(Gramerê Zazaki)

Zazaca - büyük İrani diller grubundan bir dil.

Yukarı Mezopotamya merkezli, Horasan-Mutki-Diyarbakır-Siverek-Gerger-Zara-Bayburt çemberi içinde yoğunlaşmış yerleşik bir halk olan Zazaların konuştukları dil. Aslında Dımıli (ya da Dumıli) olan bu halka zaza yakıştırmasının, dillerinde yoğun olarak kullandıkları /z/ sesinden ötürü komşu halklar tarafından (!) yapıldığı ileri sürülür. Bunun gerçekliği tartışmalıdır. Zaza olaral bilinmelerinin yanı sıra Zazalar kendilerini çoğunlukla Dımıli olarak tanımlarlar. (Bu tanımlama Dersim'de 'Kırmanc', Piran'da ise 'Kırd' biçimindedir.)
Dımıli hem bir halk hem de onun konuştuğu dili ifade eder. Dımıliler'in anayurtlarının Dêlam ya da Deylam / Daylam olduğu inancı oldukça yüksektir. Dımıli adı da yine büyük bir olasılıkla Dêlami sözcüğüne yapılan bir göndermedir. Dêlam, Hazar Denizinin güney kesimlerinde Dımliye benzer bir dilin konuşulduğu dağlık bir bölgedir. Büyük bir olasılıkla buradan batıya yönelen bir göçle Kuzey Mezopotamya'nın çeşitli yerleşim bölgelerinde bugünkü Dımılileri oluşturmuşlardır. Bu göçten geride kalanlar ise Hewramiler, Goranlar ve alt dil gruplarını oluşturan diğer topluluklardır.

('Les dialects D'awroman et de Pawa, Kopenhag, 1921, s.3-6) adlı eserinde age Meyer Benedictsen, Hewreman bölgesinde yaptığı gezi ve incelemelere dayanarak Zazaki ve Hewremaninin fonetik, morfolajik ve gramer yapısı bakımından yakın iki dil olduğunu belirtir. Günümüzde yükselen ulusal bilince bağlı olarak diller arasında sağlanan yakınlaşma bunun doğru olduğunu ortaya koymuştur. Bu bağlamda Gorani ile Zazakiyi aynı dil kökenine bağlamak mantıklı görünüyor.

Bugünkü Zaza coğrafyasında bilinen en eski yerleşik halk Hurrilerdir. Hurriler Zazalar'ın anavatanı olan Yukarı Mezopotamya'ya başka yerlerden gelmişlerdir. Hurriler'in ilk çıkış yerlerinin neresi olduğuna ilişkin çok farklı görüşler vardır: Ancak bu görüşlerin tümü bir araya getirildiğinde, köken olarak İrani bir kavim olan Hurrilerin anavatanının Kafkaslar, Aral Gölünün batısı, Deylam ile ağrı arasında bir yer olduğu gerçeklik kazanmaktadır. Akadlar2ın dağılma sürecine denk düşen İ.Ö III bin yılın sonlarına doğru Yukarı Mezopotamya'ya akan Hurriler; Gaskalar, Arzalılar, Hattiler ve Akadlar gibi çevre halklarının sınırlarını zorlayarak burayı kendilerine yuet edinmişlerdir. Uzun bir tarihi süreçte, Hitit, Mitunni, Akad, Asur ve Babil halklarına komşuluk etmiş, zaman zaman onların egemenlikleri altına girmiş olan Hurriler, önce Katmukhi (Adıyaman ve çevresi), daha sonra da Meliddu (Eski Malatya) kent devletinin İ.Ö 713 yılında yıkılmasıyla tarihin politik sahnesinden çekilmişlerdir. Hurriler bu tarihten sonra Yukarı Mezopotamya bölgesinde kurulan devletler içinde kendi dillerini, mitolojilerini,gelenke ve göreneklerini sürdürdüler.

Hurriler'in yazılı bir kültüre ulaşmamış oldukları söylendiğinden bunların dini, dili, kültürü, mitolojisi, gelenek ve görenekleriyle ilgili önemli ipuçları daha çok Hitit, Mitanni, Akkad ve Babil gibi komşu uygarlıkların tarihi içinde ortaya çıkmıştır.

Zaza anavatanı Yukarı Mezopotamya'ya yerleşmiş diğer bir halk da, ata çok iyi b,nmeleriyle tanınan, kültür ve sanatta ilerlemiş savaşçı bir topluluk olan İskitlerdir. İskitler Hint-Avrupa kökenli bir halk olup İ.Ö III. ve II. Bin yılları arasında Aral Gölü çevresinde yaşamışlar, İ.Ö.III. bin yılın sonlarında da oradan ayrılarak Güney Rusya steplerine ve Kafkaslara yerleşmişlerdir. Bu coğrafya, günümüzde Osetya2nın bulunduğu bölgedir. Osetler de zaten köken olarak İskitler'den gelmektedirler. Daha sonra, yurtlarını genişleterek Yukarı Mezopotamya'ya geçen İskitler, giderek devletlerini Yehudaya kadar genişletmişlerdir..

Zazaki, kimilerine göre kürtçe'nin başlıca dört lehçesinden biri; (Kurmanci,Zazaki, Sorani, Gorani) kimine göre de büyük İrani dil grubu içinde ayrı bir dildir. Ancak durum ne olursa olsun, Zazakiyi bir dil olarak ele almak, incelemek, geliştirmek ve onunla ilgili bilinmezleri bilimsel olarak bulup ortaya çıkarmak gerekmektedir.

Zazaki'nin de içinde yer alığı dil gruplamalarıyla ilgili görüşlerin en azından bir kısmını şöyle sıralamkta yarar vardır.

Kürtçe'de lehçe ayrımı üzerine bilinen en eski kaynak Şerefxan'ın yazdığı 'Şerefname' dir. Buna göre, Kürt toplulukları ve bunların dilleri şöyle sıralanır; "Kurmanc, Kelhor, Lor, ve Gor". Şerefnamede Zazalardan ve Zaza dilinden hiç bahsedilmez.

Oskar Mann, Kürt dili üzerinde yaptığı araştırmalarında, Kürtçeyi "Batı, Doğu ve Güney Kürtçesi" diye ayırır, ve Zazakiyi Gorani'nin bir lehçesi olarak ele alır.

1961 yılında dil derneğinde yayınlanan "Kürt Dilinin Kökeni" adlı makalesinde, Dr Mac Kenzie, Kürtçeyi "Yukarı Kurmanci ve Aşağı Kurmanci" olarak ikiye ayırmış, Goraniyi bağımsız bir dil olarak kabul etmiştir."the Dialect of Awroman (hewremani-Luhan)" adlı çalışmasında ise onu Eski Farsça'nın bir kolu olarak ayrı ele almıştır.

E.B. Soane, "Grammar of Kurmandji or kurdish Language, 1913" adlı çalışmasında kürtçenin temel lehçelerini, "Yukarı ve Aşağı Kurmanci" olarak ele almış, Lori, Hewremani, Zazaki ve Gorani'yi onlardan ayırmıştır. Yine, Dr. Tevfiq wehbi de Soane ile aynı görüştedir. Aslen Kürt olmakla birlikte kendisi bir Türkçü olan sosyolog Ziya Gökalp, "Kürt Aşiretleri Hakkında Sosyolojik Tetkikler, Komal Yayınları,1975 ve Sosyal Yayınlar 1992" adlı incelemesinde Kürtleri "kurmanc, Zaza, Soran, Goran ve Lur" olarak ayırırken Zazaki ile Gorancanın birbirine yakın iki dil olduğunu yazar.

Aleaddin Seccadi, "Destûr û ferhengi Zımani Kurdi, Erebi Wû Farsi" adlı çalışmasında, kürtçeyi iki temel lehçeye ayırır; "Bahdinani (Botan) lehçesi ve Soran (Mukri) lehçesi".

Dr.Kemal Fuad, Kürtçe'nin temel lehçelerini şöyle sıralar; "Batı, doğu ve Güney Kürtçeleri ile Goran-Zaza Kürtçeleri".

"Zımani Kurdi, Dabestbûni Coğrafyayiy Diyalektakaniy" adlı eserinde Fuad Hemmê Xurşid Kürtçeyi; "Kuzey Kurmanci, orta kurmanci, orta kurmanci, Güney Kurmanci ve Gorani" olarak sınıflandırır, Zazakiyi Gorani içinde bir alt diyalekt olarak ele alır.

"Zari, Zımani Kurdi le Terazuyi Berawid da" adlı çalışmasında Mehmed Emin Hewremani, Kürtçeyi "Yukarı Kurmanci (Bahdini), Orta Kurmanci (Sorani) ve Aşağı Kurmanci (Gorani)" olarak ele alır, ve Zazaki, Hewremani, Lori, ve Bacelaniyi Gorani içinde inceler.

Dilbilimci-yazar Malmisanıj, Kürtçeyi, Zazaki Kurmanci, Sorani, Gorani(Hewrami) ve Güney Kürdistan'da konuşulan diğer lehçeler olmak üzere beş ana lehçeye ayırır; Ayrıca, malmisanıj Zazaki ile Goraninin birbirine yakın iki lehçe olduğunu belirtir.

Daha çok Zaza dili üzerindeki çalışmalarıyla bilinen araştırmacı, dilbilimci-yazar Ebubekir Pamukçu, Zazakiyi Kurmanci'den ayrı ele almış ve Zazaki ile Goran-Hewrami benzerliğine dikkat çekmiştir. Ebubekir Pamukçu sadece Zazaki'nin dilbilimsel açılımları üzerine değil, onun tarihsel kökenleri üzerine de çalışmıştır. O, bu konu üzerindeki incelemelerini Stokholm'da önce Ayre dergisinde, ardından da Haziran 1992 de aramızdan ayrılıncaya kadar Piya adı altında çıkardığı dergide tartışmaya açmıştır.

Araştırmacı-yazar Minorsky, Kürtler arasında bu kavimden olmayan bir İrani unsurun (Goran-Zaza grubu) varlığından sözeder.

Ermeni araştırmacı Garo Sasuni, "Kürt Ulusal Hareketleri ve Ermeni-Kürt İlişkileri" adlı kitabında, Kürtler ve Zazalar'ın büyük İran kökeninden gelmiş olmalarına rağmen, kendilerini Kürt diye bilen Zazalar'ın aslında çok eski devirlerde başka kavim olduklarını belirtir.

Yine günümüzde, Zazaların dili ve kültürü üzerine çalışan pek çok araştırmacı, yazar ve dilbilimci Zazaki'nin ayrı oluşu ile birlikteliği üzerinde çok tartışmaktadırlar. Doğrusu, bu konu üzerinde bunca fırtına koparmak gereksizdir. Üstelik, öyle görünüyor ki, bu bilim ve teknoloji çağında böyle bir tartışma o kadar anlamlı da değil. "Zazaki ayrı bir dildir ve Zazalar kendi başına bir millettir." Denilince bu dünyanın sonu olmaz. Yeter ki insan aklın gözüyle bakabilsin ve iyilikle düşünebilsin... Sonuç olarak bu halklar tarih boyunca birlikte gelmişler, aynı coğrafyada yaşamışlar, mücadeleleri birbirine denk düşmüş ve aynı sıkıntıları ve sevinçleri yaşamışlar; kısacası, bunların arasında gerçek bir kardeşlik bağı oluşmuştur. Asıl yapılması gereken, her dilin özgürlük zemininde kendi içinde değerlendirilip geliştirilmesidir. Özgür olmamak bir başkasının egemenliği altında olmayı ifade eder ki bu "asimilasyon" demektir. Gerçek şu ki, Zazaki de büyük bir halkın dilidir, ve her dil gibi saygıyı, araştırılmayı ve üzerine çalışma yapılmayı hak etmektedir.