o amebi o gelmişti
o ameyo o gelmiş
o bin öbürü, diğeri, öteki, diğer
o ca-no ca o yer, bu yer
o çax o zaman
o çı xayıno o ne haindir
o ded Cımha bı o cuma amcaydı
o do biro o gelecek
o do bızano ya nêzano o bilecek ya bilmiyecek?
o do şıro erdan miyan o tarlaların içine gidecek
o do koli bışıkno o odun kıracak
o do meştı biro o yarın gelecek
o dınya öbür dünya
o ê mı no o benimdir
o ê to yo o senindir
o erd ey destı ro o tarla onun elindedir
o ey ra hes keno o onu seviyor
o şar o halk
o het öbür taraf, öteki taraf, karşı taraf
o kam bı ame o kimdi geldi?
o kam bı deyi sera war biyê o kimdi tepenin başından aşağı iniyordu?
o kamo koli vejeno kimdir odun kıriyor?
o kamo remeno o kimdir kaçiyor?
o koti dı mend o nerede kaldı?
o kı ravêrd u şi kam bı o geçip giden kimdi?
o kı kimki
o kı o ki, "se ve den, en" eki ile sözcüğü pekiştirir (o kı yeno
gelen)
o kıc o taraf, öbür taraf
o kıj o taraf, öbür taraf
o kız o taraf, öbür taraf
o lacek şıno wendexane o çocuk okula gidiyor
o laceko bol wınêno ma ra o çocuk bana çok bakiyor
o mar o yılan
o nêşı, tı şo o gitmedi, sen git
o vıjêr merd u şı heqeyda xo ser o dün öldü ve hakkın rahmetine kavuştu
o wext o zaman, o sırada, o anda
o xalo o dayıdır
oyo a kışta yeno o o taraftan geliyor
oyo şıno erdan miyan o tarlaların içine gidiyor
oyo şıno key xo o kendi evine gidiyor
oyo kı kim ki
o "dır,dir" eki ile sözcüğü pekiştirir ( o yo
odur, sur o kırmızıdır)
o o (eril)
oba (Tr) oba
objekt (Fr) nesne
objektif (Fr) objektif, 1-nesnel, 2-mercek veya mercek sistemi
observatür (Fr) gözlem evi, rasathane
oca o yer
ocax 1-kök, soy, sülale, oymak, aile kökü, boy, aile ocağı, 2-madden, kömür vb şeylerin çıkarıldığı yer, 3-ocak, ateş yakılan yer
ocaxê pêrdê xo rameno babasının ocağını sürdürüyor
ocaxê to şên bo ocağın şen olsun
ocaxê to kor bo ocağın kör olsun
ocaxşên şenocak
ocaxgırd büyük ocak
ocaxkor körocak
oce (oje) manikör, tırnak cilası
od ateş
oda oda
odaz abdest
odaz gırotenı-gırotış abdest almak
ode (wede) oda
of dayê, ez se kera of anne, ben ne yapayım?
of kerdenı-kerdış of etmek, inlemek
of, ez ameya a xo of, kendime geldim
of, ez edıziyaya of, yoruldum
of, ez nêşena şıra biyara of, ben gidip getiremem
of, ganê mı bı rehat of, canım rahat oldu
of, ganê mı no bol teweno of, vucudum çok ağriyor
of, zekı derzıni şırê mı ra of, sanki iğneler bana batiyor
of-of mı rê of of, of bana of
of-of, ney umrê mı werd u qedina of of, bu benim ömrümü yedi bitirdi
of sıkıntı, bezginlik, usanç, acı gibi duyguları bildirir
ofdê to rê of ofına of
off acı duyarak iç çekmek, sızlamak, of
ofi antenı-antış of çekmek, içerden inlemek
ofi mancı of çekme
ofi of etme, of çekme
ofis (Fr) iş yeri, daire, büro
ofisiyel resmi, özel
ofofık dikenli ve yakıcı bir ottur, ellere batar ve çokta yakar
ofsayd (‹ng) ofsayt
ofset (‹ng) ofset
ofı ofı inleme sesi, of of, uff uff
oşt va kutık lawa hoşt dedi köpek havladı
oşt 1-çok konuşan ve gevezelik edene dur deme anlamında kullanılır, havlayan köpeğe dur sözcüğü, köpek dilinde köpeğe dur deme
ogıt öğüt, nasihat
ogıti dayenı-dayış öğüt vermek
oh sevinç, beğenme, hayranlık, rahatlama gibi duyguları belirtir
oha 1-biri bolkeseden atarken, kendini överken, büyütürken, karşısındakinin onun o davranışını boşa çıkarmak için, alay geçercesine kullandığı sözcük, 2-biri yalan söylerken o yalanı açığa vurmak ve onu durdurmak için kulanılan bir sözcük, 3-büyük baş hayvanları durdurmak veya yönünü çevirmek için kullanılan seslenme, 4-çift sürerken hatı dönmek için öküzlere söylenen bir sözcük, öküzlere dur veya dön anlamında kullanılır, 5-kaba ve yakışıksız davranışlarda bulunanlara karşı kulanılır
ohh 1-bir rahatlama ve iç boşaltma sözcüğüdür, 2-birine karşı müstehek oldu anlamında kullanılır, 3-keyfi gelince, rahatlanınca yada bir arzusu yerine getirilince kullanılır
oho ho at, patlat, at atabildiğin kadar anlamında kulanılan bir sözcük
ojay azdılar, deşildiler, sancılandılar (yara vb)
oje (Fr) tırnak cilası, manikör, oce
oje kerdenı-kerdış tırnaklarını ojelemek
ojiya sancılandı, azdı, deşıldı
ojiyê yaranın deşilmesi, yeniden kanaması
ok: tersın-ok korkak, çılmın-ok
sümüklü
oka bir ağırlık ölçü birimi, bir litreden ağır ağırlık birimi
okestra (Fr) orkestra
oksid (Fr) oksit
oksijen (Fr) bir gaz adı
oksijenli oksijenli
oksijenın oksijenli
oktobere ekim ayı
oküs poküs dolap, düzen, hile, sihirbazlık sözcüğü
okyanüs (Yün) okyanus
okız öbür taraf, öbür yaka
ol din
olax evin ortasındaki boşluk, meydan
oldar dindar
ole (‹sp) yaşa
ole bıyayenı-bıyayış 1-eklenmiş olmak, 2-ucu suivrileştirilmiş olmak
ole kerdenı-kerdış kürek, bel, levye vb araçları temizleme veya ucunu sivrileştirmek veya ucuna ek yapmak, ileve yapmak
ole 1-ek, ilave, 2-bel, kürek, levye vbşeylerin ucunu temizleme ve sivrileştirme işi
oleyın 1-ekli, 2-ucu sivrileştirilmiş olma
oli dini
oligarşi (Fr) oligarşi
olimpiyat (Fr) olimpiyat
olpas kerdenı-kerdış 1-inkar etmek, 2-olayın üstünü örtmeye çalışmak
olpas kerdoğ 1-inkarcı, 2-örtpascı
olpas bir olayı örtpas etmeye çalışmak, inkar etme, göz ardı etme, ortadan yok etmek
olpascılığey 1-inkarcılık, 2-örtpas etme durumu
olpasey 1-inkarcılık, 2-olayı örtpas etme
olpasinı 1-inkarcılık, 2-örtpascılık
olojiya 1-sarıldı, dolandı, 2-büzüldü, katlandı
olojiyay pêser 1-birbirine sarıldılar, 2-büzüldüler
olojiyayenı-olojiyayış 1-dollanmak, sarılmak, 2-katlanmak, 3-büzülmek
olojıya 1-sarıldı, dolandı, 2-büzüldü, katlandı
olojıyay pêser 1-birbirine sarıldılar, 2-büzüldüler
olojıyayenı-olojıyayış 1-dollanmak, sarılmak, 2-katlanmak, 3-büzülmek
olta (Yün) olta
olvaz (embaz) arkadaş, dost, yoldaş
olım 1-hasas yer, 2-ölüm
olıx anus, göt deliği
om (Tr) kemiklerin toparlak ucu
Oma 1-Allah, Rab, Tanrı, 2-geldi
omar sayı, rakam
omard saydı
omardenı-omardış saymak
omardoğ sayan, sayacı, sayman
omarena sayiyor (dişil)
omareno sayıyor (eril)
omari sayılar
omartenı-omartış saymak
omart saydı
omay (amey) geldiler
omayenı-omayış gelmek
omayinı-omayiş gelmek
ombaşi onbaşı
ombaz (embaz) arkadaş, dost, yoldaş
omca 1-kadar, o kadar, 2-o yer
omca insoni amey qetılkerdenı o kadar insan katledildi
ome (ame) geldi
omed 1-umut, ümit, 2-ümet, millet, halk
omedê mı umudum
omer bir erkek ismi
omet ümmet, millet
ometa ma bizim ümetimiz
omlet (Fr) omlet
omleto peynirın peynirli omlet
omnan (amnan) yaz
omnan ame yaz geldi
omnon yaz
omra (awra) çiftleşmeye gelen ve karnında yavru olan hayvan
omver (amver) yukariya doğru
omyayenı-omyayış gelme, gelmek
omyen maya
omyış bıyayenı-bıyayış uymak, kendisine olmak
omyış uyma
omıd kerdenı-kerdış ümit etmek, umut etmek
omıd ümit, umut
omıdê mı umudum
omıdê xo bırnayenı-bırnayış umudunu kesmek
omıdey ümitli olma durumu, ümitlilik
omış bıyaye barışmış, uzlaşmış, anlaşmış olan
omış bıyayenı-bıyayış 1-yakışmak, 2-barışmak, 3-uyuşmak
omış kerdenı-kerdış 1-yakıştırmak, 2-barıştırmak, 3-uyuşturmak
omış kerdoğ 1-barıştıran, 2-anlaştıran kimse, 3-giyimde birine bir şeyi uyduran, uygun gören
omış kerdoğey barıştırma, uzlaştırma işi
omış 1-uyma, uymak, 2-yakışma, yakışmak, 3-barışma, barışmak
omışê pê bıyayenı-bıyayış 1-barışmak, 2-uyuşmak
omışê pê kerdenı-kerdış 1-barıştırmak, 2-uyuşturmak
ona (wına) böyle, şöyle
ona mekı (wına mekı) böyle etme
onama (Tr) onama, onama işi
onay (Tr) uygun bulma, tasdik
onayenı-onayış 1-bakmak, 2-onaylamak
onbaşi (Tr) onbaşı
onca insoni merdi o kadar insan öldü
onca 1-buna rahmen, 2-tekrar, 3-kadar, o kadar
oncemı çekiyoruz, taşiyoruz
onci yine, yinede, tekrar
oncina yine, yinede, tekrar, bir daha, o kadar
onciya 1-çekildi, 2-gerildi, 3-saldırdı, saldıriya teşebüs etti, 4-o kadar
onciya cı saldıriya teşebüs etti, dövmeye kalkıştı
onciya pêser üst üste çekildi, gerildi
onciyayenı-onciyayış 1-çekilmek, 2-gerilmek, 3-saldırmak, saldıriya teşebüs etmek
onder 1-kahrolası, 2-uğursuz, 3-önder
ondêr kahr, kahr olma, bella, mirat
ondêre mirat, senden kalası
oniya (wıniya) baktı
oniya ma ra bize baktı
oniyayenı-oniyayış bakmak
onji (fına) yine
onte çekilmiş olan, taşınmış olan, gerilmiş olan
ontê çekiyordu, geriyordu
ontenı-ontış (antenı-antış) çekmek
ontenı-ontış 1-çekme, çekmek, 2-germe, germek, 3-taşımak
ontoğ 1-çeken, çekiştiren, 2-geren, 3-taşiyan
onür (Fr) onur
onür dayenı-dayış onurlandırmak
onürey onurluk
onürinı onurlu olma durumu, onurluluk
onına (wınêna) bakiyor
onına ma ra bize bakiyor
opera (‹t) opera
operasyon (Fr) operasyon
operator (Fr) operatör
operatorey kerdenı-kerdış operatörlük yapmak
operatorey operatörlük
operatorlığey operatörlük
operatorinı operatörlük
operlor (Fr) operlör
oportunist (Fr) oportünist
oportunizım (Fr) oportünizm
optik (Fr) optik
optimist (Fr) optimist
oqa okka
oqeyê bir okka
oqqa (Ar) okka
oqqe okka
ora ravêri bundan önce
ora 1-bögürdü, orladı, 2-hayvanların otlaması için bırakılan otlaklık yer
oralet oralet
oramiral (Fr) deniz ordusunda en yüksek rütbeli amiral
oramiraley oramirallik
oran (Tr) oran
orayenı-orayış bögürmek
ordam ardenı-ardış çalıma getirmek, fırsat bulmak
ordam 1-çevre, etraf, 2-durum, ortam, 3-çalıma getirmek, fırsat
ordan durum, hal, vaziyet
ordegan ördekleri
ordegı (werdegı) ördek
ordi ordu
ordinaryus (Lat) ordinaryüs
ordiyan orduları
ordiyanê xo ordularınızı
ordü (Tr) ordu
ordı ordu
orêna kaşıdı
orênena kaşiyor (dişil)
orêneno kaşiyor (eril)
orênenê kaşiyorlar
orênayenı-orênayış kaşıma, kaşımak
orênayoğ kaşiyan
orês (awrês) çığ
org (Fr) org
organ (Fr) organ
organandê cı dı organlarında
organi organlar
organik (Fr) organik
organizasyon (Fr) organizasyon
organizator (Fr) organizatör
organize kerdenı-kerdış organize etmek
orgeneral (Fr+Tr) orgeneral
orhan bir erkek ismi
ori sığırların bögürme, bağırma, meydan okuma sesleri
orijinal (Fr) orijinal, hakkiki
orijinalê cı orijinalı
orin bögürme
orkide (Fr) orkide
ornayenı-ornayış bögürtmek
ortadoks (Fr) ortadoks
ortadokszey ortadoksluk
ortalam (Tr) ortalama
ortam (Tr) ortam
ortax (wertax) ortak
ortaxey kerden-kerdış ortaklık yapmak
ortaxey ortaklık
ortaxinı ortaklık
orte (werte) orta
ortedı mend ortada kaldı
ortedı vınderd ortada durdı
orti 1-orta, ortası, ortanca, ortadaki, 2-yataklar, yatak takımı
ortme balkon (toprak ve ahşap evlerde ikinci kataki oturmalık yer)
ortmi sero ronışto balkonda oturmuş
ortopedi (Fr) ortopedi
orxan 1-yorgan, 2-organ
oryantal (Fr) doğu ile ilgili, doğuyu hatırlatan
oryantalist (Fr) doğu bilimcisi, şarkiyatçı
oryantalizm (Fr) doğu bilimi
orı (qorı) 1-hayvanlarda orlama, bögürme, 2-yaşlı, çok yaşlı hayvan veya ağaç
orı orı sığırların bögürme, orlama sesleri
orı bir bayan ismi
Orım Rum
orımi 1-rum halkı, 2-rumca
orımki rumca
orımı rum (dişil)
Orıs (ürıs) Rus
orısi 1-rus halkı, 2-rusça
Orısinı Rusculuk
Orıski Rusça
orıspi (Far) oruspu, kahpe
orıspilığey oruspuluk
orıspinı oruspuluk
orıspiyey orospuluk, kahpelik
orıspiyo xuli orıspi oruspu oğlu oruspu
orıspiyo orospudur, kahpedir
orısı rus (dişil)
osayenı-osayış görünmek
osman-os-oso bir erkek ismi
osmani osmanlılar
osmaniyan osmanlılar
osmanlı (Tr) osmanlı
osta usta
ostami (estami) bir çeşit küçük el ateş küreği
ostor (estor) at
ostori atlar
ostün (estün) orta direk, sütun
osıl osıl usül usül
osıl 1-usul, 2-uygun
osıldê cı dı usülünde
osılêna 1-usulca, 2-uygun şekilde, uygunca
osıley 1-usulca, usuluna göre, usul olma durumu, 2-uygun olma durumu, uygunluk
otel (Fr) otel
otelci otelci
otelcinı otelcilik
otêlcılığey otelcilik
otêlinı otelcilik
otêlwan otelci
otêlwaney otelcilik
oto (Fr) oto
otoban (Alm) oto yol
otobiyografi (Fr) bir kişinin kendi hayatını anlatığı yazı, öz yaşam öyküsü
otobiyografik (Fr) otobiyoğrafi ile ilgili
otoboz (Fr) otobüs, yolcu taşıyan, motorlu büyük taşıt
otobozcılığey otobüscülük
otobozi otobüsler
otobozı otobüs
otobozinı otobüscülük
otogar (Fr) otogar
otokrasi (Fr) otokrasi
otokritik (Fr) öz eleştiri
otomat (Fr) otomat
otomatik (Fr) otomatik
otomobil (Fr) otomobil
otomobilci otomobilci
otomobiley otomobilcilik
otomotiv (‹ng) motorlu taşıt yapımını konu alan endüstri kolu
otonom (Fr) özerk, muhtar
otonomi (Fr) özerklik, muhtariyet
otonomiyey özerklik
otopark (Fr) otopark
otopoz otobüs
otopsi (Fr) otopsi
otoray (‹ng) ray özerinde işleyen bir taşıma aracı
otorite (Fr) yetke, velâyet
otoriter (Fr) yetkili
otostop (‹ng) otostop
otostopci otostopcu
otostopcılığey otostopculuk
otostopey otostopculuk
oval (Fr) oval
over-nover öbür taraf bu taraf
over karşı yaka, öbür taraf, öbür yanı, öbür yaka, öte taraf
overdê roya-noverdê roya Fratın öbür tarafında-bu tarafında
overıj Fratın öber tarafındaki halka deriz
overıjı Fratın öbür tarafındaki bir (kadın veya kız)
overız karşı yakalı, öbür taraflı
ownayenı-ownayış bakmak
ownena bakiyor (dişil)
ownêno (wınêno) bakiyor (eril)
owrês (arwêş) tavşan
owın sulu
oğ (yoğ): nuşt-oğ yazar, deşt-oğ
terzi
ox bo oh olsun
ox bıyayenı-bıyayış oh olmak
ox kerdenı-kerdış oh etmek
ox, çend a meselarê kêfê mı ame oh, o meseleye ne kadar keyfim geldi
ox, ey bellay xo di oh, o belasını buldu
ox, ganê mı bı rehat oh, canım rahat oldu
ox -oh
oxbet 1-ahd, birinin başına gelenler diğerine gelsin anlamında, 2-olay
oxm ağbet, akibet
oxmê mı to bo ağbetim sana olsun, akibetim senin başına
oxmo demek ki
oxmokı demiyorsun ki
oxx, ey zeriya mı kerdı honıkı oh, o yüreğimi serin eti
oxx bir rahatlama sözcüğü, oh
oğıl hadê ma şırê evlat haydi gidelim
oğıl ti yê nêwenê evlat sen yemiyorsun?
oğıl wıni mekı, gunayo evlat öyle yapma, günahtır
oğıl 1-evlat, 2-lan, ulan
oğır bo 1-uğurlar olsun, 2-güle güle
oğır 1-meger, 2-uğur, uğurlama, zihin açıklığı
oğırê to akerde bo uğurun açık olsun
oğırê xeyri bo uğurun açık olsun, hayırlı yolculuklar anlamında
oğırê xeyri uğur açıklığı
oğıro xeyrın hayırlı uğur
oy dayê oy oy anam oy
oy ez bımıra oy! oy mı rê oy oy ben öleyim, oy bana
oy lo oy lo!
oy qurban oy oy kurban oy!
oy, ezo nêşena miyaneyê xo raşt kera oy, belimi doğrutamiyorum
oy, miyaney mı oy, belim!
oy acı duyma, acı çekme anında sarfedilen bir sözcük
oyni kerden-kerdış oyun yapmak, numaradan rol yapmak
oynı oyun yapmak, oynamak, rol yapmak, hile yapmak, numara yapmak
oyo kı o durki
oyo odur (yalnız eriller için söylenir)
oyy acı duyma, acı çekme anında sarfedilen bir sözcük
oyındar numaracı, rolcı
ozalit (Fr) ozalit
ozan ozan
ozbendi içine nuska konulup kola takılan bir takı
ozon (Fr) bir element adı (O3)