ba baryumun simgesi.
babaegido 1-babayiğittir, 2-yetişmiş, delikanlı olmuş.
babaegit 1-babayiğit, 2-yetişkin delikanlı.
babaegitey kerdenı-kerdış babayiğitlik etmek.
babaegitey 1-babayiğitlik, 2-yetişkinlik.
babaegitinı 1-babayiğitlik, 2-yetişkinlik.
babanci (rezpawıtox, qolci) bağ bekçisi.
babancinı bağ bekçiliğini yapma işi.
babet babet çi çeşit çeşit eşya.
babet babet çeşit çeşit, tür tür, nevi nevi.
babet ra babet çeşitten çeşit.
babet çeşit, tür.
babetan çeşitlerini, türlerini.
babetê kı çeşitinde.
babetê çeşitinde.
babeti çeşitler, türler.
babetiya çeşitçe, türce
babetna çi başka türlü eşya.
babetna 1-başka çeşit, 2-bir çeşit daha.
babetın çeşitli.
babo 1-baba, 2-aman anlamında bir sözcük (hayret sözü).
bac arêkerdenı-arêkerdış vergi toplamak.
bac dayenı-dayış vergi vermek.
bac gırotenı-gırotış zorla baç almak.
bac gırotox baç vergisini alan kimse.
bac baç, eskiden zorla alınan vergi.
baca büyük pencere.
bacanax (Tr) karıları kardeş olan erkeklerden her biri, bacanak
bacanax bacanak.
bacanaxey bacanak olma durumu.
bacanaxinı bacak olma durumu.
bace baca.
badana (Ìt) duvarları boyamak için kullanılan sulandırılmış kireç veya boya.
badana bıyaye badana olmuş olan.
badana bıyayenı-bıyayış badana olmak.
badana kerde badana olmuş olan.
badana kerdenı-kerdış badana etmek.
badana kerdox badana eden kimse.
badanaci badanacı.
badanacinı badana işi yapma durumu.
badanacılıxey kerdenı-kerdış badanacılık yapmak.
badanacılıxey badanacılık.
badanayın badanalı.
badanayıno badanalıdır.
badê (bahdê) coy ondan sonra.
badê hemını hepsinden sonra.
badê to senden sonra.
bade (Far) şarap, içki.
badiye uskeradan daha büyük tas, çok geniş ve büyük tas.
bado (bahdo) sonra, sonradan.
bado bê sonra gel.
bado şo sonra git.
badros bıyayenı-bıyayış ağaç aşısı yapılmak.
badros kerde ağaç aşısı yapılmış olan.
badros kerdenı-kerdış ağaç aşılamasını yapmak.
badros kerdox ağaç aşısını yapan kimse.
badros aşılama, ağaç aşısı.
badye (Yun) agzı geniş büyükçe su kabı.
badyeye awı su kabı, su badyesi.
badyeyın badyeli.
bafun ra vıraştenı-vıraştış alüminyumdan yapmak.
bafun alüminyum.
bafuncinı alüminyumculuk.
bafuney alüminyumculuk.
bafunın alüminyumlu.
bafuninı alüminyumculuk.
baş bıkero başa çıksa.
baş kerê başa çıkmak, başarmak.
başax arêdayenı-arêdayış başak toplamak.
başax arêdayox başak toplayan.
başax bıyaye başak olmuş olan.
başax bıyayenı-bıyayış başak olmak.
başax kerde başak edilmiş olan.
başax kerdenı-kerdış başak etmek.
başax kerdox başak yapan kimse.
başax ekin toplamadan sonra dökülen ürünlerin son olarak toplanması.
başax tarla, bağ ve bahçelerde yere dökülmüş veya tek tük kalmış ürün.
başaxci başak eden kimse.
başaxcinı başakcılık.
başbaqan (Tr) Hükümet başkanı.
başbaqaney kerdenı-kerdış başbakanlık yapmak.
başbaqaney başbakanlık.
başbaqaninı kerdenı-kerdış başbakanlık yapmak.
başbaqaninı başbakanlık.
başbaqanlıxey kerdenı-kerdış başbakanlık yapmak.
başbaqanlıxey başbakanlık.
başçawış (Tr) başçavuş.
başçawışey başçavuşluk.
başçawışinı başçavuşluk.
başefendi (Tr) , kıdemli memur, başkatıp.
başkeno beceriyor, başa çıkiyor.
başkero başa çıksa, baş etse.
başna yastık.
başnawa işiteyim, işitsem, işitirsem.
başnawê duyun, işitin.
başnawı işit, duy.
başqul bıyaye yalvarmış, tapmış olan.
başqul bıyayenı-bıyayış tapmak, yalvarmak.
başqul bıyayox yalvaran, tapan kimse.
başqul kerde taptırılmış olan.
başqul kerdenı-kerdış taptırmak, yalvartmak.
başqul kerdox taptıran.
başqul yalvarma, tapma.
başqulê Ellay beno Allaha yalvariyor.
başqullê Ellay bı Allaha taptı.
başqül bıyaye yalvarmış, tapmış olan.
başqül bıyayenı-bıyayış yalvarmak, tapmak.
başqül bıyayox yalvaran, tapan kimse.
başqül ca tapınak.
başqül kerdenı-kerdış yalvartmak.
başqül yalvarmak.
başqülê Ellay beno Allaha yalvariyor.
bagaj (Fr) taşıtlarda yolcu yükünün konulduğu yer ve yükü.
bagaj kerdenı-kerdış bagajlamak.
baha (Kür) paha, bedel, fiat, değer.
bahadır (Far) çarpışmalarda üstünlük sağlayan kimse, güçlü, kahraman.
bahane bıyayenı-bıyayış bahane olmak.
bahane geyraye bahane aramış olan.
bahane geyrayenı-geyrayış bahane aramak.
bahane geyrayox bahane arayan kimse.
bahane kerde bahane etmiş olan.
bahane kerdenı-kerdış bahane etmek.
bahane kerdox bahane eden kimse.
bahane gerçek sebebi gizleyerek ileri sürülen sözde sebep.
bahar (Kür) bahar, ilkbahar.
baharat (ar) kara biber, karanfil gibi maddelerin genel adı.
baharat kararde baharat kullanmış olan.
baharat karardenı-karardış baharat kullanmak.
baharat karardox baharat kullanan kimse.
baharat kerde baharatlanmış olan.
baharat kerdenı-kerdış baharatlamak.
baharat kerdox baharatlayan.
baharatci baharat işini yapan veya satan kimse.
baharatcinı baharatcılık.
baharatcılıxey baharat işi yapma veya satma.
baharati baharatlar.
baharatın baharatlı.
bahayê cı fiatı, değeri.
bahçe karıtenı-karıtış bahçe ekmek.
bahçe karıtox bahçe eken kimse.
bahçe sebze yetiştirilen yer, bostan.
bahçecılıxey kerdenı-kerdış bahçecilik yapmak.
bahçecılıxey bahçecilik.
bahçecılıxinı bahçecilik.
bahçewan bahçeye bakan kimse.
bahçey sayan elma bahçesi.
bahçeyın bahçeli.
bahciya ağlamaktan, sızlamaktan, inlemekten bayılır gibi olmak.
bahciyaye bayılır gibi olmuş olan, yorulup tükenen.
bahciyayenı-bahciyayış bayılır gibi olmak, yorulup tükenmek.
bahcına kızdırdı, yordu, çatlattı.
bahcınaye kızmış, yormuş, çatlamış olan.
bahcınayenı-bahcınayış kızdırmak, yormak, çatlatmak.
bahcınayox kızdıran, yoran, çatlatan kimse.
bahçıvan bahçeye bakan kimse.
bahçıwan bahçıvan, bahçeye bakan kimse.
bahçıwaney bahçıvanın yaptığı iş.
bahçıwaninı bahçıvanlık.
bahdê coy ondan sonra.
bahdê dıhirı öğleden sonra.
bahdê ey ondan sonra.
bahdê serna bir yıl sonra.
bahdê to senden sonra.
bahdo erdo manenê sonra yerde kalırsın.
bahdo zi sonradanda.
bahdo sonra, sonradan.
bahdoyên sonuncu, sonuncusu.
bahdoyênan sonuncularını.
bahdoyêni sonuncular.
bahdoyın sondaki, sonundaki, sonraki.
bahşiş dayenı-dayış bahşiş vermek.
bahşiş dayox bahşiş veren kimse.
bahşiş gırotenı-gırotış bahşiş almak.
bahşiş gırotox bahşiş alan.
bahşiş bir hizmet görene hakkından ayrı olarak verilen para.
bahşişcinı bahşişcilik.
bahşişey bahşiş ile ilgili.
bahşişinı bahşişcilik.
bahşişın bahşişli.
bahis (Ar) 1-görüşünde veya iddiasında haklı çıkacak tarafa bir şey verilmesini kabul eden anlaşma, 2-konuşulan şey, konu.
bahis kewte iddiaya girmiş olan.
bahis kewtenı-kewtış iddiaya girmek.
bahis kewtox iddiaya giren.
bahis tepıştenı-tepıştış bahis tutmak, iddia etmek.
bahlı kerde bahl edilmiş olan.
bahlı kerdenı-kerdış kızgın şişle dili dağlamak.
bahlı kerdox bahl yapan kimse.
bahlı çalınan bir şeyi bulup ispatlamak içi şeyhlerin yapmış olduğu kızgın şiş ile dili dağlama işi.
bahr (dengız) deniz, okyanus.
bahr 1-cesaretli, 2-eli açık, cömert, 3-ucu bucağı olmayan, tükenmeyen.
bahriye (Ar) deniz güç ve kuruluşlarının bütünü, denizcı
bahriyeci bahriyecı.
bahriyecinı bahriyecilik.
bahriyeli bahriyeli.
bahro 1-bilgilidir, 2-deniz gibidir, 3-ucu bucağı yoktur.
bahrın 1-bilgili olma, 2-deniz olma durumu.
bahs (Ar) 1-görüşünde veya iddiasında haklı çıkacak tarafa bir şey verilmesini kabul eden anlaşma, 2-konuşulan şey, konu.
bahs bıyayenı-bıyayış bahs edilmek, sözü edilmek.
bahs keno sözünü ediyor.
bahs kerd sözünü etti.
bahs kerdenı-kerdış bahsetmek, sözünü etmek.
bahs kerdox bahseden kimse, bahisci.
bahs kewte iddiaya girmiş olan.
bahs kewtenı-kewtış bahse girmek, iddiada bulunmak.
bahs kewtox bahse giren kimse.
bahs tepıştenı-tepıştış bahis tutmak, iddia etmek.
bahsê çiyê kerdenı bir şeyin sözünü etmek.
baht xırab kötü talih, kötü kader, kötü şans.
baht talih, kader, şans vb.
bahtê to çıniyo bahtın yoktur.
bahtiyar bıyaye mutlu olmuş olan.
bahtiyar bıyayenı-bıyayış mutlu olmak, mesut olmak.
bahtiyar bıyayox bahtiyar olan kimse.
bahtiyar kerde bahtiyar edilmiş olan.
bahtiyar kerdenı-kerdış bahtiyar etmek.
bahtiyar kerdox bahtiyar eden kimse.
bahtiyar mutlu, mesut.
bahtiyarey mutluluk.
bahtiyarinı bahtiyarlık.
bahtiyarın bahtiyarlı.
bahtın bahtlı, şanslı, bahtı iyi olan, mutlu.
bajiya çatladı (ağlamaktan çatlamak).
bakal dede, ata.
bakalek dede, dedecik.
baki (Ar) daimi, kalıcı, sürekli.
baki mende daimi kalmış olan.
baki mendenı-mendış daimi kalmak.
bakire (Ar) cinsel ilişkide bulunmamış dişi; kız oğlan kız.
bakire bıyayê bakire olmuş olan.
bakire bıyayenı-bıyayış bakire olmak.
bakire mendê bakire kalmış olan kız.
bakire mendenı-mendış bakire kalmak.
bakirelıxey bakirelik.
bakirey bakireler.
bakireyinı bakirelik.
bakteri dekewtenı-dekewtış bakteri düşmek, girmek.
bakteri bakteri.
bakteriyın bakterili.
bal ante ilgi çekmiş olan, cezb etmiş olan.
bal antenda cı dı ilgi çekmesinde, cezb etmesinde.
bal antenı-antış ilgi çekmek, cezb etmek.
bal antox ilgi çeken kimse.
bal banco ilgi çekse, cezb etse.
bal 1-ilgi üzerine çekme, intrese, cezb, dikkat çekme, 2-endam, boy.
bala bari.
balans (Fr) denge.
balans bıyayenı-bıyayış dengelenmek, denge oluşmak.
balans diyayenı-diyayış balansı bulmak.
balans kerde dengelenmiş olan.
balans kerdenı-kerdış dengelemek.
balans kerdox dengeleyen.
balansın dengeli.
balanten vurgu.
balata (Tr) motorlu araçlarda fren yapmayı sağlayan tekerlek mili üzerine yerleştirilmiş alet.
balcan-(bancan) patlican.
balcanan dı patlıcanlarda.
balcanan ra patlıcanlardan.
balcanê bir patlıcan.
balcani karıtenı-karıtış patlican ekmek.
balcani karıtox patlican eken kimse.
balcani patlıcanlar.
balcanna bir patlıcan daha.
balcanın patlıcanlı.
balcun (bancan) patlican.
balcunan dı patlıcanlarda.
balcunan ra patlıcanlardan.
balcunê bir patlıcan.
balcuni karıtenı-karıtış patlican ekmek.
balcuni karıtox patlican eken kimse.
balcuni patlıcanlar.
balcunna bir patlıcan daha.
balcunın patlıcanlı.
balduz-balduzı (Tr) baldız, erkeğe göre karısının kız kardeşi.
balduzı baldız.
baldızi baldızlar.
balê (diqetê) cı ilgisini.
balê cı anceno xo ser ilgisini üzerine çekiyor.
balê xo da ey ilgisini ona verdi.
balê xo da ser 1-dikkatini özerine verdi, izledi, 2-ilgisini çekti.
balê xo da ilgisini verdi.
balê xo ser naye ilgisini üzerine vermiş olan.
balê xo ser nayenı-nayış dikkatini üzerinde toplamak.
balê xo ser nayox ilgisini üzerine veren.
bale (Fr) bir tür dans gösterisi yapan sanatçı topluluğu.
balerin (Fr) bale yapan kız veya kadın sanatçı.
baleriney mesleği balerein olan kimse.
balet (Ìn) bale yapan erkek sanatçı.
balgam (Ar) solunum organlarının salgıladığı ve ağızdan dışarı atılan sümüksü madde.
balgam dı balgamda.
balgam eştenı-eştış balgam atmak.
balgam eştox balgam atan kimse.
balgam ra balgamdan.
balgamma balgamla.
balgamın balgamlı.
bali anceno ilgi çekiyor, dikkat çekiyor.
balişna yastığın daha büyüğü ve yükseği.
balina (Ìt) balık ve deniz hayvanlarının en büyüğü.
baliney balinalar.
balisna yastığın daha büyüğü ve yükseği.
balkon (Fr) yapının dışariya doğru çıkmış, çevresi duvar veya parmaklıkla çevrili bölüm.
balkon dı ronıştenı-ronıştış balkonda oturmak.
balkon dı balkonda.
balkon ra balkondan.
balkon vıraştenı-vıraştış balkon yapmak.
balkonın balkonlu.
balme biyaye yumuşatılmış olan kuru üzüm.
balme bıyayenı-bıyayış kuru üzümün yumuşaması.
balme kerde yumuşatılmış olan kuru üzüm.
balme kerdenı-kerdış kuru üzümü yumuşatmak.
balme kerdox kuru üzümü yumuşatan kimse.
balme kuru üzümü yumuşatma.
balo (Ìt) resmi giyimli ve danslı gece toplantısı.
balo şiyayenı-şiyayış baloya gitmek.
balo şiyayox baloya giden.
balon (Fr) hifif gaz doldurulup atmosferde uçabilen, küre biçiminde araç.
balonci baloncu.
baloncinı balonculuk.
baloncılıxey balonculuk.
balonê bir balon.
baloni balonlar.
balonna bir balon daha.
balonı perneyenı-pernayış balon uçurmak.
balonı pırkerdenı-pırkerdış balon şişirmek.
balonı pıskerdenı-pıfkerdış balon üfürmek, şişirmek.
balonın balonlu.
balqon (eywanı) balkon
balqon dı ronıştenı-ronıştış balkonda oturmak.
balqon dı balkonda.
balqon ra balkondan.
balqon vıraştenı-vıraştış balkon yapmak.
balqonın balkonlu.
balsam (Ìng) bazı ağaç ve bitkilerden yapılan parfüm ve ilaçların yapımında kullanılan reçine.
balsam dı balsamda.
balsam kararde balsam kullanmış olan.
balsam karardenı-karardış balsam kullanmak.
balsam karardox balsam kulanan.
balsam ra balsamdan.
balsamiya balsamla.
balsamın balsamlı.
balu el ve parmaklarda çıkan sigil, zararsız pürtüklü küçük ur.
balu palamut meyvesi.
baluwêr palamut ağacı.
baluye meşe meyvesi.
balxam (Ar) solunum organlarının salgıladığı ve ağızdan dışarı atılan sümüksü madde.
balxam dı balgamda.
balxam eştenı-eştış balgam atmak.
balxam eştox balgam atan kimse.
balxam ra balgamdan.
balxam warkerdenı-warkerdış balgam yutmak.
balxamma balgamla.
balxamın balgamlı.
balya (Ìt) çember ve demir tellerle bağlanmış fabrik eşyası.
balya bıyaye balyalanmış olan.
balya bıyayenı-bıyayış balyalanmak.
balya bıyayox balyalanan.
balya kerde balyalanmış olan.
balya kerdenı-kerdış balyalamak.
balya kerdox balyalayan.
balyacinı kerdenı-kerdış balyacılık yapmak.
balyacinı balyacılık.
balyacılıxey balyacılık.
balyayın balyalı.
balye (Ìt) çember ve demir tellerle bağlanmış fabrik eşyası.
balye bıyaye balyalanmış olan.
balye bıyayenı-bıyayış balyalanmak.
balye bıyayox balyalanan.
balye kerde balyalanmış olan.
balye kerdenı-kerdış balyalamak.
balye kerdox balyalayan.
balye pamuk vb. şeylerin bir araya getirilip şıkıştırıp preslenerek bağlanması.
balyecinı kerdenı-kerdış balyacılık yapmak.
balyecinı balyacılık.
balyecılıxey balyacılık.
balyey pemi pamuk balyesi.
balyeyın balyalı.
balyoz (Yun) bir şey çakmak veya büyük taşları kırmakta kullanılan iri çekiç.
balyoz karardenı-karardış balyoz kullanmak.
balyoza şıkıtenı-şıkıtış balyozla kırmak.
balyoza balyozla.
balyozi balyozlar.
balyozna bir balyoz daha.
balyozın balyozlu.
balışna büyük yastık.
balışna yastığın daha büyüğü ve yükseği.
balışnek küçük yastık
balısna yastığın daha büyüğü ve yükseği.
balıwêr palamut ağacı.
bami bamya.
bamye (Ar) bamya, ebegümecılerden bir bitki ve bu bitkinin ürünü.
ban bı ban evden eve, ev ev.
ban cay sıtarbiyayenda insanano ev insanların barınma yeridir.
ban vıraştenı-vıraştış ev yapmak.
ban ev, yapı, bina, konut.
banan dı binalarda, evlerde.
banan ra binalardan, evlerden.
banca to ser 1-üstüne çekeyim, 2-mec; seni sikiştireyim.
banca 1-çekeyim, çektireyim, 2-mec; sikiştireyim.
bancan-bancanı patlıcan.
bancani patlıcanlar.
bancê cor yukariya çekin.
bancê çekin.
banciya cı kendisine saldırayım, dalaşayım.
banciya koşeyê bir kenara çekileyim.
banciya çekileyim, çekileyimmı.
banco (bıanco) çekse.
banco xo üstüne çekse, üstüne örtse.
banco ota benzer ağaç.
bancı cor yukariya çek.
bancı xoser üstüne çek.
bancı çek.
band (Fr) bant, 1-yara üzerine yapıştırılan özel olarak hazırlanmış ilaçlı küçük şerit, 2-ses alma cihazlarında seslerin kaydı için kullanılan şerit.
band dı bantta.
band kerdenı-kerdış bantlamak.
band pırkerdenı-pırkerdış bant doldurmak.
band pırkerdox bant dolduran kimse.
band ra banttan.
bandaj (Fr) 1-sargı, 2- sargı ile sarma.
bandaj bıyaye bandajlanmış olan.
bandaj bıyayenı-bıyayış bandajlanmak.
bandaj bıyayox bandajlanan.
bandaj kerde bandajlanmış olan.
bandaj kerdenı-kerdış bandajlamak, sarmak.
bandaj kerdox bandajlayan.
bandajinı bandajcılık.
bandajın sargılı, bandajlı.
bandcinı bantçılık.
bandcılıxey bantçılık.
bandê ma dı evimizde.
bandê bir bant.
bandna bir bant daha.
bando (Ìt) mızıkacılar topluluğu veya takımı.
bandocinı bandoculuk.
bandocı bandocu.
bandocılıxey bandoculuk.
bandrol (Fr) üzerine yazı yazılan uzun kumaş şerit.
bandrol akerdenı-akerdış bandrol açmak.
bandrol buyruk, hakimiyet.
bandrolda cı dı bandrolunda.
bandrolda dışmenan bındı düşmanların hakimiyeti altında.
bandurda şari bındı başkasının hakimiyeti altında.
bandurı bın kewtenı-kewtış başkasının hakimiyeti altına girmek.
bandurı bındı biyayenı-biyayış başkasının eğemenliği altında olmak.
bandurı hakimiyet.
bandın bantlı.
bandıra (Ìt) yabancı devlet bayrağı.
banê ay onun evi (dişil)
banê betonıni betonlu evler.
banê ey onun evi (eril)
banê herıni topraklı evler.
banek evcik.
baneki evcilik.
banekin evcilik, evcilik oyunu.
bani evler, binalar.
bank (Alm) banka yerine kulanılan kısaltılmış sözcük.
bank (Alm) yol kenarlarında, park ve bahçelere kurulan sıralı oturmalık.
banka (Ìt) bankacılık işlemlerinin yapıldığı yer ve kuruluş.
banka akerdenı-akerdış 1-banka açmak, 2-banka soymak.
bankaci bankacı.
bankacinı bankacılık.
bankacılıxey bankacılık.
bankay bankalar.
bankêr (Fr) 1-para, altın gibi taşınır değerlerin ticaretiyle uğraşan kimse, 2-çok zengin anlamında, banka gibi adam.
banker (Fr) 1-para, altın gibi taşınır değerlerin ticaretiyle uğraşan kimse, 2-çok zengin anlamında, banka gibi adam.
bankêrcılıxey bankercilik.
bankercılıxey bankercilik.
bankêrey kerdenı-kerdış bankerlik yapmak.
bankerey kerdox bankerlik yapan.
bankêrey bankerlik.
bankerey bankerlik.
bankêreya bankerlikle.
bankereya bankerlikle.
banket (Fr) şehirler arası yolların iki tarafına yapılan yaya geçidi veya taşıtların trafiği aksamadan durup dinlenebileceği yer.
banknot (Ìgt) devlet bankası tarafından piyasaya çıkarılan kağıt para.
banknotê hezarlıxi binlik banknotlar.
banok tren istasyonu.
banokiye kanca.
banq (Alm) banka yerine kulanılan kısaltılmış sözcük.
banq (Alm) yol kenarlarında, park ve bahçelere kurulan sıralı oturmalık.
banqa (Ìt) bankacılık işlemlerinin yapıldığı yer ve kuruluş.
banqa akerdenı-akerdış 1-banka açmak, 2-banka soymak.
banqa dı bankada.
banqa ra bankadan.
banqaci bankacı.
banqacinı kerdenı-kerdış bankacılık yapmak.
banqacinı bankacılık.
banqacılıxey bankacılık.
banqay bankalar.
banqayan bankaları.
banqna bir banka daha.
banqnot (Ìgt) devlet bankası tarafından piyasaya çıkarılan kağıt para.
banqnotê selıxi yüzlük banknotlar.
bant kerde bantlanmış olan.
bant kerdenı-kerdış bantlamak.
bant kerdox bantlayan.
bant pırkerdenı-kerdış bant doldurmak.
bant pırkerdox bant dolduran.
bant bant.
banyo (Ìt) yapılarda, içinde yıkanılan bölüm, hamam.
banyo kerde banyo yapmış olan.
banyo kerdenı-kerdış banyo etmek.
banyo kerdox banyo yapan.
banıst evin tavanı.
bapirı babaanne.
baqaley bakkallık.
baqalinı bakkallık.
baqan bakan.
baqanê bir bakan.
baqani bakanlar.
baqi mendenı-mendış baki kalmak.
baqi kalıcı, daimi, ebediyete kadar.
baqiyey baki kalma durumu.
baqla (Ar) bakla.
baqlawa vıraştenı-vıraştı baklava yapmak.
baqlawa baklava.
baqlawaci baklavacı.
baqlawacinı baklavacılık.
baqlawacılıxey baklavacılık.
baqle (Ar) bakla.
baqlewe baklava.
baqleweyinı baklavacılık.
baqleweyın baklavalı.
baqley (Beqley, paqley) baklalar.
baqley awrêşan tavşan baklası.
baqley kesan kaplunbağa baklası.
baqley maran yılan baklası.
baqleyın baklalı.
baqqal (Ar) bakkal.
baqqalcinı bakkalcılık.
baqqalcılıxey bakkalcılık.
baqqaley bakkallık.
baqqaliye (Ar) bakkal dükanında satılan şeyler.
baqteri (Fr) bakteri, tek hücreli canlı.
baqteri bıyayenı-bıyayış banteri olmak.
baqıl bı 1-akılliydi, 2-akıllı ol?.
baqıl bıyaye akıllı olmuş olan.
baqıl bıyayenı-bıyayış akıllı olmak.
baqıl hereket kerdenı-kerdış akıllı hareket etmek.
baqıl kerdenı-kerdış akıllı etmek, yolla getirmek.
baqıl kerdox akıllı eden, yolla getiren.
baqıl qısey kerdenı-kerdış akıllı konuşmak.
baqıl vınderdenı-vınderdış akıllı durmak.
baqıl akıllı.
baqıla akıllıdır (dişil).
baqılbê akıllı olun.
baqılê akıllıdırlar.
baqıley akıllı olma durumu
baqıleya akıllıca.
baqılı akıllı (dişil).
baqıli akıllılar.
baqıliyê akıllıdırlar
baqılo akılıdır (eril).
baqıltır daha akıllı.
baqıltırın daha daha akıllı.
baqır (paqır) bakır.
baqır ra bakırdan.
baqırci bakırcı.
baqırcinı bakırcılık.
baqırcılıxey kerdenı-kerdış bakırcılık yapmak.
baqırcılıxey kerdox bakırcılık yapan kimse.
baqırcılıxey bakırcılık.
baqırên bakırlı.
baqıro bakırdır.
baqırwan bakır işi ile uğraşan.
baqırwaney kerdenı-kerdış bakırcılık yapmak.
baqırwaney bakırcılık.
baqırın bakırlı.
baqırıno bakırlıdır.
bar (Yun) hava basıncı birimi.
bar (Ìng) danslı ve içkili eylence yeri.
bar bar qirayenı-qirayış bas bas bağırmak.
bar bar qireno barbar, bas bas bağıriyor.
bar bara ciya bağırmasıdır.
bar barı bağırma, çağırma.
bar bıyayenı-bıyayış yüklenmek, yüklenmiş olmak.
bar gıraney ağır yüklülük.
bar keno heri eşeğe yükliyor.
bar keno yüklüyor.
bar kerd yükledi.
bar kerde 1-yüklü, 2-yüklenmiş olan.
bar kerdenı-kerdış 1-yüklemek, 2-evini taşımak.
bar kerdox yükleyici, yükleyen.
bar kerê yükleyin.
bar nêkerd yüklemedı.
bar nêkerde yüklenmemiş olan.
bar nêkerdenı-nêkerdış yüklememek.
bar nêkerdo yüklememiş.
bar nêkerdox yüklemeyen.
bar wegêno yük taşiyor.
bar wegrotenı-wegrotış yük taşımak.
bar wegrotox yük taşıyıcı.
bar yük.
bara bıyayenı-bıyayış 1-yüklü olmak, 2-bölüştürülmüş olmak, 3-hamile olmak.
bara kerde bölüştürülmüş, paylaşılmış, hiselendirilmiş olan.
bara kerdê bölüştürüyordu, hiseliyordu.
bara kerdenı-kerdış paylaşmak, eşit şekilde hiseleyip bölüşmek.
bara kerdox paylaşan, bölüştüren kimse.
bara kero 1-bölüşecek, 2-bölüştürsün?
bara mırê benden taraf.
bara dağıtma, hiseleme.
bara yüklen, yüklü, yük ile.
baraj (Fr) suyu toplamak, gücünden yararlanmak amacıyla yapılan bent.
baraj dı barajda.
baraj ra barajdan.
baraji barajlar.
barajın barajlı.
barakera paylaşayım.
barakı paylaş, paylaştır, bölüştür.
baramekı paylaştırma, bölüştürme.
baran jew bı jew awdı sıraları birer birer sula.
baran bağda tiyenk sırası, tiyenk dizisi, safı.
baran ekili ağaçların sırası.
barananê cı 1-yüklerini, 2-yüklülerini.
barananê sayan bıkenı elmaların sıralarını kaz.
baranê xo yüklerini.
baraqa (Ìt) tahta, çinko gibi hafif şeylerden yapılmış temelsiz eğreti yapı.
baraqa vıraştenı vıraştış temelsiz yapı yapmak.
baraqayın barakalı.
barbar (Yun) uygarlaşmamış, meckaba, kırıcı ve zalim, vahşi.
barbar bıyayenı-bıyayış barbar olmak.
barbara cı bağırması, avazı.
barbara barbardır (dişil).
barbarey kerdenı-kerdış barbarlık yapmak.
barbarey kerdox barbarlık yapan kimse.
barbarey barbarlık.
barbareya barbarca.
barbarinı barbarlık.
barbaro barbardır (eril).
barbiyaye yüklenmiş olan, yüklü.
barbiyayenı-biyayış yüklenmiş olmak.
barbunya (Ìt) 1-bir balık cinsi, 2-bir tür fasulye.
barbut (Tr) zarla oynanan bir çeşit kumar.
barbut eştenı-eştış zar atmak, kumar oynamak.
barbut kaykerdenı-kaykerdış barbut oynamak.
barbut kaykerdox barbut oynayan kimse.
barçewt işi kırık, düzeni yerinde olmayan.
bardê xo ya yükiyle.
barê cı yükü.
barê mesuliyetey bol gırano mesuliyetin yükü öok ağırdır.
barê bir yük.
barfiks (Fr) iki ayak üzerine tuturulmuş çubuklu jimnastik aracı.
barfiks kerdenı-kerdış barfiks yapmak.
bargıran mesuliyet sahibı, yükü ağır, herşey onun boynunda.
bargıraney ağır yüklülük, ağır sorumluluk.
bargıraney ağır yüklülük, mesuliyet altında olma durumu.
bari biyaye incelmiş olan.
bari biyayenı-biyayış ince olmak, incelmek.
bari kerde inceltilmiş olan.
bari kerdenı-kerdış inceltmek.
bari kerdox incelten.
bari tı bê hiç olmazsa sen gel.
bari u qalın ince ve kalın.
bari 1-hiç olmazsa, hiç değilse, öyle ise, o halde, 2-ince, ince uzun.
barikat (Fr) araç ve gereçlerle yolu kapatmak.
barikat vıraştenı-vıraştış barikat kurmak.
barikey incelik.
barikı incecik.
bariya 1-incedir (dişil), 2-yük ile.
bariyan incelerini.
bariyê incedirler.
bariyek incecik (eril).
bariyekı incecik (dişil).
bariyêr incenın incesı.
bariyey incelik, ince olma durumu.
bariyinı ince olma durumu, incelik.
bariyo incedir (eril).
bariyın incecik, ince olma durumu.
barker 1-gryüklem, 2-yükleyen, yükleyici.
barkeran yüklemleri.
barkerd 1-yükledi, 2-taşındı.
barkeri gr:yüklemler.
barkeriya yüklem ile.
barkı 1-yükle, 2-taşın.
barmekı 1-yükleme, 2-taşınma.
barmen (Ìng) bar tezgahtarı.
barmeney barmenlik.
barmeni barmenler.
barmeninı kerdenı-kerdış barmenlik yapmak.
barmeninı barmenlik.
barmenlıxey kerdenı-kerdış barmenlik yapmak.
barmenlıxey barmenlik.
barna bir yük daha.
barnêkerd 1-yüklemedi, 2-taşınmadı.
barnêkerdenı-nêkerdış 1-yüklememek, 2-taşınmamak.
baro (Fr) Avukatların bağlı oldukları meslek kuruluşu.
baro gıran tım gırano ağır yük her zaman ağırdır.
barometre (Fr) basınç ölçer aleti.
baron (Fr) şövalye ile vikont arasında soyluluk unvanı.
baroney baronluk.
baroninı baronluk.
bars arıların oğul vermesi.
barsom bir erkek ismi.
barsomı bir bayan ismi.
barut (Ar) patlayıcı katı madde.
barut vıraştenı-vıraştış barut yapmak.
barut vıraştox barut yapan.
barutci barutcu.
barutcinı barutculuk.
barutinı barutçuluk.
barutxane barut yapılan, satılan veya konulan yer.
barutın barutlu.
barwegrotox
barxane barhane, dans ve içki yeri, saz evi, gazino.
baryum (Fr) bir element adı.
barı biyaye incelmiş olan.
barı biyayenı-biyayış ince olmak, incelmek.
barı kerde inceltilmiş olan.
barı kerdenı-kerdış inceltmek.
barı kerdox incelten.
barı ince.
barınagı hayvan avlama yeri.
barınan yüklüleri.
barıya incedir (dişil).
barıyan incelerini.
barıyê incedirler.
barıyek incecik.
barıyêr incenın incesı.
barıyey incelik, ince olma durumu.
barıyinı ince olma durumu, incelik.
barıyo incedir (eril.
barıyın incecik, ince olma durumu.
bas (Fr) en kalın erkek sesi.
bas bıyayenı-bıyayış iyi olmak, iyileşmek.
bas kerdenı-kerdış 1-iyileştirmek, 2-başa çıkmak.
bas kewtenı-kewtış idaaya girmek.
bas nêkeno başa çıkamiyor.
bas 1-iyi, iyi olma, 2-başa çıkma, 3-idaaya girme.
basax bıyaye başak olmuş olan.
basax bıyayenı-bıyayış başak olmak.
basax kerde başak edilmiş olan.
basax kerdenı-kerdış başak etmek.
basax kerdox başak yapan kimse.
basax ekin toplamadan sonra dökülen ürünlerin son olarak toplanması.
basax tarla, bağ ve bahçelerde yere dökülmüş veya tek tük kalmış ürün.
basaxci başak eden kimse.
basaxcinı başakcılık.
basit (Ar) kolay, kolay olan, karışık olmayan.
basit amyayenı-amyayış basit gelmek, kolay gelmek.
basit bıyayenı-bıyayış basit olmak.
basit kerde basitleştirilmiş olan.
basit kerdenı-kerdış basitleştirmek.
basit kerdox basitleştiren.
basitana basitleriyle.
basitey kolaylık.
basito basittir.
bask şanayenı-şanayış kanat çırpmak.
bask kol, kanat.
baskê cı şıkıti kanatlarını kırdılar.
basket (Ìng) basketbolde kazanılan sayı.
basketbol (Ìng) 3 m yükseklikteki sepetli fileye topu geçirilmeye çalışılan bir top oyunu.
basketbol dı basketbolda.
basketbol kaykerdenı-kaykerdış basketbol oynamak.
basketbol kaykerdox basketbol oynayan.
basketbolci basketbol oyuncusu.
basketbolvan basketbol oyuncusu.
baskul bıyaye tapmış olan.
baskul bıyayenı-bıyayış tapmak.
baskul bıyayox tapan.
baskul kerde taptırılmış olan.
baskul kerdenı-kerdış taptırmak.
baskul kerdox taptıran.
baskul tapma.
baskulban tapınak, tapınak evi, yeri.
baskulinı tapma işi.
baskullê Ellay bı Allaha taptı.
baskül (Fr) bir tür tartı aleti.
basme 1-hayvan göbresi kurutulmaya bırakılan yer, çukur, 2-bir kumaş türü.
basmeyın basmeli kumaş türü.
basna yastık.
basnana bir yastık daha.
basnayın yastıklı.
basqul bıyaye tapmış olan.
basqul bıyayenı-bıyayış tapmak, yalvarmak.
basqul bıyayox tapan.
basqul kerde taptırılmış olan.
basqul kerdenı-kerdış taptırmak.
basqul kerdox taptıran.
basqul yalvarma, tapma.
basqulban tapınak, tapınak evi, yeri.
basqulinı tapma işi.
basqullê Ellay bı Allaha taptı.
basqın (Tr) baskın.
basqın kerdenı-kerdış baskın yapmak.
basrax tepıştenı-tepıştış rehin tutmak.
basrax rehin, tutu.
bastêx (pastêx) pestil.
bastêx vıraştenı-vıraştış pestil yapmak.
bastêxcinı pestilcilik.
bastêxın pestilli.
bastêxinı pestilcilik.
bastırmacinı pastırmacılık.
baston (Ìt) asa, kol altı dayanağı.
bastu terlenme yeri, hamamlarda terlenmek kısmı.
bastur vetenı-vetış çıban çıkarmak.
bastur vucuta çıkan bir çıban.
bastıq vıraştenı-vıraştış pestil yapmak.
bastıq pestil.
bastıqcinı pestilcilik.
bastıqın pestilli.
bastıqinı pestilcilik.
bastırma vıraştenı-vıraştış pastırma yapmak.
bastırma pastırma.
bastırmayın pastırmalı.
bastırme pastırma.
bastıx vıraştenı-vıraştış pestil yapmak.
bastıx pestil.
bastıxcinı pestilcilik.
bastıxın pestilli.
bastıxinı pestilcilik.
basur (Ar) varis, mayasıl.
basur dı mayasılda.
basur ra mayasıldan.
basur vete mayasıl çıkarmış olan.
basur vetenı-vetış mayasıl çıkarmak.
basur vetox mayasıl çıkaran.
basurın mayasıllı.
basü yürürken kara batma hali.
bat bi battı, dibe gitti.
bat biyaye batmış olan.
bat biyayenı-biyayış batmak.
bat kerdê batırılmış olan.
bat kerdenı-kerdış batırmak.
bat kerdox batıran.
bat kerdı batırdı.
bat batma, dibe inme.
bataney batanyalar.
bataneyicinı bataniyecilik.
batani bataniye, bataniyeler.
bataniyın batanili.
batarya (Ìt) en küçük topçu birliği.
batarya hirını üçüncü topçu birliği.
batax bıyayenı-bıyayış batak olmak.
batax dı batakta.
batax ra bataktan.
batax bataklık, üzerine basınca çöken çamurlaşmış toprak.
bataxxane 1-kötü yer, 2-kumarhane gibi iyi olmayan yerler, 3-çamurlu ve bataklık yer.
bataxın bataklı.
batman eski bir ağırlık ölçüsü.
batmanê bir batman.
batmanna bir batman daha.
batun aliminyum, metal.
batıl (Ar) inançsız, boş inanç.
batıl bıyayenı-bıyayış inançsiz olmak.
batıley inançsızlık, gayri meşru.
batılinı inançsiz olma durumu.
baw büyük baba, dede.
bawer inanç, inanma, güvenme.
bawerey inanç, inançlık, güvenlilik.
bawkal ced, dede, ata.
bawo baba, dede, dedeye hitap etme sözcüğü.
bawok kerdenı-kerdış amanet etmek.
bawok kerdox amanet eden.
bawok birine bir şeyi emanetle bırakma.
bawokê cı bı bak, koru, bekle.
bawokê to yo sana emanettir.
bawokey emanet edilme durumu.
bawoy dedeler, babalar.
bawozık ame vero hıçkırık geldi önüne.
bawozık veramyayenı-amyayış gegirmek.
bawozık gegirti, hıçkırık.
bawık 1-baba, 2-dede.
bawıl-bawılı bavul, valiz.
bawıla çınay elbise valizi.
bawılcinı valizcilik.
bawıli valizler.
bawılın valizli.
bax kerdenı-kerdış destelemek.
bax kerdox desteleyen.
bax u bostan bağ ve bostan.
bax 1-bağ, 2-bir deste.
baxac bağaç, bağaj.
baxacın bagajlı.
baxçan bahçeleri.
baxçe karıtenı-karıtış bahçe ekmek.
baxçe ronayenı-ronayış bahçe dikmek, bahçe ekmek.
baxçe u bostan bahçe ve bostan.
baxçe 1-bahçe, 2-sebze yetiştirilen yer, bostan.
baxçecinı bahçecilik.
baxçeyın bahçeli.
baxçıwan bahçıvan, bahçeye bakan kimse.
baxçıwaney bahçıvanın yaptığı iş.
baxçıwaninı bahçıvancılık.
baxê güli bir deste gül.
baxê nıhan nohut bağı.
baxê bir deste.
baxşiş dayenı-dayış bahşiş vermek.
baxşiş dayox bahşiş veren.
baxşiş gırotenı-gırotış bahşiş almak.
baxşiş gırotox bahşiş alan.
baxşiş bir hizmet görene hakkından ayrı olarak verilen para.
baxşişcinı bahşişcilik.
baxşişey bahşiş ile ilgili, bahşişlik.
baxlama (Tr) üç çift telli bir saz.
baxlama cınayenı-cınayış bağlama çalmak.
baxna bir deste daha.
baxse kerdenı-kerdış şahsileştirmek.
baxse şahsi.
baxt xırab kötü talih, kötü kader, kötü şans.
baxt talih, kader, şans vb.
baxtê to çıniyo bahtın yoktur.
baxtiyar bıyaye mutlu olmuş olan.
baxtiyar bıyayenı-bıyayış mutlu olmak, mesut olmak.
baxtiyar kerdenı-kerdış bahtiyar etmek.
baxtiyar mutlu, mesut.
baxtiyarey mutluluk.
baxtiyarinı bahtiyar olma durumu, mutluluk.
baxtiyarın bahtiyarlı.
baxtın bahtı iyi olan, mutlu.
baxın desteli.
bayi (Ar) tekel maddelerini satma izni olan kimse, küçük dükkan.
bayicinı bayicilik.
bayilıxey bayilik.
bayiyinı bayicilik.
bayne amyayenı-amyayış daima gelmek, sık sık gelmek.
bayne bê daima gel.
bayne şiyayenı-şiyayış daima gitmek, sık sık gitmek.
bayne daima.
bayram bir erkek ismi.
bayraq kesilen kurban
bayrax (Tr) bayrak.
bayro bir erkek ismi.
baytar (Ar) hayvan hastalıkları hekimi.
baytarcinı baytarcılık.
baytarcılıxey kerdenı-kerdış baytarlık yapmak.
baytarcılıxey baytarcılık.
baytarey kerdenı-kerdış baytarlık yapmak.
baytarey kerdox baytarlık yapan.
baytarey baytarlık.
baytarinı baytarlık.
bayır bıyayenı-bıyayış bayırlı olmak.
bayır dı bayırda.
bayır kıraçlı ve ekilmeyen yer, arazi.
bayıran ra bayırlardan.
bayırın bayırlı.
baz bazı sözcüklerin sonuna gelip onları iş yapma ismi yapar ( cam-baz (can-baz), fet-baz, hile-baz, sıhêr-baz)
bazar bıyaye pazarlanmış olan.
bazar bıyayenı-bıyayış pazarlanmak.
bazar dı pazarda.
bazar kerde pazarlanmış olan.
bazar kerdenı-kerdış pazarlamak, pazarlık etmek.
bazar kerdox pazarlayan, pazarlamacı, pazarlık eden kimse.
bazar ra bazardan.
bazar u bazarci pazar ve pazarcı.
bazar pazarlama, pazarlama yeri.
bazar sebze, meyve ve benzeri şeylerin satıldığı yer.
bazarxane pazar kurulan yer.
bazbendi boncukten örülüp içine nuska konullan kol bağı.
bazêk eştenı-eştış kulaç atmak.
bazêk kulaç atarak yüzmek.
bazend 1-ön kol, 2-kolla takılan kolluk.
bazi desti elin pozusu. kolun dirsekten yukarısı.
bazi bilek, kol, pazı, pazu.
bazibend pazubend, kolla takılan boncuklu kolluk.
bazu (pazu) kolun dirsekten yukarısı.
bazuka (Ìng) roketatar.
bazı (pazı) kol dirseği.
bazıdê cı dı pazusunda.
bazın bilezik.
bazınê desti elin bileziği
bazırgan ticaretle uğraşan.
bazırganey kerdenı-kerdış bezirganlık yapmak.
bazırganey kerdox bezirganlık yapan.
bazırganey bezirganlık.
bazırganey tacirlik, tücarlık.
bazırganinı bezirganlık.
bazıyın pazulu.
be berilyumun simgesi.
bebe çocuk dilinde bebek.
bebeg bebek.
bebek bebek.
becayenı-becayış yer değiştirme.
becayış kerd birisiyle yer değiştirdi.
becayış kerdenı-kerdış becayiş etmek.
becayış karşılıklı yer değiştirme.
bedawa (Far) parasız, karşılıksız.
bedawa dayenı-dayış parasız vermek.
bedawa gırotenı-gırotış parasız almak.
bedawa karkerdenı-kerdış parasız iş yapmak, çalışmak.
bedawaci bedavacı.
bedawacinı beleşçilik, bedavacılık.
bedawacılıxey bedavacılık.
bedbaht (Far) mutsuz, bahtsız, talihsiz., kötü durumda.
bedbaht bıyaye kötü duruma düşmüş olan.
bedbaht bıyayenı-bıyayış kötü duruma düşmek.
bedbaht bıyayox bedbaht olan.
bedbaht kerde bedbaht edilmiş olan.
bedbaht kerdenı-kerdış bedbaht etmek.
bedbaht kerdox bedbaht eden kimse.
bedbahtey bedbahtlık.
bedbaxt bıyaye kötü duruma düşmüş olan.
bedbaxt bıyayenı-bıyayış kötü duruma düşmek.
bedbaxt bıyayox bedbaht olan.
bedbaxt kerde bedbaht edilmiş olan.
bedbaxt kerdenı-kerdış bedbaht etmek.
bedbaxt kerdox bedbaht eden kimse.
bedbaxt bedbaht.
bedbaxtey bedbahtlık.
bedbext bıyaye kötü duruma düşmüş olan.
bedbext bıyayenı-bıyayış kötü duruma düşmek.
bedbext bıyayox bedbaht olan.
bedbext kerde bedbaht edilmiş olan.
bedbext kerdenı-kerdış bedbaht etmek.
bedbext kerdox bedbaht eden kimse.
bedbext bedbaht.
bedbextey bedbahtlık.
bedbextın bedbahtlı.
bedbin bıyayenı-bıyayış kötümser olmak.
bedbin kötümser.
bedel (Ar) bir şeyin yerini tutabilen karşılık, ödenek.
bedel daye bedel vermiş olan.
bedel dayenı-dayış bedel vermek.
bedel dayo bedel vermiş.
bedel dayox bedel veren kimse.
bedel gırotenı-gırotış bedel almak.
bedel gırotox bedel alan.
bedel waştenı-waştış bedel istemek.
bedel waştox bedel isteyen.
bedel 1-satış tutarı, fiat, 2-bir şeyin yerine verilen ücret, bedel.
bedelna 1-süsledi, 2-değiştirdi.
bedelnay süsledi.
bedelnaye süslenmiş olan.
bedelnayenı-bedelnayış süslemek.
bedelnayox süsleyen.
bedelnena (vırnena) değiştiriyor.
bedelo gırd ma da biz büyük bedel verdik.
bedelın bedelli.
bedelına bedellidir (dişil).
bedelıno bedellidir (eril).
beden (Ar) vücut.
beden antenı-antış duvar çekmek, çevirmek.
beden kerdenı-kerdış surlamak, etrafını duvarla çevirmek.
beden 1-boydan boya çekilen duvar veya kale surı, 2-vücut.
bedendê xo dı vücudunda, bedeninde.
bedenê cı bedeni, vücudu.
bedenê insani insan vücudu.
bedenın 1-vücutlu, 2-surlu.
bedew güzel, iyi, ölçülerine uyan, beğenilen.
bedewa daye parasız verilmiş olan.
bedewa dayox parasız veren.
bedewa gırote parasız alınmış olan.
bedewa gırotenı-gırotış parasız almak.
bedewa gırotox parasız alan.
bedewa 1-güzeldir, iyidir (dişil), 2-bedava.
bedewayo bedavadır, parasızdır.
bedewê güzelsin, güzeldirler.
bedewey güzellik, şirinlik, tatlılık, güzel olma durumu.
bedewi (Ar) çölde çadırda yaşayan göçebe.
bedewo güzeldir, iyidir (eril).
bedo bir erkek ismi.
bedılna bı süslemişti.
bedılna 1-değiştirdi, 2-süsledi, düzene soktu.
bedılnay süsledi.
bedılnayê süslü, endamlı.
bedılnaye süslü, süslenmiş olan.
bedılnayenı-bedılnayış süsleme, süslemek.
bedılnayox süsleyen.
bedılyaye süslenmiş olan, süslü.
bedılyayenı-bedılyayış süslenmiş olmak.
bedır bir erkek ismi.
beş bıyaye paylaşılmış olan.
beş bıyayenı-bıyayış paylaşılmak, bölünüp dağıtımış olmak.
beş keno paylaşiyor.
beş kerde paylaştırılmış olan.
beş kerdenı-kerdış paylaştırmak, bölüp dağıtmak.
beş kerdox paylaşan.
beş nêbıyaye paylaşılmamış, bölüşülmemiş olan.
beş nêbıyayenı-nêbıyayış paylaşılmamak, bölünmemek.
beş 1-pay, hise, 2-bölüm, 3-ayırmak, paylamak, eşit şekilde bölüp dağıtmak, 4-benekli, içinde beyaz benler olan, siyah veya başka bir rengin ortasındaki pul büyüklüğündeki beyazlık.
beşdê cı dı payında, hisesinde.
beşê cı payı, hisesi.
beşe bıyaye beşer olmuş olan, becerilmiş olan.
beşe bıyayenı-bıyayış beşer olmak, becerilmek.
beşe kerd başardı, muhafaza etti, becerdi.
beşe kerde neticeye varmış olan, beşer etmiş olan.
beşe kerdenı-kerdış başarmak, başariyle neticeye götürmek.
beşe kerdox neticeye vardıran, beşer eden.
beşe başarma, hedefe ulaşma, başariya götürme.
beşer (Ar) 1-insanoğlu, insan, 2-becerme.
beşer bı beşer oldu, becerildi.
beşer bıyaye himaye olmuş olan, becerilmiş olan.
beşer bıyayenı-bıyayış himaye olunmak, neticeye ulaşmak.
beşer kerdenı-kerdış hakkından gelmek, becerilmek, neticesini almak.
beşer kerdo başarmış, korumuş, himaye etmiş, becermiş.
beşer nêbıyayenı-nêbıyayış iflah olmamak.
beşer nêkerd başarmadı, koruyamadı, himaye edemedi, beceremedi.
beşer nêkerdenı-nêkerdış becerememek, başaramamak.
beşer barındırma, himaye etme, koruma, hakkından gelme, becerme.
beşeriyet (Ar) insanlık, insanoğulları.
beşila kavun.
beşiley kavunlar.
beşileyê bir kavun.
beg bay, bey.
bega beydir (dişil).
begê Dımıliyan Dımılilerin beyi.
begefendi beyefendi.
begefendinı beyefendilik.
begem bı beğenildi.
begem bıyaye beğenilmiş olan.
begem bıyayenı-bıyayış beğenilmek.
begem keno beğeniyor.
begem kerde beğenilmiş olan.
begem kerdenı-kerdış beğenmek.
begem kerdo beğenmış.
begem kerdox beğenen.
begem nêbıyaye beğenilmemiş olan.
begem nêbıyayenı-nêbıyayış beğenilmemek.
begem nêkerdenı-nêkerdış beğenmemek.
begem beğenme.
begen bı beğenildi.
begen bıyaye beğenilmiş olan.
begen bıyayenı-bıyayış beğenilmek.
begen keno begeniyor
begen kerda beğenmiş (dişil).
begen kerde beğenilmiş olan.
begen kerdenı-kerdış beğenmek.
begen kerdo beğenmış (eril).
begen kerdox beğenen.
begen nêbıyaye beğenilmemiş olan.
begen nêbıyayenı-nêbıyayış beğenilmemek.
begen nêkerdenı-nêkerdış beğenmemek.
begen beğenme.
beglıg beylik.
beglıgey kerdenı-kerdış beylik yapmak.
beglıgey beylik.
beglıginı kerdenı-kerdış beylik yapmak.
beglıginı kerdox beylik yapan.
beglıginı beylik.
beglıx beylik.
beglıxey kerdenı-kerdış beylik yapmak.
beglıxey kerdox beylik yapan.
beglıxey beylik.
beglıxinı beylik.
bego beydir (eril).
begonya (Tr) bir süs bitkisi.
begzade 1-bey oğlu, 2-soylu kimse.
begzadeyinı 1-beyzadelik, 2-soyluluk.
beh ame vay be geldi.
beh acayiplik vb. şeyleri dile getiren sözcük, "ne yazık, günah, yazık oldu, vay be" vb. anlamlarda kullanılır.
behciyayenı-behciyayış nefesten kesilmek, çok yorulmak, ağlamaktan bayılır hale gelmek.
behcınayenı-behcınayış çok yormak, nefesten kesmek.
behşiş dayenı-dayış bahşiş vermek.
behşiş dayox bahşiş veren.
behşiş gırotenı-gırotış bahşiş almak.
behşiş gırotox bahşiş alan.
behşiş nêdayenı-nêdayış bahşiş vermemek.
behşiş nêgırotenı-nêgırotış bahşiş almamak.
behşiş bir hizmet görene, hakkından ayrı olarak verilen para, bahşiş.
behşişey bahşiş ile ilgili.
behşişın bahşişli.
behşişinı bahşişcilik.
behlul bir erkek ismi.
behlı bıyaye bahl edilmiş olan.
behlı bıyayenı-bıyayış bahl edilmek.
behlı kerde bahl edilmiş olan.
behlı kerdenı-kerdış kızgın şişle dili dağlamak.
behlı kerdox bahl yapan kimse.
behlı nêbıyayenı-nêbıyayış bahl edilmemek.
behlı nêkerdenı-nêkerdış bahl etmemek.
behlı çalınan bir şeyi bulup ispatlamak içi şeyhlerin yapmış olduğu kızgın şiş ile dili dağlama işi.
behr (bahr) deniz.
behrayenı-behrayış 1-ağlayıp yalvarmak, 2-koyun sesi, melemesi.
behrbehr 1-acı çekme bağırtısı, 2-koyun sesi, melemesi.
behs (bahs) 1-idaya girmek, 2-lafını etmek, sözünü etmek.
behs bıyayenı-bıyayış bahs edilmek, sözü edilmek.
behs keno sözünü ediyor.
behs kerd sözünü etti.
behs kerdenı-kerdış bahsetmek, sözünü etmek.
behs kerdox bahseden kimse, bahisci.
behs kewte iddiaya girmiş olan.
behs kewtenı-kewtış bahse girmek, iddiada bulunmak.
behs kewtox bahse giren kimse.
behs nêbıyayenı-nêbıyayış bahsedilmemek, bahsı yapılmamak.
behs nêkerdenı-nêkerdış bahsetmemek, sözünü etmemek.
behs nêkewtenı-nêkewtış bahse girmemek.
behs tepıştenı-tepıştış bahis tutmak, iddia etmek.
behsê çiyê kerdenı bir şeyin sözünü etmek.
behıciya ağlamaktan, sızlamaktan, yorulmaktan, ağrı çekmekten bitkin hale gelmek, bayılır gibi olmak, çatlamak.
behıciyayenı-behıciyayış çatlamak, bayılır gibi olmak, çok ağlamak.
behıcına mecçatlattı.
beimkan imkanlı.
bej 1-sariya çalan açık kehve rengi, 2-susuz.
beji susuz.
bejn u bal boy ve endam, boy pos.
bejn u balê insani insanın boyu ve endamı.
bejna ay onun boynu, vücudu (dişil)
bejna ey onun boynu, vücudu (eril).
bejna verdi kısa boylu, ufak boylu.
bejnbari ince boylu.
bejnderg uzun boylu.
bejnkılm kısa boylu.
bejnweş zarif boylu.
bejnwes zarif boylu.
bejnı boy.
bejnın boylu.
bejnına boyludur (dişil).
bejnıno boyludur (eril).
bejın 1-açık kahve rengi, 2-susuz.
bekçi bekçi, korumacı.
bekçilıxey bekçilik.
bekçinı bekçilik.
beko bir üzüm cinsi.
bekoevan fesat, şeytan, fitne vb. kimse.
bekoevaney şeytanlık, fitnelik, fesatlık etme durumu.
bektaşi bektaşi tarikatından olan kimse.
bektaşicılıxey bektaşilik.
bektaşiyey bektaşilik.
bektaşiyinı bektaşicilik.
bekı yap.
bekır bir erkek ismi.
bel koyun, keçi vb. hayvanlarda ince ve uzun kulak.
bela (Ar) 1-içinden çıkılması güç, sakıncalı durum, başa gelen zorluk vb.
bela bı bela oldu.
bela bıyaye bella olmuş olan.
bela bıyayenı-bıyayış bela olmak.
bela bıyayox bella olan kimse.
bela daf kerdenı-kerdış belayı defetmek.
bela dayenı-dayış bela vermek.
bela dı belada.
bela kerde bella edilmiş olan.
bela kerdenı-kerdış bela etmek, başına yığmak.
bela kerdox bella eden.
bela nêbıyayenı-nêbıyayış bella olmamak.
bela nêdıyayenı-nêdıyayış bella görmemek, bir iş başına gelmemek.
bela nêkerdenı-nêkerdış bella etmemek.
bela ra beladan.
belaş (Ar) karşılıksız, parasız elde edilen, beleş, bedava.
belaş bı beleşti.
belaş daye bedeva verilmiş olan.
belaş dayenı-dayış bedeva vermek.
belaş gırot beleş aldı.
belaş gırotenı-gırotış bedeva almak.
belaş gırotox bedeva alan kimse.
belaş nêdayenı-nêdayış beleş, bedava, parasız vermemek.
belaş nêdayox beleş vermeyen.
belaş nêgırotenı-nêgırotış beleş almamak.
belaşa beleştir (dişil).
belaşci beleşçi.
belaşcılıxey beleşçilik.
belaşey beleş, bedava, parasız elde etme durumu.
belaşinı beleşçilik.
belaşo beleştir. (eril).
belali belalı.
belaliya bellalıdır (dişil).
belaliyê belalıdırlar.
belaliyey bellalı olma durumu.
belaliyo bellalıdır (eril).
belalıkı ufak taneli siyahımsı bir üzüm çeşidi.
belası şeker pancarı yaprağı.
belate dekewte meyvelerde yarı olgunlaşma ve yenilir hale gelmesi.
belate dekewtenı-dekewtış olgunlaşmaya yüz tutma.
belate kewt engurı üzüme olgunlaşma girdi.
belate nêdekewtenı-nêdekewtış olgunlaşmamak, yenilir hale gelmemek.
belate 1-leş, ceset, ölü, ölmüş hayvan leşı, 2-meyve ve sebzelerde yeni yeni su girme ve olgunlaşmaya yüz tutma, yenilecek duruma gelme.
belatiya leşle, leş gibi.
belay seri baş belası.
belaya belladır (dişil).
belayey bela olma durumu.
belayinı bellalılık, bela olma hali.
belayo gırd büyük bela.
belayo belladır (eril).
belayın bellalı.
belayına bellalıdır (dişil).
belayıno bellalıdır (eril).
belazı şeker pancarının yaprağı.
belde (Ar) şehir.
bele ak, ak ciger.
belediye (Ar) Ìl, ilçe, bucak gibi yerleşim merkezlerinde kamu hizmetlerine bakan, üyeleri halk tarafından seçilen, tüzel kişiliği olan teşkilat.
belediye reisi Ìl, ilçe, bucak gibi yerleşim merkezlerinde halkın seçimiyle başa gelen ve belediye teşkilatını yöneten kimse.
belediye teşkilati belediye teşkilatı.
belediyecinı belediyecilik.
belediyecılıxey belediyecilik.
belediyevan belediye işleri görvlisi.
belediyey belediyeler.
belediyeyinı belediyecilik.
beleş (Ar) karşılıksız, parasız elde edilen.
beleş dayenı-dayış beleş vermek.
beleş dayox beleş veren.
beleş gırot beleş aldı.
beleş gırotenı-gırotış beleş almak.
beleş gırotox beleş alan.
beleş nêdayenı-nêdayış beleş vermemek.
beleş nêgırotenı-nêgırotış beleş almamak.
beleşa beleştir (dişil)
beleşci beleşçi.
beleşcılıxey beleşçilik.
beleşey beleş olma durumu.
beleşinı beleşçilik.
beleşo beleştir. (eril)
belek siyah beyaz, alaca.
belekın siyah beyazlı, alacalı.
belenderi bir yaşına girmiş ve daha kuzlamamış koyun.
belendire iki yıllık dişi koyun.
belengaz baş belası olma durumu.
belengaz yoksul, zavalı, ellinden bir şey gelmeyen, çaresiz
belengaza belengazdır (dişil)
belengazê belengazdırler.
belengazey kerdenı-kerdış belengazlık etmek.
belengazey mekı belengazlık etme.
belengazey nêkerdenı-nêkerdış belengazlık yapmamak.
belengazey belengaz olma durumu.
belengazinı kerdenı-kerdış belengazlık yapmak.
belengazinı kerdox belengazlık yapan.
belengazinı nêkerdenı-nêkerdış belengazlık yapmamak.
belengazinı nêkerdox belengazlık yapmayan.
belengazo xüli belengaz belengaz oğlu belengaz.
belengazo belengazdır (eril).
belge (Tr) bir gerçeğe tanıklık eden yazı, film, resim vb. vesika, kanıt.
belge dayenı-dayış belge vermek.
belge dayox belge veren.
belge diyayenı-diyayış belge bulmak, kanıt bulmak.
belge diyayox belge bulan.
belge gırotenı-gırotış belge almak (okul vb. yerlerden uzaklaştırmak).
belge gırotox belge alan, belgelenen.
belge kerde belgelenmiş olan.
belge kerdenı-kerdış belgelemek.
belge kerdox belgeleyen.
belge nêdayenı-nêdayış belge vermemek.
belge nêdiyayenı-nêdiyayış belge görmemek, belge bulmamak.
belge nêgırotenı-nêgırotış belge almamak.
belge nêkerdenı-nêkerdış belgelememek.
belge nêvetenı-nêvetış belge çıkarmamak.
belge vetenı-vetış belge çıkarmak.
belge vetox belge çıkaran.
belgecinı belgecilik.
belgelıx belgelik.
belgey belgeler.
belgeyinı belgecilik.
belgeyın belgeli.
belgi bıgi belgeyi al.
belh kerdenı-kerdış belh etmek.
belh kerdox belh eden.
belh nêkerdenı-nêkerdış belh etmemek.
belh dile kızgın şiş yapıştıma işi.
beli biyo belli olmuş.
beli bı belli oldu.
beli bıbı beli olmuştu.
beli bıyayenı-bıyayış belli olmak.
beli bıyayox belirlenmiş olan.
beli kerde beli edilmiş, işaretlenmiş.
beli kerdenı-belikerdış beli etmek, işaretlemek.
beli kerdox belirleyen, işaretleyen.
beli nêbıyayenı-nêbıyayış belli olmamak, belirlenmemek.
beli nêkerdenı-nêkerdış belirlememek.
beli beli, aşikar, açık.
belibo beli olsun.
belikı belirle.
belimekı belirleme.
beliniyo belli değildir.
belirteç (Tr) zarf (gramatikte).
beliya belidir (dişil).
beliyê belidirler.
beliyo belidir (eril).
belki (Ar) muhtemel olarak, olabilirki.
belki emser lacê xo bıjewjına belki bu sene oğlumu evlendiririm.
belki ma dıha fına pê nêvinê belki biz birbirimizi daha görmeyiz.
belki nêweşo belki hastadır.
belki nino belki gelmez.
belki niyaşnawıto belki işitmemiş.
belki niyame belki gelmedi.
belki yeno belki gelir.
bella bı bela oldu.
bella bıyaye bella olmuş olan.
bella bıyayenı-bıyayış bela olmak.
bella bıyayox bella olan kimse.
bella daf kerdenı-kerdış belayı defetmek.
bella dayenı-dayış bela vermek.
bella dı belada.
bella kerde bella edilmiş olan.
bella kerdenı-kerdış bela etmek, başına yığmak.
bella kerdox bella eden.
bella nêbıyayenı-nêbıyayış bella olmamak.
bella nêdıyayenı-nêdıyayış bella görmemek, bir iş başına gelmemek.
bella nêkerdenı-nêkerdış bella etmemek.
bella ra beladan.
bella bella.
bellay bellalar.
bellaya belladır (dişil).
bellayan bellaları.
bellayey bella olma durumu.
bellayo belladır (eril).
belli bê belli olsalar.
belli benê belli oluyorlar.
belli beno to xo pede vıradayo belli oluyor sen kendini koyvermişsin.
belli biyo belli olmuş.
belli bo belli olsa.
belli bı belli oldu.
belli bıbı beli olmuştu.
belli bıyayenı-bıyayış belli olmak.
belli bıyayox belirlenmiş olan.
belli kerd bellirledi, belli etti.
belli kerde beli edilmiş, işaretlenmiş.
belli kerdena belli etmeyle.
belli kerdenı-kerdış belli etmek, işaretlemek.
belli kerdox bellirleyen, bellirleyici, işaretleyen.
belli nêbıyayenı-nêbıyayış belli olmamak, belirlenmemek.
belli nêkerdenı-nêkerdış belirlememek.
belli niyo belli değildir.
belli u nêbeli belli ve bellirsiz.
belli yo kı, o şito bellidir ki, o şeytandır.
belli belli, bellirli, açık, aşikar, bilinen, malum.
bellibo belli olsun.
bellikı belirle.
bellimekı belirleme.
belliyey belli olma durumu.
belliyo bellidir.
bellu-belluy Palamut ağacının meyvesı.
belluwêr palamut ağacı.
bellı kerdenı-kerdış belirlemek, belirtmek.
belop dışa çıkış, fal taşı gibi olmak
beloq gözlerini faltaşı gibi açıp karşısındakine bakmak.
beloqnayenı-beloqnayış gözlerini fal taşı gibi açmak.
belqa 1-kaynar geldi, kaynadı, 2-belki.
belu 1-beli olma, görünme, 2-palamut ağacının meyvesi.
beluwêr palamut ağacı.
beluyo belidir.
belxem çekerdenı-çekerdış balgam atmak.
belxem çekerdox balgam atan.
belxem eştenı-eştış balgam atmak.
belxem eştox balgam atan.
belxem nêçekerdenı-nêçekerdış balgam atmamak.
belxem nêeştenı-nêeştış balgam atmamak.
belxem balgam, kalın tükürük.
belxemın balgamlı.
belı sinsi sinsi birini gözetlemek, dinlemek.
belıwêr palamut ağacı.
beme oluruz, olacağız.
bemı nêbemı götürelim götürmiyelik?
bemı götürelim, götürelim mı?
ben götürüyor.
bena temam tamam oluyor (dişil).
bena 1-götürüyor, götürürüm, 2-olur, olurum, olabilir (dişil).
bencerê (galuj) ekinler içerisinde yeşeren ve etrafa dağılan yabani ot.
bencere (galuj) ekinler içerisinde yeşeren ve etrafa dağılan yabani ot.
bend (baraj) baraj, su seti, yüksek duvar.
bend ante set çekilmiş olan.
bend antenı-antış set çekmek.
bend kerde setlendirilmiş olan
bend kerdenı-bend kerdış setlemek, çitlemek.
bend kerdox set çeken, çitleyen kimse.
bend nêantenı-nêantış set çekmemek.
bend nêantox set çekmeyen.
bend nêkerdenı-nêkerdış setlememek, set çekmemek.
bend nêkerdox setlemeyen, set çekmeyen.
bendzor-bend, saz-bend, ray-bend, poz-bend
bend 1-ip, sicim, 2-engel, mani, 3-birini bekleme, 4-demet, bağ, tutam, kitabın bölümü, 5-kanun maddesi, fırka, 6-set, yüksek duvar, suyu biriktirmek için yapılan set, baraj.
benda hewti yedinci bent, fırka.
benda koliyan odun bağı, odun demeti.
benda kuçak dolusu veya eşek yükünün bir tekı kadar odun vb.
bendawı su barajı, su seti, su bendı, baraj.
bendê ey mende onu bekledim.
bende kewtox peşine düşen.
bende mende yolunu beklemiş olan.
bende mendenı-mendış yolunu beklemek.
bende mendox yolunu bekleyen.
bende nêmendenı-nêmendış beklememek.
bende nêmendox beklemeyen.
bende bekleme, beklemek, kolama, yolunu beklemek, bekleyen, gözleyen, yolunu bekleyen, korumak için gözetleyen.
bendewar göz kulak olan, korumak için birini bekleyen.
bendi 1-fırkalar, 2-setler, 3-çit duvarları.
bendok hayvan yükünün bir teki.
bendı odun vb. şeylerin demetı, bağı.
bendık (tekı) yük hayvanına yüklenen odun, çalı ve benzeri şeylerden her iki yanlardaki diziden herbirisi, bir kucak dolusu odun, çalı ve benzeri.
bendın setlı, çitli, duvarlı.
benê hewt yedi oluyorlar.
benê mani mani oluyorlar.
benê 1-götürüyorlar, 2-oluyorlar, olurlar.
benek herhangi bir şey üzerindeki nokta, leke.
benekinı benekli olma durumu.
benekın alacalı, benekli.
beng 1-bent, 2-benek, alacalı.
bengamı adım.
bengz eşt renk atı, sarardı.
bengz eşte solmuş, renk atmış olan.
bengz eştenı-eştış renk atmak, solmak, sararmak.
bengz eştox solan, renk atan.
bengz nêeştenı-nêeştış sararmamak, renk atmamak.
bengz herhangi bir şeyden korkarak renk atmak, sararmak, benekleşmek.
bengzı ben, renk, sararma.
bengzın renk atma durumu, sararma.
bengı ben, benek.
bengın 1-bentlı, 2-benekli, benli, alacalı.
beniadem (Ar) insan, insan oğlu.
benka odun yükünün bir teki.
benliyey benlik.
benlıxey ra bıyayenı-bıyayış beyliğinden, şahsiyetinden olmak.
benlıxey benlik.
benlıxinı benlik.
beno bıbo belki olur.
beno ez fına nira olabilir bir daha gelmiyeyim.
beno ez veyşan bımana olur aç kalayım.
beno kı raşt bo olabilir ki doğru ola.
beno mar yılan olur.
beno nêbeno olur-olmaz.
beno temam tamam oluyor (eril).
beno zelal berak olur.
beno 1-götürüyor, 2-olur, olabilir (eril)
benose olursa.
benter tencerenin altını tutan pişmiş yemek.
benterê rızi tencere altına tutuşan pirinç yemeği.
benz cı dı nêmend renk yüzünde kalmadı.
benz eştenı-eştış renk atmak, solmak, sararmak.
benz nêeştenı-nêeştış sararmamak, solmamak, renk atmamak.
benz nêvırnayenı-nêvırnayış solmamak, sararmamak, renk değiştirmemek.
benz vırna yüzü soldu, renk değiştirdi.
benz vırnayenı-vırnayış solmak, sararmak, renk değiştirmek.
benz 1-boy, pos, 2-sararma, solma (yüz renginde, yüzde)
benzbari ince boylu.
benzin (Fr) petrolın damıtılmasından elde edilen yanıcı ve uçucu bir sıvı.
benzincinı benzincilik.
benzininı benzincilik.
benzinın benzinli.
benı doğuştan veya sonradan tende bulunan ufak leke veya kabartı.
benık-benıkı menegiç ağacının taze meyvesi.
benıka awi su kenarlarında yetişen ve yenilen bir ot çeşidi.
benıkêr benık ağacı.
benıkı (teka bari) hayvan yükünün bir teki.
benıkı 1-pişirilip yenilen bir bitki meyvesi, 2-sakız ağacının meyvesi.
benın benli, benı olan.
beq mende hareketsiz kalmış olan.
beq mendenı-mendış acayip kalmak, hareketsiz kalmak.
beq mendox hareketsiz kalan, acayip kalan.
beq nêmendenı-nêmendış acayibina gitmemek, hareketsiz kalmamak.
beq nêva hiç ses çıkarmadı
beq va ez holbiya xoser bek dedi ben birden üstüme hopladım.
beq 1-büyük kurbağa, 2-ben, yüz veya vucut lekesi, 3-hayret kalmak, birbirine hayretle bakma, 4-korkutmak sözcüğü (en çok çocukları korkutmada kullanılır)
beqa nefes alıp verememek, anında can vermek.
beqa nêkerd anında ölmek.
beqa nêkerdenı-nêkerdış her hangi bir kaza veya şeyden anında ölmek.
beqall dukancı, bakkal
beqê pê manayenı-manayış birbirine hayret kalmak.
beqedinê bitirseler, bitirin.
beqla bakla.
beqley baklalar.
beqın benekli, benli.
ber bi 1-hayvanlarda düşük yapma, 2-yara iltihabının dışariya akması.
ber biyayenı-ber biyayış mikrop kapan bir yaranın patlayıp mikropının dışariya akması, yada iğne ile iltihap almış bir yarayı deşip iltihabını çıkarması.
ber bı ber kapı-kapı
ber bı 1-hayvanlarda düşük yapma, 2-yara iltihabının dışariya akması.
ber bıkı iltihabını akıt (iltihabı temizleme).
ber bıyayenı-bıyayış yaranın deşilip iltihabının dışarı akması.
ber eşt hayvanlarda düşük yapma vb.
ber eştenı-ber eştış hayvanlarda döşük yapmak.
ber eştenı-eştış hayvanlarda düşük yapma.
ber kerdenı-kerdış iltihap bağlamış yarayı deşip iltihabını akıtmak.
ber kerdox yarayı deşip iltihabını dışarı akıtan kimse.
ber kı iltihabını akıt anlamında.
ber mekı iltihabını akıtma.
ber nêbı iltihabı akmadı.
ber nêbıyayenı-nêbıyayış yara iltihabının dışariya akmaması.
ber nêeştenı-nêeştış hayvanlarda düşük yapmamak.
ber nêkerdenı-nêkerdış yarayı deşip iltihabını akıtmamak.
ber nêvıstenı-nêvıstış hayvanlarda düşük yapmamak.
ber u qebilan ber ve kabileler.
ber vıstan düşük yapanları (hayvanlarda)
ber vıste düşük yapmış olan.
ber vıstenı-bervıstış hayvanlarda düşük yapma.
ber vıstox düşük yapan.
ber-berı götür.
berber-vıst, ber-eşt, ber-kerd, ber-kewt
berray-ber, rec-ber, ber-ber, dest-ber, jew-ber,
ber 1-kapı, kapı ağzı, dış kapı, kapı önü, 2-yaranın deşilip irininin akması durumu, 3-hayvanlarda düşük yapma, 4-üretim, 5-kabile, kuvvet, aynı taraftan olmak, 6-sık ağaçlık.
bera ma bı qüweta kabilemiz, bizim tarafımız kuvvetlidir.
bera ma kabilemiz, tarafımız.
bera götüreyim.
beradaye serseri, berduş, başıboş.
beradayinı başıboşluk, serserilik.
beraj baraj.
berajın barajlı.
beran kabileleri.
beran koç, koyunun erkeği.
beranan koçları.
beranê herhangi bir koç.
beranek bir beran, berancik, koçcik.
beranekê herhangi bir koçcik.
beraneki koçcikler.
berang-berangı kapının tavanı, kapı üstü.
berani 1-başı boş bırakma, salıverme, 2-koçlar.
berano kol boynuzsuz koç.
berat (Ar) aklanma, temize çıkma, salı verilme, afa uğramak, af edilmek.
berat kerde berat etmiş olan.
berat kerdenı-kerdış berat etmek, salı verilmak.
berat kerdox berat eden.
berat nêkerdenı-nêkerdış berat etmemek, salı verilmemek.
berat 1-ehliyet, 2-af edilme, salıverilme.
berba ağladı.
berbad 1-kötü, 2-bozuk, 3-çirkin, beğenilmeyen, 4-bakımsız, perişan.
berbadinı rezillik, perişanlık, berbatlık.
berbanıkı (pêşmal) peştemal.
berbat kerde berbat edilmiş olan.
berbat kerdenı-kerdış 1-berbat etmek, 2-kirletmek, ırzına geçmek.
berbat kerdox berbat eden kimse.
berbat nêkerdenı-nêkerdış berbat etmemek, rezil etmemek.
berbat 1-kirli, 2-kötü, 3-mec; yaramaz, kavgacı, rezil, fena, 4-bozuk, 5-çirkin, begenilmeyen, 6-bakımsız, perişan, viran.
berbata kötüdür, fenadır, çirkindir, rezildir (dişil)
berbatan rezillerini.
berbatey ameya qırı ver rezilik gelmiş boğaza dayanmış.
berbatey berbatlık, rezillik, kepazelik.
berbatinı rezillik, kepazelik.
berbato 1-kötüdür, fenadır, çirkindir, 2-yaramazdır, 3-kirlidir (eril)
berbayê ağliyordu.
berber (Ìt) saç ve sakalı kesen, traş eden kimse.
berber mecdolandırıcılık, sahtekarlık, iki yüzlülük, dedikoduculuk.
berbera berberdir (dişil).
berberey keno nabêndı aralarında iki yüzlülük yapiyor.
berberey kerdenı-kerdış berberlik etmek.
berberey kerdox 1-berbelik yapan, 2-dolandırıcılık yapan.
berberey mekı 1-berberlik etme, 2-mecdolandırıcılık, sahtekerlık etme.
berberey nêkerdenı-nêkerdış berberlik yapmamak.
berberey berberlik.
berberi berberler.
berberinı berberlik.
berbero berberdir (eril).
berberxane saç veya sakal kesilen, traş edilen yer, dükkan.
berberı bayan berber.
berbiş ağlamak.
berbiy gelini getiren bayan konvoyu.
berbul gelini karşılamaya veya getirmeye giden kadınlar, düğünlerde giyinip kuşanan atlı kadın suvarileri.
berd bı götürmüştü.
berd u ard götürdü ve getirdi.
berd götürdü.
berda bazar pazara götürmüş, pazara götürüldüm.
berda ma ra kabilemizden, bizim tarafımızdan.
berda götürdü, götürüldüm, götürmüşler (dişil).
berdaxi bir incir türü.
berde götürülmüş olan.
berdê onları götürmüşler (çoğul)
berdêl kerdenı-kerdış berdel yapmak.
berdêl birisi bir diğerine bacısını verip onun bacısiyla evlenme usulu, karşılıklı kız alıp vermek.
berdenı-berdış götürmek.
berdevık dalkavuk.
berdevıkey dalkavukluk.
berdewam (Kür+Ar) sürmekte olan, sürüp giden.
berdewam kerde devam etmiş olan.
berdewam kerdenı-kerdış devam etmek.
berdewam kerdox devam eden.
berdewam nêkerdenı-nêkerdış devam etmemek, sürdürmemek.
berdewamey devam etme durumu.
berdi götürdü, götürdüler.
berdo götürmüş, götürmüşler (eril).
berdoş serseri, berduş.
berdoşa berduştur (dişil).
berdoşey kerdenı-kerdış berduşluk etmek.
berdoşey kerdox berduşluk yapan kimse.
berdoşey nêkerdenı-nêkerdış berduşluk yapmamak.
berdoşey serserilik, berduşluk.
berdoşinı serserilik, berduşluk.
berdoşo berduştur, serseridir (eril).
berdox götüren, götürücü.
berduş serseri, başıboş, bir iş yapmayıp boş gezene denler.
berduşa serseridir (dişil)
berduşey kerdenı-kerdış berduşluk etmek.
berduşey kerdox berduşluk yapan kimse.
berduşey nêkerdenı-nêkerdış serserilik yapmamak.
berduşey serseri olma durumu, serserilik.
berduşinı kerdenı-kerdış serserilik yapmak.
berduşinı nêkerdenı-nêkerdış serserilik yapmamak.
berduşinı serserilik.
berduşo serseridir (eril).
berdış ra berdış götürmeden götürmeye.
bere (Fr) yuvarlak, yassı ve sipersiz başlık, şapka.
berê götürün.
bere yara.
bereşt döl atı, düşük yaptı.
bereştenı-eştış döl atmak, hayvanlarda düşük yapmak.
bereket (Ar) 1-bolluk, gürlük, çokluk, 2-iyi ki, neyse ki, 3-yağmur.
bereket bıdo bereket versin (Tanrı korusun anlamında)
bereket dekewo bereket girsin.
bereket dekewtenı-dekewtış bereket girmek.
bereket nêdekewtenı-nêdekewtış bereket girmemek.
bereket nêvara bereket yaşmadı, yağmur yağmadı.
bereket niyame iyiki gelmedi.
bereket tey bo bereket girsin, bereketlı olsun.
bereket tey bı bereket içindeydi.
bereketey bolluk olma durumu.
bereketinı bolluk, bereketli olma durumu.
bereketın bo bereketli olsun.
bereketın bereketli.
bereqiya parladı.
bereqiyayenı-bereqiyayış parlamak, ışıldamak.
bereqiyayê parliyordu.
bereqiyêno parliyor
bereqna (berıqiya) parladı.
bereqnaye parlatılmış olan.
bereqnayenı-bereqnayış parlamak, parlatmak.
bereqnayox parlatan.
berey (erey) gecikmek, geç gelmek, zamanını kaçırmak.
berey ame geç geldi.
berey amyaye geç gelmiş olan.
berey amyayenı-amyayış geç gelmek, gecikmek.
berey amyayox geç gelen.
berey bı geç oldu.
berey şi geç gittiler, geç gitti.
berey şı geç gitti.
berey kewte geciken, gecikmiş olan.
berey kewtenı-kewtış gecikmek.
berey kewtox geciken.
berey memanı geç kalma.
berey nêamyayenı-nêamyayış geç gelmemek.
berey nêkewtenı-nêkewtış gecikmemek.
berey geç, bereytır daha geç, bereytırın daha daha geç.
bereyın 1-yaralı olma durumu, 2-şapkasız, beresız.
berfek tercüman.
berfekey kerdenı-kerdış tercümanlık yapmak.
berfekık dalkavuk.
berfekıkey kerdenı-kerdış dalkavaukluk yapmak.
berfekıkey kerdox dalkavukluk yapan.
berfekıkey dalkavukluk.
berg meşe, koru.
bergir yük taşıyan, araba çeken, üstüne binilen at.
bergirê xo ant siyê ver beygirini bir taşın ününe çekti.
bergın meşeli.
berhawa (Far+Ar) boşuna, yararsız, boş, fuzuli.
berhawa şıyaye boşuna gitmiş olan.
berhawa şıyayenı-şıyayış boşuna gitmek, telef olmak.
berhawa nêşıyayenı-nêşıyayış boşuna gitmemek, telef olmamak.
berhem (Kür) ürün, verim, elde edilen eser.
berhem hadrekerdenı-hadrekerdış verimli bir şey hazırlamak.
berhemê cı boliyê eserleri çoktur.
berhemın eserli.
beri 1-göçmen, 2-yüksek ve sıcak yerler (mıriçıkê beri göçmen kuşlar)
beri 1-yaban, ısız yerler, 2-yabani hayvanlar.
berilyum (Fr) bir element adı.
berjim atalım.
berjimın atılımlı.
berke dekewtenı-dekewtış bereket girmek.
berke nêdekewtenı-nêdekewtış bereket girmemek.
berke bereket.
berkeyın bereketli.
berkiten sağlamlaştırma.
berma bi ağlamıştı
berma ağladı.
bermak keçi veya koyunları yavrulariyle birlikte otlatmak, yavruları otlatmaya alıştırmak.
bermali sevgili ev kadını, evin hanımı.
bermayê ağliyordu.
bermayenı-bermayış ağlamak, ağlayış.
bermayox ağlayan kimse.
bermê ağladı (dişil).
bermena ağliyor, ağliyorsun (dişil)?.
bermenê ağliyorlar.
bermeno ağliyor (eril).
bermi kerd ağlatı.
bermi kerdenı-kerdış ağlatmak.
bermi nêkerdenı-nêkerdış ağlatmamak.
bermi qahri üzüntü ağlaması.
bermi qeçkan rew yeno çocukların ağlaması çabuk gelir.
bermi ra ağlamadan.
bermi ağlama, ağlayış.
bermidê ey dı ez zi bermaya onun ağlamasında bende ağladım.
bermiro dayenı-dayış ağlatmak.
bermiro nêdayenı-nêdayış ağlatmamak.
bermiyê cı ağlaması.
bermiyın ağlamaklı.
bermnayenı-bermnayış ağlatmak.
bermok çok çabuk ağlayan kimselere derler.
bermokın (bermıkın) sık sık ağlayan.
bermı kerd ağlatı.
bermı kerdenı-kerdış ağlatmak.
bermı kerdox ağlatan.
bermı nêkerdenı-nêkerdış ağlatmamak.
bermı ra ağlamadan.
bermı ağlama, ağlayış.
bermıdê ey dı ez zi bermaya onun ağlamasında bende ağladım.
bermıkı ağlat.
bermımekı ağlatma.
bermıro dayenı-dayış ağlatmak.
bermıro nêdayenı-nêdayış ağlatmamak.
bermıyê cı ağlaması.
bermıyın ağlamaklı.
bername yazılan eser, çalışma, veri, elde edilen eser.
bero 1-götürse, 2-kapıdır.
berqayê 1-parliyordu, 2-ışıldiyordu.
berqena parliyor, ışıldiyor (dişil).
berqeno parliyor, ışıldiyor (eril).
berqnaye parlatılmış olma durumu.
berqnayenı-berqnayış parlatmak.
berqnayox parlatan kimse.
berqyaye parlak, parlayan, ışıldayan.
berqyayenı-berqyayış parlamak, ışıldamak.
berqyayox parlayan.
berqıliyayenı-berqıliyayış 1-parlamak, 2-fark etmek.
berqıliyê (ferq bıkerê) fark etmek.
berraq (Ar) duru, temiz, aydınlık, açık.
berraq kerdê durulanmış olan.
berraq kerdenı-kerdış durulamak.
berraq kerdox durulayan.
berraq nêkerdenı-nêkerdış durulatrmamak, berraklaştırmamak.
berraqey berraklık.
berri yabani, bir yerden başka bir yere göçen hayvanların göçüşüne derler.
bertaraf (Far) dağıtma, giderme, ortadan kaldırma.
bertaraf kerdenı-kerdış bertaraf etmek, dağıtmak.
bertaraf nêkerdenı-nêkerdış dağıtmamak, bertaraf etmemek.
bertil dayenı-dayış rüşvet vermek.
bertil dayox rüşvet veren.
bertil gırotenı-gırotış rüşvet almak.
bertil gırotox rüşvet alan.
bertil nêdayenı-nêdayış rüşvet vermemek.
bertil nêgırotenı-nêgırotış rüşvet almamak.
bertil rüşvet.
berva bı ağlamıştı.
berva ağladı.
bervanık kadın veya kızların çalışırken önüne taktıkları peştemal.
bervat bıyaye berbat olmuş olan.
bervat bıyayenı-bıyayış berbat olmak.
bervat bıyo berbat olmuş.
bervat kerde berbat edilmiş olan.
bervat kerdenı-kerdış 1-berbat etmek, 2-kirletmek, ırzına geçmek.
bervat kerdox berbat eden kimse.
bervat nêbıyayenı-nêbıyayış berbat olmamak.
bervat nêkerdenı-nêkerdış berbat etmemek.
bervat 1-kirli, kötü, 2-bozuk, 3-çirkin, begenilmeyen, 4-bakımsız, perişan, viran, 5-rezil, yaramaz, kavgacı, fena.
bervata kötüdür, fenadır, çirkindir, rezildir (dişil)
bervatey ameya qırı ver rezilik gelmiş boğaza dayanmış.
bervatey kerdenı-kerdış berbatlık, rezillik yapmak.
bervatey berbatlık, rezilik.
bervatinı berbatlık, rezillik.
bervato kötüdür, fenadır, çirkindir, rezildir (eril).
bervaye ağlamış olan.
bervayê ağliyordu.
bervayenı-bervayış ağlamak.
bervayox ağlayan.
berve kerdenı-kerdış ağlatmak.
bervena ağliyor (dişil).
bervenê ağliyorlar.
berveno ağliyor (eril).
berviş meleme.
bervişê kafıri kuzu melemesi.
bervı ağlama.
berxüdar bı beyhudar ol, sağol, Allah razı olsun anlamında kullanılır.
berxüdar bıyayenı-bıyayış mutlu olmak, sağ olmak, teşekür etmek.
berxüdar nêbıyayenı-nêbıyayış beyhudar olmamak, nahoşluk durumu.
berxüdar 1-birine karşı razılığını dile getirmek, sağol, teşekür gibi, 2-mutlu, "iyi günler güresin" anlamında dilek olarak kulanılır.
berxüdarey razı olma, mutlu olma durumu.
beryay yaranın deşilip iltihabının dışariya akma işi.
berz bıyaye yükseltilmiş olan.
berz bıyayenı-bıyayış yükselmek, mecyüksekten uçmak.
berz bıyayox yükselen.
berz kerde yükseltilmiş olan.
berz kerdenı-kerdış yükseltmek.
berz kerdox yükselten, yükseltici.
berz nêbıyayenı-nêbıyayış yükselmemek.
berz nêkerdenı-nêkerdış yükseltmemek.
berz nêperayenı-nêperayış yüksekten uçmamak, kibirlenmemek.
berz pera, nızm kewt yüksek uçtu, alçak düştü.
berz perayenı-perayış kibirlenmek, yüksekten uçmak.
berz 1-yüksek, 2-at, fırlat.
berz otuz ot.
berz yüksek, berztır daha yüksek, berztırın daha daha yüksek.
berza 1-yüksektir, 2-atarsa, atsın, atayım? (dişil), 3-çekirdek tanesi.
berzê acı dayak atın (dayak at kendisine).
berzê cı kendisine atın, sıkın.
berzê vas otuz ot.
berzê atın.
berze karpuz, kavun, ayçiçeği vb. lerinin çekirdeği.
berzêr-berzêri daha yüksek.
berzey (dendıki) çekirdek (karpuz, kavun, kaysı vb. çekirdekleri)
berzey maşelay (vıllıka verroji) ayçiçeğinin çekirdekleri.
berzey 1-yükseklik, 2-meckendini üst tutma, yüksekten uçma.
berzeya cı yüksekliği.
berzin dı baş ucunda.
berzin ra baş ucundan.
berzin baş ucu.
berzo 1-yüksektir, 2-atarsa, atsın? (eril).
berzı acı Dayak at.
berzı 1-yüksek, 2-at, fırlat.
berzık-berzıkı erkek ve kadınların cinsel organlarının etrafındaki kıllar, namahrem yerindeki kıllar.
berzın yüksekçe.
berı biya götür getir.
berı 1-kabile, 2-götür.
berıqêno parliyor
berıqiyaye parlamış olan.
berıqiyayenı-berıqiyayış parlamak, ışıldamak.
berıqna parlatı.
berıqnaye parlatılmış olan.
berıqnayenı-berıqnayış parlamak, ışıldamak.
bes bı yetermiydi?
bes mı rê vajı yalnız bana söyle.
bes niyo şıma rê yeter değil size?
bes niyo yetmez, yeter değil.
bes to serey ma masna yeter sen başımızı şişirdin.
bes yeter, yeter ki.
besbelli açık, apaçık.
besbêter çok kötü, kötü durumda.
besê ciyo ona yeter, ona yeterdir.
bese bıyaye beşer olmuş olan, becerilmiş olan.
bese bıyayenı-bıyayış beşer olmak, becerilmek, hal olmak.
bese kerd başardı, muhafaza etti, becerdi.
bese kerde neticeye varmış olan, beşer etmiş olan.
bese kerdenı-kerdış başarmak, başariyle neticeye götürmek, becermek.
bese kerdox neticeye vardıran, beşer eden, beceren.
bese nêbıyayenı-nêbıyayış beşer olmamak, iflah olmamak.
bese nêkerd beceremedi, yapamadı, hakkından gelmedi.
bese nêkerdenı-nêkerdış beşer veya muhafaza etmemek, becerememek.
bese nêkerdox beceremiyen.
bese başarma, hal etme, yapabilme, becerebilme, hedefe ulaşma, başariya götürme.
besê bir bayan ismi.
besekeno beceriyor, başariyor.
besenêkeno beceremiyor, başaramiyor.
besima bir bayan ismi.
beslema hizmetçı kız, küçükken alınıp besletilen ve hizmetçi olarak çalıştırılan kız.
besn bari ince boylu.
besn boy, pos.
besnın boylu.
beso to rê yeter sana.
beso yeter, yeterdir.
best pıro başına bela saldı anlamında.
best xo mêra beline sardı, doladı.
best 1-dolama, birbirine dolama, sarma, sardı, doladı, 2-kulaç, yüzme kulaçı.
besta birbirine sarılı ve bağlanmış çalı ve benzeri şeylerin destesı.
beste vıraştenı-vıraştış beste yapmak.
beste vıraştox beste yapan kimse.
beste bağlı, birbirine bağlama, sarılı, paketlenmiş deste.
beste (Far) bir müzik eserini oluşturan ezgilerin bütünü, şarkı, türkü vb. bestelemek, şiir yazıp türkü yapmak.
bestecinı kerdenı-kerdış bestecilik yapmak.
bestecinı kerdox bestecilik yapan.
bestecinı bestecilik.
bestecı besteci.
bestecılıxey bestecilik.
bestekar besteci.
bestekarey kerdenı-kerdış bestekarlık yapmak.
bestekarey bestecilik.
bestena 1-bağliyor, pekiştiriyor, 2-siliyor, yaliyor.
bestenda bağlamasında, pekiştirmesinde.
bestenê bağliyorlar, pekiştiriyorlar.
besteneyda bağlamasında, pekiştirmesinde.
bestenı-bestış 1-birbirine sarmak, birbirine dolamak, 2-silmek, yalamak, 3-bağlamak, sarmak, 4-bitiştirmek, bitişmek.
besterd 1-yaladı, 2-sildi.
besterde silinmiş olan, yalanmış olan.
besterdenı-besterdış silmek, temizlemek, yalamak.
besterdo silmiş, yalamış.
besterdox silen, silici, yalayan, yalayıcı.
besterı sil, yala.
bestey kê yo kimin bestesidir?
bestey rıstan cümlelerin birbirine bağlanışı.
besteyın besteli.
besto yapışık, takılı, sarılı.
bestok deste, yarım bağ.
bestox saran, bağlayan, desteliyen.
bet-betı suyun altında çok kalan bir ördek cinsı.
betal (veng, bêkar) 1-işsiz, boşta, 2-iptal etme, son verme, durdurma.
betal bı boş oldu, işsiz kaldı.
betal bıyaye iptal olmuş olan.
betal bıyayenı-bıyayış 1-boşta olmak, 2-kullanılmamak.
betal kerd iptal etti, son verdi, durdurdu.
betal kerde iptal edilmiş olan.
betal kerdenı-kerdış iptal etmek, kullanmamak.
betal kerdox iptal eden, durduran kimse.
betal mende işsiz kalmış olan.
betal mendenı-mendış boşta kalmak, işsiz kalmak.
betal mendox işsiz kalan.
betal nêbıyayenı-nêbıyayış boşta olmamak.
betal nêkerdenı-nêkerdış iptal etmemek, son vermemek.
betal nêmendenı-nêmendış boş kalmamak, işsiz kalmamak.
betal nêverdayenı-nêverdayış boş bırakmamak, işsiz bırakmamak.
betal verda işsiz bıraktı.
betal verdaye işsiz bırakılmış olan.
betal verdayenı-verdayış işsiz bırakmak.
betal verdayox işsiz bırakan.
betal 1-iptal etme, 2-kullanmama, 3-işsiz, boşta.
betala 1-boştadır, 2-işlemiyor (dişil).
betaley ra işsizlikten, boşta gezmekten.
betaley başı boş, işsizlik.
betalinı boşta olma durumu, işlememe.
betalo 1-boştadır, 2-işlemiyor (eril).
betel yorgun, yorulma.
beteley yorgunluk.
beteliya yoruldu, takatan düştü.
beteliyaye çok yorulmuş olan.
beteliyayenı-beteliyayış çok yorulmak.
beteliyayo yorulmuş, takatan düşmüş.
beteliyayox yorulan.
betelnaye yorgun düşürülmüş olan.
betelnayenı-betelnayış yormak, takattan düşürmek.
betelnayox çok yorup takattan düşüren.
betelyay bi yorulmuştular, haldan düşmüştüler.
betelyaye yorulmuş olan, haldan düşmüş olan.
betelyayenı-betılyayış çok yorulup haldan düşmek, yorulmak.
beton (Fr) çimentonun kum, çakıl ve su ile karışması sonucu oluşan yağışım
beton kerde betonlanmış olan.
beton kerdenı-kerdış betonlemek.
beton kerdox betonlayan.
beton nêkerdenı-nêkerdış betonlamamak.
beton nêrıjnayenı-nêrıjnayış beton dökmemek.
beton rıjnayenı-rıjnayış beton dökmek.
beton rıjnayox beton döken.
betonarma (Fr) demirli beton.
betonci betoncu.
betoncinı kerdenı-kerdış betonculuk yapmak.
betoncinı betonculuk.
betong beton, betonleşme.
betonger beton döken, betoncu.
betoniyer (Fr) beton karma makinesi.
betonvan betoncu.
betonvaney beton işleri ile uğraşma durumu.
betonın betonlu.
bettı ördeğe benzer ve suda yüzen bir çeşit kuş.
betıl yorgun, yorulma.
betıley yorgunluk.
betıliya yorgun düştü, yoruldu, takattan düştü (eril).
betıliyaya yorgun düştüm.
betıliyayox yorulan.
betıliyê yorgun düştü (dişil).
betılna yordu.
betılnabı 1-yormuştu, 2-değiştirmişti.
betılnaye yorulmuş olan.
betılnayenı-betılnayış yormak, takattan düşürmek.
betılnayox yoran.
betılyaye yorgun, haldan düşmüş olan.
betılyayenı-betılyayış çok yorulup haldan düşmek, yorulmak.
betırpêrar (pıtırpêrar) geçen yıl değil, daha geçen değil, daha geçen yıl.
bew bew bak bak.
bew bıvo bak bıvdır (çocuk dilinde).
bew-bewni bak.
bewliye (Ar) bevliye, idrar yolları hastalıkları, üroloji.
bewliye servisi bevliye servisi.
bewliyeci bevliyeci.
bewliyecinı bevliyecilik.
bewliyecılıxey bevliyecilik.
bewlu palamut ağacının meyvesi.
bewni ay ra ona bak (dişil).
bewni cı ra kendisine bak.
bewni ê ma ra zi bizimkinede bak.
bewni ey ra ona bak (eril).
bewni rê bakın.
bewni ro baksa, baksın?
bewnirê bakın.
bewniro baksa.
bewniyayê baksaydı.
bewniyo baksa.
bewranê kedi evcil güvercinler.
bewranê kovi yabani güvercinler.
bewranê teqleci taklacı güvercinler.
bewrani 1-güvercinler, 2-bir ot ismi, 3-kaynatılmış kış kabağını döverek özerine yogurt dökülen bir yemek, yada sos çeşidı.
bewranı güvercin.
bewron (bewran) güvercin
bewrınc dalları çok düz ve sert olan bir meşe ağacı. Bu ağacın meyvesine güvercin meyveside derler, onun için bewrın adını almış.
bewrınc yabani kiraz.
bewrıncêr yabani alıç ağacı.
bewrınci yabani alıç meyvesi.
bewrıncı bir alıç meyvesi.
bex koku, buğu, sıcak yemek buğusu, kokusu.
bexçe karıtenı-karıtış bahçe ekmek.
bexçe karıtox bahçe eken kimse.
bexçe bahçe, sebze yetiştirilen yer, bostan.
bexçecinı bahçecilik, sebzecilik.
bexçecılıxey kerdenı-kerdış bahçecilik yapmak.
bexçecılıxey bahçecilik.
bexçecılıxinı bahçecilik.
bexçewan bahçeye bakan kimse.
bexçey sayan elma bahçesi.
bexçeyinı bahçecilik, sebzecilik.
bexçeyın bahçeli.
bexem bı beğenildi.
bexem bıyaye beğenilmiş olan.
bexem bıyayenı-bıyayış beğenilmek.
bexem keno beğeniyor.
bexem kerde beğenilmiş olan.
bexem kerdenı-kerdış beğenmek.
bexem kerdo beğenmış.
bexem kerdox beğenen.
bexem nêbıyaye beğenilmemiş olan.
bexem nêbıyayenı-nêbıyayış beğenilmemek.
bexem nêkerdenı-nêkerdış beğenmemek.
bexem beğenme.
bexen bı beğenildi.
bexen bıyaye beğenilmiş olan.
bexen bıyayenı-bıyayış beğenilmek.
bexen keno begeniyor
bexen kerda beğenmiş (dişil).
bexen kerde beğenilmiş olan.
bexen kerdenı-kerdış beğenmek.
bexen kerdo beğenmış (eril).
bexen kerdox beğenen.
bexen nêbıyaye beğenilmemiş olan.
bexen nêbıyayenı-nêbıyayış beğenilmemek.
bexen nêkerdenı-nêkerdış beğenmemek.
bexen beğenme.
bexş bıyaye bağışlanmış olan.
bexş bıyayenı-bıyayış bağışlanmak.
bexş kerde bagışlanmış olan.
bexş kerdenı-kerdış hibe etmek, birine bir malı parasız, karşılıksız vermek.
bexş kerdox bağışlayan.
bexş nêbıyayenı-nêbıyayış hibe edilmemek, bağışlanmamak.
bexş nêkerdenı-nêkerdış hibe etmemek, bağışlamamak.
bexş bağış. bağışlama, bahş.
bexşiş dayenı-dayış bahşiş vermek.
bexşiş dayo bahşiş vermiş.
bexşiş dayox bahşiş veren kimse.
bexşiş gırotenı-gırotış bahşiş almak.
bexşiş gırotox bahşiş alan.
bexşiş nêdayenı-nêdayış bahşiş vermemek.
bexşiş nêgırotenı-nêgırotış bahşiş almamak.
bexşiş bahşiş, bağış, hizmet gören birini sevindirmek için, hakkından ayrı olarak verilen para.
bexşişcinı bahşişcilik.
bexşişey bahşiş ile ilgili.
bexşişın bahşişli.
bexşişinı bahşişcilik.
bext daye sığınma hakkı verilmiş olan.
bext dayenı-dayış sığınma hakkı vermek.
bext dayox sığınma hakkı veren.
bext nêdayenı-nêdayış sığınma hakkı vermemek.
bext nêwaştenı-nêwaştış sığınma hakkı istememek.
bext u text halk arasında kötü talihliler için söylenir.
bext waştenı-waştış sığınma istemek.
bext waştox sığınmacı.
bext xırab kötü talih, kötü kader, kötü şans.
bext 1-kader, alın yazısı, şans, talih, baht, 2-namus, haysiyet, 3-sığınma.
bextê cı bıyayenı-bıyayış 1-bahtı olmak, 2-kaleş olmamak.
bextê cı nêbıyayenı-nêbıyayış 1-kaleş olmak, 2-bahtı, şansı olmamak.
bextê to bo to nêberd bahtın üstüne sen götürmedin?
bextê to çıniyo bahtın yoktur.
bextê xo ser raşt vajı bahtın üstüne doğru söyle.
bextê xo siya kerdenı-kerdış bahtını kara etme, kötülük yapma.
bextiyar bıyaye mutlu olmuş olan.
bextiyar bıyayenı-bıyayış mutlu olmak, mesut olmak.
bextiyar kerde bahtiyar etmiş olan.
bextiyar kerdenı-kerdış bahtiyar etmek.
bextiyar kerdox bahtiyar eden.
bextiyar nêbıyayenı-nêbıyayış mutlu olmamak.
bextiyar nêkerdenı-nêkerdış mutlu etmemek.
bextiyar bahtiyar, mutlu, mesut.
bextiyarey mutluluk.
bextiyarinı mutlu olma durumu.
bextiyarın bahtiyarlı.
bexto xırab kötü talih
bextsiya bahtı kara olan.
bextsiyayey bahtı kara olma durumu.
bextwaştenı-bextwaştış iltica talebinde bulunmak.
bextwaştox ilticacı, iltica talebinde bulunan.
bextın bahtı iyi olan, mutlu.
bextıyarinı bahtiyarlık.
bey ayva
beyan (Ar) söyleme, bildirme, ilan etme.
beyan bıyaye beyan olmuş olan.
beyan bıyayenı-bıyayış beyan olmak, bildirilmek.
beyan kerd bildirdı, bildirmek, beyan etmek.
beyan kerde beyan etmiş olan.
beyan kerdenı-kerdış beyan etmek, bildirmek.
beyan kerdox beyan eden.
beyan nêbıyayenı-nêbıyayış bildirilmemek, beyan olmamak.
beyan nêkerdenı-nêkerdış bildirmemek, beyan etmemek.
beyan ayan, gayipten bildirilme, bildirim, oluşum.
beyanat (Ar) demeç., bildiri.
beyanat dayenı-dayış demeç vermek.
beyanat dayox demeç veren.
beyanat nêdayenı-nêdayış demeç vermemek, bildirmemek.
beyanname (Ar+Far) bildirge, bildirme mektubu, kağıdı.
beyar sürülmemiş tarla, bor.
beyat bıyaye bayat olmuş olan.
beyat bıyayenı-bıyayış bayat olmak.
beyat kerde bayat edilmiş olan.
beyat kerdenı-kerdış bayat etmek.
beyat kerdox bayat eden.
beyat nêbıyayenı-nêbıyayış beyatlanmamak.
beyat nêkerdenı-nêkerdış bayatlatrmamak.
beyat taze olmayan.
beyatey bayatlık.
beyatın bayat olma durumu.
beybun bir çiçek adı.
beye güve.
beyêr ayva ağacı.
beyey güveler.
beygir yük taşıyan, araba çeken, üstüne binilen at.
beyhude (Far) 1-boşuna, 2-yararsız, anlamsız.
beyhude karkerde beyhude çalışmış olan.
beyhude karkerdenı-kerdış beyhude çalışmak.
beyhude karkerdox beyhude çalışan.
beyn (mezg) beyin.
beynelmilel (Ar) uluslar arası, enternasyonal.
beynelmilel bıyayenı-bıyayış enternasyonal olmak.
beynelmilelo beynelmileldir.
beyntar dulda yer, görünmeyen çukur, kaya aralarındaki derinlikler vb.
beyntardê koy dı dağın görünmeyen bir yerinde.
beyntardê vewrı dı karın içinde, ortasında.
beynın beyinli.
beyt beyit.
beytar veteriner.
beytarey veterinerlik.
beytarinı baytarlık.
beyti vatenı-vatış beyit söylemek.
beyti beyitler.
beytı (Ar) beyit, dizilerden oluşmuş şiir parçası.
beytın beyitli.
beyın (Tr) beyin.
bez gırêdaye yağ bağlamış olan.
bez gırêdayenı-gırêdayış yağ bağlamak.
bez gırêdayox yağ bağlayan.
bez verdaye kurak bırakılmış, ekilmemiş olan.
bez verdayenı-verdayış kurak bırakmak, ekmemek.
bez verdayox kurak bırakan, ekmeyen.
bez 1-et ile deri arasındaki yağ birikintileri, 2-susuz, kurak, ekilmeyen kurak arazi.
bezaz gezginci tüccar.
bezazey gezgincilik.
bezazinı gezgincilik.
beze 1-susuz, kurak yer, 2-yabani.
bezelye (Ìt) bezelye, baklagilerden bir bitki.
bezirgan bıyaye tacir olmuş olan.
bezirgan bıyayenı-bıyayış tacir olmak.
bezirgan tacir, ticaretle uğraşan gezgincı.
bezirganey kerdenı-kerdış bezirganlık yapmak.
bezirganey kerdox bezirganlık yapan kimse.
bezirganey bezirganlık.
bezirganinı bezirganlık.
bezn (bejn) boy, pos
bezn u bal boy ve endam, boy pos.
bezna ay onun boynu, vücudu (dişil)
bezna ey onun boynu, vücudu (eril).
bezna werdi kısa boylu, ufak boylu.
beznderg uzun boylu.
beznkılm kısa boylu.
beznweş zarif boylu.
beznwes zarif boylu.
beznı eştenı-eştış boy atmak, büyümek.
beznı nêeştenı-nêeştış boy atmamak, büyümemek.
beznı boy.
beznın boylu.
beznına boyludur (dişil)
beznıno boyludur (eril).
bezra çekirdek.
bezın yağlı.
bezırgan bıyaye tacir olmuş olan, kervancılık yapmış olan.
bezırgan bıyayenı-bıyayış tacir olmak.
bezırgan tacir, ticaret yapan kervan, gezginci tüccar.
bezırganey kerdenı-kerdış bezirganlık yapmak.
bezırganey kerdox bezirganlık yapan kimse, kervancı.
bezırganey bezirganlık, tacirlik, kervancılık.
bezırganinı tacirlik, kervancılık.
bê ay onsuz, ondan başka (dişil).
bê ey onsuz, ondan başka (eril).
bê inan onlardan başka.
bê keye eve gel.
bê kı gel ki.
bê meyı gelme.
bê mı hetı gel benim yanıma.
bê mı bensiz, benden başka.
bê ta gel buraya.
bê tiya buraya gel.
bê to kam zano senden başka kim biliyor?
bê to sensiz, senden başka.
bê xo ser kendine gel.
bê 1-gel, 2-başka, onsuz, 3-belirsizlik ekini oluşturur, olumsuzluk eki, olumsuzluk belirtir, 4-"sa, se" eklerinin yerini alır.
bêaman amansız.
bêamorde sayılmamış olan.
bêamordenı-bêamordış saymadan, sayısız.
bêaqıl akılsız, deli.
bêaqıla akılsızdır (dişil).
bêaqılê akılsızdırlar.
bêaqıley (aqılsızey) akılsızlık.
bêaqıley peranaya akılsızlık para ile mıdır?
bêaqıleyda xo rê bıbermı kendi akılsızlığına ağla.
bêaqılinı akılsızlık.
bêaqılo akılsızdır (eril).
bêaqılı akılsız (dişil).
bêar arsız, edepsiz, yaramaz, kudurgan.
bêara şı kar kahvaltı etmeden işe gitti.
bêara 1-arsızdır, edepsizdir (dişil), 2-kahvaltısız.
bêarey naya a xo kendini arsızlığa vermiş
bêarey arsızlık.
bêari rê çend şenê vajı arsıza ne kadar söylersen söyle.
bêari rê Heleb gamê cayo arsıza Halep bir adımlık yerdir.
bêari rê sa u mıroya zey pêyê arsıza elma ile armut aynıdır.
bêarinı edepsizlik.
bêaro arsızdır, edepsizdir (eril).
beawı susuz.
bêaya 1-uyanmamış, 2-onsuz (dişil).
bêbab merhametsiz.
bêbabey merhametsizlik.
bêbalans balanssız, dengesiz.
bêban evsiz.
bêbar yüksüz, mesulliyetsiz.
bêbask (bêperr) kanatsız
bêbav hain, zalim, kalleş, zülümkar
bêbejn boysuz.
bêbelikerdenı-bêbelikerdış belli etmeden, belirsiz.
bêbella bellasız.
bêbelliyey belli olmama durumu.
bêbend 1-kitapsız, 2-bentsiz, ciltsiz.
bêbereket bereketsiz.
bêbereketey bereketsizlik.
bêbext, tım pey ra dano kesi ro kalleş her zaman arkadan vurur.
bêbext 1-kalleş, hain, 2-bahtsız, 3-güvensiz, güvenilmez.
bêbexta 1-kalleştir, 2-bahtsızdır (dişil).
bêbextê kalleştirler.
bêbextey 1-kalleşlik, hainlik, 2-güvensizlik.
bêbexteya 1-kaleşlikle, hainlikle, 2-sinsice.
bêbexti ra camêrdey mepawı kalleşten erkeklik bekleme.
bêbextinı kalleşlik.
bêbexto 1-kalleştir, 2-bahtsızdır (eril).
bêbeyn beyinsiz.
bêbezn boysuz.
bêboy kokusuz.
bêbın 1-dipsiz, dibi olmayan, derin, 2-gözenek.
bêbınyat asılsız, temelsiz, görgüsüz.
bêbının dipsiz olma durumu.
bêbıra kardeşsiz.
bêca yersiz, yurtsuz.
bêçalım çalımsiz, forssız.
bêçare verdayenı-verdayış çaresiz bırakmak.
bêçare 1-çaresiz, zavallı, 2-alınsız, alnı olmayan.
bêçareya 1-çaresizdir, 2-alnı yoktur, alınsızdır (dişil).
bêçareyey çaresiz olma durumu, çaresizlik.
bêçareyinı çaresizlik.
bêçareyo 1-çaresizdir, 2-alınsızdır, alnı yoktur (eril).
bêcefa emeksiz, emek vermeden.
bêcefakarey emek vermeme durumu.
bêcemat toplumsuz.
bêceng kavgasız, savaşsız.
bêcewab cevapsız.
bêceza cezasız.
bêcıl 1-çulsuz, kilimsiz, 2-elbisesiz.
bêçım 1-gözsüz, kör, 2-bilinçsiz.
bêçıminı körlük.
bêçına elbisesiz.
bêcıni 1-kadınsız, 2-cinsiz.
bêcıns soysuz, cinssız
bêçıri imdatsız, yardımsız, yardımına yetişmemek.
bêçıwe sopasız.
bêdar u ber ağaçsız, ormansız.
bêdar 1-ağaçsız, 2-direksiz.
bêdaru ilaçsız.
bêdayax direnemeyen, dayanamayan, el kaldıramiyan.
bêdej ağrısız, üzüntüsüz, derdsız.
bêdenge (bêtay) dengesiz.
bêder yarasız, pürüzsüz.
bederd dertsiz.
bêderman dermansız, çaresiz.
bêdês duvarsız.
bêdest elsiz, elli olmayan.
bêdestmac (destmaj) aptestsız
bêdestur izinsiz.
bêdewlet devletsiz.
bêdewran saltanatsiz.
bêdeyn borçsız.
bêdin dinsiz.
bêdiney dinsizlik.
bêdino dinsizdir.
bêdürüv tipsiz.
bêdüzen düzensiz.
bêdışmen düşmansız.
bêdışmeney düşmansız.
bêdışmış düşünmeden, düşüncesız
bêdırbetı yarasız.
bêecel ecelsiz.
bêeceldê xo ecelsiz.
bêeceley ecelsizlik.
bêeceleya ecelsizlikle.
bêecız aciz olmadan.
bêedeb edepsiz, şımarık.
bêedebey mekı terbiyesizlik etme.
bêedebey terbiyesizlik, edepsizlik, saygısızlık, görgüsüzlük vb.
bêedebinı edepsizlik.
bêedızyayenı-edızyayış yorulmadan.
bêeşir aşirsiz.
bêeşirey aşiretsizlik.
bêemel güvenilmez, itibarsız, kalleş
bêemeley 1-inançsizlik, 2-güvensizlik.
bêemır 1-ömürsüz, 2-emirsiz.
bêemırkerdenı-kerdış 1-yaşamadan, 2-emretmeden.
bêeste kemiksiz.
bêesıl asılsız, soysuz.
bêesıley asılsızlık.
bêesılinı soysuzluk.
bêesılo asılsızdır, soysuzdur.
bêeyar 1-ayarsız, 2-dengesız, ne dediğini bilmeyen vb.
bêeyarey ayarsızlık.
bêfahm anlayışsız.
bêfam anlayışsız.
bêfayde yararsız.
bêfedakarey fedakarlık etmeden.
bêfederasyoney federasyonsuz.
bêfêsadey fesatlıktan başka.
bêfesal ölçüsüz.
bêfesaley ölçüsüzlük.
bêfire firesiz, eksilmeden.
bêfistan mintansiz, fistansız.
bêfiyaqe fiyakasız.
bêfıkırey fikirsiz.
bêfıraq kap kaçaksız.
bêşami yemeksiz.
bêşan 1-aksamsız, 2-şühretsiz.
bêşar halksız.
bêşarey halksız.
bêşekıl şekilsiz.
bêşeref şerefsiz.
bêşerefey şerefsizlik.
bêşerefo xüli bêşeref şerefsiz oğlu şerefsiz.
bêşerm utanmaz, sıkılmaz.
bêşermey utanmazlık, utanmazsızın.
bêşerminı utanmazlık.
bêşêrwaney kahramansız, yiğitsiz.
bêşexs şahsiyetsiz.
bêşexsey şahsiyetsizli.
bêşexsiyet şahsiyetsiz.
bêşexsiyetey şahsiyetsizlik.
bêşexso şahsiyetsizdir.
bêşigı hêlkerdenı-hêlkerdış beşik sallamak.
bêşigı kerdenı-kerdış beşiğe koymak.
bêşigı beşik.
bêşopı izsiz.
bêşıg beşik.
bêşık şüphesiz, kuşkusuz, kaygısız.
bêşılwal donsuz.
bêgam adımsız.
bêgan cansız, ruhsuz, takatsız.
bêganey cansızlık.
bêganınan cansızları.
bêgazi şikayetlenmeme, kimseyi yardıma çağırmama.
bêgazi kuvvet çağrılmadan, yardımsız.
bêgazınc minetsiz.
bêgazıncey minetsizlik.
bêgoşt etsiz.
bêgoni kansız, acımasız, duyarsız.
bêgon cansız, ruhsuz, takatsız.
bêgoney cansızlık.
bêgonınan cansızları.
bêgono kansızdır, vefasızdır.
bêgonın kansız.
bêguni kansız, acımasız, duyarsız.
bêgülı gülsüz.
bêgümman gümansız, pürüzsüz, kuşkusuz.
bêgüna günahsız, suçsuz.
bêgıst parmaksız.
bêhal takattan düşmüş, bitkin, halsız.
bêhaley 1-halsizlik, 2-neşesizlik.
bêhalinı halsızlık.
bêhawa havasız.
bêhay habersiz, haberı olmayan, duyarsız.
bêhaydar habersiz, haberi olmadan, bildirilmeden.
bêhed u bêhesab sonsuz, sınırsız ve hesapsız.
bêhed sonsuz, sınırsız, sayısız, aşırı.
bêhedan ra sonsuzlardan.
bêheş (bêhêş) dalgınlık, unutkanlılık, bitkinlik.
bêhêş aklı başında olmayan, sersemleşme durumu.
bêhemd aniden, istenmeden, insanın ellinde olmadan yapılan, söylenen yada işlenen.
bêhemda ellinden olmadan, istenmeden.
bêhemdêna aniden, istenmeden.
bêhend 1-ani, 2-elden olmayarak, istenmeden, ellinden olmadan.
bêhendê ra 1-aniden, 2-elden olmayarak.
bêhendê xo ansızın, kontrolsız, istenmeden.
bêhendêna 1-aniden, 2-elden olmayarak.
bêheq hakkı olmayan, haksız.
bêhereket hareketsiz.
bêhêrs darılmadan, kızmadan, küsmeden.
bêhesab hesapsız, pekçok, sayılmiyacak kadar.
bêhesabey hesapsız.
bêhesey sessizlik.
bêheso sessizdir.
bêhesud sesiz, yaramaz olmayan.
bêhewes gönülsüz, istenmeden.
bêhêwi umutsuz, ümitsiz.
bêhewley iyiliksiz.
bêhewn mende uykusuz kalmış olan.
bêhewn mendenı-mendış uykusuz kalmak.
bêhewn mendox uykusuz kalan.
bêhewn nêmendenı-nêmendış uykusuz kalmamak.
bêhewn nêverdayenı-nêverdayış uykusuz bırakmamak.
bêhewn verdayenı-verdayış uykusuz bırakmak.
bêhewn uykusuz
bêhewney uykusuzluk.
bêhewninı uykusuzluk.
bêheya (heyasız) utanmaz, hayasız, ahlaksız, arsız.
bêheya bıyaye hayasız olan, utanmayan.
bêheya bıyayenı-bıyayış hayasız olmak.
bêhis duygusuz.
bêhisêno duygusuzlar.
bêhisey duygusuzluk.
bêhude beyhude.
bêidare geçimsiz.
bêidrar kararsız.
bêiman imansız, imanı olmayan.
bêimaninı imansızlık.
bêimkan imkansız.
bêimkano imkansizdir.
bêinsaf insafsız.
bêinsafinı insafsızlık.
bêinsafo insafsızdır.
bêinsaney insanlık dışı.
bêirı uyuzsuz, kaşıntısız.
bêisaf insafsız.
bêistisnayan istisnasiz.
bêitiqat inançsiz.
bêj kerdenı-kerdış bölüştürmek, paylamak.
bêj komkerdenı-komkerdış vergi toplamak, aidat toplamak.
bêj 1-aidat, vergi, 2-hise, hisesine düşen, payı.
bêjahr zehirsiz.
bêjan ağrısız.
bêkamey kimliksiz.
bêkar 1-bekar, evlenmemiş, bakire, 2-işsiz, boşta gezen.
bêkaret (Ar) kız oğlan kız olma durumu.
bêkarey 1-işsizlik, 2-bekarlık.
bêkarinı 1-işsizlik, 2-evlenmeme durumu.
bêkarlıxey 1-bekarlık, 2-işsizlik.
bêkaro 1-işsizdir, 2-evlenmemiş.
bêkay oyunsuz.
bêkêf (bêkeyf) keyifsiz, neşesiz, neşesi olmayan.
bêkes kimsesiz.
bêkesey kimsesizlik.
bêkesinı kimsesizlik, kimsesi olmama durumu.
bêkesmendeney kimsesiz kalma durumu.
bêkeso kimsesizdir.
bêkeye evsiz.
bêkeyeyinı evsizlik.
bêkeyeyo evsizdir.
bêkeyf keyifsizlik, halsızlık.
bêkeyfinı keyifsizlik, keyfine göre olmama durumu, halsızlık.
bêkeyfo keyifsizdir, halsızdır.
bêkoşe köşesiz.
bêkok 1-köksüz, 2-asılsız, soysuz, sülalesiz, oymaksız.
bêkokey 1-köksüz, 2-asılsızlık, oymaksızlık.
bêkoledarey kölelik yapmama durumu.
bêküf çürümeden, küfsüz.
bêkül yarasız, dertsiz.
bêkıştenı-kıştış öldürülmeden, ölümsüzlük.
bêkılit anahtarsız.
bêlej kavgasız.
bêlejey kavga etmeme durumu.
bêlejkerey gerilasız, militansız.
bêlim iltihapsız.
bêlki belki.
bêlomebo yazık olsun anlamında kullanılır.
bêlu bıyayenı-bıyayış belli olmak.
bêlu kerde belli edilmiş, belirlenmiş.
bêlu kerdenı-kerdış belli etmek.
bêlu nêbıyayenı-nêbıyayış belli olmamak, belirlenmemek.
bêlu nêkerdenı-nêkerdış belli etmemek.
bêlu belli.
bêluyo bellidir.
bêlıng ayaksız.
bêma 1-anesiz, 2-bizden başka.
bêmabên aralıksız.
bêmahluk mahluksuz, insan olmayan.
bêmahne naz etmeden, pürüz aramadan.
bêmal malsız, sermayesiz.
bêmane manasız.
bêmaneyê manasızdırlar.
bêmaneyo manasızdır.
bêmare nikazsız.
bêmareyinı nikazsızlık.
bêmarifet terbiyesiz, marifetsiz.
bêmarifetey marifetsizlik.
bêmay u bêpi anasız-babasız, yetim, öksüz.
bêmay anasız, annesiz.
bêmayey annesiz olma durumu.
bêmayinı annesiz olma durumu.
bêmebusey mebussuz.
bêmecal çaresiz, umutsuz.
bêmeramet merhametsiz.
bêmeraq merak etmeden, meraksız.
bêmerg ölümden başka, ölümsüz.
bêmerhamet merhametsiz.
bêmetiney dayanmadan, direnmeden.
bêmêx çivisiz.
bêmeydan 1-meydansız, 2-meydana gel.
bêmeymenet tipsiz, meymenetsiz.
bêmeywi meyvesiz.
bêmezg beyinsiz.
bêmom mumsuz, ışıksız.
bêmone manasız.
bêmülk mülksüz.
bêmünasebet münasebetsiz.
bêmıkun imkansız, olanaksız, mümkünsüz.
bêmıkuney imkansızlık, olanaksız, mümkünsüz.
bêmıkuno imkansızdır, olanaksızdır, mümkün değil.
bêmılk mülksüz.
bêmınet minetsiz, şikayetlenmeden.
bêmırad murada ermeme durumu, muratsız.
bêmıraz muratsız, emel.
bêmırazey muratsızlık, emelsizlik.
bêmısayenı-bêmısayış öğrenmeden, bilmeden, öğrenimsiz.
bêmıxtarey muhtarsız.
bênabên aralıksız, ara vermeden.
bênahf faydasız, çıkarsız.
bênahfey çıkar beklemeden, faydasızlık.
bêname isimsiz, adsız.
bênamey isimsizler.
bênameya isimsizim, isimsizdir (dişil).
bênameyinı isimsizlik.
bênamus u bêari namusuz ve arsızlar.
bênamus namusuz.
bênamusey bêşerefeya namusuzluk şerefsizliktir.
bênamusey namusuzluk.
bênamuseya namusuzlukla.
bênamusi boliyê namusuzlar çoktur.
bênamusinı namusuzluk.
bênamuso namussuzdur.
bênamusı namussuz (dişil).
bênan u awı aç ve susuz.
bênan u bêawı ekmeksiz ve susuz.
bênan u besolı iyilik bilmeyenler için kulanılır.
bênan u solı nankör anlamında.
bênan ekmeksiz.
bênatê cı arası.
bênate ara, iki şeyin arası.
bênefes nefessiz.
bênefs nefsine hakim olamama durumu.
bênesib nasipsiz, kısmetsiz.
bênesiv nasipsiz.
bêniyaz niyazsız.
bêniyet niyetsiz.
bênur nursuz.
bênımaz (nımaj) namazsız, namaz kılmiyanlara söylenır.
bênımazey namazsızlık.
bêocax ocaksız, nesilsiz.
bêomud ümitsiz.
bêomıd umutsuz.
bêomıdey ümitsizlik.
bêomıdinı umutsuzluk.
bêosıl usulsuz.
bêosıley usulsuzluk.
bêotonomiyey
bêotonomiyey otonomisiz.
bêoxır uğursuz.
bêoxırinı uğursuzluk.
bêpaşti arkasız, arka çıkanı olmama durumu, desteksiz.
bêpaştiyın arkası olmayan, desteksiz.
bêparlamenterey parlamentersiz.
bêpay 1-hisesiz, 2-yalın ayak.
bêper yapraksız.
bêpercin perçinsiz, çitsiz.
bêpere parasız.
bêperey parasız.
bêpereyinı parasızlık.
bêperr kanatsız.
bêpers sorgusuz, sualsız.
bêperwa korkusuz, gözü pek, pervasız.
bêperzane kanatsız.
bêpeyni sonsuz, arkası olmayan, sonu olmayan, sonsuzluk.
bêpi babasız.
bêpiy babasız.
bêpiyey babasız olma durumu.
bêpiyinı babasız olma durumu.
bêpoç kuyruksuz.
bêposanayenı-bêposanayış ümit etmeden, ummadan, umutsuz, ümitsizlik, umut edilmeden, umutsuzluk.
bêqahr üzüntüsüz.
bêqahrdayenı-dayış acı vermeden, küstürmeden, özmeden, darıltmadan.
bêqahryayenı-qahryayış darılmadan, özülmeden.
bêqalite kalitesiz.
bêqam boysuz (suda boyu aşma durumu).
bêqanun kanunsuz.
bêqanuney kanunsuz olma durumu.
bêqanuninı kanunsuz olma durumu, kanunsuzluk.
bêqatıx katıksız.
bêqaxu 1-kaygısız, 2-omursuz, 3-telaşsız.
bêqaxuyey 1-kaygılanmadan, kaygısızlık, 2-omursuzluk.
bêqaynax kaynaksız.
bêqayıl gönülsüz, razı olmama, beğenmeme durumu.
bêqeç çocuksuz.
bêqeder kadersiz.
bêqederey kadersizlik, kadersiz olma durumu.
bêqederinı kadersizlik.
bêqedinayenı-bêqedinayış bitirmeden, tüketmeden.
bêqedır kimetsiz, degerı ve saygınlığı olmayan.
bêqerar kararsız.
bêqerekter karaktersiz.
bêqêret gayretsiz.
bêqewl anlaşmasız, şartsız.
bêqeyd 1- kayıtsız, 2- kayda vurulmayan, ayakları bağlanmayan.
bêqeydey kayıtsızlık.
bêqeyret yardımsız, gayretsiz.
bêqeyretey yardımsızlık, gayretsizlik.
bêqimet kiymetsiz.
bêqiymet kiymetsiz.
bêqol kolsuz.
bêqüdım uğursuz.
bêqüdıminı uğursuzluk.
bêqül deliksiz.
bêqüncık kenarsız, köşesiz.
bêqürban kurbansız.
bêqüsur kusursuz.
bêqüwet kuvvetsiz, takatı kalmayan.
bêqüwetey kuvvetsizlik.
bêqılçıxı 1-kılçıksız, 2-kızdırmadan, kıcık vermeden.
bêqıse lafsız.
bêra gelsem, geleyim.
bêraqı bayrak.
bêraxbet itibarsızlık, saygınsızlık.
bêray kes kewno ray bın yolsuz adam yolun dibine düşer.
bêray yolsuz.
bêrayey yolsuzluk.
bêrayinı yolsuz.
bêrd götürdü.
bêrdenı-bêrdış götürmek.
bêrê ma heme jew bê gelin biz hepimiz bir olalım.
bêrê xo kendinize gelin.
bêrê gelin.
bêrehat rahatsız, huzursuz.
bêrehm merhametsiz, yüreğinde acıma hisı taşımiyan.
bêrehmey merhametsizlik.
bêrexbet rağbet edilmeyen, rağbetsiz.
bêrexbetey rahbetsizlik.
bêreyayış kurtuluşsuz.
bêri kerdenı-bêri kerdış özlemek, arzulamak.
bêri 1-gel, 2-özlem, özlemek, hasret, 3-öğleleyin yabanda koyun, keçileri vb. hayvanları sağma vakti ve yeri.
bêriçe köksüz.
bêriwanı koyun ve keçileri sağan kız veya kadın.
bêrmi ağlama.
bêro (biro) öbür gün.
bêro pıro değse.
bêro 1-gelse, gelsin, 2-yarın değil öbür gün.
bêroce oruçsuz.
bêroşnayi aydınlıksız, ışıksız.
bêroj 1-güneşsiz, 2-gündüzsüz.
bêroje oruçsuz.
bêrumet değersiz, kimetsiz.
bêrxüdar bê sağolun, Allah sizden razı olsun anlamında.
bêrzin dı baş ucunda.
bêrzin baş ucu.
bêrıh ruhsuz, cansız.
bêrıhey cansızlık.
bêrıkı kinsiz, kin bağlamadan.
bêrıwen yağsız.
bêrıza izinsiz, müsadesiz.
bêsalmeyey başıboş gezmekten başka.
bêsanci sancısız.
bêsebrey sabırsızlık.
bêsebır sabırsız, tahamülsüz.
bêser başsız.
bêsere başsız.
bêserm utanmaz.
bêsermaye sermayesiz.
bêsermey utanmazsızın.
bêsevır sabırsız.
bêsevırey sabırsız olma durumu.
bêsexs şahsiyetsiz.
bêsexsey şahsiyetsizli.
bêsexsiyet şahsiyetsizlik.
bêsexso şahsiyetsizdir.
bêsilma kadın hizmetçi.
bêsinor 1-sinorsuz, 2-aşırı.
bêsinorey sinor olmama durumu, sınırsızlık.
bêslıma hizmetçi.
bêsol ayakabısız.
bêsolı tuzsuz.
bêsuc u bêgüna suçsuz ve günahsız.
bêsuc suçsuz.
bêsucey suçsuzluk.
bêsucinı suçsuz olma hali.
bêsuz u bêgüna suçsuz ve günahsız.
bêsuz suçsuz.
bêsuzey suçsuzluk.
bêsühud şansız, şansızlık.
bêsühudey şansızlık.
bêsıfat suratsız, sıfatsız.
bêsılma hizmetçi kadın.
bêsılmayinı hizmetçilik.
bêsılmeyey hizmetçilik.
bêsınır sınırsız.
bêsıtar bıyayenı-bıyayış korunmadan.
bêsıtar korumasız, barınacak yeri olmama durumu.
bêta 1-dengesiz, 2-teksiz, yük teki, 3-gel buraya.
bêtaam tadsız.
bêtahda baskısız.
bêtahdayey baskısızlık.
bêtahzil azarlamadan.
bêtalike tehlikesiz.
bêtaluke tehlikesiz.
bêtam tatsız, lezetsiz.
bêtapi tapusuz.
bêtaqet takatı kalmamış, dermansız, takatsız.
bêtaqetey kuvvetsizlik, takatsizlik.
bêtaqetinı takatsız olma durumu, halsızlik.
bêtay dengesiz.
bêtazil azarlamadan.
bêtazilıxey azarlamama durumu.
bêtedarık hazırsızlık, tedariksiz.
bêtedarıkey hazırsızlılık, tedariksizlik
bêteli dikensiz.
bêtemaşe seyretmeden, seyirsiz.
bêter çok, çok çok, çokça, fazla, büyük, bir hayli, kocaman.
bêter felaket anlamında, beter, daha kötü.
bêterbiye terbiyesiz.
bêterê baro mı sero büyük bir yük üzerimdedir.
bêterê bêteran esto beterin beterı vardır.
bêterê bêteran beterin beterı.
bêterê bir hayli, bir sürü.
bêteref tarafsız.
bêterr kötü, kötünün kötüsü, çok, daha fazla.
bêters korkusuz, korkusuzca, korkmadan.
bêtersey korkusuzluk, korkmama durumu, cesaretli olma durumu.
bêterseya cı korkusuzluğu.
bêtolazey serseri olma durumu.
bêtomet uygunsuz.
bêtore töresiz.
bêusul usulsuz, ortama uyulmıyan olay.
bêvan kes filan adam.
bêvan kesi va nêzana se biyo filan adam dedi bilmem ne olmuş.
bêvan falan, filan.
bêvankes herhangi bir kişı, filan adam, filan kişi.
bêvatenı-bêvatış söylenmeden, laf etmeden, lafsız.
bêvav zalim, gaddar, acımasız.
bêveng bo sesiz olsa.
bêveng mendeney sesiz kalmak.
bêveng sessiz, sedasız.
bêvenga sesiz, ses çıkarmadan.
bêvengey sessizlik, ses çıkarmama durumu.
bêvengeya cı sesizliği.
bêvenginı sesizlik.
bêvengmendeney
bêvengı sesiz (dişil).
bêvengın sesiz, sedasız.
bêver ensiz, eni dar olan.
bêvezdın iç yağı olmadan, yağsız.
bêvezdın yağsız (iç yağı).
bêvijdan vicdansız.
bêvir hatırlamıyan, unutkan.
bêwaştenı istemeden, isteksiz, arzulamadan, kendi arzusuyla.
bêwahde vadesiz.
bêwahêr sahipsiz, kimsesiz.
bêwar 1-aşağı in, 2-yersiz, yurtsuz.
bêware 1-yurtsuz, yersiz, 2-yaylasız.
bêwarey yersiz, yurtsuz.
bêwarge 1-yersiz, yurtsuz, mekansız, 2-yaylasız.
bêway bacısız.
bêwayêr sahipsiz.
bêwayir sahipsiz.
bêwe meret, sende kalasıca anlamında bir sözcük.
bêwefa vefasız.
bêwêhêr sahipsiz.
bêwêhêrey sahipsizlik.
bêwekil vekilsiz, sorumlusuz.
bêwelat memleketsiz, vatansız, yurtsuz.
bêwelatey memleketsizlik, yurtsuzluk.
bêwelatinı vatansız olma durumu.
bêwelzınya zina etmeden veya babasız doğmama durumu.
bêwelzınyayey yaramazlık etmeme durumu.
bêwerdenı yemeksiz, yemeden.
bêwext vakitsiz.
bêwextey vakitsizlik.
bêwexto vakitsizdir.
bêwicdan vicdansız.
bêwijdan vicdansız.
bêwijdaney Homa rê zi çetın yana vicdansızlık Tanrı'yada zor gelir.
bêwijdaney rınd niya vicdansızlık iyi değildir.
bêwijdaney vijdansızlık.
bêwijdani boliyê vicdansızlar çoktur.
bêwijdaninı vicdansızlık.
bêwıcdan vicdansız.
bêwıhêr sahipsiz.
bêwıhêrey sahipsizlik.
bêwıjdan vicdansız.
bêwızdan vicdansız.
bêwızdaney vicdansizlik.
bêxeber habersiz.
bêxeberdar haberdarsiz.
bêxêr hayırsız, hayır etmeme durumu..
bêxever habersiz.
bêxeyal 1-hayalsız, 2-dikkatsız.
bêxeyalan hayalsız.
bêxeyaley 1-hayalsizlik, 2-dikkatsizlik.
bêxeyr 1-hayırsız, 2-hayır etmeme durumu.
bêxeyrey hayırsızlık.
bêxeyrı hayırsız (dişil).
bexşnayenı-bexşnayış af etmek, kusurunu bağışlamak.
bêxof korkusuz, telaşsız, hofsuz.
bêxoya kendisiyle.
bêxt baht, kısmet, talih.
bêxuy ahlaksız, huysuz.
bêyan bı beyan oldu, açıklandı.
bêyan bıyaye beyan olmuş olan.
bêyan bıyayenı-bıyayış beyan olmak.
bêyan kerde beyan edilmiş olan.
bêyan kerdenı-kerdış beyan etmek.
bêyan kerdox beyan eden, açıklayan kimse.
bêyan nêbıyayenı-nêbıyayış beyan olmamak.
bêyan nêkerdenı-nêkerdış beyan etmemek.
bêyan beyan, beyan etme, açıklama.
bêyanname beyanname.
bêyar nêbıyayenı-nêbıyayış bayat olmamak.
bêyar 1-yarsız, dostsuz, 2-düşman, dost olmayan.
bêyat bı bayattı.
bêyat bıyaye bayat olmuş olan.
bêyat bıyayenı-bıyayış bayat olmak.
bêyat kerd bayatlatı.
bêyat kerde bayat edilmiş olan.
bêyat kerdenı-kerdış bayatlamak.
bêyat kerdox bayat eden.
bêyat nêkerdenı-nêkerdış bayat etmemek.
bêyat bayat.
bêyatey bayat olma durumu.
bêyato bayattır.
bêümet milletsiz, ümetsiz.
bêümid umutsuz.
bêyraxı bayrak.
bêz kerde aylara bölünmüş, aidat edilmiş.
bêz kerdenı-kerdış aylara bölmek, aidat yapmak.
bêz kerdox aidat kesen kimse.
bêz nêkerdenı-nêkerdış aylara bölmemek.
bêz 1-aidat, 2-pay, hise.
bêzahmet zahmetsiz.
bêzahmetey zahmet çekmeden.
bêzanayenı bilmeden, bilmemezlik.
bêzanayinı bilmeden.
bêzar bıyaye 1-zarsız olma, 2-bıkmış olmak.
bêzar bıyayenı-bıyayış 1-zarsız olmak, 2-bıkmak, usanmak.
bêzar kerdenı-kerdış bıktırmak, usandırmak.
bêzar kerdox bıktıran, usandıran kimse.
bêzar 1-kendinden bıkmak, aciz, tekinsiz, bezmek, usanmak, 2-zarsız.
bêzar bıkmak, usanmak.
bêzar yaşama veya iş görme isteğini yetirmiş, bezgin.
bêzazalıxey Zazacılığın dışında.
bêzerar zararsız.
bêzerarey zararsız, zarar olmadan, etmeden.
bêzeraro zararsızdır.
bêzeri 1-isteksiz, gönülsüz, istemeden, 2-korkak, yöreksiz.
bêzeri gönülsüz.
bêzerrey gönülsüzlük.
bêzewq zevksiz, neşesiz.
bêzihin zihinsiz, düşüncesiz.
bêzil zilsiz.
bêzon dilsiz.
bêzor zor vermeden, kolaylıkla.
bêzur yalansız.
bêzuri yalanların dışında.
bêzüriyet züriyetsiz.
bêzıwan dilsiz.
bêzıwaney dilsizlik.
bı a mına bıkerê 1-benim gibi yaparsın, 2-benim gibi yapacaksın?
bı a mına bıkero benim gibi yaparsa.
bı aqıl akılı oldu, akıllandı.
bı awı su oldu.
bı bella bella oldu.
bı cıni evli, kadınlı.
bı derg uzandı.
bı ecele ya gırwe nêbeno acele ile iş olmaz.
bı eya benê temam onunla tamam oluyorlar.
bı eya onunla.
bı şeş altı oldu.
bı har azıttı, kudurdu.
bı iman imanlı, iman ile.
bı inan dı onlarla.
bı izındê to izninle.
bı kor kör oldu, körleştı.
bı lal lal oldu, dilsizleşti.
bı ma dı ame bizimle geldi.
bı ma dı bende, benimle.
bı mal u mülka kes nêbeno merdım mal ve mülk ile insan adam olmaz.
bı mal varyetli, eşyayle, mal ile.
bı may anneli, annesi sağ olan.
bı mı na bê benimle gel.
bı mı na qadro beno temam benimle kadro tamam oluyor.
bı mırd doydu.
bı no hesaba bu şekilde.
bı nıqar nıkarlandı.
bı o aqıla o akılla.
bı perana heme çi hal nêbeno para ile herşey hal olmaz.
bı pi babalı, babası hayata olan.
bı ray ayakla.
bı rêzdê nuşana harflerin dizilişiyle.
bı rut 1-saçsız olma, 2-mec; parasız olma.
bı rıh u gana raya xo rameno ruhu ve caniyle yolunu sürüyor.
bı sebeb sebep oldu.
bı seredê to başın üstüne yemin etme.
bı serxoş sarhoş oldu.
bı sıfatiya sıfat ile.
bı sıre sıra oldu.
bı to ya seninle.
bı tolaz soytarı oldu, serseri oldu, serserileştı.
bı u merd doğdu ve öldü.
bı u qediya oldu ve bitti.
bı veyşan acıktı.
bı vıni kayboldu (eril).
bı xint deli oldu, delirdi
bı xo ya a kaşkerdı onu kendisiyle çekti.
bı xo ya kaşkerdenı-kaşkerdış kendisiyle sürüklemek, çekmek.
bı xo kendisi.
bı xwı kendi, kendini.
bı 1-oldu, oluştu, 2-"la, le, ile, beraber" gibi eklerin yerini alır.
bıaşnawa işiteyim.
bıaşnawı işit.
bıaşnawıyı işitil.
bıamorı say.
bıamoriyı sayıl.
bıanc-bıancı çek.
bıancê çekin.
bıanciyı çekil.
bıaqıl 1-akıllandı, 2-akılıca.
bıaqıla akılıca.
bıasa görüneyim?
bıasayê görünseydi, görünecektı.
bıaso görünse, görünecek.
bıası görün.
bıaya onunla (dişil).
bıba olsam.
bıba baqıl akıllanacağım.
bıbar yüklü, yük oldu.
bıbara yük ile.
bıbê jew hereket bir hareket olun.
bıbê 1-olun, 2-olsalar.
bıbedılnê 1-değiştirelim, 2-değiştirin, 3-süsleyin.
bıberdê götürseydi, götürecekti, götürseydiler.
bıberm-bıbermı ağla.
bıberma 1-ağlayayım, 2-ağlasam.
bıbermayê ağlasaydı, ağlasaydılar.
bıbermê ağlayın.
bıbermo ağlasa, ağlasın, ağlayacak.
bıbermı ağla.
bıberva ağlayayım.
bıbext biyayeney bahtlı olma durumu, güvenilir olması.
bıbext bıyayenı-bıyayış güvenilir olmak.
bıbext nêbiyayeney bahtsız olmama durumu.
bıbext nêbıyayenı-nêbıyayış güvenememek.
bıbext nêzano qeleşey bıkero bahtı olan kalleşlik yapmasını bilmez.
bıbext bahtlı.
bıbextbiyayeney bahtlı olmak, güvenilmek.
bıbextey güvenilir olma durumu.
bıbextnêbiyayeney bahtlı olmamak, güvenilmemek.
bıbexto bahtlıdır, güvenilir kişi.
bıbiyayê olsaydı, yapılsaydı.
bıbo nêbo olsa olmasa
bıbo zi beno, nêbo zi beno olsada olur, olmasada olur.
bıbo zi olsada.
bıbo, çıçi beno wa bıbo olsun, ne olursa olsun.
bıbo olsa, olsun.
bıburnı 1-böğürt, bağırt, 2-nara atır..
bıburı 1-bögür, bağır, 2-nara at.
bıbyayê 1-olsaydı, 2-olgunlaşsaydı (meyve vs).
bıbı ol.
bıbın dipli, dibi olan.
bıbırn-bıbırnı kes.
bıbırna keseyim.
bıbırnayê kesseydi, kesseydiler.
bıbırnê 1-kessin, 2-keseceksin, 3-kesse, 4-kesecekler.
bıbırno kesse, kessin?.
bıbıyayê olsaydı.
bıbırnê 1-kesin, 2-kesseler, kesecekler.
bıca bı 1-yerleştı, 2-ayrıldı, kendi evinden ayrılıp yeni ev olmak.
bıcakerdê yerleştirecekti.
bıcanqi 1-çınlanmış olan, yankılanan, 2-yankılandı, ses verdi.
bıcanqını yankıla, çınlat.
bıçarn-bıçarnı 1-çevir, 2-gezdir, dolaştır.
bıçarna 1-gezdireyim, loglayayım (damı loglamak).
bıçarnayê 1-çevirseydi, 2-gezdirseydi, dolaştırsaydı.
bıçarnê 1-çevirin, 2-gezdirin, dolaştırın.
bıçarneyo 1-gezdirilse, 2-dövdürülse (öküzlerle harmanı dövme işi)
bıçarneyı 1-çevril, 2-gezdiril, dolaştırıl.
bıçarno 1-çevirse, çevirsin, 2-gezdirsin, dolaştırsın.
bıçarnı 1-gezdir, 2-dövdür (harmanı öküzlerle dövdürme)
bıcaw-bıcawı çiğne.
bıcawê çiğneyin.
bıcawo çiğnesin, çiğnese.
bıcawtê-bıcawıtê çiğneseydi.
bıcawıyı çiğnen.
bıcax Siverekte Bucak mıntikası.
bıcebırnê yapıştırın.
bıcebırnı (Pêya gırêdı, zamqkı) yapıştır, birbirine bitiştir.
bıçelqi çalkalan.
bıçelqını çalkala.
bıcerevno denesin, tecrübe etsin.
bıçerı otlan.
bıcerıbi denen.
bıcerıbnê deneyin, tecrübe edin.
bıcerıbnı dene, tecrübe et, sına.
bıcew bıcew karış karış.
bıcew bıyayenı-bıyayış karışlanmış olmak.
bıcew kerdenı-kerdış karışlamak.
bıcew-bıcewı karış.
bıcewana karışlarla.
bıcewê bir karış.
bıcewi karışlar.
bıcewiya karışla.
bıcewkı karışla.
bıcewmekı karışlama.
bıcewna bir karış daha.
bıcey kiprik.
bıci kiprik, kiprikler.
bıçin-bıçinı 1-biç, 2-kopar, 3-söv.
bıçina 1-biçeyim, biçsem, 2-söveyim?.
bıçinayê 1-biçseydı, biçecekti, biçseydiler, 2-koparsaydı, koparsaydılar.
bıçinê 1-biçin, 2-koparın, 3-sövün.
bıçineyı biçil.
bıçino se 1-biçse, biçsin, 2-söverse.
bıçino 1-biçse, biçsin, 2-koparsa, koparsın.
bıçinı 1-biç, 2-kopar, 3-söv.
bıçık (gıştı) parmak.
bıçılmısiyê solsalar, buruşsalar.
bıçılmısiyo solsa, solsun.
bıçılmısna soldurayım.
bıçılmısnê soldurun.
bıçılmısno soldursun?
bıçılmısnı soldur.
bıçına elbiseli, elbiseyle.
bıcınayê 1-yontsaydı, yontacaktı, 2-çalsaydı (davul vb).
bıcınê 1-çalın (davul vb), 2-yontun (ağaç vb).
bıcıni 1-evratlı (evli), 2-cinli, cinleri olan.
bıcıno 1-yontsa, yontsun, yontacak, 2-çalsa (davul vb).
bıcını 1-çal (davul vb.), 2-yont.
bıçırayno otlasa, otlasın, otlayacak.
bıçıraynı otlat.
bıçırpını 1-sirkele, 2-çalkala, 3-çırp.
bıd-bıdı ver.
bıda to 1-sana vereyim, 2-sana vereceğim.
bıda vereyim.
bıdawa sıvıyayım?
bıdawiyı sıvan.
bıdawı sıva.
bıdayê verseydi.
bıdê cı kendisine verin.
bıdê mısnayenı-mısnayış 1-öğretin, 2-gösterin.
bıdê pê 1-biriktirin, 2-birbirinize verin.
bıdê qısekerdenı-kerdış konuşturun, söyletirin, söyletın.
bıdê verin.
bıdeştê dikecektı, dikseydı.
bıdenge (bıtay) dengeli.
bıderd dertli, derdi olan.
bıderu süpür.
bıderuwa süpüreyim.
bıderwa süpüreyim.
bıderwi süpürül.
bıderwı süpür.
bıderza dikeyim?.
bıderzê dikın.
bıderzo diksin, dikse, dikecek, diksinmi?
bıderzı dik.
bıdest hêlkerdena el salamayla.
bıdest elli, elle, el ile.
bıdeste 1-destelendi, desteli, destesi olan, 2-demet, demetlı.
bıdew güzel, yakışıklı, elverişli.
bıdewa 1-güzeldir (dişil), 2-elverişlidir.
bıdewo 1-güzeldir (eril), 2-elverişlidir.
bıdeyo verilse.
bıdiyayê görseydi, göreydim.
bıdo bellikerdenı-bellikerdış belli etirse.
bıdo fahmkerdenı anlatsa, izah etse.
bıdo qebulkerdenı kabul etirse.
bıdo sınasnayenı u izahkerdenı tanıtsa ve izah etse.
bıdo teber dışarı verse.
bıdo 1-verse, 2-verecek, 3-versin?
bıdoş-bıdoşı sağ.
bıdoşa sağayım?
bıdoşê sağın.
bıdoşo sağacak, sağsa, sağsın.
bıdoşyayê sağılsaydı.
bıdoşı 1-sağ, 2-omuzlu.
bıdomna sürdüreyim?
bıdomno sürse, devam etse.
bıdos-bıdosı sağ.
bıdosê sağın.
bıdoso sağsa, sağsın.
bıdosyayê sağılsaydı.
bıdotê sağacaktı, sağsaydı.
bıduzenı düzen, düzenli.
bıdyayê görseydi, görseydiler.
bıdı ay ona ver, ona verin (dişil)
bıdı ey ona ver, ona verin (eril)
bıdı ez şıra ver ben gideyim.
bıdı kı ver ki.
bıdı mı bana ver.
bıdı wa bero ver götürsün.
bıdı wa bıgiro ver alsın.
bıdı wa şıro ver gitsin.
bıdı xatırdê cı hatırına ver, bağışla anlamında.
bıd-bıdı ver.
bıdım verelim, verelimmı?.
bıdıriyı yırtıl.
bıdırn-bıdırnı yırt.
bıdırna yırtayım?
bıdırnayê yırtacaktı, yırtsaydı, yırtsaydılar.
bıdırnê yırtın, yırtsınlar.
bıdırno yırtacak, yırtsın, yırtsa.
bıdıskına yapıştırayım.
bıdıskınê yapıştırın.
bıdıskını yapıştır.
bıdıtê sağsaydı.
bıecêbnı beğen.
bıecıbnayê beğenseydi.
bıecıbnı beğen, seç.
bıedılnı süsle.
bıedıznı yor.
bıeştê atacaktı, atsaydı.
bıemel bı güvenceliydi, güvenilirdi.
bıemel 1-amellı, güvenilir, iyi kalblı, 2-isallı.
bıemelo güvenilir.
bıemna emzireyim?
bıemır 1-yaşlı, 2-emir ile, emirvari.
bıemırın yaşlı olma durumu.
bıercan ucuzlandı.
bıerciyo değerse, kimet bakımından bir işe yarasa anlamında.
bıerzi atıl, fırlatıl.
bıerzı at, fırlat.
bıeya onunla (eril).
bıezıbnayê 1-begenseydi, 2-onaylasaydı.
bıezıbnê 1-begenın, taktir edin, 2-onaylayın.
bıfe (Fr) 1-içine öteberi konulan dolap, 2-çok küçük dükkan.
bıfe gırweynayenı-gırweynayış büfe çalıştırmak.
bıfe gırweynayox büfe çalıştıran kimse.
bıfeci büfe işleten kimse.
bıfecinı büfecilik.
bıfecılıxey büfecilik.
bıfesılnı işle, taslağını yap (elbise dikiminde), ölçüsünü al, ölçüsünü alıp biçmek.
bıfetıli 1-kovalan, 2-dolaştırıl.
bıfetılimı dolaşalım, gezınelım, tur atalım vb.
bıfetıln-bıfetılnı kovala.
bıfetılna kavalıyayım.
bıfetılnayê kovalasaydı, kovalasaydılar.
bıfetılnê kovalayın, kovalasalar, kovalasınlar.
bıfetılno 1-kovalasa, 2-kovalasın? (eril).
bıfetılnımı kovaliyalım, kavaliyalım mı?
bıfetısi boğul.
bıfetısiya -boğulayım, boğulacağım.
bıfetısna boğayım?
bıfetısnê boğun.
bıfetısno boğsun (eril).
bıfetısnı boğ.
bıfeyinı büfecilik.
bıfeyın büfeli.
bıfin-bıfinı düşür.
bıfina düşüreyim?
bıfinayê düşürseydi.
bıfinê düşürün.
bıfineyı düşürül.
bıfino erd yere düşürse, düşürsün.
bıfino 1-düşürse, düşürsün 2-vursa.
bıfinı cı kendisine, kendisini vur, döv.
bıfinı erd yere düşür.
bıfinı 1-düşür, vur, döv.
bıfit ödeşti.
bıfışkı hapşır.
bıfıkıri düşün.
bıfıkıriya düşüneyim.
bıfıkıryayê düşünseydi, düşünseydiler.
bıfıkıryê düşünün.
bıfıkıryo düşünse, düşünsün.
bışa 1-sevindi, 2-yapabilsem, edebilsem.
bışahtını boz.
bışahtınayê bozsaydı.
bışahtınê bozın.
bışan 1-şaniyle, onuruyla, 2-akşam oldu.
bışana 1-salayayım, 2-serpeyim, 3-şaniyle.
bışanayê 1-salasaydı, salayacaktı, 2-serpseydi.
bışaneyı 1-salan, 2-serpil.
bışano 1-saliyacak, salasa, salasın, 2-serpsin?
bışanı 1-sala, 2-serp.
bışar bir erkek ismi.
bışayê yapabilseydi, edebilseydi.
bışdêna sarsam, sıksam, gersem (yük veya herhangi bir şeyi sarmak).
bışdênê sarın ve sıkıştırın, gerin.
bışdeyn-bışıdeynı sıkıştır, sıkı bağla, sıkı ger anlamında.
bışdeynayê sıkıştırsaydı, sıkıştırsaydılar, gerseydi, gerseydiler.
bışdeynê sıkıştırın, gerin.
bışdeyno sıkıştırse, sıkıştırsın, gerse, gersin.
bışê bıvinê görebilseler, görebilecekmisin?
bışê yapabilseler.
bışeqnayê serpseydi, serpecekti.
bışeqno serpecek, serpsın, serpse.
bışeqnı serp.
bışeqıyı serpil.
bışeref şerefli, şerefiyle.
bışermay-bışermayı utan.
bışermayayê 1-utansaydı, 2-utansaydılar.
bışermayê 1-utansaydı, 2-utanın.
bışermayi utan.
bışermaynı utandır.
bışewrnı münakaşa etir, tartıştır.
bışiyayê gidecekti, gitseydi, gitseydiler, gitseydim.
bışk pamuğun taneleri.
bışkê pamuk tanesi.
bışkok tomurcuk, yeni yeni tomurcuk veren bitki filizi.
bışkov tomurcuk.
bışkın pamuk taneli.
bışo bıvino 1-görebilecekmi, 2-görebilse.
bışo yapabilse, edebilse.
bışqı bıçkı.
bışu yıka.
bışuwı yıka.
bışuwê yıkayın.
bışuwo yıkayacak, yıkasın, yıkasa.
bışüwı yıka.
bışüwê yıkayın.
bışüwo yıkasa, yıkayacak, yıkasın?.
bışı edebil, yapabil.
bışıdênayê sağlamlaştırsaydı, sağlam bağlasaydı.
bışıdênê gerin, saglam bağlayın
bışıdênı sar, dola, sağlam ger.
bışıdeyn-bışıdeynı sıkıştır, ger.
bışıdeynayê sıkıştırsaydı, sıkıştırsaydılar, gerseydi, gerseydiler.
bışıdeynê gerın, sıkıştırın.
bışıdeyno sıkıştırse, sıkıştırsın, gersin?.
bışıdeynı 1-sıkı tut, diren, 2-ger, sıkı ger.
bışıdeyı 1-diren, 2-sarıl.
bışıki kırıl.
bışıkiyayê kırılsaydı, kırılsa, kırılsın.
bışıkiyı kırıl.
bışıkn-bışıknı kır.
bışıkna kırayım.
bışıknayê 1-kırsaydı, 2-kırsaydılar, 3-kıracaktı.
bışıknê kırın, parçalayın.
bışıkno 1-kırsa, 2-kırsın.
bışım-bışımı iç.
bışımê için.
bışımiyı içil.
bışımo 1-içse, 2-içsin, 3-içecek.
bışımtê-bışımıtê içseydi, içebilseydı, içecekti.
bışıtê yıkasaydı, yıkayacaktı.
bışıw-bışıwı yıka.
bışıwiyı yıkan.
bışıwı yıka.
bışıwımı yıkiyalımmı?
bıgan u bêgan canlı ve cansız.
bıgan u bêganınan canlı ve cansızları.
bıgan canlı.
bıgana hamiledir, iki canlıdır.
bıganın 1-canlı, 2-çocuk karnında, çocuklu.
bıganına iki canlıdır, hamiledir.
bıganınan canlıları.
bıganınandê binan diğer canlılardan.
bıganınandê canlılarından.
bıgengazey kolaylık.
bıgengazeya rahatlıkla, kolaylıkla, kendiliğinden.
bıgereynı kaynat.
bıgêriyê 1-kapansa, 2-kapanacak.
bıgêriyo kapansa?
bıgeyr-bıgeyrı gez, dolaş.
bıgeyra gezeyim, dolaşayım.
bıgeyrayê gezseydi, dolaşsaydı.
bıgeyrê cı arayın.
bıgeyrê 1-dolaşın, 2-arayın, 3-gezin, gezinin.
bıgeyro gezse, gezsin, dolaşsa, dolaşsın.
bıgeyrımı dolaşalım, dolaşalım mı?.
bıgi berı al götür.
bıgi şo al git.
bıgi u bıdı mı al ve bana ver.
bıgi wa to rê bo al senin olsun.
bıgi al.
bıgimı alalımmı, kapatalımmı?.
bıgira 1-alayım?, 2-kapatayım?
bıgirê berê alın götürün.
bıgirê 1-alın, 2-kapatın.
bıgiro u bero alıp götürse.
bıgiro xo dest eline alsa.
bıgiro 1-alsa, alsın, alsınmı, 2-kapatsa, kapatsın?
bıgozi 1-emzir, 2-sağıl.
bıgoznı 1-em, 2-sağ (süt sağmak vb).
bıgrênê kaynatın.
bıgrênı kaynat.
bıgrênê kaynatın.
bıgrênımı kaynatalım, kaynatalımmı?.
bıgreyn-bıgreynı kaynat.
bıgreyna kaynatayım?
bıgreynayê kaynatsaydı, kaynatsaydılar.
bıgreynê kaynatın.
bıgreyno kaynatsa, kaynatsın.
bıgreynımı kaynatalımmı?
bıgrotayê 1-alsaydı, alsaydılar, 2-kapatsaydı, kapatsaydılar.
bıgrotayê 1-alsaydı, alsaydılar, 2-kapatsaydı, kapatsaydılar.
bıgrotê 1-alsaydı, 2-kapatsaydı.
bıgrotê 1-alsaydı, 2-kapatsaydı.
bıgümnı gürlet.
bıgümı 1-gürle, 2-yanaklı.
bıgümımı gürliyelim, gürliyelimmı?
bıgümıyı gürle.
bıgüna günahı olan, günahlı.
bıgürê gürleyin.
bıgüriyı gürle.
bıgürnı gürlet.
bıgüro gürlesi.
bıgürweynı çalıştır, işlet.
bıgürweyı çalış, işle.
bıgürı gürle.
bıgürımı gürliyelim.
bıgürımımı gürliyelimmi?
bıgüvışnê sıkın, ezin.
bıgüvışna sıkayım, ezeyim.
bıgırêna kaynatayım?
bıgırênê kaynatın.
bıgırêneyo kaynasa.
bıgırêno kaynatsın? (eril).
bıgırênı kaynat.
bıgıreyn-bıgıreynı kaynat.
bıgıreyna kaynatayım?
bıgıreynayê kaynatsaydı, kaynatsaydılar.
bıgıreynê kaynatın.
bıgıreyno kaynatsa, kaynatsın.
bıgıreynımı kaynatalımmı?
bıgıreyyı kayna.
bıgıreyı kayna.
bıgırotayê 1-alsaydı, alsaydılar, 2-kapatsaydı, kapatsaydılar.
bıgırotê 1-alsaydı, 2-kapatsaydı.
bıgırwey-bıgırweyı çalış.
bıgırweya çalışayım.
bıgırweyayê çalışsaydı, çalışsaydılar.
bıgırweyê çalışsalar, çalışacaklar, çalışsın, çalışsınlar.
bıgırweyn-bıgırweynı çalıştır.
bıgırweyna çalıştırayım, işleteyim?.
bıgırweynayê çalıştırsaydılar.
bıgırweynê çalıştırın.
bıgırweyno çalıştırsa, işletse.
bıgırweyo çalışsa, çalışacak, çalışsın.
bıgırweyı çalış.
bıh dayenı-dayış kapore vermek.
bıh dayox kapore veren.
bıh gırotenı-gırotış kapore almak.
bıh gırotox kapore alan.
bıh ronayenı-ronayış kapore indirmek, vermek.
bıh ronayox kapore veren, indiren.
bıh kapore, payına düşenı vermek, kapora bırakmak.
bıhê xo da payına düşenı verdı.
bıhê xo gırot payına düşeni aldı.
bıhedırna hazırliyayım.
bıhedırnê hazırlayın.
bıhedırno hazırlasın (eril).
bıhedırnı hazırla.
bıheleyn-bıheleynı erit.
bıheleyna eriteyim.
bıheleynayê eritseydi, eritseydiler.
bıheleynê eritin.
bıheleyno 1-eritse, 2-eritsin, 3-eritecek.
bıheleynı erit.
bıhelısiya çürüyeyim?.
bıhelısiyê çürüseler.
bıhelısiyo çürüsün (eril).
bıhelısna çürüteyim.
bıhelısnê çürütın.
bıhelısno çürütsün (eril).
bıhenıqiyo boğulsun.
bıhenıqna boğayım.
bıhenıqnê boğun, boğsalar.
bıhenıqno boğsun (eril).
bıhenıqnı boğ.
bıhenıqya boğulayım.
bıhenıqyayê boğulsaydı, boğulsaydılar.
bıhenıqyo boğulsun, boğulsa.
bıherda cıya toprağiyle.
bıherina satın alayım.
bıherinayê satın alacaktı, alsaydı.
bıherinê satın alın.
bıherineyı satın alın.
bıherino 1-satın alırsa, alacak olursa, 2-satın alsınmı?
bıherinı satın al.
bıherinımı satın alalımmı?
bıherımi bozul.
bıherımnı boz.
bıhesab hesaplı.
bıhesaba 1-hesapla, 2-herhangi bir şekilde, planlı.
bıhesabêna herhangi bir şekilde.
bıhesiyê xo uyanın.
bıhesiyê 1-uyanın, 2-duyun, 3-duysalar.
bıhesiyo duysa, duyarsa.
bıheskerdena sevgiyle, aşkla, sevmeyle.
bıhesna duyurayım.
bıhesnê duyurun.
bıhesno duyursun, duyursa.
bıhesıbna hasapliyayım.
bıhesıbnê hesaplayın, hesaplasalar.
bıhesıbnê hesaplayın.
bıhesıbno 1-hesaplasa, hesaplasın, 2-mecsaysa, insan yerine koysa.
bıhewadeyı kaldırıl.
bıheweya barınayım.
bıheweyna barındırayım.
bıheweynayê barındıracaktı.
bıheweynê barındırın.
bıheweyno xo kendine alıştırsa.
bıheweyno barındırsa.
bıheweynı barındır.
bıhewlnı yerini değiştir.
bıhewlyı yer değiş.
bıhewıli yer değiş.
bıhewılnı yerini değiştir.
bıheyecan heyecan, heyecanlı.
bıheyecana heyecanla.
bıhirnı kişnet, hirlat, zırlat.
bıhirrı kişne, hirla, zırla (at gibi).
bıhirı 1-kişne, 2-üç oldu.
bıhis hisli, duygulu.
bıhisana hisleriyle, duygusuyle.
bıhiskerdox duyarlı, his edici.
bıhuw-bıhuwı gül.
bıhuwa güleyim.
bıhuwayê gülseydi, gülecekti.
bıhuwê gülün.
bıhuwnı güldür.
bıhuwo gülecek, gülsün, gülse.
bıhuwyı gül.
bıhüw-bıhüwı gül (gülmek)
bıhüwa güleyim?
bıhüwê gülün, gülümseyin.
bıhüwnı güldür.
bıhüwo gülse, gülsün, gülecek.
bıhüwyı gül.
bıhüwı gül, gülümse.
bıiman imanlı, inançlı.
bıimana imanlıdır (dişil).
bıimano imanlıdır (eril).
bıinana onlarlar.
bıinanna onlarlar.
bıitiqat inançlı.
bıitiqata itikatlıdır, inançlıdır (dişil).
bıitiqato inançlıdır (eril).
bıjêm-bıjêmı alalım.
bıjen kirpik.
bıjewci evlen.
bıjewciya evleneyim.
bıjewciyo evlensin, evlense, evlenecek.
bıjewcn-bızewcnı evlendir.
bıjewcna evlendireyim.
bıjewcnayê evlendirseydi, evlendirseydiler.
bıjewcnê evlendirin.
bıjewcyo evlense, evlensin.
bıjewji evlen.
bıjewzi evlen.
bıjewjiya evleneyim.
bıjewjiyo evlensin, evlense, evlenecek.
bıjewjiyo evlensin, evlense, evlenecek.
bıjewjn-bızewjnı evlendir.
bıjewjna evlendireyim.
bıjewjna evlendireyim.
bıjewjnayê evlendirseydi, evlendirseydiler.
bıjewjnê evlendirin.
bıjewjnê evlendirin.
bıjewjyo evlense, evlensin.
bıjewjını evlendir.
bıjewuci evlen.
bıjewzi evlen.
bıjewziya evleneyim.
bıjewziyo evlensin, evlense, evlenecek.
bıjewzn-bıjewznı evlendir.
bıjewzna evlendireyim.
bıjewznayê evlendirseydi, evlendirseydiler.
bıjewznê evlendirin.
bıjewzyo evlense, evlensin.
bıjewzını evlendir.
bıjewıcna evelendireyim?.
bıjewıcnê (bıjewjınê) evlendirin.
bıjewıjna evelendireyim?.
bıjewıjnê (bıjewjınê) evlendirin.
bıjey (bıcey) kiprik.
bık-bıkı 1-yap, 2-et.
bıkar-bıkarı ek.
bıkara ekeyim, ekeceğim, eksem vb.
bıkarê 1-ekın, 2-ekseler, eksinler.
bıkariyı ekil.
bıkaro ekecek, ekse, ekerse, eksin.
bıkarıtê ekecekti, ekseydi, ekseydiler.
bıkêf (bıkeyf) keyifli, neşesi yerinde.
bıkêfa keyifle.
bıkêfın keyifli.
bıkemeynı eksilt.
bıkemeyı eksil.
bıkemı 1-yapalım, yapalımmı?, 2-edelim, edelimmı?
bıkena kazayım, kazmaya.
bıkenayê kazsaydı.
bıkendê kazacaktı, kazsaydı, deşseydi.
bıkenê kazın, deşın.
bıkeneyı kazıl.
bıkeno kazacak, kazsa, kazsın.
bıken-bıkenı kaz, deş.
bıkera u a gemı kewa yapayım ve yabana düşeyim.
bıkera 1-edeyim, yapayım, 2-mecsikeyim anlamında.
bıkerdê yapsaydı, yapsaydılar.
bıkerê edin, yapın, yapsalar, etseler.
bıkero yapsa, yapsın, yapacak (FiilYapmak).
bıkew-bıkewı 1-düş, 2-yat, uzan.
bıkewa 1-düşeyim, 2-uzanayım.
bıkewê pê birbirinize düşün.
bıkeweyn-bıkeweynı (yarayı) 1-uyuştur, 2-ilaçla temizle.
bıkeweynayê (yarayı) uyuştursaydılar.
bıkeweynê (yarayı) uyuşturun.
bıkeweyno dağlasın, uyuştursun.
bıkeweynı dağla.
bıkeweyı dağlan.
bıkewo 1-düşse, düşsün, 2-yatsa, yatsın.
bıkewtayê 1-düşseydi, düşseydiler, 2-uzansaydı, uzansaydılar.
bıkewtê 2-düşseydi, 2-yatsaydı, uzansaydı.
bıkewıyı dağlan.
bıkoşê köşeli.
bıku döv, tokatla.
bıkuwi dövül.
bıkuw-bıkuwı döv.
bıkuwıyi dövül.
bıkü döv.
bıküwi dövül.
bıküwı döv.
bıküwıyi dövül.
bıkı et, yap.
bıkış-bıkışı öldür.
bıkışa öldüreyim.
bıkışê öldürün.
bıkışiya öldürülürsem.
bıkışo öldürse, öldürsün.
bıkıştê öldürseydi.
bıkılmey kısacası.
bıkıs-bıkısı öldür.
bıkısa öldüreyim.
bıkısê öldürün.
bıkıso öldürse, öldürsün.
bıkıstê öldürseydi.
bılawayê havlasaydılar.
bılawê havlayın.
bılawn-bılawnı emzir, emdir.
bılawna emzireyim.
bılawnayê emzirseydi, emzirseydiler.
bılawnê emzirin.
bılawno emzirsin.
bılawo havlasa, havlasın.
bılaw-bılawı havla (köpek vb. gibi).
bılbül sesinin güzelliği ile tanınan ötücü bir kuş.
bılbıl homurdanma.
bılbıl sesinin güzelliği ile tanınan ötücü bir kuş.
bılbılna homurdattı.
bılbılnayenı-bılbılnayış homurdatmak.
bılbılya homurdandı.
bılbılyayenı-bılbılyayış bögürmek (deve, ayı vb. hayvanlar için söylerler).
bılbılyayenı-bılbılyayış homurdanmak.
bıldırcın (Tr) tavukgilerden göçebe bir kuş.
bıle bıle mahsus, bile bile, kasıtlı olarak.
bılê em.
bıleqna 1-terpeteyim, 2-oynatayım (kafayı oynatmak).
bıleqnayê terpetseydi, yerinden oynatsaydı.
bıleqnê terpetin, yerinden oynatın.
bıleqno terpetse, yerinden oynatsa.
bıleqnı oynat, terpet.
bılerz-bılerzı titre.
bılerzana titreteceğim, titreteyim.
bılerzanayê titretseydi.
bılerzanê titretin.
bılerzano 1-titretse, 2-titretsin?
bılerzanı titret.
bılerzayê titreseydi.
bılerzê 1-titreseler, 2-titreyin?
bılerzi titre.
bılerzneyı titretil.
bılerzo titrese.
bılês-bılêsı yala.
bılêsa yalayayım.
bılêsê yalayın.
bılêso yalasa, yalasın.
bılêsıyi yalan, yalanmış olma.
bılêt gırotenı-gırotış bilet almak.
bılêt gırotox bilet alan.
bılêta konsêri konser biletı.
bılêta piyangoy piyango bileti.
bılêta sinema sinema bileti.
bılêta trenı nıştenı Trene binme biletı.
bılêtayo biletlidir.
bılêtci biletçi.
bılêtcılıxey biletçilik.
bılêtı (Fr) para ile alınan, iş görme, vasıtalara binme, eğlence yerlerine girme veya çekilişlere katılma kağıdı.
bılêtı gırotenı-gırotış bilet almak.
bılêtın biletli.
bıllbıll ayının veya kaynar suyun çıkardığı ses.
bıllbılna homurdattı.
bıllbılnayenı-bılbılnayış homurdatmak.
bıllbılya homurdandı.
bıllbılyayenı-bılbılyayış homurdanmak.
bıllena homurdaniyor (dişil).
bılleno bılbılliyor.
bıllurı fülüt.
bıllı bılla awa fık fık suyun kaynasının sesi.
bıllı bılla heşa ayının bıllı bıllısıdır.
bıllı bıllı bıllı bıllı sesi.
bıllık-bıllıkı çocuk dilinde çocuğun erkeklik organı, yarak.
bıloq gözleri dışa çıkık olanlara derler.
bılorina nini söylüyeyim, niniliyeyim.
bılorinı ninile, nini söyle anlamında.
bılorıke taze yağın toplaştırılmış hali.
bılq va teqa bılk dedi patladı.
bılq iltihap bağlamış şeylerin patlama sesine derler.
bılqa kaynar geldi.
bılqini su veya sulu şeylerin kaynama sesine derler.
bılqı ki kaynar suyun damlacıkları, köpürme, köpürükler.
bılqı-bılqı su veya sulu şeylerin kaynamasına derler.
bılqık 1-kabarcık, 2-kaynayan suyun kaynar damlası.
bılqık 1-kaynar, kaynar suyun damlası, 2-kabarcık.
bılqıki kerdenı-kerdış kaynamak.
bılqıki vetenı-vetış herhangi bir yerinde kabarcık çıkarmak.
bılqıki 1-kabarcıklar, 2-kaynayan suyun kaynar damlacıkları.
bılten (Fr) basılıp yayınlanan duyuru, küçük dergi.
bılu terpen, kıpırda.
bılun-bılunı 1-tepret, 2-kıpırdat, 3-yerinden oynat.
bıluna 1-terpeteyim, 2-kıpırdatayım.
bılunayê 1-teppetseydi, 2-terprtseydiler.
bılunê terpetın, kıpırdatın.
bıluno 1-terpetsin, 2-kıpırdatsın?
bılunımı terpetelimmi, kıpırdatalımmı?
bılurı kaval.
bılxulşamık domatesli pilav.
bılxür bulgur.
bılı 1-em, 2-çocuk dilinde çocuğun erkeklik organı, kamiş.bılık-bılıkı çocuk dilinde çocuğun erkeklik organı, yarak.
bılıstê yalasaydı.
bılıw-bılıwı 1-terpen, 2-kıpırda.
bılıwımı terpenelimmı, kıpırdiyalımmı?
bımal 1-malı mülkü olan, 2-evlenen kızın maliyle gelmesi, 3-parayla gelmesi.
bıman-bımanı kal.
bımana kalayım.
bımanê kalın, kalacaklar.
bımane manalı.
bımano benzese.
bımano kalsa, kalsın?
bımanımı kalalımmı?
bımare say.
bımas-bıması şiş (şişmek).
bımasa şişeyim.
bımasayê şişecekti.
bımasê şişin.
bımasn-bımasnı şişir.
bımasna şişireyim.
bımasnayê şişirseydi, şişirseydiler.
bımasnê şişirin.
bımasno şişirse, şişirsin.
bımasnımı şişirelimmi?
bımaso şişecek, şişsin.
bımasımı şişelimmi?
bımay analı, annesi olan.
bımaya bizimle.
bımba bıyaye bombalanmış olan.
bımba bıyayenı-bıyayış bombalanmak.
bımba kerde bombalanmış olan.
bımba kerdenı-kerdış bombalamak.
bımba kerdox bombalayan.
bımba bomba.
bımbar bağırsaklar, barsak.
bımbarek bo kutlu olsun.
bımbarek bıyaye mübarek olmuş olan.
bımbarek bıyayenı-bıyayış mübarek olmak.
bımbarek kerde tebrik etmiş olan.
bımbarek kerdenı-kerdış tebrik etmek.
bımbarek kerdox tebrik eden.
bımbarek mübarek, kutlu olsun anlamında.
bımbarekey mübarek olma durumu.
bımbarekname kutlama, kutlama mesajı.
bımbarekın mübarekli.
bımbari bumbar, büyük ve küçük baş hayvanların kalın bağırsakları.
bımbarın bağırsaklı.
bımbay bombalar.
bımbayın bombalı.
bımêja emeyim?
bımêjo emsin.
bımêjı em.
bımelı mele (koyun gibi).
bımendayê kalsaydılar.
bımendê 1-kalsaydı, 2-benzeseydı.
bımerdê ölseydi, ölseydiler.
bımerhamet 1-merhametli, 2-merhametle, acımayla, acımakla.
bımojno göstersin, gösterecek.
bımojno göstersin, gösterecek.
bımojnı göster.
bımotno göstersin, gösterecek.
bımotno göstersin, gösterecek.
bımotnı göster.
bımrê ölün, ölsünler
bımun-bımunı ör.
bımuneyı örül.
bımunımı örelimmi?
bımusn-bımusnı öğret, göster.
bımusna öğreteyim.
bımusno öğretsin, öğretsinmi?
bımya güleyim.
bımır-bımırı öl.
bımıra öleyim.
bımırdayê ölseydi.
bımırê ölün, ölsünler.
bımıro 1-ölse, ölsün, 2-ölsünmü?
bımırımı ölelimmi?
bımıs-bımısı öğren, alış.
bımıs-bımısı öğren.
bımısayê öğrenseydi.
bımısn-bımısnı öğret.
bımısna öğreteyim.
bımısnayê öğretseydi, öğretseydiler.
bımısnê cı kendisine gösterin.
bımısnê 1-öğretin, 2-gösterin.
bımısno 1-öğretse, öğretsin, 2-gösterse.
bımısnımı öğretelimmi?
bımıso alışsa, alışsın.
bımısımı öğrenelimmi?, alışalımmı?
bın dı bi altındaydı.
bın dı mende alta kalmış olan.
bın dı mendenı-mendış altta kalmak, altında kalmak.
bın dı mendox alta kalan.
bın dı altında.
bın şanayenı-şanayış 1-altına destek vermek, 2-altından vurmak.
bın kewte 1-altı düşmüş, 2-argoda dibi düşmüş, bakireliği bozulmuş olma.
bın kewtenı-kewtış 1-altına düşmek, alta düşmek, altı düşmek, 2-dibi, dibine düşmek.
bın kı altına koy.
bın ra ant altından çekti.
bın ra gırotenı-gırotış altan almak.
bın ra kaşkerdenı altan çekmek.
bın ra qılaynayenı-qılaynayış 1-dipten sökmek, 2-kökten kaldırmak.
bın ra 1-altından, dipten, 2-kökten..
bın tepıştenı-tepıştış altını tutmak, altına yapışmak.
bın u bêbın dipli ve dipsiz.
bın u bêbın dipli ve dipsiz.
bın u serê erdi yerin altı ve üstü.
bın alt, alt taraf, dip, kök.
bına altla, altiyle.
bınal-bınalı inle.
bınala inleyeyim.
bınalayê inleseydi, inleseydiler.
bınalê inleyin.
bınalo inlese, inlesin.
bınalımı inliyelimmi?.
bınam-bınamı 1-eğ, 2-ger, 3-bök.
bınamus namuslu.
bınamusa namusludur(dişil).
bınamuso namusludur (eril).
bınamımı eğelimmi?
bınate leş, hayvan ölüsü.
bınatera (nabênra) aradan, arasıra, bazen.
bınatey kütkan küpek leşi.
bınaya bununla (dişil).
bınbar ince barsak.
bınbinterşew daha önceki gece.
bınçım bıyaye göz altı olmuş olan.
bınçım bıyayenı-bıyayış göz altında olmak.
bınçım gırotenı-gırotış göz altına almak.
bınçım gırotox göz altına alan kimse.
bınçım gözaltı.
bınçımey gözaltı, gözaltında olma durumu.
bınçıminı göz altında olma durumu.
bındê bandrolda şari dı başkasının buyruğu altında olmak.
bındê cı dı altında.
bındê xo altına, kendi altına.
bındês temel.
bındest bı başkasının eğemenliği altındaydı.
bındest bıkerê yakalayıp teslim etmek.
bındest kerdenı-kerdış zula etmek, gizlemek, saklamak.
bındest başkasının eğemenliği altında olan.
bındestey başkasının eğemenliği altında olma durumu.
bındesto başkasının eğemenliği altındadır.
bındo altadır.
bındı bıyayê alta olsaydı.
bındı altında, alta, dibinde.
bındıbı altaydı.
bındıro altındadır.
bınê (pıhan) lıngan ayakların altı.
bınê çengi çene altı.
bınê cı kendenı-kendış altını kazmak.
bınê cı maneno altı kaliyor.
bınê cı 1-dibi, 2-kökü.
bınê henıkı çenenin altı.
bınê qedehan bardakların altı.
bınê qolan kolların altı.
bınê qırı boynun altı.
bınefs nefsine hakim olma durumu.
bınên en altaki, altaki.
bıneqırno düzleyecek, nıkarliyacak (değirmen taşını düzleme işi).
bınerxiyı 1-belirlen, 2-değerlen.
bınerxını 1-belirle, 2-değerle, fiatla.
bıneya bununla (eril).
bınge temel, kök.
bınida erdi dı tarlanın altında, aşağısında, dip kısmında.
bıninana bi heşt bunlarla sekiz oldu.
bıninana bunlarla.
bınir-bınirı yay, yayık yay anlamında.
bınira (yayık) yayayım.
bınirdê (yayık) yaysaydı.
bınirê (yayık) yayın.
bınireyı (yayık) gibi yayıl.
bıniro (yayık) yaysın.
bıniryı (yayık) gibi yayıl.
bınkewteney 1-alta girmek, düşmek, 2-dibi düşmek.
bınki gırwe mekı gizli iş yapmak.
bınki hereket kerdenı-kerdış haince hareket etmek.
bınki hereket kerdox 1-gizlice hareket eden, 2-hainlik eden.
bınki 1-haince, 2-gizlice.
bınkiyin hain, hainlik.
bınkı altına koy.
bınkımı altına kayalımmı?
bınname isimli, isim almış kimse.
bınnot alt not.
bınnotın alt notlı.
bınpize 1-hayın, 2-karın altı.
bınpizey gay öküzün karın altı.
bınra kerdenı-kerdış 1-savurmak, 2-bekar kızın bekaretini bozma.
bınra kerdış ölçülerde, tartılarda, paylaşmalarda hile etmek.
bınra xetı anceno altan hat çekiyor.
bınra altan.
bınrakı 1-savur, 2-altına koy.
bınramekı 1-savurma, 2-altına koyma.
bınro altına.
bınter pişen yemeğin kazan dibi, kazana yapışan yemek.
bınuşi yazıl.
bınuşn-bınusnı yaz.
bınuşna yazacağım, yazayım, yazsam vb.
bınuşnayê yazacaktı, yazsaydı, yazsaydılar.
bınuşnê yazın.
bınuşneyo yazılsa, yazılsın?
bınuşno yazsa, yazsın, yazacak.
bınuşnımı yazalımmı?.
bınuştê yazsaydı, yazacaktı.
bınuşıyı yazıl.
bınusn-bınusnı yaz.
bınusna yazayım.
bınusnayê yazsaydılar.
bınusnê yazın.
bınusneyo yazılsa, yazılsın.
bınusno yazsa, yazsın.
bınusnımı yazalımmı?
bınyat asılsız, temelsiz.
bınyatê cı çıniyo aslı yoktur.
bınyate kök, soy, sülale.
bınye (Ar) vücut yapısı, kapasitesi.
bınımn-bınımnı sakla.
bınımna saklayayım.
bınımnayê 1-saklasaydı, 2-saklasaydılar.
bınımnê saklayın, gizleyin.
bınımno saklasa, saklasın.
bınımnımı sakliyalımmı?.
bınımyı saklan.
bınımıyi saklan.
bınırxiyı 1-değerlen, fiatlan, 2-ölçül.
bınırxını 1-değerle, fiatla, 2-ölç.
bıorı orla, bügürlen (inek gibi).
bıpaja soyayım, kaşiyayım (herhangi bir şeyin kapuğunu soymak).
bıpajê soyın, kaşıyın.
bıpaji soyın, kaşın (bir şeyin kabuğunu soyma).
bıpajiyı soyın, kaşın (bir şeyin kabuğunu soyma).
bıpajı soy, kaşı.
bıpajımı soyalımmı? (herhangi bir şeyin kapuğunu soyma).
bıparn-bıparnı uçur.
bıparna uçurayım.
bıparnayê uçursaydı, uçursaydılar.
bıparnê uçurun.
bıparno uçursa, uçursun.
bıpaw-bıpawı bekle.
bıpawa 1-bekliyeyim, beklesem, 2-koruyayım, korusam.
bıpawê 1-bekleyin, 2-koruyun.
bıpawo beklese, beklesin, bekliyecek.
bıpawtayê bekleseydi, bekleseydiler.
bıpawımı 1-bekliyelimmi?, 2-koruyalımmı?.
bıpawıtayê bekleseydi, bekleseydiler.
bıpawıtê bekleseydi.
bıpay ayakla.
bıpayana şı ayakla gitti.
bıpayana ayakla, yayan.
bıpaz-bıpazı soy, kaşı (bir şeyin kabuğunu soyma).
bıpaza soyayım, kaşiyayım (herhangi bir şeyin kapuğunu soymak).
bıpazê soyın, kaşıyın (kabuk soyma).
bıpazi soyın, kaşın (kabuk soyma).
bıpaziyı soyın, kaşın (kabuk soyma).
bıpazımı soyalımmı? (herhangi bir şeyin kapuğunu soyma).
bıpêş-bıpêşı sar.
bıpêşa sarayım?.
bıpêşo sarsın.
bıpêşım-bıpêşımı saralım, saralımmı?.
bıper-bıperı uç.
bıperana parayla, para ile.
bıperayê uçacaktı, uçsaydı, uçsa.
bıperê uçun, uçsalar.
bıperey paranan, parayla.
bıpereya parayla.
bıpern-bıpernı uçur.
bıpernayê uçuracaktı, uçursaydı.
bıperno uçursa, uçursun?
bıpernımı uçuralımmı?.
bıpero uçacak, uçsa, uçsun.
bıperr-bıperrı 1-uç, 2- kanatlı.
bıperrayê uçsaydı, uçsaydılar.
bıperrê uçun.
bıperro 1-uçsa, uçsun, 2-kanatlıdır.
bıperrımı uçalımmı?
bıpewc-bıpewcı pişir.
bıpewca pişireyim.
bıpewcê pişirin.
bıpewco pişirsin, pişirirse.
bıpewj-bıpewjı pişir.
bıpewja pişireyim.
bıpewjê pişirin.
bıpewjiyı pişiril.
bıpewjiyı pişiril.
bıpewjo pişirse, pişirsin, pişirecek.
bıpewjım-bıpewjımı pişirelim, pişirelimmi?.
bıpewz-bıpewzı pişir.
bıpewza pişireyim.
bıpewzê pişirin.
bıpewziyı pişiril.
bıpewzo pişirse, pişirsin, pişirecek.
bıpewzım-bıpewzımı (bıpewjım) pişirelim, pişirelimmi?.
bıpeyşna 1-söndüreyim, 2-pişireyim.
bıpeyşnım-bıpeyşnımı 1-pişirelim, pişirelimmi?, 2-söndürelim, söndürelimmi?
bıpeym-bıpeymı ölç, mec:adımla.
bıpeyma ölçeyim.
bıpeymê ölçün.
bıpeymımı ölçelimmi?
bıpi babalı, babası olan.
bıposo ümit etme durumu.
bıprayna kavurayim (çekirdek vb).
bıpraynı kavur (çekirdek vb).
bıpraynımı kavuralımmı?
bıpışka hapşırayım.
bıpışkı hapşır.
bıpışkımı hapşıralımmı?
bıpıloznı bas.
bıpırayn-bıpıraynı kavur (çekirdek vb).
bıpırayna kavurayim (çekirdek vb).
bıpırayneyı kavrul.
bıpıraynımı kavuralımmı?
bıq birini korkutmak için birden seslenme, bık deme.
bıqahr 1-özüntülü, kahırlı, 2-darıl, kız, 3-küs.
bıqahri darıl, küs, özül.
bıqahrimı darılalım, özülelim, küselim, darılammı, küselimmi, özülelimmi?
bıqahriyê darılın, küsün, darılsalar, küsseler.
bıqahriyo 1-özülse, 2-kızsa, darılsa.
bıqahrnı 1-darılt, 2-öz, 3-küstür.
bıqalı mele (keçi gibi).
bıqedi bit, tüken.
bıqedin-bıqedinı 1-bitir, 2-tüket.
bıqedina bitireyim, tüketeyim.
bıqedinayê bitirseydi, tüketseydi.
bıqedinê bitirin, tüketin.
bıqedino bitirse, bitirsin?
bıqedinımı bitirelim, bitirelimmi?
bıqediya biteyim?.
bıqediyo 1-bitse, bitecek, 2-bitsin.
bıqefıln-bıqefılnı 1-kilitle, 2-dondır, üşüt.
bıqefılna 1-kilitliyeyim, 2-dondurayım, üşüteyim.
bıqefılnımı 1-kilitliyelimmi?, 2-donduralımmı, üşütelimmi?
bıqelbn-bıqelbnı 1-devir, 2-bulandır.
bıqelbna 1-devireyim, 2-midemi bulandırayım.
bıqelbyayê 1-bulansaydı, 2-devrilseydi.
bıqelbyo 1-bulansa, 2-bulansın, 3-devrilsin.
bıqelbın-bıqelbını 1-devir, 2-bulandır.
bıqelbına 1-devireyim, 2-midemi bulandırayım.
bıqelbıyayê 1-bulansaydı, 2-devrilseydi.
bıqelbıyo 1-bulansa, 2-bulansın, 3-devrilsin.
bıqelıbi cı içine dal.
bıqelışi yarıl, ortadan bölün.
bıqelışn-bıqelşnı yar, ortadan ikiye böl.
bıqelışna yarayım, ortadan böleyim.
bıqelışnê yarın, ortadan bölün.
bıqelışnım-bıqelışnımı yaralım, yaralımmı?, ortadan bölelim.
bıqerar ısrarlı, kararlı.
bıqerara 1-ısrarlıdır, kararlıdır, ısrarla, kararla (dişil).
bıqeraro 1-ısrarlıdır, kararlıdır, ısrarla, kararla (eril).
bıqerekter karekterlı.
bıqerektera karekterlidir, karekterle (dişil).
bıqerektero karekterlidir, karekterle (eril).
bıqesiyı kesil, kus (süt vb. şeylerin kesilmesi).
bıqesn-bıqesnı 1-(makasla) kes, kırp, 2-kesil (süt vb. şeylerin kesilmesi).
bıqesna keseyim, kırpayım (makasla).
bıqesnayê (makasla) kesseydi, kesseydiler, kırpsaydı, kırpsaydılar.
bıqesnê (makasla) kessin.
bıqesno (makasla) kesse, kırpma, kırpsın, kırpsa.
bıqesnımı keselimmi, kırpalımmı? (makasla).
bıqewn-bıqewnı kov.
bıqewna kovayım?
bıqewnayê kovsaydı.
bıqewnê kovun.
bıqewneyı kovul.
bıqewno kovsun, kovacak, kovsa.
bıqewnımı kovalım, kovalımmı?
bıqij-bıqijı bağır, çığlık at.
bıqija bağırayım, bağıracağım, bağırsam, çığlık atsam.
bıqijê bağırın, çığlık atın.
bıqijnı bağırt, çığlık atır.
bıqijımı bağıralımmı?, çığlık atalımmı?
bıqira bağırayım, çığlık atayım.
bıqirayê bağırsaydı, haykırsaydı, çığlık atsaydı.
bıqirê bağırın, çığlık atın.
bıqirn-bıqirnı bağırt, çığlık atır.
bıqiro bağırsın, çığlık atsın.
bıqirr-bıqirrı haykır, bağır, çığlık at.
bıqirra haykırayım, bağırayım.
bıqirrayê haykırsaydı, haykırsaydılar, bağırsaydı, bağırsaydılar.
bıqirrê haykırın, bağırın.
bıqirro bağırsın, çığlık atsın.
bıqirrı bağır, haykır, çığlık at.
bıqirrımı bağıralımmı, haykıralımmı, çığlık atalımmı?
bıqirı bağır, haykır, çığlık at.
bıqirımı bağıralımmı, haykıralımmı, çığlık atalımmı?
bıqlayn-bıqlaynı 1-kopar, 2-sök (sebze vb).
bıqlayna kaldırayım, yerinden sükeyim (ağaç, fidan, bitki vs)
bıqlaynayê 1-koparsaydı, koparsaydılar, 2-sökseydi, sökseydiler.
bıqlaynê 1-koparın, 2-sökün.
bıqlayneyo kalkacakmı, kalksın, kalksa (ağaç, bitki vs)
bıqlayno 1-koparsa, koparsın, 2-sökse, söksün (sebze vb).
bıqlaynımı 1-koparalımmı?, 2-sökelimmı?
bıqlayo kalksa, kalkacak, kalksın.
bıqlotnê ra yut.
bıqlotnêra yut, yutun.
bıqor-bıqorı orla, bügür (öküz gibi).
bıqornı bügürt.
bıqültyı yutul.
bıqültı yutul.
bıqültını yut.
bıqürmıç-bıqürmıçi kırp, mecboynun çıkmasın, kısa kalsın.
bıqürmıçna kırpayım, koparayım.
bıqürmıçını kırp, kopar.
bıqürpına kırpayım.
bıqürpınê kırpın.
bıqürpıno kırpsın.
bıqürpını kırp.
bıqılayo kopsun.
bıqırpına kırpayım.
bıqırpını kırp.
bıqırpıyı kırpıl.
bır 1-meşe, orman, 2-bir hayli, tümü, bir sürü.
bıra erkek kardeş.
bıraceni kardeş karısı.
bıracıni kardeş karısı.
bıracıni kardeş karısı.
bırak erkek kardeş, kardeşlik.
bırakeyna kardeş kızı.
bıram-bıramı sür.
bırama süreyim.
bıramê sürün.
bıramiyı sürül.
bıramo 1-sürse, sürsün, 2-devam etsin.
bıramojna göstereyim?
bıramojnê gösterin.
bıramojno göstersin?
bıramojnı göster.
bıramımı sürelimmi, sürdürelimi?
bıramıtê sürseydi.
bıranş (Fr) dal, kol (bilim için)
bıranşê to çıçiyo branşın nedir?
bırardê to rê mı va kardeşine söyledim.
bırarey kardeşlik.
bırarza erkek kardeşin erkek çocuğu.
bıravêro geçse.
bırawo (Ìt) bravo, aferin, yaşa.
bırawo to rê aferim sana.
bıray mı ame kardeşim geldi.
bıray mı no qıj küçük kardeşim.
bıray mı no kardeşimdir.
bıray pê yê kardeştirler.
bıray kardeşler.
bırayê mı kardeşim.
bırayêno kardeşler! (hitap edilirken)
bırayey kardeşlik.
bırayin-bırayinı kardeşlik, dostluk, yoldaşlık.
bırayo kardeştir.
bıraza (bırarza) erkek kardeş oğlu.
bırc yüksek, yuvarlak dört köşeli veya çok köşeli kale duvarı.
bırcê diyarbekıri Diyarbakır burcu.
bırcın burçlu, dört köşeli duvar.
bırê luy bir sürü tilki.
bırê mıriçıki bir sürü kuş.
bırê qeçeki arêbıyay pêser bir sürü çocuk bir araya toplandı.
bırê bir sürü.
bırê dışmenan düşman sürüsü, bir hayli düşman.
bırek kerde testerelenmiş.
bırek kerdenı-kerdış testerelemek.
bırek kerdox testereliyen.
bırek testere.
bırekê bir testere.
bırekna bir testere daha.
bırekın testereli.
bırem-bıremı kaç.
bırem-bıremı kaç.
bırema kaçayım?
bıremayê kaçacaktı, kaçsaydı, kaçsaydılar.
bıremê 1-kaçın, 2-kaçalım.
bıremn-bıremnı kaçır.
bıremna kaçırayım?
bıremnayê kaçırsaydı, kaçırsaydılar.
bıremnê kaçırın.
bıremno kaçıracak. kaçırsa, kaçırsın?
bıremnımı kaçıralımmı?
bıremo kaçsa, kaçsın.
bıremı la kaç ulan.
bıremı oxıl, bıremı kaç oğul, kaç.
bıremımı kaçalımmı?.
bırênê 1-bir sürüdürler, 2-kesilirler.
bıreqısi oyna, dans et.
bıreqısiya oynasam, oynayayım?.
bıreqısiyo oynasın, oynasa.
bıreqısnı oynat.
bırês-bırêsı ör.
bıresa cı kendisine yatişeyim?
bıresê cı kendisine yetişin.
bırêsê yetişin.
bırêsiyı örül.
bıresna yetiştireyim.
bıresnê yetiştirin, büyütün.
bıresno yetiştirecek, yetiştirse.
bıresnımı yetiştirelim.
bıreso yetişse.
bırêso örecek, örerse.
bırêstê 1örseydi, örecekti.
bırêsımı örelim, örelimmi?
bıreyn-bıreynı kurtar.
bıreyna kurtarayım.
bıreynê kurtarın.
bıreyno kurtarsa, kurtaracak.
bıreynımı kurtaralım, kurtaralımmı?.
bıreyı kurtul.
bırêz sırayla, hizadan.
bırêza sırayla.
bırêzêna sırayla, hizayla.
bırezilya (Ìsp) brezilya.
bırêzna sıraliyayim, hizaya koyayım, dizeyim.
bırş-bırşı gönder.
bırşa göndereyim, yolayayım.
bırşê gönderin.
bırşo göndersin.
bırştê gönderseydi, gönderseydiler.
bırşım gönderelim?
bıriç (Ìng) bir iskambil oyunu.
bıriç kaykerdenı-kaykerdış bıriç oynamak.
bırifing (Ìng) başarılı çalışmadan dolayı verilen başarı belgesi.
bırifing gırotenı-gırotış bırifing almak.
bırifing gırotox bırifing alan.
bırişım ipek.
bırişımın ipekli.
bıriket (Fr) tuğla biçiminde yapı malzemesi.
bıriketa biriketle.
bıriketın biriketli.
bırisım ipek.
bırisımın ipekli.
bıriya bı kesilmişti.
bıriya kesildi.
bıriyantin (Fr) saçı parlatmak ve yatırmak için kullanılan güzel kokulu bir madde.
bıriyantin kerde briyatinlenmiş olan.
bıriyantin kerdenı-kerdış briyantinlemek.
bıriyantinın briyantinli.
bıriyaye kesik, kesilmiş olan.
bıriyayenı-bıriyayış kesilmek.
bıriyayo kesilmiş.
bıriyêno kesiliyor.
bırke karasabanın ucu.
bırna 1-kesti, 2-bir meşe ağacı daha.
bırnaye bı kesiliydi, kesilmişti.
bırnayê 1-kesiyordu, 2-kesmişler.
bırnaye kesilmiş olan, kesik.
bırnayenı-bırnayış kesmek.
bırnayey kesilmiş olanlar.
bırnayeyo kesilmiş, kesmişler.
bırnayo kesmiş
bırnayox kesen, kesici.
bırnayoxi kesiciler.
bırnê kesti.
bırnena 1-keserim, 2-kesiyor (dişil).
bırnenê kesiyorlar.
bırneno 1-kesiyor, 2-keserim (eril).
bırneyayo kesilmiş.
bıro (Fr) çalışma odası, yazıhane.
bırobiyı dükül.
bıroş-bıroşı sat.
bıroşa satayım.
bıroşanê sirkeleyin, devşirin.
bıroşê satın.
bıroşit (Fr) bronş ve bronşçukların iltihaplanması.
bıroşit bıyaye bronşit olmuş olan.
bıroşit bıyayenı-bıyayış bronşit olmak.
bıroşit bıyayox bronşit olan.
bıroşittın broşitli.
bıroşo satacak. satsa.
bıroşür (Fr) küçük kitap, risale.
bıroşımı satalım, satalımmı?
bırokrasi (Fr) kırtasiyecilik.
bırokrat (Fr) devlet dairesinde çalışan görevli.
bırom (Fr) bir element adı,
bıronş (Fr) soluk borusunun ak cigerlere giden iki kolundan her biri.
bıronşit (Fr) bronş ve bronşçukların iltihaplanması.
bıronşit bıyaye bronşit olmuş olan.
bıronşit bıyayenı-bıyayış bronşit olmak.
bıronşit bıyayox bronşit olan.
bıronşittın broşitli.
bıronz (Fr) tunç.
bıronzın tunçlu.
bırotayê satsaydılar.
bırotê satacaktı, satsaydı..
bıroterı yont.
bırovêciyı elen.
bırovêcı ele (elekten eleme gibi).
bırovêjiyı elen.
bırovêjı ele (elekten eleme gibi).
bırovêziyı elen.
bırovêzı ele (elekten eleme gibi).
bırq katran.
bırr meşe, orman, ağaçlık yer.
bırrek kerde testerelenmiş.
bırrek kerdenı-kerdış testerelemek.
bırrek kerdox testereliyen.
bırrek testere.
bırrekê bir testere.
bırrekna bir testere daha.
bırrekın testereli.
bırrık meşe, orman.
bırrıkawrês dalları tivli bir meşe ağacı.
bırrıkê bir meşe, bir meşe ağacı.
bırrın ağaçlık yer, ormanlık.
bırs-bırsı gönder.
bırsa göndereyim.
bırsê gönderin.
bırseno 1-parliyor, 2-ışıldiyor.
bırso göndersin.
bırstê gönderseydi, gönderseydiler.
bırsı mevzu, tuzak kurma yeri, birini vurmak için saklanıp beklenen yer.
bıruçıkn-bıruçıknı yol (yolmak).
bıruçıkna yolayım.
bıruçıknayê yolsaydı.
bıruçıknê yolun.
bıruçıkno 1-yolsa, 2-yolsun.
bıruçıknımı yolalımmı?.
bırusık yıldırım.
bırusıkın yıldırımlı.
bırutbe rütbeli.
bıruwê 1-yeşerseler, 2-yeşerse, 3-yeşerin.
bırwey u bıjey (bıcey) kaş ve kirpik.
bırwey kaş.
bırweyın kaşlı.
bırweyın kaşlı.
bırxi burgu.
bırxiy burgular.
bırxiyın burgulu.
bırxu burgu.
bırxü vida, burgu.
bırya (bıriya) kesildi.
bırya bı kesilmişti.
bıryantin kerde briyatinlenmiş olan.
bıryantin kerdenı-kerdış briyantinlemek.
bıryantin saçı parlatmak ve yatırmak için kullanılan güzel kokulu bir madde.
bıryantinın briyantinli.
bıryaye kesik, kesilmiş olan.
bıryayenı-bıryayış kesilmek.
bıryayo kesilmiş.
bıryêno kesilir, kesiliyor.
bıryeno kesiliyor.
bırütbe rütbeli.
bırüwê 1-yeşerseler, 2-yeşerse, 3-yeşerin.
bırı karşılıklı iki taraf arasında oynanan bir kovalamaca oyunu.
bırış-bırışı gönder.
bırışa göndereyim, yolayayım.
bırışê gönderin.
bırışnı dök.
bırışo göndersin.
bırıştayê gönderseydiler.
bırıştê gönderseydi, gönderseydiler.
bırışımı gönderelimmi?
bırıjiyo 1-dökülse, 2-dökülsün.
bırıjn-bırıjnı 1-dök, 2-yık.
bırıjna 1-dökeyim, 2-yıkayım
bırıjnayê 1-dökseydi, dökecekti, 2-yıksaydı.
bırıjnê 1-dökün, 2-yıkın.
bırıjno 1-döksün, dökecek, 2-yıksın.
bırıjnımı dökelim, dökelimmi?, yıkalım, yıkalımmı?
bırıjyê dökülsünler.
bırık meşe ağaçları, ormancık.
bırıki meşe ağaçları.
bırın meşeli, ormanlı.
bırınc (Kür) pirinç.
bırıstayê 1-gönderseydi, gönderseydiler, 2-örseydi.
bırıstê 1-gönderseydi, 2-örseydi.
bırıyay kesildiler.
bırıyaye kesilmiş olan.
bırıyayenı-bırıyayış kesilme, kesilmek.
bırızn-bırıznı dök.
bısa yapabilsem.
bısahtını boz.
bısaneyı salan.
bısan-bısanı sala.
bısaw-bısawı bile, keskinleştir.
bısawıyı bilen, keskinleş.
bısayê yapabilseydi.
bısdeyn-bışıdeynı 1-sıkıştır, 2-diren.
bısdeyna 1-sıkıştırayım, sarayım, 2-direneyim.
bısdeynayê 1-sıkıştırsaydı, sıkıştırsaydılar, 2-direnseydiler.
bısdeynê 1-sıkıştırın, 2-direnin.
bısdeyno 1-sıkıştırse, sıkıştırsın, 2-dirense.
bısdeynımı 1-sıkıştıralımmı?, 2-direnelimmi?
bısdeynımı sıkıştıralımmı?
bısê yapabilseler.
bısenc-bısencı tart.
bısenca tartayım.
bısenci tartıl.
bısenco tartsın?
bısencımı tartalımmı?
bıseqn-bıseqnı serp.
bıseqıyı serpil.
bısermayı utan
bısermını utandır.
bısiklêt-bısikletı (Fr) bisiklet.
bısikletci bisikletçi.
bısikletı nışte bisiklete binmiş olan.
bısikletı nıştenı-nıştış bisiklete binmek.
bısikletı nıştox bisiklete binen.
bısk saç perçemi.
bıska to ser sana saldıriya geçti (hayvanlarda)
bıska saldıriya teşebüs etme, hucum etme durumu (hayvanlarda)
bıski (cênıki) kaküller, cenikler, faori, saç perçemi.
bıski verdayenı-verdayış kakül bırakmak, cenik bırakmak.
bıski verdayox kakül bırakan, cenik bırakan.
bıski vıradayenı-vıradayış perçem bırakmak.
bıski vıradayox perçem bırakan.
bıskok yeni yeni tomurcuk veren bitki filizi.
bıskoki akerdenı-akerdış tomurcuk vermek, filizlenmek.
bısküvit bisküvit.
bısküvitın bisküvilı.
bısküwi (Fr) Un, süt, şeker veya tuzla yapılan ince, gevrek kuru pasta türü.
bısküwitın bisküvili.
bıskı kadın veya kızların kulak ile gözler arasından sarkıtıkları saç perçemi, kakül.
bıskı saldırmak, saldırmaya teşebüs etmek (teke, hayvan vb).
bıskın kaküllü.
bıskıvit bisküvit.
bıskıvitın bısküvitli.
bısmıla (Ar) "Tanrı'nın adı ile" anlamında bir işe başlarken söylenir.
bısmıla vajı bismilla söyle.
bısnasna taniyayım.
bısnasnê tanıyın.
bısnasno tanısa.
bıso yapabilse.
bısqı bıyaye bıçkılanmış olan.
bısqı bıyayenı-bıyayış bıçkılanmak.
bısqı kerde bıçkılanmış olan.
bısqı kerdenı-kerdış bıçkılamak.
bısqı kerdox bıçkılayan.
bısqı bıçkı.
bısqılêt-bısqılêtı bisiklet.
bısqılêti bisikletler.
bısqılêtı nıştenı-nıştış bisiklete binmek.
bısqılêtı nıştox bisiklete binen.
bısqıyın bıçkılı.
bıst (Fr) heykeltraşlıkta başı, göğsü, bazende omuzları içine alan heykel.
bıstê cı vıraştenı-vıraştış büstünü yapmak, heykelini dikmek.
bısıdeyn-bışıdeynı sıkıştır.
bısıdeyna sıkıştırayım.
bısıdeynayê sıkıştırsaydı, sıkıştırsaydılar.
bısıdeynê sıkıştırın.
bısıdeyno sıkıştırse, sıkıştırsın.
bısıki kırıl.
bısıkiyı kırıl.
bısıkn-bısıknı kır.
bısıkna kırayım.
bısıknayê 1-kırsaydı, 2-kırsaydılar.
bısıknê kırın.
bısıkno 1-kırsa, 2-kırsın.
bısıknımı kıralımmı?
bısılasn-bısılasnı tanı.
bısılasna taniyayım.
bısılasnayê tanısaydı, tanısaydılar.
bısılasnê tanıyın.
bısılasno tanısa, tanısın.
bısılasnımı taniyalım, taniyalımmı?.
bısılasyı tanın.
bısılman (müsülman) müslüman.
bısılmana müslümandır (dişil).
bısılmaney müslümanlık.
bısılmaninı müslümanlık.
bısılmano müslümandır (eril).
bısım-bısımı iç.
bısıma içeyim.
bısımê için.
bısımiyı içil.
bısımo 1-içse, 2-içsin.
bısımtê içseydi.
bısımımı içelimmi?.
bısımıtê içseydi.
bısınasn-bısınasnı tanı.
bısınasna taniyayım.
bısınasnê taniyin.
bısınasnımı taniyalım, taniyalımmı?
bısınayyı tanın.
bısıwiyı yıkan.
bısıwı yıka.
bısıwımı yıkayalımmı?
bımya güleyim.
bıtadeyı 1-dönderseydi, 2-dolasaydı, 3-çevirseydi.
bıtaş-bıtaşı traş et.
bıtaşa traş edeyim.
bıtaşê traş edin.
bıtaşiyı traş edil.
bıtaşo traş etse.
bıtaşımı traş edelimmi?
bıtahn-bıtahnı öğüt.
bıtahna öğüteyim.
bıtahnê öğütün.
bıtahneyı öğütül.
bıtahnımı öğütelimmi?.
bıtamın tadlı, tadı olan.
bıtamıno tadlıdır, tadı vardır.
bıtapi tapulu, tapulandı.
bıtası traş et.
bıtça devletı devlet bütçesı.
bıtça keyi evin bütçesi.
bıtçe (Fr) bütçe.
bıtçe vıraştenı-vıraştış bütçe yapmak, bütçeleme.
bıtçe vıraştox bütçe yapan.
bıteqn-bıteqnı patlat, ateşle (silah vb.) mecyalan patlat.
bıteqna patlatayım.
bıteqnayê patlatsaydı.
bıteqnê patlatın, ateşleyin (silah vb.)
bıteqno patlatsa, patlatsın.
bıteqnımı patlatalım, patlatalımmı?
bıteqı patla, çatla.
bıterbiye terbiyeli.
bıterbiyeya 1-terbiyelidir (dişil), 2-terbiye ile.
bıterbiyeyê terbiyelidirler.
bıterbiyeyo terbiyelidir (eril).
bıtero sıyırsa, silse, yontsa.
bıterqi kızar (ekmek vb. şeyleri kızarmak).
bıterqiyı kızar.
bıterqın-bıterqını ekmeği sacda kızart.
bıterqına kızartayım (ekmek vb).
bıterqınayê ekmeği sacda kızartsaydı.
bıterqıno ekmeği sacda kızartsa, kızartsın.
bıterqınımı kızartalım, kızartalımmı?
bıters-bıtersı kork.
bıtersa korkayım.
bıtersanê korkutun.
bıtersano korkutsa.
bıtersanı korkut.
bıtersanımı korkutalım, korkutalımmı?
bıtersayê 1-korksaydı, 2-korksaydılar.
bıtersê korkun.
bıtersna korkutayım.
bıtersnayê korkutsaydı.
bıtersn-bıtersnı korkut.
bıterso korksa.
bıterı üsten sıyır, sil.
bıterımı kaşıyıp silelim, sıyıralım.
bıterıyı silin,
bıtêvdeyı karıştırıl.
bıtewa inciyeyim.
bıtewn-bıtewnı incit.
bıtewnımı incitelim, incitelimmi?
bıtewo incise.
bıtew-bıtewı incin.
bıtrey azmak, şımarıklık, çok bulup kudurmak.
bıtum tüm, parçalanmamış.
bıtır ba kudurayım azayım.
bıtır bıyaye azmış olan, şımaran.
bıtır bıyayenı-bıyayış şımarmak, kudurmak, azmak.
bıtır-bıtırı çal, aşındır.
bıttır azan, şımarıklaşan, kuduran, azmış, çığrından çıkmış.
bıtıra çalayım, aşındırayım.
bıtırê çalın, çalsa.
bıtıro 1-çalarsa, 2-çalacak, 3-çalsın.
bıtırpêrar geçen sene değil öbür sene.
bıtırr azan, şımarıklaşan, kuduran.
bıtırımı çalalım, çalalımmı?
bıtırıyı çalın.
bıumış 1-uydu, 2-barıştı.
bıv benê bıv olursun (yanarsın, çocuk dilinde).
bıv bi bıv oldu (yandı, çocuk dilinde).
bıv çocuk dilinde tehlikeli şeylere dokunma anlamında.
bıvaji söylen, konuş.
bıvajiyo söylensin, bahsedilsin.
bıvajiyı söylen.
bıvar-bıvarı yağ.
bıvara yağayım.
bıvarayê yağacaktı.
bıvarna yağdırayım.
bıvarnayê yağdırsaydı.
bıvarnê yağdırın.
bıvarno yağdırsın?
bıvarn-bıvarnı yağdır.
bıvarnımı yağdıralım, yağdıralımmı?
bıvaro 1-yağsa, 2-yağsın.
bıvatê söyleseydi
bıvatena söylemeyle.
bıvaydeyı savrul.
bıvazd-bıvazdı koş.
bıvazdımı koşalım.
bıveşê yansınlar, yansın.
bıvêşi çoğaldı, fazlalaştı.
bıveşn-bıvesnı yak.
bıveşna yakayım, yandırayım.
bıveşnayê 1-yakacaktı, 2-yaksaydı, 3-yaksaydılar.
bıveşnê yakın.
bıveşno yaksa, yakacak, yaksın?
bıveşnımı yakalım, yakalımmı?.
bıveş-bıveşı yan, yakıl.
bıveng 1-seslı, 2-boşaldı.
bıvenga sesli.
bıvêra geçeyim.
bıverdeyı boşan.
bıverdiyı boşan.
bıvêrê öbür tarafa geçin (yüzerek veya gemi ile sudan geçmek)
bıvermend merdiven, basamak.
bıvêrna öbür tarafa geçireyim.
bıvêrımı geçelim, geçelimmi? (yüzmeyle).
bıvêsi çoğaldı, fazlalaştı.
bıvesn-bıvesnı yak.
bıvesna yakayım.
bıvesnayê yaksaydı, yaksaydılar.
bıvesnê yakın.
bıvesno yaksa, yaksın?
bıvesnımı yakalım, yakalımmı?
bıvêso kopsın, kopacak.
bıvêso yansın.
bıvezd-bıvezdı koş.
bıvezdımı koşalım.
bıvijdan vicdanlı.
bıvin-bıvinı 1-gör, 2-bul.
bıvina 1-göreyim, 2-bulayım.
bıvinayê görseydi.
bıvinê görün.
bıvineyo bulunsa, bulunsun.
bıvineyı bulun, görün.
bıvino 1-görse, 2-görsün, 3-görecek.
bıvinımı bulalım, bulalımmı?
bıvlên-bıvlênı 1-okşa, 2-ufala.
bıvlêna okşiyayım, ufaliyayım.
bıvlênê ufalayın, okşayın.
bıvlêno okşasın, ufalasın.
bıvlênımı 1-okşiyalım, okşiyalımmı?, 2-ufaliyalım, ufaliyalımmı?.
bıvo gılikoz, ağaç reçinesi.
bıvo yapışkan, yapışan, yapıştırıcı, zamk.
bıvrêc-bıvrêcı kus.
bıvrêj-bıvrêjı kus.
bıvrêja kusayım.
bıvrêjo kussun, kusacak.
bıvrêjımı kusalım, kusalımmı?
bıvrêz-bıvrêzı kus.
bıvv çocuk dilinde tehlike anlamında kullanılır.
bıvıci çık.
bıvıcimı çıkalım, çıkalımmı?
bıvıciya çıkayım, çıksam.
bıvıciyê çıkın, çıkmak, çıksalar vb.
bıvıciyo çıksa.
bıvıjimı çıkalım, çıkalımmı?
bıvıjiya çıkayım.
bıvıjiyê çıkın, çıksalar.
bıvıjiyo şari miyan halkın içine çıksın.
bıvıjiyo çıksa. çıksın.
bıvılên-bıvılênı okşa, ufala.
bıvılêna okşiyayım, ufaliyayım.
bıvılênê okşayın, ufalayın.
bıvılêneyı ufalan, okşan.
bıvılênımı okşiyalım, okşiyalımmı?
bıvılêsn-bıvılêsnı erit.
bıvılêsna eriteyim.
bıvılêsnayê eritseydi, eritseydiler.
bıvılêsnê eritin.
bıvılêsno 1-eritse, 2-eritsin.
bıvılêsnımı eritelim, eritelimmi?
bıvındarn-bıvındarnı durdur.
bıvındarna durdurayım.
bıvındarnime duralım.
bıvındarnımı durduralım, durduralımmı?
bıvırazi yapıl, tamir edil.
bıvırêc-bıvırêcı kus.
bıvırêca kusayım.
bıvırêcê kusun.
bıvırêco kussa.
bıvırêcımı kusalım, kusalımmı?
bıvırêj-bıvırêjı kus.
bıvırêja kusayım.
bıvırêjê kusun.
bıvırêjo kussa.
bıvırêjımı kusalım, kusalımmı?
bıvırêz-bıvırêzı kus.
bıvırêza kusayım.
bıvırêzê kusun.
bıvırêzo kussa.
bıvırêzımı kusalım, kusalımmı?
bıvıri değiş.
bıvırimı değişelim, değişelimmi?
bıvıriya değişeyim.
bıvırn-bıvırnı değiştir.
bıvırna değişeyim, değiştireyim?.
bıvırnayê 1-değiştirseydı, 2-değiştirseydiler.
bıvırnê değiştirin.
bıvırno değiştirsin.
bıvırnımı değiştirelim, değiştirelimmi?.
bıvırıtê kusacaktı, kussa.
bıvısi 1-korkudan ödün kopsun, 2-kop (zincir, ip vb. kopmak).
bıvısiya 1-korkudan öleyim, 2-kopayım.
bıvısiyê kopsa, kopsın.
bıvısiyo kopsun.
bıvısn-bıvısnı kopar.
bıvısna koparayım
bıvısnayê koparsaydı, koparsaydılar.
bıvısnê koparın.
bıvısno 1-koparsa, 2-koparsın?.
bıvısnı pêro korkut, ödünü kopart.
bıvısnımı koparalım, koparalımmı?.
bıvısyo 1-kopsun, 2-korkudan ölsün.
bıvızi çık.
bıvızimı çıkalım, çıkalımmı?
bıvıziya çıkayım.
bıvıziyayê çıksaydı.
bıvıziyê çıkın.
bıvıziyo 1-çıksa, 2-çıksın?.
bıwaştê isteseydi, isteseydiler.
bıwan-bıwanı oku.
bıwana okuyayım.
bıwanê okuyun.
bıwaneyı okun.
bıwani 1-okuyayım, 2-öteyim.
bıwano okusa, okuyacak, okusun.
bıwanımı okuyalım, okuyalımmı?
bıwaso görünse, görünsün.
bıwası görün.
bıwaz-bıwazı iste.
bıwaza isteyeyim.
bıwazê 1-isteyin, 2-isteseler.
bıwazo istese, istesin, istiyecek.
bıwaze iste.
bıwazımı istiyelim, istiyelimmi?
bıweçi seçil. arındır.
bıweçin-bıweçinı seç.
bıwendê okusaydı, okusaydılar, okuyacaktı.
bıwerdê yiyecekti, yeseydi.
bıwetari çekinmeden, korkmedan yap anlamında.
bıwi gül (gülmek).
bıwijdan bı 1-vicdanlı ol, 2-vicdanliydi.
bıwijdan vicdanlı.
bıwijdana vicdanlıdır (dişil).
bıwijdano vicdanlıdır (eril).
bıwimı gülelim, gülelimmi?.
bıwiq-bıwiqı vikla (tilki, çakal gibi).
bıwiya güleyim.
bıwiz-bıwizı (hayvanlarda) bağırma, inleme vb.
bıwiza inliyeyim.
bıwizayê (hayvanlarda) bağırsaydı, bağırsaydılar.
bıwizê (hayvanlarda) bağırın, inleyin.
bıwizımı vizliyalım, vizliyalımmı?
bıwrên-bıwrênı kaşı.
bıwrin-bıwrinı kaşı.
bıwrina kaşıyayım.
bıwrinayê kaşısaydılar.
bıwrinê kaşıyın, kaşısalar.
bıwrino kaşısa, kaşısın.
bıwrinımı kaşiyalım, kaşiyalımmı?
bıwyayê gülseydiler.
bıwyê gülün.
bıwyo gülsün, gülse.
bıwırênı kaşı.
bıwıri değiş.
bıwırineyı kaşın.
bıwırinı kaşı.
bıx kewto ser buğ üstüne düşmüş.
bıx ser kewtenı-kewtış buğ üstüne düşmek.
bıx buğu, yemek buğusu vb.
bıxaşênı haşla.
bıxaşeyna haşliyayım.
bıxaşeyno haşlasa, haşlasın.
bıxaşeynı haşla.
bıxaşeynımı haşliyalım, haşliyalımmı?
bıxaşeyı haşlan.
bıxapeyn-bıxapeynı 1-kandır, 2-aldat.
bıxapeyna kandırayım.
bıxapeynayê 1-kandırsaydı, kandırsaydılar, 2-aldatsaydı, aldatsaydılar.
bıxapeynê 1-kandırın, 2-aldatın.
bıxapeyno 1-kandırsa, kandırsın, 2-aldatsa, aldatsın.
bıxapeynımı kandıralım, kandıralımmı?, aldatalım, aldatalımmı?
bıxapeyı kandırıl.
bıxasênı haşla.
bıxaseynı haşla.
bıxaseyı haşlan.
bıxê cı buğusu.
bıxebıti çalış.
bıxebıtimı çalışalım, çalışalımmı?.
bıxebıtiya çalışayım.
bıxebıtiyê çalışın.
bıxelesn-bıxelesnı kurtar.
bıxelesna kurtarayım.
bıxelesnê kurtarın, kurtarmak.
bıxelesnımı kurtaralım, kurtaralımmı?
bıxembıln-bıxembılnı süsle.
bıxembılna süslüyeyim?
bıxembılnayê süsleseydi.
bıxembılnê süsleyın.
bıxembılnımı süslüyelim, süslüyelimmi?
bıxemıli süslen.
bıxemıln-bıxemılnı süsle.
bıxemılnayê süsleseydi, süsleyecekti.
bıxemılno süsleyecek, süslese.
bıxemılnımı süslüyelim, süslüyelimmi?
bıxerpi 1-bozul, 2-değiş.
bıxerpiya bozulayım, yoldan çıkayım, kötüleşeyim.
bıxerpiyo bozulursa, bozulacak.
bıxerpın-bıxerpını boz.
bıxerpına bozayım.
bıxerpınê bozun.
bıxerpıno bozsun, bozsa.
bıxerpınımı bozalım, bozalımmı?.
bıxerıpiyo bozulsa, bozulacak.
bıxeseynı iğdişle, erkeklik organlarını al.
bıxeseyı iğdişlen.
bıxesi iğdişlen.
bıxetkerdena çizmeyle, hatlamayla.
bıxevetiyo (bıxebıtiyo) çalışsa, çalışacak.
bıxevıti çalış.
bıxevıtimı çalışalım, çalışalımmı?.
bıxevıtiya çalışayım.
bıxevıtiyayê çalışsaydı.
bıxevıtiyê çalışın.
bıxevıtiyo çalışsa, çalışsın.
bıxeyalana hayallarla.
bıxş-bıxşi bıçkı, tahta veya ağaç kesme ve biçmede kullanılan testere.
bıxşi keno testereliyor, testere ile kesiyor.
bıxşi kerde bıçkılanmış olan.
bıxşi kerdenı-kerdış bıçkılamak.
bıxşi kerdox bıçkılayan.
bıxşi kero testereliyecek.
bıxşiyın bıçkılı.
bıxşı kerde bıçkılanmış olan.
bıxşı kerdenı-kerdış bıçkılamak.
bıxşı kerdox bıçkılayan.
bıxşıyın bıçkılı.
bıxi boğulma sesi, kaynar şeylerin sesi.
bıxijıki kay.
bıxijıkiya kayayım.
bıxijıkiyê kaysalar.
bıxijıkn-bıxijıknı kaydır.
bıxijıkna kaydırayım.
bıxijıkneyo kaysın.
bıxijıknımı kaydıralım, kaydıralımmı?
bıxlama kerdenı-kerdış buğulama yapmak.
bıxlama buğulama.
bıxo bıxo rê kendi kendine, kendisi kendisine.
bıxo bıxo kendi kendi.
bıxo 1-buğudur, 2-kendi, kendisi,
bıxoya kendisiyle.
bıxxo buğudur.
bıxı bıxı birinin boğazında bir şey kalırken veya boğulma ile karşı karşıya geldiğinde çıkarılan sese denilir.
bıxı buğu, kaynar su veya yemeklerden çıkan duman, buğu.
bıxıli yıkıl.
bıxıliya yıkılayım.
bıxıliyê yıkılsın.
bıxıln-bıxılnı yık.
bıxılna yıkayım.
bıxılnayê yıkacaktı, yıksaydı.
bıxılno yıkacak.
bıxılnımı yıkalım, yıkalımmı?
bıxılyı yıkıl.
bıya gıdi zayıflamış.
bıya 1-getir, 2-olmuş.
bıyameyê gelecekti, gelseydi.
bıyara getireyim.
bıyardayê getirseydi, getirseydiler.
bıyardê getirseydi.
bıyarê getirin.
bıyaro ca yerine getirirse.
bıyaro getirse, getirsin.
bıyaye olgunlaşmış, yenilir duruma gelmiş.
bıyayen-bıyayenı 1-varlık, olmuş, olgunlaşma.
bıyayeney 1-varlıklılık, olmuşluluk.
bıyayenı-bıyayış olacak.
bıye başkası tarafından olan, olay vb.
bıümid ümitli.
bız u bızêk keçi ve oğlak.
bız-bızı keçi.
bızakol boynuzsuz keçi.
bızan biya keçilerei getir.
bızan hedê xo haddini bil.
bızan-bızanı bil.
bızan hayvanlarda doğum esnasında doğan yavruyu saran ve himaye eden sümüklü kaygan bez, zar (inek vb. hayvanlarda olur).
bızan keçileri.
bızana kı 1-bileyim ki, 2-bileceğim ki.
bızanayê bilseydi, bilseydiler.
bızanayena bilerek, kasten, bille bille.
bızanayin kasten, bilerek.
bızanê bilın.
bızaneyo bilinse.
bızaneyı bilin.
bızange kirpik.
bızano çıçi yo bilse nedir.
bızano bilse, bilecek, bilsin.
bızanı hedê xo haddini bil.
bızanımı bilelim, bilelimmi?.
bızat bizat.
bızaynê doğurt.
bızbent-bızbente küçük boncuklardan örülüp içine nuska konulup kolla takılan bir nevi kol takısı.
bızê bir keçi.
bıze erkek keçi.
bızêk-bızêkı (karıkı) oğlak.
bızêkê bir oğlak.
bızêkek oğilakcık.
bızêkna bir oğlak daha.
bızelqın-bızelqını yapıştır.
bızelqına yapıştırayım?
bızelqınê yapıştırın.
bızelqıno yapıştırsın, yapıştırsa.
bızelqınımı yapıştıralım, yapıştıralımmı?.
bızelıqiyo yapışsa, yapışacak.
bızelıqnê yapıştırın.
bızewci evlen.
bızewciya evleneyim.
bızewciyo evlensin, evlense, evlenecek.
bızewcn-bızewcnı evlendir.
bızewcna evlendireyim.
bızewcnayê evlendirseydi, evlendirseydiler.
bızewcnê evlendirin.
bızewcyo evlense, evlensin.
bızewuci evlen.
bızewzi evlen.
bızewziya evleneyim.
bızewziyo evlensin, evlense, evlenecek.
bızewzn-bızewznı evlendir.
bızewzna evlendireyim.
bızewznayê evlendirseydi, evlendirseydiler.
bızewznê evlendirin.
bızewzyo evlense, evlensin.
bızewzını evlendir.
bızewıcna evelendireyim?.
bızewıcnê (bıjewjınê) evlendirin.
bızeydını fazlalaştır, artır.
bızeydıyı fazlalaş art.
bızme gömlek vb. şeylerin bilek kısmındaki dar kısım, yen, kol yeni, kolun düğmeli kısmı.
bızmey gömleğin kol düğme kısmı.
bızmık (pızrık) sıvilce, küçük kabarık.
bızmıki vete sivilce çıkarmış olan.
bızmıki vetenı-vetış sivilce çıkarmak.
bızmıki vetox sivilce çıkaran.
bızmın kollu ve bilekli.
bızna bir keçi daha.
bızoc (bızewji) evlen.
bızocna evlendireyim?
bızocnê evlendirin.
bızocyayê evlenseydi.
bızor zoraki, zorla.
bızora gırot zorla aldı.
bızora gırotenı-gırotış zorla almak.
bızora zoraki, zorla.
bızorêna zorla.
bızot 1-yakıcı, biber gibi, 2-yakıcı bir ot çeşidi.
bızotey ateş gibi olma durumu, yakma, yakıcı durum.
bızoto mecateş gibidir, yakıcıdır.
bızotın ateş gibi, biber gibi, çok kudurgan, yaramaz.
bızrê küwan kabak tohumu.
bızrık (pızrık) sivilce, küçük çıban, ufak şişkinlik.
bızrıki vete sivilce çıkarmış olan.
bızrıki vetenı-vetış sivilce çıkarmak.
bızrıki vetox sivilce çıkaran.
bızrıki hayvan yağının eritmesinde alta kalan ufak parçalar.
bızrıki tende çıkan ufak kabarıklar, sivilceler.
bızurı zurla (kurt gibi).
bızut 1-afacan, atik, hareketli, 2-acı, yakıcı, biber gibi.
bızutey afacan olma durumu.
bızır-bızırı zırla (eşek vb. gibi)
bızır tohum.
bızıro zırlasın.
bızırıki vete sivilce çıkarmış olan.
bızırıki vetenı-vetış sivilce çıkarmak.
bızırıki vetox sivilce çıkaran.
bızırıki hayvan yağının eritmesinde alta kalan ufak parçalar.
bızırıki tende çıkan ufak kabarıklar, sivilceler.
bızırıkı vete sivilce çıkarmış olan.
bızırıkı vetenı-vetış sivilce çıkarmak.
bızırıkı vetox sivilce çıkaran.
bızırıkı hayvan yağının eritmesinde alta kalan ufak parçalar.
bızırıkı tende çıkan ufak kabarıklar, şişikler, sivilceler.
bızırın tohumlu.
bi aqıl akılı oldu, akıllandı.
bi awı su oldu.
bi bella bella oldu.
bi har azıttı, kudurdu.
bi kor kör oldu, körleştı.
bi lal lal oldu, dilsizleşti.
bi mırd doydu.
bi nêbi 1-oldu olmadı, 2-vardı yoktu (masallarda).
bi nıqar nıkarlandı.
bi serxoş sarhoş oldu.
bi tewr 1-karıştı, 2-katıldı.
bi tolaz soytarı oldu, serseri oldu, serserileştı.
bi u merd doğdu ve öldü.
bi u qediya oldu ve bitti.
bi veyşan acıktı.
bi vıni kayboldu (dişil).
bi xint deli oldu, delirdi
bi bizmutın simgesi.
bi 1-oldu, olgunlaştı, 2-vardı.
bia tiya buraya getir.
bia getir.
bia tiya buraya getir.
biat (Ar) bir kimsenin eğemenliğini tanıma.
biayen 1-olmak, 2-pişmek.
biayenı-biayış olmak, olay, hadise, olmuşluk.
biberon (Fr) emzikli şişe.
bibi vızı-vızı vızıldiyordu, vızıldiyorlardı.
biblotek (Yun) kütüphane.
bibloxrafya (Fr) bibiliyografya, kaynakça.
biçare verdaye çaresiz bırakılmış olan.
biçare verdayenı-verdayış çaresiz bırakmak.
biçare verdayox çaresiz bırakılan.
biçare çaresiz, zavallı.
biçareya çaresizdir (dişil)
biçareyey çaresizlik.
biçareyo çaresizdir (eril)
biçım daye şekil verilmiş olan.
biçım dayenı-dayış şekil vermek, şekillendirmek.
biçım dayox şekil veren.
biçım gırote şekil almış olan.
biçım gırotenı-gırotış şekil almak, şekillenmek.
biçım şekil, tip, dış görünüş, tarz, herhangi bir şeyin benzeri vs.
biçıman tipleri, tipinde, şeklinde.
biçımdê darı dı ağaç biçiminde.
biçımê qısekerdenı konuşma tarzı.
biçımey biçimli olma durumu.
biçımi ra bewni tipe bak, şekle bak.
biçımiya tipiyle, şekliyle.
biçımın biçimli.
bidon (Fr) içine sıvı maddeler konulan silindir biçiminde kap.
bidon dı bidonda.
bidon kerde bidona konulmuş olan.
bidon kerdenı-kerdış bidona koymak.
bidon kerdox bidona koyan.
bidon ra bidondan.
bidoncinı bidonculuk.
bidoncılıxey bidonculuk.
bidoni bidonlar.
bidoninı bidonculuk.
bidonın bidonlu.
biftek (Fr) ızgara veya tavada pişirilen dana eti dilimi.
biftekın biftekli.
bişew geçen gece.
bişewka ra mende dün geceden kalma.
bişewka tı koti bi dün gece sen nerdeydin?.
bişewka dün gece.
bigane (Far) 1-ilgisiz, 2-yabancı.
bigane bıyayenı-bıyayış 1-ilgisiz olmak, 2-yabancılaşmak.
bigane kerde 1-ilgisiz bırakılmış olan, 2-yabancılaştırılmış olan.
bigane kerdenı-kerdış 1-ilgisiz bırakmak, 2-yabancılaştırmak.
biganeya 1-ilgisizdir, 2-yabancıdır (dişil).
biganeyo 1-ilgisizdir, 2-yabancıdır (eril).
bikarbonat karbonat çeşitleri.
bikes (Far) kimsesiz.
bikes bıyayenı-bıyayış kimsesiz olmak.
bikes verdayenı-verdayış kimsesiz bırakmak.
bikesa kimsesizdir (dişil).
bikesey kimsesizlik.
bikeso kimsesizdir (eril).
bikesinı kimsesizlik.
bikini (Fr) iki parçalı kadın mayosu.
bikiniyın bikinili.
bila sebeb sebepsiz, nedensiz, boş yere.
bilahare (Ar) sonradan, daha sonra.
bilahare to rê vana daha sonra sana söylerim.
bilahi mı nêvato billahi ben söylememişim.
bilahi billahi.
bilakis (Ar) tersine olarak, tam tersine, aksine.
bilanço (Ìt) Ticari alanda günlük geliri dengeli olarak gösterilen çizelge.
bilançoyê ewroy bu günün bilançosu.
bilardo (Ìt) masa üzerinde isteka ile toplara vurarak oynanan oyun.
bilardo kaykerdenı-kaykerdış bilardo oynamak.
bilardo kaykerdox bilardo oynayan.
bilayi mı nêvato billahi ben söylememişim.
bilayi billahi.
bile bile to wıni kerd bilerek, kasten sen öyle yaptın.
bile bile bilerek, kasıtlı.
bile sebeb sebepsiz yere, nedensiz, boş yere.
bile sevev sebepsiz yere, nedensiz, boş yere.
bileheq serey xo tewneno boşuna başını ağrıtiyor.
bileheq boşuna, sebepsiz.
bilet (Fr) para ile alınan, iş görme, vasıtalara binme, eğlence yerlerine girme veya çekilişlere katılma kağıdı.
bileta konsêri konser biletı.
bileta piyangoy piyango bileti.
bileta sinema sinema bileti.
bileta trenı nıştenı Trene binme biletı.
biletayo biletlidir.
biletci biletçi.
biletcinı biletcilik.
biletcılıxey biletçilik.
biletı gırotenı-gırotış bilet almak.
biletı gırotox bilet alan.
biletın biletli.
bilhassa (Ar) özellikle, mahsus, her şeyden önce.
bilhassa o merdım özellikle o adam.
bilinç (Tr) şuur.
bilinç vıni kerde şuurını kaybetmiş olan.
bilinç vıni kerdenı-kerdış şuurını kaybetmek.
biliye bıyayenı-bıyayış alakadar olmak, ilgilenmek.
biliye 1-alakadar, inleme.
biliyena inliyor (dişil).
biliyeno inliyor (eril).
billahi (Ar) Tanrı'ya ant içerim anlamında bir ant, yemin sözü.
billahi mı nêvato billahi ben söylememişim.
billayi (Ar) Tanrı'ya ant içerim anlamında bir ant, yemin sözü.
billayi mı nêvato billahi ben söylememişim.
billur (Ar) bazı cisimlerin aldığı geometrik biçim, kristal.
billurın kristallı.
billı billah.
bilmez bıyayenı-bıyayış cahil olmak.
bilmez 1-cahil, okumamış, 2-genç, kendini bilmeyen.
bilmeza cahildir (dişil).
bilmezê cahildirler.
bilmezey kerdenı-kerdış cahillik yapmak.
bilmezey 1-cahillik, 2.kendini bilmemezlik.
bilmezo cahildir (eril).
bilmezinı cahillik.
bilumum (Ar) bütün, hep, hepsi, kamu.
bilumum wazena hepsini isterim.
bilye (Ìt) misket.
bilye kaykerdenı-kaykerdış misket oynamak.
bilyeyın bilyeli.
bilyeyinı bilyecilik, misketcilik.
bilım bilim.
bin ra öbür taraftan (kışta bin ra öbür taraftan).
bin öteki, diğeri (a bin ötekinı, öbürünü).
bina 1-ötekini, diğerini (a bina ötekiyle, öbürüyle), 2-bina, yapı.
binaşe aslı, kökü.
binagoş dı da pıro kullağın arkasına vurdu.
binagoş kulağın arkasındaki hasas kısmı.
binagos dı da pıro kullağın arkasına vurdu.
binagos kulağın arkasındaki hasas kısmı.
binan ötekilerini, diğerlerini.
binana ötekilerle, diğerleriyle.
binanê cı diğerlerini, ötekilerini.
binat asılsız, temelsiz.
binatê cı çıniyo asılsızdır, temeli yoktur.
binate 1-arasında, arada, 2-ceset, 3-daha öbür gün.
binayet kök, temel, nesil.
binbaşı (Tr) binbaşı.
binc piç.
binco piçtir.
bini biya diğerini getir, öbürünü getir.
bini ötekiler, öbürleri, diğeri, diğerini, diğerleri (ê bini biya ötekini getir).
biniya öbüriyle, diğeriyle (ê biniya öbürüyle).
binizi diğerini, diğerinide.
binterşewka ma pê di evelki gece biz birbirimizi gördük.
binterşewka evelki gece.
bintero öbür gün değil daha öbür gün (üçüncü gün).
binı ra ötekinden, diğerinden (ê bini ra ötekinden).
bir kuyu.
bira (Ìt) hafif bir içki çeşidı.
bira şımıtenı-şımıtış bira içmek.
bira şımıtox bira içen.
bira to hetı senin yanına geleyim.
bira geleyim.
bira to hetı senin yanına geleyim.
biraci 1-bira stan veya yapan, 2-birayı çok içen.
biracinı biracılık.
biracılıxey biracılık.
birana bir bira daha.
biraxane bira satılan veya içilen yer.
biraxaneci birahaneyi işleten kimse.
biraxanecinı birahanecilik.
biray biralar.
birayê bir bira.
birayın biralı.
birbazari ra bitpazarından.
birê pê hetı 1-birbirinin yanına gelsinler, 2-birleşsinler anlamında
birê 1-bir kuyu, 2-gelseler, gelsinler?.
bire bira.
birek çok derin olmayan su kuyusu.
birexanecinı kerdenı-kerdış birahanecilik yapmak.
birexanecinı kerdox birahanecilik yapan.
biri kerde özlemiş olan.
biri kerdenı-kerdış özlemek, hasretini çekmek.
biri kerdox özleyen.
biri özlem, özleme.
biriket biriket.
biriketinı biriketcilik.
biriketxane (kerpiçxane) biriket imal edilen veya satılan yer.
biriketxaneci birikethaneci.
biriketxanecinı kerdenı-kerdış birikethanecilik yapmak.
biriketxanecinı kerdox birikethanecilik yapan.
biriye özlem.
birket biriket.
birketci biriket yapan veya satan kimse.
birketcinı biriketcilik.
birketxane (kerpiçxane) biriket imal edilen veya satılan yer.
birketxaneci birikethaneci.
birketxanecinı kerdenı-kerdış birikethanecilik yapmak.
birketxanecinı kerdox birikethanecilik yapan.
birna bir kuyu daha.
biro 1-öbür gün, 2-gelse, gelsin (do biro gelecek), 3-kuyudur.
biro bê awı sussuz kuyu.
biro bêbın dipsiz kuyu.
biro cı peyni arkasına gelsin?
biro dınya dünyaya gelse.
biro ez yene 1-öbür gün ben gelirim, 2-gelse ben gelirim.
biro marodo gelse bizi dövse?
biro to hetı senin yanına gelsin.
biro, niro gelecek, gelmiyecek?
birov egzama, el ve ayaklarda kabarma.
birro öbür gün.
birın kuyulu.
bisikletci bisikletçi.
bisikletcinı bisikletcilik.
bisiklêtı (Fr) bisiklet.
bisikletı nıştenı-nıştış bisiklete binmek.
bisikletı nıştox bisiklete binen.
bisküwi (Fr) Un, süt, şeker veya tuzla yapılan ince, gevrek kuru pasta türü.
bismilla (Ar) "Allah'ın adı ile" anlamında işe başlarken söylenir.
bitab (Far) yorgun, bitkin.
bitab kewtenı-kewtış bitkin düşmek.
bitab kewtox bitkin düşen.
bitaraf (Far) yansız, tarafsız.
bitaraf bıyaye tarafsız olmuş olan.
bitaraf bıyayenı-bıyayış tarafsız olmak.
bitaraf kerdenı-kerdış dağıtmak, savmak.
bitaraf kerdox dağıtan, savan.
bitarafa tarafsızdır (dişil).
bitarafê tarafsızdırlar.
bitarafo tarafsızdır (eril).
bitbazari dı bitpazarında.
bitbazarı (Tr) eski eşyaların alınıp satıldığı yer, pazar.
biterşewka ma pê di evelki gece biz birbirimizi gördük.
biterşewka evelki gece.
bitki (Tr) bitki.
bittabi (Ar) doğal olarak, tabii, elbete.
bittabi heqê to yo elbete senin hakkındır.
bitırım (Tr) bitirim.
bitırıma bitirimdir (dişil).
bitırımê bitirimdirler.
bitırımey bitirim olma durumu.
bitırıminı bitirim olma durumu.
bitırımo bitirimdir (eril).
bivılla to nêveşena burnun yanmiyor, mec; utanmiyorsun.
bivılla zınci burnun ucu.
bivıllı burnun ucu.
biwefa (Far) vefasız.
biwefaya vefasızdır (dişil).
biwefayê vefasızdırlar.
biwefayo zey to senin gibi vefasız.
biwefayo vefasızdır (eril).
biya cızı cıza kebabi kebabın cızı-vızıdır.
biya gıdi zayıflamış.
biya gırdı büyümüş (dişil).
biya nêweşı hastalanmış (dişil).
biya qirı qirı bağırış çağırışma sesi.
biya weşı iyileşmiş.
biya 1-getir, 2-olmuş (dişil meyvelerdede kulanılıra sa biya o elma olmuş)
biyameyê gelseydi, gelecekti.
biyan rotenı-rotış biyan satmak.
biyan rotox biyan satan.
biyanci biyan satan veya sapan kimse.
biyancinı kerdenı-kerdış biyancılık yapmak.
biyancinı kerdox biyancılık yapan.
biyancinı biyancılık.
biyara ca yerine getireyim.
biyara ray yola getireyim.
biyardayê getirseydi, getirseydiler.
biyardê getirecekti, getirseydi.
biyarê mı hetı benim yanıma getirin.
biyarê getirin.
biyaro erd sırtını yere getirme.
biyaro getirse (do biyaro getirecek), getirsin.
biyaye 1-olgunlaşmış, yenilir duruma gelmiş, 2-olmuş olay, başından geçen olay.
biyayena olmayla, baştan geçeniyle.
biyayenan olayları, baştan geçenleri.
biyayenda cı dı olayında.
biyayenê cı olayları, olmuşları.
biyayenı-biyayış 1-olay, mesele çıkarmak, hadise, veka, 2-olmak, olgunlaşmak, olmuşluk, pişmek.
biyayêya olgunlaşmış, olmuş.
biyayışê mı oluşum, doğumum.
biyê qelp tembel olmuşlar, kalp olmuşlar.
biyê olmuşlar.
biyo camêrd adam olmuş.
biyo gırd büyümüş.
biyo kı, o yo vano olmuş ki, o söylüyor.
biyo pırr dolmuş, doldurulmuş.
biyo rınd iyileşmiş, güzelleşmiş, kendine gelmiş.
biyo weş iyi olmuş.
biyo olmuş, olgunlaşmış.
biyofızik (Fr) fiziksel olayların bilimi.
biyografi (Yun) hayat hikayesi, hal tercümesi.
biyolog (Fr) biyoloji uzmanı.
biyoloji (Fr) hayvanların, doğma, büyüme, üreme gibi yaşayışını inceleyen bilim dalı.
biyoloji wendenı-wendış biyiloji okumak.
biyoloji wendox biyoloji okuyan.
biyolojik (Fr) biyoloji ile ilgili.
biz (Tr) ayakabıcıların kullandığı ucu sivri ve saplı tığ.
bizar (Far) tedirgin, bezmiş, usanmış.
bizar bıyaye usanmış olan.
bizar bıyayenı-bıyayış tedirgin olmak, usanmak.
bizar kerde usandırılmış olan.
bizar kerdenı-kerdış usandırmak.
bizar kerdox usandıran.
bize (pize) karın.
bizon (Fr) hörgüçlü bir yaban öküzü cinsi.
bizzat (Ar) kendi, kendisi, şahsen.
bizzat ey bı xo di bizzat o kendisi gördü.
bizzat ey va bizzat kendisi söyledi.
bizzat ez bı xo şiya bizzat ben kendim gittim.
bizzat o ame bizzat kendisi geldi.
bloq (Fr) blok, 1-bir bütün oluşturan, 2-içine resim vb. konulan karton kap.
bloq kerde blok edilmiş olan.
bloq kerdenı-kerdış blok etmek.
bloq kerdox blok eden.
bloqaj (Fr) blokaj, bloke etme işi.
bloqaj bıyaye bloke edilmiş olan.
bloqaj bıyayenı-bıyayış bloke edilmek.
bloqaj kerde bloke edilmiş olan.
bloqaj kerdenı-kerdış bloke etmek.
bloqaj kerdox bloke eden.
bloqın bloklu.
bluz-bluzı (Fr) bluz, ince kumaş veya iplikten örülen kadın giysisi.
bluzın bluzlü.
blüf (Ìng) blöf, karşısındakini yanıltma davranışı.
blüf kerdenı-kerdış blöf etmek.
blüf kerdox blöf eden.
blüfci blöfçü.
blüz-blüzı (Fr) bluz, ince kumaş veya iplikten örülen kadın giysisi.
blüzın bluzlü.
bo 1-"sın, sin, sun, sün, cek, cak" eklerinin yerini alır, 2-olsun.
bobin (Fr) içinden elektrik akımı geçen karışık tel techizat ve sarılı makarası.
bobinaj (Fr) bir makaradan başka bir makaraya sarma işi.
boci fino cinsinden küçük bir köpek.
boçqol kuyruksuz, veya kesik kuyruklu.
boçqola kesik kuyrukludur (dişil).
boçqolo kesik kuyrukludur (eril).
boçı hewadê argoda; baş kaldırmak, evlenmek istemek, eşleşme arzusu.
boçık dekewtenı-dekewtış bel kayması olmak.
boçık-boçıkı (poçık) kuyruk.
boçıka dergı uzun kuyruk.
boçıka kılmı kısa kuyruk.
boçıkekı kuyrukcuk.
boçıki biyayenı-biyayış bel kayması olmak.
boçıki kuyruklar.
boçıkın bı kuyrukluydu.
boçıkın kuyruklu.
boçıkıni kuyruklular.
bodro vıraştenı-vıraştış maaş çizelgesi yapmak.
bodro maaş cizelgesi.
bodrum (Yun) bir yapının yol düzeyinin aşağısında kalan bölümü.
bodık deve yavrusu.
boş boş.
boşboxaz geveze.
bog tarla kenarı, tarlanın dış kenarı.
bohtan bıyaye iftira edilmiş olan.
bohtan bıyayenı-bıyayış iftira atılmak.
bohtan kerdenı-kerdış iftira etmek.
bohtan kerdox iftira eden.
bohtan pa nayenı-nayış iftira edip lekelendirmek.
bohtan iftira, çamur atma, lekeleme.
boj-boji kol, bilek.
boji (Fr) patlamalı motorlarda gazı tutuşturmaya yarayan elektrikli araç.
boji fino cinsinden küçük bir köpek.
boka Homa kesi teng dı nêverdo Tanrı kimseyi darda bırakmasın.
boka tı tari dı nêmanê inşallah karanlıkta kalmazsın.
boka tı tengey nêvinê inşallah darlık çekmezsin.
boka keşke, olaki, inşallah.
bokana umarım, keşke.
boke 1-cesur, kahraman, yiğit, er kişi, 2-boğa.
bol bol çok çok.
bol diqet bıkı çok dikkat et.
bol şên u weşa çok şen ve güzeldir.
bol heyf bi çok yazık oldu.
bol kesan o nêdi çok kişi onu görmedi
bol kesi çok kişi, birçok kişi, epeyi insan.
bol kılmê çok kısa.
bol merdımi to nêsınasnenê çok adam seni tanımiyor.
bol merdımi birçok adam, birçok kişi, epeyi adam.
bol u tayn çok ve az, çok az.
bol werdiyan çok küçüklerini.
bol wext çok zaman, epeyi zaman.
bol zalımo çok zalimdir.
bol çok, boltır daha çok, boltırın daha daha çok
bol çok, epey, fazla.
bola bıza keçi sürüsü.
bola miyan amê dewı koyun sürüsü köye geldi.
bola 1-sürüdür, 2-çoktur.
bolamor çoğul, çok sayılı.
bolamoran dı çoğullarda.
bolamoran ra çoğullardan.
bolamoran çoğulları.
bolamorda çoğullunda.
bolamorey çoğul olma durumu, çoğullar.
bolamoreya cı çoğulu.
bolamoreyda çoğul olma durumunda.
bolan 1-çoklar, 2-sürüleri.
bolaney çoğunluk.
bolê cı xo rê gırot çoğunu kendine aldı.
bolê çoktırlar.
boley çokluk.
boleyda çokluğunda.
bolşewik (Rus) bolşevik yanlısı olan kimse.
bolhece çok heceli.
boli 1-çok, 2-palamut meyvesi.
boliyê çokturlar.
boliyê palamut meyvesidir.
bolki en çok.
bolkite çok heceli.
bolkite çok heceli.
bollo çoktur.
bollı sürü.
bollınan çokları
bollınan çokları
bollıxey bolluk, çokluk.
bolname çokisimli.
bolnan bir çokları.
bolo çoktur.
bolqısan çok hecelileri.
bolqıse çok heceli.
bolqıse çok heceli.
bolqısey (bolkitey, bolhecey) çok heceliler.
bolvengana çok seslililerle.
bolı sürü.
bolınan çokları
bolıxey bolluk.
bom 1-yiyelim, 2-aptal, yarı deli, avanak, 3-patlayıcı silahların patlama sesine derler.
bomba (Ìt) her türlü büyüklükte yapılmış olan patlayıcı, ateşli bir silah.
bomba bıyaye bombalanmış olan.
bomba bıyayenı-bıyayış bombalanmak.
bomba eştenı-eştış bomba atmak.
bomba eştox bomba atan, bombalayan.
bomba kerde bombalanmış olan.
bomba kerdenı-kerdış bombalamak.
bomba kerdox bombalayan.
bombaci bombalayan, bomba kullanan veya yapan kimse.
bombacinı kerdenı-kerdış bombacılık yapmak.
bombacinı bombacılık.
bombadestan el bombası.
bombarduman (Fr) topa tutma, bombalama.
bombarduman bıyayenı-bıyayış bombalanmak.
bombarduman kerdenı-kerdış bombalamak.
bombarduman kerdox bombalayan. bombarduman eden.
bombardıman bıyayenı-bıyayış bombalanmak.
bombardıman kerdenı-kerdış bombalamak.
bombardıman bombalama.
bombay bombalar.
bomlerz deprem.
bomı yiyelim.
bon (ban) ev, konut.
bon-boni bak.
bon mı ra bana bak.
bonba (Ìt) her türlü büyüklükte yapılmış olan patlayıcı, ateşli bir silah.
bonba bıyayenı-bıyayış bombalanmak.
bonba kerdenı-kerdış bombalamak.
bonbaci bombalayan, bomba kullanan veya yapan kimse.
bonbadestan el bombası.
bonbarduman (Fr) topa tutma, bombalama.
bonbarduman bıyayenı-bıyayış bombalanmak.
bonbarduman kerdenı-kerdış bombalamak.
bonbarduman kerdox bombalayan. bombarduman eden.
bonbardıman bıyayenı-bıyayış bombalanmak.
bonbardıman kerdenı-kerdış bombalamak.
bonbardıman bombalama.
bonbay bombalar.
boncê çek, çekin.
boncıx boncuk.
boncıxi boncuklar.
boncıxın boncuklu.
bonê ma bizim evimiz.
bonfile (Fr) kasaplık hayvanların bel kemiğinin iki yanından aşağiya doğru uzanan et dilimi.
boni 1-bak, 2-evler.
boni mı ra bana bak.
bonkêr (Fr) bonkör, eli açık, cömert.
bonkêr bıyayenı-bıyayış cömert olmak.
bonkêr cimri olmayan, elli ve cebi açık olan, yediren içiren.
bonkêra bonkördür (dişil).
bonkêrey bonkörlük.
bonkêro bonkördür (eril).
bono (Ìt) paranın miktarını ödeneceğini belirten senet.
bono herın topraklı ev.
bono jewqat tek katlı ev.
bono 1-baksın, 2-evdir.
bono baksa.
bono mı ra bana baksa.
bonservis (Fr) iş yeri veya işveren tarafaından verilen temiz iş kağıdı.
bonservis dayenı-dayış bonservis vermek.
bonservis dayox bonservis veren.
bonservis gırotenı-gırotış bonservis almak.
bonservis gırotox bonservis alan.
bonya bakayım.
boqs (Ìng) boks, beli kurallara göre oynanan yumruk oyunu.
boqs kaykerdenı-kaykerdış boks oynamak.
boqsor (Fr) boksör, boks oynayan kimse.
boqsorcinı boksörcülük.
boqsorcılıxey boksörcülük.
boqsorey boksörcülük.
boqsorinı boksörcülük.
bor mendenı-mendış bor bırakılmak, ekilmemek.
bor verdayenı-verdayış bor bırakmak, ekmemek.
bor 1-beyazımtrak, beyaz ile karışık, az kırmıziya çalan bir renk, 2-sürülmemiş, işlenmemiş ve ekilmemiş tarla, toprak, arazi, bayır.
boran-boranı (bewranı) güvercin.
borana kovi yaban güvercinı.
borana teqleci taklacı güvercin.
boraq-boraqı kurban.
boraq kurban bayramında veya hayır için kesilen kurban.
boraqı kerdenı-kerdış kurban kesmek.
boraqı kerdox kurban kesen.
borayenı-borayış 1-bağırma, nara atma, 2-boğa veya öküzün bağırışı.
borazan (Tr+Far) üflenerek çalınan perdesiz çalgı ve onu çalan kimse.
borazan cınayenı-cınayış borazan çalmak.
borazan cınayox borazan çalan.
bordo (Fr) mora çalan kırmızı renk.
bordro (Fr) aylık hesap çizelgesi.
bordür (Fr) kaldırım kenar taşları.
bordür vıraştenı-vıraştış kaldırım yapmak.
bordür vıraştox kaldırım yapan.
bordürın kaldırımlı.
borek (siya u sıpe) alacalı, siyah beyaz.
borek 1-beyazımsı, benekli, siyah ile beyaz renkli, 2-börek.
bori boru.
boriya mizi sidik borusu.
boriya nanwerdenı yemek borusu.
boriya werd werdenı yemek borusu.
boriyan boruları.
boriyın borulu.
boriyinı boruculuk.
boro alacalıdır.
borrayenı-borrayış 1-bağırmak, nara atmak, 2-boğa, veya öküzün bağırışı.
borsa (Ìt) borsa.
borsaci borsacı.
borsacinı borsacılık.
borsacılıxey borsacılık.
borun güvercin.
borı 1-ye, 2-kahve rengi ile kırmızı arası.
borıci borucu.
borın alacalı.
borın beyazlı, beyazımtrak.
borıyın boru biçıminde, borumsu.
borızan cınayenı-cınayış borazan çalmak.
borızan cınayox borazan çalan.
borızan borazan, üfleyerek çalınan perdesiz çalgı.
bos bıyayenı-bıyayış boşalmak.
bos kerdenı-kerdış boşaltmak.
bostan 1-karpuz, kavun, salatalık vb. tarlası, 2-sebze ve zerzevat bahçesi.
bostanci bostancı.
bostancinı bostancılık.
bostancılıxey bostancılık.
bostandê xo dı bostanında.
bostanê bancanan patlıcan bostanı.
bostanê beşilan kavun bostanı.
bostanê ma bizim bostanımız.
bostani bostanlar.
bot (Fr) uzun konçlu, kapalı ayakabı.
bot biya 1-batmış, 2-batım.
bot biyayenı-biyayış batmak.
bota bu yana.
botan eşt cı iftira attı.
botan kerdenı-kerdış iftira etmek.
botan kerdox iftiracı, iftira eden kimse.
botan na pa iftira taktı, iftira etti.
botan botları.
botan iftira, çamur atma, lekeleme.
botanik (Yun) bitki bilimi.
botanikcı bitki bilimcisi.
boti botlar.
botı (Ìng) küçük gemi.
bover karşı yaka, karşı taraf, öbür taraf.
bover karşı yaka, karşı taraf.
boxa (Fr) zehirsiz ve çok iri bir yılan çeşidi.
boxa döllemede kullanılan dana, öküz.
boxa mecşişman, güçlü, kuvvetli kimseye derler.
boxaz dı boğazda.
boxaz ra boğazdan.
boxaz boğaz, imik.
boxazın boğazlı.
boxça çaputan bez bohçası.
boxça çınay elbise bohçası.
boxça kerde bohçalanmış olan.
boxça kerdenı-kerdış bohçaya koymak.
boxça kerdox bohçalayan.
boxça bohça, içine içine çamaşır, elbise gibi şeyler konulan dört köşe kumaş
boxçaci bohçacı.
boxçacinı kerdenı-kerdış bohçacılık yapmak.
boxçacinı bohçacılık.
boxçacılıxey bohçacılık.
boxe 1-damızlık dana, boğa, 2-boa yılanı, 2-mecgüçlü kuvvetli ve etli.
boxeberan yiğit, er kişi, kahraman.
boxey boalar.
boxşı kerdenı-kerdış bıçkılamak, bıçkı ile kesmek.
boxşı testere.
boxım bıyayenı-bıyayış ortadan ikiye yarılmak, boğumlanmak.
boxım kerdenı-kerdış kötüklemek, boğumlamak.
boxım kerdox boğumlayan.
boxım kötük, kalın ağaç kökü, gövdesi, ağaç bedeni.
boxımdê cı ra kökünden, gövdesinden.
boxımê darı ağaç gövdesi, agaç kökü.
boxımın boğumlu, kalın ve şişkin.
boy antenı-antış koku çekmek.
boy antox koku çeken.
boy daye koku vermiş olan.
boy dayenı-dayış koku vermek.
boy dayox koku veren.
boy dekewte koku düşmüş olan.
boy dekewtenı-dekewtış koku düşmek.
boy devıstenı-devıştış koku düşürmek.
boy devıstox koku düşüren.
boy gırotenı-gırotış 1-koku almak, 2-nefes almak, işte dinlenmek.
boy kerde koklanmış olan.
boy kerdenı-kerdış koklamak.
boy kerdox koklayan.
boy vıradayenı-vıradayış soluklanmak, dinlenmek, yorgunluk gidermek.
boy vıradayox koku bırakan.
boy weşey hoş kokulu.
boy-bexı pis koku, kokmuş koku, leş kokusu.
boy koku.
boya kerde boyalanmış olan.
boya kerdenı-kerdış boyalamak.
boya kerdox boyalayan.
boya weşı güzel koku.
boya xo gırotenı-gırotış dinlenmek, soluk almak.
boya yena koku geliyor.
boya boya, renk veren ve eşyalara sürülen bir madde.
boyaci boyacı.
boyacinı kerdenı-kerdış boyacılık yapmak.
boyacinı kerdox boyacılık yapan.
boyacinı boyacılık.
boyacılıxey boyacılık.
boyax kerdê boyaliyordu, boyaliyacaktı.
boyax kerdenı-kerdış boyalamak.
boyax kerdox boyalayan, boyacı.
boyax kero boyalasın, boyaliyacak.
boyax boya.
boyaxane boyahane.
boyaxci boyacı.
boyaxcinı kerdenı-kerdış boyacılık yapmak.
boyaxcinı kerdox boyacılık yapan.
boyaxcinı boyacılık.
boyaxkı boyala.
boyaxmekı boyalama.
boyaxxane boya yapılan veya satılan yer.
boyaxın boyalı.
boyaxıno boyalıdır.
boybexa to ra yena pis koku senden geliyor.
boybexı pis koku, leş kokusu.
boye kerde boyalanmış olan.
boye kerdenı-kerdış boyalamak.
boye kerdox boyalayan.
boye boya.
boyeci boyacı.
boyecinı boyacılık.
boyecılıxey boyacılık.
boyevan boyacı.
boyexcinı kerdenı-kerdış boyacılık yapmak.
boyexcinı kerdox boyacılık yapan.
boylam (Tr) boylam.
boyna berey kewno daima gecikiyor.
boyna yeno mı ser her zaman üstüme geliyor.
boyna daima, herzaman.
boyqot (Ìng) boykot.
boyqot kerde boykut edilmiş olan.
boyqot kerdenı-kerdış boykot etmek.
boyqot kerdox boykut eden.
boyraq kerdenı-kerdış kurban kesmek.
boyraq kerdox kurban eden.
boyraq kurban.
boyweş güzel koku.
boyweşa hoş kokuludur, güzel kokuludur (dişil).
boyweşo güzel kokuludur, hoş kokuludur (eril).
boyweşın hoş kokulu.
boywes güzel kokulu.
boyın pis kokana denilir.
boyıno 1-kokmuş, pis kokuludur, 2-kirlidir, pasaklıdır.
boyının pis kokan, küflenmiş olma.
boz 1-açık toprak rengi, boz, beyazımtrak, 2-açılmamış, sürülmemiş toprak.
boza (Tr) mayhoş bir içecek.
bozan bir erkek ismi.
bozanı bir bayan ismi.
bozbendi muska.
bozek alacalı, beyazımtırak.
bozı bir bayan ismi.
br brom elementinin simgesi.
branş (Fr) dal, kol (bilim için).
branşê mı niyo branşım değildir.
branşê to çıçiyo branşın nedir?
brawo (Ìt) bravo, aferin, yaşa.
brawo to rê aferim sana.
brezilya (Ìsp) brezilya.
briç (Ìng) bir iskambil oyunu.
briç kaykerdenı-kaykerdış briç oynamak.
brifing (Ìng) başarılı çalışmadan dolayı verilen başarı belgesi.
brifing dayenı-dayış brifing vermek.
brifing dayox brifing veren.
brifing gırotenı-gırotış brifing almak.
brifing gırotox brifing alan.
briket (Fr) tuğla biçiminde yapı malzemesi.
briketın biriketli.
briyantin (Fr) saçı parlatmak ve yatırmak için kullanılan güzel kokulu bir madde.
briyantin kerdenı-kerdış briyantinlemek.
briyantinın briyantinli.
broşür (Fr) küçük kitap, risale.
broşür vetenı-vetış broşör çıkarmak.
broşür vetox broşör çıkaran.
broşürın broşörlü.
brom (Fr) bir element adı,
bronş (Fr) soluk borusunun ak cigerlere giden iki kolundan her biri.
bronşit (Fr) bronş ve bronşçukların iltihaplanması.
bronz (Fr) tunç.
buası görün.
buç-buçı kuyruk.
Bucaq Siverekte Bucak mıntikası ve halkı.
Bucax Siverekte Bucak mıntikası ve halkı.
buci 1-enik, köpek yavrusu, 2-fino, 3-araba bujisi.
bud vücudun kalça ile diz arasındaki bölümü.
budala (Ar) aptal, zekaca geri.
budala bıyayenı-bıyayış aptal olmak, aptallaşmak.
budalalıxey budalalık.
budalay budalalar.
budalaya budaladır (dişil).
budalayo budaladır (eril).
buddist (Fr) buddizm dininden olan kimse.
buddizm (Fr) Buddanın öne sürdüğü dünya görüşü, din.
budê miyerı koyunun budu.
budista budisttir (dişil).
budisto budisttir (eril).
buhran (Ar) bunalım, kriz.
buhran ravêrna bunalım geçirdi, kriz geçirdi.
buhran ravêrnayenı-ravêrnayış bunalım geçirmek.
buhranın bunalımlı.
buji (Fr) motorlarda gazı tutuşturmaya yarayan elektrikli araç.
buket (Fr) çiçek demeti.
buketê güli bir demet çiçek.
buketê bir demet.
buketna bir demet daha.
buketın demetli.
buku döv.
bukuwê döv, dövün.
bul kambur.
buldozer (Fr) öndeki geniş bıçakla toprağı kzıp sıyıran bir yol makinesi.
buli kewtenı-kewtış emeklemek.
buli emekleme.
bulisk şimşek.
bulwar (Fr) şehir içinde ağaçlı geniş cadde.
bulxul bulgur.
bulxür bulgur.
bulıki şı emekliyerek gitti.
bulıki şıyayenı-şıyayış emekliyerek gitmek.
bulıki kewtenı-kewtış emeklemeye başlamak.
bulıki kewtox emekleyen, emmeklemeye başlayan.
bulıki emeklemek, emekliyerek yürümek.
bulısk şamar, tokat.
bulıskê dê pıro bir şamar vurdu.
bum-bumı yiyelim.
bum 1-ateşli silahların patlama sesi, 2-baykuşa benzer bir kuş.
bumek baykuşa benzer bir kuşcuk.
bumı bir kadın ismı.
bumı uçan bir hayvan.
bunalım (Tr) bunalım.
buncıkı havuç.
bun 1-dib, 2-ev, konut.
bunê cı 1-dibi, 2-evi.
bur-burı ye.
bura yiyeyim?
burayê bağırıp, angırıp nara atiyordu.
burayenı-burayış bögürmek, meydan okumak, bağırmak, nara atmak.
burbur kerdenı-kerdış bağırıp çağırma, sağa sola nara atarak meydan okumak.
burbur bağırıp çağırma, sağa sola nara atma, meydan okuma.
burc (Ar) kale duvarı.
bure mend bor kaldı, ekilmedi.
bure mendenı-mendış bor kalmak, sürülmemek.
bure bor, ekilmemiş, ekili olmayan veya sürülmemiş tarla, arazi vs.
burê yeyin, yiyin.
burena anırıp nara attiyor (dişil).
bureno bağıriyor, nara atiyor (eril).
bureverda bor bıraktı, sürmedi.
buri bari ince kaş.
buri kaş.
burini bağırıp çağırma, nara armak.
buriy kaşlar.
buriyın kaşlı.
burjuwa (Fr) orta sınıftan olan kimse, kent soylu.
burjuwacılıxey burjuvacılık.
burjuwazi (Fr) burjuvazi, burjuva sınıfı.
burjuwaziyey burjuvacılık.
burnayenı-burnayış bögürtlemek, bağırtmak.
buro yesin, yiyecek.
burra bağırıp angırdı, nara attı.
burrayê bağırıp, angırıp nara atiyordu.
burrayenı-burayış Meydan okumak, bağırmak, nara atmak.
burrena anırıp nara attiyor (dişil).
burreno bağıriyor, nara atiyor (eril).
burrı burrı bağırıp çağırma, nara atma.
burs (Fr) bir öğrenciyi okutmak için devlet veya bazı kişi ve kurulluşlarca ödenen aylık para.
burs gırotenı-gırotış burs almak.
burs gırotox burs alan kimse.
bursın burslu.
burxey burgular.
burxi burgu, burgular.
burxu keno burguluyor, ağriyor.
burxü burgu.
burxüy burgular.
burxüyın burgulu.
burxı burgu.
burı burı kenê bağırıp çağıriyorlar, nara atiyorlar.
burı ye.
buse (Far) öpücük, öpme, öpüş.
buse dayenı-dayış öpücük vermek.
buse dayox öpücük veren.
busena bir öpücük daha.
buseyê bir öpücük.
butik (Fr) giyim ve süs eşyası satılan dükkan.
butik dı butikde.
butik gırweynayenı-gırweynayış butik çalıştırmak.
butik gırweynayox butik çalıştıran.
butik ra butikden.
butikci butikçi.
butikcinı kerdenı-kerdış butikcilik yapmak.
butikcinı kerdox butikcilik yapan.
butikcinı butik işi yapma, butikcilik.
butikcılıxey butikçilik.
butikın butikli.
buvv benê bıv olursun.
buvv çocuk dilinde dokunma yanarsın anlamında.
buwanı oku.
buwazı iste.
bux kewto ser buğ üstüne düşmüş.
bux ser kewtenı-kewtış buğ üstüne düşmek.
bux buhar.
bux pişmekte olan yemeklerden çıkan buhar, buğu.
bux ısı etkisiyle gaz durumuna geçen sıvı.
buxşı-buxşi testere.
buxın buğulu.
buy (boy) koku.
buyruq (Tr) emir, ferman.
buyruq dayenı-dayış emir vermek, ferman çıkarmak.
buyın bıyayenı-bıyayış kokmak.
buyın kokmuş, kokulu.
buz (cemed) donarak katı duruma gelmiş su.
buz bıyayenı-bıyayış buz olmak, donmak.
buz dolabi buz dolabı.
buz dı buzda.
buz ra buzdan.
buzê bir künk.
buzxane burhane.
buzın bı buzluydu.
buzın buzlu.
buzıno buzludur.
büfe (Fr) 1-içine öteberi konulan dolap, 2-çok küçük dükkan.
büfe gırweynayenı-gırweynayış büfe çalıştırmak.
büfe gırweynayox büfe çalıştıran.
büfeci büfe işleten kimse.
büfecinı kerdenı-kerdış büfecilik yapmak.
büfecinı büfeclik.
büfecılıxey büfecilik.
bühtan (Ar) kara çalma, iftira etmek.
bühtan kerdenı-kerdış iftira etmek.
bühtan kerdox iftira eden.
bühtanın iftiralı.
bülbül sesinin güzeliği ile tanınan ötücü bir kuş.
bülge (Tr) bölge.
bülgecinı kerdenı-kerdış bölgecilik yapmak.
bülgecinı bölgecilik.
bülgecılıxey bölgecilik.
bülgey ma bizim bölgemiz.
bülgey bölgeler.
bülten (Fr) basılıp yayınlanan duyuru, küçük dergi.
bülten dı bültende.
bülten ra bültenden.
bülten vetenı-vetış bülten çıkarmak.
bülten vetox bülten çıkaran.
bülteni bültenler.
bültenın bültenli.
bülxür dı bulgurda.
bülxür ra bulgurdan.
bülxür vıraştenı-vıraştış bulgur yapmak.
bülxür bulgur.
bülxüran bulgurları.
bülxüri bulguru, bulgurlar.
bülügan bölükleri.
bülügı bölük.
bülıgı bölük.
bünye (Ar) vücut yapısı, kapasitesi.
büre verda bor bıraktı.
büre tarlayı bor bırakmak, sürmemek.
bürek (Tr) börek.
büreverda
büro (Fr) çalışma odası, yazıhane.
bürokrasi (Fr) kırtasiyecilik.
bürokrat (Fr) devlet dairesinde çalışan görevli.
bürxi burgu.
bürxiy burgular.
bürxü kerdenı-kerdış delik açmak.
bürxü vida, burgu.
bürxür dı bulgurda.
bürxür ra bulgurdan.
bürxür vıraştenı-vıraştış bulgur yapmak.
bürxür bulgur.
bürxüran bulgurları.
bürxüri bulguru, bulgurlar.
bürxüyın burgulu.
büst (Fr) heykeltraşlıkta başı, göğsü, bazende omuzları içine alan heykel.
büst vıraştenı-vıraştış büst yapmak.
büstê bir büst.
büstna bir büst daha.
büstın büstlü.
bütça baqanlıxdê bayındıri bayındırlık bakanlığının bütçesi.
bütça devletı devlet bütçesı.
bütçe (Fr) bütçe.
bütçe dı bütçede.
bütçe ra bütçeden.
bütçe vıraştenı-vıraştış bütçe yapmak, bütçeleme.
bütçe vıraştox bütçe yapan.
büz (Fr) künk.
büzi künkler.
büzna bir künk daha.
büzın künklü.