Mehmet Mükan

Ben Mamekiye’nin merkez köyü olan Keysu köyündenim. Köyümüz bir Kureyşan (Khurêsu) köyüdür, komşu ve civar köylerimiz ise Yusufan (Usvu) köyleridir ve köyümüzün mezralarında da oturanları var ki bunlar Palo Zazalarıdır. Bunu çocukluğumdan beri biliyorum, sürekli birbirimize gidip gelmişiz, hangi aşiretin dedesinin nereden buraya geldiğini yaşlılarımız konuşurlardı. Diğer bir Palo Zaza aşireti olan Zotu aşireti de var ki, eskiden Mamekiye merkezde yerleşikmiş. Dersim’in başka bölgelerinde de Suran (Suru), Çarekan (Çareku) gibi Palo Zaza aşiretleri vardır. Yaşlı kuşağımız bütün Dersim aşiretlerinin tarihini zaman zaman anlatırlardı. Bütün bu aşiretler Kureyşanlıların talipleridir ve Zaza’dır.

          Yaşlı kuşak sadece Dersim aşiretlerinin adları üzerine ve hangi bölgeden  geldikleri üzerine konuşmuyorlardı, onlar İran’dan buraya gelen bazı aşiretlerimizin neden buraya geldiklerini, buraya gelirken kimler burda vardı, bunları hep konuşurlardı. Bunları ben sorduğum için konuşmuyorlardı, onlar zaten başka dil bilmedikleri için kendi kültürü ve geçmişi hakkında zaman zaman konuşurlardı, ben de bu bölgede doğup büyüdüğüm için onları dinlemişim ve biliyorum.

          Mamekiye (resmi adıyla “Tunceli”) şehir merkezi, daha şehir kurulmadan önce, Palo Zaza aşireti olan Zotu aşiretinin bir köyüymüş. Mamekiye şehir merkezindeki yer isimleri hâlâ bu aşiretin adıyla biliniyor: Taxtê Zotu, Çêrgıskê Zotu, Axpinê Zotu gibi. Bu aşiret, bizim köy ile Mamekiye arasında Mılu diye bir komşu köyümüz daha var ki o köyde de bulunmaktalar. Bu köyde Mılzu diye bilinen Kürt aileler de vardır. Babam derdi ki, “Uza Mıle biyo, cokaro vato Mılu.” Orda “Bonê Sultan Padisay” denilen bir evde de eski bir Kur’an saklanmaktadır.

          Bahsettiğim Zaza aşiretlerinin kendileri de “Ma Zazayme” dedikleri gibi, biz de onlara Zaza diyoruz, komşu köyümüz Mılanlı Kürt Mılızlar da onlara Zaza diyor.  

         

          Kafa karışıklığı yaratan Kırmanc (Kürt) ve kırmanc (talip)

          Bahsettiğim Zaza aşiretler biz Kureyşanlılara “kırmanc” demezler. Pirlere kırmanc denmez, kırmanc talip kısmına derler. Zaza aşiretler bizden, “pirler” diye bahseder, böyle durumlarda kendilerinden de kırmanc diye bahsederler. Ama bizim taliplerimiz olmayan Kırmanc (Kürt) aşiretler bizden bahsederken pir - talip ayrımı yapmadan “Zazalar” diye bahsederler.  

          Taê kamılê ma vanê, “Verê coy taine ke vatêne ‘Ma Kırmancime’, taine ki vatêne, ‘Zonê ma Zazakiyo, ma Zazayme.’ ” Demek ki eskiden bu tartışmalar da olmuş.          

          Yüz yaşını geçmiş Kureyşanlı Hasan amca dilimizi “Zazaki” olarak, Alevi ve Sünni Kürtleri de “Kırmanc” olarak tanımlamıştı.

          Cênci estê, pers kon, vanê “Zaza çıko, ma Kırmancime.” Namê “kırmanc”i heşiyê pê, Mamekiye de her keşi ra Kırmanc vanê. Hama çık ra gore kırmanc vato, ey nêzonenê. Kırmanc (tolıv) kerdo Kırmanc (Kürt), taine ki kerdo Elevi. Nêzonenê ke, Khurru de ki aê ke dewıjiê, bınê bandıra ağau derê, inu ra ki kırmanc vanê.

          Mı Ap Begi ra pers kerdi vi: Apo tı vana “Kırmanc Khurru rê vanê”, ma eke henio, na mıletê ma ça vano “Ma Kırmancime?”

          Ap Bego Demenız: İ hora her keşi ra Kırmanc vanê.                          

          Mı piyê ho ra pers kerd: Bao, tı aê ke zonê ma qesey kenê, inu ra Kırmanc vana, hama Pilvancku Herre-Werre qesey kenê, tı inu ra ki kırmanc vana.

          Va ke: Ma ey zon ra gore nêvame.

          Babam, biz Kureyşanlıları dini bir tanımlamayla “Ma El Haq, El Momın u Dewrêşime, kırmanc na aşiriê” diyerek, talip Zaza aşiretlerimizi Herre-Werre konuşan Kırmanc (Kürt) aşiretlerle birlikte kırmanc olarak adlandırırdı. İkisine de kırmanc derdi. Sünni Kürtlere de “Khurr” derdi. Bazılarının “kırmanc, Alevi demektir” yanılgısı burdan kaynaklanıyor.

                                                             

          Pirlerin ve taliplerin, Kırmanciye ve kırmanciya beleke tanımları

          Kırmanciye: yanê ke aşiri estê, aşiri ke va ke, na aşirê Dêrsımi, hama aê ke piriê, i nê. Şindorê Kırmanciye ki cêr uwa Pêrtage ra ve cor uwa Erzınganio.

          (Pirler dahil edilmemek kaydıyla, Dersim’in talip (kırmanc) aşiretlerinin bölgesi)

          Pir ve talip ilişkisi:

          Pirlar yılda bir defa taliplerini ziyaret eder, küskünleri barıştırır, öğütler verir ve dualarını verip hakkullah (çıralığ) toplar.

          Kırmanciye de cirani ke koti tê, da pêro, pir u rayveru de vınetêne, eke nêvıneti, piru kemere verê çêverê dinu de nêne ro, endi keşi sılamê Haqi dinu nêdêne, malê dinu wertê malê hu nêkerdêne, niaz - qırvanê hu cı nêdêne, hata ke pirê hu ard, tove kerd ke hardê jü ke zoft kerdo, peyser cı dê; ciranê ho de ke do ve pêro, reyna pêro medê.

         

          kırmanciya beleke: Yanê ke aşiri dıjdêni kenê, qol erzenê zumıni ser, mali tırenê, çêu tola’ kenê, zumini kısenê, hukmatê hu çino.

          (Aşiret kavgalarını, talanı ve hükümetlerinin olmayışını belirten bir deyim.)

           

          Çoğu kişi Zazacaya “Zonê Ma”, Kürtçeye “Herre-Werre”, Sünni Kürtlere de “Khurr” demektedir ki bu tür tanımlamalar da ilmi olmayıp bölgesel tanımlamalardır.

          “Zonê ma ra Kırmancki ki vanê, Zazaki ki vanê; zonê Khurru ra ki Khurmancki ki vanê, Kırdaşki ki vanê” söylemine gelince, Kırdaşki dendiği doğru, ama biz biliyoruz ki Kırmanci, Kurmanci ve Khurmanci Kürt dilinin üç farklı telaffuz şeklidir. Kürt ve Kürtçe tabirlerini Türkçe konuşurken kullanıyorlar. Benim gördüğüm kadarıyla Kurd ve Kurdi tabirlerini Kürt siyasal partileri Anadolu’ya yaydı.            

          Soane, Kırmançların en saf Kürt kanından olduklarını yazıyor ve diğer aşiretlerin sadece Kord (Kurd) olarak adlandırıldıklarını belirtiyor. Kuzey Kürdistan’da da aynı Kırmanç tabiri sık sık ama iki değişik biçimde kullanılır;

a- Etnik bir tanım olarak tüm kuzey (Kırmanci) lehçesini konuşanlar için. Zazaca konuşanlar Kürt sayıldıkları halde bu terimin kapsamı dışında kalırlar.

b- Daha dar anlamda bu tabir tebaa durumundaki Kürt köylüleri belirtir. Şatak’taki Giravilerin egemenliği altında yaşayan aşiretsiz köylülere kırmanc denir; bu durumda Giraviler ya aşiret ya da ağa olarak adlandırılır. Benzeri bir şekilde, Şırnak ve çevresindeki aşiretsiz (aşiretsizleştirilmiş?) köylülere de kırmanç denilmektedir. (Martin van Briunessen, Ağa, Şeyh, Devlet 5. Baskı, 2008, İstanbul, s. 193)

          Avrupalılar genellikle ‘Kürt’ kelimesini, sadece etnik ve dilsel bir isim olarak kullanırken, Doğuluların hepsinin de bu terimi aynı biçimde kullandığını farz ediyorlar. Yanlış bir varsayımdır bu. Ortaçağ Arap coğrafyacıları ‘Kürt’ (Arapça’da çoğul olan ‘Ekrad’) terimini Arap ve Türk aşiretleri dışındaki bütün göçer ve yarı-göçer aşiretler için kullanıyorlardı. Bu terim, şimdi en koyu Kürt milliyetçilerinin bile Kürt saymadıkları aşiretleri de içermekteydi. (Martin van Briunessen, Ağa, Şeyh, Devlet 5. Baskı, 2008, İstanbul, s. 178)