olmak

gewes kerdenı-kerdış gevşetmek

gewes gevşek

gewesey gevşeklik

gewesın gevşek olma durumu

gewesını gevşeklik

geweze geveze, şımarık, çok konuşan, çenesi düşük, lafazan, boşboğaz

gewezelıxey gevezelik

gewezey 1-gevezeler, 2-gevezelik

gewezeya gevezedir (dişil)

gewezeyê gevezedirler

gewezeyinı gevezelik

gewezeyo gevezedir (eril)

gewezinı kerdenı-kerdış gevezelik yapmak

gewezinı gevezelik

gewşeg bıyaye gevşek olma durmu

gewşeg bıyayenı-bıyayış gevşek olmak

gewşeg 1-gevşek, 2-korkak, yumuşak

gewşeg gevşek, korkak, direnemiyen, el kaldıramiyan, cimri, pısırık vb

gewşeg hafif bağlanan, hafif sarılan, her an açılabilen şeylerin bağlanmasına denilir

gewşeg yumuşak olup rahatlıkla eşilip kazılabilen yer, toprak

gewşega korkaktır, gevşektir, mec: eli kalkmaz, korkak (dişil)

gewşegey kerdenı-kerdış gevşeklik etmek, korkak olmak

gewşegey 1-korkaklık, 2-zaiflik, 3-gevşeklik, 4-cimrilik vb

gewşegeya cı belli bi gevşekliği belli oldu

gewşegeya korkaklıkla, gevşeklikle

gewşeginı kerdenı-kerdış gevşeklik yapmak

gewşeginı mekı gevşeklik, korkaklık etme

gewşeginı korkaklık, cimrilik, gevşeklik

gewşego korkaktır, cimridir, gevşektir, mec: eli kalkmaz, korkak (eril)

gewşek bıyaye gevşek olma durmu

gewşek bıyayenı-bıyayış gevşek olmak

gewşek 1-gevşek, korkak, direnemiyen, el kaldıramiyan, cimri, pısırık vb, 2-hafif bağlanan, hafif sarılan, her an açılabilen şeylerin bağlanmasına denilir, 3-yumuşak olup rahatlıkla eşilip kazılabilen yer, toprak

gewşeka korkaktır, gevşektir, mec: eli kalkmaz, korkak (dişil)

gewşekey kerdenı-kerdış gevşeklik etmek, korkak olmak

gewşekey gevşeklik, korkaklık, cimrilik vb

gewşekeya cı belli bi gevşekliği belli oldu

gewşekeya korkaklıkla, gevşeklikle

gewşekinı kerdenı-kerdış gevşeklik yapmak

gewşekinı mekı gevşeklik, korkaklık etme

gewşekinı korkaklık, cimrilik, gevşeklik

gewşeko korkaktır, cimridir, gevşektir, mec: eli kalkmaz, korkak (eril)

gewşex bıyaye gevşek olma durmu

gewşex bıyayenı-bıyayış gevşek olmak

gewşex 1-gevşek, 2-korkak, direnemiyen, el kaldıramiyan, cimri, pısırık vb, 3-hafif bağlanan, hafif sarılan, her an açılabilen şeylerin bağlanmasına denilir, 4-yumuşak olup rahatlıkla eşilip kazılabilen yer, toprak

gewşexa korkaktır, gevşektir, mec: eli kalkmaz, korkak (dişil)

gewşexey kerdenı-kerdış gevşeklik etmek, korkak olmak

gewşexey mekı gevşeklik etme

gewşexey gevşeklik, korkaklık, cimrilik vb

gewşexeya cı belli bi gevşekliği belli oldu

gewşexeya to ridê to ra belliya gevşekliğin yüzünden bellidir

gewşexeya korkaklıkla, gevşeklikle

gewşexina nêbeno gevşeklikle olmaz

gewşexinı kerdenı-kerdış gevşeklik yapmak

gewşexinı mekı gevşeklik, korkaklık etme

gewşexinı gevşeklik, korkaklık, cimrilik

gewşexo korkaktır, cimridir, gevşektir, mec: eli kalkmaz, korkak (eril)

gewher (Kur) cevher

gewherın cevherli

gewiş (Tr) geviş, çiğneme

gewr 1-beyazımsı bir balık cinsı, 2-beyazımsı, kül rengi, beyazımtırak, boz, gri, gri renginden

gewre 1-iri, büyük, güzel, 2-çorap

gewreg gevrek, çabuk kırılan şey

gewregın gevrekli

gewrek 1-gevrek, çabuk kırılabilen, kolayca ufalanan, 2-yumuşak, 3-beyazımsı, beyazımtırak, boz rengi

gewrekın gevrekli

gewrı bir bayan ismi

gewrın beyazımtrak

gewrına beyazımsıdır, bozdır (dişil)

gewrıno beyazımsıdır, bozdır (eril)

gewseg bıyaye gevşek olma durmu

gewseg bıyayenı-bıyayış gevşek olmak

gewseg 1-gevşek, korkak, direnemiyen, el kaldıramiyan, cimri, pısırık vb, 2-hafif bağlanan, hafif sarılan, her an açılabilen şeylerin bağlanmasına denilir, 3-yumuşak olup rahatlıkla eşilip kazılabilen yer, toprak

gewsega korkaktır, gevşektir, mec: eli kalkmaz, korkak (dişil)

gewsegey kerdenı-kerdış gevşeklik etmek

gewsegey gevşeklik, korkaklık, cimrilik vb

gewsegeya cı belli bi gevşekliği belli oldu

gewsegeya korkaklıkla, gevşeklikle

gewseginı kerdenı-kerdış gevşeklik yapmak

gewseginı mekı gevşeklik, korkaklık etme

gewseginı korkaklık, cimrilik, gevşeklik

gewsego korkaktır, cimridir, gevşektir, mec: eli kalkmaz, korkak (eril)

gewsek bıyayenı-bıyayış gevşek olmak, dayanamamak

gewsek 1-gevşek, 2-korkak, direnemiyen, el kaldıramiyan, cimri, pısırık vb, 3-hafif bağlanan, hafif sarılan, her an açılabilen şeylerin bağlanmasına denilir, 4-yumuşak olup rahatlıkla eşilip kazılabilen yer, toprak

gewseka korkaktır, gevşektir, mec: eli kalkmaz, korkak (dişil)

gewsekey kerdenı-kerdış gevşeklik etmek

gewsekey mekı gevşeklik etme

gewsekey gevşeklik, korkaklık, cimrilik vb

gewsekeya to ridê to ra belliya gevşekliğin yüzünden bellidir

gewsekina nêbeno gevşeklikle olmaz

gewsekinı kerdenı-kerdış gevşeklik yapmak, korkmak

gewsekinı mekı gevşeklik etme

gewsekinı gevşeklik, korkaklık, cimrilik, korkaklık,

gewseko korkaktır, cimridir, gevşektir, mec: eli kalkmaz, korkak (eril)

gewsex bıyayenı-bıyayış gevşek olmak, dayanamamak

gewsex 1-gevşek, 2-korkak, direnemiyen, el kaldıramiyan, cimri, pısırık vb, 3-hafif bağlanan, hafif sarılan, her an açılabilen şeylerin bağlanmasına denilir, 4-yumuşak olup rahatlıkla eşilip kazılabilen yer, toprak

gewsexa korkaktır, gevşektir, mec: eli kalkmaz, korkak (dişil)

gewsexey kerdenı-kerdış gevşeklik etmek

gewsexey mekı gevşeklik etme

gewsexey gevşeklik, korkaklık, cimrilik vb

gewsexeya to ridê to ra belliya gevşekliğin yüzünden bellidir

gewsexina nêbeno gevşeklikle olmaz

gewsexinı kerdenı-kerdış gevşeklik yapmak, korkmak

gewsexinı mekı gevşeklik etme

gewsexinı gevşeklik, korkaklık, cimrilik, korkaklık,

gewsexo korkaktır, cimridir, gevşektir, mec: eli kalkmaz, korkak (eril)

gewz taze ve yeşil

gewzın taze ve yeşil olma durumu, tazelik ve yeşillik

gewzına taze ve yeşildir (dişil)

gewzıno taze ve yeşildir (eril)

gewı çitle çevrili üstü açık hayvan ahırı, ini

gewıjênê 1-çırpıniyorlar, 2-yoğruluyorlar

gewın çitle çevrili yer

gewıziya 1-boğuldu, 2-bir şeyde yoğruldu

gewızyayenı-gewızyayış bir şeye batmak, bir şeyde yoğrulmak

gex benê yanarsın (çocuk dilinde)

gex çocuk dilinte "kötü, pis veya yanarsın" anlamında kullanılır

geylan 1-geyik, 2-yakışıklı, ince boylu

geylani seçkin, güzel, iyi, yakışıklı, temiz, kibar, efendi, hürmetkar, ince ve zarif boylu anlamında

geylaninı güzel, yakışıklı, kibar, efendi vs olma durumu

geylaniyo kibardır, ince ve zarif boyludur

geyra bı gezmişti

geyra 1-dolaştı, gezdi, 2-aradı (eril)

geyra cı aradı

geyray cı aradılar

geyray name isim aradılar

geyray 1-gezdiler, dolaştılar, 2-aradılar

geyraya 1-gezmiş, dolaşmış, 2-bulmaya çalışmış (dişil)

geyrayê cı ariyordular

geyrayê geziyordu

geyraye gezmiş, gezginci

geyrayena cı araması, gezmesi, dolaşması

geyrayena raştê cı ame gezmeyle rastladı

geyrayenı ra gezmeden, tozmadan, dolaşmadan

geyrayenı-geyrayış 1-gezme, gezinti, gezip dolaşmak, tozmak, 2-arama, aramak, bulmaya çalışmak

geyrayo 1-gezmiş, gezmişti, 2-bulmaya çalışmış (eril)

geyrayoğ gezip dolaşan kimse, gezginci, gezici

geyrayoği gezginciler, geziciler

geyrê 1-dolaştı, 2-aradı (dişil)

geyrena cı ariyor (dişil)

geyrena dolaşiyor (dişil)

geyrenê geziyorlar

geyreno cı ariyor (eril)

geyreno dolaşiyor, geziyor (eril)

geyret kerdenı-kerdış gayret etmek, çaba harcamak

geyret gayret, çaba

geyretkar geyret eden

geyretkara gayretkardır (dişil)

geyretkaro gayretkardır (eril)

geyrnayenı-geyrnayış gezdirmek, dolaştırmak

geyroğ gezginci, gezici

gez-gezo bağ, bahçe vb şeylerin ağaçlarına gelen, sarıya çalan ve meyvelerde külleme ve zenk oluşturan bir hastalık

gezbırr süpürge yapımında kullanılan ve fazla büyümeyen bir çeşit bitki

gezegen (Tr) gezegen, planet

gezegenın gezegenli

gezêk süpürge

gezi kerdenı-kerdış süpürmek

gezi süpürge

geziwan-geziwanı buğdaylar içinde yeşeren ve taneleri acı olan bir ot

geziyın süpürgeli

gezo pırodayenı-pırodayış zenkleme ve külleme olmak

gezo-gezok 1-ısırgan otu, 2-zenklenme hastalığı

gezok bitkileri kökten kırpan bir böcek çeşidi

gezoki da pıro zenk vurdu

gezokı tarlalarda olup ağaç ve bitkilere dolanan bir bitki

gezokın zenkli

gezı kena süpürüyor (dişil)

gezı keno süpürüyor (eril)

gezı kerde süpürmüş olan

gezı kerdenı-kerdış süpürmek

gezı kerdo süpürmüş

gezı kı süpür

gezı mekı süpürme

gezı nêkerdenı-nêkerdış süpürmemek

gezı süpürge

gezıci süpürgeci

gezıcinı süpürgecilik

gezıkı tarlalarda olup ağaç ve bitkilere dolanan bir bitki

gezılwan-gezılwanı yenilen bir ot çeşidi

gezılwani bu ot bağırsaklara iyi gelir, mide ve barsaklardaki kılları temizler, onun için bu otu pişirip yerler

gezılwani mide ve barsaklardaki kılların temizlenmesinde kullanılan bir ot

gezılıx süpürgelik

gezıwan-gezıwanı buğdaylar içinde yeşeren ve taneleri acı olan bir ot

gezıyinı süpürgecilik

gezıyın süpürgeli

gêc şaşkın, aptal, sersem

gêca şaşkındır, sersemdir (dişil)

gêcinı şaşkınlık, sersemlik

gêco şaşkındır, sersemdir (eril)

gêçıt dayenı-dayış yol vermek, geçit vermek

gêçıt dayoğ yol veren, geçit veren

gêçıt ra geçitten

gêçıt geçit

gêçıtê serdê koyan dağ geçiti

gêçıto teng dar geçit

gêçıtın geçitli

gêdüg dar geçit, patika yol

gêgane ma pê diyê arasıra birbirimizi görüyorduk

gêgane ara sıra, bazen

gêj biyo sersemleşmiş, aptallaşmış, şapşallaşmış

gêj bı sersemleşti, aptallaştı, şaşırdı

gêj bıyaye sersemleşmiş olan

gêj bıyayenı-bıyayış sersemleşmek, şaşırmak

gêj kerde sersemleştirilmiş olan

gêj kerdenı-kerdış aptallaştırmak, sersemleştirmek, şaşırtmak

gêj kerdoğ sersemleştiren

gêj sersem, ahmak, şaşkın, bunalıp bir meselenin içinden çıkamaz duruma gelmek

gêja sersemdir, şaşırmış (dişil)

gêjê sersemdirler, şaşırmışlar (çoğul)

gêjey şapşallık, sersemlik, aptallık

gêjinı xo nayenı-nayış kendini sersemliğe vurmak

gêjinı sersemlik, şaşkınlık

gêjo sersemdir, şaşırmış (eril)

gêjok sersem, aptal veya şapşal olan kimse

gêl (gıl) dal

gêlê sayêrı elma ağacının dalı

gêm kerdenı-kerdış gemlemek, gem vurmak

gêm pıro dayenı-dayış gem vurmak

gêm gem, atın başına takılan, atı yönlerdirme ve durdurmaya yarayan araç

gêmın gemli

gêna bena alıp götürüyor (dişil)

gêna 1-aliyor, 2-kapatiyor (dişil)

gênc bıyaye gençleşmiş olan

gênc bıyayenı-bıyayış genç olmak

gênc genç

gênca gençtir (dişil)

gêncey gençlik

genceyda xo dı gençliğinde

gêncinda xo dı gençliğinde

gêncinı gençlik, gençlik dönemi

gênco gençtir (eril)

gênê benê alıp götürüyorlar

gênê aliyorlar (çoğul)

gêno beno alıp götürüyor (eril)

gêno u peyni dano cı aliyor ve geri kendisine veriyor

gêno xo ser üstüne aliyor

gêno 1-aliyor, 2-kapatiyor (eril)

gêpe yanak

gêpey süri kırmızı yanaklar

gêpeyın yanaklı

gêray cı aradılar

gêrayê to seni ariyorlardı

gêraye bı kapaliydi

gêrayê 1-geziyordu, dolaşiyordu, 2-ariyordu

gêrayenı-gêrayış 1-gezmek, dolaşmak, 2-aramak,  3-kapanmak

gêre kerdenı-kerdış şikayet etmek

gêre şikayet

gêrena 1-dolaşiyor, 2-ariyor

gêrênê 1-kapaniyorlar, 2-alıniyorlar

gêreno 1-geziyor, 2-ariyor, 3-kapaniyor, 4-alıniyor

gêriya bı 1-kapanmıştı, 2-alınmıştı

gêriya 1-kapandı, 2-alındı

gêriyayo 1-kapanmış, tıkanmış, 2-alınmış

gêrm 1-çorba, 2-sıcak, sıcaklık

gêroto kapatmış

gêrwe çorap

gêrwey çorap, çoraplar

gêrya bı kapanmıştı, tıkanmıştı

gêryaye 1-kapalı, tıkalı, 2-alınmış olan

gêryayenı-gêryayış kapanmak, tutulmak

gêryayo 1-kapanmış, tıkanmış, 2-alınmış

gêrıya 1-kapandı, tıkandı, 2-alındı

gêrıyay bi kapanmıştılar

gêrıyay kapandı, kapandılar

gêrıyayê 1-kapanmışlar, 2-alınmışlar

gêrıyayenı-gêrıyayış kapanma, kapanmak

gêrıyayo 1-kapanmış, 2-alınmış

gês örgük, saç örgüsü

gêw keçi, koyun vb hayvanların konulduğu üstü açık ağıl

gêwezê bi gevezeydi (dişil)

gêweze bı gevezeydi (eril)

gêweze geveze

gêwezey gevezeler

gêwezeya gevezedir (dişil)

gêwezeyinı kerdenı-kerdış gevezelik yapmak

gêwezeyinı gevezelik

gêwezeyo gevezedir (eril)

gêwezinı kerdenı-kerdış gevezelik yapmak

gêwezinı gevezelik

gêz biya sersemleşmiş, aptallaşmış, şapşallaşmış (dişil)

gêz biyo sersemleşmiş, aptallaşmış, şapşallaşmış (eril)

gêz bı sersemleşti, aptallaştı, şaşırdı

gêz bıyaye sersemleşmiş olan

gêz bıyayenı-bıyayış şaşırmak, sersemleşmek

gêz kerd sersemleştirdi, aptallaştırdı

gêz kerde sersemleştirilmiş olan

gêz kerdenı-kerdış aptallaştırmak, sersemleştirmek, şaşırtmak

gêz kerdoğ sersemleştiren

gêz şaşkın, uyuşuk, avanak, sersem, bunalıp bir meselenin içinden çıkamaz duruma gelmek

gêza sersemdir, şaşırmış (dişil)

gêzê sersemdirler, şaşırmışlar (çoğul)

gêzey şapşallık, sersemlik, aptallık

gêzeya sersemlikle, şaşkınlıkla, şapşallıkla

gêzinı sersemlik, şaşkınlık, aptallık

gêzo sersemdir, şaşırmış (eril)

gêzok sersem, aptal veya şapşal olan kimse

gêzın sersemli, uyuşuklu, şaşkın

 

 

 

gıcık (qıçıx) kıcık

gıcıka kıcıktır (dişil)

gıcıkcinı kerdenı-kerdış kıcıkçılık yapmak

gıcıkcinı kıcıkçılık

gıcıkinı kıcıkçılık

gıcıko kıcıktır (eril)

gıcıx (qıçıx) kıcık

gıcıxa kıcıktır (dişil)

gıcıxcinı kerdenı-kerdış kıcıkçılık yapmak

gıcıxcinı kıcıkçılık

gıcıxinı kıcıkçılık

gıcıxo kıcıktır (eril)

gıda (Ar) besin

gıda daye gıda vermiş olan

gıda dayenı-dayış gıda vermek, beslemek

gıda dayoğ gıda veren

gıda dı gıdada

gıda gırote gıda almaış olan

gıda gırotenı-gırotış gıda almak

gıda gırotoğ gıda alan

gıda ra gıdadan

gıdaya gıdayla

gıdayın besinli

gıdi biyo zayıflanmış

gıdi bıyaye zayıflanmış olan

gıdi bıyayenı-bıyayış zayıflanmak

gıdi bıyayoğ zayıflayan

gıdi kerd 1-zayıflatı, 2-gevşeti, 3-kavgada yenik düşürdü

gıdi kerde zayıflatılmış olan

gıdi kerdenı-kerdış zayıflatmak, mec; yenik düşürmek

gıdi kerdoğ zayıflatan

gıdi to rê vana behey sana söylüyorum

gıdi 1-zaif, 2-gevşek, 3-korkak

gıdi 1-zayif, cılız, gevşek, 2-kavgada dayanamiyan, 3-korkak, eli kalkmayan, 4-"behey, aman, hey, seni, sizleri" sözleri anlamında bir ünlem

gıdiş bıyaye biçilip üst üste kümelenip yığılmış olan

gıdiş bıyayenı-bıyayış biçilip üst üste kümelenip yığılma

gıdiş kerde üst üste konulup istif edilmiş olan (tahıl vb)

gıdiş kerdenı-kerdış düzenli bir şekilde üst üste yığmak, lodalamak

gıdiş kerdoğ üst üste istifleyen (tahıl vb)

gıdiş vıraştenı-vıraştış düzenli bir şekilde üst üste yığmak (tahıl vb)

gıdiş vıraştoğ üst üste koyup istifleyen kimse (tahıl vb şeyleri)

gıdiş 1-biçilen ekinin tarlada üst üste toplanıp lodalanması, istiflenmesi, biçilip bir araya getirilip üst üste dizilen ekin yığınına, kümesine derler, 2-durum, vaziyet

gıdiş biçilmiş buğday vb tahılların bir araya getirilip kümelenmesi hali

gıdino hey sizleri hey!

gıdiyo 1-zayıftır, 2-elli kalkmiyor, korkaktır

gıdı gıdı çocukları gıdıklarken veya güldürürken söylenir

gışta eşhedı şahadet parmağı

gışta şehadet ardenı şahadet parmağı

gışta gıştani yüzük parmağı

gışta işaretkerdenı işaret parmağı

gışta nişandayenı işaret parmağı

gışta pilı (gışta ê seri, gışta gırdı) baş parmak

gışta qelancık serçe parmağı

gışta qıjı (gışta werdi) serçe parmağı, küçük parmak

gışta qıjı, a en werdi serçe parmağı

gışta to senin parmağın

gışta werti, a en dergı orta parmak, en uzun parmak

gışta werti orta parmak

gışta xo her qulı kerdenı-kerdış parmağını her deliğe sokmak

gışta xo pa nênê parmağını değdirmiyesin, fiske vurmiyasın?

gıştan dı parmaklarda

gıştan ra parmaklardan

gıştana parmaklarla

gıştbellü bir üzüm cinsi

gıştê destan ellerin parmakları

gıştê lıngan ayak parmakları

gıştêna bir parmakla

gışti parmaklar

gıştna bir parmak daha

gıştı antenı-antış parmak çekmek

gıştı bın ra kerdenı-kerdış 1-harman edip savurmak, dağıtmak, 2-altan altan kışkırtmak, birbirine bırakmak

gıştı bıyayenı-bıyayış parmaklanmış olmak

gıştı şıkiyê parmak kırıldı

gıştı herünı ra vıziyê parmak yerinden çıktı

gıştı hewadayenı-hewadayış parmak kaldırmak

gıştı kerdenı-kerdış 1-parmaklamak, 2-parmağa takmak

gıştı kerdoğ 1-parmaklayan, 2-parmağa takan

gıştı kırpnayenı-kırpnayış parmak kırpmak

gıştı panayenı-panayış parmak vurmak, parmak basmak

gıştı panı parmak bas

gıştı pıloznayenı-pıloznayış parmak basmak

gıştı ser nayenı-nayış parmak basmak

gıştı parmak

gıştın parmaklı

gıj (gaz) bıkı dişle, ısır anlamında kullanılır

gıj bi ser üstüne saldırdı, hücum etti

gıj biyê ser üstüne hücum ediyordu

gıj gıj birisine köpek gibi saldırıp elleriyle onu parçalamaya çalışmak

gıj 1-dağınık, kıvırcık vb (saçlarda), 2-tüyleri diken diken olma

gıj dökülme, sulu şeylerin dökümüne derler

gıj iki koç veya tekeyi birbirine bırakmak için sarfedilen tahrik sözü

gıjê erdi bı yere döküldü

gıjê pêser kena birbirine saldırmaya teşfik ediyor

gıjê ser kerdenı-kerdış saldırmak, saldırıya geçmek

gıjgelek rüzgar hortumu

gıjgeleke rüzgar hortumu

gıjgıj yanan kuru sapların çıkardığı ses

gıjj bı ser saldırdı, hücum etti

gıjj kerdenı-kerdış boğayı çiftleşmeye tahrik etmek

gıjj kerdoğ tahrik eden

gıjj boğayı kızdırma, çiftleşmeye tahrik etme sözcüğü

gıjj saldırı, (hucum ederek el, ayak ve vucut ile saldırmak)

gıjjê cı bı elleriyle saldırdı

gıjok saldırgan, elleriyle insanları parçaliyan

gıjı gıjo saldırgan, kızıp saldırma şekli

gıjık bir ağın bir ağaca sarılmasına yada özerine eğilmesine derler

gıjık içiçe girmiş şeylere, ağaç dal ve budaklarına derler

gıjık iki tekenın, iki koçun birbirleriyle dövüşmesine, saldırmasına derler

gıjık kara diken dalarına derler

gıjık kıvırcık ve karma karışık saçlara derler

gıjıkêna saldıriyor (dişil)

gıjıkiyê mı ser elleriyle bana saldırdı

gıjıkna saçlarını yoldu

gıjıknayenı-gıjıknayış saçlarını yolmak, çekmek

gıjıkı çocuk dilinde dişle

gıjıkın 1-dağınık, kıvırcık, karmakarışık, 2-saldırgan

gıjıkın 1-daları çok olan yada içiçe girmiş diken ve ağaçların o halinede derler, 2-kıvırcık veya karma karışık saçlı olanlara derler, 3-kıvırcık, lülelı, kıvırcıklı, halkalı

gıjıkın kıvırcıklı, darma dağınık

gıjıkına kıvırcık saçlıdır (dişil)

gıjıkıno kıvırcık saçlıdır (eril)

gıl (gêl) 1-dal, 2-ağaç vb şeylerde en yüksek uç, tepe

gıl daye dallanmış, dal vermiş olan

gıl dayenı-dayış dallanmak, dal vermek, dallanıp budaklanmak, yeşermek

gıl dayoğ dallanan, budaklanan, dal veren

gıl kerde dalları kesilmiş, budanmış olan

gıl kerdenı-kerdış dalları kesmek, budamak

gıl kerdoğ dalları kesen, budayan kimse

gıl pernayenı-pernayış dalını kesmek

gıl ra pera daldan düştü

gıl ağaçların dalı

gıla (por gılakerdenı) saç örgüsü

gıla darda mend ağaca asılı kaldı

gıla kerd saçı ördü

gıla kerde saçı örülmüş olan

gıla kerdenı-kerdış saçı örmek

gıla kerdoğ saçları ören, lüleleyen

gıla 1-saç örüğü, örgüsü, 2-ağaç dalı

gıla saç örgüsü

gıladiyator (Roma) kılıç kullanan kimse, savaşçı

gıladiyator bıyaye gladiyatör olmuş olan

gıladiyator bıyayenı-bıyayış gladiyatör olmak

gıladiyatora gladiyatördür (dişil)

gıladiyatorey kerdenı-kerdış gladiyatörlük yapmak

gıladiyatorey kerdoğ gladiyatörlük yapan kimse

gıladiyatorey gladiyatörlük

gıladiyatori gladiyatörler

gıladiyatorinı kerdenı-kerdış gladiyatörlük yapmak

gıladiyatorinı gladiyatörlük

gıladiyatoro galadiyatördür (eril)

gılan ra 1-dallardan, 2-saç örgülerinden

gılana 1-dallarla, 2-saç örgüleriyle

gılanc ufak örken

gılandê cı ya 1-dallariyle, 2-saç örgüleriyle

gılanê cı cıkerdenı 1-saç örgüsünü kesmek, 2-dallarını kesmek

gılang saç örgüsü

gılare keçi çenesinin altındaki kıllar

gılayın örgülü lüleli

gılbe salkım (üzüm salkımı vb)

gılbe salkım

gılbey engürı üzüm salkımı

gılçık kadın organının orta dili

gılê daran ağaç dalları

gıle kı döğümle

gılê bir dal

gıle döğüm

gılêşk-gılêşki salya

gılêşki fek ra amyayenı-amyayış ağzından salya akmak

gılêşki salya

gılêşkın

gılêşkın (lêşkın) salyalı, ağzında daima salya ve su akana denilir

gılêşkın salyalı

gılêşkına salyalıdır (dişil)

gılêşkıno salyalıdır (eril)

gılendıke yumak

gılêr kı yuvarlat

gılêr 1-yuvarlanma, 2-dal, dalcık

gılêr yabani bir meyve çeşidi

gılêski salya

gılêskın salyalı

gılêskına salyalıdır (dişil)

gılêskıno salyalıdır (eril)

gıley 1-saç örgüleri, 2-ağaç dalları

gılgamêş boynuzlu boğa

gılgezi başından süpürge yapılan bir darı çeşidi

gılgıl darı

gılgılgezi darı cinsiden olup başından süpürge yapılan bir bitki

gıli bıyayenı-bıyayış 1-dallanmış olmak, dalları kesilmek, 2-üzüm salkımından tane koparılmış olmak

gıli dayenı-dayış 1-dallanmak, dal vermek, 2-üzüm vb meyvelerin tanelerine su girmek, yenilir hale gelmek

gıli dekewtenı-dekewtış üzüm tanelerinin yenilir duruma gelmesi

gıli engürı üzüm habesi

gıli kerdenı-kerdış 1-bir ağacın dallarını kesmek, 2-üzüm salkımından tane tane üzüm koparmak

gıli kerdoğ üzüm salkımından habe koparan, taneleyen

gıli 1-dallar, 2-göz bebeği, 3-üzüm tanesi, habesi

gıli üzüm vb meyvelerin hebesi

gıliçık en uç nokta, doruk noktası, ağaçın en uç dalı

gıliçık kadın organının orta dili

gıliya çımi göz bebeği, göz yuvarlağı

gıliya engürı üzüm habesi, tanesi

gılli bıvıjiyo göz bebeği çıksın

gılli dekewtı üzüm tanelerinin yavaş yavaş oluşmaya başlamsı, suyun girmesi ve yenilir hale gelmesine derler

gılli kerdenı-kerdış üzüm salkımından tane tane koparıp yemesine denilir

gılli koribê  gözleri kör olsun, göz bebeği kör olsun

gılli ra bıbê göz bebeğinden olasın

gılli 1-göz bebeği, 2-üzüm habesi, tanesi

gılliya engürda tahnebê tahnebi üzümünün tanesi

gılliya engürı üzüm habesi, tanesi

gılliya gırdı büyük üzüm tanesi

gıllık (çıllık) kadın üreme organının içi, iç kısmı, kesimı, klitoris

gıllık nayenı-nayış cinsel ilişkide bulunmak, kaba sövgü

gıllık vatenı-vatış kadın iç organa, klitorisine sövmek

gıllık klitoris, kadının cinsel organı

gılok kerdenı-kerdış yumak yapmak

gılok yumak

gılon (gılan) dalları

gılonc kerdenı-kerdış yullarla bağlamak

gılonc kerdoğ yullarla bağlayan

gılonc kısa yullar, ince urgan

gılonca gırêdayenı-gırêdayış yullarla bağlamak

gıloncın kısa yullarlı, ince urganlı

gıloncıno 1-yullarlıdır, 2-urganlıdır

gılor (qılor) 1-yuvarlak, güle yada top şeklinde olan, 2-daire, 3-kıvırık

gılor bıyaye kıvrılmış olmuş olan, daire şeklini almış olan

gılor bıyayenı-bıyayış yuvarlak olmak, kıvrılmak, daire olmak

gılor kerdenı-kerdış yuvarlatmak, yuvarlaklaştırmak, yuvarlak hale sokmak, kıvrıtmak, daire şekline sokmak

gılorek yuvarlak olma durumu, kıvrılma durumu

gılorekın yuvarlakça olma durumu

gılorver bıyaye kıvrılmış olmuş olan, daire şeklini almış olan

gılorver bıyayenı-bıyayış yuvarlak olmak, kıvrılmak, daire olmak

gılorver kerdenı-kerdış yuvarlatmak, yuvarlaklaştırmak, yuvarlak hale sokmak, kıvrıtmak, daire şekline sokmak

gılorın 1-yuvarlak olma durumu, yuvarlakça, 2-kıvrımlı

gılover (qılover) yuvarlak, yuvarlakça

gıloverek yuvarlak olma durumu, kıvrılma durumu

gıloverekın yuvarlakça olma durumu

gıloverın yuvarlak olma durumu

gılze (gırze) çalı çırpı yada buğday vb şeylerin saplarını toplayıp üst üste koyarak onları bir sicim ile bağlaması ve bir seferde taşımasına derler

gılze bıyaye toplanıp demetlenmiş olan

gılze bıyayenı-bıyayış toplanıp demetlenmiş olmak

gılze kerde toplanıp demetlenmiş olan

gılze kerdenı-kerdış çalı, çırpı, ekin vb şeyleri demetleyip bağlamak

gılze kerdoğ toplayıp demetleyen

gılze büyük demet

gılzek dal, budak

gılzekın dallı budaklı

gılzey çaran çalı çırpı omuz yükü

gılzeyın demetli olan

gılıg dı zilde, dilde (kadın organının)

gılıg ra zilden, dilden (kadın organının)

gılıg vatenı-vatış kadın organına sövmek

gılıg kadın organının orta kısmı, orta dili, zili

gılıgê cı dili, zili (kadın organı)

gılıgın dilli, zilli (kadın organının)

gılık nayenı-nayış cinsel ilişkide bulunmak, kaba sövgü

gılık kadın iç organının iç kısmı, klitoris

gılın dallı

gım gım gırênayenı-gırênayış güm güm kaynamak

gım gım kerdenı-kerdış güm güm etmek

gım gım veşayenı-veşayış güm güm yanmak

gım gım veşeno güm güm yaniyor

gım gım bir suyun veya bir şeyin kaynatmasına derler

gım-gım gıreyêno gım gım kayniyor

gım gümbürtü, gürleme, bir şeyin yere düşme patırtı sesi

gımar bıyaye kirletilmiş, tozıtılmış olan

gımar bıyayenı-bıyayış kirlenmiş olmak, toza batmak

gımar kerd kirleti, pis etti

gımar kerde kirletilmiş olan

gımar kerdenı-kerdış kirletmek, tozda bırakmak

gımar kerdoğ kirleten, tozıtan

gımar kir, toz, pislik

gımarey kirli, pis olma durumu

gımarinı pis, kirli olma durumu

gımarı dı mendenı-mendış kirde, toz toprakta kalmak

gımarı dı verdayenı-verdayış tozda, kirde, pislikte bırakmak

gımarı ra kirden, pislikten

gımarın bı kirliydi, tozluydu

gımarın kirli, tozlu, pislik içinde olma durumu

gımarına kirlidir, pistir (dişil)

gımarıno kirlidir, pistir (eril)

gımgım uğultu

gımgıma hıngan arıların uğultusu

gımı gımı kerdenı-kerdış gümbürtü yapmak, gürlemek

gımı gımı gümbürtü, gürleme sesi

gına cı deydi, isabet etti, çarptı

gına dêsro duvara deydi, çarptı

gına erd ro yere düştü

gına ero yere düştü

gına pêro 1-birbirine karışmak, 2-çükmek, yıkılmak, 3-değmek

gına pıro 1-içine düştü, 2-değdi, 3-çüktü

gına war ro 1-aşağiya düştü, 2-çüktü

gına 1-değdi, 2-günah

gınakar günahkar

gınakara günahkardır (dişil)

gınakarey günahkarlık

gınakarinı günahkarlık

gınakaro günahkardır (eril)

gınay cı cı ame yazığı kendisine geldi

gınayê (gunayê) cı günahı

gınayê 1-karışmış, 2-değmiş

gınayenı-gınayış 1-değmek, 2-düşmek, 3-çükmek

gınayo pıro 1-deymiş, isabet etmiş, 2-ricada bulunmuş

gınayo günahtır

gınc 1-eski bezler, 2-ağaç veya birkaç ağacın köklerinin birbirine karışması

gınci hayvanlarda isal anında yününe yapışıp kuruyan dışkı

gıncın 1-ağaç köklerinin yosun gibi iç içe girme durumu, 2-yamalı, yamaklı, dilenci kılıklı

gında bıyaye yumaklanmış olan

gında bıyayenı-bıyayış yumak olmak, yumaklanmak

gında kerde yumaklanmış olan

gında kerdenı-kerdış yumak yapmak

gında kerdenı-kerdış yumak yapmak

gında kerdoğ yumaklayan

gında resi yün yumağı, yün çilesi

gında küçük iplik yumağı, küçük iplik çilesi

gında yumak

gınday rêsi yün yumakları

gındey kerdenı-kerdış yumak yapmak, çile yapmak

gındeyın yumak edilmiş olan

gındor dibek

gındık-gındıkı yumak

gındıki yumaklar

gındır beno yuvarlaniyor

gındır bıyayenı-bıyayış yuvarlanmış olmak

gındır kerdenı-kerdış yuvarlatmak

gındır vıraştenı-vıraştış yuvarlatmak, çile yumağı yapmak

gındır-gındırı 1-yuvarlakça, 2-yuvarlanma, 3-yuvarlak çile yumağı

gındırı karnı şiş ve yuvarlak bir örümcek cinsi

gındırık-gındırıkı 1-yuvarlak bir örümcek çeşidı, 2-yuvarlak, yuvarlakça

gındırık 1-yuvarlatma, 2-teker şeklinde olan, 3-yuvarlak yumak topağı

gındırıkı kerdenı-kerdış yuvarlatmak, yuvarlak olarak sarmak

gındırıkı örümcek cinsinden küçük bir hayvan

gınen (guneno) değiyor

gınena war yere düşüyor

gıneno erd ro yere değiyor, yere düşüyor

gıneno pêro birbirine değiyor

gıneno pıro kendisine değiyor

gıneno war ro yere düşüyor

gıpta (Ar) imrenme, imrenti

gıpta kerdeney gıpta etme durumu

gıpta kerdenı-kerdış imrenmek, gıpta etmek

gıpta kerdoğ gıpta eden

gıpta nêkerdenı-nêkerdış gıpta etmemek

gıpte kerdenı-kerdış imrenmek

gıpte imrenme

gıptinı kerdenı-kerdış imrenmek, gıpta etmek

gıptinı imrenmek, gıpta, gıpta etme durumu

gır bi yuvarlandı

gır bıyaye yuvarlanmış olan

gır bıyayenı-bıyayış yuvarlanmak

gır kerd yuvarlattı

gır kerde yuvarlatılmış olan

gır kerdenı-kerdış yuvarlatmak

gır kerdoğ yuvarlatan

gır kerdı yuvarlatı

gır kı yuvarlat

gır mekı yuvarlatma

gır nêkerdenı-nêkerdış yuvarlatmamak

gır 1-tepe, yüksek yer, yuvarlak tepe, 2-yuvarlatma

gıra amê po kaynar geldi

gıra 1-kaynar, kaynayan suyun kaynar damlası, 2-düğüm

gıram gram

gıramatik dı gramatikde

gıramatik nüşnayenı-nüşnayış gramatik yazmak

gıramatik Gramatik

gıramatika gramatikle

gıramatikcinı gramatikcilik

gıramatikdê cı dı Gramatiğinde

gıramatikê cı Gramatiği

gıramatikın gramatikli

gıran

gıran

gıran bı 1-ağır ol, 2-ağırdı

gıran bıyaye ağır olmuş olan, ağırlaşmış olan

gıran bıyayenı-bıyayış ağır olmak, ağırlaşmak

gıran bıyo 1-ağır olmuş, ağırlaşmış, 2-hareketlerini düzeltmiş

gıran gıran ağır ağır, yavaş yavaş

gıran kerd ağırlaştırdı

gıran kerde ağırlaştırılmış olan

gıran kerdenı-kerdış ağırlaştırmak

gıran kerdoğ ağırlaştıran

gıran tım cadê xo dı ro ağır her zaman yerindedir

gıran

gıran 1-ağır, 2-ağır başlı, sesiz, terbiyelı vs

gıran ağır, gırantır

daha ağır, gırantırın daha daha ağır

gırana 1-ağırdır, ağırbaşlıdır (dişil), 2-düğümlerle

gıranê ağırdırlar (çoğul)

gırane yaka (gömlek vb yakası)

gıranêr ağırdan biraz ağır

gıranêri daha ağır

gıraney cı tepışt yakasını tuttu

gıraney dı ağırlıkta

gıraney ra ağırlıktan

gıraney xo da dest yakasını ele verdi

gıraney xo dırna yakasını yırtı

gıraney xo dırna yakasını yırtı

gıraney xo medı dest yakanı ele verme

gıraney xo weşana yakasını sirkeledı

gıraney 1-ağırlık, 2-yakalar

gıraney 1-ağırlık, ağırbaşlılık, 2-yakalar

gıraney birim

gıraneya cı ağırlığı

gıraneyê cı yakası

gırangır 1-bir ailenin, aşiretin, kabilenin, toplumun veya civarın en büyüğü, hatırı sayılır kişisı ve ileri gelenı, kodamanı, 2-büyüğün büyüğü

gırangırd büyüklerin en büyüğü, reis, başkan vs

gıraninı ağırlık

gırano gıran ağırın ağırı

gırano ağırdır, ağırbaşlıdır (eril)

gırayenı-gırayış 1-hırlamak, alçak sesle ağlamak, 2-kaynamak

gırayna kaynatı

gıraynayenı-gıraynayış kaynatmak

gıraynena kaynatiyor (dişil)

gırayneno kaynatiyor (eril)

gırbest 1-kör döğüm, 2-çözümü zor mesele, 3-birbirine dollama, 4-para cüzdanı

gırbesta cı kör düğümü

gırbesta kör düğüm

gırbeste bıyayenı-bıyayış 1-kör düğüm olmak, 2-çözümü zorlaşmak, 3-cüzdana konulmak

gırbeste kerdenı-kerdış 1-kör düğüm yapmak, 2-cüzdana koymak

gırbeste kör döğüm

gırbestenı-bestış kör döğüm yapmak

gırçık 1-dalı budaklı, 2-dalların en uç kısmı, tepesi

gırçıkê darı ağacın en uç tepesi

gırçıkın 1-dallı budaklı, 2-düğümlü, girintili çıkıntılı

Gırd u werdi

gırd bı 1-büyüdü, 2-büyüktü

gırd bıyaye büyümüş olan

gırd bıyayenı-bıyayış büyümek

gırd bıyo büyümüş

gırd eştenı-eştış büyük atmak, büyük yalan söylemek

gırd kerde büyütülmüş olan

gırd kerdenı-kerdış büyütmek

gırd kerdoğ büyüten

gırd nüşnayenı-nüşnayış büyük yazmak

gırd nüşneyayo büyük yazılmış

gırd u werdi büyük ve küçük

gırd büyük, gırdtır

daha büyük, gırdtırın daha daha büyük

gırd büyük, gırdır (gırdêr)

daha büyük, gırdêri daha daha büyük

gırda büyüktür, yaşlıdır (dişil)

gırdan ra büyüklerden, yaşlılardan

gırdandê ma ra büyüklerimizden

gırdandê xo ra büyüklerinden, yaşlılarından

gırdaw girdap

gırdê ma yo büyüğümüzdür

gırdê ma büyüklerimiz

gırdê büyüktürler, yaşlıdırlar (çoğul)

gırdêri ondan daha büyük

gırdey kerdenı-kerdış büyüklük tasarlamak, yapmak

gırdey mekı büyüklük yapma, tasarlama

gırdey 1-büyüklük, 2-yaşlı olma durumu, 3-irilik

gırdeya xo bızanı büyüklüğünü bil

gırdeya büyüklükle

gırdina xo bızanı büyüklüğünü bil

gırdinı kerdenı-kerdış büyüklük yapmak, tasarlamak

gırdinı büyüklük

gırdo gırd büyüğün büyüğü

gırdo büyüktür, yaşlıdır (eril)

gırdyêr daha büyük

gırdı bi 1-büyüktü, 2-büyüdü (dişil)

gıre (hokı) ilmik, düğüm, bağlam

gıre beno 1-düğümlenir, 2-düğümleniyor

gıre bıyaye düğümlenmiş olan

gıre bıyayenı-bıyayış düğümlenmek

gıre kerd bı düğümlemişti

gıre kerd u akerd düğümledi ve açtı

gıre kerd düğümledi

gıre kerdenı-kerdış düğümlemek, bağlamak

gıre kerdoğ düğümleyen

gıre nêkerd düğümlemedi

gıre nêkerdenı-nêkerdış düğümlememek

gıre pıro dayenı-dayış düğüm vurmak, düğümlemek

gıre pırodayenı-pırodayış döğüm vurmak, döğümlemek

gıre ağaçların budaklı kısmı

gıre döğüm

gırêda bı bağlamıştı

gırêda bağladı, düğümledi

gırêdabi bağlamıştı, düğümlemişti

gırêdana bağliyor, düğümlüyor (dişil)

gırêdanê bağliyorlar (çoğul)

gırêdanek, gırêdayen bağlaç

gırêdanek bağlama işareti, baglaç

gırêdaneki bağlaçlar

gırêdano bağliyor, düğümlüyor (eril)

gırêdaya bağlamış, düğümlemiş (dişil)

gırêdaye bı bağliydi, düğümlüydü

gırêdaye 1-bağlı, 2-düğümlü

gırêdayenê cı ilişkisi, bağlantısı

gırêdayenı-gırêdayış

gırêdayenı-gırêdayış

gırêdayenı-gırêdayış 1-bağlamak, bağlılık, 2-düğümlemek

gırêdayenı-gırêdayış bağlamak

gırêdayey 1-bağlaçlar, 2-bağlanmış olanlar

gırêdayeyê bağlıdırlar

gırêdayeyo bağlıdır

gırêdayoğ bağlayan, düğümleyen

gırêdekan bağlayanları

gırêdenê bağliyorlar

gırêdeyaya bağlanmış (dişil)

gırêdeyayê bağlanmışlar

gırêdeyêna bağlaniyor (dişil)

gırêdeyêno bağlaniyor (eril)

gırêdeyi

gırêdiyayenı-gırêdiyayış

gırêdı

gırêdı

gırêdı bağla

gırêdıyayenı-gırêdıyayış

gıregır yuvarlak ve girintili çıkıntılı tepe

gıregırs uzun uzadiye

gırek 1-tepe, tepecik, 2-düğüm, düğümcük

gırek döğümcük

Gırekerd u akerd

gırekerd

gırekerd bağladı, düğümledi

gıreko kor kör düğüm

gırêna bı kaynatmıştı

gırêna

gırena bir düğüm daha

gırêna kaynatı

gırênayê 1-kaynatiyordu, 2-kayniyordu, 3-kaynadı

gırênaye kaynamış, kaynatılmış olan

gırênayê kaynatiyordu

gırênayenı-gırênayış

gırênayenı-gırênayış

gırênayenı-gırênayış kaynatmak

gırênayenı-gırênayış kaynatmak

gırênayeyo kaynamış, kaynatılmıştır

gırênayo kaynatmış

gırênayoğ kaynatan, kaynatıcı

gırêndo bir düğüm

gırenêkerd

gırenêkerd düğümlemedi, bağlamadı

gırenêkerdenı-nêkerdış bağlamamak, düğümlememek

gırênena kaynatiyor (dişil)

gırênenê kaynatiyorlar

gırêneno kaynatiyor (eril)

gırêneyêno kayniyor

gırêno kayniyor

gırew vazife, ödev

gırewê vêşaney açlık görevi

gırewê veyşaney açlık görevi

gırewtenı-gırewtış almak

gırewto berdo almış götürmüş

gırewto almış

gırey (zıqlıki) hıklamak, geğirmek

gırey 1-düğümler, 2-ağaçta bulunan küçük küçük budaklar

gıreya kaynadı

gırêyaye kaynamış olan

gıreyaye kaynar, kaynamış olan

gıreyayê kayniyordu, kaynar, kaynatılmış olan

gırêyayenı-gırêyayış

gıreyayenı-gıreyayış

gıreyayenı-gıreyayış kaynamak

gırêyayo kaynamış

gırêyê bir kaynar

gıreyêna kayniyor (dişil)

gıreyêno kayniyor (eril)

gıreynayenı-gırênayış

gıreynayenı-gıreynayış kaynatmak

gıreyo kor kör düğüm

gıreyyayenı-gırêyayış

gıreyın 1-düğümlü, 2-budaklı

gıreyıno düğümlüdür, budaklıdır

Gırfe bir erkek ismi

gırgıl gezı süpürge darısı

gırgıl darı

gırgır (Tr) usanç veren sürekli ve kaba konuşma

gıriya kaynadı

gıriyayenı-gıriyayış kaynamak

gıriyayo kaynamış

gırmık kerdenı-kerdış 1-yumruklamak, 2-topak yapmak

gırmık-gırmıkı (nüncık, kulmık) yumruk

gırmıkê dê pıro bir yumruk vurdu

gırmıke yumruk

gırmıki eştenı-eştış yumruk atmak

gırmıki eştenı-eştış yumruk atmak

gırmıki kerdenı-kerdış yumruklamak

gırmıkı pıro dayenı-dayış yumruk vurmak, yumruklamak

gırmıkı pırodayenı-pırodayış yumruk vurmak, yumruklamak

gırmıkı yumruk

gırnaw kedilerin birbirlerini çifleşmeye çağırma sesi

gıron bıyayenı-bıyayış ağır olmak, ağırlaşmak

gıron kerdenı-kerdış ağırlaştırmak

gıron ağır

gırona ağırdır (dişil)

gırono ağırdır (eril)

gırot berd nêweşxane aldı götürdü hastahaneye

gırot berd alıp götürdü

gırot bı 1-almıştı, 2-kapatmıştı

gırot çıman bın göz altına aldı, gözetime aldı

gırot xo ser üstüne aldı

gırot

gırot aldı

gırota almış (dişil)

gırotanê xo alacaklarını

gırote bı kapaliydi

gırote

gırote 1-kapalı, 2-alınmış, alınan, 3-üstü örtülü, 4-ellerinde esir olmak

gırotê üstü kapalı, üstü örtülü, kapalı

gırotena cı alışı

gırotena 1-almakla, kapatmakla

gırotenê cı 1-alması, 2-kapatması

gırotenı-gırotış

gırotenı-gırotış 1-almak, 2-kapatmak

gırotenı-gırotış 1-almak, 2-kapatmak

gıroteyê mıno esirimdir, tutuklumdur

gıroteyê kapalıdırlar

gıroto xo dest eline almış

gıroto almış (eril)

gırotoğ 1-alan, alıcı, 2-kapatan, kapatıcı

gırotoğana alıcılarla

gırotoği satın alıcılar

gırotoğxane tutuk evi, göz altı, karakol

gırotoğxanedı maneno tutuk evinde, göz altında, karakolda kaliyor

gırotı aldı (dişil)

gırozê (gorozê) on iki adetten oluşan deste (bir deste)

gırr bı yuvarlandı

gırr bıyayenı-bıyayış yuvarlanmak

gırr kerdenı-kerdış yuvarlatmak

gırr yuvarlanmak, yukarıdan aşağiya yuvarlanarak inmek

gırri gök gürlemesi, şimşek çakma sesi vb

gırs (gırd) iri, büyük, kocaman

gırs büyük, gırstır

daha büyük, gırstırın daha daha büyük

gırsêri daha büyük

gırsey büyüklük, büyükçe

gırsı büyük

gırsın büyükçe

gırün bıyayenı-bıyayaış ağır olmak, ağırlaşmak

gırün kerdenı-kerdış ağırlaştırmak

gırün ağır

gırüna ağırdır (dişil)

gırüney ağırlık

gırüninı ağırlık

gırüno ağırdır (eril)

gırvazdi kewtenı-kewtış bademcik hastalığına yakalanmak

gırvazdi 1-bademcik, besili, besili olma durumu

gırwê xo vazifesini

gırwe bıyayenı-bıyayış 1-iş olmak, iş yapılmak, 2-ilişkide bulunulmak, kötü iş yapılmak

gırwe diyayenı-diyayış vazife görmek, iş bitirmek

gırwe diyayoğ iş gören, iş bitiren

gırwe kerdenı-kerdış 1-iş yapmak, 2-kabahat işlemek

gırwe kerdenı-kerdış 1-iş yapmak, çalışmak, 2-ilişkide bulunmak, kötü iş yapmak

gırwe vetenı-vetış iş çıkarmak, iş görmek, iş bitirmek, işini görmek

gırwe vetoğ 1-iş çıkaran, iş bitiren, iş gören, 2-mesele çıkaran, bella açan

gırwe iş, vazife, görev

gırwera işten, vazifeden, görevden

gırwey cı kewt cı işi düştü

gırwey dewletı devlet işi

gırwey to çıçiyo işin nedir?

gırwey xo işini, vazifesini, görevini

gırwey vazifeler, görevler

gırweya bı çalışmıştı

gırweya

gırweya 1-çalıştı, 2-işledi

gırweyaya çalışmış (dişil)

gırweyayê çalışiyordu

gırweyaye çalışmış olan

gırweyayenı-gırweyayış

gırweyayenı-gırweyayış

gırweyayenı-gırweyayış çalışmak, iş yapmak

gırweyayo çalışmış (eril)

gırweyayoğ çalışan kimse

gırweyê kerdenı-kerdış bir iş yapmak, çalışmak

gırweyê nêkeno bir iş yapmiyor

gırweyê nêkerdenı-nêkerdış bir iş yapmamak, çalışmamak

gırweyê to çıçiyo işin, vazifen, görevin nedir?

gırweyê bir iş, bir görev

gırweyêna çalışiyor (dişil)

gırweyêno çalışiyor (eril)

gırweynayenı-gırweynayış

gırweynayenı-gırweynayış

gırweynayenı-gırweynayış çalıştırmak, iş yaptırmak

gırweynayoğ çalıştırıcı, çalıştıran kimse

gırweynena çalıştıriyor (dişil)

gırweyneno çalıştıriyor (eril)

gırweyo xırab keno kötü iş yapiyor

gırweyo xırab kerdenı-kerdış kötü iş yapmak, ilişkide bulunmak

gırweyo vazifedir, iştir

gıryane yaka

gıryaney cı vıst xo dest yakasını elle geçirdi

gıryaney xo da dest yakasını elle verdi

gıryaneyê xo dırna yakasını yırtı

gıryaneyın yakalı

gıryazêr kiraz ağacı

gıryazi kiraz

gırz toplanıp sarılmış, bağlanmış çalı çırpı demeti

gırze (gılze) çalı çırpı yada buğday vb şeylerin saplarını toplayıp üst üste koyarak onları bir sicim ile bağlaması ve bir seferde taşımasına derler

gırze bıyaye toplanıp demetlenmiş olan

gırze bıyayenı-bıyayış toplanıp demetlenmiş olmak

gırze kerde toplanıp demetlenmiş olan

gırze kerdenı-kerdış çalı, çırpı, ekin vb şeyleri demetleyip bağlamak

gırze kerdoğ toplayıp demetleyen

gırze büyük demet, insan sırt veya omuz yükü

gırze sırta taşınabilen insan yükü

gırzey çaran çalı çırpı omuz yükü

gırzeyın demetli olan

gırzık dal, budak

gırzıkın dallı budaklı

gırı gırı hırlam, alçak sesle ağlama

gırık 1-bulgurun ufağından yapılan ve haşlanan küfte, 2-tepecik, 3-döğüm

gırık tepecik

gırıkı çocukların ayakta durmasını ve yürümesini sağlayan tekerlekli araba

gısta cı parmağı

gısta qıjı küçük parmak

gıstan dı parmaklarda

gıstan ra parmaklardan

gıstane yüzük

gıstı bıyayenı-bıyayış parmaklanmış olmak, parmak çekilmek

gıstı kerdenı-kerdış parmaklamak, parmak çekmek

gıstı parmak

gıstın parmaklı

gıvışna bı sıkmıştı

gıvışna sıktı, suyunu çıkardı

gıvışnaye sıkılmış, posası çıkartılmış olma durumu

gıvışnayê sıkıyordu

gıvışnayenı-gıvışnayış sıkmak, avuç içinde sıkmak, posasını çıkarmak

gıvışnena sıkıyor (dişil)

gıvışnenê sıkıyorlar

gıvışneno sıkıyor (eril)

gıvışyayenı-gıvışyayış avuç içinde sıkmak, sıkılmak

gıx bıkı çocuklara yediği pis bir şeyi ağzından atması için denir

gıx 1-küçük çocuklara dokunma iyi değildir anlamında bir sözcük, 2-küçük çocukların yeni yeni konuşmaya, bir şey istemeye ve sevincini belli etmeye çalıştıkları an, çıkardıkları ses

gıxa öksürdü

gıxayenı-gıxayış öksürmek

gıxi (kıxi) öksürük, öksürmek

gıxx bıkı çocuklara yediği pis bir şeyi ağzından atması için denir

gıxx küçük çocuklara dokunma iyi değildir anlamında bir sözcük

gıxıki hıçkırık, hıçkırıklar

gıyabdê cı dı ceza da cı gıyabında ceza verdiler

gıyabi (Ar) bulunmadığı sırada yapılan, verilen

gıybet (Ar) çekiştirme, yerme, kötüleme

gız (gaz) bıkı dişle, ısır anlamında kulanılır

gız çocuk dilinde dişle anlamında

gızgız yanan kuru sapların çıkardığı ses

gızgıziya ser pençelerle üstüne saldırdı

gızgızna 1-tutup sarsmak, 2-kızdırmak, kışkırtmak

gızgıznayenı-gızgıznayış tahrik etmek, saldıriya kışkırtmak

gızgızyayenı-gızgızyayış pençelerle saldıriya teşebüs etme

gızgızıya ser yakından saldırmak

gızz kerdenı-kerdış boğayı çiftleşmeye tahrik etmek

gızz boğayı çiftleşmeye tahrik etme sözcüğü

gızık 1-kıvırcık, kıvırcık ve karma karışık, karışık ve dolaşık saç vb, 2-darmadağınık, 3-karmakarışık (saç vb), 4-dikenli

gızıkın 1-saçı başı dağınık olma durumu, 2-dikenli, 3-kıvırcık ve karışık saçlı

 

 

gi cı boku, pisliği

gi dekerdenı-dekerdış içine sıçmak

gi dı bokta

gi estaran yıldızların boku

gi goşan kulak kiri, pisliği

gi kerde sıçmış olan

gi kerdenı-kerdış sıçmak

gi kerdoğ sıçan, bok eden

gi meran farelerin pisliği

gi ra boktan

gi verda xo altına bok bıraktı

gi werd bok yedi

gi werdaye bok yiyesiye

gi werdenı-werdış 1-bok yemek, 2-ortalığı karıştırmak

gi xo dekerdenı-dekerdış içine sıçmak

gi xo verdayenı-verdayış boklamak, altına bok sıçmak

gi insan dışkısı, pisliği

gişe (Fr) gişe, bilet vs satılan küçük pencere veya yer

gişe dı gişede

gişe ra gişeden

gişecinı kerdenı-kerdış gişecilik yapmak

gişecinı kerdoğ gişecilik yapan

gişecinı gişecilik

gişeciya gişecidir (dişil)

gişeciyo gişecidir (eril)

gişey sinema sinemanın gişesi

gişeyinı gişecilik

gişeyın gişeli

gimere fare pisliği, fare boku

gina bena alıp götürüyor (dişil)

gina 1-alır, aliyor, 2-kapatır, kaplar (dişil)

ginê 1-alırlar, 2-kapatırlar

gino beno alıp götürüyor (eril)

gino 1-alır, aliyor, 2-kapatiyor, kapatır, kaplar (eril)

girdab (Far) ters akıntıların oluşturduğu dönme, burgaç

girdabi girdaplar

girdabın girdaplı

gitar (Fr) telli bir çalgı

gitarci gitar çalan kimse

gitarcinı kerdenı-kerdış gitarcılık yapmak

gitarcinı gitarcılık

gitarist (Fr) gitarcı

gitarın gitarlı

giya bokla

giyê qırêncılan 1-kurbağa boku, 2-su yosunu

giyotin (Fr) başı kesmek için kulanılan araç

giyotin ro dayenı-dayış giyotine vurmak

giyotinın giyotinli

giyın boklu

giyına bokludur (dişil)

giyıno bokludur (eril)

 

 

gladiyator (Roma) kılıç kullanan kimse, savaşçı

gladiyator bıyaye gladiyatör olmuş olan

gladiyator bıyayenı-bıyayış gladiyatör olmak

gladiyatora gladiyatördür (dişil)

gladiyatorey kerdenı-kerdış gladiyatörlük yapmak

gladiyatorey kerdoğ gladiyatörlük yapan kimse

gladiyatorey gladiyatörlük

gladiyatori gladiyatörler

gladiyatorinı kerdenı-kerdış gladiyatörlük yapmak

gladiyatorinı gladiyatörlük

gladiyatoro galadiyatördür (eril)

gladyator (Roma) gladyatör

glikoz (Fr) hidrojen ve oksijenden oluşan şeker, üzüm şekeri

gliserin (Fr) şurup kıvamındaki sıvı

global (Fr) toptan, toplam

 

 

 

goç dayenı-dayış göç ettirmek

goç kena göç ediyor (dişil)

goç keno göç ediyor (eril)

goç kerd göç etti

goç kerde göç etmiş olan

goç kerdenı-kerdış göç etmek

goç kerdoğ göç eden

goç kerdoğ göç eden

goç göç

gocag düğme

goçan-goçanı makbuz

goçani ateş ocakların kenarına konulan taş

goçê ma göçümüz

goçerey kerdenı-kerdış göçebelik yapmak

goçerey göçerlik

goçeri (koçeri) göçebe, köçer, göçer

goçerinı göçerlik

goçerı göçer (dişil)

goçina deştenı-deştış çuvalduzle dikmek

goçini kerdenı-kerdış çuvalduzlamak, çuvalduz sokmak

goçinı pedekuwatenı-kuwatış çuvalduz sokmak

goçinı çuvalduz

goçinın çuvalduzlu

gocıx (Bülg) gocuk, postlu veya kürklü kalın ceket

gocıx xoradayenı-xoradayış gocuk giymak

gocıxın gocuklu

goflet (Fr) bisküviye benzer tatlı ve hafif bir yiyecek

gofletê bir goflet

gofletna bir goflet daha

gofletın gofletli

goş (gos) kulak

goş a mını bana kulak as

goş amyayenı-amyayış kulağına gelmek, duymak, işitmek

goş antenı-antış kulağını çekmek, ikaz etmek

goş antoğ kulağını çeken, ikaz eden kimse

goş cı nayenı-nayış kulak asmak

goş çıringayenı-çıringayış kulakları çınlamak

goş dayenı-dayış kulak vermek, dinlemek

goş dayoğ kulak asan, dinleyen kimse

goş derg uzun kulaklı

goş dı kulağında

goş gıran ağır işiten

goş gıraney 1-ağır işitme durumu, sağırlık, 2-umursamamak, kulak asmamak

goş hera 1-geniş kulaklı, 2-her şeye kulak asmayan

goş herayinı kerdenı-kerdış her şeye kulak asmamak, boş vermek

goş herayinı her şeye kulak asmama, boş verme

goş kaxı düz kulak

goş lüwaye 1-mecazi olarak evlenmek isteyenlere denir, 2-açıkgöz

goş lüwayenı-lüwayış kulakları oynamak (kız peşinde gezen gençlere derler)

goş mekü pa kulak asma

goş mere fare kulaklı, küçük kulaklı

goş mı nêna bana kulak asmadı

goş na ser kulak verdi, dinledi

goş na to sana kulak astı?

goş nano şari başkasına kulak asiyor

goş nano mı bana kulak asiyor

goş nayenı-nayış kulak asmak, dinlemek, kulak vermek

goş nênayenı-nênayış kulak asmamak, dinlememek

goş ontenı-ontış kulağını çekmek, ikaz etmek

goş pa küwatenı-küwatış kulak asmak, aldırmak

goş pa küyenı-küyış kulak asmak

goş pa kuwatenı-kuwatış kulak asmak

goş pa mekü kulak asma

goş pa nayenı-nayış kulak asmak, kulak vermek, dinlemek

goş pa nêküwatenı-nêküwatış kulak asmamak

goş pa nêküwayenı-nêküwayış kulak asmamak, aldırmamak

goş pa nêkuwatenı-nêkuwatış kulak asmamak

goş perr geniş kulaklı, düz kulaklı

goş ra kulaktan

goş ser nayenı-nayış kulak vermek

goş tadayenı-tadayış kulağını bökmek, uyarmak

goş u zınci kulak ve burun

goşa çıknayenı-çıknayış kulağına çınlatmak

goşan dı kulaklarda kulaklarında

goşan gırotenı-gırotış kulağını kapatmak, işitmek istememek

goşan ra kulaklardan

goşan kulakları

goşana kulaklarla

goşanê xo akı kulaklarını aç, ayık ol

goşare küpe

goşarey xo goş kerdenı-kerdış kulağına küpe takmak

goşarey küpeler

goşareyın köpeli

goşdar kulak veren, itaat eden, söz dinleyen

goşdarinı kerdenı-kerdış kulak vermek, dinlemek

goşdarinı kulak verme, dinleme

goşdaroğ dinleyen, dinleyici, kulak asan, kulak veren, dinleyen

goşdayenı-dayış kulak vermek, kulak asmak, dinlemek

goşdayoğ kulak asan, kulak veren, dinleyen

goşdegrotê dolgun etli (dişil)

goşê cı anti kulaklarını çekti

goşê cı  bıçıringê kulakları çınlasın

goşê cı lüwenê kulakları terpeniyor, oyniyor

goşê cı rehatê kulağı rahattır

goşê cı kulağı, kulakları

goşê cıyo lüweno kulağı oynuyor

goşê xo ser nayenı-nayış göz kulak olmak, kollamak

goşe (çenge) kapı ve pencereler özerine konulan uzun taş, lahit

goşe (koşe, çenge) köşe

goşe ra salkımdan

goşe salkım, üzüm salkımı

goşedar kulak verme, dinleme

goşena bir salkım daha

goşey engürı üzüm salkımı

goşeyê bir salkım

goşeyêdê cı 1-bir köşesi, 2-bir salkımı

goşeyo veng 1-boş köşe, 2-boş üzüm salkımı

goşeyın salkımlı

goşgıran bıyayenı-bıyayış ağır işitmiş olmak

goşgıran ağır işiten

goşgırana ağır işitiyor (dişil)

goşgıraninı kerdenı-kerdış kendini ağıra almak, tembellik yapmak

goşgıraninı 1-ağır işitme hali, 2-kendini duymamazlığa vurmak

goşgırano ağır işitiyor (eril)

goşhare küpe

goşi dik kerdenı-dik kerdış kulaklarını dikleştirmek, evlenmek istemek

goşi gêryayê kulakları kapanmış, ağır işitiyor anlamında

goşi gıran aşnawenê kulakları ağır işitiyor

goşi hewadayenı-hewadayış kulakları dikleştirmek, evlenmek istemek

goşi pey eştenı-eştış ardırış etmemek, kulağının arkasına atmak

goşi peyra goni gırota duymamazlıktan gelme, aldırış etmemek

goşi peyra kulağın arkasından

goşi kulaklar

goşkar (koşkar) ayakabı dikicisi ve tamircisi, yemenici

goşkarey ayakabı dikiciliği ve tamirciliği

goşkarinı ayakabı tamirciliği

goşmase 1-bulanık sularda veya göllerde bulunan sinekten az büyük balıklar, 2-böcek büyüklüğünde kuyruğu ince ve uzun bir su hayvanı

goşmase midye

goşmasey midyeler

goşneno 1-dinliyor, 2-kulak asiyor

goşra kulaktan

goşt (gost) et

goşt antenı-antış et çekmek

goşt dayenı-dayış 1-et vermek, 2-kilo kaybetmek, zayıflanmak

goşt dı ette

goşt gırotenı-gırotış 1-et almak, 2-kilolanmak, kilo almak

goşt kuwatenı-kuwatış et dövmek

goşt ontenı-ontış et çekmek

goşt ra etten

goşt u este et ve kemik

goşt u nengü et ve tırnak

goşt werdi kerdenı-kerdış etı ufaltmak, et kesmek

goştarey kerdenı-kerdış dinlemek, kulak vermek

goştarey kerdoğ 1-dinleyen, dinleyici, 2-kulak asan, kulak veren

goştarey mekı dinleme, kulak verme

goştarey nêkerdenı-nêkerdış dinlememek, kulak vermemek

goştarey dinleme, kulak verme

goştareya mı bıkı beni dinle, bana kulak ver

goştarıtoğ dinleyici

goştayoğ dinleyici, dinleyen, kulak veren kimse

goştdegrote dolgun etli (eril)

goştê cı eti

goştê dındanan diş etleri

goştê gandê xo werd canının etinı yedi

goştê qawırmi kavurma eti

goştgıran dolgun vucutlu, ağır etli

goştiya et ile

goştın (qelaw) etli, etli butlu, şişman

goştına etlidir (dişil)

goştıno etlidir (eril)

goşın kulaklı

goşına kulaklıdır (dişil)

goşıno kulaklıdır (eril

gog sopalarla vurulup bir çukura koymaya çalışılan yuvarlak taş

gogê sopalarla taşı yerden sürüklemeyle oynanan bir oyun (isoki)

gogebaxan (maşella, vıllıka verdê roji) ayçiçeği

gogerçin güvercin

gogi sopalarla taşı yerden sürüklemeyle oynanan bir oyun (isoki)

gogı gogi oyununda kullanılan yuvarlak taş veya top

goj kerde meme emmeye alıştırılmış olan

goj kerdenı-kerdış (lawnayenı u dıtena) süt hayvanlarını emmek ve sağmak işi, süt hayvalarını süt vermek için alıştırma yapmak

goj 1-malak (manda yavrusu), 2-sağma, sağmak

gol (Fr) topun sokulmasiyle kazanılan sayı

gol eştenı-eştış gol atmak

gol u mergi göl ve yaylalar

gol werdenı-werdış gol yemek

gol-golı 1-göl, 2-bir yerde birikme, 3-çukur bir yer

gola verdê dewı köyün ünündeki göl

golal 1-bir çeşit böcek, 2-durgun yağmur suyu

golala gi bok böceği

golat hayvan pisliğini toplayıp top-top yapan bir böcek

golbız (kolbız) mart ayında olan bir çiçek ve Zazalar bu çiçeğe Kormışkan çiçeği derler

golci çok gol atan oyuncu

golekı küçük göl

golf (Fr) açık havada oynanıp topu çukurlara atan bir oyun

golf kaykerdenı-kaykerdış golf oynamak

golmastık bulamaç, lapa

golık buzağ

golıkan buzağları

golıkci buzağlara bakan kimse

golıkê bir buzağ

golıkek buzağcık

golıkekê her hangi bir buzağ, buzağcık

golıkeki buzağcıklar

golıki buzağlar

golıko sawa süt buzağı

golıko saway süt buzağı

golıkvan buzağlara bakan kimse, bakıcı

golıkı dişi buzağ

golım kalça

golımê cı kalçası

golımın kalçalı

gom biya batım

gom bı batı

gom eştenı-eştış adım atmak, ilerlemek

gom kerdenı-kerdış bir araya toplamak

gom nêbı batmadı

gom 1-bir araya toplanma, 2-küçük baş hayvanların konulduğu üstü açık ağıl, mandıra, 3-küme, 4-suya batırma, 5-adım, 6-koyun ve keçilerin korkarak, örkerek birden bir araya gelmelerine ve toplanmalarına derler

gombi pêser birden bir araya geldiler, bir arada toplandılar

gomê goni kan gölü, kan birikimi

gomê qeçkan çocuk topluluğu

gome bıyayenı-bıyayış bir araya toplanmak

gome kerdenı-kerdış hayvanları barınağa koymak

gome 1-üstü açık, etrafı duvar, çalı çırpı, sırık, direk, çit vs ile örtülü veya çevrili hayvan barınağı, ahırı, 2-topluluk, toplanma, 3-hayvanlarda bir araya gelme, kümeleme

gomo şişman olan kimseye derler

gon (gan) 1-can, 2-kan

gon dayenı-dayış 1-can vermek, canlandırmak, 2-kan vermek

gon gırotenı-gırotış 1-can almak, 2-kan almak

gon kewtenı-kewtış 1-can düşmek, canlanmak, 2-kanlanmak

gonawer kan içen, kan emmen, vampir

gonca (Far) henüz açılmamış veya açılmak üzere olan çiçek

gone geven otu

gonewer kan içici, vampir

goneweri kan içenler, kan içiciler

gongêr (gangêr) Ezrail, canları yada ruhları alan feleke derler

gongerm 1-cana yakın, 2-kanı sıcak, kan çeken, sıcak kanlılık

goni (güni) kan

goni amyayenı-amyayış kan akmak, kanamak

goni bı kanadı

goni bırnayenı-bırnayış akan kanı durdurmak, kesmek

goni çım kewtenı-kewtış gözü bir şeyi görmemek, kan dökmeyi arzulamak

goni dayenı-dayış kan vermek

goni dê cı kan verdi

goni dı mendenı-mendış kanda kalmak

goni dı kanda

goni şirın cana yakın, şirin kanlı

goni şiyayenı-şiyayış kan gitmek

goni şımıtenı-şımıtış kan içmek, vampir olmak

goni goni (gani gani) canlı canlı

goni gırotenı-gırotış kan almak

goni helısiyaye korkak, pısırık

goni hıngılêsiyayenı-hıngılêsiyayış kanı uyuşmak

goni kerd kanatı

goni kerdenı-kerdış kanatmak

goni kewta çım gözüne kan girmiş, kan fırlamış

goni pede şıyayenı-şıyayış kan akmak

goni pılosyayenı-pılosyayış kanı pırtılaşmak

goni pızıkıyayenı-pızıkıyayış kanı pırtılaşmak

goni qesyayenı-qesyayış kan pırtılaşması

goni ra kandan

goni rıjnayenı-rıjnayış kan dökmek, adam öldürmek

goni ser eştenı-eştış birini cinayetle suçlamak, katil yapmak

goni ver dayenı-dayış kan bedelini vermek

goni ver gırotenı-gırotış kan yerine almak

goni vındanayenı-vındanayış kanı durdurmak

goni vırıtenı-vırıtış kan kusmak

gonidaş kandaş, aynı kanı taşiyan

gonin kanlı

goniwer kan içicı, vampir

goniya 1-kandır, 2-kan ile

goniyın kanlı

gonwer kan içici, vampir, zalim

gonwerey kan içicilik

gonın (günın) kanlı

gopal u topal baston ve topal

gopal-gopalı 1-asa, baston, ucu yuvarlak elde taşıma sopası, 2-virgül

gopalek 1-baston gibi kulanılan deynek, 2-gramatikte virgül

gopalekê her hangi bir baston, koltuk altı deyneği

gopaleki bastonlar, koltuk altı deynekleri

gopalekı (kılawekı, İşareta boya xo gırotenı) virgül

gopalekı ra virgülden

gopalın topallanan

gopık ucu toparlak

gor (gorn, tırbı) mezar, kagir, kabir

gor hayvanları koymak için çiten yapılan üstü açık axır

gora bızan keçileri koymak için çiten örülen üstü açık ahır

gorcali topak olup elbise veya başka yere yapışan dikenler, pıtrak

gorcalın yapışkan dikenli

gorde büyük kılıç

gore 1-iş, vazife, 2-göre, yeteri kadar, 3-çorap, 4-hayvanları koymak için çalı çırpıdan yapılan üstü açık ahır, çit

gorey cı 1-ona göre, 2-çorapları

gorey ey no dıha şenıko ona göre bu daha hafiftir

gorey ey ona göre

gorey mı bana göre

gorey çoraplar

goril (Fr) büyük bir maymun türü

goristan mezarlık

gorn mezar

goroz (desteyê): bir deste, demet, tomar, düzine, on iki adetten oluşan

gorı 1-arazide veya dışarda yapılan hayvan ağıllı, 2-mezar, kabir

gorım-gorımı 1-görümce, 2-iki kardeş karıları, elti

gorıstan mezarlık

gos (goş) kulak

gos a mını bana kulak as

gos amyayenı-amyayış kulağına gelmek, duymak, işitmek

gos antenı-antış kulağını çekmek, ikaz etmek

gos antoğ kulağını çeken, ikaz eden kimse

gos cı nayenı-nayış kulak asmak

gos çıringayenı-çıringayış kulakları çınlamak

gos dayenı-dayış kulak vermek, kulak asmak, dinlemek

gos dayoğ kulak asan, dinleyen kimse

gos derg uzun kulaklı

gos dı kulağında

gos gıran ağır işiten

gos gıraney 1-ağır işitme durumu, sağırlık, 2-umursamamak, kulak asmamak

gos hera 1-geniş kulaklı, 2-her şeye kulak asmayan

gos herayinı kerdenı-kerdış her şeye kulak asmamak, boş vermek

gos herayinı her şeye kulak asmama, boş verme

gos kaxı düz kulak

gos lüwaye 1-mecazi olarak evlenmek isteyenlere denir, 2-açıkgöz

gos lüwayenı-lüwayış kulakları oynamak (kız peşinde gezen gençlere derler)

gos mekü pa kulak asma

gos mere fare kulaklı, küçük kulaklı

gos mı nêna bana kulak asmadı

gos na ser kulak verdi, dinledi

gos na to sana kulak astı?

gos nano şari başkasına kulak asiyor

gos nano mı bana kulak asiyor

gos nayenı-nayış kulak asmak, dinlemek, kulak vermek

gos nênayenı-nênayış kulak asmamak, dinlememek

gos ontenı-ontış kulağını çekmek, ikaz etmek

gos pa küwatenı-küwatış kulak asmak, aldırmak

gos pa küyenı-küyış kulak asmak

gos pa kuwatenı-kuwatış kulak asmak

gos pa mekü kulak asma

gos pa nayenı-nayış kulak asmak, kulak vermek, dinlemek

gos pa nêküwatenı-nêküwatış kulak asmamak

gos pa nêküwayenı-nêküwayış kulak asmamak, aldırmamak

gos pa nêkuwatenı-nêkuwatış kulak asmamak

gos perr geniş kulaklı, düz kulaklı

gos ra kulaktan

gos ser nayenı-nayış kulak vermek

gos tadayenı-tadayış kulağını bökmek, uyarmak

gos u zınci kulak ve burun

gosa çıknayenı-çıknayış kulağına çınlatmak

gosan dı kulaklarda kulaklarında

gosan gırotenı-gırotış kulağını kapatmak, işitmek istememek

gosan ra kulaklardan

gosan kulakları

gosana kulaklarla

gosanê xo akı kulaklarını aç, ayık ol

gosare küpe

gosarey xo goş kerdenı-kerdış kulağına küpe takmak

gosarey küpeler

gosareyın köpeli

gosdar kulak veren, itaat eden, söz dinleyen

gosdarinı kerdenı-kerdış kulak vermek, dinlemek

gosdarinı kulak verme, dinleme

gosdaroğ dinleyen, dinleyici, kulak asan, kulak veren, dinleyen

gosdayenı-dayış kulak vermek, kulak asmak, dinlemek

gosdayoğ kulak asan, kulak veren, dinleyen

gosdegrotê dolgun etli (dişil)

gosê cı anti kulaklarını çekti

gosê cı  bıçıringê kulakları çınlasın

gosê cı lüwenê kulakları terpeniyor, oyniyor

gosê cı rehatê kulağı rahattır

gosê cı kulağı, kulakları

gosê cıyo lüweno kulağı oynuyor

gosê xo ser nayenı-nayış göz kulak olmak, kollamak

gose (çenge, köşe) 1-kapı ve pencereler özerine konulan uzun taş, lahit, 2-köşe

gose ra salkımdan

gose salkım, üzüm salkımı

gosedar kulak verme, dinleme

gosena bir salkım daha

gosey engürı üzüm salkımı

goseyê bir salkım

goseyêdê cı 1-bir köşesi, 2-bir salkımı

goseyo veng 1-boş köşe, 2-boş üzüm salkımı

goseyın salkımlı

gosgıran bıyayenı-bıyayış ağır işitmiş olmak

gosgıran ağır işiten

gosgırana ağır işitiyor (dişil)

gosgıraninı kerdenı-kerdış kendini ağıra almak, tembellik yapmak

gosgıraninı 1-ağır işitme hali, 2-kendini duymamazlığa vurmak

gosgırano ağır işitiyor (eril)

goshare küpe

gosi dik kerdenı-dik kerdış kulaklarını dikleştirmek, evlenmek istemek

gosi gêryayê kulakları kapanmış, ağır işitiyor anlamında

gosi gıran aşnawenê kulakları ağır işitiyor

gosi hewadayenı-hewadayış kulakları dikleştirmek, evlenmek istemek

gosi pey eştenı-eştış ardırış etmemek, kulağının arkasına atmak

gosi peyra goni gırota duymamazlıktan gelme, aldırış etmemek

gosi peyra kulağın arkasından

gosi kulaklar

goskar (koşkar) ayakabı dikicisi ve tamircisi

goskarey ayakabı dikiciliği ve tamirciliği

goskarinı ayakabı tamirciliği

gosmase 1-midye, 2-bulanık sularda veya göllerde bulunan sinekten az büyük balıklar, 3-böcek büyüklüğünde kuyruğu ince ve uzun bir su hayvanı

gosmasey midyeler

gosneno 1-dinliyor, 2-kulak asiyor

gosra kulaktan

gost (goşt) et

gost antenı-antış et çekmek

gost dayenı-dayış 1-et vermek, 2-kilo kaybetmek, zayıflanmak

gost dı ette

gost gırotenı-gırotış 1-et almak, 2-kilolanmak, kilo almak

gost kuwatenı-kuwatış et dövmek

gost ontenı-ontış et çekmek

gost ra etten

gost u este et ve kemik

gost u nengü et ve tırnak

gost werdi kerdenı-kerdış etı ufaltmak, et kesmek

gostarey kerdenı-kerdış dinlemek, kulak vermek

gostarey kerdoğ 1-dinleyen, dinleyici, 2-kulak asan, kulak veren

gostarey mekı dinleme, kulak verme

gostarey nêkerdenı-nêkerdış dinlememek, kulak vermemek

gostarey dinleme, kulak verme

gostareya mı bıkı beni dinle, bana kulak ver

gostarıtoğ dinleyici

gostayoğ dinleyici, dinleyen, kulak veren kimse

gostdegrote dolgun etli (eril)

gostê cı eti

gostê dındanan diş etleri

gostê gandê xo werd canının etinı yedi

gostê qawırmi kavurma eti

gostgıran dolgun vucutlu, ağır etli

gostiya et ile

gostra etten

gostın (qelaw) etli, etli butlu, şişman

gostına etlidir (dişil)

gostıno etlidir (eril)

gosın kulaklı

gosına kulaklıdır (dişil)

gosıno kulaklıdır (eril

govend-govendı halay, halay çekme, toplumla birlikte oynanan oyun

govendan dı halaylarda

govendan ra halaylardan

govendvan halay çeken, halaycı

govendwan halay çeken, halaycı

govendı gırêdayenı-gırêdayış halay bağlamak, halay tutmak

govendı gırêdê halay bağladı

govendı bele sarılan bir nevi kuşak

goverıkı 1-yuvarlak şeyleri yuvarlatmayla oynanan bir oyun, 2-yılan vb şeylerin daire olup yatmaları, daire

govleg-govlegı (kufkarıkı) mantar

govlegi mantarlar

govlegın mantarlı

goğük 1-mısır unundan yapılan börek, katma, 2-öksürük

goya to va ez do bira hani sen dedin ben geleceğim

goya 1-güya, 2-hani

goye düve, portakal renginde bir düve

goyey düveler

goz açık (çım akerde) şeytan, gözaçık, uyanık, şit

goz gıre kerdenı-kerdış kör düğüm yapmak

goz gıre kör düğüm

goza pemi pamuk kozası

goza koza

gozag kerdenı-kerdış düğmelemek

gozage düğme

gozagi düğmeler

gozçal çevizleri çukura atmayla oynanan bir oyun

goze bor tarla, sürülmemiş tarla

gozek-gozekı aşık kemiği

gozeka lıngı ayak aşık kemiği

gozekê lıngan ayakların topalak kemiği

gozekı ayak bileğinin toparlak kemiği, ayak bilek kemiği

gozelek dünemeç

gozêr-gozêrı ceviz ağacı

gozêri ceviz ağaçları

gozi cevizler

gozlıg (verçım) gözlük

gozlıgê bir gözlük

gozlıgi xo çıman kerdenı-kerdış gözlük takmak

gozlıgın gözlüklü

gozlıngi gözlük

gozlıngın gözlüklü

goznayenı-goznayış sağma, sağmak

gozyayenı-gozyayış sağılmış olmak

gozı ceviz

 

 

grafik (Fr) grafik, çizgilerden oluşmuş şekil

grafolog (Fr) yazı uzmanı

grafoloji (Fr) yazı bilgisi

gram (Fr) gram (gr), kilogramın binde biri

gramaj (Fr) ağırlık ölçüsü, gram

gramer (Fr) dil bilgisi

gramerci gramerci, dil bilgisi uzmanı

gramofon (Fr) gramofon, fonograf

grew (Fr) iş bırakımı

grewci grevci

greyfort (İng) greypfrut, turunçgilerden bir meyve ve ağacı

gri (Fr) kül rengi, boz

grib (Fr) grip, enflüanza, bulaşıcı ve salgın bir hastalık

gril (Fr) ızgara

grosa (İt) on iki düzine

grüb (Fr) grup, küme

 

 

 

gücıgı şubat ayı

güd 1-topak, 2-kötlü, pamuk, kötlü

güdê miri hamur topacı, hamur topu

güdê vewrı kar topacı, kar topu

güşare küpe

güşareyın küpeli

gügük (Keko-pepo) guguk kuşu

Güjıgı-güjıgê şubat ayı

gük buzağ (eril)

güki buzağlar

gükı buzağ (dişil)

gülan-gülanı mayıs ayı

gülêrı gül ağacı

güli güller

gülistan gül bahçesi

gülp suya düşen bir şeyin çıkardığı ses

gülı gül

güm kerdenı-kerdış 1-suya batırmak, 2-gümbürtü etmek

güm kerdoğ 1-suya batıran, 2-gümbürtü eden

güm 1-adım, 2-yanak, 3-suya batırma

gümê süri kırmızı yanaklar

gümi yanaklar

gümın yanaklı

gün 1-can, 2-kan, 3-daşak

güna nüşnayenı-nüşnayış günah yazmak

güna pıro deydi

güna günah

günayo günahtır

gündaş kandaş, aynı kanı taşiyan

gündê (wextê, zamandê) zamanında, bir zamanlar

günewer kan içici, vampir

güneweri kan içenler, kan içiciler

günger ezrail, can alan melek, felek

güni dı kanda

güni şımıtoği kan içiciler, kan dökücüler, vampirler

güni ra kandan

güni rıjnayenı-rıjnayış kan dökmek

güni rıjnayoğ kan döken, kan dökücü

güni rıjyayenı-rıjyayış kan dökülmek

güni rıznayenı-rıjnayış kan dökmek

güni rıznayoğ kan döken kimse

güni rızyayenı-rıjyayış kan dökülmek

güni ver dayenı-dayış kan bedelini vermek, ödemek

güni 1-kan, 2-daşaklar

günwerey kan içicilik

günı deve sakızı

günın 1-kanlı, 2-daşaklı

güra gürledi

gürabiye kurabiye

gürabiyecinı kurabiyecilik

gürabiyeyinı kurabiyecilik

gürayenı-gürayış 1-çalışmak, iş yapmak, 2-gürlemek

gürayayenı-gürayayış çalışmak

gürayo 1-çalışmış, 2-gürlemiş

gürbet (Ar) doğup yaşanılmış olan yerden uzak yer

gürbetci gurbetçi

gürbetcinı gurbetcilik

gürbetcılıxey gurbetçilik

gürbetey gurbetçilik

gürbetinı gurbetcilik

güre güra 1-güm güm, gürleme, 2-bağırıp nara atma

güre iş, vazife, görev

gürena çalışiyor (dişil)

güreno 1-çalışiyor, 2-gürliyor (eril)

güret şı aldı gitti

güret aldı

güreta almış

güretene-güretenış almak

güretene almak

güretenı-güretış almak, işkal etmek, el koymak

güreto almış

gürey mı vazifem, işim

güreyaya çalışmış (dişil)

güreyayenı-güreyayış çalışmak

güreyayo çalışmış (eril)

güreyeno çalışiyor

güreynayenı-güreynayış çalıştırmak, iş yaptırmak

gürnigı tohumu yuvarlak dikenli bir ot

gürür (Ar) 1-kendini beğenme, büyüklenme, kibir, 2-onur, şan, şeref

gürürê cı gururu

gürürey gururlu olma durumu

gürürinı gururluluk

gürürın bıyayenı-bıyayış gururlu olmak

gürürın gururlu

gürürına gururludur (dişil)

gürürıno gururludur (eril)

gürweyayenı-gürweyayış çalışmak, iş yapmak

gürweynayenı-gürweynayış çalıştırmak

gürınayenı-gürınayış çalıştırmak

gürıneno çalıştıriyor

gürıyaya çalışmış (dişil)

gürıyayenı-gürıyayış çalışmak, iş yapmak

gürıyayo çalışmış (eril)

güsül (Ar) boy aptesti

güsül gırotenı-gırotış gusul almak

güük-güük baykuş veya guguk kuşunun ötüş sesi

güwan 1-hayvanların memeleri, süt toplama yeri, 2-hayvanların döl yeri

güz ame zor geldi

güz bıyayenı-bıyayış sürüklenmek

güz kerdenı-kerdış sürüklemek

güz kerdoğ sürükleyen

güz 1-zor, çetin, 2-sürükleme

güzın acı, acı olma durumu, biber acısı, ağız yakıcı

 

gucigı şubat ayı

guda lınci çamur topağı

guda miri hamur topağı

guda vewrı eştı kar topu atı

guda vewrı kar topu, kar topağı

gudê kuftan küfte, küfte topağı

gudê miri hamur topacı, hamur topu

gudê vewrı kar topacı, kar topu

gudi bıyayenı-bıyayış topak olmak

gudi kaykerdenı-kaykerdış topak oynamak

gudi kerdenı-kerdış topaç haline sokmak, topak yapmak

gudi kerdi yuvarlatıp topak yaptı

gudi pê estenı-eştış topak birbirine atmak

gudi topak hamur topu

gudlıki küfte, yuvarlak küfte topağı

gudı 1-topak, 2-yuvarlak, 3-ele avuca sığacak kadar topak, topaç, top vb

gudıki kerdenı-kerdış topak yapmak

gudıki yuvarlak ve küçük topaklar

gudıkın topaklı, yuvarlak

gudın topaklı

gufte (Far) müzik eserlerinin yazılı metni, söz

gufte vıraştenı-vıraştış güfte yapmak, müzik sözlerini yazmak

guftevan güfte yazan kimse, söz yazarı

guftewan güfte yazan kimse, söz yazarı

guhan hayvanların süt memesi

guhare otlaklık yamak, küçük vadi

guj guj dökülen sulu bir şeyin çıkardığı ses (akıcılığı ifade eder)

guj dökülen su vb şeylerin çıkardığı ses, su vb şeylerin dökülme sesi

gujj kerdenı-kerdış su vb şeyleri birden dökmek

gujjini akma sesi, yağmur sesi, su sesi

gujjj birden dökülmek, ses çıkarmak

gujna birden döktü

gukdelen (Tr) çok katlı yapı, bina

gul u teli gül ve diken

gul-gulı (Far) gül, kokulu ve değişik renkli bir çiçek

gula sürı kırmızı gül

gula verrozi ay çiçeği

gulaş ( têmane) güreş, düğüş

gulaş kerdenı-kerdış güreş yapmak, güreşmek

gulaş göreş

gulaşa güreşle

gulan akerdo güller açmış

gulan ra boya weşı yena güllerden güzel koku gelir

gulan-gulanı mayıs ayı

gulan gülleri

gulane mayıs ayı

gulanı dı güllerde

gulanı mayıs ayı

gulanık tarlalarda ve sulu yerlerde yeşeren ve haşlatılıp kavrulup yenilen bir ot çeşidı

gulban topakları

gulbang insan vb şeylerin bir arada toplanması

gulbaxe bağ, çile bağı, tesbih, boncuk vs için kulanılan çile bağı

gulbe bı gulbe küme küme

gulbe gulbe 1-küme küme, 2-lapa lapa

gulbe kerdenı-kerdış yığınlamak, destelemek

gulbe 1-kuş, arı vb şeylerin topluca bulunması, 2-kütle, topak, 3-topluluk, sürü

gulbeşeker (Far) gül çiçeği ve şeker ile yapılan bir çeşit reçel

gulbend gül vb şeylerin demeti

gulbey mıriçıkan kuş sürüsü, kuş topluluğu

gulbey 1-demetler, 2-sürüler, 3-topluluklar

gulbeyê hewran bulutların kümesi

gulbız (golbız, kolbız) mart ayında olan Kormışkan çiçeği

gulcani ateş ocağının taşı

gulçık (vıllık) böbrek

gulçıka böbrekle

gulçıkın böbrekli

guldesta güldeste

guldeste (Far) antoloji

gulê Kutkan Köpeklerin gülü

gulê Pêxemberi Peygamber gülü

gulê süri kırmızı güller

gule kaykerdenı-kaykerdış misket oynamak

gule 1-küle, kula, gülle, bilye, misket, 2-mermi, kerşun güllesi

gulê bir gül

gulêr-gulêrı gül ağacı

gulêri gül ağaçları

gulêrlıx gül yetiştirilen veya gül bahçesi

gulevaran kurşun yağmuru

gulşeker 1-gülbeşekeri, 2-tatlı, çiçek gibi

guli cıkerdi gülleri kopardı

guli güller

gulilıka çıman göz bebeği, gözlerin merceği

gulilıkı 1-göz bebeği, mercek, göz merceği, 2-yumurtanın sarısı, 3-sariya çalma durumu

gulistan gül bahçesi

gullan fek nayenı-nayış kurşunlamak, kurşun yağmuruna tutmak

gullan ra güllerden

gullana güllerden

gulle kaykenê gülle oynuyorlar

gulle kerdenı-kerdış 1-kurşunlamak, 2-güle oynamak

gulle 1-mermi, top mermisi, 2-küle, misket

gulleyın küleli, misketli

gullın güllü

gulna bir gül daha

gulover yuvarlak, yuvarlak yapılı, topak, top şeklinde

gulsosını sümbül

gulı boykeno gülü kokluyor

gulı 1-bir bayan ismi, 2-gül

gulık 1-örgük, perçem, 2-ipekten vb şeylerden örülüp saç yerine fese takılan bir nevi örgü (Zaza kadınları takarlar)

gulın güllü

gum bıyayenı-bıyayış suya batmak

gum kerdenı-kerdış 1-suya batırmak, 2-gürlemek

gum kerdoğ 1-batıran kimse, suya batıran, 2-gürleyen

gum va u dindeya güm dedi ve devrildi

gum-gum kuru şeylerin yanıp onların o gür ateşinin çıkardığı ses

gum-gumı yanak

gum 1-batma, suya batırma, 2-gümbürtü sesi, silah ve buna benzer şeylerin patlama sesi, gümbürtüsü, 3-yere düşen sert cisimlerin çıkardığı ses, 4-yanak

guman bıyayenı-bıyayış kuşkulanma

guman kerdenı-kerdış 1-ümit etmek, 2-kuşkulanmak

guman kerdoğ 1-kuşkulanan, 2-ümit eden

guman 1-şüphe, kuşku, 2-ihtimal, ümit, 3-yanakları

gumana yanaklarla

gumayenı-gumayış gürlemek, gümbürtü çıkarmak

gumê pıri dolu yanaklar

gumê süri kırmızı yanaklar

gumeno gürlüyor

gumgumok (qumqumok) kertenkelenin bir çeşidı ve kertenkeleden büyük

gumi 1-yanaklar, 2-gümbürtü sesi, uğultu, patırtı, ses çıkarmak

gumini cı ra amê gümbürtü sesi kendisinden geldi

gumini vetenı-vetış gümbürtü sesini çıkarmak

gumini güm sesi

guminiya tıfıngan tüfeklerim gümbürtüsü

gumman bıyayenı-bıyayış kuşkulanma

gumman kerdenı-kerdış 1-ümit etmek, 2-kuşkulanmak

gumman kerdoğ 1-kuşkulanan, 2-ümit eden

gumman nêkerdê ümit etmezdim, ummazdım

gumman şüphe, ümit, şık, kuşku, ummak vb

gummastık bıyayenı-bıyayış kabakulak olmak

gummastık kabakulak

gummi gümbürtü, patırtı sesi

gumnayenı-gumnayış gümbürdetme, gürletme, patlatmak, gümbürtü etmek, gümürdatmak

gumruk (Yün) gümrük

gumruk dı mendenı-mendış gümrükde kalmak

gumruk dı gümrükde

gumruk ra ravêrnayenı-ravêrnayış gümrükten geçirmek

gumruk ra gümrükten

gumrukci gümrükçü

gumrukcinı kerdenı-kerdış gümrükçülük yapmak

gumrukcinı gümrükçülük

gumrukcılıxey gümrükçülük

gumrukxane gümrük teşkilatının kurulu olduğu yer

gumsürı al yanaklı, kırmızı yanaklı

gumu-guma gümü gümdür

gumyayenı-gumyayış gürlemek, gümbürtü sesini çıkarmak

gumı guma adırdê koliyana odun ateşinin güm-gümüdür

gumı gumı güm güm, gümbür gümbür, gümbürtü gürültü, gürleme

gumı-guma gümü gümdür

gumı yanak

gumın yanaklılı

gun-guni daşak, erkeğin erkeklik organlarının torbası

guna bı 1-günahtı, 2-yazıl oldu

guna bıyayenı-bıyayış günah olmak, yazık olmak

guna kerdenı-kerdış günah işlemek

guna kerdoğ günah işleyen

guna pıro değdi, isabet etti, 2-gidip ricada bulundu

guna warro aşagiya düştü

guna 1-günah, acıma, yazık, 2-değmek, isabet etmek

gunah günah, dince yapılması suç sayılan iş ve davranış

gunahkar bıyayenı-bıyayış günahkar olmak

gunahkar kerdenı-kerdış günahkar etmek

gunahkarinı kerdenı-kerdış günahkarlık yapmak, günaha girmek

gunaka yazıktır (dişil)

gunakar bı günahkar oldu (eril)

gunakar bıyayenı-bıyayış 1-utanmak, 2-günahkar olmak, yazık olmak

gunakar kerdenı-kerdış 1-utandırmak, 2-yazık etmek

gunakar günah işlemiş, günahlı, günahkar

gunakara günahkardır (dişil)

gunakarey kerdı günahkarlık mi ettik

gunakarey günah işleme, suç işleme durumu, günahkar olma durumu, günahkarlık, suçluluk

gunakarinı günahkarlık

gunakaro günahkardır (eril)

gunakarı bi günahkar oldu (dişil)

gunako yazıktır (eril)

gunay cı gırotenı-gırotış günahını almak

gunay cı kewno şıma mıl günahı sizin boynunuza girer

gunay cı pey amyayenı-amyayış kendisine acımak, günahı gelmek

gunay cı wegrot günahını aldı

gunay cı wegrotenı-wegrotış 1-günahını taşımak, 2-günahını almak

gunay cı günahı

gunay mı ame cı günahım geldi

gunay mı ê laceki ame günahım o çocuğa geldi

gunay to çıniyo 1-senin günahın yoktur, 2-senin günahın yokmu?

gunay to yazığın, günahın

gunaya 1-değmiş, 2-günah, günahtır (dişil)

gunayenı-gunayış 1-değmek, 2-dokunmak, 3-isabet etmek

gunayo pıro deymiş, isabet etmiş

gunayo warro yere düşmüş, aşağiya düşmüş

gunayo yazıktır, günahtır (eril)

gune kewtenı-kewtış günaha girmek

gunek keklik otu

guneki daşak, daşakcık

guni 1-daşak, daşaklar, 2-kan

guno 1-deysin, 2-daşaktır

gunsencık Atmaca

gunye (Yün) dik açıları ölçmeye ve çizmeye yarayan araç

gunın daşaklı

gupık ucu yuvarlak olma

gupıkê çıwi sopanın yuvarlak ucu

gupıkın ucu yuvarlak olma durumu

gur-gur 1-birden ve aniden gelen yağmurun sesi, 2-gök gürlemesinin çıkardığı ses, 3-hüngür hüngür ağliyandan dökülen gözyaşlarına derler, 4-koyun yada keçilerin bir şeyden korkup bir yere kaçmasının sesi

gura 1-gürledi, 2-çalıştı

gurayenı-gurayış 1-gürlemek, 2-çalışmak, iş yapmak

guraynayenı-guraynayış çalıştırmak

gurayo çalışmış, iş yapmış

gurc tompuz, gürz

gurê cı kewt cı işi kendisine düştü

gurê mı esto işim vardır

gurê pêser bi koşuşup bir yere toplandılar

gure (gırwe) vezife, iş

gure dı işte, vazifede

gure kerdenı-kerdış iş yapmak

gure kerdoğ iş yapan, çalışan

gure ra işten, vazifeden

gureci 1-işçi, gündelikçi, 2-küreci

gurecinı 1-kürecilik, 2-işçilik

gurêna çalışiyor (dişil)

gurênabı çalıştırmıştı

gurênayenı-gurênayış çalıştırmak, çalışmak

gurenê 1-gürliyorlar, 2-çalışiyorlar

gurênê 1-gürliyorlar, 2-çalışiyorlar

gurênenê çalıştırıyorlar

gurêno çalışiyor (eril)

gureno gürlüyor

gurev (Tr) görev

gurêx ağzı çok büyük olana derler

gurêxiya mı ser üstüme horladı

gurêxyayenı-gurêxyayış horlamak (köpek vb hayvanların horlaması)

gurey cı işi, vazifesi

gureyayenı-gureyayış

gureynayenı-gureynayış çalıştırmak, iş yaptırmak

gureyo rınd iyi iş

gureyo xırab kötü iş

gureyoğ çalışan, çalışkan, iş yapan

gurgen (Tr) bir ağaç adı ve bu ağacın kerestesi

gurgur gök görleme sesi

gurgurı gürleme, gümbürtü

gurguzi (fitık) ıslık, ıslık çalmak

guri kerdenı-kerdış gürlemek, gümbürdemek

guri gürleme sesi

guricini işçilik

guriyayenı-guriyayış çalışmak, iş yapmak

gurm gümbürtü sesi, yumruk sesi, patlama sesi vs

gurmi 1-gümbürdeme, gümbürtü, patırtı, yüksek ses, çınlamak, 2-patlayan bir şeyin ses ve yankısı, çınlama, 3-yakılan şeylerin çıkardığı ses

gurmık 1-büyük budak, 2-düzün zıtı, alçaklı tepelı, düzlü çukurlü, 3-küçük ve yuvarlak tepe, 4-yumru, yuvarlak, bir şeyin ısırmasından doğan şişkinlik

gurmıkê bir yumruk

gurmıki eştenı-eştış yumruk atmak

gurmıki kerdenı-kerdış yumruk atmak, yumruklamak

gurmıkna bir yumruk daha

gurmıkı (kulmıkı, nüncıkı) yumruk

gurmıkın düz olmayan, alçaklı tümseklı, kertlı çukurlu yer

gurnayenı-gurnayış çalıştırmak

gurnigı tahılların içinde olan, kozası küçük, yuvarlak ve dikenli bir ot

gurnigı tohumu yuvarlak dikenli bir ot

gurnigın gürnigli

gurot xo bın altına aldı

gurot xo mıyan içine aldı

gurot xo ser üstüne aldı

gurot zere içeri aldı

gurote 1-kapanmış olan, 2-alınmış olan

gurotenı-gurotış 1-almak, 2-kapatmak, 3-tıkamak

gurotoğ 1-alan, alıcı, 2-kapatan, 3-tıkayan

gurp birden düşerken çıkarılan ses

gurr 1-gür, sık, 2-kalın, güçlü

gurr gürleme sesi, bir yere koşuşma ve bir araya toplanma

gurrayenı-gurrayış gürlemek, ses vermek

gurrayin-gurrayış gürlemek

gurrayoğ gürleyen

gurreno gürliyor

gurri (keçel) kel hastalığı, saç dökülme hastalığı

gurri gürleme sesi

gurwe têmıyan bıyayenı-bıyayış işin karışmış olması durumu

gurwe iş, vazife, görev

gurwey cı cı kewtenı-kewtış işi düşmek

gurwey cı diyayenı-diyayış işini görmek

gurwey cı vetenı-vetış işini görmek, işini çıkarmak

gurweyayenı-gurweyayış çalışmak, iş yapmak

gurweyayoğ çalışan, iş yapan

gurweynaye çalıştırılmış olan

gurweynayenı-gurweynayış

gurweynayenı-gurweynayış çalıştırmak, çalışmak

gurweynayoğ çalıştıran, iş yaptıran

gurweynena çalıştıriyor (dişil)

gurweyneno çalıştıriyor (eril)

gurweyo rınd iyi iş, iyi vazife

gurweyo xırab kötü iş, kötü vazife

gurweyoğ işçi, çalışan

guru gura hewran bulutların gürlemesi

guryayenı-guryayış çalışmak, iş yapmak

guryayoğ çalışan, iş yapan

guruş (Tr) görüş

gurz 1-deste, demet, bağ, 2-tompuz

gurz gürz, yuvarlak demir parçası, savaşta kavga için kullanılır, tompuz

gurza gürz ile, tompuz ile

gurzi 1-ıslık, 2-gürzi mezhebinden olan kimse

gurzın gürzlü

gurı gurı gök görlemesi, bulutların çıkardığı gürleme sesine derler

gurınayenı-gurınayış çalıştırmak

gurıyayenı-gurıyayış çalışmak

gurıxiya mı ser üstüme tırmandı, saldırdı, çüktü

guvvi vınlamak, rüzgar sesinin vınlaması

guvvı-guvva ciya rüzgarın vınlamasıdır

guvışna sıktı

guvışnayenı-guvışnayış sıkmak, ezmek, posasını çıkarmak

guvışnena sıkiyor (dişil)

guvışneno sıkiyor (eril)

guwan memeli hayvanların süt verme organı, süt memesi, döl yeri, memeler

guwanê manga ineğin süt memesi

guweç bir yemek çeşidi

guwence (Tr) güvence

guwerte (İt) gemide ambar ve kamaraların üstü

guwışnayenı-guwışnayış sıkmak

guxx-guuxx güvercinlerin çıkarmış olduğu ses

guya (Far) sözde, sanki

guz birden dökülme veya su vb şeylerin dökülme sesi

guzergah (Far) yol boyu

guzide (Far) seçkin, seçilmiş, seçme

guzlem (Tr) gözlem

guzlux (Tr) gözlük

guznayenı-guznayış dökmek, yere boşatmak

kütlü, pamuk ve kar gülbeleri gibi, top top, 3-lapa lapa kar taneleri, 4-toplu, toplu olarak, bir araya toplanmak, 5-salkım halinde, küme, 6-yüğın, sürü, deste, topak