ça 1-ne, neden, niçin, 2-nere, nereye, 3-burası (bê ça buraya gel).

çabık bılu çabuk terpen, kıpırda.

çabık bıyayenı-bıyayış çabuk olmak.

çabık hereket kerdenı-kerdış çabuk hareket etmek.

çabık atik, atak, çabuk hareket eden, hızlı.

çabıka hareketlidir, atiktir (dişil)

çabıkey çabuk olma durumu.

çabıkeya xo eşt çalı miyan çabuk kendini çukurun içine attı.

çabıkinı atik olma durumu, çabukluk.

çabıko hareketlidir, atiktir (eril).

çabıkın atik olma durumu.

çaçan çeçen halkından olan kimse.

çaçani 1-çeçence, 2-çeçen halkından olan.

çaçanistan çeçenistan.

çaçanki çeçence.

çadır (xeym) çadır.

çadır akerdenı-akerdış çadır açmak.

çadır akerdox çadır açan.

çadıra began beglerin çadırı.

çadıra qereçiyan çingenelerin çadırı.

çadırcinı kerdenı-kerdış çadırcılık yapmak.

çadırcinı çadırcılık.

çadırcılıxey çadır yapma veya satma işi.

çadıri çadırlar.

çadırwan çadır yapan veya satan kimse.

çadırı ronayenı-ronayış çadır kurmak.

çadırı ronayox çadır kuran.

çadırı kalın bezden yapılarak direklerle tuturulup taşınabilen barınak, otağ.

çadırın çadırlı.

çahrçefe bıyaye çerçevelenmiş olan.

çahrçefe bıyayenı-bıyayış çerçevelenmek.

çahrçefe kerde çerçevelenmiş olan.

çahrçefe kerdenı-kerdış çerçevelemek.

çahrçefe kerdox çerçeveleyen.

çahrçefe çerçeve.

çahrçefelıxey çerçevecilik.

çahrçefena bir çerçeve daha.

çahrçefey çerçeveler.

çahrçefeyê bir çerçeve.

çahrçefeyinı çerçevecilik.

çahrçefeyın çerçeveli.

çahrçefi miyan kerdenı-kerdış çerçevenin içine koymak.

çahrçewe bıyaye çerçevelenmiş olan.

çahrçewe bıyayenı-bıyayış çerçevelenmek.

çahrçewe kerde çerçevelenmiş olan.

çahrçewe kerdenı-kerdış çerçevelemek.

çahrçewe kerdox çerçeveleyen.

çahrçewe çerçeve.

çahrçewelıxey çerçevecilik.

çahrçewena bir çerçeve daha.

çahrçewey çerçeveler.

çahrçeweyê bir çerçeve.

çahrçeweyinı çerçevecilik.

çahrçeweyın çerçeveli.

çahrçewi miyan kerdenı-kerdış çerçevenin içine koymak.

çakêt (çaket) ceket.

çakêt xoradayenı-xoradayış ceket giymek.

çakêt xoradayox ceket giyen.

çaket xoradayenı-xoradayış ceket giymek.

çaket xoradayox ceket giyen.

çaket çeket.

çakêtcinı kerdenı-kerdış ceketcilik yapmak.

çaketcinı kerdenı-kerdış ceketcilik yapmak.

çakêtcinı ceketcilik.

çaketcinı ceketcilik.

çakêtcılıxey ceketcilik.

çaketcılıxey ceketcilik.

çakêtê bir ceket.

çaketê bir ceket.

çakêti ceketler.

çaketi ceketler.

çakêtna bir ceket daha.

çaketna bir ceket daha.

çakêtın ceketli.

çaketın ceketli.

çakuç kerde çekiçlenmiş olan.

çakuç kerdenı-kerdış çekiçlemek.

çakuç kerdox çekiçleyen.

çakuç pırodayenı-pırodayış çekiç vurmak.

çakuç çekiç.

çakuçcinı çekiçcilik.

çakuçê bir çekiç.

çakuçi çekiçler.

çakuçna bir çekiç daha.

çakuçın çekiçli.

çakül dı raşt ame şakülde doğru geldi.

çakül çekül, yer çekimi doğrultusunu belirtmek için kullanılan araç.

çakülro dayenı-dayış şaküle vurmak.

çakülro dayox şaküle vuran.

çal bıyayenı-bıyayış çukurlaşmak.

çal kerdenı-kerdış çukur deşmek, çukurlaştırmak.

çal-çalı çukur.

çala çıman göz çukuru.

çala çımi göz çukuru.

çala desti avuç içi.

çala maran yılanların yuvası.

çalan çukurları.

çalani 1-karınca, kuş vb. hayvanların barındıkları, yumurta yaptıkları yer, yuva, 2-kekliklerin yumurta yaptıkları yer, 3-yerde veya yerin altında oluşan küçük hayvanların yuvası, 4-yumurtlayan hayvanların yer veya çalılar arasında yumurtladıkları yer, 5-hendek, büyük çukur.

çalaniya hakan tavuk, kuş vb. hayvanların üst üste yumurta yaptıkları veya yumurtaların toplu bulunduğu yer.

çalaniya molcılan karıncaların yuvası.

çalê bir çukur.

çalek-çalekı hafif açılmış çukur, çukurcuk.

çalek çocukların ufak taş ve çukurlarda oynadığı bir oyun adı.

çalekan çukurcukları.

çalekekan çukurcukları.

çaleki çukurcuklar.

çalekı çukurcuk.

çalerı çukuru.

çalgı (Tr) müzik aleti veya topluluğu.

çalgıci çalgıcılar.

çalgıcinı kerdenı-kerdış çalgıcılık yapmak.

çalgıcinı kerdox çalgıcılık yapan.

çalgıcinı çalgıcılık.

çali çukurlar.

çalme tas şeklinde gümüşten yapılıp gögüsetuturulmak için ortası delik ve kenarlarına ufak altın ve kiymetli süs eşyaları takılan bir süs eşyası, tasma, 2-Zaza kadınlarının göğüslerine taktıkları gümüşten yapılmış süs eşyası, 3-çalım, fiyaka, gösteri, afi.

çalmey tasmalar.

çalmeyo kenar xaziyeyın kenarlar altın pullarla kaplı tasma.

çalmeyo sêmên gümüşlü tasma.

çalna bir çukur daha.

çalı akerdenı-akerdış çukur açmak.

çalık bir cins bakla.

çalım (fiyaqa, poz) fiyaka, gösteriş, karşısındakini etkileme davranışı, afi.

çalım bıkı fiyaka et.

çalım kena fiyaka ediyot (dişil).

çalım keno fiyaka ediyor (eril).

çalım kerd fiyaka etti, gösteriş gösterdı.

çalım kerde çalım etmiş olan.

çalım kerdenı-kerdış fiyaka etmek, gösteriş yapmak.

çalım kerdox çalım yapan, fiyake eden.

çalım mekı fiyaka etme.

çalım ra vıstenı çalımdan düşürmek, fiyakasını kırmak.

çalım rotenı-rotış çalım satmak, fiyaka etmek.

çalıma fiyakayla.

çalımey kerdenı-kerdış fiyaka etmek.

çalımey çalım etme durumu.

çalıminı kerdenı-kerdış fiyaka etmek.

çalıminı fiyakalık, fiyaka etme durumu.

çalımkerdox fiyaka eden.

çalımın çalımlı.

çalın çukurlu.

çalıni çukurlu olanlar.

çalıno çukurludur.

çalını çukur olma durumu.

çam (Tr) bir çok çeşidi olan bir orman ağacı.

çam dı çamda.

çam ra çamdan.

çamêr çam ağacı.

çamlêr çam ormanı, çam olan yer.

çamın çamlı.

çamıno çamlıdır.

çan cınayenı-cınayış çan çalmak.

çan cınayox çan çalan.

çan sarkan tokmağını kenarlar vurmasiyle ses çıkaran büyük zil.

çanax çanak.

çanaxci çanakcı.

çanaxcinı çanakçılık.

çanaxê bir çanak.

çanaxi çanaklar.

çanaxna bir çanak daha.

çanaxı miyan kerdenı-kerdış çanağın içine koymak.

çanê kılisi kilise çanı.

çanqal kerdenı-kerdış 1-sopa vb. şeylerin ucunu böküp çankallamak, yarım daire yapmak, 2-kapiyı arkadan çangallamak, kilitlemek.

çanqal-çanqalı 1-çatal, 2-baston, 3-bir ucu çankallı kanca veya sopa.

çanqalın çankalı.

çantaci çantacı.

çante kerdenı-kerdış çantaya koymak.

çante çanta, kitap ve öteberi konulup elde taşınan kap.

çantecinı kerdenı-kerdış çantacılık yapmak.

çantecinı çantacılık.

çantecılıxey çantacılık.

çantedıro çantadadır.

çantena bir çanta daha.

çantey doşi sırt çantası, omuz çantası.

çantey ewraqan evrak çantası.

çantey paşti sırt çantası.

çantey peran para çantası.

çantey wendexani okul çantası.

çanteydoşi sırt çantası, omuz çantası.

çanteyê bir çanta.

çanteyın çantalı.

çanteyinı çantacilik.

çanın çanlı.

çap (Tr) cisimlerin genişliği.

çap bıyaye bastırılmış olan, neşredilmiş olan.

çap bıyayenı-bıyayış bastırılmak, neşredilmek.

çap kerd bı basmıştı, çap etmişti.

çap kerde bastırılmış, çap edilmiş olan.

çap kerdenı-kerdış bastırmak, neşretmek.

çap kerdox 1-kitap vb. basan, neşreden, 2-çevirmen.

çapa (Ìt) ağaç saplı demir kazı aracı.

çapa bıyaye çapa olmuş olan.

çapa bıyayenı-bıyayış çapa olmak.

çapa kerde çapalanmış olan.

çapa kerdenı-kerdış çapalamak.

çapa kerdox çapalayan.

çapacinı çapacılık.

çapacılıxey çapacılık.

çapakçur bingöl.

çapakçurıc bingöllü.

çapakçurıj bingöllü.

çapakçurız bingöllü.

çapay pemi pamuk çapası.

çapê cı hewt santimiyo çapı yedi santimetredir.

çapqun yankesici, cepçi.

çapquna yankesicidir, cepçidir (dişil).

çapquney kerdenı-kerdış yankesicilik yapmak.

çapquney yankesicilik.

çapquni yankesiciler, cepçiler.

çapquno yankesicidir, cepçidir (eril).

çapraz bıyayenı-bıyayış çapraz olmak.

çapraz gırêdayenı-gırêdayış sağlı sollu bağlamak.

çapraz 1-çapraz, tersyüz, 2-sağlı sollu, 3-sağ ve soldan gelip eğik olarak birbiriyle kesişen.

çaprazey çapraz olma durumu.

çaput dı bezde.

çaput kerde bezlenmiş olan.

çaput kerdenı-kerdış bezlemek.

çaput kerdox bezleyen.

çaput ra pıştenı-pıştış beze sarmak.

çaput ra bezden.

çaput eski bez parçası.

çaputcinı bezcilik.

çaputê bir bez.

çaputi bezler.

çaputna bir bez daha.

çaputo bezdir.

çaputın bezli.

çapık bılu çabuk terpen, çabuk hareket et.

çapık bıyayenı-bıyayış çabuk olmak.

çapık hereket kerdenı-kerdış çabuk hareket etmek.

çapık atik, atak, çabuk hareket eden, çevik, hızlı.

çapıka hareketlidir, atiktir (dişil)

çapıkey çabuk olma durumu.

çapıkeya xo eşt çalı miyan çabuk kendini çukurun içine attı.

çapıkinı atik olma durumu, çabukluk.

çapıko hareketlidir, atiktir (eril).

çapıkın atik olma durumu.

çapın çaplı, çapı geniş olan.

çaqe diz.

çaqi açılıp kapanan küçük cep bıçağı.

çaqmak acıvıstenı-acıvıstış çakmak yakmak.

çaqmaq çakmak, tutuşturma aleti.

çaqmaqci çakmak satan veya tamir eden kimse.

çaqmaqcinı kerdenı-kerdış çakmakçılık yapmak.

çaqmaqcinı kerdox çakmakçılık yapan.

çaqmaqcinı çakmakcılık.

çaqmaqcılıxey çakmakçılık.

çaqmaqli doldurulup saçma ve yuvarlak kurşun atan bir tüfek.

çaqmaqın çakmaklı.

çaqme tahta veya direklerden yapılan çatmalı duvar, baraka vb.

çaqmeyın çatmalı, içine tahta veya direk konulmuş olan duvar, yapı.

çaqıl (çaxıl) küçük taş parçaları, çakıl.

çaqıl arêkerdenı-arêkerdış çakıl toplamak.

çaqılın bı çakılliydi.

çaqılın çakıllı.

çaqılıno çakıllıdır.

çaqıyın çakılı.

çar (Rus) Rus imparatorlarına verilen unvan.

çar neçar iter istemez, mecburi.

çar u çur 1-darmadağan etme, sağda solda harcama, 2-çalı çırpı ve çalı çırpı kırıntıları.

çar-çari çalı çırpı.

çar hayvanların alnındaki beyaz ben.

çara bê burdan gel.

çaranuşt alın yazısı, kader.

çarçal dikenli bir çalı, çakır dikeni.

çarçalın dikenli bir çeşit ot.

çarçefê bir çarşaf.

çarçefecı çerçeveci.

çarçefecılıxey çerçeve yapma veya satma işi.

çarçefey pencera pencerenin çerçevesi.

çarçefey wêni resim çerçevesi.

çarçefey çerçeveler.

çarçefeyın çerçeveli.

çarçefi çarşaflar.

çarçefna bir çarşaf daha.

çarçefı bıyayenı-bıyayış çarşaflanmak.

çarçefı kerdenı-kerdış çarşafa sarmak, çarşaflamak.

çarçefı boydan boya kadınları ürten bir kadın ürtüsü, çarşaf.

çarçefın çarşaflı.

çarçewe (çerçewe) cam içine yerleştirilen alan, etrafı çevrili olan, çerçeve.

çarçewe bıyaye çerçevelenmiş olan, çerçeve.

çarçewe bıyayenı-bıyayış çerçevelenmek.

çarçewe kerde çerçevelenmiş olan.

çarçewe kerdenı-kerdış çerçevelemek.

çarçewe kerdox çerçeveleyen.

çarçewecı çerçeveci.

çarçewecılıxey çerçeve yapma veya satma işi.

çarçewelıxey çerçevecilik.

çarçewena bir çerçeve daha.

çarçewey pencera pencerenin çerçevesi.

çarçewey wêni resim çerçevesi.

çarçewey çerçeveler.

çarçeweyê bir çerçeve.

çarçeweyinı çerçevecilik.

çarçeweyın çerçeveli.

çarçewi miyan kerdenı-kerdış çerçevenin içine koymak.

çarçur (Tr) gereksiz yere harcama, tüketme.

çarçur bıbı çarçur olmuştu.

çarçur bıyaye çarçur edilmiş olan.

çarçur bıyayenı-bıyayış çarçur edilmek.

çarçur kerd çarçur etti.

çarçur kerde çarçur edilmiş olan.

çarçur kerdenı-kerdış çarçur etmek.

çarçur kerdox çarçur eden.

çarçurey çarçur etme durumu.

çarçıle ame kışın sonu geldi.

çarçıle 1-solucan, 2-kış mevsiminin sonu.

çardaxa serdê ini çeşmenin üstündeki çardak.

çardaxi çardaklar.

çardax-çardaxı bağ, bahçe ve bostan gibi yerlerde çalı çırpıdan yapılan barınak, çardak (köylülerin yazın oturup oyun oynayıp eyleştiği yer).

çardaxın çardaklı.

çarê cı çıniyo çözümü, çaresi yoktur.

çarê cı çözümü, çaresi.

çarê daran ağaç çırpısı.

çare (halkerdenı) çıkar veya çözüm yolu, hal etme.

çare akerde alnı açık.

çare beq 1-alnının ortasında beyaz renk olan, 2-belli olan, alnı ile tanınan.

çare beqın alnının ortası beyaz olan, alnı açık, alnı beyaz benli.

çare çırçnayenı-çırçnayış alnını buruşturmak, alnını kırıştırmak, kızar gibi davranmak.

çare diyayenı-diyayış çare bulmak, hal etmek, yoluna koymak.

çare diyayox çare bulan.

çare dı 1-alında, 2-hal etmede.

çare nêdi çare bulamadı.

çare nêdiyayenı-nêdiyayış çare bulamamak.

çare nêdiyayox çare bulamayan.

çare ra 1-alından, 2-hal etmeden.

çare vinaye çare bulunmuş olan.

çare vinayenı-vinayış çare bulmak.

çare vinayox çare bulan, çözen, meseleyi hal eden.

çare 1-alın, 2-çare, derman, çözüm.

çarê bir çalı, bir tek çalı.

çarebeş alnı benekli, alnının ortası beyaz olan hayvan vb. şeylere derler.

çareçırç 1-kırışmış alın, 2-kızıp alnını kırıştırmak.

çarenuşt alın yazısı, kader.

çarês (14) desuçıhar ondört.

çareser kerdenı-kerdış hal etmek.

çareser hal etme, çözme. 

çarêsın 1-ondördüncü, 2-ondört günlük.

çarêsıno on dördüncüdür.

çaresızey çaresizlik.

çarey cı alnı.

çarey 1-çarlık, 2-alınlar.

çareya alınla.

çareyê cı belekıno alnı beneklidir, beyazımsıdır.

çareyê cı 1-çaresi, 2-alnı.

çarşafci çarşafçı.

çarşaflıx çarşaf yapımında kullanılan bez, kumaş.

çarşafı xora dayenı çarşaf giymek.

çarşef bıyayenı-bıyayış çarşaflanmak.

çarşefcılıxey çarşafçılık.

çarşefê bir çarşaf.

çarşefi çarşaflar.

çarşefinı çarşafcılık.

çarşefna bir çarşaf daha.

çarşefı bıyayenı-bıyayış çarşaflanmak.

çarşefı kerdenı-kerdış çarşafa sarmak, çarşaflamak.

çarşefı boydan boya kadınları ürten bir kadın ürtüsü, çarşaf, örtü, yatak örtüsü, kadınların sokakta örtükleri örtü.

çarşefın çarşaflı.

çarşefıno çarşaflıdır.

çarşeme çarşamba günü.

çarşi Sêwregı Siverek çarşısı.

çarşi dükkanların bulunduğu alış veriş yeri.

çarşı dı alış veriş yerinde, çarşıda.

çarşı ra çarşıdan, alış veriş yerinden.

çarşı çarşı, pazar yeri, eşya satılan yer.

çari çalı çırpı, yakacak için toplatılan çalı çırpılar.

çarig 1-çeyrek, dörte bir, 2-eşek arısından büyük kırmızı bir arı cinsi.

çarigê bir çeyrek.

çarigna bir çeyrek daha.

çaring arıdan büyük ve arıları yiyen kırmızı rente bir arı türü.

çarmêx çarmih.

çarmix çarmıh.

çarmıx suçluyu öldürme amacıyla çivilediği haç biçimindeki dar ağacı.

çarmıxro dayenı-dayış çarmıha vurmak, germek.

çarmıxro dayox çarmıha vuran.

çarna bı gezdirmişti, dolaştırmıştı.

çarna ra çevirdi.

çarna 1-bir çalı daha, 2-gezdirdi, dolaştırdı.

çarnay gezdirdim, gezdirdiler.

çarnaye gezdirilmiş, dolaştırılmış olan.

çarnayê gezdiriyordu, dolaştıriyordu.

çarnayenı-çarnayış 1-gezdirmek, dolaştırmak, 2-loğlamak.

çarnayox gezdiren, dolaştıran, gezdirici, dolaştırıcı.

çarnayış 1-çevirip döndermek, 2-harman harmalamak, harman dövmek.

çarneçar (Far) ister istemez, çarnaçar.

çarnekar çeviren, tercüme eden, çevirici, tercüman.

çarnekarinı kerdenı-kerdış çeviricilik yapmak, tercümanlık yapmak.

çarnemı harman dövüyoruz, 2-gezdıriyoruz, dolaştıriyoruz, dönderiyoruz.

çarnenê 1-gezdiriyorlar, dolaştıriyorlar, 2-taşiyorlar, 3-harman dövüyorlar.

çarneno gezdiriyor, dolaştıriyor.

çarneya bı 1-gezmişti, dönmüştü, 2-dövülmüştü (harman vb).

çarneyaya gezdirildim, dolaştırıldım.

çarneyayê 1-dönüyordu, dolaşıyordu, dövülüyordu (harman vb).

çarneyaye 1-gezdurilmiş olan, 2-harmanlanmış olan.

çarneye gezdi, dolaştı, döndü.

çarneyena dönderıliyor, dolaştırıliyor (dişil).

çarneyeno dönderıliyor, dolaştırıliyor (eril).

çarneyenı-çarneyış 1-dolaşmak, dönmek, 2-dövülmek (harman vb).

çarneyox gezen, gezginci.

çarpma (Tr) matematikte çarpma işlemi.

çarpım (Tr) çarpma işleminin sonucu olan sayı.

çarq 1-bıçak vb. gibi şeylerin bilemesinde kullanılan araç, 2-eksenin dönderdiği tekerlek biçimindeki makine parçası.

çarqcinı kerdenı-kerdış çarkcılık yapmak.

çarqcinı çarkcılık.

çarqcılıxey çarkcılık.

çarqın çarklı.

çarr alnın tam ortası beyaz olan hayvana denir.

çarseme çarşamba günü.

çarwan berê sürüyü götürün.

çarwey berdi çere sürüyü otlamaya götürdüler.

çarwey dewı köyün küçük baş hayvan sürüsü.

çarwey warikerdenı-warikerdış küçük baş hayvan beslemek.

çarwey warikerdox küçük baş hayvan besleyen kimse.

çarwey koyun ve keçilere çarwey derler (küçük baş hayvanlar).

çarx 1-bıçık gibi şeylerin bilemesinde kullanılan araç, 2-eksenin dönderdiği tekerlek biçimindeki makine parçası.

çarxcinı kerdenı-kerdış çarkcılık yapmak.

çarxcinı çarkcılık.

çarxcılıxey çarkcılık.

çarxın çarklı.

çaryayenı-çaryayış gezdirilmek, dolaştırılmak.

çarı 1-alnı benekli hayvan, 2-çalı, bir çalı.

çarıngı arıdan büyük, kızıl renkli bir yaban arısı.

çarıx-çarıxi çarık, tabaklanmış sığır derisinden yapılan ayak giyeceği.

çarıxê vewrı kar çarıkları.

çarıxi vıraştenı-vıraştış çarık yapmak.

çarıxi xo pay kerdenı-kerdış çarık giymek.

çarıxi çarık, çarıklar.

çarıxın çarıklı.

çat va eşt çat dedi çatladı.

çat düşüp patlayan sert şeylerin çıkardığı ses.

çatal (Tr) yemek yerken kullanılan uzun dişli metal araç.

çatal kerdenı-kerdış çatallamak, acele acele çatalla yemek.

çatal kerdox çatallayan.

çatala werdenı-werdış çatalla yemek.

çatali çatallar.

çatalla çatalla.

çatalın çatallı.

çateçata mısır vb. şeylerin ateşte, fırında patlama sesine derler.

çatini çat, çatlama sesi.

çatma sehpa, üç ayak.

çatme (çilanqo) üç, yada fazla ayaklı oturtmalık, çatmalık, üç veya dört direk veya tüfeklerin uçlarının birbirine çaprazlama dayayarak durdurmak, çatma.

çatme kerdenı-kerdış çatmak, çapraz dayayarak durdurmak.

çatme kerdox birbirine çatan, çaprazlama kuran.

çatmey birkaç ağaç yada tüfeği birbirine oturtmak ve ayakta durdurmaya denilir, çatmak.

çatmış bena çatiyor (dişil).

çatmış beno çatiyor (eril).

çatmış bı çatı.

çatmış bıyayenı-bıyayış 1-çatmak, 2-çarpışmak, 3-takılmak.

çatmış kerdenı-kerdış birbirine çatmak, karşılaştırmak.

çatmış kerdox birbirine çatan, karşılaştıran.

çatmış mebı çatma.

çatmış mekı çatma.

çatmış çarpma, çatışma.

çatmışê pê bi birbirine çatılar, çarptılar, çatıştılar.

çatpat mısayenı-mısayış çatpat öğrenmek.

çatpat mısna çatpat öğreti.

çatpat zana çatpat biliyor (dişil).

çatpat zanayê çatpat biliyordu.

çatpat zano çatpat biliyor (eril).

çatpat 1-silah seslerine derler, 2- barut gibi patlatılan bir madde.

çatray dı raştê pê amey yol kavşağında karşılaştılar.

çatray dı dörtyol kavşağında.

çatray birkaç yolun birleştiği yer, yol kavşağı, dörtyol.

çatu dı çatıda.

çatu ra çatıdan.

çatu vıraştenı-vıraştış çatı yapmak, kurmak.

çatu çatı.

catuna bir çatı daha.

çatuy çatılar.

çatuyın çatılı.

çatı dı çatıda.

çatı ra çatıdan.

çatı vıraştenı-vıraştış çatı yapmak, kurmak.

çatı-çati (Tr) bir evin damını kuran parçaların bütünü.

çatı avlamak için av kekliklerinin konulduğu av yeri.

çatıçata mısır vb. şeylerin ateşte, fırında patlama sesine derler.

catına bir çatı daha.

çatıy çatılar.

çatıyın çatılı.

çawuş bıyayenı-bıyayış çavuş olmak.

çawuş 1-çavuş, ekip vb. şeylerin başı.

çawuşey kerdenı-kerdış çavuşluk yapmak.

çawuşey çavuşluk.

çawuşo çavuştur.

çawış bıyayenı-bıyayış çavuş olmak.

çawış 1-çavuş, ekip vb. şeylerin başı.

çawışey kerdenı-kerdış çavuşluk yapmak.

çawışey çavuşluk.

çawışo çavuştur.

çax 1-çağ, devir, asır, zaman parçası, vakit, 2-yaş, ömür, 3-yaşıt.

çaxan çağları.

çaxdê şıma dı sizin çağınızda.

çaxdê ma dı bizim zamanımızda.

çaxdê mı ra yo benim yaşımdadır, çağımdadır.

çaxdê perdê mı ra yo babamın yaşındadır.

çaxê mı dı benim yaşımdadır.

çaxê qeçkinı çocukluk çağı.

çaxê bir çağ.

çaxle çağla (bademin tazesi).

çaxna bir çağ daha.

çaxo kı ez ameya geldiğim zaman.

çaxo kı ma amey geldiğimiz zaman.

çaxo kı ma şi gittiğimiz zaman.

çaxo kı o merd öldüğü zaman.

çaxo kı to werd yediğin zaman.

çaxo kı zaman, vakit..

çaxıl (çaqıl) ufak taş parçaları, çakıl.

çaxıl arêkerdenı-arêkerdış çakıl toplamak.

çaxıl arêkerdox çakıl toplayan.

çaxılcinı kerdenı-kerdış çakılcılık yapmak.

çaxılcinı çakılcılık.

çaxıli çakıllar.

çaxılın bı çakılliydi.

çaxılın çakıllı.

çaxılıno çakıllıdır.

çay dı çayda.

çay ra çaydan.

çay rê çaya.

çay vıraştenı-vıraştış çay yapmak.

çay vıraştox çay yapan kimse.

çay 1-çay, ırmak, 2-kaynatılıp içilen içecek, çay.

çayci çaycı.

çaycinı kerdenı-kerdış çaycılık yapmak.

çaycinı çaycılık.

çayciya çaycıdır (dişil).

çayciyo çaycıdır (eril).

çaycılıxey çaycılık.

çaydan demlik, çaydanlık.

çaydanlıx (demlıx) demlik, çaydanlık. içinde çay kaynatılıp içilen kap.

çaydanlıxdê ma dı çaydanlığımızda.

çayê bir çay.

çayêr çayırlık, çimen.

çayna bir çay daha.

çayo buradadır.

çayxane çay evi.

çayxanecinı kerdenı-kerdış çayhanecilik yapmak.

çayxanecinı çayhanecilik.

çayın çaylı.

çayır-çimen çayır çimen.

çayır yeşillik, mera, çayır, çimen, üzerinde ot biten düz ve nemli yer ve bu yerlerin otları.

çayırın otlu, çimenli.

çayırıno çayırlıdır, otludur.

 

 

çebena atılır, atıliyor (dişil).

çebenê atılırlar.

çebeno atılır, atıliyor (eril).

çebiya awı suya attıldı.

çebiya bı atılmıştı.

çebiya atıldı.

çebiyaye atılmış olan.

çebiyayenı-çebiyayış atılmak, fırlatılmak.

çebiyayox atılan.

çebya 1-atıldı, 2-atılayım.

çebyayenı-çebyayış atılmak.

çeçan 1-bir halk oyununun adı, 2-kafkaslarda yaşayan bir halk ve bu halktan olan kimse.

çeçani 1-çeçence, 2-çeçen halkından olan.

çeçanistan çeçenistan.

çeçanki çeçence.

çeçena çeçendir (dişil).

çeçeni 1-çeçence, 2-çeçen halkından olan.

çeçenistan çeçenistan.

çeçenki çeçence.

çeçeno çeçendir (eril).

çef keyif, neşe.

çefi (kefi) kefi, erkek baş örtüsü.

çefi gırêdayenı-gırêdayış kefi bağlamak.

çefi gırêdayox kefi bağlayan.

çeficinı kefiyecilik.

çefiyecinı kerdenı kefiyecilik yapmak.

çefiyın kefili.

çeşid bıyayenı-bıyayış çeşit olmak.

çeşid çeşid tür tür, çeşit çeşit.

çeşid dı çeşitte.

çeşid ra çşitten.

çeşid vêşikerdenı-vêşikerdış çeşidini fazlalaştırmak.

çeşid vêşikerdox çeşidini vazlalaştıran.

çeşid bölünmelerden veya bireylerden oluşan tür.

çeşidan ra çeşitlerden.

çeşidan çeşitleri.

çeşidê cı çeşitleri, türleri.

çeşidê bir çeşit.

çeşidey çeşit olma durumu, fazla tür, çeşitlilik.

çeşidi çeşitlı.

çeşidna bir çeşit daha.

çeşidın çeşitli.

çehar dört.

çehre (Far) yüz, sima.

çehre ra simadan, çehreden.

çehrey cı yüzü, siması.

çehrey simalar, çehreler.

çehreyın simalı, çehreli.

çek (Ìng) bir kimsenin bankadaki parasının başkasına ödenmesi için bankaya gönderdiği yazılı belge.

çek çek u zım sıra sıra dizilip birdanbir oynaması.

çek çolê xo kabını kaçağını, pırını pırtını, giyimini kuşamını anlamında.

çek dayenı-dayış çek vermek.

çek dayox çek veren.

çek gırêdaye çek kuşanmış olan.

çek gırêdayenı-gırêdayış kuşanmak.

çek gırêdayox çek kuşanan, bağlayan.

çek gırote çek almış, kuşanmış olan.

çek gırotenı-gırotış çek almak.

çek gırotox çek alan.

çek na ro silah bıraktı, ateş kesti.

çek u çol öteberi.

çek 1-silah, 2-çek (para karşılığı verilen).

çekan silahları, 2-çekleri.

çekandê banqadı banka çeklerinde.

çekçeko çekirge.

çekçol öteberi, ev eşyası.

çekdar silahlı, kuşanmış vaziyete.

çekdaran silaklıları.

çekdarey kuşanmış olma durumu.

çekdarinı kerdenı-kerdış silahlı mücadele vermek.

çekdarinı silahlı, silahla hal etme durumu.

çeke kıta.

çekemı atalım, atalımmı?.

çekeno atiyor.

çekera atayım.

çekerd bı atmıştı.

çekerd bın dibine attı.

çekerd erd yere attı.

çekerd miyan içine attı.

çekerd teber dışariya attı.

çekerd ver  önüne attı.

çekerd attı.

çekerde atılmış olan.

çekerdenı-çekerdış atmak, fırlatmak.

çekerdey atılmış olanlar.

çekerdo atmış.

çekerdox atan, atıcı, fırlatan.

çekerê attın.

çekero 1-atsınmı, 2-atsa, atsın.

çeki çekler.

çekme döl almada kullanılan iri ve kocaman erkek ve cins at, eşek ve bergirlerin dölemede kulanılanına denilir.

çeko 1-pusat kuşatmış vaziyete olan kimse, 2-bir erkek ismi.

çekos (desttepışte) cimri, temah, ellisıkkı.

çekos bi cimriydi (dişil).

çekos bı cimriydi (eril).

çekos bıyayenı-bıyayış cimri olmak.

çekosa cimridir (dişil).

çekosê cimridirler.

çekosêr daha cimri.

çekosey cimrilik.

çekosinı cimri olma hali, cimrilik.

çekoso cimridir (eril).

çeku 1-bir avuçluk, bir akımlık, 2-bir tür ağırlık ölçüsü.

çekuke avuç ölçüsünde bir ölçü.

çekuna bir akımlık daha.

çekuyê bir akımlık, bir avuçluk.

çekxane silahların bulunduğu, tamir edildiği veya satıldığı yer

çekı 1-at, 2-silah.

çekı cı kendisine at.

çekılış (Tr) çekilme işi.

çekılış antenı-antış çekiliş çekmek.

çekılış antox çekiliş çeken.

çekılışi çekilişler.

çel 1-uzun ve ince bir çubuk, 2-çelik öomak.

çelê (çarê,şıvê, darekê) iğilip kırılmayan bir çalı sopa.

çelê tüwêrı tut ağacının uzun ince sopası.

çele (çıle) 1-ocak ayı, 2-kışın ortası veya kış ayları.

çelek (çılek) nefsiz, bir yiyeceği gördümü saldıran kişi.

çelek bıyayenı-bıyayış nefsiz olmak.

çelek bıyayox nefissiz olan.

çeleka nefissizdir (dişil).

çelekey nefissiz olma durumu.

çeleko nefissizdir (eril).

çeleng (Tr) çelenk.

çeleng bıyayenı-bıyayış güzel ve zarif olmak.

çeleng güzel, kibar, ince yapılı kız yada kadınlara söylenir.

çelenga güzel ve zariftir (dişil).

çelengey güzel ve zarif olma durumu, güzellik.

çelengo güzel ve zariftir (eril).

çeley zımıstani kışın en soğuk ve şidetli zamanı.

çelişki (Tr) çelişme, tenakuz.

çelişki mabêndê ma dı esto aramızda çelişki var.

çelişkiyın çelişkili.

çelik kerdenı-kerdış çelikleştirmek.

çelik su verilerek sert ve esnek bir duruma gelen demir.

çelika çeliktir (dişil).

çelikey çelik olma durumu.

çeliko çeliktir (eril).

çelikın çelikli.

çelle (çılle) kış mevsimının aylarına ve en soğuk dönemine denilir.

çelpi kerdenı-kerdış suyu karıştırarak veya suda oynayarak ses çıkarmak.

çelpi su sesi.

çelpı-çelpı 1-yüzme bilmeyen veya boğulmak ile karşı karşiya olan kimsenin suda çıkardığı ses, su sesi, 2-tokat sesi.

çelqnayenı-çelqnayış çalkalamak.

çelqyayenı-çelqyayış çalkalanmış olmak.

çelqınayenı-çelqınayış çalkalamak.

çeltug çeltik, kabuğu ayıklanmamış pirinç.

çeltugci çeltikçi.

çeltugcinı kerdenı-kerdış çeltikcilik yapmak.

çeltugcinı çeltikcilik.

çeltugcılıxey çeltikçilik.

çeltugın çeltikli.

çeltuginı çeltikcilik.

çelxeme çalkalanmış yoğurt vb., veya sulu yoğurt.

çem 1-göz, 2-tarla.

çem (Kür) çay, ırmak, küçük nehir.

çembel werıştenı-werıştış iki arka ayak üzerine kalkmak.

çembeli hayvanların arka iki ayak üzerine kalkması.

çember kerde çemberlenmiş olan.

çember kerdenı-kerdış çemberlemek.

çember kerdox çemberleyen.

çember 1-teker biçiminde oyuncak, 2-katı cisimlerin çevresi, 3-etrafı çevirme, 4-çember, etraf.

çemberê kêberi kapının çemberi.

çemberê mı gırot etrafımı sardılar, çevirdiler.

çemberê bir çember.

çemberi miyan dı mend çemberin içinde kaldı.

çemberi çemberler.

çemberinı kerdenı-kerdış çembercilik yapmak.

çemberinı çembercilik.

çemberna bir çember daha.

çemberın çemberli.

çemçe kepçe, kaşıktan büyük kepçe.

çemçey yukardan akan yada damlayan suyun donması yada buz tutması neticesinde oluşan buz katmanlarına denilir.

çemçig kepçe.

çemçilik gırêda yukardan akan suyun buz tutma neticesi.

çemçilik yüksek yerden sarkan uzun buz parçaları.

çemçilık buz sarkıtı, buz parçası.

çemçılli su damlacıklarından oluşan buz katmanları.

çemi tarlalar.

çemle kulp.

çen berzbo ne kadar yüksek olsun?

çen biyara ne kadar getireyim.

çen dewi estê kaç köy vardır?

çen fıni ne kadar?

çen weşo ne kadar güzeldir.

çen kaç, ne kadar?

çena (çeyna, keyna) kız.

çenar kenar, köşe.

çenarê cı köşesi.

çenarı çınar.

çenarın kenarlı, köşeli.

çend bari sımer to kerd zere kaç yük saman içeri koydun?

çend bınuşno ne kadar yazsın?

çend bıwano ne kadar okusun?

çend derg ne kadar uzun?

çend dolımi 1-kaç defa, 2-kaç dönüm.

çend fıni kaç defa?

çend şewan ra fınê kaç gecede bir?

çend şı, çend mend ne kadarı gitti, ne kadarı kaldı?

çend kesi kaç kişi?

çend mend ne kadar kaldı?

çend merdımi bi kaç kişiydiler?

çend merdımi kaç adam?

çend ra çend kaça kaç. kaçtan kaç?

çend werd, çend verda ne kadarını yedi, ne kadarını bıraktı?

çend 1-ne kadar, kaç, 2-birkaç, 3-kaça.

çenda bıherino kaça alsın?

çenda gırotı kaça aldı?

çenda herina kaça aldı?

çenda kaça, ne kadara?

çendanê cı kaçını?

çendayo kaçadır, ne kadaradır?

çendê cı kaçı?

çende, hendı (nicelik) o kadar. 

çendey, çendı, hendı nicelik.

çendey, hendey (nicelik) o kadar olma durumu.

çendey çokluk.

çendfıni kaç defa.

çendirê çend kaça kaç, kaçtan kaç?

çendna 1-bir kaç daha, 2-kaça, 3-ne kadar daha.

çendnanê cı kaçını?

çendo kaçtır, ne kadardır?

çendı ne kadar.

çendık estê ne kadar varsa?

çendık şenê bıkarı ne kadar ekebiliyorsan ek.

çendık şenê bıremı ne kadar kaçabilirsen kaç.

çendık to dı esto berzı atabildiğin kadar at?

çendık to dı esto berzı ne kadar atabiliyorsan, yada atacak göcün var at.

çendık 1-birkaç, 2-ne kadar, bütün gücünle, 3-gücün yetiği kadar?

çendın kaç, kaçlı, kaça.

çendıno kaçıncıdır?

çeney kızlar.

çeng bı pêser üst üste eğilip büzüldü.

çeng kerd büzdü, büzüldü.

çeng 1-egilip büzülmek, kendini üst üste toplamak, 2-koltuk, koltuk altı.

çengal (çenqal) çengel.

çengal Zaza kadınlarının göğüslerine taktığı gümüşten yuvarlakça yayvan tas şeklindeki süslü zinet eşyası, kadın gögüs tasması.

çengê cı nêvındeno çenesi durmiyor.

çenge kerdenı-kerdış çene yapmak, çeneleşmek, çene etmek.

çenge 1-çene, dişlerin alt ve üst damağına çenge denilir, mesela çengey cori, çengey cêri üst damağ, alt damağ. Altlı ve üstlü dişleri taşıyan ve ağızın açılıp kapanmasını sağlayan parça, 2-köşe, duvarın dış köşesi.

çengebaz çenesi kuvvetli, çok konuşan, konuşkan.

çengebazey çok konuşma durumu, çok konuşur olma durumu.

çengel 1-bir yere takılmaya, geçirilmeye yarayan eğri demir veya ağaç, 2-eğik dal, çatallı dal.

çengelın çengelli.

çengey bani evin duvar köşesi.

çengey cori üst çene.

çengeyo cêrên alt çene.

çengeyo corên üst çene.

çengeyın 1-çeneli, 2-çok konuşan kimse, 3-köşeli.

çengi (Far) çalgı eşliğinde oynamayı meslek edinmiş kız veya kadın.

çengilıxey çenginin yaptığı iş.

çengıl eğik dal.

çengıyayenı-çengıyayış büzülmek, kıvrılmak.

çengıziya (mıloziya) üst üste katlanıp büzüldü, buruştu, katlandı, küçüldü.

çengızna pêser üst üste büzüldü.

çengızna büzdü, kıvradı.

çenqal-çenqalı 1-ucu eğri ve elde taşınan sopa, bir ucu çankalı kanca veya sopa, baston, bir yere takılmaya, geçirilmeye yarayan eğri demir veya ağaç, 2-askı.

çenqalın çankallı, çengelli, çengelli, sopa veya deynek.

çenqel bir yere takılmaya, geçirilmeye yarayan eğri demir veya ağaç.

çenqılya eğilip, büküldü.

çep dı solda, sol tarafta, solunda.

çep ra soldan, sol taraftan.

çep u rast sağlı sollu, sağ ve sol

çep çep suda oynarken çıkan ses veya suda bucalama sesi.

çep 1-solak, ters, yön, sapa, 2-sol, solcu vb.

çepa kewtenı-kewtış sola düşmek.

çepa kewtox sola düşen, sol yatan.

çepa 1-solaktır (dişil), 2-sol ile.

çepel kir, bulaşık, çamur, pislik, dışkı, çapak vb.

çepeley 1-pislik, dışkı, bok, sulu bok vb., 2-çamur, çamurlu bataklık, çepel, çepellik, çepelı olma hali.

çepeleya qeçkan çocuk pisliği, çocuk dışkısı.

çepeleydı mend pislikte kaldı, çepelde kaldı.

çepelı çepel, pislik, dışkı.

çepelın boklu, kirli, pis, pasaklı, çamurlu bataklı.

çeper çalıdan örülmüş set, duvar, çeper, çit.

çeperey çeper olma durumu.

çeperın çitli.

çepey solculuk, solaklık vb.

çepi 1-alkış, 2-solcular, 3-solaklar.

çepi rê sola.

çepi solcular.

çepiya sola.

çepkani sollamak.

çepo 1-solcudur, 2-solaktır (eril).

çepra ravêrdenı-ravêrdış sollayıp geçmek.

çepraşt çapraz.

çeprast sağlı sollu, sağ ve soldan gelip eğik olarak birbiriyle kesişen.

çeprastey çapraz olma durumu.

çepraz çapraz, tersyüz, sağ sol, sağ ve soldan gelip eğik olarak birbiriyle kesişen.

çeprazey çapraz olma durumu.

çeptê mı dı ronışt solumda oturdu.

çepıki cınayenı-cınayış alkış çalmak, alkışlamak.

çepıki alkış.

çepınayenı-çepınayış sirkelemek, devşirmek.

çepınena sirkeliyor (dişil).

çepınenê sirkeliyorlar, devşıriyorlar.

çepıneno sirkeliyor (eril).

çepıyayenı-çepıyayış sirkelenmek, devşirilmek.

çeq çeq değirmen taşı döndüğünde orta deliğine çarpan tahta.

çeq 1-çatalı bir ağaç üstüne lastik oturtup, küçük taş atıp kuş avlamak ve öldürmekte kullanılan çatalı bir araç, kuş çatalı, kuş öldürme lastiği, kuş lastiğinin çatallı tahtası, 2-kısa, küt, kalın, güçlü ve kuvvetli anlamında, 3-kıvılcım, ateş zerecikleri.

çeqal lumpen, serseri, başıboş gezen.

çeqberık 1-birbirine ters gelmek, düşmek, 2-rast gelme, 3-tuzağa düşme.

çeqçeq-çeqçeqo mec: hep dolaşan, veya elli ayağı durmayan kişilerede derler.

çeqçeq değirmen taşının üstündeki tahta, taş döndükçe çekçek sesini çıkarır, ondan dolayı bu ad konulmuş.

çeqel (wawik) çakal, kurtan küçük bir yaban hayvanı.

çeqel 1-bir şeyi olmayan, çıplak, 2-serseri, yalancı, düzenbaz, aşağılık kimse, 3-yaramaz ve berduş kişi.

çeqelcılıxey mekı çakallık etme.

çeqeley çakallık, çakal olma durumu.

çeqelinı berduşluk, serserilik yapmak.

çeqelo xüli çeqel çakal oğlu çakal.

çeqelı dişi çakal.

çeqer 1-açık kızmızı, alabalı, 2-sapsarı.

çeqmaq acıvıstenı-acıvıstış çakmak yakmak.

çeqmaq ra çakmaktan.

çeqmaq çakmak.

çeqmaqa çakmakla.

çeqmaqcinı kerdenı-kerdış çakmakçılık yapmak.

çeqmaqcinı çakmakcılık.

çeqmaqi çakmaklar.

çeqmaqın çakmaklı.

çeqnayenı-çeqnayış çalkalamak, karıştırmak.

çeqo 1-kuş çatalıdır, 2-çivi gibidir, 3-bir erkek ismi.

çeqı-çeqı çek çek sesi çıkarma durumu.

çeqı o an, o saat.

çeqım çare doğrudan doğruya ve tavizsiz olarak bir şeyi yüzüne karşı söylemek.

çeqım direk, doğrudan doğruya.

çerang dam direkleri üzerine atılanuzun orta direk.

çeray bi otlanmışlardı.

çeray otlandılar.

çerayayenı-çerayayış otlanmış olmak, otlanmak.

çerayê otlaniyorlardı.

çerayenı-çerayış otlanmak.

çeraynayenı-çeraynayış otlatmak.

çeraynayox otlatan, otlatıcı.

çerçefe bıyaye çerçevelenmiş olan.

çerçefe bıyayenı-bıyayış çerçevelenmek.

çerçefe kerde çerçevelenmiş olan.

çerçefe kerdenı-kerdış çerçevelemek.

çerçefe kerdox çerçeveleyen.

çerçefe çerçeve.

çerçefelıxey çerçevecilik.

çerçefena bir çerçeve daha.

çerçefey çerçeveler.

çerçefeyê bir çerçeve.

çerçefeyinı çerçevecilik.

çerçefeyın çerçeveli.

çerçefi miyan kerdenı-kerdış çerçevenin içine koymak.

çerçewe bıyaye çerçevelenmiş olan.

çerçewe bıyayenı-bıyayış çerçevelenmek.

çerçewe kerde çerçevelenmiş olan.

çerçewe kerdenı-kerdış çerçevelemek.

çerçewe kerdox çerçeveleyen.

çerçewe çerçeve, 1-düşünce alanının sınırları, 2-resim, ayna gibi şeylerin kenarlığı, 3-kapı, pencere veya tablaların yerleştirildiği kenarlık.

çerçewe çerçeve.

çerçewecı çerçeveci.

çerçewecinı çerçevecilik.

çerçewecılıxey çerçeve yapma veya satma işi.

çerçewelıxey çerçevecilik.

çerçewena bir çerçeve daha.

çerçewey pencera pencerenin çerçevesi.

çerçewey wêni resim çerçevesi.

çerçewey çerçeveler.

çerçeweyê bir çerçeve.

çerçeweyinı çerçevecilik.

çerçeweyın çerçeveli.

çerçewi miyan kerdenı-kerdış çerçevenin içine koymak.

çerçi köy köy dolaşıp ufak tefek eşya satan gezginci esnaf.

çerçicılıxey kerdenı-kerdış çerçicilik yapmak.

çerçilıxey çerçilik yapma durumu.

çerçina bir çerçi daha.

çerçinı kerdenı-kerdış çerçilik yapmak.

çerçinı kerdox çerçilik yapan.

çerçinı çerçilik yapma durumu.

çerçiya çerçidir (dişil).

çerçiyê 1-bir çerçi, 2-çerçidirler.

çerçiyo çerçidir (eril).

çerdım uzun ağaç dallı araç.

çere hayvanların otlandığı yer, çayırlıklı yer, otlak, otlamak, çayırlı yem.

çerena otlaniyor (dişil).

çerenayenı-çerenayış otlatmak.

çerenê otlaniyorlar.

çereno otlaniyor (eril).

çerêxiya döndü, dolandı.

çerexiya döndü, dolaştı.

çerexna dönderdi, dolaştırdı.

çerexnayenı-çerexnayış döndermek, dolaştırmak.

çereya otlandı.

çereyayenı-çereyayış otlanmak, ekin vb. tahılların otlanması.

çereyayo otlanmış.

çereyayox otlanan.

çereyna-çereynay otlattı.

çereynay bi otlatmıştı.

çereynayenı-çerenayış otlatmak.

çereynayox otlatan kimse.

çereynena otliyor (dişil).

çereyneno otliyor (eril).

çereyneyayo otlanmış, ekin vb. tahıllara zarar verilmiş.

çereyın otlu, otlaklı.

çerez (Yun) yemek dışında yenilen yaş veya kuru yemiş.

çerez bıyayenı-bıyayış çerez olmak.

çerez dı çerezde.

çerez kera çerez edeyim.

çerez kerde çerez edilmiş olan.

çerez kerdenı-kerdış çerez etmek.

çerez kerdox çerez eden.

çerez kı çerez et.

çerez ra çerezden.

çerezci çerez işi yapan veya satan kimse.

çerezcinı kerdenı-kerdış çerezcilik yapmak.

çerezcinı çerezcilik.

çerezcılıxey çerezcilik.

çerezi çerezler.

çerezinı çerezcilik.

çerezlıx çerez olabilecek şeyler veya çerez konulan kap.

çerezın çerezli.

çerkez bir halk topluluğu ve bu topluluktan olan kimse.

çerkezi çerkezler.

çerkezki çerkezce.

çerm-çerme 1-deri, post, veya bunlardan yapılan şey, 2-işlenmiş deri.

çerm hayvan derisi.

çermê manga ineğin postu.

çerme dı deride, posta.

çerme kerdenı-kerdış derilemek, postlamak, post ile kaplamak.

çerme ra deriden, postan.

çerme vereştenı-eştış çerme takmak, ayak takmak.

çermecinı kerdenı-kerdış dericilik yapmak.

çermecinı dericilik, postculuk.

çermeyın derili, postlu.

çermug bir erkek ismi.

çermugı dı çermikte.

çermugı ra çermikten.

çermugı 1-Çermik, 2-bir bayan ismi.

çermugıc çermikli.

çermugıj Çermikli.

çermugıraya çermiklidir (dişil).

çermugırayê çermiklidirler.

çermugırayo çermiklidir (eril).

çermugız çermikli.

çerpınayenı-çerpınayış sirkelemek, devşirmek.

çerpınena sirkeliyor (dişil).

çerpınenê sirkeliyorlar, devşıriyorlar.

çerpıneno sirkeliyor (eril).

çerpıyayenı-çerpıyayış sirkelenmek, devşirilmek.

çerq bıyayenı-bıyayış bilenmek.

çerq kerd biledı.

çerq kerde bilenmiş.

çerq kerdenı-kerdış 1-Çark etmek, bilemek, 2-çarkı çevirmek.

çerq kerdox çarkcı, çarklayan kimse.

çerq 1-bıçak gibi şeylerin bilemesinde kullanılan araç, 2--çark, 3-eksenin dönderdiği tekerlek biçimindeki makine parçası.

çerqci çark işleriyle uğraşan kimse.

çerqcinı kerdenı-kerdış çarkcılık yapmak.

çerqcinı çarkcılık.

çerqcılıxey çarkcılık.

çerqêfelek çarkıfelek.

çerqın çarklı.

çerx bıyayenı-bıyayış 1-dönmek, dolaşmak, 2-bilenmek.

çerx kerd 1-biledı, 2-dolaştırdı, gezdırdı.

çerx kerde 1-bilenmiş, 2-dolaştırılmış.

çerx kerdenı-kerdış 1-Çarklamak, bileylemek, 2-dolaştırmak, gezdirmek,  3-döndermek.

çerx kerdox 1-çarklayan, çarcı, 2-dolaştıran, gezdiren.

çerx kı 1-bileyle, 2-dolaştır, gezdir, 3-dönder.

çerx mekı 1-bileyleme, 2-dolaştırma, gezdirme, 3-dönderme.

çerx 1-çark, 2-döndermek, dolaştırmak, gezdirmek, 3-bıçak gibi şeylerin bilemesinde kullanılan araç, 4-eksenin dönderdiği tekerlek biçimindeki makine parçası.

çerxaw girdap.

çerxawın girdaplı.

çerxci çark işleriyle uğraşan kimse.

çerxcinı kerdenı-kerdış çarkcılık yapmak.

çerxcinı çarkcılık.

çerxcılıxey çarkcılık.

çerxêfelek çarkıfelek.

çerxwan çarkçı.

çerxxane 1-çarkhane, 2-dönmek, dolaşmak.

çerxın çarklı.

çerıxêna kayiyor (dişil).

çerıxêno kayiyor (eril).

çerıxiya (xijıkiya) kaydı, döndü, dolaştı.

çerıxna bı kaydırmıştı.

çerıxna kaydırdı.

çerıxnaye kaymış olan.

çerıxnayenı-çerıxnayış kaymak.

çerıxnayox kayan.

çerıxneya bı kaymıştı.

çerıxxane 1-çarkhane, 2-dönmek, dolaşmak.

çetal kerdenı-kerdış çatallamak, çatalla yemek.

çetal kerdox çatallayan.

çetal-çetalı çatal.

çetali çatallar.

çetalla çatalla.

çetalı çatal.

çetalın çatallı.

çetalıno çatallıdır.

çete (Bulg) ordu birliklerinden oluşan küçük birlik.

çete bı çeteydi.

çete dı çetede.

çete ra çeteden.

çete vıraştenı-vıraştış çete kurmak.

çete vıraştox çete kuran.

çete çete, eşkiya takımı, çapırçu takımı, yasa dışı işler yapan birlik.

çeteci çeteci.

çetecini çetecilik.

çetecinı kerdenı-kerdış çetecilik yapmak.

çetecılıxey çetecilik.

çeten kerde zorlaştırmış olan.

çetena bir çete daha.

çetey çeteler.

çeteya çetedir (dişil).

çeteyê bir çete.

çeteyinı kerdenı-kerdış çetecilik yapmak.

çeteyinı çetecilik.

çeteyo çetedir (eril).

çetineya cı müşkülatı.

çetiniya cı müşkülatı.

çeto 1-kavşak, kavşaktır, 2-eşkiya, 3-bir erkek ismi.

çetın bı zordu, güçtü.

çetın bıbı zorlaşmıştı.

çetın bıyaye zor olmuş olan.

çetın bıyayenı-bıyayış zor olmak, güçleşmek.

çetın kerdenı-kerdış zorlaştırmak, güçleştirmek.

çetın kerdox zorlaştıran.

çetın güç veya engeli çok olan, zor, zorluk, müşkül, güç, ağır iş.

çetına zordur, güçtür, çetindir (dişil).

çetınêri daha zor.

çetıney zor, zor olma durumu, zorluk.

çetıneya zorlukla, güçlükle.

çetıno çetindir, zordır, güçtür (eril).

çewder (cewder) çavdar.

çewder çavdar.

çewdercinı kerdenı-kerdış çavdarcılık yapmak.

çewdercinı çavdarcılık.

çewderın çavdarlı.

çêwênder bir pancar, çükündür.

çewik bı çevikti.

çewik bıyayenı-bıyayış çevik olmak, çabuk davranmak.

çewik bıyayox çevik olan.

çewik atak, kolay hareket edip çabuk davranan (canlılarda).

çewika çeviktir (dişil)

çewikey çevik olma durumu.

çewikeya çeviklikle.

çewiklıxey çeviklik.

çewiko çeviktir (eril).

çewr bıyayenı-bıyayış balta vb. şeylerle darbe yemek.

çewr kerdenı-kerdış balta vb. şeylerle darbe vurmak.

çewr balta, tahra, keser gibi şeylerin yarası, bir vuruşluk darbesi.

çewr hayvan yağının eritilmesinde elde edilen yağ.

çewrê da pıro bir vuruş vurdu.

çewres  (40) kırk.

çewres u hewt (47) kırkyedi. 

çewresên 1-kırklı, 2-kırkıncı, 3-daha kırkı çıkmayan çocuk.

çewreshezar (40 000) kırkbin.

çewresi vetenı-vetış yeni doğan çocukların kırkını çıkarmak.

çewresupanc (45) kırbeş.

çewresın 1-kırkıncı, 2-daha kırkı çıkmayan çocuklara denilir.

çewresıno daha kırkı çıkmayan veya yeni çıkan erkek çocuk.

çewresını 1-kırkıncı, 2-daha kırkı çıkmayan kız çocuk.

çewt bı eğildi.

çewt bıbı eğilmişti.

çewt bıyaye eğik olan.

çewt bıyayenı-bıyayış eğilmek.

çewt bıyayox eğilen, boyun böken.

çewt kera eğeyim.

çewt kerd eğdi.

çewt kerde eğilmiş olan.

çewt kerdenı-kerdış eğmek.

çewt kerdox eğen, eğmiş olan kimse.

çewt kero eğse, eğsin?

çewt kı 1-eğ, 2-bük.

çewt mekı eğme, bükme.

çewt ra eğriden.

çewt u bari eğik ve ince.

çewt u raşt eğri ve doğru.

çewt 1-eğri, çarpık, 2-yanlış, hatalı.

çewta eğridir (dişil).

çewtek egri-büğrü, eğik.

çewteki eğri olma durumu.

çewtey kerdenı-kerdış hata yapmak, yanlışlık yapmak.

çewtey nêkerdenı-nêkerdış hata yapmamak.

çewtey 1-eğrilik, 2-yanlışlık, 3-hata.

çewteya cı eğriliği, hatası, yanlışlığı vb.

çewteya hatayla, yanlışlıkla.

çewtina nêbeno hatayla olmak.

çewtinı mekı hata yapma.

çewtinı eğri olma durumu.

çewto eğri, eğridir.

çewtık eğrili.

çewtın eğik, eğrili, eğri olma durumu.

çewtıno eğiktir.

çexmax acıvıstenı-acıvıstış çakmak yakmak.

çexmax ra çakmaktan.

çexmax çakmak.

çexmaxa çakmakla.

çexmaxcinı kerdenı-kerdış çakmakçılık yapmak.

çexmaxcinı çakmakcılık.

çexmaxi çakmaklar.

çexmaxın çakmaklı.

çeye (çêye, kiye, keye, kêye) ev.

çeye dı evde.

çeye kerde ev yapmış olan.

çeye kerdenı-kerdış ev yapmak, yuva kurmak.

çeye kerdox ev yapan, yuva kuran.

çeye ra evden.

çeye vıraştenı-vıraştış ev yapmak.

çeye vıraştox ev yapan, yuva kuran.

çeyedı bı evdeydi.

çeyedı çıniyo evde yoktur.

çeyedıro evdedir.

çeyena bir ev daha.

çeyeyê bir ev.

ceyiz kerd ceyiz yaptı.

ceyiz kerdenı-kerdış ceyiz yapmak.

ceyiz ra ceyizden.

çeyiz (Ar) gelin için hazırlanan her türlü eşya.

çeyiz kerdox ceyiz yapan.

çeyiz vıraştenı-vıraştış ceyiz yapmak.

çeyiz vıraştox ceyiz yapan.

çeyizın ceyizli.

çeyla komıri kömür közü.

çeyla köz, ateş közü.

çeyle (çırçıle, çılçıle) solucan.

çeyle kerdenı-kerdış közleştirmek.

çeyle ateş közü, ateş tanesi.

çeylena bir köz daha.

çeyley bındê erdi yer altı solucanı.

çeyleyê bir köz.

çeyleyın közlü.

çeyra bı gezmişti, dolaşmıştı.

çeyra gezdi, dolaştı.

çeyrayenı-çeyrayış gezmek, gezi, piyase etmek, dolaşmak.

çeyrayox gezen, dolaşan.

çeyreg ravey panc beşi çeyrek geçe.

çeyreg vêrd jew biri çeyrek geçe.

çeyreg çeyrek, dörte biri.

çeyregê wextê ma esto bir çeyrek vaktimiz var.

çeyregı kemi dıwês onikiye çeyrek kala.

çeyregı kemi nim yarıma çeyrek kala.

çeyregı ravêrd panc beşi çeyrek geçe.

çeyregı dörtte bir, çeyrek.

çeyrena geziyor, dolaşiyor (dişil).

çeyreno geziyor, dolaşiyor (eril).

çeyız kerd ceyiz yaptı.

çeyız kerdenı-kerdış ceyiz yapmak.

çeyız ra ceyizden.

çeyız (Ar) gelin için hazırlanan her türlü eşya.

çeyız kerdox ceyiz yapan.

çeyız vıraştenı-vıraştış ceyiz yapmak.

çeyız vıraştox ceyiz yapan.

çeyızın ceyizli.

 

 

 

 

çê (çêye) ev.

çê cı rıjya evi yıkıldı.

çê cı veşa evi yandı.

çê cı veşna evini yaktı.

çê cı vıraziya evi yapıldı.

çê ma evimiz.

çê veşaye evi yanasiya.

çêber (kêber, qapi, ber) kapi.

çêber akerdenı-akerdış kapıyı açmak.

çêber akerdox kapiyı açan.

çêber dı kapıda.

çêber pawıtenı-pawıtış kapiyı beklemek.

çêber pawıtox kapiyi bekleyen.

çêber ra kapıdan.

çêber vıraştenı-vıraştış kapı yapmak.

çêbercinı kapıcılık.

çêbercılıxey kapıcılık.

çêberê hewşi havlu kapısı.

çêberê teberi dış kapı.

çêberê xeyri hayır kapısı.

çêberinı kerdenı-kerdış kapıcılık yapmak.

çêberinı kapıcılık.

çêberiya kapiyle.

çêberna bir kapı daha.

çêbero kapıdır.

çêberın kapılı, kapısı olan.

çêf kerdenı-kerdış eylenmek, keyiflenmek, keyfetmek.

çêf neşe, keyif, sevinç.

çêfa keyifle, neşeyle, sevinçle.

çêfê cı ame keyfi geldi, keyiflendi.

çêfê cı niyame keyfi gelmedi, hoşuna gitmedi.

çêfê cı keyfi.

çêfê mı çıniyo keyfim yoktur.

çêfê xo cadıro keyfi yerindedir.

çêfey keyf etme durumu.

çêfın keyifli, neşeli, sevinçli.

çêk veng silahsız.

çêk çek, silah.

çêkê mı silahım.

çêna bıgi başka bir şey al.

çêna xali dayının kızı.

çêna 1-kız, 2-başka bir şey.

çênan dı- kızlarda.

çênan ra kızlardan.

çêneki kızlar.

çênekı herhangi bir kız, kızcağız.

çênena bir kız daha.

çêney (keyney) kızlar.

çêney dewda ma bizim köyün kızları.

çêneyê bir kız.

çêneyey kızlık, kızlık dönemi.

çêra meşkı yayıkın her iki baştaki düz deynek, ve bu deynekler hem yayıkı gergin tutarlar, hemde onun yular ile tavana asılmasını sağlarlar.

çêregê bir çeyrek.

çêri 1-kiriş, 2-yayıkı yaymak için takılan, onu asılı ve gergin tutan ince ve düz ağaç.

çêrmugı dı Çermikte.

çêrmugı ra Çermikten.

çêrmugı çermik.

çêrmugıc Çermikli.

çêrmugıj Çermikli.

çêrmugız Çermikli.

çêsık kerdenı-kerdış keseye koymak, keselemek.

çêsık kese, cüzdan.

çêver (kêber) kapı, kapı önü.

çêver akerdenı-akerdış kapıyı açmak.

çêver akerdox kapiyı açan.

çêver dı kapıda.

çêver pawıtenı-pawıtış kapiyı beklemek.

çêver pawıtox kapiyi bekleyen.

çêver ra kapıdan.

çêver vıraştenı-vıraştış kapı yapmak.

çêvercinı kapıcılık.

çêvercılıxey kapıcılık.

çêverê hewşi havlu kapısı.

çêverê teberi dış kapı.

çêverê xeyri hayır kapısı.

çêverinı kerdenı-kerdış kapıcılık yapmak.

çêverinı kapıcılık.

çêveriya kapiyle.

çêverna bir kapı daha.

çêvero kapıdır.

çêverın kapılı, kapısı olan.

çêwênder bir pancar, çükündür.

çêye (keye) ev.

çêye dı çıniyo evde yoktur.

çêye dı evde.

çêye kerde ev yapmış olan.

çêye kerdenı-kerdış ev yapmak, yuva kurmak.

çêye kerdox ev yapan, yuva kuran.

çêye ra evden.

çêye vıraştenı-vıraştış ev yapmak.

çêye vıraştox ev yapan, yuva kuran.

çêyedı bı evdeydi.

çêyedı çıniyo evde yoktur.

çêyedıro evdedir.

çêyena bir ev daha.

çêyeyê bir ev.

çı babet ne şekil?

çı babeta nasıl, ne şekilde.

çı bellayo ma rê vareno ne belladır bize yağiyor?

çı bellayo ma yê tey ne belladır biz içindeyiz?

çı beno çı nêbeno ne olur ne olmaz.

çı biçım ne şekil, ne biçim?

çı cı dest ra ame ellinden ne geldiyse.

çı deqe hangi dakika?

çı ecayıb ne tuhaf, acayip, nasıl olduda.

çı ecêb hayret, ne tuhaf, nasıl olduda?

çı eceb ne tuhaf, acayip, nasıl olduda.

çı fayde ne yazık ki, ne fayda ki.

çı fêde ne fayda, ne yazık ki.

çı halê to esto bıvinı ne halin var gör.

çı halo ma mıl ronayo bu ne haldır biz boyun eğmişiz?

çı halo ma yê tey bu ne haldır biz içindeyiz.

çı hesaba nasıl, ne şekilde.

çı heyf mı o nêdi ne yzaık ben onu görmedim.

çı heyf ne yazık.

çı hikmeto se ne hikmetse.

çı keso kimdir, neyin nesidir?

çı keynaya ne kızdır.

çı mani esto ne engel var?

çı meywey estê ne meyveler vardır.

çı nêbeno ne olmaz, neden olmuyor?

çı qewımiya ne vuku buldu, ne oldu, ne başına geldi vb.

çı raya ma yê rêsenê bu ne yoldur biz dokuyoruz.

çı rê şıra neye gideyim?

çı rê neden.

çı ri hangi yüzle.

çı rojı hangi gün?

çı seatı hangi saat?

çı sebeb ra ne sebepten dolayı?

çı sewdaya ma dekewtê bu ne sevdadır biz girmişiz?

çı sewdaya ma yê tey bu ne sevdadır biz içindeyiz?

çı soz to dabı ne söz vermiştın?

çı vayo ne rüzgardır?

çı weşo ne güzeldir.

çı wella ma rê varena bu ne küldür bize yağiyor?

çı wext to kar vırada ne zaman sen işi bıraktın.

çı wext ne zaman?

çı zana 1-ne bileyim?, 2-ne biliyor (dişil)

çı zano ne biliyor (eril).

çı zeri ma dı esta ne yürek bizde var.

çı ne, bu, hangi, neden, niçin?

çıçe (çıje, çıze) meme.

çıçe antenı-antış meme çekmek, süt emmek.

çıçey şıti süt memeleri.

çıçey memeler.

çıçeyın memeli.

çıçi ame to sere dı ne geldi başına?

çıçi esto ne var?

çıçi inan dest ra ame inan kerd ne onların elinden geldi onlar yaptı.

çıçi niyo ne değildir?

çıçi ra rema neden kaçtı?

çıçi ra wına bı neden böyle oldu.

çıçi ra wıni bı neden öyle oldu?

çıçi ra neden, niçın?

çıçi rê tı amey neden sen geldin?

çıçi rê neden, niye, neye, niçin?

çıçi sero kaykemı neyin üzerine oyniyalım?.

çıçi vana ne söylüyor?

çıçi vanê ne söyliyorsun?

çıçi wazena bıwazı ne istersen iste (dişil).

çıçi wazenê bıwazı ne istersen iste (eril).

çıçi wazenê ne istiyorsun?

çıçi ne?

çıçib-çıçibı neydi?

çıçiyê ey esto onun nesi var?

çıçiyo to dı nedir sende?

çıçiyo to serey ma verd nedir sen başımızı yedin?

çıçiyo nedir?

çıçık meme.

çıçık antenı-antış meme emmek.

çıft ame çift geldi.

çıft çıft çift çift.

çıft çift, birbirini tamamlayan iki tekten oluşan takım.

çıfte çıfte çift çift., çifter çifter.

çıftê bir çift.

çıfteli çifteli av tüfeği.

çıfter çıfter çifter çifter.

çıftna bir çift daha.

çıftqat çift kat.

çıftı çifte, ikili.

çıgit dı çigitde.

çıgit karıtenı-karıtış çigit ekmek.

çıgit karıtox çigit eken.

çıgit ra çigitten.

çıgit çigit, pamuk çekirdeği.

çıgita çigitle.

çıgitcinı kerdenı-kerdış çigitcilik yapmak.

çıgitcinı çigitcilik.

çıgitê pemi pamuk çiğiti.

çıgito çigittir.

çıgitın çigitli.

çıhar (4) dört.

çıhar bı çıhar dörder dörder.

çıhar fıni çıhar dört kere dört.

çıhar fıni dört defa.

çıhar gıroto dört almış

çıhar heftey cêra cor mengê kenê dört hafta, aşağı yukarı bir ay eder.

çıhar koşe dört köşe.

çıhar mengınan dört aylıkları.

çıhar nani dört ekmek.

çıhar qor dört kat, dört dizi.

çıhar u nim dörtbuçuk.

çıhara dörtle.

çıharan dörtleri.                              

çıharê cı dördü.

çıharê dörttür.

çıharhezari (4000) dörtbin.

çıhari dördüncü, dörtler.

çıharlıng dörtnala, atın hızlı koşusu.

çıharna dört daha.

çıharo dörttür.

çıharpay 1-dört ayak, 2-atın dört nala koşusu, dörtnal.

çıharqat dört misli.

çıharqol dört kollu.

çıharray dörtyol.

çıharsey (400) dörtyüz.

çıharın 1-dördüncü, 2-dördünü, 3-dörtlü.

çıharını ra jew 4/1 dörte bir.

çıharını dördüncüsünü, dördüncü.

çıjanê cı memelerini.

çıje (çıze) meme.

çıje antenı-antış meme çekmek, süt emmek.

çıjey şıti süt memeleri.

çıjey memeler.

çıjeyın memeli, memesi olan.

çık çık çık çık sesi.

çık-çıkı kıvılcım, ateş zereciği.

çık cam, metal, sert vb. şeylere vurduğu zaman çıkan ses.

çıkayenı-çıkayış çıtçıt sesi, saatın çalışma sesi, çınlama.

çıkçık çok şıçrayıp zıplayana derler.

çıkçıkek evlerde yaşiyan ve çık çık sesini çıkaran küçük bir böcek.

çıkçıkok çok küçük bir kuş cinsi.

çıkes bı şı kimdi, neyin nesiydı gitti?

çıkes 1-kim, kimdı, neyin nesiydı, 2-hiç kimse.

çıkesa kimdir, neyin nesidir (dişil)?

çıkesê neyin nesidirler, kimdirler?

çıkeso kimdir, neyin nesidir (eril)?

çıki pa değdi, temas etti.

çıki saat vb. şeylerin sesi.

çıkna (zeriya çıkna) 1-çınlatı, 2-değdirdi.

çıkna cı goşa kulağına çıtladı.

çıkna goşa duyurdu, kullağına fısıldadı.

çıknayenı-çıknayış 1-fısıldamak, 2-çınlamak, çınlatmak, 3-değdirmek, hafiften temas etirmek, 4-duyurmak, kulağına çınlatmak.

çıknayox 1-duyuran, çınlatan, fısıldayan, 2-temas etiren, değdiren.

çıko nedir.

çıkos cimri.

çıkosa cimridir (dişil).

çıkosey kerdenı-kerdış cimrilik etmek.

çıkosey kerdox cimrilik yapan.

çıkosey cimrilik.

çıkosini cimrilik, cimri olma durumu.

çıkosinı kerdenı-kerdış cimrilik yapmak.

çıkoso cimridir (eril).

çıksiya kapkara.

çıksıpe bembeyaz.

çıkya goşa kulağına çınlandı, kulağına yetişti.

çıkya pa değdi, dokundu.

çıkya 1-kesıldı, 2-değdi, 3-çınladı.

çıkyayenı-çıkyayış 1-değmek, dokunmak, 2-çınlamak, 3-kesilmek (su vb), 3-duyurma, kulağına fısıldama.

çıkı (çımkı) çünkü, her ne kadar.

çıkı bı da ne vardı verdi.

çıkı bı mı ard ne kadar vardı getirdım.

çıkı est bı ne kadar vardı.

çıkı tı şi çünkü sen gittin.

çıkı ne, ne kadar, çünkü.

çıkım çare bıyayenı-bıyayış açık sözlü olmak.

çıkım çare bıyayox açık sözlü olan.

çıkım çare açık sözlü.

çıl çil.

çıla acıvıstenı-acıvıstış lamba yakmak.

çıla acıvıstox lambayı yakan.

çıla cı veşnê çırasını söndürdü, kökünü getirdı.

çıla idarê idare lambası, gaz lambası.

çıla panayenı-panayış lamba yakmak.

çıla panayox lambayı yakan.

çıla lamba.

çılag dokuma ve dokumacı.

çılagey kerdenı-kerdış dokumacılık yapmak.

çılagey kerdox dokumacılık yapan.

çılagey dokumacılık.

çılagi dokuma ve dokumacılar.

çılaginı kerdenı-kerdış dokumacılık yapmak.

çılaginı dokumacılık.

çılaya idarê el lambası.

çılayın lambalı.

çılci binek hayvanlarının çullarını, semerlerini diken veya satan sanatçı.

çılçıle solucan.

çıle (çırçıle, çılçıle) solucan.

çıle kerdenı-kerdış közleştirmek.

çıle 1-köz, ateş közü, 2-kış aylarından biri, yıllın birinci ayı, ocak ayı, kışın ortası, 3-ocak, evliyalar ocağı.

çılek (çelek) nefsiz, bir yiyeceği gördümü saldıran kişi.

çılek bıyayenı-bıyayış nefsiz olmak.

çılek bıyayox nefsiz olan.

çılek nefsine düşkün.

çıleka nefsizdir (dişil).

çılekê nefsizdirler.

çılekem biya aptallaşmış (dişil).

çılekem biyo aptallaşmış (eril).

çılekem bı geri zekaliydi.

çılekem bıyayenı-bıyayış aptallaşmak.

çılekem bıyayox aptallaşmış olan.

çılekem kerdenı-kerdış aptallaştırmak.

çılekem geri zekalı, aptal.

çılekema geri zekalıdır (dişil).

çılekemê geri zekalıdırlar.

çılekemey geri zekalılık.

çılekeminı geri zekalılık.

çılekemo geri zekalıdır (eril).

çılekey nefsizlik.

çılekinı kerdenı-kerdış nefsizlik etmek.

çılekinı kerdox nefsizlik eden.

çılekinı nefsizlik.

çıleko nefsizdir (eril).

çılena bir köz daha.

çıley adıri ateş közü.

çıley komıri kömür közü.

çıleyê bir köz.

çıleyın közlü.

çılk-çılkı damla.

çılka awı su damlası.

çılka goni kan damlası.

çılka guni kan damlası.

çılkê bir damla.

çılkêda cı bir damlası.

çılki keno damliyor.

çılki kerdenı-kerdış damlamak.

çılki damlalar.

çılkmast süzülmüş, damlatılmış yogurt.

çılkna bıdı bir damla daha ver.

çılkna bir damla daha.

çılknayenı-çılknayış 1-damlatmak, damlalatmak, 2-çalkalamak.

çılkxazi su çiçeği hastalığı.

çılkı nêmendı bir damla kalmadı.

çılkın damlalı.

çıllık (gıllık) 1-kadının üreme organının içi, namahrem yerinin orta kısmı, 2-vajina ağzı.

çılm sümük.

çılmê cı sümüğü.

çılmo sümüktür.

çılmış gözün kabuk bağlaması.

çılmışnenê buruşturuyorlar, solduruyorlar.

çılmın sümüklü.

çılmına sümüklüdür (dişil).

çılmınê sümüklüdürler .

çılmıni sümüklü olma durumu, sümüklüler.

çılmıno sümüklüdür (eril).

çılmısiya bı buruşmuştu, solmuştu.

çılmısiya buruştu, soldu.

çılmısiyaya buruşmuş, solmuş (dişil).

çılmısiyaye buruşmuş olan, solmuş olan.

çılmısiyayenı-çılmısiyayış buruşmak, solmak, çürümek.

çılmısiyayo buruşmuş, solmuş.

çılmısiyayox buruşan, solan.

çılmısna bı soldurmuştu.

çılmısna buruşturdu, soldurdu.

çılmısnaye soldurmuş olan.

çılmısnayenı-çılmısnayış buruşturmak, soldurmak.

çılmısnayo soldurmuş.

çılmısnayox solduran.

çılmısnena 1-solduruyor (dişil), 2-soldururum.

çılmısneno solduruyor (eril).

çılmısya bı buruşmuştu, solmuştu.

çılmısya buruştu, soldu.

çılmısyaya buruşmuş, solmuş (dişil).

çılmısyaye buruşmuş olan, solmuş olan.

çılmısyayenı-çılmısyayış buruşmak, solmak.

çılmısyayo buruşmuş, solmuş (eril).

çılmısyayox buruşan, solan.

çılp çocuk, kuş ve bazı diğer hayvanların suda oynarken, çırpınırken çıkardıkları ses.

çılpi 1-zayıf, 2-çöp, çalı çırpı.

çılpiya çöple.

çılpiyın çöplü, çalı çırpılı.

çılpı çılpı kerdenı-kerdış çıp çıp etmek.

çılpı çılpı kerdox çıp çıp eden.

çılpı çılpı çılp çılp, çırpınma sesi.

çılpı ince çalı.

çılqna bı çalkalamıştı.

çılqna çalkaladı.

çılqnayenı-çılqnayış çalkalamak (yayık vb).

çılqnayox çalkalayan.

çılqnena çalkaliyor (dişil).

çılqneno çalkaliyor (eril).

çılqyayenı-çılqyayış çalkalanmış olmak.

çılqına bı çalkalamıştı.

çılqına çalkaladı.

çılqınayenı-çılqınayış çalkalamak (yayık vb).

çılqınayox çalkalayan.

çılqınayoxi çalkalayanlar.

çılxazi su çiçeği hastalığı.

çılıg dı zilde, dilde (kadın organının).

çılıg ra zilden, dilden (kadın organının).

çılıg vatenı-vatış kadın organına sövmek.

çılıg kadın organının orta kısmı, orta dili, zili.

çılıgê cı dili, zili (kadın organı).

çılıgın dilli, zilli (kadın organının).

çım akerde şı gözleri açık gitti.

çım akerde meşo gözün açık gitme.

çım akerde gözaçık.

çım akerdenı-akerdış gözlerini açmak, gözleri açılmak.

çım akerdox gözaçık, göz açık olan.

çım ame çım gözgöze geldi.

çım bardayenı-bardayış tahamül etmek, dayanmak.

çım barnêdayenı-nêdayış tahamül etmemek.

çım bênamus namusuz gözü.

çım bıloq koca ve iri gözlü.

çım bırnayenı-bırnayış gözü kesmek.

çım bırnayox gözü kesen kimse.

çım bırneno gözü kesiyor.

çım çarnayox göz gezdiren, arayan kimse.

çım cı kewtenı-kewtış göze ilişmek.

çım cı tey mendenı-mendış gözleri içinde kalmak.

çım çımi amyayenı-amyayış göz göze gelmek.

çım çımi nêvineno göz gözü görmüyor.

çım dı gözde, gözünde.

çım êşın yeşilgözlü.

çım şıkna göz kırptı.

çım şıknayenı-şıknayış göz kırtmak.

çım şıkıt göz kırptı.

çım şıkıtenı-şıkıtış göz kırpmak.

çım gırote gözü kapalı.

çım gırotenı-gırotış gözlerini kapatmak, göz yummak.

çım kerdenı-kerdış 1-göz kırpmak, 2-göz etmek.

çım kewtenı-kewtış göze girmek.

çım kewtox göze giren kimse.

çım kıho 1-mavi gözlü, 2-yeşil gözlü.

çım melês 1-korkak, 2-gözleri çapaklı.

çım mırd nêbıyaye gözleri doymayan.

çım mırdey göz tokluğu.

çım niyakerde gözleri açılmayan, gözaçık olmayan.

çım organê ma yê vinayeno göz görme organımızdır.

çım pêya nênano göz yummiyor.

çım pêyano gözünü kapatsın, uyusun.

çım ra gözden.

çım tengo gözü dardır.

çım tersaye gözü korkmuş olan.

çım tersnayenı-tersnayış gözünü korkutmak.

çım tey akerdenı-akerdış göz açmak, aşı yapmak.

çım u goş göz ve kulak.

çım verda cı göz dikti.

çım verdano cı göz koyuyor.

çım verdayenı-verdayış göz koymak, göz dikmek.

çım verdayox göz koyan kimse.

çım vete gözleri çıkmış olan.

çım vetenı-vetış göz çıkarmak, gözlerini çıkarmak, çok dövmek.

çım vetox göz çıkaran kimse.

çım veyşan açgözlü, gözü doymamış.

çım veyşana açgözlüdür (dişil).

çım veyşaney açgözlülük.

çım veyşanini açık gözlülük.

çım veyşano açgözlüdür (eril).

çım veyvekı vetenı gözde gelincik çıkarmak.

çım vıradayenı-vıradayış göz koymak.

çım vıradayox göz koyan, göz koyucu.

çım göz.

çıma vera göz önünde.

çıma gözle.

çımakerde göz açık, şeytan.

çıman dı gözlerde.

çıman ra adır perayê gözlerinden ateş fırliyordu.

çıman ra gözlerden.

çıman ser baş üstüne, memnuniyetle.

çıman ver ardenı-ardış gözler önüne getirmek.

çıman vera duru kewtenı-kewtış gözler önünden uzaklaşmak.

çıman vera nêşiyayenı-nêşiyayış göz, gözler önünden gitmemek.

çıman vera nêşıno gözler önünden gitmiyor.

çıman vera vıni bı gözler önünde kayboldu.

çıman vera vınibiyayenı-vınibiyayış gözler önünden kaybolmak.

çıman vero geyrayenı-geyrayış gözler önünde dolaşmak.

çıman vero vınibiyayenı-biyayış gözler önünden kaybolmak.

çıman vero gözler önünde.

çımana gözlerle.

çımandê cı dı gözlerinde.

çımandê mı ser başım üstüne, memnuniyetle.

çımandê mı ser gözüm üstüne.

çımandê mı vera nêşıno gözlerimin önünden gitmiyor.

çımandê mı vera pereno gözlerimin önünden uçuyor.

çımandê xo ya di gözleriyle gördü.

çımandê xo ya gözleriyle.

çımanê cı bar nêda gözleri tahamül etmedı, dayanmadı.

çımanê mı bıdiyayê gözlerim görseydi, görebilseydi.

çımanê xo akı gözlerini aç.

çımbarnêdayenı-çımbarnêdayış tahamül etmemek.

çımbarnêdayox gözleri tahamül etmeyen kimse.

çımbeloq bıyayenı-bıyayış gözleri fal taşı gibi olmak.

çımbeloq 1-gözleri dışa fırlayan, fal taşı gibi açılan, 2-gözlerini açıp gözaltından pis pis insanlara bakanlara denilir.

çımbeloqa belok gözlüdür (dişil)                           

çımbeloqê belok gözlüdürler.

çımbeloqey gözlerini fal taşı gibi açma durumu, pis pis bakma durumu.

çımbeloqi gözleri fal taşı gibi açık olanlar.

çımbeloqinı kerdenı-kerdış pis gözlülük yapmak.

çımbeloqinı pis gözlülük.

çımbeloqo belok gözlüdür (eril).

çımbelu bellu gözlü.

çımbênamus namussuz gözü.

çımbırnayox gözü kesen, kuvveti yeten.

çımê bani evin bir gözü, bir odası.

çımê cı bırna gözü kesti.

çımê cı kerdi sıpey mec: dövmek.

çımê cı nêbırna gözü kesmedi.

çımê cı peyra nêmanenê gözleri arkada kalmaz.

çımê mı bıdiyayê gözlerim görseydi.

çımê mı koribê gözlerim kör olsun.

çımê mınê gözümsün.

çımê pılisıni çapaklı gözler.

çımê ra bir gözden.

çımê to roşnibê gözün aydın olsun.

çımê to werdaye gözünü sevdiğim  (övünme ve gurur duyma anlamında). .

çımê xo akerdi gözlerini açtı.

çımê xo çarnay gözünü gezdirdı.

çımê xo gırotenı-gırotış gözünü kapatmak, gözmemezlikten gelmek.

çımê xo gıroti gözlerini kapatı.

çımê bir göz.

çıme göz, çeşme gözü, kaynar suyun kaynayan yeri, kaynak.

çımên bıyayenı-bıyayış göz olmak, nazar olmak.

çımên kerdenı-kerdış göz etmek.

çımên nêbo göz olmasın.

çımên nêbıyayenı-nêbıyayış göz olmamak.

çımêni bıyayenı-bıyayış göz olmak, nazar olmak.

çımêni kerdenı-kerdış göz etmek, nazar etmek.

çımêni nazar.

çımey awı akerd suyun çeşmesini, kaynağını açtı.

çımey awı suyun çıktığı yer, kaynak.

çımey 1-kaynaklar, çeşmenin gözü.

çımeyanê awı akı suyun çeşme gözünü aç.

çımşaş eğri gözlü, şaşgözlü.

çımşaşa şaşgözlüdür (dişil)

çımşaşo şaşgözlüdür (eril)

çımşit gözaçık.

çımgırote uyanık olmayan, gözü kapalı, avanak.

çımhal ne zaman.

çımhal do biro ne zaman gelecek?.

çımhal şı ne zaman gitti?

çımhalnayo ne zamandandır.

çımhalo ne zamandır.

çımi bi pırê hersi gözleri yaş doldu.

çımi cı verdayenı-verdayış göz koymak.

çımi nêbê göz olmasa.

çımi pelısyayenı-pelısyayış gözleri buruşmak.

çımi ra gözden.

çımi rê çım göze göz.

çımi sero kaykenê gözleri üzerinde oynuyor.

çımi tewatenı gözleri ağrımak.

çımi veti gözlerini çıkartı.

çımi vınıkiyayenı gözleri uyuklamak.

çımi gözler.

çımkerdox göz eden, göz edici.

çımkor kör, kör gözlü.

çımkoro xüli çımkor kör oğlu kör.

çımkorıki gece körlüğü, tavuk karası hastalığı.

çımkı çünkü.

çımkıho mavigözlü.

çımmekı 1-göz etme, 2-göz kırpma.

çımmırd gözleri tok olan, başkasının malında gözü olmayan.

çımmırdey gözü doymuş, tok gözlülük.

çımna 1-bir göz daha, 2-başka gözle.

çımo çewt yan göz, eğri göz.

çımoşa papatya çiçeği.

çımoşa papatya.

çımpis gözü başkasının malında veya namusunda olana derler, nazar eden, göz değdiren, gözü herşeyde olan.

çımpisey namusuzluk, pis gözlülük.

çımpıstıkı kaykerdenı-kaykerdış çımpıstık oynunu oynamak.

çımpıstıkı ebe olanın gözleri mendil ile kapatıp oynanan bir oyun.

çımqerqaşı kara ve iri gözlü, ela gözlü.

çımra kewtenı-kewtış gözden düşmek.

çımroşn 1-aydın gözlü, 2-göz aydınlığı.

çımroşnayi göz aydınlık.

çımroşt 1-gözaçık, şeytan, 2-aydın.

çımsal korkak, kalleş, fitne, şeytan, namusuz, boyun eğen kişilere denilir.

çımsali korkaklar, şeytanlar, fitneler.

çımsalo korkaktır, fitnedir, şeytandır (eril).

çımsalı korkan, şeytan, fitne (dişil)

çımsefil 1-herşeyden mahrum veya öksüz olanlara derler.

çımsiya 1-kara gözlü, 2-mec; korkusuz, cesur, gözü pek.

çımsiyaye kara gözlü olma durumu.

çımsur bıyayenı-bıyayış gözleri dönmek, çok kızmak.

çımsur 1-korkmayan, gözü pek, gözü kara, 2-kızgın, kızan, gözlerinden ateş fışkıran, 3-kırmızı gözlü.

çımsurey gözü birisini kesmek, ona hakaret etmek, zorbalık yapmak, onu ezmeye çalışmak ve buna benzer.

çımsurinı kerdenı-kerdış çekememek, baskı yapmak, ezmeye çalışmak.

çımteng başkasını çekemeyen, açgözlü, kıskanç, göz darlığı eden, cimri, gözü doymaz.

çımtengey göz darlığı, cimrilik, çekememezlik, kıskançlık.

çımtenginı kıskançlık, cimrilik, göz darlığı.

çımverdox göz koyan, göz bırakan.

çımvete gözü çıkmış.

çımvıradayox göz koyan.

çımzeng 1-korkak, kalleş ve namusuzlara denilir, 2-gözleri mavi ile yeşıl renk arası olanlara, 3-gözleri pas rengini veya sariyi andıranlara denilir.

çımzerd sarı gözlü.

çımıhal ne zaman?.

çımıhal şı ne zaman gitti.

çımıhalên ne zamanın ki.

çımıhalêno ne zamanındır?

çına deştenı-deştış elbise dikmek.

çına deştox elbise diken, terzi.

çına dı elbisede, giyecekte.

çına şıtenı-şıtış elbise yıkamak.

çına şıtox elbise yıkayan.

çına herina elbise aldı.

çına herinayenı-herinayış elbise almak.

çına herinayox elbise alan.

çına ra elbiseden, giyecekten.

çına xoradayenı-xoradayış elbise giymek.

çına xoradayox elbise giyen.

çına xoravetını-vetış elbisesini çıkarmak.

çına elbise, giyecek.

çınacinı kerdenı-kerdış elbisecilik yapmak.

çınacinı elbisecilik.

çınar-çınarı geniş yapraklı, kalın gövdelı uzun ömürlü bir ağaç çeşidı.

çınara neden?.

çınari çınarlar.

çınarlıx çınar ağaçları çok olan yer.

çınarı çınar.

çınay xo da xora elbisesini giydi.

çınay xo vetenı-vetış soyunmak.

çınay xo xoradayenı-dayış elbisesini giymek.

çınay xo xoravetenı-vetış elbisesini çıkarmak.

çınay elbiseler, elbiseleri.

çınaya elbiseyle.

çınayêr-çınayêrı çınar ağacı.

çınayêran çınar ağaçlarını.

çınayêrlıx çınar ormanı.

çınayın elbiseli.

çınêb-çınêbı yoktu.

çınêbeno yok, yokmuş anlamında.

çınêbi yoktu (dişil).

çınêbiyayenı-çınêbiyayış 1-yokluk, olmamak, 2-yok olmak.

çınêbiyayenı-çınêbiyayış yokluk, fakirlik, olmamak, olmamazlık vb.

çınêbo 1-olmasın, olmazsa, 2-bulunmasın.

çınêbyayenı-çınêbyayış yokluk.

çınêbı yoktu (eril).

çınêbıyayê olmasaydı.

çınêbıyayenı-çınêbıyayış yokluk.

çıng sert bir cisimle madeni şeylere vururken çıkan ses.

çınga çınlatı, çıngırdadı.

çıngena çınliyor, çıngırdiyor (dişil).

çıngeno çınliyor, çıngırdiyor (eril).

çıngini vetenı-vetış çınlatmak, çıngırdatmak.

çıngini vıjyayenı-vıjyayış çıngırtı, çınlatma sesini çıkarmak.

çıngini çıngıltı, çınlatma sesi.

çıngnayenı-çıngnayış 1-duyurmak, 2-çınlatmak, 3-yankılamak.

çıngıl küçük üzüm salkımı.

çıngılê küçük bir üzüm salkımı.

çıngılna küçük bir üzüm salkımı daha.

çıngısiya pêser büzüldü, buruştu, kırıştı.

çıngısiya büzüldü, buruştu, üst üste katlandı, kırıştı.

çıngısiyayenı-çıngısiyayış üst üste çekilmek, büzülmek, buruşmak.

çıngısiyayox büzülen, buruşan, üst üste çekilen.

çıngısna buruşturdu, büzdü.

çıngıziyaye 1-buruşmuş olan, 2-yuvarlaklaşmış olan (yılan vb).

çıngıziyaye kırışmış, buruşmuş olan.

çıngıziyayenı-çıngıziyayış kırışmak, buruşmak, büzülmek.

çıngıziyayox büzülmü olan.

çıngıznaye 1-buruşmuş, 2-kırışmış olan.

çıngıznayenı-çıngıznayış 1-buruşturmak, 2-kırıştırmak.

çıngızyaye 1-buruşmuş, 2-kırışmış.

çıngızyayenı-çıngızyayış 1-buruşmak, 2-kırışmak.

çıniya yoktur (dişil).

çıniyo yoktur (eril).

çınya yoktur (dişil).

çınyo (çıniyo) yoktur (eril).

çınıya yoktur (dişil).

çınıyo yoktur (eril).

çıp çıp kenê, qeçeki awı dı çocuklar suda çıp çıp ediyorlar.

çıp çıp suda el ve ayak oynatmak.

çıp 1-bacak, baldır bacak, 2-çırıl, su damlacık sesi.

çıpçıplax bi çırılçıplak oldu (dişil).

çıpçıplax bı çırılçıplak oldu (eril).

çıpçıplax bıyaye çırılçıplak olmuş olan.

çıpçıplax bıyayenı-bıyayış çırılçıplak olmak.

çıpçıplax bıyayox çırılçıplak olan.

çıpçıplax kerde çırılçıplak edilmiş olan.

çıpçıplax kerdenı-kerdış çırılçıplak etmek.

çıpçıplax kerdox çırılçıplak eden.

çıpçıplax çırılçıplak.

çıpçıplaxa çırılçıplaktır (dişil).

çıpçıplaxey çırılçıplaklık.

çıpçıplaxo çırılçıplaktır (eril).

çıpki bir halay oyun çeşidi.

çıplax bıyaye soyunmuş, çıplak olmuş olan.

çıplax bıyayenı-bıyayış soyunmak, çıplak olmak.

çıplax kerde soyulmuş, çıplak edilmiş.

çıplax kerdenı-kerdış soymak, çıplak etmek.

çıplax kerdox soyan, çıplak eden.

çıplax çıplax.

çıplaxa çıplaktır (dişil).

çıplaxê çıplaktırlar.

çıplaxey çıplaklık, soyunmuş olmak.

çıplaxo çıplaktır (eril).

çıpı çıpı mekı çıp çıp etme.

çıpı-çıpı su damlacık sesleri, şarıltı.

çıqa kaça, ne kadara?

çıqnayenı-çıqnayış su vb. şeyleri kökten kesmek, kurutmak, 2-dikleştirip yere çakmak.

çıqrıki (nıhey çıqrıki) cure nohut, zor pişen bir nohut cinsi.

çıqsiya kapkara.

çıqsıpe bembeyaz.

çıqyayenı-çıqyayış 1-su vb. şeylerin kesilip akmaması veya kuruması, 2-dikilip çakılmak, kup kuru olmak.

çıqıkê adıri ateş kıvılcımları.

çıqıkê awı su damlacıkları.

çıqıki erzyayenı-erzyayış 1-damla sıçramak, 2-kıvılcım sıçramak.

çıqıki vetenı-vetış 1-kıvılcım çıkarmak, su sıçratmak.

çıqıki 1-su damlacıkları, 2-ateş vb. şeylerin kıvılcımları.

çıqıkın 1-damlalı, 2-kıvılcımlı.

çıqım çare açık sözlü.

çıqım çareyinı açık sözlülük.

çıqıqi erziyay mı su damlaları sıçradı bana.

çıqıqi erzyayenı-erzyayış 1-damla sıçramak, 2-kıvılcım sıçramak.

çıqıqi vetenı-vetış 1-kıvılcım çıkarmak, su sıçratmak.

çıqıqi 1-su damlacıkları, 2-ateç kıvılcımları.

çır biyo yırtılmış.

çır bıyaye yırtılmış olan.

çır bıyayenı-bıyayış yırtılmak.

çır kerde yırtılmış olan.

çır kerdenı-kerdış yırtmak.

çır kerdox yırtan.

çır 1-yırtma sesi, yırtılma, yırtma, 2-çörtlan.

çıra lamba.

çıracinı lambacılık.

çıralıx pirlere verilen hediye.

çıranıkan olukları.

çıranıkana awa bana yena war su oluklarından damların suyu aşağı iner

çıranıkana oluklarla.

çıranıkı dam su oluğu.

çıranıkın oluklu (su oluğu).

çırax (Far) zanaat öğrenmek için bir ustanın yanında çalışan kimse.

çırax bı 1-çıraktı, 2-çırak oldu.

çırax bıyayenı-bıyayış çırak olmak.

çıraxa çıraktır (dişil).

çıraxcinı çırakcılık.

çıraxê bir çırak.

çıraxey kerdenı-kerdış garsonluk, çıraklık etmek.

çıraxey çıraklık.

çıraxeya çıraklıkla.

çıraxinı kerdenı-kerdış garsonluk, şegırtlık, çıraklik etmek.

çıraxinı çıraklık.

çıraxlıxey çıraklık.

çıraxna bir çırak daha.

çıraxo çıraktır (eril).

çıraye otlatılmış olan.

çırayenı-çırayiş otlamak.

çıraynay bi otlatmıştılar.

çıraynaye otlatılmış olan.

çıraynayê otluyorlardı.

çıraynayenı-çıraynayış otlatmak.

çıraynayox otlatan.

çıraynena otlatiyor (dişil).

çıraynenê otlatiyorlar.

çırayneno otlatiyor (eril).

çırayneyay otlandılar.

çırayın lambalı.

çırbêtı bir üzüm cinsi.

çırçi bıyaye kırışmış olan.

çırçi bıyayenı-bıyayış kırışmak.

çırçi kerde kırıştırılmış olan.

çırçi kerdenı-kerdış kırıştırmak.

çırçi kerdox kırıştıran.

çırçi kırışık, kırışma, kırışlık.

çırçna kırıştırdı.

çırçnaye 1-kırışmış, 2-buruşmuş olan.

çırçnayenı-çırçnayış 1-buruşturmak, 2-kırıştırmak.

çırçnayox 1-kırıştıran, 2-buruşturan.

çırçya bı kırışmıştı.

çırçyaye kırışmış olan.

çırçyayenı-çırçyayış kırışmak.

çırçıle en çok ağaç kovukları duvar delik ve çatlaklarında yaşayıp, sonbahar ve kışın ortya çıkıp, en çok geceleri ötüp çır çır sesini çıkaran bir böcek.

çırçın kırışmış olan, kırışık.

çırçıplaq bı çırılçıplak oldu.

çırçıplaq bıyaye çırılçıplak olmuş olan.

çırçıplaq bıyayenı-bıyayış çırılçıplak olmak.

çırçıplaq bıyayox çırılçıplak olan.

çırçıplaq kerde çırılçıplak edilmiş olan.

çırçıplaq kerdenı-kerdış çırılçıplak etmek.

çırçıplaq çırılçıplak.

çırçıplax bı çırılçıplak oldu.

çırçıplax bıyaye çırılçıplak olmuş olan.

çırçıplax bıyayenı-bıyayış çırılçıplak olmak.

çırçıplax bıyayox çırılçıplak olan.

çırçıplax kerde çırılçıplak edilmiş olan.

çırçıplax kerdenı-kerdış çırılçıplak etmek.

çırçıplax çırılçıplak.

çırçıya bı kırışmıştı.

çırçıyayo kırışmış.

çırê kı mı va ben söylediğim için.

çırê kı 1-çünkü, 2-niçin.

çırê niyame neden gelmedi?

çırê to mı rê nêva neden bana söylemedin?

çırê to nanê xo nêwerd niçin sen yemeğini yemedin?

çırê tı kewti a ray niye sen yolla düştün?

çırê tı nêşi neden sen gitmedin?

çırê neden, niye, niçin?

çıri amê yardım geldi.

çıri amyayenı-amyayış yardım gelmek, yardım yetişmek.

çıri niyamê yardım gelmedi.

çıri pawıtenı-pawıtış yardım beklemek, arka çıkılmayı ummak.

çıri pawıtox yardım bekleyen, arka çıkılmasını isteyen.

çıri ra amyayenı-amyayış yardıma gelmek.

çıri ra şiyaye yardıma koşmuş, gitmiş olan.

çıri ra şiyayenı-şiyayış yardıma gitmek, yardıma koşmak.

çıri ra şiyayox yardıma giden, koşan.

çıri 1-su şarıltısı, 2-yardıma gitme, yardıma koşma, kavgada olan birine arka çıkma, 3-keklikin çıkardığı ses.

çıriş bıyaye çirişlenmiş olan.

çıriş bıyayenı-bıyayış tutkallanmak, çirişlenmek.

çıriş kerde çirişlenmiş olan.

çıriş kerdenı-kerdış yapıştırmak, çırişlemek.

çıriş kerdox çirişleyen.

çıriş 1-çıriş otunun kökünün öğütülmesiyle yapılan ve su ile karılarak tutkal gibi kullanılan esmer, sarı bi toz, 2-yapıştırmak, yapıştırıcı.

çırişcinı kerdenı-kerdış çirişcilik yapmak.

çırişcinı kerdox çirişcilik yapan.

çırişcinı çirişcilik.

çırişın çırişlı.

çıring atılan tokatın sesi veya tokatın çıkardığı ses.

çıringayenı-çıringayış 1-çınlamak, 2-şap sesini, tokat sesini çıkarmak.

çıringi cı ra vetı çıring sesini çıkrdı (birini tokatlayarak çıkan tokat sesi).

çıringi vetenı-vetış çıring sesini çıkarmak.

çıringi atılan tokatın sesi.

çırkef (Far) pis ve bulanık su, mec: iğrenç kimse.

çırkef bı çirkefti.

çırkef bıyayenı-bıyayış çirkef olmak.

çırkefa çirkeftir (dişil).

çırkefey çirkeflik.

çırkefinı kerdenı-kerdış çirkeflik yapmak.

çırkefinı çirkeflik.

çırkefo çirkeftir (eril).

çırkefın çirkeflı.

çırkin bı çirkindi.

çırkin bıyaye çirkin olmuş olan.

çırkin bıyayenı-bıyayış çirkin olmak, nahoş olmak.

çırkin hoş olmayan, güzel karşıtı, ayıp sayılan.

çırkina çirkindir (dişil).

çırkiney çirkinlik.

çırkineya xo çirkinliğini, ayıbını.

çırkino çirkindır (eril).

çırmış biyaye çürümüş olan.

çırmış biyayenı-biyayış çürümek.

çırmış bı çürüdü.

çırmış kerde çürütülmüş olan.

çırmışna çürütü.

çırmışnaye çürütülmüş olan.

çırmışnayenı-çırmışnayış çürütmek.

çırmışnayox çürüten.

çırmışnenê çürütüyorlar.

çırmışya bı çürümüştü.

çırmışyayenı-çırmışyayış çürümek.

çırmışyayo çürümüş.

çırna bı yırtmıştı.

çırna pa değdirdi.

çırna yırtı.

çırnaye yırtılmış olan.

çırnayenı-çırnayış yırtmak.

çırnayo yırtmış.

çırnayox yırtan, yırtıcı.

çırnena yırtiyor (dişil).

çırnenê yırtiyorlar.

çırneno yırtiyor (eril).

çırpci badanacı.

çırpcinı kerdenı-kerdış badanacılık yapmak.

çırpcinı kerdox badanacılık yapan.

çırpcinı badanacılık.

çırpê dı erd ra hewada bir seferde yerden kaldırdı.

çırpê dı hol bı xoser bir kerede üstüne hopladı.

çırpê dı werzana u da erd ro bir seferde kaldırdı ve yere vurdu.

çırpê dı xo eşt ser bir seferde kendini üstüne attı.

çırpê dı bir seferde, bir sıçramada, bir dalmada, anide.

çırpê aniden, birden bire, bir sefer, bir kere, bir an.

çırpeno 1-çırpiyor, 2-sirkeliyor, 3-suda terpenme ve hareket etme durumu.

çırpi çalı çırpı.

çırpiya 1-çırpındı, 2-sirkelendi,

çırpna bı sirkelemişti.

çırpna 1-sirkeledı, 2-çırptı.

çırpnaye sirkelenmiş olan, çırpılmış olan.

çırpnayenı-çırpnayış 1-sirkelemek, 2-çalkalamak, 3-çırpmak.

çırpnayox 1-sirkeleyen, 2-çırpan.

çırpnena sirkeliyor, devşiriyor (dişil).

çırpneno sirkeliyor, devşiriyor (eril).

çırpra (çırpıra) badanadan.

çırpya bı sirkelenmişti.

çırpya sirkelendi.

çırpyaye sirkelenmiş olan.

çırpyayenı-çırpyayış sirkelenmek.

çırpı kerde badana edilmiş olan.

çırpı kerdenı-kerdış kireçlemek, badana yapmak.

çırpı kerdox badanalayan.

çırpı 1-badana, 2-yakacak, çalı çırpı, 3-dal, budak kırpıntısı, 4-kireç veya badana yapımında kullanılan beyaz toprak.

çırpına bı 1-çırpmıştı, 2-sirkelemişti.

çırpına sirkeledi.

çırpınaye sirkelenmiş, devşirilmiş olan.

çırpınayenı-çırpınayış sirkelemek, devşirmek, çırpmak.

çırpınayox sirkeleyen, devşiren.

çırpınenê sirkeliyorlar, çırpiyorlar.

çırpınena çırpiyor, sirkeliyor (dişil).

çırpıneno sirkeliyor, devşiriyor (eril).

çırpınti çalı çırpı, dal budak.

çırpıyayenı-çırpıyayış çırpılmak, sirkelenmek.

çırr 1-su oluku, 2-şelale, 3-yukardan akıp düşen suyun çıkardığı ses, 4-yırtılma, yırtma, yırtma sesi.

çırri 1-akarsu sesi, 2-yardıma koşma, arka çıkmaya gitme.

çırrr çırrı oyununda bir oyuncuyu yakarken söylenir.

çırrı kaykerdenı-kaykerdış çırrı oynunu oynamak.

çırrı kaykerdox çırrı oynunu oynayan kimse.

çırrı kerde çırrı oyununda yanmış olan.

çırrı bir oyun çeşidı.

çırrıkı oluk, damların üstündeki suyu aşağı döken küçük su kanalı.

çırtan 1-çörtlen, 2-şelalenin küçüğü, çağlayan, 3-oluk, ağaç oluk, 4-damların suyunu akıtmaya yarayan su oluğu.

çırtanın oluklu (su oluğu).

çırtık-çırtıki damla, damlama.

çırtık-pırtık oynaşma-kaynaşma, kıvırma, göbek atma.

çırtık 1-sıçrayan su taneleri, damlaları, damlacık, 2-zıplama, sevinçten ne yaptığını bilemek, oynayıp zıplamak.

çırtıki day xo oynayıp zıplayanlara denilir.

çırtıki göbek atmak.

çırug bıyaye çürükleşmiş olan.

çırug bıyayenı-bıyayış 1-çürük olmak, 2-gevşek olmak, güvenilmemek.

çırug dı çürükte.

çırug ra çürükten.

çırug vet çürük çıktı, çürüğe kendini çıkardı.

çırug vetenı-vetış çürük çıkarmak, çürüğe ayırmak..

çırug 1-boşuna, nafile, 2-çürük.

çıruga çürüktür, boştur, boşunadır (dişil).

çırugey çürük olma durumu.

çırugeya cı çürüklüğünü.

çırugina cı vetı werte çürüklüğünü çıkardı ortaya.

çıruginı çürük olama durumu, güvenememek.

çırugo çürüktür, boştur, boşunadır (eril).

çırus uzaktan ışıldayıp yanıp sönen ışık.

çırusyayenı-çırusyayış uzaktan ışıldayıp yanıp sönmek.

çırusış uzaktan ışıldayıp, yanıp sönmek.

çırusık uzaktan ışıldayıp yanıp sönen ışık, nur.

çırya bı yırtılmıştı.

çıryayê yırtıliyordu.

çıryaye yırtılmış olan.

çıryayenı-çıryayış yırtılmak.

çıryayo yırtılmış.

çırı (bırı) iki taraf arasında oynanan kovalama ve yakalama oyunu.

çırışiya buruştu, kırıştı.

çırışiyaye buruşmuş, kırışmış olan.

çırışiyayenı-çırışiyayış buruşmak, kırışmak.

çırışiyayo buruşmuş, kırışmış.

çırışna bı buruşturmuştu, kırıştırmıştı.

çırışna buruşturdu, kırıştırdı.

çırışnaye buruşmuş, kırışmış olan.

çırışnayenı-çırısnayış buruşturmak, kırıştırmak.

çırışnayox buruşturan, kırıştıran.

çırışnena buruşturuyor, kırıştıriyor (dişil).

çırışneno buruşturuyor, kırıştıriyor (eril).

çırışya bı buruşmuştu, kırışmıştı.

çırık dam sularını akıtmaya yariyan oluk.

çırısiya buruştu, kırıştı.

çırısiyaye buruşmuş, kırışmış olan.

çırısiyayenı-çırısiyayış buruşmak, kırışmak.

çırısiyayo buruşmuş, kırışmış.

çırısna bı buruşturmuştu, kırıştırmıştı.

çırısna buruşturdu, kırıştırdı.

çırısnaye buruşmuş, kırışmış olan.

çırısnayenı-çırısnayış buruşturmak, kırıştırmak.

çırısnayox buruşturan, kırıştıran.

çırısnena buruşturuyor, kırıştıriyor (dişil).

çırısneno buruşturuyor, kırıştıriyor (eril).

çırısya bı buruşmuştu, kırışmıştı.

çırıya (çıriya) yırtıldı.

çıt nêvetenı-nêvetış ses çıkarmamak, çıt etmemek.

çıt nêvezeno çıt çıkarmiyor, ses etmiyor.

çıt çift.

çıta bıyaye çitalanmış olan.

çıta bıyayenı-bıyayış çitalanmak.

çıta kerde çitalanmış olan.

çıta kerdenı-kerdış çitalamak.

çıta kerdox çitalayan.

çıta 1-çita, 2-çiftir.

çıtacinı kerdenı-kerdış çitacılık yapmak.

çıtacinı çitacılık.

çıtana bir çita daha.

çıtayana çitalarla.

çıtayê bir çita.

çıtayın çitalı.

çıtçıt kerde çıtçıtlanmış olan.

çıtçıt kerdenı-kerdış çıtçıtlamak.

çıtçıt kerdox çıtçıtlayan.

çıtçıt çıtçıt düğmesi.

çıtçıtcinı kerdenı-kerdış çıtçıtcılık yapmak.

çıtçıtcinı çıtçıtcılık.

çıtçıti çıtçıtlar.

çıtçıtı üzerinde dikili bulundukları şeyin iki kenarını üst üste getirerek birleştirmeye yarayan metal döğme.

çıtçıtın çıtçıtlı.

çıtê bewrani bir çift güvercin.

çıtê bir çift.

çıte doğranmış ağaç parçası, çita.

çıtewr ahlaqo ne biçim ahlaktır?

çıtewr hereket keno ne biçi hareket ediyor?

çıtewr merdımo ne biçim adamdır?

çıtewr ne biçim, nasıl?.

çıtewrêno ne biçimdir, nasıldır?.

çıtmana çiftelerle, tekmelerle.

çıtme eştenı-eştış çifte atmak, sıçriyarak tekmiklemek (at vb. hayvanlarda).

çıtme eştox çifte atan.

çıtme çift atlama, çifte, çifte atma.

çıtmena bir çifte daha, bir tekme daha.

çıtmeyê da pıro bir çifte vurdu (at vb. hayvanlarda).

çıtmeyê bir çifte, bir tekme.

çıtmeyın çifteli, tekmikli.

çıtpıt kerde 1-çıtçıtlanmış olan, 2-zımbalamış olan.

çıtpıt kerdenı-kerdış 1-çıtçıtlamak, 2-zımpalamak, 3-fısıldanmak, kendi kendine konuşmak.

çıtpıt kerdox 1-çıtçıtlayan, 2-zımbalayan, 3-fısıldayan, kendi kendine konuşan.

çıtpıt 1-biri alta biri üste gelip bastırılarak kapanan döğme, 2-zımba, raptiye, 3-fısıldanma.

çıtpıtcinı kerdenı-kerdış çıtçıtcılık yapmak.

çıtpıtcinı çıtçıtcılık.

çıtpıti 1-çıtpıtlar, çıtçıtlar, 2-zımbalar, 3-raptiye.

çıtpıtı mekerê fısıldamayın, kendi kendinize konuşmayın.

çıtpıtın çıtçıtlı.

çıtur ame nasıl geldi?

çıtur bı nasıl oldu?

çıtur şı karê to işin nasıl gitti?

çıtur şı nasıl gitti?

çıtur nasıl?

çıtura nasıldır (dişil)?

çıturê nasılsın?

çıturiyo nasıldır?

çıturo nasıldır (eril)?

çıtür (seni) nasıl?

çıtür ame nasıl geldi?

çıtür bı nasıl oldu?

çıtür şı karê to işin nasıl gitti?

çıtür şı nasıl gitti?

çıtüra nasıldır (dişil)?

çıtürê nasılsın?

çıtüriyo nasıldır?

çıtüro nasıldır (eril)?

çıtı amyayenı-amyayış çift gelmek (zar vb. şeylerde).

çıtı ardenı-ardış 1-ikiz getirmek, 2-çift getirmek (zar vb).

çıtı ardı çift getirdi (zar vb. şeylerde).

çıtı 1-çift, bir çift., 2-ikiz, 3-ses etmemek, sesiz kalmak, çıt çıkarmamak.

çıtıl ame nasıl geldi?

çıtıl bı nasıl oldu?

çıtıl şı karê to işin nasıl gitti?

çıtıl şı nasıl gitti?

çıtıl nasıl.

çıtıla nasıldır (dişil)?

çıtılê nasılsın?

çıtıliyo nasıldır?

çıtılo nasıldır (eril)?

çıv zikzak, viraj.

çıvi day xo zikzaklı koşmak, sağa sola kıvırmak.

çıvi xo dayenı-dayış zikzaklı koşma.

çıvi xo dayenı-dayış zikzaklı koşmak.

çıvi koşarken sağa sola kıvırmak, koşmak, zikzak yapmak.

çıvit boyağ.

çıvit kerdenı-kerdış boyamak.

çıvitın boyalı.

çıwal bıyayenı-bıyayış çuvala konulmuş olmak

çıwal kerde çuvala doldurulmuş olan.

çıwal kerdenı-kerdış çuvala doldurmak.

çıwal kerdox çuvala dolduran.

çıwal çuval.

çıwalan çuvalları.

çıwalduzı (goçinı) çuvaldız.

çıwalê bir çuval.

çıwali çuvallar.

çıwalın çuvallı.

çıwan sopaları.

çıwana sopalarla.

çıwe kerde sopalanmış olan, sopa yiyen.

çıwe kerdenı-kerdış sopalamak.

çıwe kerdox sopalayan.

çıwe pırodayenı-pırodayış sopa vurmak, sopalamak.

çıwe sopa.

çıwecinı kerdenı-kerdış sopacılık yapmak.

çıwecinı sopacılık.

çıwext do biro ne zaman gelecek?

çıwext ne zaman?

çıwextnayo ne zamandandır?

çıwextrayo ne zamandandır?

çıwey sopalar.

çıweya da pıro sopayla vurdu.

çıweya kes dano dewariro sopa ile insan davarlara vurur.

çıweya sopayla.

çıweyê bir sopa.

çıweyın sopalı.

çıwi biya sopayı getir.

çıx (Tr) çığ, dağın bir noktasından kopuk yuvarlanan kar kümesi.

çıx kewtenı-kewtış çığ düşmek.

çıxiz bıyaye çızik olmuş olan.

çıxiz bıyayenı-bıyayış çığiz olmak.

çıxiz dı çizgide.

çıxiz kerde çizgilenmiş olan.

çıxiz kerdenı-kerdış çizmek, çizgilemek.

çıxiz kerdox çizgileyen.

çıxiz ra çizgiden.

çıxiza çizgiyle.

çıxizana çizgilerle.

çıxizê bir çizgi.

çıxizna bir çizgi daha.

çıxizı kerdenı-kerdış çizmek, çizgi çekmek.

çıxizı çizgi, hat.

çıxizın çizikli, hatlı.

çıxı bındı mendenı-mendış çığın altında kalmak.

çıxı bındı mendox çığın altında kalmış olan.

çıxın kerdenı-kerdış çıkınlamak.

çıxın çıkın.

çıxına xo kerdı pırı çıkınını doldurdu.

çıxınana çıkınlarla.

çıxının çıkınlı.

çıxır (Tr) çığın kar üzerinde açtığı iz.

çıxır akerdenı-akerdış çığ açmak.

çıxır akerdox çığır açan kimse.

çıxır akerdı karda yol açtı.

çıxır karda yol açmak veya karda açılıp herkesin takip edip yürüdüğü yol.

çıxırı akerdenı-akerdış karda yol açmak.

çıxırın çığırlı.

çıyê bir şey.

çıyêdê xo bir şeyini.

çıyêndê mı benim bir şeyim.

çıyêndê xo bir şeyini.

çıyo kı to ard getirdiğin eşya.

çıyo eşyadır, bir şeydir.

çızayê cızıldiyordu.

çızayenı-çızayış çızırdatma.

çıze (çıje) meme.

çıze antenı-antış meme çekmek, süt emmek.

çıze dayenı-dayış meme vermek.

çıze lawnayenı-lawnayış meme emzirtmek.

çıze lawnayox meme veren, emzirten.

çızeno cızıldiyor.

çızey şıti süt memeleri.

çızey memeler.

çızeyın memeli.

çızi yanan veya kızartılan ettin sesi.

çızini kerdenı-kerdış cızcız etmek.

çızini et, can vb. şeylere kızgın bir şey değdiğinde çıkan ses.

çızık meme.

çızık dayenı-dayış meme vermek, emzirmek.

çızvız cizviz. kızartı vb. şeylerin kızartma sesi.

çızvıza no kar nêbeno cızvız ile bu iş olmak.

çızvızı mekı cızvız etme.

çızzi 1-sızlama, 2-fare vb. hayvanların incinirken çıkardıkları ses.

çızı çıza cı bi cızıltısiydi.

 

 

 

 

çi berd ser eşyayı götürdü üste.

çi berd eşya götürdü.

çi berdenı-berdış eşya götürmek.

çi berdox eşya götüren

çi di eşya gördü.

çi dı eşyada.

çi şımıtenı-şımıtışi içme eşyası, içecekler.

çi karıtenı-karıtış ekim eşyası, eşya ekmek, sebze vs.

çi karıtox ekim yapan.

çi keyi ev eşyası.

çi mi eşya-meşya, öteberi.

çi mı eşyam.

çi ra çi eşyadan eşyaya, şeyden şeye.

çi ra eşyadan.

çi rotenı-rotışi satma eşyası, satlık.

çi rotox eşya satan.

çi teberi dış eşya.

çi to senin eşyan.

çi waştenı-waştış eşya istemek.

çi waştox eşya isteyen.

çi werdenı-werdışi yemek eşyaşı.

çi werdi yiyecek eşyası.

çi xoradayenı-xoradayışi giyim eşyası.

çi zeri 1-iç eşyası, ev içi eşyası, 2-o memlekete çıkan eşya.

çi nesne, şey, eşya vb.

çiçeg-çiçegı (vıllık) çiçek.

çiçegan dı çiçeklerde.

çiçegan ra çiçeklerden.

çiçegana çiçeklerle.

çiçegcinı kerdenı-kerdış çiçekcilik yapmak.

çiçegcinı çiçekcilik.

çiçegcılıxey çiçekcilik.

çiçegê bir çiçek.

çiçegey 1-çiçekcilik, 2-temiz olma işi.

çiçegi arêkerdenı-arêkerdış çiçek toplamak.

çiçegi arêkerdox çiçek toplayan.

çiçegi karıtenı-karıtış çiçek ekmek.

çiçegi karıtox çiçek eken.

çiçegi çiçekler.

çiçeginı çiçekçilik.

çiçeglıx çiçeklik.

çiçegna bir çiçek daha.

çiçegxane çiçeklik, çiçekhane.

çiçegı çiçek.

çiçegın çiçekli.

çiçegını çiçekli olma durumu.

çiçek çiçek.

çiçekan dı çiçeklerde.

çiçekan ra çiçeklerden.

çiçekana çiçeklerle.

çiçekcinı kerdenı-kerdış çiçekcilik yapmak.

çiçekcinı çiçekcilik.

çiçekcılıxey kerdenı-kerdış çiçekcilik yapmak.

çiçekcılıxey kerdenı-kerdış çiçekcilik yapmak.

çiçekcılıxey çiçekcilik.

çiçekê bir çiçek.

çiçekey 1-çiçekcilik, 2-temiz olma işi.

çiçeki arêkerdenı-arêkerdış çiçek toplamak.

çiçeki arêkerdox çiçek toplayan.

çiçeki karıtenı-karıtış çiçek ekmek.

çiçeki karıtox çiçek eken.

çiçeki çiçekler.

çiçeklıx çiçeklik.

çiçekna bir çiçek daha.

çiçekxane çiçeklik, çiçekhane.

çiçekın çiçeli.

çiçekıni çiçekli olma durumu.

çidê to dı senin eşyalarında.

çido biro eşyalar gelecek, gelecekmi?

çig çığ, pişmemiş veya az pişmiş, ham.

çik-çikı kıvılcım, zere, zerecik.

çika adıri ateş kıvılcımı.

çikana kıvılcımlarla.

çikê zere kadar.

çiki rıjnayenı-rıjnayış kıvılcım saçmak.

çiki vetenı-vetış kıvılcım çıkarmak.

çiki vetox kıvılcım çıkaran.

çiki vıjyay kıvılcım çıktı.

çiki kıvılcımlar, ateş zerecikleri.

çiklet (Fr) şekerli ve kokulu sakız.

çikna bir kıvılcım daha.

çikundır şeker pancarı.

çikündır şeker pancarı.

çikı dayenı-dayış 1-cesaret vermek, 2-kıvılcım saçmak, vermek.

çikı tey çıniya cesaret kendisinde yoktur.

çikı to dı çıniya sende zere kadar yürek yoktur.

çikı vılla kerdenı-kerdış kıvılcım saçmak.

çikı to dı esta sende yürek vardır?.

çikı 1-kıvılcım, 2-mec: yürek, cesaret.

çikın kıvılcımlı.

çikına kıvılcımlıdır (dişil).

çikıno kıvılcımlıdır (eril).

çil sarı, sarı ile kırmızı arası, çil.

çilanqo kaykerdenı-kaykerdış çilanko  oynunu oynamak.

çilanqo kaykerdox çilanko oynunu oynayan kimse.

çilanqo sopalarla oynanan bir oyun türü.

çile (Far) zahmet, sıkıntı, eziyet, ızdırap.

çile ante çile çekmiş olan.

çile antenı-antış çile çekmek.

çile antox çile çeken.

çile diyayenı-diyayış çile çekmek, dert görmek.

çile diyayox çile görmüş olan.

çile dı çilede.

çile onte çile çekmiş olan.

çile ontenı-ontış çile çekmek.

çile ontox çile çeken.

çile pa da antenı-antış kendisine çile çektirdi.

çile ra vetenı-vetış çileden çıkarmak.

çileg-çilegı çilek.

çilegana çileklerle.

çilegci çilekçı.

çilegcinı kerdenı-kerdış çilekçilik yapmak.

çilegcinı çilekçilik.

çilegê bir çilek.

çilegi çilekler.

çilegna bir çilek daha.

çilegın çilekli.

çilek-çilekı çilek.

çilek çilek.

çilekana çileklerle.

çilekci çilek yetiştiren veya satan.

çilekcinı kerdenı-kerdış çilekçilik yapmak.

çilekcinı çilekçilik.

çilekê bir çilek.

çilekêş (Far) birçok sıkıntılı ve üzüntülü durumlara düşmüş olan kimse.

çilekêşey çilekeş olma durumu.

çilekêşini çilekeşlik.

çileki çilekler.

çilekna bir çilek daha.

çilekwan çilek yetiştiren veya satan kimse.

çilekwaney çilekçilik.

çilekın çilekli.

çilena bir çile daha.

çilera çileden.

çilew ante çile çekmiş olan.

çilew antenı-antış çile çekmek.

çilew antox çile çeken.

çilew diyayenı-diyayış çile çekmek, dert görmek.

çilew diyayox çile görmüş olan.

çilew dı çilede.

çilew onte çile çekmiş olan.

çilew ontenı-ontış çile çekmek.

çilew ontox çile çeken.

çilew pa da antenı-antış kendisine çile çektirdi.

çilew ra vetenı-vetış çileden çıkarmak.

çilew çile.

çilewa çileyle.

çilewê bir çile.

çilewna bir çile daha.

çilewra çileden.

çilewın çileli.

çilewına çilelidir (dişil).

çilewıno çilelidir (eril).

çilewını çileli (dişil).

çiley sarı ile kırmızı arası.

çileya çileyle.

çileyê bir çile.

çileyın çileli.

çileyına çilelidir (dişil).

çileyıno çilelidir (eril).

çileyını çileli (dişil).

çillo willo kerdenı-kerdış kuru karabalık yapmak.

çillo willo kerdox kuru karabalık yapan.

çillo willo mekı kuru karabalık etme.

çillo willo çillo villo, kuru karabalık.

çillo willoya kuru karabalıkla.

çillo-willo

çilmış gözün kabuk bağlaması.

çilo çillidir.

çilsiya kapkara.

çilsur kıpkırmızı.

çilsıpe bembeyaz.

çilına çilidir (dişil).

çilıno çillidir (eril).

çilını çilli olma durumu.

çim karıtenı-karıtış çim ekmek.

çim karıtox çimleyen, çik eken.

çim kerde çimlemiş olan.

çim kerdenı-kerdış çimlemek.

çim kerdox çimleyen.

çim park ve bahçelerde yetiştirilen çok yıllık bir ot, bitki.

çima çimle.

çimana çimlerle.

çimayê yüzüyordu.

çimcinı kerdenı-kerdış çimcilik yapmak.

çimcinı çimcilik.

çimê hewşi havlunun çimı.

çimen yetişmiş çim.

çimena 1-çimlidir, çimle, 2-yüzüyor (dişil).

çimeno 1-çimlidir, 2-yüzüyor.

çimento (Ìt) çimento.

çimento dı çimentoda.

çimento ra çimentodan.

çimentoci çimento satan veya yapan kimse.

çimentocinı kerdenı-kerdış çimentoculuk yapmak.

çimentocinı çimentoculuk.

çimentoya çimentoyla.

çimentoyın çimentolu.

çimentoyıno çimentoludur.

çimi çimler.

çimte yüzmüş olan.

çimtenı-çimtış 1-biçmek, 2-çimlemek, 3-yüzmek.

çimın çimli.

çina biya başka bir şey gettir.

çina bı 1-biçmişti, 2-başka bir şeydi.

çina çıniyo başka bir şey yok.

çina 1-biçti, 2-başka bir şey, 3-yoktur (dişil).

çinaki biya başka bir şey gettir.

çinaki başka bir şey.

çinayayenı-çinayayış biçilmek, biçmek.

çinaye bı biçilmişti.

çinaye biçilmiş olan.

çinayê biçiyordu.

çinayenı-çinayış biçmek.

çinayeyo biçilmiştir.

çinayo 1-biçmiş, 2-başka bir şeydir.          

çinayox biçen, biçici.

çinayoxana biçenlerle, biçicilerle.

çinayoxi biçenler, biçiciler.

çinemı biçiyoruz, kesiyoruz.

çineno 1-biçiyor, sövüyor.

çineyayo biçilmiş.

çingilın küçük salkımlı.

çingıl 1-küçük üzüm salkımı, 2-az miktarda.

çingılê engurı bir salkım üzüm.

çingılê küçük bir salkım.

çingılos derin ve dibi görünmeyen.

çini (Far) duvarları kaplama veya süsleme için kullanılan fayans.

çinicı çinici.

çinicılıxey çinicilik.

çiniyın çinili.

çinko (Ìt) bir element adı ve bu elementen yapılan.

çinko dı çinkoda.

çinko ra çinkodan.

çinkocinı kerdenı-kerdış çinkoculuk yapmak.

çinkocinı kerdox çinkoculuk yapan.

çinkocinı çinkoculuk.

çinkona bir çinko daha.

çinkoyın çinkolu.

çino yok, yoktur.

çinyayenı-çinyayış biçilmiş olmak, biçilmek.

çinyo yok, yoktur.

çinıcina çinicilikle.

çinıcinı kerdenı-kerdış çinicilik yapmak.

çinıcinı çinicilik.

çinıciya çinicidir (dişil).

çinıciyey çinicilik.

çinıciyo çinicidir (eril).

çip vıran çıplak bacak.

çip bacak, baldır bacak.

çipan dı bacaklarda.

çipana bacaklarla.

çipçiplax bi çırılçıplak oldu (dişil).

çipçiplax bı çırılçıplak oldu (eril).

çipçiplax bıyaye çırılçıplak olmuş olan.

çipçiplax bıyayenı-bıyayış çırılçıplak olmak.

çipçiplax bıyayox çırılçıplak olan.

çipçiplax kerde çırılçıplak edilmiş olan.

çipçiplax kerdenı-kerdış çırılçıplak etmek.

çipçiplax kerdox çırılçıplak eden.

çipçiplax çırılçıplak.

çipçiplaxa çırılçıplaktır (dişil).

çipçiplaxey çırılçıplaklık.

çipçiplaxo çırılçıplaktır (eril).

çipi bacaklar, çıplak bacaklar.

çiplax bıyaye soyunmuş, çıplak olmuş olan.

çiplax bıyayenı-bıyayış soyunmak, çıplak olmak.

çiplax kerde soyulmuş, çıplak edilmiş.

çiplax kerdenı-kerdış soymak, çıplak etmek.

çiplax kerdox soyan, çıplak eden.

çiplax çıplax.

çiplaxa çıplaktır (dişil).

çiplaxê çıplaktırlar.

çiplaxey çıplaklık, soyunmuş olmak.

çiplaxo çıplaktır (eril).

çipın bacaklı, uzun bacaklı.

çiq-çiqı kıvılcım, zere, zerecik.

çiq siyah beyaz karışımı.

çiqa adıri ateş kıvılcımı.

çiqana kıvılcımlarla.

çiqê zere kadar.

çiqi rıjnayenı-rıjnayış kıvılcım saçmak.

çiqi vetenı-vetış kıvılcım çıkarmak.

çiqi vetox kıvılcım çıkaran.

çiqi vıjyay kıvılcım çıktı.

çiqi kıvılcımlar, ateş zerecikleri.

çiqna bir kıvılcım daha.

çiqo 1-siyahtır, 2-siyah beyazdır.

çiqolata (Ìt) kakaodan, bazende şeker, süt, fıstık katılan yapılan yiyecek.

çiqolata dı çikolatada.

çiqolata ra çikolatadan.

çiqolatacinı kerdenı-kerdış çikolatacılık yapmak.

çiqolatacinı çikolatacılık.

çiqolatacılıxey çikolatacılık.

çiqolatali çikolatalı.

çiqolatana bir çikolata daha.

çiqolatayê bir çikolata.

çiqolatayın çikolatalı.

çiqolatayıno çikolatalıdır.

çiqsiya simsiyah.

çiqsıpe bembeyaz.

çiqın kıvılcımlı.

çiqına kıvılcımlıdır (dişil).

çiqıno kıvılcımlıdır (eril).

çir biyo yırtılmış.

çir bıyaye yırtılmış olan.

çir bıyayenı-bıyayış yırtılmak.

çir kerde yırtılmış olan.

çir kerdenı-kerdış yırtmak.

çir kerdox yırtan.

çir 1-kurutulmuş kayısı meyvesi, 2-cüre bir keklik cinsi, 3-kumaş vb. şeyleri yırtarken çıkan ses, yırtma sesi, yırtılma, yırtma.

çirê mışmışan kaysıların kurutulmuşu.

çiri kerdenı-kerdış çir yapmak, kurutmak.

çiri 1-çir, kayısı, erik, zerdali gibi meyvelerin kurusu, 2-yırtılma sesi.

çirini kerdenı-kerdış gıcırdamak.

çirini gıcırdama.

çiriya (çıriya) yırtıldı.

çirkef (Far) pis ve bulanık su, mec: iğrenç kimse.

çirkef bı çirkefti.

çirkef bıyayenı-bıyayış çirkef olmak.

çirkefa çirkeftir (dişil).

çirkefey çirkeflik.

çirkefinı kerdenı-kerdış çirkeflik yapmak.

çirkefinı çirkeflik.

çirkefo çirkeftir (eril).

çirkefın çirkeflı.

çirkin bı çirkindı (eril).

çirkin bıyayenı-bıyayış çirkin olmak, çirkinleşmek.

çirkin 1-göze ve kulağa hoş gelmeyen, güzel karşıtı, 2-yakışık almayan.

çirkina çirkindir (dişil)

çirkiney çirkinlik.

çirkino çirkindır (eril).

çirkinı bi çirkindi (dişil).

çirna bı yırtmıştı.

çirna yırtı.

çirnabı yırtmıştı.

çirnaye bı yırtıktı.

çirnaye yırtılmış olan.

çirnayenı-çirnayış yırtmak.

çirnayo yırtmış.

çirnayox yırtan, yırtıcı.

çirnayoxi yırtanlar, yırtıcılar.

çirnena yırtiyor (dişil).

çirnenê yırtiyorlar.

çirneno yırtiyor (eril).

çirneyaye yırtılmış, yırtılmış olan.

çirneyayo yırtılmış.

çirq şakırdı sesi, yıldırım sesi.

çirqini gıcırdama.

çirqnayenı-çirqnayış gıcırdatmak.

çirr 1-çir, kurutulmuş meyve, 2-kumaş vb. şeyleri yırtarken çıkan ses, yırtma sesi, 3-kekliğin cure yavrusu.

çirri kurutulmuş kayısı veya erik.

çirya bı yırtılmıştı.

çiryayê yırtıliyordu.

çiryaye yırtılmış olan.

çiryayenı-çiryayış yırtılmak.

çiryayeyo yırtıktır.

çiryayo yırtılmış.

çirı çira cı 1-yırtılma sesi, 2-gıcırdaması.

çirı çirı kerdenı-kerdış 1-gıcırdatmak, 2-yırtılma sesi.

çirı çirı 1-yırtılma sesi, 2-gıcırdama sesi.

çiser eşya üzerine.

çistok parmak çekme.

çistoki antenı-antış parmak çekmek.

çistoki anti qena göte parmak çekti.

çit antenı-antış çit çekmek.

çit antox çit çeken, çitleyen.

çit kerde 1-çitlenmiş olan, 2-başına yazma örtülen.

çit kerdenı-kerdış 1-çitlemek, 2-başına çit çekmek.

çit kerdox 1-çitleyen, 2-başına çit çekilen.

çit-çitı 1-pamuktan dokunmuş basma, 2-baş örtüsü, yazma, yemeni.

çit bağ, bahçe, bostan gibi yerlerin çevresine çalı, kamiş vs, ile çekilen duvar.

çita (Ìng) kedigillerden yırtıcı bir hayvan.

çita bıyaye çitalanmış olan.

çita bıyayenı-bıyayış çitalanmak.

çita kerde çitalanmış olan.

çita kerdenı-kerdış çitalamak.

çita kerdox çitalayan.

çita veyvinı gelinlik yazması.

çita 1-baş örtüsüdür, yazmadır, 2-çıta, düzgün biçilmiş uzun ve ensiz tahta.

çitacinı kerdenı-kerdış çitacılık yapmak.

çitacinı çitacılık.

çitana 1-bir çita daha, 2-yazmalarla, yemenilerle, çitlerle.

çitayana çitalarla.

çitayê bir çita.

çitayın çitalı.

çitber çiten yapılan kapı.

çitkı 1-çitle, çit başına çek.

çitı bancı xo başına çit çek.

çitı kadın baş örtüsü, yazma, yemeni.

çitıkı bir tür kadın baş örtüsü.

çitın yazmalı, yemenili, çitli.

çiv kıvrılarak hareket etme.

çivi xo dayenı-dayış kıvırarak hareket etme.

çivi zikzak.

çivrani xo dayenı-dayış kıvırarak zikzaklı hareket etme.

çivrani kıvırma, kıvırarak hareket etme, zikzaklı hareket etme.

çiwdar çavdar.

çix çiy.

çiy eşyalar, maddi şeyler.

çiyan biya eşyaları getir.

çiyan dı eşyalarda.

çiyan miyan ra eşyaların içinden.

çiyan ra eşyalardan.

çiyan eşyaları.

çiyana eşyalarla.

çiyandê to miyan dı senin eşyaların içinde.  

çiyanê bıganın u bêganınan canlı ve cansız eşyaları.

çiyano eşyalarındır.

çiyê bıdo mı bir şey bana verecek.

çiyê bırnayenı-bırnayışi kesme eşyası.

çiyê cı nêresa bir şey kendisine yetişmedi.

çiyê cı ra fahm nêkerd kendisinden bir şey anlamadı.

çiyê fahm nêkerdenı-nêkerdış bir şey anlamamak.

çiyê şımıtenı-şımıtış 1-bir şey içmek, 2-içme şeyi.

çiyê keyi ev eşyası.

çiyê nêbeno hiç bir şey olmaz.

çiyê nêdi hiç bir şey görmedi.

çiyê nêmend hiç bir şey kalmadı.

çiyê nezdi cı bo bir şey yaklaşsa?

çiyê niyê hiçbirşeysın

çiyê pa nêverda bir şey bırakmamak (sövüp soğana çevirmek).

çiyê sere nêkewt kafasına birşey girmedı, aklı birşey almadı, anlamadı.

çiyê vajo bir şey söyle.

çiyê vajı bir şey söyle.

çiyê werdenı-werdışi 1-bir şey yemek, 2-yemek eşyası.

çiyê werdi yemek eşyası.

çiyê xo arêkı eşyanı topla.

çiyê zımıstani kış eşyası.

çiyê herhangi bir şey, eşya.

çiyêdê mı esto bir şeyim var.

çiyêdê xo bir şeyini.

çiyêdo rınd vajı güzel bir şey söyle.

çiyêdo weş vajı güzel bir şey söyle.

çiyêdo xırab mekı kötü bir şey yapma.

çiyekê her hangi bir şey.

çiyên bir şey.

çiyêna başka bir şey.

çiyêndê mı bir şeyim.

çiyêno birşeydır.

çiyêrê bir şeye.

çiyo bin diğer eşyalar.

çiyo gırd büyük eşya.

çiyo kı ard noyo getirdiği eşya budur.

çiyo kı to ard getirdiğin eşya.

çiyo kı to berd senin götürdüğün eşyalar.

çiyo rınd güzel eşya.

çiyo werdi ufak tefek eşya.

çiyo xırab kötü eşya.

çiyo eşyadır.

çizgi antenı-antış çizgi çekmek.

çizgi antox çizgi çeken.

çizgi kerdenı-kerdış çizgilemek.

çizgi kerdox çizgileyen.

çizgi çizgi, hat.

çizgiyana çizgilerle.

çizgiyın çizgili.

çizmana çizmelerle.

çizmena bir çizme daha.

çizmey cıniyan kadın çizmesi.

çizmey çizme.

çizmeyın çizmeli.

ço soxe mende git soğe kalasın.

ço 1-eşeği sürerken git anlamında kullanılan bir sözcük, 2-sopa, sopalama.

çoş 1-eşek vb hayvanları durdurma sözcüğü, 2-kabaca zırlama anlamında.

çoşme (dorme) etraf, çevre, civar vb.

çoşme ra etraftan.

çoşme etraf, dört bir köşe.

çog bı diz çöktü.

çog bıyaye diz çökmüş olan

çog bıyayenı-bıyayış diz çökmek.

çog bıyayox diz çöken.

çog da diz çöktü.

çog daye diz çökmüş olan.

çog dayenı-dayış diz çökmek.

çog dayox 1-dik çöken, 2-mec; dize gelen.

çog 1-diz, diz kapağı, 2-çökme.

çogan baston, asa, kol altı deyneği.

çogana ray şıno dizlerle yol yürüyor.

çogana dizlerle, diz üstü.

çogane asa, baston.

çogdê cı sero yo dizinin üstündedir.

çogna bir diz daha.

çok (çog) bı diz çöktü.

çok (çog) da diz çöktü.

çok (çog) diz, diz çükme.

çok bıyaye diz çökmüş olan

çok bıyayenı-bıyayış diz çökmek.

çok bıyayox diz çöken.

çok daye diz çökmüş olan.

çok dayenı-dayış diz çökmek.

çok dayox 1-dik çöken, 2-mec; dize gelen.

çokana ray şıno dizlerle yol yürüyor.

çokana dizlerle, diz üstü.

çokelek çökelek.

çoki ser diz üstü.

çoki 1-dizler, 2-diz çökme.

çokna bir diz daha.

çol bıyaye çöl olmuş olan.

çol bıyayenı-bıyayış çölleşmek, ıssız kalmak.

çol dı çölde.

çol ra çölden.

çol 1-çöl, kumluk, susuz ve ıssız geniz arazi, sahra, yaban.

çolani 1-sollanmak, diğerinden önce hedefine varmak, 2-önünü kesme.

çolaq bıyaye 1-solak olma durumu, 2-sakatlanmış olan.

çolaq bıyayenı-bıyayış 1-solak olmak, 2-sakat olmak.

çolaq eli veya kolu sakat olan, solak, çolak.

çolaqa 1-solaktır, 2-sakattır (dişil).

çolaqey 1-çolak olma durumu, 2-solak olma durumu.

çolaqeya solaklıkla.

çolaqo 1-eli veya kolu sakattır, 2-solaktır.

çolax bıyaye 1-solak olma durumu, 2-sakatlanmış olan.

çolax bıyayenı-bıyayış 1-solak olmak, 2-sakat olmak.

çolax çolak, eli veya kolu sakat olan, solak.

çolaxa 1-solaktır, 2-sakattır (dişil).

çolaxey 1-çolak olma durumu, 2-solak olma durumu.

çolaxeya solaklıkla.

çolaxo 1-eli veya kolu sakattır, 2-solaktır.

çole 1-yaban, 2-çukur, 3-küçük düzlük.

Çolêg Bingölün Zaza ismi.

Çolêgıc Bingöllü.

Çolêgıj bingöllü.

Çolêgız bingöllü.

çolın çöllü.

çond kaç, kaç tane, ne kadar.

çone üzümsüz veya üzümü alınmış salkım.

çop arêkerdenı-arêkerdış çöp toplamak.

çop dı çöpte.

çop ra çöpten.

çop saman inceliğinde sap, dal veya tahta parçaları, çöp.

çopana çöplerle.

çopci çöpçü.

çopçinı kerdenı-kerdış çöpçülük yapmak.

çopçinı kerdox çöpçülük yapan.

çopçinı çöpçülük.

çopcılıxey çöpçülük.

çopi çöpler.

çoplıx çöplük.

çopın çöplü.

çoqlata dı çikolatada.

çoqlata ra çikolatadan.

çoqlata çikolata.

çoqlatacinı kerdenı-kerdış çikolatacılık yapmak.

çoqlatacinı çikolatacılık.

çoqlatacılıxey çikolatacılık.

çoqlatali çikolatalı.

çoqlatana bir çikolata daha.

çoqlatayê bir çikolata.

çoqlatayın çikolatalı.

çoqlatayıno çikolatalıdır.

çoqolata dı çikolatada.

çoqolata ra çikolatadan.

çoqolatacinı kerdenı-kerdış çikolatacılık yapmak.

çoqolatacinı çikolatacılık.

çoqolatacılıxey çikolatacılık.

çoqolatali çikolatalı.

çoqolatana bir çikolata daha.

çoqolatayê bir çikolata.

çoqolatayın çikolatalı.

çoqolatayıno çikolatalıdır.

çor (çıhar) dört.

çor bıyayenı-bıyayış çor düşüp ölmek, kıran girmek.

çor cı kewtenı-kewtış salgın hastalık çıkma, kıran girme.

çor dekewo hastalık girsin biri kalmasın anlamında kulanılır.

çor dekewt çor düştü, kıran düştü.

çor dekewtenı-dekewtış kıran girmek, telef olmak.

çor devıstenı-devıstış kıran sokmak, telef etmek.

çor devıstox kıran düşüren kimse, kırını getiren, kır düşüren.

çor u çorşme etraf, her yanı, çevre.

çor-çorşme dört taraf, etraf, sağ sol, her yanı.

çor 1-hastalık, dert, kıran, 2-sığır vebası (kıran, toplu ölme, telef olma, salgın olup yok eden bir nevi hastalık, en çok tavuklarda ve koyunlarda olur).

çoraq bıyaye çoraklaşmış olan.

çoraq bıyayenı-bıyayış çoraklaşmak.

çoraq kedenı-kerdış çoraklaştırmak.

çoraq kerde çoraklaştırılmış olan.

çoraq kerdox çoraklaştıran.

çoraq 1-verimli olmayam, 2-suyu olmayan, 3-killi toprak, çorak.

çoraqey çoraklık.

çoraqo çoraktır.

corax bıyaye çoraklaşmış olan.

çorax bıyayenı-bıyayış çoraklaşmak.

çorax kedenı-kerdış çoraklaştırmak.

çorax kerde çoraklaştırılmış olan.

çorax kerdox çoraklaştıran.

çorax 1-verimli olmayam, 2-suyu olmayan, 3-killi toprak, çorak.

çoraxey çoraklık.

çoraxo çoraktır.

çorçorşme etrafı, her tarafı.

çorê cı biyarê sonunu getirin, hepsini yok edin anlamında.

çoreg çörek.

çoregana çöreklerle.

çoregci çörekci.

çoregcinı kerdenı-kerdış çörekcilik yapmak.

çoregcinı çörekcilik.

çoregcılıxey çörekcilik.

çoregê bir çörek.

çoregi çörekler.

çoregiya çörekle.

çoregna bir çörek daha.

çoregın çörekli.

çorek (Tr) çörek.

çorekana çöreklerle.

çorekci çörekci.

çorekcinı kerdenı-kerdış çörekcilik yapmak.

çorekcinı çörekcilik.

çorekcılıxey çörekçilik.

çorekê bir çörek.

çoreki çörekler.

çorekiya çörekle.

çorekna bir çörek daha.

çorekın çörekli.

çorşman bıpawı etrafı kolla.

çorşman etrafı, çevreyi.

çorşme (dorme) etraf, çevre, civar vb.

çorşme dı etrafta, çevrede.

çorşme ra duri etraftan uzak.

çorşme ra etraftan, çevreden.

çorşmedı etrafta, etrafında.

çorşmey dı etrafta, çevrede.

çorşmey ra geyrayenı-geyrayış etraftan, çevrelerden dolaşmak.

çorşmey ra etraftan, çevrelerden.

çorşmey xo geyra etrafında gezdi.

çorşmi cı ra bıgirê etrafını sarın.

çorme etraf, dört bir yan.

çorr bıyayenı-bıyayış çor düşüp ölmek, kıran girmek.

çorr cı kewtenı-kewtış salgın hastalık çıkma, kıran girme.

çorr dekewo hastalık girsin biri kalmasın anlamında kulanılır.

çorr dekewt çor düştü, kıran düştü.

çorr dekewtenı-dekewtış kıran girmek, telef olmak.

çorr devıstenı-devıstış kıran sokmak, telef etmek.

çorr devıstox kıran düşüren kimse.

çorr 1-hastalık, dert, 2-sığır vebası, (kıran, telef olma, salgın olup yok eden bir nevi hastalık, en çok tavuklarda ve koyunlarda olur).

çorseme çarşama.

çortan çökelek.

çorın kıranlı, hastalıklı.

çot eğri, duz olmayan.

çowt eğri.

çowt bıyayenı-bıyayış eğilmek.

çowt kerdenı-kerdış eğmek, bökmek.

çowto eğridir.

çua sopa.

çual çuval.

çualê bir çuval.

çuana bir sopa daha.

çuaya sopayla.

çuha (Far) tüysüz, ince, sık dokunmuş yün kumaş.

çuhacinı kerdenı-kerdış çuhacılık yapmak.

çuhacinı çuhacılık.

çuhacılıxey çuhacılık.

çuhayın çuhalı.

çulan dı ince çalı çırpıda.

çulan ra ince çalı çırpıdan.

çulana ince çalı çırpiyle.

çulê bir tane ince çalı çırpı.

çule kabuk (gevrek ve kıkırdaklı şeylerin kabuğu).

çuley haki yumurtanın kabuğu.

çulha (Far) el tezgahında bez dokuyan kimse.

çuli arêkerdenı-arêkerdış ince çalı çırpı toplamak.

çuli ince çalı çırpılar.

çuliyın ince çalı çırpılı.

çulı ince çalı çırpı.

çunçuwa çelik çomak oyunu.

çunqıl kanca.

çuqolata dı çikolatada.

çuqolata ra çikolatadan.

çuqolatacinı kerdenı-kerdış çikolatacılık yapmak.

çuqolatacinı çikolatacılık.

çuqolatacılıxey çikolatacılık.

çuqolatali çikolatalı.

çuqolatana bir çikolata daha.

çuqolatayê bir çikolata.

çuqolatayın çikolatalı.

çuqolatayıno çikolatalıdır.

çuranıkan olukları.

çuranıkana oluklarla.

çuranıkı çörten, dam su oluğu (damların özerindeki yağmur sularını herhangi bir kenardan dışariya akıtan oluk).

çuranıkın oluklu (su oluğu).

çustiki anti qena göte parmak çekti.

çustık kerdenı-kerdış götü parmaklamak.

çustık-çustıki parmak çekmek.

çustıki antenı-antış göte parmak çekmek.

çustıki kerdenı-kerdış götü parmaklamak.

çuv zikzak, viraj.

çuvi xo dayenı-dayış zikzaklı koşmak.

çuwal bıyayenı-bıyayış çuvala konulmuş olmak

çuwal kerde çuvala doldurulmuş olan.

çuwal kerdenı-kerdış çuvala doldurmak.

çuwal kerdox çuvala dolduran.

çuwal çuval, büyük torba.

çuwalan çuvalları.

çuwalcılıxey çuvalcılık.

çuwalduzı (goçinı) çuvaldız.

çuwalê bir çuval.

çuwali miyan kerdenı-kerdış çuvalın içine koymak.

çuwali çuvallar.

çuwalın çuvallı.

çuwan ver şanayenı-şanayış sopaların ününe vermek, sopalamak.

çuwan sopaları.

çuwana 1-sopalarla, 2-bir sopa daha.

çuwe bı sopaydı.

çuwe bıyayenı-bıyayış sopalanmak.

çuwe dı sopada.

çuwe kerde sopalanmış olan, sopa yiyen.

çuwe kerdenı-kerdış sopalamak, sopa atmak.

çuwe kerdox sopalayan.

çuwe pırodayenı-pırodayış sopa vurmak, sopalamak.

çuwe ra sopadan.

çuwe werdenı-werdış sopa yemek, sopayla dövülmek.

çuwe sopa.

çuwecinı kerdenı-kerdış sopacılık yapmak.

çuwecinı sopacılık.

çuweya da pıro sopayla vurdu.

çuweya sopayla.

çuweyê bir sopa.

çuweyo sopadır.

çuweyın sopalı.

 

çüşş 1-eşegi durdurmak için söylenen söz, 2-palavra atan bir kimseyi durdurmak için harcanan kaba söz.

çümez (Tr) birinin kendi işini öğreterek yetiştirdiği kimse, acemi.

çümez bı çümezdı.

çümez bıyayenı-bıyayış çümez olmak.

çümeza çümezdir (dişil).

çümezey dı çümezlikte.

çümezey ra çümezlikten.

çümezey çömezlik.

çümezo çümezdir (eril).

çünki mı nêvato çünkü ben söylememişim.

çünki çünkü, şundan dolayı, şu sebeple.

çüranıkan olukları.

çüranıkana oluklarla.

çüranıkı dam su oluğu, damların suyunu akıtmaya yarayan küçük oluk.

çüranıkın oluklu (su oluğu).

çürmüş biyo çürümüş.

çürmüş bı çürüdü.

çürmüş bıyaye çürümüş olan, çürüyen.

çürmüş bıyayenı-çürmış bıyayış çürümek.

çürmüş kerdenı-kerdış çürütmek.

çürmüş kerdo çürütmüş.

çürmüş kerdox çürüten

çürmüşey çürüme durumu.

çürmüşın çürümüş olan.

çürmış biyo çürümüş.

çürmış bı çürüdü.

çürmış bıyaye çürümüş olan, çürüyen.

çürmış bıyayenı-bıyayış çürümek.

çürmış kerdenı-kerdış çürütmek.

çürmış kerdo çürütmüş.

çürmış kerdox çürüten

çürmışey çürüme durumu.

çürmışın çürümüş olan.

çürüg bı çürüktü.

çürüg bıyayenı-bıyayış çürümek.

çürüg kerdenı-kerdış çürütmek.

çürüg kerdox çürüten kimse.

çürüg raporı dayenı-dayış çürük raporunu vermek.

çürüg vetenı-vetış çürük çıkarmak.

çürüg vıjyayenı-vıjyayış çürük çıkmak.

çürüg çürük.

çürüga çürüktür (dişil).

çürügê çürüktürler.

çürügey çürük olma durumu.

çürügo çürüktür (eril).

çürıg bı çürüktü.

çürıg bıyayenı-bıyayış çürümek.

çürıg kerdenı-kerdış çürütmek.

çürıg kerdox çürüten kimse.

çürıg raporı dayenı-dayış çürük raporunu vermek.

çürıg vetenı-vetış çürük çıkarmak.

çürıg vıjyayenı-vıjyayış çürük çıkmak.

çürıg çürük, çürümüş olan.

çürıga çürüktür (dişil).

çürıgê çürüktürler.

çürıgey çürük olma durumu.

çürıgo çürüktür (eril).

çürıgın çürüklü.

çüstıki antenı-antış parmak çekmek.

çüt çift.

çütê gay bir çift öküz.

çütê zereci bir çift keklik.

çütê bir çift.

çütna bir çift daha.

çütü dı çifte.

çütü ra çiftten.

çüwal bıyayenı-bıyayış çuvala konulmuş olmak

çüwal kerde çuvala doldurulmuş olan.

çüwal kerdenı-kerdış çuvala doldurmak.

çüwal kerdox çuvala dolduran.

çüwal çuval, büyük torba.

çüwalan çuvalları.

çüwalcılıxey çuvalcılık.

çüwalduzı (goçinı) çuvaldız.

çüwalê bir çuval.

çüwali biya çuvallı getir.

çüwali miyan kerde çuvalın içine koyulmuş olan.

çüwali miyan kerdenı-kerdış çuvalın içine koymak.

çüwali miyan kı çuvallın içine doldur.

çüwali çuvallar.

çüwalo bari ince çuval.

çüwalo hera geniş çuval.

çüwalın çuvallı.

çüwalıno çuvallıdır.

çüwan ver şanayenı-şanayış sopaların ününe vermek, sopalamak.

çüwan sopaları.

çüwana da pıro sopalarla vurdu.

çüwana sopalarla.

çüwe bı sopaydı.

çüwe bıyayenı-bıyayış sopalanmak.

çüwe dı sopada.

çüwe kerd sopaladı.

çüwe kerde sopalanmış olan, sopa yiyen.

çüwe kerdenı-kerdış sopalamak, sopayla dayak atmak.

çüwe kerdox sopalayan.

çüwe pırodayenı-pırodayış sopa vurmak, sopalamak.

çüwe ra vıraşt sopadan yaptı.

çüwe ra sopadan.

çüwe werd sopa yedi.

çüwe werde sopa yemiş olan, sopayla dövülmüş olan.

çüwe werdenı-werdış sopa yemek, sopayla dövülmek.

çüwe sopa.

çüwecinı kerdenı-kerdış sopacılık yapmak.

çüwecinı sopacılık.

çüweya da serero sopayla başına vurdu.

çüweya sopayla.

çüweyê bir sopa.

çüweyo sopadır.

çüweyın sopalı.

çüxür bı çukur oldu.

çüxür bıbı çukur olmuştu, çukrlaşmıştı.

çüxür bıyaye çukurlaşmış olan.

çüxür bıyayenı-bıyayış çukurlaşmak.

çüxür kerdox çukurlaştıran, çukura koyan.

çüxürana çukurlarla.

çüxürê bir çukur.

çüxüri çukurlar.

çüxürna bir çukur daha.

çüxürı akerdenı-akerdış çukur açmak.

çüxürı dı çukurda.

çüxürı kendenı-kendış çukur kazmak.

çüxürı kerde çukura konulmuş olan.

çüxürı ra çukurdan.

çüxürı çukur.

çüxürın çukurlu.

çüü hayır, olmaz anlamında bir sözcük.

çüye sopa.